Posts Tagged ‘Fenerbahçe’

Massimo Moratti’den ilginç Lucio cevabı

Cuma, Haziran 29th, 2012

İtalya Serie A ekiplerinden Inter’in başkanı Massimo Moratti, Lucio’nun Fenerbahçe’ye transferi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Inter kulübü resmi internet sitesinde yayınlanan söyleşide Lucio’nun Fenerbahçe ile anlaştığı iddiasını yanıtlayan Moratti, “Bu konuda hiçbir bilgim yok. Bu soruyu kim anlaşma yapmısa ona sormalısınız” diyerek ilginç bir cevap verdi.w

Daha önce Sky Italia’nın haberinde Inter’li savunma oyuncusunun başkan Moratti’den izin alarak Fenerbahçe ile transfer görüşmesi yaptığı öne sürülmüştü. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Fenerbahçe Kulübü de resmi olarak Lucio ile ilgilenmediklerini açıklamıştı.

(sporx)

 

‘Hamit’e Galatasaray’ı seç dedim’

Cuma, Haziran 29th, 2012

Transfer döneminin revaçtaki isimlerinden Hamit Altıntop, Galatasaray forması mı giyecek yoksa Fenerbahçe’nin yolunumu tutacak. Real Madrid ile yoluna devam edip etmeyeceği henüz kesinleşmemesine rağmen gurbetçi yıldızın bir diğer alternatifi ise Avrupa’nın başka takımlarında futbol hayatını sürdürmek. Bugün gazetesinin haberi şu şekilde devam ediyor;

İsterlerse onun adına konuşurum

Galatasaray, Hamit açısından bir adım önde. Çünkü yakın arkadaşı Saffet Ulusoy ve babası Haluk Ulusoy adeta Hamit’i kuşatma altına almış durumda. Federasyon başkanlığından bu yana milli futbolcuyla arası hayli iyi olan Ulusoy, gazetemizde de daha önce yer alan “Hamit’i Fener’in elinden Ulusoy alıyor” şeklindeki haberleri doğruladı.

Ankara’daki federasyonmali kongresi sonrası soruları yanıtlayan Ulusoy, “Evet, Hamit’in Türikiye’ye gelmesi durumunda giyeceği formanın Galatasaray’ınkisi olması için gayret gösteriyorum” dedi.

Ulusoy şöyle devam etti: “Oğlum Saffet deonunla çok sık görüşüyor. Hamit’le konuştuğumuzda “Giyeceğin forma Galatasaray forması olur, diyoruz. Ancak kulüpten bize kimse böyle bir çalışma içinde olmamızı söylemedi. Ben bireysel olarak Hamit’le konuşuyorum. İsterlerse Galatasaray adına da konuşurum. Ben onun babası gibiyim. Hatta Türkiye’de futbol oynadıktan sonra yine burada kalıp teknik direktörlüğe adım atmasını istiyorum.”

(bugün)

‘Hamit’e Galatasaray’ı seç dedim’

Cuma, Haziran 29th, 2012

Transfer döneminin revaçtaki isimlerinden Hamit Altıntop, Galatasaray forması mı giyecek yoksa Fenerbahçe’nin yolunumu tutacak. Real Madrid ile yoluna devam edip etmeyeceği henüz kesinleşmemesine rağmen gurbetçi yıldızın bir diğer alternatifi ise Avrupa’nın başka takımlarında futbol hayatını sürdürmek. Bugün gazetesinin haberi şu şekilde devam ediyor;

İsterlerse onun adına konuşurum

Galatasaray, Hamit açısından bir adım önde. Çünkü yakın arkadaşı Saffet Ulusoy ve babası Haluk Ulusoy adeta Hamit’i kuşatma altına almış durumda. Federasyon başkanlığından bu yana milli futbolcuyla arası hayli iyi olan Ulusoy, gazetemizde de daha önce yer alan “Hamit’i Fener’in elinden Ulusoy alıyor” şeklindeki haberleri doğruladı.

Ankara’daki federasyonmali kongresi sonrası soruları yanıtlayan Ulusoy, “Evet, Hamit’in Türikiye’ye gelmesi durumunda giyeceği formanın Galatasaray’ınkisi olması için gayret gösteriyorum” dedi.

Ulusoy şöyle devam etti: “Oğlum Saffet deonunla çok sık görüşüyor. Hamit’le konuştuğumuzda “Giyeceğin forma Galatasaray forması olur, diyoruz. Ancak kulüpten bize kimse böyle bir çalışma içinde olmamızı söylemedi. Ben bireysel olarak Hamit’le konuşuyorum. İsterlerse Galatasaray adına da konuşurum. Ben onun babası gibiyim. Hatta Türkiye’de futbol oynadıktan sonra yine burada kalıp teknik direktörlüğe adım atmasını istiyorum.”

(bugün)

Galatasaray’dan Fenerbahçe jest

Cuma, Haziran 29th, 2012

Türk Futbolu’nun iki ulu çınarı Galatasaray ile Fenerbahçe arasında yaşanan gerilim, TFF Mali Genel Kurulu’nda yerini dostluğa bıraktı. 11 Ağustos’ta Süper Lig Şampiyonu Galatasaray ile Türkiye Kupası Şampiyonu Fenerbahçe arasında Erzurum’da oynanacak Süper Kupa’nın 1 gün ertelenmesi gündeme geldi. Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme rövanş maçının 7-8 Ağustos’ta olması nedeniyle 11 Ağustos’taki maçın bir gün sonra 12 Ağustos’ta oynanmasını isteyen sarı-lacivertlilere yeşil ışık yakıldı.

Kiğılı talep etti Fenerbahçe Başkanvekili Abdullah Kiğılı’nın önceki gün Ankara’daki genel kurulda, Galatasaray 2. Başkanı Ali Dürüst ile görüştüğü, “Sayın Dürüst, Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören’e de konuyu açtık. Süper Kupa’dan 3 gün önce Şampiyonlar Ligi ön eleme maçımız olacak. Bunu bir gün daha ertelemek istiyoruz. Başkan Demirören, ‘Bizim açımızdan mani yok. Ancak Galatasaray’ın da kabul etmesi gerek’ dedi. Biz de sizden iyi niyet bekliyoruz. Cumartesi yerine pazar günü oynamamızda sizin için bir sakınca var mıdır?” diyerek izin istediği bildirildi. Kiğılı’nın bu teklifine olumlu bakan Dürüst’ün de , “Elbette olabilir” diyerek öneriye sıcak baktığı kaydedildi. Futbol Federasyonu’nun iki kulübün ortak tavrına olumlu yanıt vermesi bekleniyor.

(milliyet)

Lille, Dia için devrede

Cuma, Haziran 29th, 2012

Le10 Sport internet sitesinin verdiği habere göre Lille yöneticilerinin yaptıkları toplantıda, sarı-lacivertli ekibe 2 yıl önce Nancy’den gelen oyuncunun isminin ön plana çıktığı,  Hazard’ın gitmesiyle doğacak boşluğun Dia ile doldurulmasının düşünüldüğü iletildi.

(fanatik)

Şike davasında karar günü

Cuma, Haziran 29th, 2012

Futbolda şike davasında artık sona gelindi. 3 Temmuz 2011 tarihinden bu yana süren süreç bugün Çağlayan Adliyesi’nde yapılacak 22’nci duruşma ile sona erecek. Mehmet Ekinci başkanlığındaki mahkeme heyeti, savunmaların tamamlanmasından sonra sanıkların son sözlerini dinleyecek. Tutuklu olarak yargılanan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a 3 yıl 10 ay ile 13 yıl 10.5 ay arasında hapis cezası istenmişti. En çok ceza istenen şahıs ise 15-42 yıl hapis istemiyle yargılanan Olgun Peker olmuştu.

