Posts Tagged ‘rahmet’

Salavat Getirmenin Fazileti

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Salavat Getirmenin Fazileti Nedir,

Salavat Getirmenin Önemi,

Salavat Getirmenin Fazileti

1. “Kim bana bir defa salât getirirse, Allah da ona on salât getirir ve on günahını affeder; on derece yükseltir.”

2. “Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır. Onlar ümmetimin selâmını (anında) bana ulaştırırlar.”

3.“Kim bana tek bir defa salât u selâm getirirse, Allah da ona on defa salât eder.”

4. “Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salâvat edendir.”

“Gerçek cimri, yanında anıldığım hâlde bana salâvat etmeyendir.”

5. Bir gün Resûlullah sevinçli olarak geldi. Kendisine: “Sizi sevinçli görüyoruz!” denilince, şöyle buyurmuşlardır: “Bana melek geldi ve şu müjdeyi verdi: “Ey Muhammed! Rabb’in diyor ki: “Sana salât eden herkese benim on rahmette bulunmam, selâm eden herkese de benim on selâm etmem sana (ikram olarak) yetmez mi?”

6. “Allah benim için iki melek görevlendirmiştir. Ben bir Müslüman’ın yanında anıldım da bana salâvat getirdi mi, mutlaka o iki melek ona: “Allah seni bağışlasın” derler. Allah Teâlâ ve diğer melekleri de o iki meleğe cevap olarak: “Âmin” derler. Bir Müslüman’ın yanında adım zikrolunduğunda da bana salâvat getirmedi mi, mutlaka o iki melek: “Allah seni bağışlamasın.” der. Yüce Allah ve öteki melekler de o iki meleğe cevaben: “Âmin” derler.” buyurmuşlardır.

Efendimizin (s.a.v.) üzerine Salâvat getirmenin fazileti

Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor:

“Üzerime Salâvat-ı Şerife getiren kimseleri melekler rahmetle anar, meleklerin rahmetle andıkları kimseyi Allah (c.c.) affeder. Allah’ın affetti i kimse için bütün varlıklar rahmet okurlar.”

“Üzerime bir defacık Salâvat-ı Şerife getiren kimse için Allah Teala görevli meleklere:
Bu kulumun üç gün içerisinde meydana gelen günahlarını yazmayınız emrini verir.”

“Üzerime bin defa Salâvat getiren kimseye Allah (c.c.) narı ile azab etmez.”

“Cibril bana: Ya Muhammed (s.a.v.) Sana senden önce hiçbir kimseye getirmedi im bir müjde ile geldim. Allah Teala senin için söyle buyurdu:
Ümmetin den kim ayakta iken üç defa Salâvat getirirse, oturmadan önce Allah (c.c.) onu bağışlar. Otururken üç defa getirirse kalkmadan Allah’ın affına mazhar olur, buyurunca efendimiz (s.a.v.) bu müjdeler üzerine şükür secdesine kapandı.”

“Kim sabahları üzerime onar defa Salâvat getirirse kırk senelik günahı silinir.”

“Cuma günü üzerime yüz defa Salâvat getirenin seksen yıllık hatalarını Allah (c.c.) affeder.”

“Üzerime Cuma günü veya gecesi yüz defa Salâvat okuyan kimsenin yüz türlü haceti kabul edilir.”

“Bin defa üzerime Salâvat getiren ölmeden önce cennetle müjdelenir.”

“Cebrail (a.s.) bana gelerek: Ey Allah’ın Resulü, senin üzerine Salâvat getiren kimse için yetmiş bin melek istiğfar getirir, buyurdu.”

“Üzerime getirilen Salâvat sırat üzerinde bir nurdur.”

“İnsanların bana en yakını üzerime en çok Salâvat getirenidir.”

“Allah’ın yeryüzünde gezen melekleri vardır. Ümmetimin üzerime getirdikleri Salatü selamları bana ulaştırırlar. Getirdikleri Salatü selam bana ulaşır ulaşmaz ben de onlar için isti far ederim.”

