Posts Tagged ‘Özel yetkili Mahkemeler’

3. yargı paketi Meclis’e geldi

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda, ”3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan tasarının 82. ve 106. maddelerini kapsayan 4. bölümün görüşmeleri devam ediyor.

AK Parti’nin 94. maddeye ilişkin verdiği önerge kabul edildi.

Buna göre, her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılacak.

Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenecek, kaydedilecek ve saklanacak.

Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP’tan incelenebilecek ve her türlü ceza muhakemesi işlemi yapılabilecek.

Bu kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar, elektronik ortamda düzenlenecek, işlenebilecek, saklanabilecek ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilecek.

Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar, diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilecek. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar, gerekmedikçe fiziki olarak ayrıca düzenlenmeyecek ve ilgili kurum ve kişilere gönderilmeyecek.

Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilecek.

Zorunlu nedenlerle fiziki olarak düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP’a aktarılacak ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda gönderilecek.

Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda bitecek.

Yargı birimlerinin ihtiyaç duyduğu nüfus, tapu, adli sicil kaydı gibi dış bilişim sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fiziki olarak istenilmeyecek. UYAP’tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler aynca zorunlu olmadıkça fiziki ortamda gönderilmeyecek.

AA

3. yargı paketi Meclis’e geldi

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda, ”3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan tasarının 82. ve 106. maddelerini kapsayan 4. bölümün görüşmeleri devam ediyor.

AK Parti’nin 94. maddeye ilişkin verdiği önerge kabul edildi.

Buna göre, her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılacak.

Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenecek, kaydedilecek ve saklanacak.

Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP’tan incelenebilecek ve her türlü ceza muhakemesi işlemi yapılabilecek.

Bu kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar, elektronik ortamda düzenlenecek, işlenebilecek, saklanabilecek ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilecek.

Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar, diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilecek. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar, gerekmedikçe fiziki olarak ayrıca düzenlenmeyecek ve ilgili kurum ve kişilere gönderilmeyecek.

Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilecek.

Zorunlu nedenlerle fiziki olarak düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP’a aktarılacak ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda gönderilecek.

Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda bitecek.

Yargı birimlerinin ihtiyaç duyduğu nüfus, tapu, adli sicil kaydı gibi dış bilişim sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fiziki olarak istenilmeyecek. UYAP’tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler aynca zorunlu olmadıkça fiziki ortamda gönderilmeyecek.

AA

3. yargı paketi Meclis’e geldi

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda, ”3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan tasarının 82. ve 106. maddelerini kapsayan 4. bölümün görüşmeleri devam ediyor.

AK Parti’nin 94. maddeye ilişkin verdiği önerge kabul edildi.

Buna göre, her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılacak.

Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenecek, kaydedilecek ve saklanacak.

Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP’tan incelenebilecek ve her türlü ceza muhakemesi işlemi yapılabilecek.

Bu kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar, elektronik ortamda düzenlenecek, işlenebilecek, saklanabilecek ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilecek.

Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar, diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilecek. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar, gerekmedikçe fiziki olarak ayrıca düzenlenmeyecek ve ilgili kurum ve kişilere gönderilmeyecek.

Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilecek.

Zorunlu nedenlerle fiziki olarak düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP’a aktarılacak ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda gönderilecek.

Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda bitecek.

Yargı birimlerinin ihtiyaç duyduğu nüfus, tapu, adli sicil kaydı gibi dış bilişim sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fiziki olarak istenilmeyecek. UYAP’tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler aynca zorunlu olmadıkça fiziki ortamda gönderilmeyecek.

AA

CHP, MHP ve BDP’nin önergesine red!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Genel Kurul’da ”3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan tasarının 97. maddesi üzerinde CHP, MHP ve BDP ayrı ayrı, ”12 Haziran 2011 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde milletvekili seçilen ve halen TBMM üyesi olan tutuklu milletvekilleri, tutuksuz yargılanmak üzere salıverilir” ibaresini içeren önerge verdi.

Önergenin oylamaya sunulmasından önce yerinden söz alan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ”Bir takım bürokratlar için kalkan eller, milletvekilleri için de kalkmalı. Önergeler bu milletvekillerinin tutuksuz yargılanmalarına olanak sağlıyor” dedi.

Genel Kurul’da yapılan oylamada, önergeler kabul edilmedi.