Bu arada bugün Kulüpler Birliği üyeleri, Bursaspor ve Galatasaray hariç Çağlayan’a giderek Aziz Yıldırım’a destek verecek. Çok sayıda Fener taraftarının da adliyeye akın etmesi bekleniyor.

KİME NE KADAR CEZA İSTENDİ?

Olgun Peker 15 yıl-42 yıl Aziz Yıldırım 3 yıl 10.5 ay-13 yıl 10.5 ay İlhan Ekşioğlu 2 yıl 10.5 ay-10 yıl 10.5 ay Şekip Mosturoğlu 2 yıl 10.5 ay-10 yıl 10.5 ay Tayfur Havutçu 1.5 yıl-4.5 yıl Serdal Adalı 1.5 yıl-4.5 yıl Mecnun Odyakmaz 2.5 yıl-7.5 yıl Bülent Uygun 2.5 yıl-7.5 yıl Sadri Şener 1 yıl 9 ay-5 yıl 3 ay Gökçek Vederson 1.5 yıl-4.5 yıl İbrahim Akın 2.5 yıl-7.5 yıl İskender Alın 1.5 yıl-4.5 yıl Mehmet Yıldız 1.5 yıl-4.5 yıl Sercan Yıldırım 1.5 yıl-4.5 yıl Ümit Karan 1.5 yıl-4.5 yıl Korcan Çelikay 1 yıl-3 yıl Serdar Kulbilge 1-yıl-3 yıl Sezer Öztürk 6 ay-1.5 yıl

 

Mestella’dan Saracoğlu’na

Cuma, Haziran 29th, 2012

Emre Belözoğlu’nun Atletico Madrid ile anlaşmansının ardından Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe orta sahası için “İlk tercihim” dediği Mehmet Topal için sarı-lacivertli kulüp Valencia ile anlaşma sağladı. Fenerbahçe yönetimi adına İspanyol kulübüyle görüşmek için önceki gün İspanya’ya giden Mehmet Topal’ın menajeri Batur Altıparmak, 8 milyon isteyen Valencia yönetimini, “Mehmet, Fenerbahçe’de oynamak istiyor” diyerek ikna etti.

TOPAL’A 2 MİLYON GARANTİ PARA

Galatasaray’dan 4 milyon 200 bin Euro’ya aldığı milli futbolcu için Fenerbahçe’nin teklifini 3.5 milyondan 4.5 milyon Euro’ya çıkarması sonrasında “Evet” diyen Valencia Kulübü, dün sol beki Jordi Alba’yı da 14 milyon Euro’ya Barcelona’ya sattı. Önceki gün tatilini yarıda kesip İstanbul’a dönen Mehmet Topal için Fenerbahçe yönetimi borsaya bilgilendirme metni yollarken, yılda 2 milyon Euro garanti para ve maç başına 15 bin Euro alacak olan milli oyuncunun transferinin bugün resmen kamuoyuna açıklanması bekleniyor.

Tino Costa yeşil ışık yaktı; Valencia 7’den 6 milyona indi Mehmet Topal transferini bitiren ve Valencia’dan Tino Costa’yı da isteyen Fenerbahçe, Arjantinli’nin Türkiye’de forma giymeye sıcak bakmaması nedeniyle sıkıntı yaşıyordu. UEFA’nın son kararı ve Mehmet Topal’ın da Costa ile konuşması sonrası Fenerbahçeliler’in Arjantinli futbolcuya Türkiye ve kulübü tanıtan brifingi oyuncunun fikrinin değişmesini sağladı. Fenerbahçeli yöneticiler, Costa’ya Fenerbahçe’nin büyüklüğünü anlatıp takımdaki Kuyt, Alex, Sow gibi yıldızlara vurgu yapmıştı. Fenerbahçe’ye gelmeye artık sıcak bakan Costa, sarı-lacivertlilerle Valencia arasındaki pazarlıkların sonuçlanması bekliyor. İspanyol kulübünün 7’den 6 milyon Euro’ya indiği sızan haberler arasında…

(sabah)

 

Fenerbahçe Topal’ı borsaya bildirdi

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Fenerbahçe Sportif Hizmetler Sanayi ve Ticaret AŞ’den İMKB’ye gönderilen ve Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda da yer alan açıklamada, ”Valencia Kulübü futbolcusu Mehmet Topal’ın transferi için görüşmelere başlanmıştır” denildi.

Fenerbahçe Kulübü, Mehmet Topal’ın bonservisi için Valencia’ya 4.5 milyon Euro ödeyecek.

Aziz Yıldırıma ateş püskürdüler!

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Ali Özbak, Şamil Ekinci Müzesi’nde Trabzonsporlu eski futbolcularla birlikte düzenlediği basın toplantısında, 26 Haziran Salı günü, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın mahkemede, ‘Trabzonspor’u dördüncü büyük ben yaptım’ dediğini belirterek, ”Sayın Yıldırım, bir kulübün nasıl büyük olduğunu demek ki bilmiyor. Büyüklüğün olmazsa olmaz argümanı iştirak ettiğiniz mücadele yolunda en büyük olmaktır, yani şampiyon olmaktır” dedi.

Özbak, açıklamanın ardından Trabzonspor’un arşivinde iki gün boyunca inceleme yaptığını ifade ederek, şunları söyledi:

”Hiçbir arşiv ve müze bilgisinde Aziz Yıldırım’ın ne ismini ne de cismini görmedim. Hatta 1976 yılında sizin futbol sektörünün neresinde olduğunuzu da bulamadık. Biraz insaf sayın Yıldırım, siz büyük yapma ile büyük olmayı birbirine karıştırdınız. Ama şu konuda hakkınızı teslim ederiz. Sizin bir Kulüpler Birliği toplantısında bizim büyüklüğümüzü savunmanızı unutmuş değiliz. Trabzonspor’un büyüklüğünü bir mucit inşa etmedi. Aziz Yıldırım bir sürçü lisan eylemiştir. Bunu söylerken mahkemenin psikolojik ortamından etkilenmiş olabilir.”

Trabzonsporlu Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı İlyas Akçay ise Trabzonspor’un Türk futbolunda gelmiş olduğu yer ve şeklin belli olduğunu vurgulayarak, ”Alnımız açık, boynumuz diktir. Alın teri ile Trabzonspor bugünkü konuma gelmiştir. Aziz Yıldırım’ın, kendi yaptığı hataları düzeltmek için böyle büyük bir kulübü eleştirmeye hakkı yoktur. Hiç kimse Trabzonspor’un başarılarına dil uzatamaz, leke süremez” diye konuştu.

Trabzonsporlu eski futbolcu Serdar Bali de, Trabzonspor’un tekel haline gelmiş olan bir topluluğu 1975 yılında kırıp şampiyon olduğunu ifade ederek, ”Aziz Yıldırım ne kadar konuşursa biz o kadar daha birlik ve beraberlik içerisinde oluyoruz. Aziz Yıldırım her konuştuğunda Trabzonspor ile Fenerbahçe taraftarlarının arası açılıyor. Trabzonspor’un 6 resmi 3 de resmi olmayan şampiyonluğu var” dedi.

Aziz Yıldırıma ateş püskürdüler!

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Ali Özbak, Şamil Ekinci Müzesi’nde Trabzonsporlu eski futbolcularla birlikte düzenlediği basın toplantısında, 26 Haziran Salı günü, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın mahkemede, ‘Trabzonspor’u dördüncü büyük ben yaptım’ dediğini belirterek, ”Sayın Yıldırım, bir kulübün nasıl büyük olduğunu demek ki bilmiyor. Büyüklüğün olmazsa olmaz argümanı iştirak ettiğiniz mücadele yolunda en büyük olmaktır, yani şampiyon olmaktır” dedi.