“Üzerime Salâvat getirenlere kıyamet günü şefaatçi olurum. Salâvat getirmeyenden ise uzağım.”

Salâvatın Önemi

Efendimiz (s.a.v.) buyurdu:

— Bana en yakin olanlar, üzerime en çok salâvat getirenler olacaktır.

— Üzerime salâvat getirirseniz Allah da (c.c) sizin üzerinize salâvat getirir.

— Bana salâvat getirin. Nerede olursanız olun salâvatınız bana ulaşır.

— Allah Teala (C.C) buyurdu: “Bir defa salâvat getirene Ben ve meleklerim on defa salâvat getiririz.”

— Cuma günü ve geceleri üzerime (100) defa salâvat getirenin Allah Teala (c.c) otuzu dünyaya, yetmişi ahirete ait olmak üzere yüz hacetini kabul eder.

— Dua ile sema arasında bir engel vardır. Üzerime salâvat getirilince engel açılır, dua yerine ulaşır.

— Sünnetimi ihya eden, üzerime salâvat getiren, darda kalanlara yardımda bulunanlar kıyamet gününde arşın gölgesinde olacaklardır.

— Sırat üzerinde kalmış, hurma yaprağı gibi tirtir titreyen bir adam gördüm. O anda üzerime getirdiği salâvat-i serife gelip o durumdan onu kurtardı.

— Dün gece acayip bir şey gördüm. Adamın biri Sırat üzerinde düşüp kalkıyordu. O anda üzerime getirdiği salâvat geldi. Elinden tuttuğu gibi Sırat’tan geçirdi.

— Meclislerinizi salâvat ile süsleyiniz.

— Kıyamet günü büyük ecir almak isteyen, üzerime salâvat getirsin.

— Cuma günü üzerime (80) kere salâvat getirenin seksen senelik günahı affolunur.

— Üzerime salâvat getirilmeden yapılan hiçbir dua kabul olunmaz.

_ Karşılasan iki mu ‘min salavat getirerek musafaha ederlerse, geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır.

— Üzerime (100) defa salâvat getirene, Allah (c.c.) bin defa rahmet nazari ile bakar. İştiyakla daha fazla getiren için kıyamet gününde şefaat ve şahitlik ederim.

— Üzerime bir günde (1000) defa salâvat getiren kimseye cennetteki makamı gösterilmedikçe ölmez.

— Cuma günü üzerime (100) defa salâvat-i şerife getiren kimse kıyamette öyle bir nur ile gelecek ki, eğer o nur bütün mahşer ehline taksim edilse hepsine yeterdi.

— Ömrünü bos yere heba eden kişinin kaybettiği zamanı telafi etmesi için salâvat-i şerife ile meşgul olmalıdır. Eğer bütün Ömrünü ibadetle geçirmiş olsan sonra bir defa salâvat-i şerife getirsen, getirdiğin salâvat bütün ibadetlerinden daha ağır gelirdi. Çünkü sen kendi gücün nispetinde salâvat getirmektesin.
Allah Teala da (C.C) Rububiyyeti hesabıyla senin bir salâvatına karşılık sana on salâvat getirmektedir. Yani Allah Teala(C.C) sana on defa rahmet nazarıyla bakmaktadır.
Allah Teala’nin (C.C) kuluna nazar-i rahmeti; insin, cinnin ibadetinden daha hayırlıdır. Çünkü Allah(C.C) bir kuluna rahmeti ile nazar edince o kul azaba duçar olmaz.

— Allah Teala(C.C), perşembe günü ikindi vakti, melekleri salâvat-i şerife getirenlerin ismini yazmak için yeryüzüne gönderir. Cuma günü ve gecesi salâvat getirmeyi ihmal etmemelidir.”

