Posts Tagged ‘almış’

Bahaeddin Ögel Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bahaeddin Ögel Kimdir Kısaca


Bahaeddin Ögel Hayatı

Son devir tarihçilerinden. 1924’te Elazığ’da doğdu. Türklerin Müslüman olmadan önceki dönemlerdeki tarih ve kültürleri üzerine yaptığı araştırmaları ile tanındı. 1945’te Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesini bitirdi. Erzurum Lisesinde ve Hasanoğlan Köy Enstitüsünde tarih öğretmenliği yaptı.

Şemseddin Günaltay ve Afet İnan’ın okuttukları Orta Asya Türk Tarihini esas alarak bölümüne devam etmiş; Arkeoloji, Sinoloji ve Rusça derslerini de yardımcı branş alarak, 1944-45 yılında fakülteden mezun olmuştur. Mezuniyetinden sonra MEB’e başvurmuş, 30.06.1945’te Erzurum Lisesi Tarih-Coğrafya öğretmenliğine tayin edilmiş ve 31.10.1947 yılına kadar bu görevi sürdürmüştür. 1947 yılında çıkan bir kanundan faydalanarak Prof.Dr. Wolfram Eberhard’ın yanında doktora çalışmasına başlamış; “Uygur Devletinin Kuruluşu” isimli tezini hazırlayarak 1948 yılında doktor ünvanı almış, 1949 yılında G.T.T. kürsüsüne asistan olarak atanmıştır.
Bahaeddin Ögel, çıkan bir yasa sonucu bilgi ve görgüsünü arttırmak üzere dört aylığına İran’a gönderilmiş, aynı yıl Alman Hükümeti’nin bursundan faydalanarak Almanya’ya gönderilmiştir.Almanya ve Türkiye’deki çalışmaları sonucu “Liao Devrinden Önceki Kitanlar” isimli doçentlik tezini hazırlamış ve 1957 yılında Eylemli Doçentliğe atanmıştır. “Alexandre Von Humbold Vakfı” bursundan faydalanarak 1959 yılında tekrar Almanya’ya gitmiştir. 1961 yılında Taiwan Hükümeti’nden Tai-pei’de ki “National Cheng-chi Üniversitesi”nde misafir öğretim üyeliği daveti almış, 1962-64 yılları arasında Taiwan’da görev yapmıştır. Sino-Turcica adlı eserini tez olarak sunmuş ve 1964 yılında Profesör ünvanı almıştır.

42 yıllık akademik hayatını Ankara Üniversitesi’nde geçirmiş, bölüm başkanlığı yapmış; MEB, MGK, TRT, DPT, TİB, TTK gibi pekçok kuruluşta danışman, raportör, üye veya idareci olarak görev almış; pekçok araştırma enstitüsünde çeşitli ünvanlarla faaliyet göstermiştir. Bahaeddin Ögel, Orta Asya Türk Tarihi ile ilgili Çin arşivlerine inerek araştırmalar yapan sayılı tarihçilerdendir. Özellikle Türk Kültür Tarihi alanında önemli çalışmalar hazırlamıştır. Alman ekol ve metotlarını Türk araştırmacılara tanıtmış ve Türk metotları ile kaynaştırarak özgün bir metot geliştirmiştir. Türk tarihinin bütünlüğü, Türklerin göçebeliği, Türk-Moğol meselesi gibi pekçok tarihsel mesele hakkında tezler ortaya atmıştır. Alanıyla ilgili 20 cilt kitap ve 120’den fazla makale yazmıştır. Almanya, İngiltere, İtalya, Danimarka, Macaristan, Avusturya, İran, Milliyetçi Çin(Taiwan), Moğolistan, SSCB(Türkmenistan,Tacikistan ve Azerbaycan) gibi ülkelerde ilmi çalışmalar yürütmüştür.

Almanca, İngilizce, Çince, Farsça, Rusça, Moğolca bilmektedir ve Çağdaş Türk Lehçeleri’ne vâkıftır. 7 mart 1989 günü akciğer kanseri sebebiyle hayatını kaybetmiştir.