Özbak, açıklamanın ardından Trabzonspor’un arşivinde iki gün boyunca inceleme yaptığını ifade ederek, şunları söyledi:

”Hiçbir arşiv ve müze bilgisinde Aziz Yıldırım’ın ne ismini ne de cismini görmedim. Hatta 1976 yılında sizin futbol sektörünün neresinde olduğunuzu da bulamadık. Biraz insaf sayın Yıldırım, siz büyük yapma ile büyük olmayı birbirine karıştırdınız. Ama şu konuda hakkınızı teslim ederiz. Sizin bir Kulüpler Birliği toplantısında bizim büyüklüğümüzü savunmanızı unutmuş değiliz. Trabzonspor’un büyüklüğünü bir mucit inşa etmedi. Aziz Yıldırım bir sürçü lisan eylemiştir. Bunu söylerken mahkemenin psikolojik ortamından etkilenmiş olabilir.”

Trabzonsporlu Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı İlyas Akçay ise Trabzonspor’un Türk futbolunda gelmiş olduğu yer ve şeklin belli olduğunu vurgulayarak, ”Alnımız açık, boynumuz diktir. Alın teri ile Trabzonspor bugünkü konuma gelmiştir. Aziz Yıldırım’ın, kendi yaptığı hataları düzeltmek için böyle büyük bir kulübü eleştirmeye hakkı yoktur. Hiç kimse Trabzonspor’un başarılarına dil uzatamaz, leke süremez” diye konuştu.

Trabzonsporlu eski futbolcu Serdar Bali de, Trabzonspor’un tekel haline gelmiş olan bir topluluğu 1975 yılında kırıp şampiyon olduğunu ifade ederek, ”Aziz Yıldırım ne kadar konuşursa biz o kadar daha birlik ve beraberlik içerisinde oluyoruz. Aziz Yıldırım her konuştuğunda Trabzonspor ile Fenerbahçe taraftarlarının arası açılıyor. Trabzonspor’un 6 resmi 3 de resmi olmayan şampiyonluğu var” dedi.

Fenerbahçe’de gözler yine ona çevrildi

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Stoper arayışlarını sürdüren Fenerbahçe, rotayı yeniden Mapou Yanga-Mbiwa’ya çevirdi… Gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’nde mücadele edilecek olması nedeniyle alternatifli bir kadro kurmak isteyen yönetimin, Orta Afrika asıllı Fransız futbolcu için 4 milyon euro’yu gözden çıkardığı bildirildi.

İKNA ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR

Mbiwa için Fransızların 5 milyon euro’luk talebine karşılık 4 milyon euro’da direnen F.Bahçe, pazarlığı sürdürüyor. Montpeiller’in ikna olması halinde 24’lük stoperin imza için hemen İstanbul’a getirileceği dile getiriliyor.

190 RESMİ MAÇTA GÖREV YAPTI

Futbola Montpeiller altyapısında başlayan 24 yaşındaki Mbiwa, 2007’den beri profesyonel olarak aynı kulübün formasını giyiyor. 190 resmi maçta görev aldığı kulübüne 4 de gol kazandıran yıldız oyuncu, 8 kez de Fransa U21 Takımı’nın formasını sırtına geçirdi.

(Fotomaç)

Erzik: Türkiye’nin men edilme ihtimali yoktu

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Türkiye Futbol Federasyonu’nun Ankara’daki Olağan Mali Genel Kurulu’na katılan UEFA 1. Asbaşkanı Şenes Erzik, “Türkiye’nin Avrupa’dan men edilme ihtimali yoktu.” diyerek, böyle bir durumun söz konusu bile olmadığını iddia etti.

“Şike soruşturmasında ağır yaptırımlar uygulanmazsa UEFA Türkiye’yi Avrupa’dan men edecek” şeklindeki endişelerin yersiz olduğunu belirten Erzik, NTVSpor’a yaptığı açıklamada, konuyla ilgili soruya “Türkiye’nin Avrupa’dan men edilme ihtimali yoktu.” diye cevap verdi.

Erzik, böyle bir durumun söz konusu bile olmadığını söyledi. 3 Temmuz sürecinin, ülke açısından çok sıkıntılı bir dönem olduğunu ifade eden Şenes Erzik, “3 Temmuz’dan bu yana normal hayatımı sürdürüyorum ve UEFA’daki görevim neyi gerektiriyorsa onu yapıyorum. Dolayısıyla bugün kongrede belirttiğim gibi, bu sadece futbolla ilgili insanları ilgilendiren bir olay olmaktan çıktı. Toplumsal bir olay haline geldi. TFF açısından bazı şeyler sonuçlandırılsa da yargı halen devam ediyor. Çok zor ve kötü bir süreç yaşadık hep birlikte.” dedi.

UEFA ve FIFA’da Ulusal Federasyonlar Komitesi Başkanı olduğunu ve bu nedenle taraf olduğu bir konuda konuşmadığını belirten Erzik, “Benim bulunduğum konum, işler sonuçlanmadan konuşmamı engelliyor. En önemlisi ise ben konumum itibariyle tarafım. Türküm. Ben TFF başkanlığını yaptım senelerce. Şimdi de TFF’nin onursal başkanıyım. Özellikle UEFA’daki Platini’den sonraki 2. adam olarak, birtakım görevlerim var. FIFA ve UEFA’da, ulusal federasyonların komitesinin başkanıyım. 53 ülke federasyonu, benim başkanı olduğum komiteye bağlı. FIFA’da da 209 ülkenin yine ulusal federasyonlar komitesi başkanıyım. Bütün bu görevlerin sorumluluğu içerisinde, herhalde bu konularda en son konuşacak kişi benim. Ben tarafım, çünkü Türk’üm.” diye konuştu.

Fenerbahçe ile ilgili kararını açıklayan UEFA’nın, çok güzel bir açıklama yaptığını vurgulayan Şenes Erzik, “UEFA, Fenerbahçe konusunda o kadar güzel bir açıklama yaptı ki gayet net. UEFA, yaptığı son açıklamayla, ne demek istediği gayet açık bir şekilde anlatmış. Hatta büyük bir mutlulukla gördüm, basın organları da tercümeyi çok net bir şekilde yaparak, deşifreleri yapmış. Ben de hukukçu olmadığım için ilave edeceğim bir şey yok.” ifadelerini kullandı.

Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ne aldığı davetin ardından, kimseye bir açıklama yapmadığını söyleyen Erzik, “Ben kimseye, ‘bu iş bitti’ demedim. Nerden kaynaklandığını biliyorum. Çünkü o gün yoğun bir şekilde telefon geldi. Birçoğunu cevaplayamadım. Benim orda işlerim var. Maçlara gidip geliyoruz. Tabii ki bir görev bölümü yapmış durumdayız. Belki bu telefonların 1-2 tanesine cevap verdim ama onda da ‘bekleyin UEFA’dan ne cevap gelirse sonuç o olur’ dedim. Ama ilave yapıldıysa ben onu bilemem.” dedi.

TFF Başkanlığı için aday olmasının, 30 yıllık UEFA ve FIFA’daki görevlerini bir kenara atması anlamına geleceğini de söyleyen Şenes Erzik, “UEFA’daki görevlerim var. Bu görevleri kaldırıp kenara koymak, UEFA ve FIFA’daki geçmiş 30 seneyi inkar etmek anlamına gelirdi. Benim Şenes Erzik olarak öyle bir lüksüm yok. Sonunda bu karar benim kararımdı. Türkiye çok önemli ve zorlu bir süreçten geçiyordu. Ben onursal başkan olarak da, UEFA ve FIFA’da önemli görevler üstlenmiş bir insan olarak da ‘banane’ diyemezdim. Ben daha önce kabul etmemişken, çok olağanüstü bir durum varken kabul edebilirdim. Ama yine de bu görevi kabul etmem, Türkiye açısından iyi olmazdı. UEFA ve FIFA’daki görevlerim bu kadar artmışken, gelemezdim.” diye konuştu.

