Posts Tagged ‘meclis’

Özel Yetkili Mahkemeler kaldırıldı

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda, 3. Yargı Paketi olarak adlandırılan tasarının 3. bölümünde yer alan maddeleri kabul edildi.

”Temel kanun” olarak ele alınan ve 4 bölümden oluşan tasarının kabul edilen 3. bölümüne göre, Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecek.

Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilecek. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkansız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunlu olacak. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek.

Rekabet Kurumu ve Şeker Kurumu’nun nihai kararlarına karşı Danıştay yerine idare mahkemesinde dava açılabilecek. Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava, öncelikli işlerden sayılacak. İdari para cezaları dahil, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan iptal davaları da Danıştay yerine yetkili idare idare mahkemesinde açılabilecek.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun sektörle ilgili işlemlerine karşı açılacak davalar ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun düzenleyici ve denetleyici nitelikteki kararlarına karşı, Danıştay yerine yetkili idare mahkemesinde dava açılabilecek.

Ağır ceza mahkemesinde görülecek davalar

TMK 10. maddesinin başlığı, ”Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi” olarak değiştiriliyor. TMK kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar, Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine, HSYK tarafından yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülecek. Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri, Adli Yargı Adalet Komisyonu’nca, bu mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemeyecek. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile Askeri Mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklı kalacak.

TMK kapsamına giren suçlarla ilgili olarak soruşturma, HSYK’ca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılacak. Bu Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başka mahkemelerde ve işlerde görevlendirilemeyecek.

Savcılar izne bağlı olmadan soruşturma yapabilecek

Türk Ceza Kanunu’nun(TCK), ”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Anayasayı ihlal”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç”, ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan” ”Silahlı örgüt”, ”Silah sağlama” ve ”Suç için anlaşma” maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlemiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılacak. Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 26. maddesi hükmü saklı olacak. Bu kanunun 26. maddesi, ”MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması, Başbakanın iznine bağlıdır” hükmünü içeriyor.

Yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları alma, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere yeteri kadar hakim görevlendirilecek.

Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalamanın ardından itibaren 48 saat saati geçemeyecek.

Soruşturmanın amacı tehlikeye düşebilecekse yakalanan veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan kişinin durumu hakkında, Cumhuriyet savcısının emri ile sadece bir yakınına bilgi verilecek.

Gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim kararıyla 24 saat süreyle kısıtlanabilecek. Bu zaman zarfında ifade alınamayacak.

Kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılacak. Kolluk görevlilerinin ifadesine başvurulması gerektiği hallerde çıkartılan davetiye veya çağrı kağıdı, kolluk görevlisinin iş adresine tebliğ edilecek. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında işyeri adresi gösterilecek.

Güvenliğin sağlanması bakımından duruşmanın başka bir yerde yapılmasına karar verilebilecek. Açılan davalara adli tatilde de bakılacak.

Ağır ceza mahkemelerinde görülecek davalar

TCK’da yer alan örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlarla ilgili açılan davalar, ağır ceza mahkemelerinde görülecek.

”Temel milli yararlara karşı hakaret”, ”Halkı askerlikten soğutma”, ”Askerleri itaatsizliğe teşvik”, ”Savaşta yalan haber yayma”, ”Seferberlikle ilgili görevin ihmali”, ”Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü” ve ”Askeri yasak bölgelere girme” suçları hariç, ağır ceza mahkemelerinde görülecek diğer davalar ise şunlar:

”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Düşmanla işbirliği yapmak”, ”Devlete karşı savaşa tahrik”, ”Yabancı devlet aleyhine asker toplama”, ”Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma”, ”Düşman devlete maddi ve mali yardım”, ”Anayasayı ihlal”, ”Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç” , ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan”, ”Silahlı örgüt”, ”Silah sağlama”, ”Suç için anlaşma”, ”Askeri komutanlıkların gasbı”, ”Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma”, ”Savaş zamanında emirlere uymama”, ”Savaş zamanında yükümlülükler”, ”Devletin güvenliğine ilişkin belgeler”, ”Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme” ”Siyasal veya askeri casusluk”, ”Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama”, ”Gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, ”Uluslararası casusluk”, ”Devlet sırlarından yararlanma”, ”Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik”, ”Yasaklanan bilgileri temin”, ”Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini”, ”Yasaklanan bilgileri açıklama”, ”Yasaklanan bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklama”, ”Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi”, ”Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma.”