Tasarı üzerindeki görüşmeler, 4. bölümdeki 99. madde üzerinde sürüyor.

AA

CHP, MHP ve BDP’nin önergesine red!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Genel Kurul’da ”3. Yargı Paketi” olarak adlandırılan tasarının 97. maddesi üzerinde CHP, MHP ve BDP ayrı ayrı, ”12 Haziran 2011 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimlerinde milletvekili seçilen ve halen TBMM üyesi olan tutuklu milletvekilleri, tutuksuz yargılanmak üzere salıverilir” ibaresini içeren önerge verdi.

Önergenin oylamaya sunulmasından önce yerinden söz alan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ”Bir takım bürokratlar için kalkan eller, milletvekilleri için de kalkmalı. Önergeler bu milletvekillerinin tutuksuz yargılanmalarına olanak sağlıyor” dedi.

Genel Kurul’da yapılan oylamada, önergeler kabul edilmedi.

Tasarı üzerindeki görüşmeler, 4. bölümdeki 99. madde üzerinde sürüyor.

AA

Hamzaçebi: Hükümet bu düşüncesinden vazgeçsin

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Hamzaçebi, partisinin Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ve bazı milletvekilleriyle Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Akif Hamzaçebi, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden ”3. Yargı Paketi” tasarısının yargı reformu niteliğini taşımadığını ileri sürdü. Özel yetkili mahkemeler konusunda yapılacak düzenlemenin belirsiz olmasının, bir çok endişeyi beraberinde getirdiğini belirten Hamzaçebi, ”Hala, şu ana kadar, Hükümet’in özel yetkili mahkemelerle ilgili yapacağı düzenleme belirsizliğini korumaktadır” dedi.

Bu konuda siyasi parti gruplarına dağıtılmış bir önergenin de bulunmadığına işaret eden Hamzaçebi, şöyle devam etti:

”Dolayısıyla, Hükümet’in bu konuda kamuoyuna yaptığı açıklamaların ne kadarının doğru olduğundan da emin değiliz. Özel yetkili mahkemeler, yaptıkları soruşturmalar ve yürütükleri kovuşturmalarla, kamuoyunda tartışma konusu haline gelmiştir. Kamuoyunun büyük bir çoğunluğu, özel yetkili mahkemelerin gerçekte hukuk, adalet dağıtan mahkemeler olmadığını düşünmektedir. CHP olarak bizim kanaatimiz de bunların bir operasyon mahkemesi olduğu yönündedir. Bir demokraside olmaması gereken mahkemelerdir. Bu mahkemeleri kaldırırken, bunları herhangi bir şarta bağlı kılmak, belirli davaları bundan ayrı tutma yönünde bir düşünceye sahip olmak kabul edilebilir değildir. Böyle bir düşünce varsa, Hükümet’i bu düşünceden süratle vazgeçmeye davet ediyorum.”

TBMM’nin 12 Haziran seçimlerinden sonra 8 milletvekili eksikle toplandığını, söz konusu milletvekillerinin hala yasama faaliyetlerine katılamadığını belirten Hamzaçebi, ”Bir kaç gün içinde herhangi bir düzenleme yapılmaz ise Parlamento, açıldığı günkü ayıpla tatile girecektir. Kesinlikle bu şekilde tatile girmemelidir. Yargı paketi çerçevesinde bir düzenleme ile 8 milletvekilinin yasama faaliyetine katılmaları sağlanmalıdır” diye konuştu.

Meclis iradesinin, zamanında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim yasağını kaldırdığını anımsatan Hamzaçebi, ”Sayın Başbakan için yargıya müdahale olarak değerlendirilmeyen bu tip düzenlemenin, 8 milletvekili için de yapılması gerekiyor. Bu konuyu halka götürsek, halkın büyük çoğunluğu bu milletvekillerinin parlamentoda olması gerektiği yönünde görüş ifade edecektir. Bir iki gün içinde sorunu çözelim ve 8 milletvekilini özgürlüğüne kavuşturalım” dedi.

-”Önemli bir yönetim zafiyeti”-

Emine Ülker Tarhan da özel yetkili mahkemelerle ilgili yaşanan süreci, ”AK Parti’nin yönetim anlayışının dışa vurumu” olarak gördüklerini savundu.

Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi olan özel yetkili mahkemelerin kaldırılması konusunda muhalefetin hiçbir şekilde bilgilendirilmemesinin önemli bir yönetim zafiyeti olduğunu ileri süren Tarhan, şöyle devam etti:

”Sadece gece yarısı operasyonlarıyla yasama faaliyeti yürütülmemesi gerekiyor. Özel yetkili mahkemelerin sistemimizden tamamen çıkması gerekiyor. Ancak görüyoruz ki yargının, özellikle de özel yetkili mahkemelerin bir intikam aracı olarak kullanılmasının yarattığı korkular egemen bugün. Bu korkularla hareket edildiğini, ne yapacağını bilememe anlayışının egemen olduğunu görüyoruz. İçeriği ve çerçevesi henüz bilinmeyen bir yapı ile karşılaşacağımızı düşünüyorum. Özel yetkili mahkemeler bu ülke için hayırlı değildir.”

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hamzaçebi, Bağımsız Diyarbakır Milletvekili ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan görüşmesine ilişkin soru üzerine, yargı paketine ilişkin yaptıkları bu toplantıda, söz konusu görüşmeye ilişkin yorum yapmak istemediklerini ifade etti. Hamzaçebi, bu görüşmenin herhangi bir olağanüstülük olmadığını, normal bir görüşme olduğunu söyledi.

Akif Hamzaçebi, tutuklu milletvekillerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken,  ”Bütün siyasi kimliklerimizi bir kenara bırakalım, şapkalarımızı, rozetlerimizi çıkaralım. Bu olaya insani bir şekilde yaklaşalım. Yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı… Bütün bunları bir kenara bırakalım. Sadece insani duygularla yaklaştığımızda bu sorun çözülecektir. Siyaset, insani duyguları yok etmemelidir. Liderler kendi gruplarını serbest bıraksalar, özellikle Sayın Başbakan için söylüyorum, bir önerge verilse bu sorun çözülecektir” diye konuştu.

Özel yetkili mahkemelere ilişkin bir soruyu yanıtlayan Tarhan da iktidarın bu konuda, muhalefetle uzlaşma yerine başka dinamiklerle uzlaşma süreci yaşadığını ileri sürdü.

Ak Parti’den ‘ÖYM’ler kaldırılsın’ önergesi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Özel Yetkili Mahkemelerle (ÖYM) ilgili düzenlemenin hazır olduğunu belirterek, önergenin bugün 3. Yargı Paketine ilişkin tasarıda verileceğini söyledi.

TBMM kulisinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, “Özel Yetkili Mahkemelerle ilgili değişiklik önergesinin bugün verilip verilmeyeceğine ilişkin soruya, “Önerge hazır. Bugün verilecek” dedi. Bozdağ, önergenin hangi maddede verileceğine ilişkin sorulara ise “74. Madde” diye cevap verdi.

Meclis Genel Kurulu’nda,  Özel Yetkili Mahkemelerin de içinde yer alacağı 3. yargı paketi ile ilgili görüşmelere başlandı.

Gül de Özel Mahkemeleri eleştirdi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Nuray Babacan’ın haberi

Bu davalarla ilgili ek iddianame hazırlayıp, soruşturma da yapmayacaklar. Eğer gerekirse bunu HSYK’nın belirleyeceği 29 ilden birindeki ağır ceza mahkemesi yapacak. Bu mahkemeler yetkilendirilecek ve ihtisas mahkemesine dönüştürülecek.

HÜKÜMETİN çalışmaları son aşamaya getirdiği Özel Yetkili Mahkeme (ÖYM) düzenlemesinin ayrıntıları ortaya çıkıyor. Yapılan düzenlemeye göre, halen faaliyette bulunan ÖYM ellerindeki davaları bitirecek. Ancak bu mahkemeler, gördükleri davalarla ilişkilendirmek için ek iddianame, soruşturma ve kovuşturma yapamayacaklar.