Ayrıca Türkiye’nin ceza alma ihtimalinin de hiç olmadığını açıklayan Erzik, “Bence böyle bir durum hiç yoktu ve hiç de olmadı.” şeklinde konuştu.

Ekşioğlu: Etik Kurulu’nu tanımıyorum

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

”Futbolda şike” iddialarına yönelik dava kapsamında tutuklu bulunan Fenerbahçe Asbaşkanı İlhan Ekşioğlu, Fenerbahçe’nin menfaatlerini her zaman ön planda tuttuğunu, örgüte üye olarak çıkar sağladığı iddialarının gerçek dışı olduğunu söyledi.

Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, sanıklara, diledikleri sürede savunma yapabileceklerini, gerektiğinde aldıkları kararları ve kendilerini eleştirebileceklerini kaydetti.

Ekinci’nin bu sözlerinin ardından savunmasına başlayan İlhan Ekşioğlu, hakkındaki örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmediğini söyledi. 

Ekşioğlu’nun, ”Fenerbahçe de bir sivil toplum örgütüdür ama örgüt denilince korkarak yaklaşıyoruz. Her örgüt suç örgütü değildir” şeklindeki sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Ekinci, ”Yargıçların da örgütü var” şeklinde karşılık verdi.

Çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmanın kendisi için kabul edilemez olduğunu dile getiren Ekşioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Ben böyle bir örgütün varlığına inanmıyorum. Böyle bir örgüte üye değilim. Çıkar amaçlı suç örgütü olduğu zaman daha da can yakıcı oluyor. Allah’a şükür hiçbir menfaate ihtiyacım yok. Duysaydım da o yola başvurmazdım. Şan, şöhrete de ihtiyacım yok. Belki 4 bin gündür Fenerbahçe’de yöneticilik yapıyorum ama 4 kere gazetede açıklamam çıkmamıştır. Fenerbahçe rozetini kullanarak trafik polisine karşı bile menfaat sağlamadım. 10 yıl önceki mal varlığım şu anki mal varlığımdan daha fazladır. Ben böyle bir Fenerbahçeliyim. Hiç kimse, ‘Fenerbahçe’yi kendi menfaatinden arkada tuttu’ diyemez. Hep Fenerbahçe’nin menfaatleri önde gelmiştir.”

Türkiye Futbol Federasyonu’nun Etik Kurulu raporunu eleştiren Ekşioğlu, ”Futbolun kirli olduğunu iddia edenler varsa, ben kirletmediğim gibi, benim üzerimden temizlenmesine de şiddetle karşı çıkıyorum. Ben Etik Kurulu raporunu da, kurulunu da tanımıyorum” dedi.

Futbol yöneticilerinin, futbolun ortamının gerilmesinde büyük payı olduğunu kaydeden Ekşioğlu, Beşiktaş Kulübü’nün eski yöneticilerinden Serdal Adalı’nın gıyabında kendisi hakkında kötü sözler sarf ettiğini ancak tanıdıktan sonra çok iyi dost olduklarını dile getirdi.

Telefonda yaptığı konuşmaların her yöne çekilebileceğini kaydeden Ekşioğlu, ”Şüpheden sanık yararlanır diye bir ilke var. Hep savcılık makamı yararlanmış. Yarısından da ben yararlanmak istiyorum” diye konuştu.

Cezaevinde uzun süre düşünme fırsatı bulduğunu dile getiren Ekşioğlu, ”Beni çok iyi tanıdınız. Ben cezamı çok fazla çektim. 17 kişi başladık. Metris’te şu anda 2 kişi kaldık ve artık sabah kalktığımızda yerde böceklerle karşılaşmaya başladık. Rezil bir hayatın içindeyiz. Beraatimi talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

-Yusuf Turanlı-

Futbolcu menajeri Yusuf Turanlı ise savunmasına, 1 yıldır tutuklu olduğunu dile getirerek başladı. Turanlı, şöyle konuştu:

”Bir futbolcuya, ‘ağrıların varsa sıkma’ demek suç mu? Ben bugün olsa yine aynı şeyi söylerim. Eğer futbol dünyasında tüm kişilerin telefonları 5 ay süreyle dinlense, bu salon değil Kazlıçeşme Meydanı yetmezdi. Bunlar olağan konuşmalardı. Şüphe sanığın lehinedir. İlhan Ekşioğlu yarısına talip oldu, ben de diğer yarısına talip olmak istiyorum. Ben hiç yararlanmadım.”

Aziz Yıldırım: İftira atıyorsunuz

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

”Futbolda şike” iddialarına ilişkin davada esas hakkındaki savunmasını yapan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, ”Önemli bir dava bu. Burada yazılan her şey tarihe yazılacak. İnsanlar 40 sene sonra okuyacak burada yazılanları. Ama burada kul hakkı yiyorsunuz. Olmayan şeylerden suçluyorsunuz. İftira atıyorsunuz. Burada böyle şey olmaz” dedi.

Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanık avukatlarının mütalaaya karşı söyleyeceklerini tamamlamasının ardından, söz, esas hakkındaki savunmasını yapması için tutuklu sanık Aziz Yıldırım’a verildi.

Sözlerine başlamadan önce, ”Olgun bey, silahlı örgüt başkanlığından istifa ediyor, hepsini bana veriyor” diye espri yapan Yıldırım’a, Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Ekinci, ”Örgüte üye olmak için örgüt liderinin izni gerekmez” yanıtını verdi.

-”Telefonlar bana ait değil”-

Savunmasına başlayan Yıldırım, polis fezlekesinde 1080 telefon tapesi olduğunu, iddianamede ise 130’una yer verildiğini belirterek, bunların içinde çok zaman önce kullandığı ev telefonunun da dinlenilmiş olduğunu ve iddia edildiği gibi kendisine ait 40 telefon bulunmadığını savundu.

”Ben bunu dava dosyasından çıkardım. Söyleyeyim size” diyen Ekinci, söz konusu telefon numaralarını saydıktan sonra, ”Biz, farklı telefonlarla konuştunuz mu, konuşmadınız mı, bunu sorduk” dedi.

Yıldırım da Fenerbahçe Spor Kulübü’nde 30, şirkette ise 50 telefon hattı bulunduğunu kaydederek, kulüp ve şirketteki telefonların kendi üzerine kayıtlı olmadığını, kendi telefonlarına ulaşılamadığı durumlarda bu telefonların arandığını, oradaki telefonlarla herkesin konuşma yaptığını ve kendi üzerine kayıtlı sadece 2 telefon bulunduğunu söyledi.

-”Bizi dinleyen esasında derin devlet”-

Daha önce, telefon konuşmalarının dinlenildiğine dair Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe sunarak şikayetçi olduğunu söyleyen Yıldırım, bu şikayet dilekçesini okuyarak mahkeme heyetine sundu.

Yıldırım, ”Savcılık bana, ‘dinleme yok’ diye cevap verdi. Ben dinleme derken, devletin dinlemesinden bahsetmiyorum. Derin devletten bahsediyorum. Devlet dinlesin sorun yok, ama bizi dinleyen esasında derin devlet. Çünkü konuştuğumuz şey, hangisi olduğu bilinir, o gazetelerde ertesi gün manşet oluyordu” diye konuştu.