Çoçuklara uygulanmayacak

Bu suçlarda Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen tutuklama süresi 2 katı olacak. Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamayacak. Bu mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma hükümleri çocuklar için uygulanmayacak.

Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak günlük süreli yayınlar yönünden 4 ay, diğer basılmış eserler yönünden 6 ay içinde açılması zorunlu olacak. Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi duracak. Durma süresi 4 ayı geçemeyecek.

Haberleşmenin gizliliğinin ihlali

Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, ceza bir kat artırılacak.

Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa edenlere, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, 1 yıldan 3  yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İfşa edilen bu verilerin basın yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı ceza uygulanacak.

Kişiler arasındaki konuşmanın dinlenmesi

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişiye, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 4000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.

Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kişiye, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Gizlilik, görüntü veya seslerin kayda alınmasıyla ihlal edilirse ceza bir kat artırılacak.

Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alacak. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde aynı ceza uygulanacak.

Özel Yetkili Mahkemeler kaldırıldı

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda, 3. Yargı Paketi olarak adlandırılan tasarının 3. bölümünde yer alan maddeleri kabul edildi.

”Temel kanun” olarak ele alınan ve 4 bölümden oluşan tasarının kabul edilen 3. bölümüne göre, Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecek.

Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilecek. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkansız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunlu olacak. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek.

Rekabet Kurumu ve Şeker Kurumu’nun nihai kararlarına karşı Danıştay yerine idare mahkemesinde dava açılabilecek. Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava, öncelikli işlerden sayılacak. İdari para cezaları dahil, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan iptal davaları da Danıştay yerine yetkili idare idare mahkemesinde açılabilecek.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun sektörle ilgili işlemlerine karşı açılacak davalar ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun düzenleyici ve denetleyici nitelikteki kararlarına karşı, Danıştay yerine yetkili idare mahkemesinde dava açılabilecek.

Ağır ceza mahkemesinde görülecek davalar

TMK 10. maddesinin başlığı, ”Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi” olarak değiştiriliyor. TMK kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar, Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine, HSYK tarafından yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülecek. Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri, Adli Yargı Adalet Komisyonu’nca, bu mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemeyecek. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile Askeri Mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklı kalacak.

TMK kapsamına giren suçlarla ilgili olarak soruşturma, HSYK’ca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılacak. Bu Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başka mahkemelerde ve işlerde görevlendirilemeyecek.

Savcılar izne bağlı olmadan soruşturma yapabilecek

Türk Ceza Kanunu’nun(TCK), ”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Anayasayı ihlal”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç”, ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan” ”Silahlı örgüt”, ”Silah sağlama” ve ”Suç için anlaşma” maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlemiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılacak. Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 26. maddesi hükmü saklı olacak. Bu kanunun 26. maddesi, ”MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması, Başbakanın iznine bağlıdır” hükmünü içeriyor.

Yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları alma, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere yeteri kadar hakim görevlendirilecek.

Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalamanın ardından itibaren 48 saat saati geçemeyecek.

Soruşturmanın amacı tehlikeye düşebilecekse yakalanan veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan kişinin durumu hakkında, Cumhuriyet savcısının emri ile sadece bir yakınına bilgi verilecek.

Gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim kararıyla 24 saat süreyle kısıtlanabilecek. Bu zaman zarfında ifade alınamayacak.

Kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılacak. Kolluk görevlilerinin ifadesine başvurulması gerektiği hallerde çıkartılan davetiye veya çağrı kağıdı, kolluk görevlisinin iş adresine tebliğ edilecek. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında işyeri adresi gösterilecek.

Güvenliğin sağlanması bakımından duruşmanın başka bir yerde yapılmasına karar verilebilecek. Açılan davalara adli tatilde de bakılacak.