5 bin dosya terör dışı

Şu anda ÖYM’lerde 22 bin dosya bulunuyor. Bunlardan 5 bininin terör ve darbeyle ilgisi olmayan uyuşturucu ve kaçakçılık dosyaları olduğu belirtiliyor. Yapılan düzenlemeye göre ÖYM’ler şu anda süren davalar dışında hiçbir işe bakamayacak. Davalar kesinleşinceye kadar bu mahkemeler varlıklarını koruyacaklar. ÖYM’ler mevcut davalarla ilgili ek iddianame hazırlayamayacak. Soruşturma ve kovuşturma başlatamayacak.
Eğer mevcut davalarla ilgili yeni bir delil ortaya çıkar ve yeni bir iddianame sözkonusu olursa, bu HSYK tarafından belirlenecek ağır ceza mahkemelerince yapılacak. Gerekli görülen yeni çalışmalar, 29 büyük ilde halen mevcut olan ağır ceza mahkemelerine yönlendirilecek. Bu mahkemeler yetkilendirilecek ve ihtisas mahkemesine dönüştürülecek. Bu mahkemeler terör, darbe ve örgütlü suçlar gibi başlıklar altında ihtisaslaşacak.

Komutanlara koruma

Başbakan, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla ilgili izin mekanizmasının ayrıntıları da oluşturuluyor. Kuvvet komutanları, Terörle Mücadele Yasası kapsamındaki suçlardan “terörist” gibi yargılanamayacak. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanıyor” demişti. Başbakanın izninin gerekli olacağı suçlar ayrıca belirtilecek. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının, Başbakanın iznine tabi olmadan doğrudan yargılanacakları suçlar ayrıca sayılacak.

Ak Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da, dün basın mensuplarının soruları üzerine ÖYM’lerin kaldırılması konusunda muhalefet partilerinin iktidarla aynı görüşte olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Devam eden darbe teşebbüsleriyle ilgili davaların sonuçlandırılmasına kadar mevcut mahkemeler görevlerine devam edecekler. ÖYM normal ülkelerde olmaması gereken mahkemelerdir. ”       

Yargıda uygulamalar büyük sorun

HÜKÜMETİN Özel Yetkili Mahkemeleri (ÖYM) kaldırmaya yönelik hazırlığına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den de destek geldi. “Yargıda uygulamalar büyük sorun” diyen Gül, buna örnek olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonu gösterdi. Gül, “Daha suçun var olup olmadığı belli olmadan her şeyi buraya sokuyorlar. Halbuki cebir, şiddet yok” dedi.

Gül, dün Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Başkanlık Divanı üyelerini Çankaya Köşkü’nde kabul etti. 1 saat süren görüşmede, CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, “Nereye gitsek karşımıza yargıdaki uygulamalar çıkıyor. 8 tutuklu milletvekili sorunu çözülmedi. En çok eleştiri aldığımız konuların başında ÖYM’ler geliyor” diyerek konuyu gündeme getirdi.

Uygulamalar büyük sorun

 Milletvekillerinin verdiği bilgiye göre Gül de ÖYM’lere ilişkin görüşlerini konuklarıyla şöyle paylaştı: “Çok doğru, yargıda uygulamalar büyük sorun. Bakın İzmir Belediyesine. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ticareti, ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü, bir de terör suçu deyip ÖYM’ye sokuyorlar. Daha suçun var olup olmadığı belli olmadan her şeyi buraya sokuyorlar. Sonuç olarak bir belediye başkanını incelemeden, suçun vasfını belirlemeden buraya sokuyorlar. Esasında bundan da bir şey çıkmayacaktır. Bu üç şeyi sokup büyük bir operasyona dönüştürüyorlar. Halbuki burada cebir yok, şiddet yok. Van ÖYM’de 100’ün üzerinde dosyayı inceledim, sadece bunların 2’si bu kapsama girmiş. Baktığınız zaman 98’i görevi kötüye kullanma.”

Başka yolları da var

Umut Oran’ın, “CHP adına izlediğim şike davasında Aziz Yıldırım’da da böyle. ÖYM kapsamında yargılanıyor. Halbuki spor ihtisas mahkemeleri kurulmalı. Asliye mahkemesinin görevli olması lazım ama ÖYM, ‘Hayır ben göreceğim’ diyor” sözleriyle ilgili de Gül, “İşte uygulama. Bu 3’üncü pakette nasıl değişecek bilmiyorum ama her şey yasayla da değişmez, o genel çizgileri koyar. Bu zihniyet meselesi. Bu hâkimin tahakkümüne dönüşmüş. Yapılmak istense başka yolları da var” diye konuştu. Gül, “Meclis yasa fabrikasına döndü” yakınması üzerine de, “haklısınız” dedi.

