Posts Tagged ‘henüz’

Blaise Pascal Biyografi

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Blaise Pascal Biyografisi


Blaise Pascal Hayatı

Blaise Pascal Blaise Pascal, (d. 19 Haziran 1623 – ö. 19 Ağustos 1662), Fransız matematikçi, fizikçi ve düşünür.

Blaise Pascal En bilinen temel eseri Düşünceler’dir. Daha 16 yaşındayken konikler üzerine bir inceleme yazdı. 1642’de , henüz 18’inde iken, vergi tahsildarı babasının işini kolaylaştıracak, dişliler ve tekerleklerden oluşan mekanik bir hesap makinesi tasarladı. Matematikle uğraşan babasıyla birlikte Paris Mersenne Akademisi’ne kabul edildi.

Blaise Pascal 19 Haziran 1623’te doğdu, 19 Ağustos 1662’de öldü. Pascal, henüz küçük yaşta kendisini gösteren dehalardandır. Henüz 12 yaşındayken, hiç geometri bilgisine sahip olmadığı halde, daireler ve eşkenar üçgenler çizmeye başlamış, bir üçgenin iç açılarının toplamının iki dik açıya eşit olduğunu kendi kendine bulmuştur. Avukat olan ve matematikle çok ilgilenen babası, onun Yunanca ve Latince’yi iyi öğrenmeden matematiğe yönelmesini istemiyordu. Bu nedenle bütün matematik kitaplarını saklayarak Pascal’ın bu konu ile ilgilenmesini yasaklamıştır. Pascal, çocukluğunda Geometri neyi inceler? sorusunu babasına sormuş ve “doğru biçimde şekiller çizmeyi ve şekillerin kısımları arasındaki ilişkileri inceler” cevabını almıştır. Pascal, bu cevaba dayanarak, gizli gizli geometri teoremleri kurmaya ve kanıtlamaya başlamıştır. Sonunda babası, onun yeteneğini anlamış ve ona Öklit’in (Euclid) Elementler’ini ve Apollonius’un Konikler’ini vermiştir. Dil derslerinden arta kalan zamanlarında babasının verdiği kitapları okuyan Pascal, 16 yaşında konikler üzerine bir eser yazmıştır. Bu eserin mükemmelliği karşısında Descartes, eserin Pascal gibi genç biri tarafından yazılmış olduğuna inanmakta güçlük çekmiştir.

Blaise Pascal, 19 yaşında, aritmetik işlemlerini mekanik olarak yapan bir hesap makinesi icat etmiştir.

Blaise Pascal yalnızca teorik bilimlerde değil, pratik ve deneysel bilimlerde de yetenekli ve özgün bir araştırmacıydı. 23 yaşında, Toricelli’nin atmosfer basıncı ile ilgili çalışmasını incelemiş ve bir dağa çıkartılan barometredeki civa sütununun düştüğünü, yani yükseğe çıkıldıkça hava basıncının azaldığını göstermiştir. Diş ağrısından uyuyamadığı bir gece rulet oyunu ve sikloid üzerine düşünmüş ve sikloid eğrisinin özelliklerini keşfetmiştir.

Pascal, Fermat ile yazışarak, olasılık teorisini kurmuş ve bir binom açılımında katsayıları vermiştir. Pascal Üçgeni’nin keşfi de ona aittir.

Pascal, çok genç yaşlarda çok önemli çalışmaları tamamlamış ve matematiğin gelişimine çok önemli katkılar yapmıştır. Pascal, 25 yaşına geldiğinde kendisini felsefe ve dine adamış, 39 yaşında ölmüştür.

Blaise Pascal Hayatı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Blaise Pascal Hayatı

Blaise Pascal Hakkında Bilgi

Blaise Pascal, 19 Haziran 1623 doğumlu. Fransız matematikçi, fizikçi ve düşünür.

En bilinen temel eseri Düşünceler’dir. Daha 16 yaşındayken konikler üzerine bir inceleme yazdı. 1642’de , henüz 18’inde iken, vergi tahsildarı babasının işini kolaylaştıracak, dişliler ve tekerleklerden oluşan mekanik bir hesap makinesi tasarladı. Matematikle uğraşan babasıyla birlikte Paris Mersenne Akademisi’ne kabul edildi.

