Posts Tagged ‘bulaşmış’

Murathan Mungan Güzel Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Murathan Mungan Güzel Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Murathan Mungan Güzel Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Murathan Mungan Güzel Sözleri
Murathan Mungan yazıları , Murathan Mungan sözleri, Murathan Mungan,Murathan Mungan hayata dair sözler,Murathan Mungan özlü sözler

Murathan Mungan güzel Sözleri

“hayat bazılarına mutsuz olmakla duygusuz olmak arasında bir tercih hakkı tanır, daha fazlasını değil”

“hepimiz varoluşumuza bir anlam ararız. kundak ile kefen arasındaki şeyin adı ömürdür, hayat değil. hayatı biraz da kendimiz yaparız.”

“ben 50 yıldır çocukluğuma ‘çocuğum’ gibi baktım”

“ben sende bütün aşklarımı temize çektim”

“sessizliğe borcum var, birkaç kelime”

” türkiye’nin resmi dini iki yüzlülüktür”

“işim kelimeler benim. sahte alçakgönüllülüğe gerek yok: türkçe’nin saçlarını tarayan, tarayabilen yaşayan üç-beş yazardan biriyim. içimizle dilimiz arasındaki mesafeyi kelimelerle kapatmaya çalışan adamdır yazar dediğin. “

“..şunu ya da bunu yapıp para kazanmak ve toplumca onaylanmak varken,şiir yazmak,sanatla uğraşmak,topluluk kurup müzik yapmak,politikayla ilgilenmek düpedüz şuursuzluk ve ancak gençlikle açıklanabilecek boşa bir uğraş.
para,mülk,güvence ya da statü kazanmanın değer olduğu bir dünyada hacim kaplamayan her şey böyle değerlendiliyor..”

“…bir şeyin ‘gerçek’inden bu denli emin bir biçimde söz etmenin güveninden ürker; bu güvenin burnu büyüklüğünde temel bir yaşam bilgisi noksanlığı sezerim hep. çünkü, bence bu kadar emin olmak, bilgi ile değil, yaşama azlığı, deneyim kıtlığı ile açıklanabilir. yaşama sahiden bulaşmış olan insanlar, ‘gerçek’ten ya da ‘gerçek’lerden dem vururken daha temkinli olur, bu çeşit konularda çoğul terazi kullanırlar. bunun yanı sıra yaşama daha az bulaşmış, kuytusuna çekilip kapandıkları entelektüel çalışmalara odaklı hayatlarında, işin kuramsal, kavramsal donanımına ağırlık vermiş insanlar da öyle. kaba bir ayrımla öbeklendirdiğim bu her iki taraf da kendi yaşama seçimlerinin akarında görmüş geçirmiş; bilginin, kuru kuru bilindiğinde değil, ancak bünyeye katıldığında işe yaradığını öğrenmişlerdir…”