Ramazan Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ramazan Şiirleri
Kısa Ramazan Şiirleri
En Güzel Ramazan Şiirleri

İÇİMDEKİ RAMAZAN DUASI

On bir ayın sultanı, işte geldi ramazan

Ağızlar da bağlansın, şimdi ellerimiz de

Bu ay oruç tutanı, tutsun yüce yaratan

Günahlara ağlansın, sus olan dilimizde.

El açana verilsin, aç olan yedirilsin.

Aç açıkta kalmasın, hepsi de giydirilsin.

Sevgiye muhtaç olan, sevilip sevdirilsin.

Ramazanın önemi, işte böyle bilinsin.

MİS GİBİ

Mis gibi (Arkadaşım)

Bakmayı öğretmiştin seneler evvel

Aç karna bakmayı

Günahın içinden sıyrılıp da

Nehir olup sevaba akmayı

Ne kadar da nefis bir arkadaşsın

Sen öğrettin bana nefsimi hapse atmayı

Haydi, yine yardımcı ol

ALLAH rızasına erdir beni

Yolumdaki çukurlara yine sen dol

Elimi tut yemez içmezken

Mideme merhamet diliminle

Gönlüme ilminle dol

Yine kitaplar hediye et bana

Okumaya doymayayım

Kelimeler yutulunca Oruç bozulmaz ki

HOŞGELDİN

Hoş geldin ey Şehr-i Ramazan

Sensin mideler açken

Yüreklere tokluk kazandıran

Kokunu aldım bugün

Mis gibi arkadaş kokusu

Bak canlandı kelimeler

Satırlarsa Çoban’ın coşkusu

Seni görünce günahların beli bükük

Nefislerse ödsüz, sensin onların en büyük korkusu

Hoş geldin

Hoş geldin ey Şehr-i Ramazan

Sensin mideler açken

Yüreklere tokluk kazandıran

Hoş geldin

Hoş geldin ey arkadaş

Sensin hasret olduğumuz

Sensin kavrulduğumuz

Tok bir gönül için

Hoş geldin açlığımız

Hoş geldin susuzluğumuz

Hoş geldin

Hoş geldin ey Şehr-i Ramazan

Sensin mideler açken

Yüreklere tokluk kazandıran…

HOŞGELDİN

Recep, Şaban derken geldin Ramazan

Hoş geldin ayların en birincisi

Cennet kokuları yayıldı şu an

Hoş geldin ayların sen bir incisi.

Bu gün birinci gün, gülce tütersin

Aklımın nurusun, gözümde fersin

“Yetiştim imdada” der de gülersin

Hoş geldin ayların en birincisi

Kuran’ı okumak, sen de başkadır

Üstümüze yağan günaha çadır

Allah’ın izniyle nurları yağdır

Hoş geldin ayların sen bir incisi

Yak da günahları dönsün nurlara

Kalbimiz dayansın muhkem surlara

Peşinden koşalım tüm baharlara

Hoş geldin ayların en birincisi

CEYHUNİ neşeyle doldu ufkumuz

Bu dünyada sade Haktan korkumuz

Işıklandı şimdi aydın yolumuz

Hoş geldin ayların sen bir incisi

BEN ORUÇ TUTMUYORUM

Bir ejderin ağzında debelenen av benim,

Masivaya gark olmuş simsiyah olmuş tenim,

Ramazan rahmet ayı kıymetini bilenim,

Ben oruç tutmuyorum, oruç beni tutuyor.

Nefisle cenkteyim ben oruç kalkanım oldu,

El açtım iftar vakti gönül huzuru buldu,

Sorarlarsa söyleyin bu garip nasıl kuldu,

Ben oruç tutmuyorum, oruç beni tutuyor.

Sükûtta karar kıldı elim dilim ve gözüm,

Kalbim daim zikirde şerre yoktur hiç sözüm,

Ciğer yansa kül olsa alev alsa da közüm,

Ben oruç tutmuyorum, oruç beni tutuyor.

Reyhan kapısı bekler benden girin içeri,

Ebediyet yurdunda hangi akçe geçeri?

Bu mevsimde hasat bol bileyledim biçeri,

Ben oruç tutmuyorum, oruç beni tutuyor.