19 Haziran 1623’te doğdu, 19 Ağustos 1662’de öldü. Pascal, henüz küçük yaşta kendisini gösteren dehalardandır. Henüz 12 yaşındayken, hiç geometri bilgisine sahip olmadığı halde, daireler ve eşkenar üçgenler çizmeye başlamış, bir üçgenin iç açılarının toplamının iki dik açıya eşit olduğunu kendi kendine bulmuştur. Avukat olan ve matematikle çok ilgilenen babası, onun Yunanca ve Latince’yi iyi öğrenmeden matematiğe yönelmesini istemiyordu. Bu nedenle bütün matematik kitaplarını saklayarak Pascal’ın bu konu ile ilgilenmesini yasaklamıştır. Pascal, çocukluğunda “Geometri neyi inceler?” sorusunu babasına sormuş ve “doğru biçimde şekiller çizmeyi ve şekillerin kısımları arasındaki ilişkileri inceler” cevabını almıştır. Pascal, bu cevaba dayanarak, gizli gizli geometri teoremleri kurmaya ve kanıtlamaya başlamıştır. Sonunda babası, onun yeteneğini anlamış ve ona Öklit’in (Euclid) Elementler’ini ve Apollonius’un Konikler’ini vermiştir. Dil derslerinden arta kalan zamanlarında babasının verdiği kitapları okuyan Pascal, 16 yaşında konikler üzerine bir eser yazmıştır. Bu eserin mükemmelliği karşısında Descartes, eserin Pascal gibi genç biri tarafından yazılmış olduğuna inanmakta güçlük çekmiştir.

Pascal, 19 yaşında, aritmetik işlemlerini mekanik olarak yapan bir hesap makinesi icat etmiştir.

Pascal yalnızca teorik bilimlerde değil, pratik ve deneysel bilimlerde de yetenekli ve özgün bir araştırmacıydı. 23 yaşında, Toricelli’nin atmosfer basıncı ile ilgili çalışmasını incelemiş ve bir dağa çıkartılan barometredeki civa sütununun düştüğünü, yani yükseğe çıkıldıkça hava basıncının azaldığını göstermiştir. Diş ağrısından uyuyamadığı bir gece rulet oyunu ve sikloid üzerine düşünmüş ve sikloid eğrisinin özelliklerini keşfetmiştir.

Pascal, Fermat ile yazışarak, olasılık teorisini kurmuş ve bir binom açılımında katsayıları vermiştir. Pascal Üçgeni’nin keşfi de ona aittir.

Pascal, çok genç yaşlarda çok önemli çalışmaları tamamlamış ve matematiğin gelişimine çok önemli katkılar yapmıştır. Pascal, 25 yaşına geldiğinde kendisini felsefe ve dine adamış, 39 yaşında ölmüştür.

kaynak:wikipedia

Blaise Pascal Kısa Hayatı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Blaise Pascal Kısa Hayatı

Blaise Pascal Biyografisi

19 Haziran 1623’te doğdu, 19 Ağustos 1662’de öldü. Pascal, henüz küçük yaşta kendisini gösteren dehalardandır. Henüz 12 yaşındayken, hiç geometri bilgisine sahip olmadığı halde, daireler ve eşkenar üçgenler çizmeye başlamış, bir üçgenin iç açılarının toplamının iki dik açıya eşit olduğunu kendi kendine bulmuştur.

Pascal, 19 yaşında, aritmetik işlemlerini mekanik olarak yapan bir hesap makinesi icat etmiştir.
Pascal yalnızca teorik bilimlerde değil, pratik ve deneysel bilimlerde de yetenekli ve özgün bir araştırmacıydı. 23 yaşında, Toricelli’nin atmosfer basıncı ile ilgili çalışmasını incelemiş ve bir dağa çıkartılan barometredeki civa sütununun düştüğünü, yani yükseğe çıkıldıkça hava basıncının azaldığını göstermiştir. Diş ağrısından uyuyamadığı bir gece rulet oyunu ve sikloid üzerine düşünmüş ve sikloid eğrisinin özelliklerini keşfetmiştir.

Pascal, çok genç yaşlarda çok önemli çalışmaları tamamlamış ve matematiğin gelişimine çok önemli katkılar yapmıştır. Pascal, 25 yaşına geldiğinde kendisini felsefe ve dine adamış, 39 yaşında ölmüştür.