Ağır ceza mahkemelerinde görülecek davalar

TCK’da yer alan örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlarla ilgili açılan davalar, ağır ceza mahkemelerinde görülecek.

”Temel milli yararlara karşı hakaret”, ”Halkı askerlikten soğutma”, ”Askerleri itaatsizliğe teşvik”, ”Savaşta yalan haber yayma”, ”Seferberlikle ilgili görevin ihmali”, ”Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü” ve ”Askeri yasak bölgelere girme” suçları hariç, ağır ceza mahkemelerinde görülecek diğer davalar ise şunlar:

”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Düşmanla işbirliği yapmak”, ”Devlete karşı savaşa tahrik”, ”Yabancı devlet aleyhine asker toplama”, ”Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma”, ”Düşman devlete maddi ve mali yardım”, ”Anayasayı ihlal”, ”Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç” , ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan”, ”Silahlı örgüt”, ”Silah sağlama”, ”Suç için anlaşma”, ”Askeri komutanlıkların gasbı”, ”Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma”, ”Savaş zamanında emirlere uymama”, ”Savaş zamanında yükümlülükler”, ”Devletin güvenliğine ilişkin belgeler”, ”Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme” ”Siyasal veya askeri casusluk”, ”Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama”, ”Gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, ”Uluslararası casusluk”, ”Devlet sırlarından yararlanma”, ”Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik”, ”Yasaklanan bilgileri temin”, ”Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini”, ”Yasaklanan bilgileri açıklama”, ”Yasaklanan bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklama”, ”Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi”, ”Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma.”

Çoçuklara uygulanmayacak

Bu suçlarda Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen tutuklama süresi 2 katı olacak. Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamayacak. Bu mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma hükümleri çocuklar için uygulanmayacak.

Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak günlük süreli yayınlar yönünden 4 ay, diğer basılmış eserler yönünden 6 ay içinde açılması zorunlu olacak. Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi duracak. Durma süresi 4 ayı geçemeyecek.

Haberleşmenin gizliliğinin ihlali

Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, ceza bir kat artırılacak.

Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa edenlere, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, 1 yıldan 3  yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İfşa edilen bu verilerin basın yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı ceza uygulanacak.

Kişiler arasındaki konuşmanın dinlenmesi

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişiye, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 4000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.

Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kişiye, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Gizlilik, görüntü veya seslerin kayda alınmasıyla ihlal edilirse ceza bir kat artırılacak.

Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alacak. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde aynı ceza uygulanacak.

3. yargı paketi Meclis’e geldi

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda, ”3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan tasarının 82. ve 106. maddelerini kapsayan 4. bölümün görüşmeleri devam ediyor.

AK Parti’nin 94. maddeye ilişkin verdiği önerge kabul edildi.

Buna göre, her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılacak.

Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenecek, kaydedilecek ve saklanacak.

Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP’tan incelenebilecek ve her türlü ceza muhakemesi işlemi yapılabilecek.

Bu kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar, elektronik ortamda düzenlenecek, işlenebilecek, saklanabilecek ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilecek.

Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar, diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilecek. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar, gerekmedikçe fiziki olarak ayrıca düzenlenmeyecek ve ilgili kurum ve kişilere gönderilmeyecek.

Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilecek.

Zorunlu nedenlerle fiziki olarak düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP’a aktarılacak ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda gönderilecek.

Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda bitecek.

Yargı birimlerinin ihtiyaç duyduğu nüfus, tapu, adli sicil kaydı gibi dış bilişim sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fiziki olarak istenilmeyecek. UYAP’tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler aynca zorunlu olmadıkça fiziki ortamda gönderilmeyecek.

AA

3. yargı paketi Meclis’e geldi

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda, ”3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan tasarının 82. ve 106. maddelerini kapsayan 4. bölümün görüşmeleri devam ediyor.

AK Parti’nin 94. maddeye ilişkin verdiği önerge kabul edildi.

Buna göre, her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılacak.

Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenecek, kaydedilecek ve saklanacak.

Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP’tan incelenebilecek ve her türlü ceza muhakemesi işlemi yapılabilecek.