Usul düzenlemesi

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’la birlikte yapımı tamamlanan askerlik şubesinin açılış törenine katılmak üzere Yozgat’a geldi. Bozdağ, bir gazetecinin “Özel Yetkili Mahkemeler kalkarsa darbecilerin, çetecilerin serbest kalacağı yönünde endişeler var” sorusu üzerine şunları söyledi: “Özel Yetkili Mahkemeler’in düzenlendiği kanun, usul kanunudur. Düzenlemeler usul düzenlemeleridir. Suçlara, cezalara ilişkin bir düzenleme yapmıyoruz. Yani şu anda suça ve cezaya bir müdahale yapılmıyor. Usule ilişkin düzenlemeler yapılıyor ve usule ilişkin düzenlemelerin hiçbirisi de esasa müessir düzenlemeler.

Bu haliyle ÖYM devam edemez

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırma çalışmasıyla olarak, “Bu saatten sonra artık bu halin devam etme imkânı gözükmüyor” dedi. Çiçek, Kanal A televizyonunda katıldığı programda şunları söyledi: “Kuralları da, kurumları da ihtiyaçlar belirler. Hukuk da kendi içinde ihtisaslaşıyor. Bu ihtisas dikkate alınacak gibi görünüyor. Mevcut uygulamadan bir kısım rahatsızlıklar var. En basitinden, birilerini ‘Yasaya uymadı’ diye yargılarken, yargılamayı yapanların da kendisinin de yasalara uymak mecburiyeti var. Hâkim, savcı olmak yasalar üstü değildir. Soruşturma gizli, ifademi alıyorsunuz, yarım saat sonra ifade gazetelerde ise bir yerden kaçak var. Bununla ilgili ne yapıyorsunuz, sorar kamuoyu. Artık bu halin devam etme imkânı gözükmüyor. Kimse devam etsin demiyor. Artık bu mahkemelerin uygulamalarıyla ilgili toplumda bir rahatsızlık meydana geldi. Yüzde yüz mutabakat yok ama genel rahatsızlığın olduğu ortada. Bu rahatsızlığı giderecek, yargıya güveni sağlayacak endişeleri bertaraf edecek düzenleme yapılıyor.”

Hürriyet

İktidar ve muhalefetin ‘Özel’ görüşmesi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Ayrıntılar gelecek

Çiçek: Kimse bu haliyle devam etsin demiyor

Cuma, Haziran 29th, 2012

TBMM Cemil Çiçek, özel yetkili mahkemelere ilişkin tartışmaları değerlendirirken, ”Bu saatten sonra artık bu halin devam etme imkanı gözükmüyor. Kimse bu haliyle devam etsin demiyor. Artık bu mahkemelerin uygulamalarıyla ilgili toplumda bir rahatsızlık meydana geldi” dedi.

Çiçek,  Kanal A televizyonunda yayınlanan, ”Alper Tan’la Sivil Düşünce” adlı programa katıldı.

”Sizce 24. yasama dönemi nasıl geçti?” sorusunu yanıtlarken Çiçek, bu yasama döneminde gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Önemli araştırma komisyonları kurulduğunu anlatan Çiçek, ”Darbeleri araştırma komisyonu kuruldu. Darbe ve muhtıraların arka planlarını ortaya çıkarmayı amaçlıyor bu komisyon. Darbelerle yüzleşmek bakımından çok önemli bir komisyon. Demokrasi kurumsallaşacaksa, halkın seçtiklerinin başka yol ve yöntemlerle iktidardan uzaklaştırılması yerine demokratik bir şekilde gelecek ve gidecek” diye konuştu.

 Darbe ve muhtıraların siyasi arka planının ortaya çıkarılması bakımından Meclis’in önemli bir görev yaptığını vurgulayan Çiçek, ”Meclis kendi hukukuna sahip çıkıyor. Çünkü Meclis’in faaliyetleri askıya alındı darbeler döneminde” dedi.

Komisyonun hazırladığı raporların içeriğinin henüz tam olarak açıklanmadığına dikkati çeken Çiçek, bunları basına yansıyan şekilleriyle değerlendirmenin doğru olmayacağını ifade etti.

”En popüler olanları en yakınınızda olanlarıdır” ifadesini kullanan Çiçek, ”60’larda çocuktum ama 28 Şubat’ta siyasetteydim, 12 Eylül’de avukatlık yapıyorduk. 28 Şubat ile ilgili eski Sayın Başbakan henüz bilgi vermedi” ifadelerini kullandı.

