Posts Tagged ‘yok’

3 Yaşında Erkek Olduğunu Reddetti

Cuma, Haziran 22nd, 2012

3 Yaşında Erkek Olduğunu Reddetti
3 Yaşında Erkek Olduğunu Reddeden Çocuk

İngiltere’nin Essex kentinde yaşayan 4 yaşındaki Zach Avery 1 sene öncesine kadar erkek çizgi film kahramanlarına özeniyor ve tipik erkek çocuk davranışları sergiliyordu. 3 yaşına bastığında erkek çocuk gibi yaşamayı reddeden Zach saçlarını uzattı ve annesinden saçlarına kurdele takmasını istedi.

Zach’in anne-babası Theresa ile Darren Avery oğullarını doktora götürdüklerinde gerçeği öğrendi. Zach İngiltere’nin “Cinsiyet Kimlik Bozukluğu” hastalığına yakalanan en küçük hastalarından biriydi.

Zach’in dışında 3 çocuğu daha olan Theresa oğlunun bir gün gelip kendisine “Ben kızım” dediğini söyledi. Theresa sözlerine şöyle devam etti: “Erkek kimliğini reddettiğini ilk duyduğum zaman şaka yaptığını sandım. Neticede sadece 3 yaşında bir çocuktu. Fakat daha sonra cinsel organından rahatsız olduğunu onu kesmek istediğini söylediğini duyunca işin ciddiyetinin farkına vardım.”

Zach’in özel durumu yüzünden okulda zorluk çekmediğini, arkadaşlarının Zach’i Zach olduğu için sevdiklerini belirten Theresa şöyle konuştu: “Zach’in okulu bize çok destek oldu. Kızların da tercih edebildiği pantolonlu bir üniforma var. Şimdi onunla okula gidiyor. Ayrıca okul hem kızların hem de erkeklerin kullanabileceği bir tuvalet yaptırdı. Dolayısıyla şu an okul açısından Zach‘i rahatsız edebilecek bir konu gündemimizde yok.”

kaynak:mynet

Kırıldım Aşka Ama Onun Haberi Yok

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Kırıldım Aşka Ama Onun Haberi Yok

Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum… Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum… Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda…

Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine… Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor… Bir çocuk gibi
isteklerimi bastıramıyorum… Çalmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum… Bende olan seni,
hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum…

İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı…
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım
anılarım dışında… Isınabilmek için onlara sarılıyorum…
Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye
çalışıyorum… Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı…

Belki de görmeyi istemek gerekiyordu… Gözlerini aç desem kapatacaksın
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım
falıma… Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş
itiraf etti sonunda… Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil…
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini,
sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi,
dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hiç niyetin yoktu aslında… Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum…

Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi
ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş
gibi geliyor… Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi bana…
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde,
gecede, uykumda… Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi…
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki?
Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana…

Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben, geldiğini sandım… Ayak uyduramadım
yorgunluğuna… Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım…

Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın;
dokunuşlarında kendini bulan… Ama! En çok da imkânsızın oldum…

Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum… İnanamadığın, Yenemediğin,
üzerinden atlayamadığın korkuların oldum… Ağladığın, bağırdığın ya da
sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum…
Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan
bir anı oldum… Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak isterken
belki de hiçbir şeyin oldum… Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim…
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?

Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan
ama bir ömür gibi gelen aşk… Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,
öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum… Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum…
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların
sonunda olması acıtıyor içimi… Suskunluğun en büyük silahındı,
suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak…

Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor …

Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor… Görüyorsun işte, aşk’a ve sana ihanet etmiyorum
benim kırgınlığım aşk’a… Sen üstüne alındın…

Pelin Onay

Sorum Yok

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Sorum yok soranım yok
Yolum yok yordamım yok
Bir çıkmaz sevdadayım
Çekip vuranım yok

Günüm yok güneşim yok
Uykum yok düşlerim yok
Kın olmuş susuyorum
Bir tek sırdaşım yok

Çektiğim acıların
demindeyim bu akşam
Pişman desem değilim
Bir harmanım bu akşam
Her gecenin sabahı
Her kışın bir baharı
Her şeyin bir zamanı
Benim dermanım yok

Yabancı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

YABANCI

-En çok kimi seviyorsun garip yabancı?
Anneni mi, babanı mı, kardeşlerini mi?
-Ne annem var, ne babam, ne de kardeşlerim.
-Vatanını mı?
-Nerde olduğunu bile bilmiyorum.
-Yoksa parayı mı?
-Nefret ederim ondan.
-O halde neyi seversin esrarlı yabancı?
-Bulutları severim.
Karşıdan gelen ve karşılara giden bulutları.