Beytullahı ziyaret kulluğun gerekleri,

Namaz zekât ve oruç İslam’ın direkleri,

Dudaklarım çatlasa yaksa da yürekleri,

Ben oruç tutmuyorum, oruç beni tutuyor.

Ne kadar etsem şükür azdır Allah’ım sana,

Hak etmediğim halde nimetler verdin bana,

Kavurucu sıcakta sabırla yana yana,

Ben oruç tutmuyorum, oruç beni tutuyor.

Usta oğluyum işte geldim ve gidiyorum,

Fakirin hali ile hallenmeli diyorum,

Arkamdan konuşarak yapmayın hiç bir yorum,

Ben oruç tutmuyorum, oruç beni tutuyor.

ORUÇ

Sanma oruç, aç durmak

Oruç, oruç olacak.

Sanma bir rejim yapmak

Oruç, oruç olacak.

Sussun bilmezse dilin

Cahili olma dinin.

Zikrin, fikrin, her halin

Oruç, oruç olacak.

Kulak, oruç duymalı

Göz, oruçla bakmalı

Ruh, inziva yapmalı

Oruç, oruç olacak.

Hava oruç kokacak

Nabzın oruç atacak.

Allah razı kalacak

Oruç, oruç olmalı

Farzlardan çoktur farkı

Günahın kefareti.

Vücudunun zekâtı

Oruç, oruç olacak.

Oruç tut, hem sağlık bul

Kötü huylardan kurtul.

Allah’a yaklaşır kul

Oruç, oruç olacak.

Gıybetten sakınmalı

Kavgadan kaçınmalı

Allah’ı çok anmalı

Oruç, oruç olacak.

Orhan çekmeden zahmet

Kazanılmaz ki rahmet.

Ecri en çok ibadet

Oruç, oruç olacak

Yar Olamadin ; Cemal SAFİ

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Vurduğun her yerden gül biter sanma!
Sen beni ilk defa yaralamadın
Ben sana kul köle olurdum amma
Sen bana bir günlük yar olamadın

Bu kadar yüklenmek var mı susana
Yerimde olup da çıldırmasana
Ben gönül köşkümü açtım da sana
Sen sokak kapını aralamadın

Hançerle mavzerle yıkılmazdım da
Süründüm aklımı senle bozdum da
Ben sana yüzlerce roman yazdım da
Sen bana bir satır karalamadın

Onbinde bir kula kısmet olsam da
Kadrimi bilmedin nimet olsam da
Ben senin bağına rahmet olsam da
Sen benim dağıma kar olamadın

Kalplere şifalar sunan meyvaydım
Her keyfe kedere derde devaydım
Ben senin bahtına gülen ayvaydım
Sen bana ağlayan nar olamadın

Yıllara maloldu gözümden düşmen
Ey şimdi aynayla kavgalı düşman
Her zaman mahçupsan her zaman pişman
Sen kendi kendine yar olamadın

Üstad’ı Anıyoruz

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Uploaded with ImageShack.us
Cumhuriyet döneminin en önemli edebiyat ve sanat adamlarından Necip Fazıl Kısakürek, vefatının 27. yılında anılıyor.
Milletçe yüzyıllar boyu yaşadığımız büyük bir entelektüel fetretin ardından belki de en büyük sanat, fikir ve aksiyon adamımız olarak yetiştirdiğimiz Üstad Necip Fazıl Kısakürek, çeşitli sebeplerle yalnızca şairliğiyle öne çıkarılmış olsa da, bir nesli yoğurmuş ve mukaddesatçı kesimin münevverleri üzerinde büyük tesire sahip olmuş, gayet mühim, çok yönlü ve dikkate şayan bir dehadır.

Forumdaş Ailesi olarak bu büyük şarimizi ve fikir adamımızı büyük bir saygı ve rahmetle anıyoruz.Ruhu şad,mekanı cennet;Türk milletinin de başı sağolsun…

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler…
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi…

(1927)