Bu kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar, elektronik ortamda düzenlenecek, işlenebilecek, saklanabilecek ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilecek.

Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar, diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilecek. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar, gerekmedikçe fiziki olarak ayrıca düzenlenmeyecek ve ilgili kurum ve kişilere gönderilmeyecek.

Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilecek.

Zorunlu nedenlerle fiziki olarak düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP’a aktarılacak ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda gönderilecek.

Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda bitecek.

Yargı birimlerinin ihtiyaç duyduğu nüfus, tapu, adli sicil kaydı gibi dış bilişim sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fiziki olarak istenilmeyecek. UYAP’tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler aynca zorunlu olmadıkça fiziki ortamda gönderilmeyecek.

AA

3. yargı paketi Meclis’e geldi

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda, ”3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan tasarının 82. ve 106. maddelerini kapsayan 4. bölümün görüşmeleri devam ediyor.

AK Parti’nin 94. maddeye ilişkin verdiği önerge kabul edildi.

Buna göre, her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılacak.

Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenecek, kaydedilecek ve saklanacak.

Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP’tan incelenebilecek ve her türlü ceza muhakemesi işlemi yapılabilecek.

Bu kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar, elektronik ortamda düzenlenecek, işlenebilecek, saklanabilecek ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilecek.

Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar, diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilecek. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar, gerekmedikçe fiziki olarak ayrıca düzenlenmeyecek ve ilgili kurum ve kişilere gönderilmeyecek.

Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilecek.

Zorunlu nedenlerle fiziki olarak düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP’a aktarılacak ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda gönderilecek.

Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda bitecek.

Yargı birimlerinin ihtiyaç duyduğu nüfus, tapu, adli sicil kaydı gibi dış bilişim sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fiziki olarak istenilmeyecek. UYAP’tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler aynca zorunlu olmadıkça fiziki ortamda gönderilmeyecek.

AA

CHP, MHP ve BDP’nin önergesine red!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Genel Kurul’da ”3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan tasarının 97. maddesi üzerinde CHP, MHP ve BDP ayrı ayrı, ”12 Haziran 2011 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde milletvekili seçilen ve halen TBMM üyesi olan tutuklu milletvekilleri, tutuksuz yargılanmak üzere salıverilir” ibaresini içeren önerge verdi.

Önergenin oylamaya sunulmasından önce yerinden söz alan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ”Bir takım bürokratlar için kalkan eller, milletvekilleri için de kalkmalı. Önergeler bu milletvekillerinin tutuksuz yargılanmalarına olanak sağlıyor” dedi.

Genel Kurul’da yapılan oylamada, önergeler kabul edilmedi.

Tasarı üzerindeki görüşmeler, 4. bölümdeki 99. madde üzerinde sürüyor.

AA

CHP, MHP ve BDP’nin önergesine red!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Genel Kurul’da ”3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan tasarının 97. maddesi üzerinde CHP, MHP ve BDP ayrı ayrı, ”12 Haziran 2011 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde milletvekili seçilen ve halen TBMM üyesi olan tutuklu milletvekilleri, tutuksuz yargılanmak üzere salıverilir” ibaresini içeren önerge verdi.

Önergenin oylamaya sunulmasından önce yerinden söz alan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ”Bir takım bürokratlar için kalkan eller, milletvekilleri için de kalkmalı. Önergeler bu milletvekillerinin tutuksuz yargılanmalarına olanak sağlıyor” dedi.

Genel Kurul’da yapılan oylamada, önergeler kabul edilmedi.

Tasarı üzerindeki görüşmeler, 4. bölümdeki 99. madde üzerinde sürüyor.

AA

Meclis’te yumruklar konuştu /GALERİ

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

AK Parti Grup Başkanvekilleri Mahir Ünal, Ayşe Nur Bahçekapılı ve Ahmet Aydın ile arkadaşları tarafından, 3. Yargı Paketi olarak adlandırılan tasarının 74. maddesi üzerinde önerge verildi.