İnsanın ekonomideki yeri ve önemi hakkında kısa yazı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

insanın ekonomideki yeri hakkında kısa yazı
insanın ekonomideki önemi hakkında yazı


EKONOMİ VE İNSAN

İnsan ve ekonomi artık birlikte düşüneceğimiz iki kavram.Sistemin yürümesi için kredi sisteminin rantabl çalışması gerek ancak bankalar kriz endişesi içinde kredi taleplerinde nazlı davranıyor , geri çeviriyor oysa bankaların yaşam kaynağıda kredi faizi.Sadece kamu çalışanlarına verilecek ihtiyaç kredisiyle yürümez sistem.
Zarar eden şirketlere devletin el koyması doğru değildir derken tüm devlet işletmelerinin kar ediyoruz deseler bilanço gösterseler de reel de sürekli zarar ettiğini unutmayalım.
Çünkü devlet işletmesi batsa da asla zarar etmez patron devlettir para basma yetkisi devlettedir zararı para basarak karşılar , size enflasyon olarak döner.
Enflasyon yasal emek hırsızlığıdır.
Türkiye de yıllardır enflasyonist politika denen uygulama buydu.
Devletin işlettiği tüm kurumlar zarar ediyordu yani geliri giderinden azdı.
Bunu reel olarak söylüyorum tekelci zihniyetle elde edilen gölge karların adı kar değildir zorunlu gasptır. Bir liraya üreteceğin malı beş liraya üretir on liraya satarsın verimsizlikten kar edemezsin bir sürü aracı tefeci yolunu bulur stok karaborsa vesaire ile haksız sektör yaratırsın.
Bunları yaşadık.
Devlet zarar eden şirketleri satın alsın deniyor peki nasıl yapacaktır devlet. Bir kendi bütçesinden şirketin zararını kapatmak için batan şirketi satın alacak yani içeriden borçlanacaktır kimden halktan. İki: dışardan borç alacaktır yani IMF den borç talep edece-k şartlarına razı olacaktır eskiden olduğu gibi, Üç : para basacaktır basılan para enflasyon getirecektir eskisi gibi …Biz bunları yaşadık .
Her fatura sadece ve sadece bütçeyi verdikleriyle dolduran emekçi üretici kesime yani halka çıkar .Zenginlere yada kira ve rant yiyenlere çıkmaz.
Devlet şimdilik sermayenin yani egemen sınıfın yani burjuvanın egemenlik ve politik mücadele alanıdır yöneten onlardır ve onlar yapacaklarını yaparlar buna engel olacak herhangi bir güç henüz yoktur belki beş senede bir sahnedekiler değiştirilebilir o kadar.
Demokrasi bu arenada sadece bir oyundur.
Cumhuriyet denilen halk yönetimi ise henüz bir kandırmacadır.
Özelleştirmek demek kar denilen gelirlerin özelleştirmesidir ki devlet vergi yoluyla bir kısmını alır ve sosyal hizmetleri genelleştirir , ne kadar yaparsa o kadar, devletleştirmek kötü işletmecilikten kaynaklanan zararların devletleştirilmesidir ki buda zararın üreten kesimin halkın sırtından çıkması demektir ki buda sosyalleşmeyi engeller.
Yani ak kara yada kara ak diye kolayca gösterilir ekonomide.
İnsan ve ekonomi iç içedir.
Kısaca kapitalist sistemde devlet işletmeciliği felakettir .
Keynesçi yaklaşımlar geçici bir köprüdür.
Devlet ne kadar egemen sınıfların elinde olsa da ücretli kölelik sistemini değiştirmek için mutlaka çoğunluk lehine çaba gösterecektir bunun içinde yeterli baskı unsurları oluşturmak kitlenin görevidir ve devletin egemen sınıflar yerine halkın istekleri doğrultusuna yönlenmesi de herhalde sosyal demokrasi dediğimiz geçiş süreçlerindeki işbirlikçi rejimlerin görevidir.
Elimize verenlerin elimizden tutanlardan az olacağı bir dünya için.

Facebook un pabucu damamı?

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İnternette 2007’nin olayı arkadaşlık sitesi Facebook oldu. Mark Zuckenberg adlı bir öğrencinin 2003’te kurduğu kullanıcıların fotoğraflarını intenette yayınlamalarına olanak veren Facebook, dünya çapında popülerleşti.

Türkiye’den 1.5 milyona yakın kullanıcının üye olduğu siteye, Microsoft ve Yahoo’dan büyük teklifler gelmesine karşın, Zuckenberg sitesini satmadı. Dünyanın en büyük yazılım şirketi Microsoft, Facebook’un sadece yüzde 1.6’sı için, 240 milyon doları gözden çıkarmıştı.