Soruşturma sonucunda tutuklandıktan sonra avukatlarının kendisini Metris Cezaevi’nde ziyaret ettiklerini ve ”dava konusu tapelerin suç unsuru olarak kullanılamayacağını” söylediklerini anlatan Yıldırım, ”Ben şunu düşündüm. Biz Fenerbahçe Spor Kulübü’nü temsil ediyoruz. Fenerbahçe’ye gönülden bağlı çok sayıda taraftar var. Tapelerin suçlanmamıza konu olmayacağını bildiğimiz halde, suçsuz olduğumuzu anlatmak için açıklamalar yaptık” ifadesini kullandı.

-”Spordan anlamayan kişiler bu kanunu çıkardı”-

6222 sayılı Sporda Şiddetin ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’la ilgili de konuşan Yıldırım, ”İlk olarak, bizim hazırladığımız kanunda şike ve teşvik yoktu. İki toplantıda da söz konusu edilmedi. Maalesef spordan anlamayan kişiler bu kanunu çıkarmışlardır. Bu kanun sayesinde, fikir beyanı suç olarak kabul edilir hale gelmiştir” dedi.

Kanunun çıkarılması için hukuktan anlamayan kişilerle birçok yetkilinin bir araya geldiğini ve kanunun böylece çıkarıldığını öne süren Yıldırım, ”Bu kanun çıkarılırken, sporun gerçek sahibi olan kişiler, bizler yoktuk. Emniyet ve jandarma çıkarmıştı. Cezaevinde bizzat bana haber yollayıp bu kanunun değişeceğini söylüyorlar. Buradan söylüyorum, bu kanun değişecektir. UEFA’nın son kararıyla birlikte bu kanunun hiçbir özelliği kalmamıştır” diye konuştu.

-Cruyff’un kitabını hediye etti-

Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Ekinci’ye, Hollandalı eski futbolcu Johan Cruyff’un bir kitabını hediye etmek istediğini söyleyen Yıldırım, Cruyff’un bu kitabında, ”maçtan sonra hakemin odasına giderek bir kol saati hediye ettiğini” yazdığını ve kitabın, taktik de barındıran güzel bir spor kitabı olduğunu ifade etti.

Yıldırım’ın, ”Cruyff, kitapta hediyenin suç olmadığını söylüyor” diyerek kitabı sunduğu Ekinci de ”Yazın okurum” dedi.

”Suçlanmak önemli değil. Doğru suçlanmak önemli. 20 yıldır sporun içindeyiz. Spordan almak için değil, spora vermek için geldik. Spordaki durumumuza göre suçlama yapılmaması lazım” ifadesini kullanan Yıldırım, polis fezlekesinde, ”Aziz Yıldırım tarafından İlhan Ekşioğlu vasıtasıyla futbolcu İbrahim Akın’a teslim edilmek üzere İbrahim İşcan’a 100 bin dolar verildiği” iddiasının yer aldığını ve bu iddiaya çok üzüldüğünü anlattı.

-”Kul hakkı yiyor, iftira atıyorsunuz”-

Hakkında fezlekede yalan yanlış şeyler yazıldığını ve ilgisinin olmadığı suçlamalarla suçlandığını öne süren Yıldırım, şöyle konuştu:

”Suçluysam, suçumu çeker yatarım, problem değil. Önemli bir dava bu. Burada yazılan her şey tarihe yazılacak. İnsanlar, 40 sene sonra okuyacak burada yazılanları. Ama burada kul hakkı yiyorsunuz. Olmayan şeylerden suçluyorsunuz. İftira atıyorsunuz. Burada böyle şey olmaz. 60 yaşından sonra bizde adalete güvenme-güvenmeme meselesi oluşuyor. Ben Türk adaletine güvenmek istiyorum. ‘1 Mayıs 2011 günü İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile oynanan maçta Aziz Yıldırım’ın İlhan Ekşioğlu aracılığıyla İbrahim İşcan’a talimat verdiği, İşcan’ın Ahmet Çelebi’ye ulaştığı ve Çelebi’nin de İbrahim Akın’a 100 bin avro verdiği anlaşılmıştır..’ deniliyor. Bir kere, İbrahim Akın 100 bin avro almadığını söyledi. ’50 bin dolar aldım’ dedi. Bari bunları doğru yazın. Eğer biz bu suçları işlediysek, zaten telefonlarımız dinleniliyor. Suçlu olanlar bu konuşmaları tekrar yaparlar.”

-”Bizi suçlarken ciddi suçlayın”-

Mütalaayı yazan savcının vicdanının bunu kabul edip etmediğini soran Yıldırım, ”Bu iddialar doğrulanırsa kendimi Boğaz Köprüsü’nden aşağı atarım dedim. Doğrulanmazsa onlar istifa etsinler” dedi.

”Bu davanın içinde İlhan Ekşioğlu’nun ne işi var?”  diye soran Yıldırım, söz konusu tarihte Yusuf Turanlı’yı tanımadığını ve iddia edildiği gibi Turanlı ile hiçbir ilgisi olmadığını savundu.

Yıldırım, ”Bizi suçlarken ciddi suçlayın. Karar veriyorsunuz ama hiç ciddiyet yok. Ben mi bunu ispat etmeye mecburum, yoksa mahkeme mi yapmalı? Mahkeme benim lehime niye kullanmıyor? İlla beni mahkum mu edeceksiniz?” şeklinde konuştu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Ekinci de Yıldırım’a kızarak, ”Ne diyorsun Aziz Bey? Böyle savunma olmaz. Düzgün yapacaksın savunmanı. Karar vermeden hakkımızda karar vermişsin. Biz her sanığın ne düşündüğünü düşünürsek karar veremeyiz” ifadesini kullandı.

”Futbolda şike” iddialarına ilişkin davanın tutuklu sanıklarından Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, savunmasında hakimlere, ”Sizler benim örgüt kurmadığımı, bu insanların örgüt üyesi olmadıklarını çok iyi biliyorsunuz” diyerek, beraatini talep etti.

Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada verilen aranın ardından Aziz Yıldırım savunmasına devam etti.

3 Temmuz sabahı, ”silahlı örgüt kurdukları” iddiasıyla gözaltına alındıklarını hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Aziz Yıldırım ve arkadaşları, Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için silahlı suç örgütü kurmuştu. Evlerimizi aramadılar, bahçelerimizi de kazmadılar. Bu örgütün silahlarını kimse aramadı, sormadı… Sonradan anladık ki amaç ‘bir yerlerden bir örgüt bulmak ve bizleri oraya katmaktı ve öyle de oldu. Tam silahlı suç örgütü suçlamasına alışmıştık ki, sorgular başladı. Gördük ki 6222 sayılı yasa uyarınca ‘şike’ yapmışız. Herhalde ‘şike’ yapmak için ‘silahlı suç örgütü’ kurduk diye düşündük. Tutuklama müzekkerelerinde gördük ki, sadece ‘şikeden’ tutuklanmışız. Yine anladık ki, hakkımızda hüküm verenler şike suçunun cezasının daha ağır olduğunu anlayınca, sağ olsunlar bizleri silahlı suç örgütünden çıkartıp, şike maddesine sokmuşlar ve tabii ki tutuklandık. Bugün anlamaktayım ki, Aziz Yıldırım’ın aslında en özgür olduğu günlerinin başlangıç tarihiymiş 3 Temmuz.”