Ömer Seyfettin Yeni Lisan Makalesi

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ömer Seyfettin Yeni Lisan Makalesi
Ömer Seyfettin’in Yeni Lisan Makalesi

Ömer Seyfeddin, Yeni Lisan makalesinin, “Eski Lisan” başlığı altındaki ilk kısmında; Asya’dan garbe, Anadolu’ya hicret ettiğimizi, din ve edebiyatın bize Arabî, Fârisî öğrettiğini söyler. Yazara göre, hicretin ilk asırlarında Arabî’den ve Fârisî’den lisânımıza birçok kelimeler girmiştir. Edebiyat, sanat ve süsleme fikri Arabî ve Fârisî kaideler de getirmiştir. Türkçe böylelikle sun’î bir hal almış, fakat aslını, esâsı olan fiilleri ve sigaları da istiklâlini muhafaza etmiştir. Bu istiklâl Ömer Seyfeddin’e ve milli edebiyatçılara Türkçe’yi tekrar eski sâfiyet ve tabiiliğine ircâ etmek ümidini vermiştir.

Edebiyatımız iki devre ayrılır:

I- Şarka doğru: İran’a,

II- Garbe doğru: Fransa’ya.

Eski edebiyatın son mümessili Muallim Naci’dir. Ondan sonra, Akif Paşa’dan beri teşkiline başlanan Avrupa mektebi meydana çıkar.

Servet-i Fünuncular’dan Tevfik Fikret ve Cenab Şehabeddin, milliyetimize, hissimize, zevkimize muhâlif, fakat güzel şiirler, Fransız tarzı şiirler vücûda getirmişlerdir. Servet-i Fünuncular’dan hiçbirisi esaslı ve mühim bir yenilik göstermiş sayılamazlar. Onlarda öyle mısralara rastlanır ki, içinde hiç Türkçe kelime yoktur. Eski nazım şekillerini değiştirip, sonnet’leri almış ve bir salon edebiyatı vücûda getirmişlerdir.

Fecr-i Aticiler de Servet-i Fünûncuları tekrar etmişlerdir. Servet-i Fünuncular’dan tek ayrıldıkları nokta, onların en kullanılmayan kelimeleri kamuslardan bulmalarına mukabil, Fecr-i Ati mensuplarının bunu yapmamasıdır.

Fecr-i Aticiler gençtirler, zekidirler, vatanın ümidi onlardadır. Onlar çalışacak, okuyacak, tekamül edeceklerdir. Bizi milli bir edebiyattan mahrum bırakan eski ve sun’i lisanı terk edeceklerdir. Dünküleri taklid etmekten vazgeçtikleri gün hakiki bir fecir olacak, onların sayesinde yeni bir lisanla terennüm olunan milli bir edebiyat doğacaktır.

Ömer Seyfeddin’e göre, şimdi yeni bir hayata, bir intibak devresine giren Türkler’e tabii bir lisan, kendi lisanları lazımdır. Milli bir edebiyat vücûda getirmek için, önce milli dil gerekir. Eski lisan hastadır. Hastalıkları bilhassa içindeki yabancı kaidelerdedir.

Artık hareket zamanı gelmiş, hatta geçmiştir. Bize geniş, muntazam ve mazbut bir dil lazımdır. Türkçe dünyanın en mükemmel, sade ve tabii gramerine sahiptir. Onun içinden ecnebi kaideleri; Arabi ve Farisi terkipleri, edatları çıkarır ve şimdilik edebi ve fenni ıstılahlara dokunmazsak dilimiz, ileride bunları da Türkçeleştirmek şartıyla, milli ve mükemmel bir dil olabilir.