İnternet 2008’de de yaratıcı fikirleri yükselten mecra olmaya devam edecek, işte gelecek yıl yatırımcıların ve teknoloji devlerinin büyük paralar teklif etmesi muhtemel siteler.

Seesmic.com
Google’ın YouTube’u 2006’da 3.1 milyar dolara satın almasının ardından, internete çok sayıda video sitesi düştü. Bunlar arasında Seesmic.com ilgi çekenlerin başında geliyor. Seismic, YouTube’un aksine kullanıcıların günlüklerini video şeklinde hazırlayıp yayınlamalarını sağlıyor. İnsarlar arasında video üzerinden sohbet üzerinde uzmanlaşan site, henüz beta aşamasında, ancak şimdiden internette dikkatleri üzerine çekmek isteyenlerin adresi olacağa benziyor.

Sitenin arkasında, bir zamanlar Google ve online ödeme sitesi PayPal’in kurucularından Ron Conway ve Kazaa ve Skype’ın kurucuları Niklas Zennstrom ve Janus Friis var. Site tam olarak yayına geçtiğinde MySpace ve Facebook ile entegre çalışacak. Sitenin kurucusu ise, Fransa Devlet Başkanı Sarkozy’nin internet ve iletişim danışmanı Loic Le Meur bir Fransız girişimci.

Etsy.com
New York merkezli internet perakende sitesi, el yapımı ürün alışverişinde uzmanlaşıyor. Amazon.com’un bir zamanlar internette perakende alışverişte devrim yarattığı düşünülürse, Etsy de el yapımı ürünler için benzer bir alışveriş patlaması hedefliyor. Mücevherden, elbiseye, seramikten kült ürünlere Etsy, kullanıcılarına renk, coğrafi bölge, ürün tipi alanlarına güçlü bir arama motoru sunuyor. Etsy’nin 500.000 kullanıcısı ve 60.000’den fazla tedarikçisi var. Etsy’nin kurucusu 27 yaşında Bostonlu Robert Kalin, sitesinin seri üretim çağında, el yapımı ve sınırlı sayıda mevcut olan ürünleri tüketiciye ulaştırmayı hedefliyor. Twitter.com

Twitter.com
Twitter, aynı anda çok sayıda kişiye ücretsiz mesaj gönderme hizmeti sunuyor. Kullanıcı ister telefonla, ister internetle e-posta, isterse de anında mesaj üzerinde yüzlerce kişiye mesaj atabiliyor. Tek dezavantaj; mesajlar 140 karakter olmak zorunda. Bu site henüz çok yaygınlaşmadı. Sitenin kurucusu, daha önce 2002’de Google’ın satın aldığı, Blogger.com’ın sahibi olan Ev Williams. Twitter’ın mesaj servisi parti duyuruları, şirketlerin müşterilerine ulaşmaları gibi alanlarda ilgi görüyor.

Dopplr.com
Facebook’un 2007’de gösterdiği başarının ardından Dopplr.com arkadaş sitelerine yeni bir açı getiriyor. Sürekli gezen kişilere yönelik hizmet veren Dopplr, kullanıcıların en son nerede oldukları ve nerelerde buluşabilecekleri konusunda güncelleme veriyor. Örneğin iki gezgin arkadaş birbirlerini dünyanın neresinde olursa olsun, takip edebiliyor.

Site henüz bu ay açıldı, sitenin kullanıcıları halen ünlü jetset üyeleri, zenginler ve konferans konferas dünyayı dolaşanlardan ibaret. Ancak Facebook ile yapılacak entegrasyon programı ile kullanıcı sayısının genişletilmesi öngörülüyor. İnternet ansiklopedisi Wikipedia’nın kurucusu Jimmy Wales, New York Times’a yazdığı bir makalede Londra merkez site için övgüler yağdırmıştı.

Moshimonsters.com
Facebook gençler ve yetişkinler için neyse, Moshi Monsters da 7-12 yaş arası çocuklar için aynısı. Sadece, biraz daha eğitim amaçlı ek içeriğe yer veriyor. Londra merkezli oyun geliştiricisi Mind Candy tarafından yaratılan Moshi Monsters, evcil hayvanları konu alan oyunlar, arkadaşlık ve puzzle gibi eğlenceler sunuyor. Bu sitenin kullanıcıları, kendilerine birer ‘canavar’ seçiyor ve bu canavar ile sitede dolaşıyor. Kullanıcıların canavarlarını süslemeleri için, sürekli puzzlelar çözmeleri ve benzeri eğitel aktivitelerde bulunmaları gerekiyor. Bu canavarlar birbirleriyle internette arkadaşlık kurabiliyor, çizgi filmi ardıran grafiklerle Moshi sitesi çocukların ilgisini çekiyor.