-”Televizyonlarda kendilerinden menkul adamlar türedi” –

Bu süreçte hakkında itibarsızlaştırma ve toplum önünde küçük düşürmeye dönük planların hayata geçirildiğini ileri süren Yıldırım, şöyle konuştu:

”Televizyonlarda, gazetelerde kendinden menkul adamlar türedi. Bizlere her gün küfreden, özel resim ve haberlerimizi yayınlayan, bizleri hedef alan, iki lafı bir araya getiremeyen bu şahısların birçok ortak noktaları vardı. Savcı ve polis onlarındı. Bizlerse karşıt güçler. Hep aynı ağızdan konuşuyorlardı, aynı yere bağlı olduklarını söylüyorlardı. Sözde bu haberciler savcıdan ve polisten, gizlilik kararı olan dosyadan bilgiler alıp basına sızdırma yarışına girmişlerdi. Aslında buna en güzel cevabı Savcı Mehmet Berk vermişti. Medyada ve basında konuşulanların yüzde 90’ının yalan olduğunu açıkça ifade eden savcımız, bu yalanlarla bir yıl boyunca kişiliklerimize tecavüz edilmesine de izin vermiştir. Gerçi aynı Mehmet Berk, ‘Sivas maçının sonucu böyle olmasaydı bu davayı açmayacaktım’ demek suretiyle davadaki ciddiyetini ve bakış açısını ortaya koymuştu; ancak biz anlamamıştık.”

Yıldırım, Futbolda Şike ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’da yapılan değişikliğin de ”Aziz Yıldırım” yasası olarak lanse edilmesine karşın bu yasadan tek bir Fenerbahçeli’nin yararlanamadığını ileri sürdü.

– ”İddialar komikti” –

İddianame açıklanınca rahatladıklarını ifade eden Yıldırım, ”Çünkü iddialar yetersizdi. Hukuka açıkça aykırı şekilde toplanan deliller bizleri suçlamaya yetmezdi. İddialar gerekçesizdi, komikti. Tıpkı savcının huzurda verdiği iddianamenin diğer sureti olan mütalaa gibi. Ama iddianamede bir şey değişmiş, değiştirilmişti. Bizler bu sefer de ‘haksız ve ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü’ olmuştuk. Kısacası silahlı suç örgütünden soruşturulup, şikeden tutuklanıp, haksız ve ekonomik çıkar amaçlı suç örgütünden yargılanacaktık. Bu kadar telaşa, böylesine önemli makamları sırf bizleri buralarda yargılamak için bu durumlara düşürmeye ne gerek vardı. İstenilse bizler burada, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargılanmak için dilekçe dahi verebilirdik. En azından devletin ciddiyetine gölge düşürülmemiş olurdu diye düşündük” şeklinde konuştu.

Yargılama başlayınca hak ettikleri saygıyı gördüklerini ve bu konuda müteşekkir olduklarını dile getiren Yıldırım, ”Yargılama tarafınızdan hızlı bir şekilde yapılıyordu. Yine tutukluyduk ancak daha da özgürdük. Tam bir şeylerin değişmeye, bazı oyunların bozulmaya başladığını düşünmeye başladık, bu sefer de ‘hızlı bir şekilde ceza vermek için yargılama yapıldığı’ dedikoduları çıktı karşımıza. Şu anda bu dedikodular ve sizlerle baş başayım” dedi.

– ”Örgüt kurmadığımı çok iyi biliyorsunuz” –

Hakimlere hitaben, ”Sizler benim örgüt kurmadığımı, bu insanların örgüt üyesi olmadıklarını çok iyi biliyorsunuz” diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Kenan Yaralı’ya şike parası yollamadığımı, İbrahim Akın’a hiçbir Fenerbahçeli yöneticiden para gitmediğini, bu paralar tespit dahi edilmeden suçlandığımızı, kulübüyle sözleşmesi devam eden bir oyuncuya ‘transfer şikesi’ teklif edilemeyeceğini, Sivas’taki çantanın içinde şike parası değil, biletler olduğunu, Ümit Karan’a, Bülent Uygun’a, Sezer Öztürk’e, Emenike’ye şike veya teşvik teklifinde bulunmadığımızı konuşmalardan açıkça anlıyor, biliyorsunuz. Üç tarlanın şike söylemi olduğuna kendisi bile inanmayan savcı gibi sizler de eminsiniz. Bu tür söylemlerle bizlere ceza verilmemesi gerektiğini… Biz de herkes kadar temiziz derken, diğer takım ve yöneticilerin tapelerini çok iyi biliyorsunuz ve bin 300 tapeden tarafıma ait 103 tapeden bir tanesinin bile bu nitelikte olmadığını biliyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti ve Fenerbahçe’den başka aşkımız ve zayıf noktamız olmadığını, Fenerbahçe’ye ve bizlere yaşatılanları hak etmediğimizi biliyorsunuz. Bu ülkeyi, bu vatanı bölmeye çalışanlara övgü ve ayrımcılık yarışında olanların, konu biz olunca nasıl acımasız olduklarını görüyorsunuz.”

Hakimlerin bildiklerini okumaktan vazgeçmemelerini isteyen Yıldırım, ”Çünkü Aziz Yıldırım’ın bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bildiği ve inandığı yolda yürüyeceğini tüm kamuoyuna ilan ederim. Vereceğiniz karar sadece Aziz Yıldırım’ın bağımsızlık kararı olmayacaktır. Bu karar, aynı zamanda Türk yargısının bağımsızlığına dair olacaktır. Bilinmelidir ki, adaletsizliği engelleyecek gücümüzün olmadığı zamanlar olabilir ancak mücadele etmediğimiz hiçbir zaman olmamıştır ve olmayacaktır” şeklinde konuştu.

-UEFA’nın verdiği karar-

Aziz Yıldırım, savunmasında, UEFA’nın, Fenerbahçe’nin Avrupa Şampiyonlar Ligi’ne katılabileceğine dair kararına da yer verdi.

Yargılamanın özel yetkili mahkeme yerine spor mahkemesinde görülmemesine anlam veremediklerini kaydeden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Spor hukukuna ait bir ihtilafın neden spor hukuku düzenlemeleri tahtında çözümlenmediğini defalarca sorduk, söyledik. Bu sırada bunu birileri daha söyledi. UEFA… Evet, Fenerbahçe üzerinden oynanan oyunların bittiği bu günlerde UEFA, ders niteliğinde bir karar verdi bizlere, hepimize. Aslında bu kararda önemli olan kararın kendisi ya da sonuçları değildi. Karar, sadece spor hukuku yargı organlarının yaptığı yargılamayı esas alıyor, özel yetkili organize ve özel yetkili savcılığın hiçbir işlemi ve tasarrufunun adı dahi anılmıyordu kararda. Bizlerin haklıyken peşinen haksızlığı seçeceğimiz yegane durum; Türkiye Cumhuriyeti menfaatleridir. Bu kararınız Fenerbahçe’den öte Türk futbolunun geleceği ile, itibarı ile ilgilidir. UEFA kararı göstermiştir ki, yapmış olduğunuz bu yargılama, spor hukuku hükümleri itibarı ile tanınmamakta; hatta UEFA’da aleyhe durum ve delil olarak dahi değerlendirmeye tabi tutulmamaktadır.

Uluslararası kurum ve kuralların Türk ve dünya futbolu üzerindeki hakimiyeti kamuoyunun malumudur. Bu nedenle sizlerin sırf soruşturmayı yapan polis ve savcıları incitmemek, kamuoyunun bazı kesimlerini tatmin etmek ya da belki de Aziz Yıldırım’ın tasfiyesini sağlamak için sadece vicdanen vereceğiniz karar, inanın Türk futbolunun sonu olacak ve futbolda Türkiye’nin her platformda lekelenmiş, damgalanmış 3. dünya ülkesi muamelesi görmemiz sonucunu doğuracaktır. Unutulmamalı ve şu sıralar sıklıkça hissedilmektedir ki, Türkiye her geçen gün damarlarındaki asil kanın farkına biraz daha varmak zorundadır.”