Charles BAUDELAIRE

Hayatı Iskalama Lüksün Yok Senin Şiiri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Hayatı Iskalama Lüksün Yok Senin Şiiri
Nazım Hikmet Hayatı Iskalama Lüksün Yok Senin Şiiri Sözleri

HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENİN

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına
inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat
olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve
yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme
yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya
hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan “Bu kuşun kanadı
neden beyaz değil?” diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her
zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi
halin cezanda indirim sağlamaz.

Sen, “Ama senin için şunu yaptım” derken o, “şunu
yapmadın” diye cevap verecektir. Ve ne söylesen
karşılığında mutlaka başka bir iddiayla
karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması
gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın,
güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın.
“Peki o ne yaptı” deme. Herkes kendinden sorumludur
aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine
engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik
yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak
için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o
lüksü sonuna kadar yaşasın.

Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. “Acılara tutunarak”
yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu
hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki…. Epeydir
eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken
de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin
sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif
verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında.
Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de
cabası….

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun
asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip
de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın
sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter
ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda
duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o
zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler
değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini…

NAZIM HİKMET

Ozon Yağı Ve Faydaları

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ozon Yağının Faydaları Ve Zararları,

Ozon Yağının Faydaları Nelerdir,

Ozon Yağı Faydaları

Cilt bakımına yeni bir bakış açısı getirmiş bu özel ürün; anti-akne özelliği ile cildin temiz ve taze bir görünüme kavuşmasına yardım eder. Yoğun oksijen moleküllerinin etkisi cilt lekelerine karşı savaşarak cildin yenilenmesine yardımcı olur. Özellikle yaz aylarında güneşe karşı hassas olan ciltlerin bakımı ve korunmasında yardımcı olur. Traş sonrası oluşabilen cilt tahrişlerinin azaltılmasına yardımcı olur. El ve tırnak bakımında destek ürünlerin başında gelir.

– Ph 5.5 ile cildin asit örtüsünü korur
– Taze ve pürüzsüz bir cilde kavuşmanız için doğanın hediyelerinden biridir.
– El ve tırnaklarınızın kusursuz görünmesine yardımcı olur.
– Cildinize uyguladığınızda oksijen moleküllerinin rahatlatıcı etkisini hissedersiniz.

Ozon Yağının Bilininen Hiç Bir Yan Etkisi Yoktur…

Kitap hakkında atasözleri

Pazar, Haziran 17th, 2012

Kitap hakkında atasözleri

Tugbam sitesinde en güzel Kitap hakkında atasözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Kitap hakkında atasözleri

Kitap hakkında atasözleri
Kitap ile ilgili atasözleri
Kitap atasözleri

Kitaplarım bana yetecek kadar büyük bir krallıktır.
*SHAKESPEARE

Ben, kitaplarımı yaratmadan önce, kitaplarım beni yarattılar.
*MONTAİGNE

Kitapsız yaşamak; kör, sağır, dilsiz yaşamaktır.
*SENECA

Kitap, ruhun ilacıdır.
*JAPON ATASÖZÜ

İyi bir kitabı öldürmektense, bir adam öldürmek daha iyidir.
*MİLTON

Bugünün gerçek üniversitesi, bir kitaplıktır.
*CARLYLE

Bazı kitaplar tad almak, bazı kitaplar yutmak, bazı kitaplar da çiğneyip sindirmek içindir.
*BACON

Yasalar ölür, kitaplar ölmez.
*BULWER-LYTTON

Kitap, tek ölümsüzlüktür.
*RUFUS CHOATE

Yabani uluslar dışında her ülke, kitaplar tarafından yönetilir.
*VOLTAİRE

Ahlaka uygun ya da aykırı kitap diye bir şey yoktur. Kitaplar ya iyi yazılmıştır, ya da kötü. Hepsi bu kadar!
*OSCAR WILDE

İyi satan bir kitap, orta değerde bir yazarın yaldızlı mezarıdır.
*LOGAN P. SMITH

Umutla açılıp kazançla kapanan bir kitap, iyi bir kitaptır.
ALCOTT

Bir kitap yürekten gelmişse, ancak o zaman başka yüreklere ulaşabilir.
*CARLYLE

Kitaplar, kaybolmuş kafaların anıtlarıdır.
SİR WILLIAM DAVENANT

Kitaplar, hiç solmayacak bitkilerdir.
HERRİCK

Kitap hiç aldatmayan bir arkadaştır.
GUİLBERT DE PIXRECOURT

İyi kitaplar çok iyi, kötü kitaplar da çok kötüdür.
EMERSON