Happy Aquarium Bot

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Happy Aquarium Bot indir

Happy Aquarium oyunu için bir bot var mı?

Ben henüz böyle bir bota rastlamadım ama olduğunu bilen biri varsa bizimle de paylaşabilir.

Happy Aquarium da inci

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Happy Aquariumda inci kazanmak
Happy Aquariumda inci kazanma hilesi

Henüz inci kazanmak için hile bulunamadı sanırım. Her lvl atladığımızda otomatik olarak 1 inci geliyor.

Farmville Facebook’tan Ayrılıyor

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Farmville, Facebook’tan ayrılıyor

Facebook’ta fırtınalar estiren Farmville oyununun dönemi bitiyor.

Yaklaşık 48 milyon kayıtlı kullanıcısı olduğu sanılan Facebook’un popüler çiftlik oyunu Farmville, Facebook’tan ayrılıyor.

Facebook’un anlaşmalı olduğu en büyük şirketlerden biri olan Zynga’dan yapılan açıklamaya göre Farmville başta olmak üzere FishVille ve Mafia Wars gibi popüler Facebook oyunları artık Facebook’ta yer almayacak ve Zynga yoluna yalnız devam edecek.

Zynga’nın bu kararı almasında Facebook’un Farmville ve diğer oyunlar için getirdiği bazı sınırlamaların etkili olduğu sanılırken, Zynga’nın ne zaman Facebook’u tamamen bırakacağı henüz netlik kazanmadı.

haber3

Facebook Fifa Superstars

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Tarla bahçe işleri derken çok yorulan facebook kullanıcıları için yeni bir oyun hazırlanıyor. Özellikle beylerin ilgisini çekecek gibi görünen oyun FİFA Superstars.

Electronic Arts, Facebook kullanıcıları için bir Fifa oyunu hazırladığını açıkladı. Oyun Playfish tarafından geliştirilecek ve facebook üzerinden çoklu oyuncu seçeneği sunacakmış.

EA Sports başkanı Peter Moore haberi doğrularken blog yazısında, milyonlarca hayranın Facebook üzerinden birbirleriyle FIFA Dünya Kupası’nı kazanmak için yarışacağını söylüyor. FIFA Superstars’ın menajerlik sistemine mi yoksa oynanışa mı ağırlık vereceği henüz bilinmiyor.

Facebooku sarsan oyun

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Oyun Playfish tarafından geliştirilecek ve Facebook üzerinden çoklu oyuncu seçeneği sunacak.

EA Sports başkanı Peter Moore haberi doğrularken blog yazısında, milyonlarca hayranın Facebook üzerinden birbirleriyle FIFA Dünya Kupası’nı kazanmak için yarışacağını söylüyor.

Zynga gibi bir firmanın Facebook üzerindeki büyük başarısından sonra EA, Facebook kullanıcılarının seveceği bir FIFA yaparsa, çok büyük bir kitleye ulaşmaması için bir sebep yok. FIFA Superstars’ın menajerlik sistemine mi yoksa oynanışa mı ağırlık vereceği henüz bilinmeyen detaylar arasında.

Nazım Hikmet Ran Şiirleri – Nazım Hikmet Ranın Bütün Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

en güzel nazım şiirleri
en güzel nazım hikmet şiirleri

SALKIM SÖĞÜT

Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!

Nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat
Atları rüzgâr
Atları
At

Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

Akar suyun sesi dindi
Gölgeler gölgelendi
renkler silindi
Siyah örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının
üzerine!

Ağlama salkımsöğüt
ağlama,
Kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!