CHP milletvekilleri, AK Parti’nin önergesinin okunmasını sıra kapaklarına vurarak protesto etti. Tepkiler devam ederken BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, önergenin okunduğu Başkanlık Divanı kürsüsüne doğru yürüdü.

Kaplan, Katip Üye Mine Lök Beyaz’ın okuduğu önergeyi, elinden aldı. Bunun üzerine bazı AK Parti’li ve BDP’li milletvekilleri Başkanlık Divanı’na doğru yürüdü. TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, kürsüden ayrıldı.

Tartışma verilen arada da sürdü. Başkanlık Divanı önünde bazı milletvekilleri birbirine yumruk atmaya çalıştı. Bu sırada bir milletvekilinin yere düştüğü görüldü.

Meclis’te yumruklar konuştu /GALERİ

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

AK Parti Grup Başkanvekilleri Mahir Ünal, Ayşe Nur Bahçekapılı ve Ahmet Aydın ile arkadaşları tarafından, 3. Yargı Paketi olarak adlandırılan tasarının 74. maddesi üzerinde önerge verildi.

CHP milletvekilleri, AK Parti’nin önergesinin okunmasını sıra kapaklarına vurarak protesto etti. Tepkiler devam ederken BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, önergenin okunduğu Başkanlık Divanı kürsüsüne doğru yürüdü.

Kaplan, Katip Üye Mine Lök Beyaz’ın okuduğu önergeyi, elinden aldı. Bunun üzerine bazı AK Parti’li ve BDP’li milletvekilleri Başkanlık Divanı’na doğru yürüdü. TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, kürsüden ayrıldı.

Tartışma verilen arada da sürdü. Başkanlık Divanı önünde bazı milletvekilleri birbirine yumruk atmaya çalıştı. Bu sırada bir milletvekilinin yere düştüğü görüldü.

28 Şubat mağduru memurlara müjde

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

2006’da çıkarılan kanunla mesleğe geri dönmeye hak kazanan memurlardan geriye dönük sigorta primlerini ödemeleri istenmişti. 20-30 bin lirayı bulan primler, birçoğu öğretmen olan memurları maddi sıkıntıya düşürdü. Zaman’ın, ’28 Şubat mağduru öğretmenlere on binlerce liralık prim şoku’ haberi üzerine hazırlanan kanun teklifi önceki gece yasalaştı. Buna göre prim borçlarını, ilgili kurumlar ödeyecek.

28 Şubat mağduru memurların sıkıntısıyla ilgili Zaman’ın haberinden sonra AK Partili Mahmut Kaçar harekete geçmiş, mağduriyetin giderilmesi için kanun teklifi hazırlamıştı. Söz konusu düzenleme önceki gece Meclis’te kabul edilerek yasalaştı. Düzenlemeye göre 23 Nisan 1999 ile 22 Haziran 2006 tarihleri arasında kurumlarından ilişiği kesilen memurların ödenmeyen sigorta primleri, ilişiği kesilen kurumlar tarafından ödenecek.

Öte yandan ÖSYM’nin şirket kurması, öğrenci affı, Sayıştay’ın denetim yetkilerinin sınırlandırılması gibi birçok düzenlemeyi içeren ‘torba yasa teklifi’nin 2 bölümü dün Meclis’te kabul edildi. Sayıştay denetimini sınırlayan madde de muhalefetin sert eleştirilerine rağmen kabul edildi. Buna göre Sayıştay denetçileri kamu idareleri tarafından yapılan düzenlemeler ile kamu idareleri tarafından verilen görüşlere aykırı rapor oluşturamayacak. Bir başka önergeyle de ÖSYM’nin kurduğu veya iştirak ettiği şirketten, ÖSYM’nin yapacağı mal ve hizmet alımlarında YÖK’ün de uygun görüşünü almak koşuluyla, sınav faaliyetlerinin yürütülmesine yönelik yapılacak mal ve hizmet alımları, Kamu İhale Yasası kapsamı dışına çıkarıldı. Teklife eklenen başka bir maddeyle de kamu kurum ve kuruluşlarına ait resmi yapılar, yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor, sosyal ve kültürel alanlar, gerçek ve tüzel kişilerce yapılar, umuma açık hizmet veren her türlü yapıların özürlülerin erişilebilirliğine uygun hale getirilmesine yönelik tanınan ve 7 Temmuz’da dolacak olan süre 1 yıl uzatıldı.