”Sayın Yılmaz, yazılı olarak cevap vermek istemiş” sözleri üzerine Çiçek, ”Olabilir. Neticede bu komisyonun takdiridir. Neticede bir araştırma komisyonudur. Yazılı olarak da yanıt verebilir. Tabii yüz yüze konuşmanın getireceği bazı avantajlar olabilir ama kimsenin de bir mecburiyeti yok. ‘Ben gelmiyorum, bilgi vermiyorum’ derse onu zorlayamazsınız. Şu ana kadar komisyona, ‘ben ifade vermek istemiyorum diyen’ olmadı. Bu soruşturma bir komisyonu değil. Kimseyi yargı önüne çıkarmak gibi bir görevi yok” şeklinde konuştu.

-Tutuklu milletvekilleri-

Çiçek, bu yasama döneminde başka bir hiçbir dönemde yaşanmamış olayların tezahür ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

”Yemin krizi oldu. Böyle bir kriz bizim siyasi tarihimizde olmadı. Tarihe not düşmüş olduk. Tutuklu milletvekilleri meselesi… Bunların hepsi ya hiç yaşamadığımız ya da çok nadir yaşadığımız olaylar. Kurumun itibarı da çok önemli. TBMM milletin meclisidir. Meclis’in itibarını milletin itibarı gibi değerlendirmek gerekir. Bizlerin itibarını gölgeleyecek, kaybına sebebiyet verecek tutum ve davranışlardan kaçınmak gerekir. Vatandaşın gözünde, ‘kavga etmekten başka bir iş yapmıyorlar’ şeklinde kanaat oluşturmak üzücü olur.

Yargıyla problemi olmayan adaylar da konulabilirdi. Kendimizin yarattığı bir sorun. O süreçte hukuk bilenler itiraz ettiler. Bunun yargı boyutu devam ediyor. Yani 12 Haziran’da seçim yapıldığında böyle bir sorun vardı. Bu kişiler tutuklu idi. Bu halen devam ediyor. ‘Madem ki seçildi tutukluk ortadan kalksın’ deniliyor. Nasıl kalkacak bu hal? Tutuklu milletvekilleri meselesi sorun olarak sürekli önümüze geliyor. Yargının bir bir şekilde çözmesi gerekir. Yargı bir an evvel bu davayı bitirse, bitmedi, bugün, yarın bitecek gibi de gözükmüyor. Davaların uzun sürmesi, önümüze siyasi ve sosyal problem olarak geliyor. Pehlivan tefrikasına döndü. Ergenekon davası hiç durmadan başka davalarla birleştiriliyor. Sık sık reddi hakim talebi oluyor. Bu kadar işin içinden çıkılmaz noktada evraklar birikirse nasıl karar verilecek? Önemli de bir dava. Bu kadar önemli davanın uzun sürmesi, hayır işi uzayınca şerre dönüşür. Yargının da bu işi bir şekilde çözmesi gerekiyor.”

Kanun çıkarılmak suretiyle de tutuklu milletvekilleri sorununun çözülebileceğini belirten Çiçek, ”Bu da olmadı. Yasa çıkarılamadı. Orucu birileri yiyor, kefareti bana yüklüyor. Orucu bozan ben değilim ki. Bu durum, siyasi bir sorun olarak önümüzde kalmaya devam ediyor. Bunun ne sebebi benim, ne de çözümü bende” dedi.

-Özel yetkili mahkemeler-

Türkiye’nin önünde, ”özel yetkili mahkemeler diye bir sorun bulunduğunu” belirten Çiçek, genel itibarıyla mahkemelerin kalkması yönünde bir görüş oluştuğunu tespit ettiğini söyledi.

Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının, terör ve çıkar amaçlı suç odaklarının yargılanmasına ilişkin bazı kesimlerde endişeler yarattığının görüldüğünü anlatan Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Türkiye çok kolay birbirini suçluyor. ‘Özel yetkili mahkemeler kalksın’, ‘eyvah terör suçları ne olacak şimdi?’ diyorlar. ‘Kalkmasın’ denildiğinde, ‘siz özgürlüklere karşı mısınız?’ diyorlar. Kuralları da kurumları da ihtiyaçlar belirler. Türkiye böyle bir ihtiyacı duydu, bu mahkemeler geldi. Nihai şekil ne olacak onu görmek gerekir. Şikayetler olabilir ama kurumların varlığından şikayet ederken onu ortadan kaldırdığınızda karşılaşacağınız problemleri iyi düzenleyebilirseniz, bir boşluk, bir olumsuzluk meydana gelmeyecekse kalkabilir de. ‘Kalkmaz-kalkar’ tarzında iki eksen arasında bu tip konuları değerlendirmek yanlış olur. Onun için düzenlemenin kendisini görmek gerekecek.