NAZIM HİKMET

BELKİ BEN

Belki ben
o günden
çok daha evvel,
köprü başında sallanarak
bir sabah vakti gölgemi asfalta salacağım
Belki ben
o günden
çok daha sonra ,
matruş çenemde ak bir sakalın izi
sağ kalacağım
Ve ben
o günden
çok daha sonra:
sağ kalırsam eğer,
şehrin meydan kenarlarında yaslanıp
duvarlara
son kavgadan benim gibi sağ kalan
ihtiyarlara,
bayram akşamlarında keman
çalacağım
Etrafta mükemmel bir gecenin
ışıklı kaldırımları
Ve yeni şarkılar söyleyen
yeni insanların
adımları

NAZIM HİKMET

BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM

Ben
senden önce ölmek isterim
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu
İyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
Fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek
Toprağa beraber dalacağız
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben
Ben
daha ölümü düşünmüyorum
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden
Kaynıyor kanım
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber
Ama ölüm de korkutmuyor beni
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor

NAZIM HİKMET

DOSTLUK

Biz haber etmeden haberimizi alırsın,
yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin

Gözümüzün dilinden anlar,
elimizin sırrını bilirsin

Namuslu bir kitap gibi güler,
alnımızın terini silersin

O gider, bu gider, şu gider,
dostluk, sen yanı başımızda kalırsın

NAZIM HİKMET

GÜNEŞİ İÇENLERİN TÜRKÜSÜ

Bu bir türkü:-
toprak çanaklarda
güneşi içenlerin türküsü!
Bu bir örgü:-
alev bir saç örgüsü!
kıvranıyor;
kanlı; kızıl bir meş’ale gibi yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların!
Ben de gördüm o kahramanları,
ben de sardım o örgüyü,
ben de onlarla
güneşe giden
köprüden
geçtim!
Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi
Ben de söyledim o türküyü!

Yüreğimiz topraktan aldı hızını;
altın yeleli aslanların ağzını
yırtarak
gerindik!
Sıçradık;
şimşekli rüzgâra bindik!
Kayalardan
kayalarla kopan kartallar
çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını
Alev bilekli süvariler kamçılıyor
şaha kalkan atlarını!

Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!

Düşmesin bizimle yola:
evinde ağlayanların
göz yaşlarını
boynunda ağır bir
zincir
gibi taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi
kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!

İşte:
şu güneşten
düşen
ateşte
milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!

Sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini;
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat;
yüreğini yüreklerimizin yanına at!

Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!

Biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk!
Güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız,
toprak kokuyor bakır sakallarımız!
Neş’emiz sıcak!
kan kadar sıcak,
delikanlıların rüyalarında yanan
o «an»
kadar sıcak!
Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak,
ölülerimizin başlarına basarak
yükseliyoruz
güneşe doğru!

Ölenler
döğüşerek öldüler;
güneşe gömüldüler
Vaktimiz yok onların matemini tutmaya!

Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!

Üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor!
Kalın tuğla bacalar
kıvranarak
ötüyor!
Haykırdı en önde giden,
emreden!
Bu ses!
Bu sesin kuvveti,
bu kuvvet
yaralı aç kurtların gözlerine perde
vuran,
onları oldukları yerde
durduran
kuvvet!
Emret ki ölelim
emret!
Güneşi içiyoruz sesinde!
Coşuyoruz,
coşuyor!
Yangınlı ufukların dumanlı perdesinde
mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor!

Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaaaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!

Toprak bakır
gök bakır
Haykır güneşi içenlerin türküsünü,
Hay-kır
Haykıralım!

NAZIM HİKMET


HENÜZ VAKİT VARKEN GÜLÜM

Henüz vakit varken, gülüm
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
ben bir gece, şu Mayıs gecelerinden biri
Volter rıhtımında dayayıp seni duvara
öpmeliyim ağzından
sonra dönüp yüzümüzü Notrdam’a
çiçeğini seyretmeliyiz onun,
birden bana sarılmalısın, gülüm,
korkudan, hayretten, sevinçten
ve de sessiz sessiz ağlamalısın,
yıldızlar da çiselemeli,
incecikten bir yağmurla karışarak
Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz
söğütlerin altından, gülüm,
ıslak salkım söğütlerin
Paris’in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana,
en güzel, en yalansız,
sonra da ıslıkla bir şey çalarak
gebermeliyim bahtiyarlıktan
ve insanlara inanmalıyız
Yukarda taştan evler,
girintisiz, çıkıntısız,
birbirine bitişik
ve duvarları ayışığından
ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor
ve karşı yakada Luvur
aydınlanmış ışıklarla
aydınlanmış bizim için
billur sarayımız

Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm,
yüreğim dalındayken henüz,
şu Mayıs gecesi rıhtımda, depolarda
kırmızı varillere oturmalıyız
Karşıda karanlığa giren kanal
Bir şat geçiyor,
selamlıyalım gülüm,
geçen sarı kamaralı şatı selamlıyalım
Belçika’ya mı yolu, Hollanda’ya mı?
Kamaranın kapısında ak önlüklü bir kadın
tatlı tatlı gülümsüyor

Henüz vakit varken, gülüm,
Paris yanıp yıkılmadan,
henüz vakit varken, gülüm
Parisliler, Parisliler,
Paris yanıp yıkılmasın

NAZIM HİKMET

KADINLARIMIZ

Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru

NAZIM HİKMET

Anne

Cuma, Haziran 22nd, 2012

farkında olmalı ınsan..bir damlacık sudan nasıl yaratıldıgını farketmelı..anne karnınasıgarken
dünyaya neden sıgamadıgını v en sonunda bi metrekaralık yere nasıl sıgmak zorunda kalacagını
farketmeli..henuz bebekken dunya benım dercesıne avuclarının sımdıkı kapalı oldugunu,ölürken de
aynı avucların herseyı bırakıp gidiyorum işte dercesıne apacık kaldıgını farketmeli…..

Şiir sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Şiir sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Şiir sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Şiir sözleri
*Duymak nedir bilir misin?
Duymak, ama anlatamamak
Çemberini kıramamak kelimelerin.
Tam dilinin ucuna gelmişken söyleyememek
“Seviyorum” diyememek
Yani ölümü yaşamak nedir bilir misin?

*Bir daha dünyaya gelsem
Yine seni severdim
Beni üzesin diye
Beni deli divane edesin diye
Biliyorum
Sen de bir daha dünyaya gelsen
Yine beni sevmezdin
Kahrımdan öleyim diye

*Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar
Ne şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar…

*Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren birşey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin…

*denize düştüğün için boğulmazsın
denizden çıkamadığın için boğulursun

*Çaldı mı…?
Davullar yetmemişti kalbinin sesini bastırmaya,
Sazlar yetişmemişti öykünü anlatmaya…
Ve kanunlar ağlamıştı henüz yapamadıklarına
Gürültüde kendinden geçenler
Sessizlikte korkup kaçtı mı?Bir ses verin ne olur
Ecel kapıyı çaldı mı?

*yanımda sanırım bakarım düştür,
güldüm zannederken gözlerim yaştır,
umduğum ne varsa hepside boştur
yinede bekliyor onu gözlerim…

*sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır

*Ne zaman sen gelsen aklıma,
Kaldıramayacağım bir ağırlık
Çöküyor yapraklarıma.
Umutlara taş basıyor yokluğun,
Kar düşüyor
Henüz tomurcuk umutlarıma…

*”Gönlüm uçma isterken semavi ülkelere,
Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere…”

*Seni senden de yakın yalnız ben tanıyorum
Sana seni en sıcak ben anlatıyorum
Kimse varamaz senin ben kadar yanına
Çoğu zaman kendimi sanki sen sanıyorum
Sana seni anlatsam,anlatırım kendimi…

*Eflatun esintiler içinde titredi incecik
Aynı içten kokuyla iki ayrı erguvan
Birisi bir küçük evin içedönük bahçesinde
Süsledi sevgisini iki pembe avucun
Öbürü bir mezar başında öksüz
döktü rengini sessizce.

Hayal ile ilgili Sözler – Hayal Sözleri

Pazar, Haziran 17th, 2012

Hayal ile ilgili Sözler – Hayal Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Hayal ile ilgili Sözler – Hayal Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Hayal ile ilgili Sözler – Hayal Sözleri

Hayaller İle İlgili Sözler

* İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar. — Yahya Kemal Beyatlı

* Siz kafanızı büyük hayallerle doldurmaya bakın. Kafanız sonradan cebinizi parayla dolduracaktır. — Benjamin Franklin

* Takdir görmeyen hayal güçlerimiz, zamanla midemizde ülser yapar. — John Ciardi

* Hayal edebilirseniz yapabilirsiniz. Her şeyin bir fareyle başladığını hiç aklınızdan çıkarmayın. – Walt Disney

* Kendilerine ait hiçbir hayali olmayanlar sizinkileri de göremezler. – John Maxwell

* Hiç gerçekleşmesinin imkansız olduğunu düşündüğün bir hayalin olmamışsa henüz gerçek bir hayal düşleyebilmiş değisin demektir. – M.İskender