Aziz Yıldırım, sözlerini, ”Sayın makamınız tahtında tüm Türk yargısına olan inancımı yineler, son sözümüzün ‘Bu sevda bitmez’ ve ‘Her koşulda Fenerbahçe’ olduğunu dosta, düşmana ilan ederim. Bununla birlikte mütalaada yer alan itham ve iddiaların asılsızlığı yapılan savunmalarımızla açıkça ortaya konulmuştur. Hiçbir maçta şike ve teşvik yoktur. Şike teşebbüsünde bulunulmamıştır; teşvik primi verilmemiştir. Tüm kamuoyunun malumu olduğu üzere, tüm hesaplarımız resen atanan bilirkişi ve Dernekler Masası tarafından incelenmiş ve hiçbir hukuka aykırı tasarrufa ya da usulsüzlüğe tesadüf edilmemiştir. Bu gerçeğin sayın mahkemece tespit edileceğine dair olan inancım tamdır. İş bu açıklamalar ve tespitler tahtında tahliye ve beraat yönünde karar vermenizi talep ederim” diyerek tamamladı.

Yıldırım, hakimin sorusu üzerine, ceza verilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünden yararlanmak istemediğini de tekrar etti.

Fenerbahçe’nin kamp programında değişiklik

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Fenerbahçe’nin yeni sezon öncesi Almanya’da yapmayı planladığı kamp çalışmaları Avusturya’ya alındı.

Fenerbahçe Kulübü’nden yapılan açıklamada, profesyonel futbol takımının yeni sezon hazırlıkları çerçevesinde gerçekleştirmeyi planladığı Avrupa hazırlık maçı kamp programına ilişkin çalışmaların devam ettiği belirtilerek, ”Bu çerçevede yapılan temaslar neticesinde; Belçika’nın Charleroi, Almanya’nın St. Pauli, İspanya’nın Real Mallorca ve Getafe takımlarıyla birer hazırlık maçı yapma konusunda karşılıklı mutabakat sağlanmıştır” ifadesine yer verildi.

Yapılan açıklamada, işbirliği içinde bulunulan UEFA lisanslı maç organizatörlerinin, bu maçların oynanacağı Almanya’nın Köln ve Krefeld şehirlerinin stat yetkilileriyle gereken planlamaları sağladığı, ancak Alman Futbol Federasyonu’nun, dün söz konusu statlara gönderdiği bir yazıyla, bu statlarda maç oynanmasına izin vermeyeceği; buna gerekçe olarak da daha önce Türk takımlarının Almanya’da yaptığı hazırlık maçlarında meydana gelen tribün olaylarını gösterdiği kaydedildi.

Fenerbahçe Kulübü, bu nedenle Almanya’da yapılması planlanan hazırlık maçlarının, Alman Futbol Federasyonu’nun bu kararıyla son dakikada iptal olduğunu ve bu çerçevede hazırlık maçı kamp programı organizasyonun 16-26 Temmuz dönemi için Avusturya bölgesine yönlendirildiğini açıkladı.

Şike davasında karar günü belli oldu

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, 4 tutuklu sanık ile 11 tutuksuz sanığın esas hakkındaki savunmalarının alınmasının ardından Başkan Ekinci, duruşmaya son verdiğini söyledi.

Duruşmayı 29 Haziran Cuma gününe bıraktığını bildiren Ekinci, ”O gün, geriye kalan sanıkların savunmalarını alacağız. Müdahillerin diyeceklerini soracağız. Sonra sanıkların son sözlerini alacağız. Bir aksilik olmazsa Cuma günü karar vermeyi planlıyoruz. O gün biraz uzun sürebilir duruşma. Olmazsa, Pazartesi gününe de duruşma tarihi verebiliriz” diye konuştu.

Şikeyi F.Bahçeli futbolcu aydınlatacak

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Romanya Liga 1’de, CFR Cluj ve Steaua Bükreş arasındaki yarış 2007-08 sezonunda son haftaya kadar sürmüştü. Bilica’nın da formasını giydiği ve küme düşmesi kesinleşmiş Universitatea Cluj ile lider CFR Cluj arasında oynanan son hafta derbisinde CFR Cluj deplasmanda penaltı golüyle 1-0 galip gelerek şampiyonluğunu ilan etmişti.

Pekçok otoriteye göre hatalı bir karar olan penaltıya sebebiyet veren oyuncuysa Bilica olmuştu.
Steaua Bükreş’in sahibi ve Başkanı Gigi Becali’nin korumasının emniyet güçlerince maçtan önce Cluj kentinde içinde 1,7 milyon euro bulunan çantayla yakalanmasıyla başlayan spekülasyonlar, maçın ardından CFR Cluj yetkililerin Bilica’ya şike yapması karşılığında para verdiği iddiasıyla devam etmişti.
4 yıl süren dava 2012 başında sonuçlanmış ve hem Becali hem de Bilica suçsuz bulunmuştu.
Steaua Bükreş’te o dönem forma giyen savunma oyuncusu Matei Mirel Radoi, dün Romanya’nın GSP televizyonuna verdiği demeçte olayı tekrar gündeme taşıdı.
Radoi açıklamalarında şöyle dedi: “Kimseyi suçlamak istemiyorum. Sadece herkesin düşündüğü ama söylemeye cesaret edemediklerini söylüyorum. Söylediklerim hoşlarına gitmese de dinlemeli ve saygı duymalılar. CFR Cluj’un kazandığı şampiyonluk gerçekten tuhaftı. Tuhaf geliyor çünkü Universitatea Cluj oyuncularına daha iyi motive olmaları ve dürüst oynamaları için Becali ödeme yapmak istemişti ama biz soruşturulduk. Oysa CFR Cluj yetkilileri tarafından bağlantıya geçilen ve bunu basına açıklayan oyuncular vardı. Bilica gibi. Biliyorum çünkü menajeriyle konuşmuştum. Teklif edilen parayı, kimlerin aracı olup temasa geçtiğini, kısacası herşeyi anlatmıştı. Bilica bu konuyla ilgili basına konuştu ama gazeteciler soruşturmadan kaçmak için söylediklerinin hepsini yayımlamadı. Bilica ile konuşabilirsiniz. Üstelik bu teklif sadece maçtan önce değil, devre arasında tünelde bile yapıldı. Bize suçlu gibi davranıldı ama onların yaptıkları yanlarına kâr kaldı, Ceza almadılar. ”

Eurosport’un haberine göre, iddiaların ardından Romanya’da yeni bir soruşturma açılıp açılmayacağı merak konusu olurken, Bilica söyleyecekleriyle gerçeğe ışık tutacak.

(eurosport)

 

Şikeyi F.Bahçeli futbolcu aydınlatacak

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Romanya Liga 1’de, CFR Cluj ve Steaua Bükreş arasındaki yarış 2007-08 sezonunda son haftaya kadar sürmüştü. Bilica’nın da formasını giydiği ve küme düşmesi kesinleşmiş Universitatea Cluj ile lider CFR Cluj arasında oynanan son hafta derbisinde CFR Cluj deplasmanda penaltı golüyle 1-0 galip gelerek şampiyonluğunu ilan etmişti.