Her bilim dalında ihtisaslaşma var. Hukuk da kendi içinde ihtisaslaşıyor. ‘Örgüt suçları’ denilen son derece karmaşık dış ve iç bağlantıları… ‘Terör’ dediğin ahtapot gibi bir iş. Uzmanlaşmaya ihtiyaç var, ihtisas mahkemelerine ihtiyaç var. Yine bu ihtisas dikkate alınacak gibi görünüyor. Ben yargıya müdahale etmek gibi bir açıklama asla yapmadım, yapmam da ama şunu kabul etmek lazım ki mevcut uygulamadan bir kısım rahatsızlıklar var. Nereden var? En basitinden, ‘birilerini kurala uymadı’ diye yargılıyorsunuz. Yargının varlık sebebi bu. Birilerini ‘yasaya uymadı’ diye onu yargılarken yargılamayı yapanların da kendisinin de yasalara uymak mecburiyeti var. Hakim, savcı olmak yasalar üstü değildir. Soruşturma gizli, benim ifademi alıyorsunuz, yarım saat sonra ifade gazetelerde ise bir yerden kaçak var. Bununla ilgili ne yapıyorsunuz, onu sorar kamuoyu.

Bu saatten sonra artık bu halin devam etme imkanı gözükmüyor. Kimse bu haliyle devam etsin demiyor. Artık bu mahkemelerin uygulamalarıyla ilgili toplumda bir rahatsızlık meydana geldi. Bir şekil vermek gerektiği noktasında… ‘Kalsın’ diye görüş bildirenler de var. Onu da söyleyeyim. Yüzde yüz mutabakat yok ama genel bir rahatsızlığın olduğu ortada. Bu rahatsızlığı giderecek, yargıya güveni sağlayacak endişeleri bertaraf edecek düzenleme yapılıyor. Ümit ederim beklenen maksat hasıl olur. Ümit ederim endişe edilen noktalara da sebebiyet verecek bir düzenleme olmaz.”

Çiçek, bir başka soruyu yanıtlarken, olağanüstü zamanlarda siyasi ortamın ister istemez yargıyı etkilediğini ifade etti. Cemil Çiçek, ”Türkiye’nin siyasi konjonktürü, siyasi şartlar özellikle olağanüstü koşullarda yargıyı etkilemiştir. Mesela, bir 367 kararı çok büyük sorunlar yaşatmıştır. Anayasa değişmezse önümüzdeki yıllarda da bu tip sorun yaşanabilir. Her şeyi kanunla çözmeye çalışan bir toplumuz. Eğer birini seviyorsak daha baştan beraat ettiriyoruz. Halbuki insan olan herkesin, şeytana uyan herkesin suç işleme ihtimali vardır. Türkiye tartışmıyor, Türkiye mızırdanıyor, homurdanıyor, birbirini suçluyor. Onun için yapılacak düzenlemelerde memnun olan da çıkacak olmayan da çıkacak” diye konuştu.

-Suriye-

Bugün gazetelerde, Türkiye’nin, Suriye sınırında tampon bölge oluşturması çalışması yaptığı bilgisini içeren haberler bulunduğunun anımsatılması üzerine Çiçek, ”Halklar burada özgürlük talep ediyor. Polis devletinin getirdiği sıkıntılardan kurtulmak istiyorlar. Seçtiği insanları iş başında görmek istiyor. Tam bir diktatörlük, tam bir polis devleti. Düşmana karşı kullanılacak silahları kendi vatandaşına kullanıyor. Şehrin girişine geliyor, bir apartmanı topa tutuyor. Böyle bir yönetimin evvela oradan gitmesi lazım. İş her geçen gün daha kötüye gidiyor” dedi.