İHALE SİSTEMİNE YENİ MÜDAHALE

Torba teklife eklenen bir maddeyle ilansız çıkılan ihalelerin şartnamesini öğrenmek isteyenlere bilgilenme yolu kapatıldı. Kabul edilen düzenlemeye göre: “İlan yapılmayan ihalelerde ihale dokümanı, yani şartname sadece davet edilenlere satılacak.” CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, Kamu İhale Yasası’nın temel felsefesinin, ihalelerin rekabet ortamı ve saydam şekilde yapılması olduğunu belirterek, ihaleye davet edilmese bile ilgilenen herkesin şartnameyi alıp inceleyebilme hakkının bulunduğunu ifade etti. MHP’li Ali Uzunırmak da düzenleme ile ihalelerde yeni yolsuzluklara kapı açılacağını ileri sürdü. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ise düzenlemeyi savundu. Bayraktar, düzenlemenin ihale dosyasının incelenmesine engel olmadığını belirterek, özellikle acil işlerde, ihaleye davet edilmeyen çok sayıda kişinin ihale dosyasını satın aldığını ve dokümanı alınca teklif verme hakkı da doğduğu için, bunlara tek tek cevap verilmesi gerektiğini kaydetti.

Meclis 2 Temmuz’da tatile giriyor

Cuma, Haziran 29th, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Danışma Kurulu önerisine göre, Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı Hükümlerin İlgili Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Eklenmesine Dair Kanun Tasarısı gündemin ön sıralarına alındı.

Bazı ülkelerle imzalanan uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin uygun bulunduğuna dair kanun tasarıları ise gündemin arka sıralarına çekildi.

TBMM Genel Kurulu, 1 Temmuz’da tatile girmeyerek çalışmalarını sürdürecek.

Genel Kurul’da Lübnan’da UNIFIL kapsamında görev yapan Türk askerinin görev süresini bir yıl daha uzatan Başbakanlık Tezkeresi görüşülmesinin ardından, Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı Hükümlerin İlgili Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Eklenmesine Dair Kanun Tasarısı ile bazı ülkelerle imzalanan uluslararası anlaşma ve sözleşmelerin uygun bulunduğuna dair kanun tasarıları ele alınacak.

Genel Kurul, yarın ”3. Yargı Paketi” için mesai yapacak, 1 Temmuz Pazar günü ise bazı kanunlarda değişiklik yapan ”torba teklif”in görüşmelerine kaldığı yerden devam edecek.

TBMM Genel Kurulu, 2 Temmuz Pazartesi günü ise Sağlık Bakanlığı Teşkilat Kanunu’nda değişiklik yapan tasarıyı görüşecek.

Darbe komisyonu, Ekrem Kızıltaş’ı dinliyor

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Nimet Baş’ın başkanlığında toplanan TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, Ekrem Kızıltaş ile görüşüyor. Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan görüşme basına kapalı yapılıyor.

Komisyon öğleden sonra da eski bakanlardan Güneş Taner’i dinleyecek.

23 Nisan Şiirleri Üç Kıtalık

Cuma, Haziran 22nd, 2012

23 Nisan Şiirleri Üç Kıtalık

Üç Kıtalık 23 Nisan Şiirleri

23 NİSAN

Gün aydın, gözün aydın,
Sayısız devrim saydın.
Dünyaya bin ün yaydın.
O mutlu Nisan bugün
Buldun taze can bugün.

İşte neşe, işte haz,
Sevincin çok, derdin az.
Bundan ünlü gün olmaz:
Her lezzete kan bugün,
O mutlu Nisan bugün,

Seyir için bu töreni,
Durma aç pencereni,
Sana onu vereni,
Saygıyla an bugün,
O mutlu Nisan bugün,

RIZA POLAT AKKOYUNLU

———————————-

23 NİSAN

Sanki her tarafta var bir düğün.
Çünkü, en şerefli en mutlu gün.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.