Pekçok otoriteye göre hatalı bir karar olan penaltıya sebebiyet veren oyuncuysa Bilica olmuştu.
Steaua Bükreş’in sahibi ve Başkanı Gigi Becali’nin korumasının emniyet güçlerince maçtan önce Cluj kentinde içinde 1,7 milyon euro bulunan çantayla yakalanmasıyla başlayan spekülasyonlar, maçın ardından CFR Cluj yetkililerin Bilica’ya şike yapması karşılığında para verdiği iddiasıyla devam etmişti.
4 yıl süren dava 2012 başında sonuçlanmış ve hem Becali hem de Bilica suçsuz bulunmuştu.
Steaua Bükreş’te o dönem forma giyen savunma oyuncusu Matei Mirel Radoi, dün Romanya’nın GSP televizyonuna verdiği demeçte olayı tekrar gündeme taşıdı.
Radoi açıklamalarında şöyle dedi: “Kimseyi suçlamak istemiyorum. Sadece herkesin düşündüğü ama söylemeye cesaret edemediklerini söylüyorum. Söylediklerim hoşlarına gitmese de dinlemeli ve saygı duymalılar. CFR Cluj’un kazandığı şampiyonluk gerçekten tuhaftı. Tuhaf geliyor çünkü Universitatea Cluj oyuncularına daha iyi motive olmaları ve dürüst oynamaları için Becali ödeme yapmak istemişti ama biz soruşturulduk. Oysa CFR Cluj yetkilileri tarafından bağlantıya geçilen ve bunu basına açıklayan oyuncular vardı. Bilica gibi. Biliyorum çünkü menajeriyle konuşmuştum. Teklif edilen parayı, kimlerin aracı olup temasa geçtiğini, kısacası herşeyi anlatmıştı. Bilica bu konuyla ilgili basına konuştu ama gazeteciler soruşturmadan kaçmak için söylediklerinin hepsini yayımlamadı. Bilica ile konuşabilirsiniz. Üstelik bu teklif sadece maçtan önce değil, devre arasında tünelde bile yapıldı. Bize suçlu gibi davranıldı ama onların yaptıkları yanlarına kâr kaldı, Ceza almadılar. ”

Eurosport’un haberine göre, iddiaların ardından Romanya’da yeni bir soruşturma açılıp açılmayacağı merak konusu olurken, Bilica söyleyecekleriyle gerçeğe ışık tutacak.

(eurosport)

 

Şikeyi F.Bahçeli futbolcu aydınlatacak

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Romanya Liga 1’de, CFR Cluj ve Steaua Bükreş arasındaki yarış 2007-08 sezonunda son haftaya kadar sürmüştü. Bilica’nın da formasını giydiği ve küme düşmesi kesinleşmiş Universitatea Cluj ile lider CFR Cluj arasında oynanan son hafta derbisinde CFR Cluj deplasmanda penaltı golüyle 1-0 galip gelerek şampiyonluğunu ilan etmişti.

Pekçok otoriteye göre hatalı bir karar olan penaltıya sebebiyet veren oyuncuysa Bilica olmuştu.
Steaua Bükreş’in sahibi ve Başkanı Gigi Becali’nin korumasının emniyet güçlerince maçtan önce Cluj kentinde içinde 1,7 milyon euro bulunan çantayla yakalanmasıyla başlayan spekülasyonlar, maçın ardından CFR Cluj yetkililerin Bilica’ya şike yapması karşılığında para verdiği iddiasıyla devam etmişti.
4 yıl süren dava 2012 başında sonuçlanmış ve hem Becali hem de Bilica suçsuz bulunmuştu.
Steaua Bükreş’te o dönem forma giyen savunma oyuncusu Matei Mirel Radoi, dün Romanya’nın GSP televizyonuna verdiği demeçte olayı tekrar gündeme taşıdı.
Radoi açıklamalarında şöyle dedi: “Kimseyi suçlamak istemiyorum. Sadece herkesin düşündüğü ama söylemeye cesaret edemediklerini söylüyorum. Söylediklerim hoşlarına gitmese de dinlemeli ve saygı duymalılar. CFR Cluj’un kazandığı şampiyonluk gerçekten tuhaftı. Tuhaf geliyor çünkü Universitatea Cluj oyuncularına daha iyi motive olmaları ve dürüst oynamaları için Becali ödeme yapmak istemişti ama biz soruşturulduk. Oysa CFR Cluj yetkilileri tarafından bağlantıya geçilen ve bunu basına açıklayan oyuncular vardı. Bilica gibi. Biliyorum çünkü menajeriyle konuşmuştum. Teklif edilen parayı, kimlerin aracı olup temasa geçtiğini, kısacası herşeyi anlatmıştı. Bilica bu konuyla ilgili basına konuştu ama gazeteciler soruşturmadan kaçmak için söylediklerinin hepsini yayımlamadı. Bilica ile konuşabilirsiniz. Üstelik bu teklif sadece maçtan önce değil, devre arasında tünelde bile yapıldı. Bize suçlu gibi davranıldı ama onların yaptıkları yanlarına kâr kaldı, Ceza almadılar. ”

Eurosport’un haberine göre, iddiaların ardından Romanya’da yeni bir soruşturma açılıp açılmayacağı merak konusu olurken, Bilica söyleyecekleriyle gerçeğe ışık tutacak.

(eurosport)

 

Şikeyi F.Bahçeli futbolcu aydınlatacak

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Romanya Liga 1’de, CFR Cluj ve Steaua Bükreş arasındaki yarış 2007-08 sezonunda son haftaya kadar sürmüştü. Bilica’nın da formasını giydiği ve küme düşmesi kesinleşmiş Universitatea Cluj ile lider CFR Cluj arasında oynanan son hafta derbisinde CFR Cluj deplasmanda penaltı golüyle 1-0 galip gelerek şampiyonluğunu ilan etmişti.

Pekçok otoriteye göre hatalı bir karar olan penaltıya sebebiyet veren oyuncuysa Bilica olmuştu.
Steaua Bükreş’in sahibi ve Başkanı Gigi Becali’nin korumasının emniyet güçlerince maçtan önce Cluj kentinde içinde 1,7 milyon euro bulunan çantayla yakalanmasıyla başlayan spekülasyonlar, maçın ardından CFR Cluj yetkililerin Bilica’ya şike yapması karşılığında para verdiği iddiasıyla devam etmişti.
4 yıl süren dava 2012 başında sonuçlanmış ve hem Becali hem de Bilica suçsuz bulunmuştu.
Steaua Bükreş’te o dönem forma giyen savunma oyuncusu Matei Mirel Radoi, dün Romanya’nın GSP televizyonuna verdiği demeçte olayı tekrar gündeme taşıdı.
Radoi açıklamalarında şöyle dedi: “Kimseyi suçlamak istemiyorum. Sadece herkesin düşündüğü ama söylemeye cesaret edemediklerini söylüyorum. Söylediklerim hoşlarına gitmese de dinlemeli ve saygı duymalılar. CFR Cluj’un kazandığı şampiyonluk gerçekten tuhaftı. Tuhaf geliyor çünkü Universitatea Cluj oyuncularına daha iyi motive olmaları ve dürüst oynamaları için Becali ödeme yapmak istemişti ama biz soruşturulduk. Oysa CFR Cluj yetkilileri tarafından bağlantıya geçilen ve bunu basına açıklayan oyuncular vardı. Bilica gibi. Biliyorum çünkü menajeriyle konuşmuştum. Teklif edilen parayı, kimlerin aracı olup temasa geçtiğini, kısacası herşeyi anlatmıştı. Bilica bu konuyla ilgili basına konuştu ama gazeteciler soruşturmadan kaçmak için söylediklerinin hepsini yayımlamadı. Bilica ile konuşabilirsiniz. Üstelik bu teklif sadece maçtan önce değil, devre arasında tünelde bile yapıldı. Bize suçlu gibi davranıldı ama onların yaptıkları yanlarına kâr kaldı, Ceza almadılar. ”

Eurosport’un haberine göre, iddiaların ardından Romanya’da yeni bir soruşturma açılıp açılmayacağı merak konusu olurken, Bilica söyleyecekleriyle gerçeğe ışık tutacak.

(eurosport)