”Aynı isimler 30-40 senedir orada, yönetimde. Bunlar ne bulunmaz Hint kumaşıymış” diyen Çiçek, şöyle konuştu:

”Bu olayların çıktığı coğrafyalar dünyanın en zengin yeridir ama aynı zamanda en fakir insanların yaşadığı yerdir. Neden? Bir yerde polis devleti varsa yolsuzluk vardır. ‘Suriye’ denilince kim kimin arkasında bunları da görüyorsunuz. ‘İran’a sadakatle bağlıyız’ diyor. Bir devletin başkasına söyleyeceği laf değil.

Türkiye’nin durumu farklı. Türkiye bunlara menfaat mülahazasıyla bakmadı. Biz önce kardeşlik ilişkisi açısından bakıyoruz. Bunlar İslam ülkeleri, kardeşimiz. Tarihi, kültürel sorumluluğumuz var. İstiyoruz ki buralarda huzur olsun. Biz bitişik nizam ülkeleriz. Yandaki komşuda her gün kavga, gürültü varsa yanı başındaki evde oturan komşu olarak siz huzur içerisinde olamazsınız. Sizin de huzurunuz kaçar. Onun için Türkiye, bu işlere müdahale ederken, deniz aşırı bir ülke konumunda değil gelişmelerden doğrudan doğruya etkilenen, rahatsız olan bir ülke.

Tampon bölge meselesi ne kadar doğrudur bilemiyorum. Uluslararası camianın bir an önce çözüm bulmazsa gereken bir vahşet icra ediliyor. Bize sığınanlar var. Ülkenin güneyinde olanlar nereye gidecek? Bunları kardeşçe uyardık ama diktatörlerde bir körlük oluyor. Rahmetli Özal, Iraklı yöneticileri uyarmıştı. Şimdi de bunu Esed yaşıyor.”

Çiçek, bir başka soru üzerine, Meclis tatile girerken ‘olağanüstü bir toplantı icap ederse’ diye zaman zaman imza toplandığını belirterek, ”Buradan ilave bir anlam çıkarmak doğru değil” dedi.

Yeni anayasa yapımına ilişkin oluşturulan komisyonun, TBMM’nin tatile girmesinin ardından çalışmalarını devam edeceğini belirten Çiçek, ”Anayasa yapmamak gibi bir ihtimal yok. Bu 4 parti açısından çok ciddi sorumluluk doğurur. Yapılmazsa bugünkü şikayet edilen anayasa yürürlükte kalır” diye konuştu.

Çiçek, hiçbir terör örgütünün kendi başına karar veremeyeceğini, bunların arkasında uluslararası güçler bulunduğunu ifade etti.  

”İnsanların çocuklarının kullanıldığının farkında olması lazım” ifadesini kullanan Çiçek, ”Çocukları kullanılıyor. İadesini istediklerimizden bir tanesi Venedik’te tatildeyken yakalanıyor. Emin olun çocukları dağda olanların yüzde 99’u, Venedik’in nerede olduğunu bilemez. Herkesi biraz daha bu işlerde kullanıldığının farkında olması lazım. Terör örgütüne yabancı desteği şu an halen devam ediyor” şeklinde konuştu.

Bülent Arınç: Doğru olma ihtimali çok zayıf

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, özel yetkili mahkemelerin yerine terör mahkemelerinin kurulacağı yönünde basında yer alan haberle ilgili bilgisi bulunmadığını belirterek, “Doğru olma ihtimali çok zayıf” dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MÜSİAD yeni Başkanı Nail Olpak ve Yönetim Kurulu üyelerini kabulünde Özel Yetkili Mahkemelerin yerini Bölgesel Terör Mahkemeleri’nin alacağı yönündeki haberlerle ilgili soruya da cevap verdi.

Başbakan Erdoğan’ın Bakan Ergin’i görevlendirdiği konunun hangi aşamada olduğunu bilmediğini söyleyen Arınç, ”3. ve 4. Yargı paketlerinde olmadığı ifade edilen bu hususun eğer bitmiş, olgunlaşmışsa, bir ihtimal gelmesi mümkün olabilir. Basına düşen haberle ilgili olarak, doğrudan ilgilenmiş değilim, doğru olma ihtimali çok zayıf. Önce 3. yargı paketinin sonuçlandığını, Cumartesi günü ilan etmemiz gerekiyor. Sayın Başbakanımızın Özel yetkili Mahkemeler ve Türk Ceza Muhakemeleri Kanunu 250, 251 ve 252. maddelerine yönelik yapılmasını istediği çalışmanın hangi noktada olduğunu bilmiyorum” dedi.