İşte, bugün bir meclis kuruldu,
Sonra hemen padişah kovuldu.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.

Bugün, Atatürk’ten bir armağan,
Yoksa, tutsak olurduk sen inan.
Bugün yirmi üç Nisan,
Hep neşeyle doluyor insan.

Saip EGÜZ

————————————-

BİZİM BAYRAMIMIZ

Bu gelen bizim bayram
Yükseldi bak ünümüz,
23 Nisan bizim
En şerefli günümüz.

Al bayrağı açalım
Gel gidelim törene
Bin teşekkür bizlere
Bugünleri verene.

Bizim için harcanan,
Boşa gitmez bu emek
Çünkü her Türk çocuğu,
23 Nisan demek.

İSMAİL HAKKI SUNAT

———————————–

23 Nisan

Biz dünyaya gelmeden
Her yeri düşman almış.
Atatürk düşmanları,
Yurdumuzdan çıkarmışlar.

23 Nisan günü
Meclis kuruldu diye,
Büyük bayram verilmiş
Çocuklara hediye.

Gülelim eğlenelim,
Kutlayalım bayramı
Verelim hep el ele
Yükseltelim vatanı.

MELAHAT UĞURKAN

Ankara’nın başkent oluşu 13 Ekim 2011 Kutlamaları

Perşembe, Haziran 21st, 2012

13 Ekim Ankara’nın Başkent Oluşu
13 Ekim Ankara’nın Başkent Oluşu etkinlikleri

Ankara’nın başkent oluşu 13 Ekim

Her yıl 13 Ekim günü Ankara’nın başkent oluşu, düzenlenen büyük törenlerle kutlanır. Ankara Kalesi’nde başlayan bu törene özel giysileri içinde seymenler, öğrenciler, çeşitli dernek temsilcileri katılırlar. Törende yapılan konuşmalarda Ankara’nın başkent oluşunun anlam ve önemi belirtilir.

Ankara’nın başkent olması
Mustafa Kemal, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandıktan sonra, Padişah VI. Mehmet tarafından 30 Nisan 1919’da 9. Ordu Müfettişliğine atandı.[46] 19 Mayıs 1919’da Refet Bey (Bele), Kâzım Bey (Dirik), ‘Ayıcı’ Mehmet Arif Bey ve Hüsrev Bey (Gerede) ile birlikte Samsun’a çıktı. Anadolu’da Havza ve Amasya Genelgesi’ni yayınlayan ve Sivas ile Erzurum Kongresi’ni düzenleyen Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti ile Amasya Protokolü’nü imzaladı. Bu protokol üzerine Meclis-i Mebusan açılmıştır. Mustafa Kemal, meclis çalışmalarını daha yakından izleyebilmek için 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelmiştir. Ankara’ya gelmesinin nedenleri arasında buranın demiryolu ağına sahip olması, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmemiş olması, merkezi bir konumda bulunması ve Batı Cephesi’ne yakınlık gibi nedenler de etkili olmuştur. Meclis, 28 Ocak 1920’de oybirliği ile Misakımillî’yi kabul etmiştir. Bunun üzerine İstanbul işgal edilmiş ve meclis kapatılmıştır. Mustafa Kemal, 19 Mart 1920’de illere ve kolordu komutanlıklarına bir genelge göndermiş ve Ankara’da olağanüstü bir meclisin açılacağını duyurmuştur. Seçimlerin ardından 23 Nisan 1920’de TBMM açılmış ve hükümet kurulmuştur. Türk Kurtuluş Savaşı bu meclisten yönetilmiş, savaşın kazanılmasının ardından Lozan Antlaşması imzalanmış ve I. TBMM seçim kararı almış ve yerini II. TBMM’ye bırakmıştır. İnkılap Meclisi olarak da anılan bu meclis 13 Ekim 1923’te Ankara’yı başkent ilan etmiştir

Ankaranın başkent oluşu ile ilgili şiir

ankaranın başkent oluşu ile ilgili resimler