Yazıldığı tarihten bu yana Türk dili ve edebiyatı tarihi üzerinde yapılan araştırmalar dolayısıyla birçok noktaları tenkid edilebilir

durumda bulunan Yeni Lisan makalesinin bugün halâ doğru sayılabilecek diğer bölümleri de şunlardır:

“I. Arabi ve Farisi kaideleriyle yapılan bütün terkipler terk olunacak. Tekrar edelim: Fevkalâde, hıfzıssıhha, darbımesel, sevkitabii gibi klişe olmuş şeyler müstesnâ…

II. Türkçe cem edatından başka kat’iyyen ecnebi cem edatları kullanılmayacak: İhtimâlât, mekâtip, memurin, hastegân yazacak yerde ihtimaller, mektepler, memurlar, hastalar yazacaksınız. Tabii kâinat, inşaat, ahlâk, Müslüman gibi klişe hâline gelmişler müstesna…

III. Diğer Arabi ve Farisi edatları da atacaksınız! Eyâ, ecil, ez, men, an, ender, ba, beray, bi, na, ter, çi, çent, zi, âlâ, fi, gâh, gin, âza, veş, ver, nâk… gibi edatlar terkolunacak; ancak tekellüme girmiş tamamıyle Türkçeleşmiş olan, ama, şayet, şey, keşki, lâkin, nâşi, hemen, hem, henüz, yâni… gibileri kullanılacak. Unutmayalım ki, terkolunmasını arzu ettiğimiz bu edatlar kullanılsa bile terkip kâideleri gibi lisanın tekellümüne giren, “san’atkâr gibi kelimeleri serbestçe söyler ve yazabiliriz.

alıntı

Facebook hesap verecek!

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Facebook hesap verecek!

Facebook’un son uygulaması çok konuşuldu, çok tartışıldı. Ama kimse bu kadarını beklemiyordu.

Facebook Amerikan Federal Ticaret Komisyonu’na şikayet edildi. Şikayeti yapan EPIC (Electronic Privacy Information Center: Elektronik Gizlilik Bilgi Merkezi) oldu.

Şikayetin sebebi ise Facebook’un yaptığı en son gizlilik ayarları değişikliğiydi. Daha önce haberlerimizde yer verdiğimiz bu değişiklik, milyonlarca kullanıcının özel bilgilerinin halka açık bir şekilde görüntülenmesine sebep olmuştu.

Skandal olarak nitelendirilebilecek bu açıktan, Facebook’un CEO’su Mark Zuckerberg bile nasibini almış, sevgilisiyle görüntüleri ortaya çıkmıştı. Zuckerberg daha sonra yaptığı açıklamada bunun kaza olmadığını, kendi fotoğraflarını kendi isteğiyle yayınladığını belirtmişti. Ancak bazı fotoğrafların kaldırılması, bu açıklamanın güvenilirliğini sarsmıştı.

Sadece EPIC de değil, şikayet metninin altına Amerika’nın güçlü tüketici hakları, demokratik toplum ve insan hakları kuruluşlarından pek çoğu imza atmış durumda. Bunlardan bazıları: American Library Association, Center for Digital Democracy, Consumer Federation of America, Privacy Rights Clearinghouse.

EPIC’in şikayetinin temelinde, Facebook’un tüketici haklarını ihlal ettiği iddia ediliyor. Oldukça güçlü ve etkili bir kuruluş olan EPIC, Amerika’da yetkili kuruma yaptığı şikayet ile bir soruşturma açılmasını ve gerekirse sosyal ağın eski ayarlara dönmeye zorlanmasını talep ediyor.

Bununla kalmayan iddialar arasında, Facebook’un en son ayarlarının, Facebook tarafından iddia edildiği gibi çalışmadığına, tüketicilerin yanıltıldığına da yer veriliyor. Kullanıcı mahremiyetinin ve haklarının çiğnenmesini oldukça ciddiye alan kuruluş, Facebook’u tüketicilerin haklarını korumak için takip ediyor.

Facebook’un yaptığı değişikliklerin, kullanıcı bilgilerinin daha büyük bir bölümünü halka açtığı dikkati çekiyor. Kullanıcı bilgilerinin aramalarda endekslenmesi ve açığa çıkması, Facebook’a dolaylı yoldan para kazandırdığı için işler tehlikeli bir hal almış durumda.

kaynak

Asil bir hanım efendi..

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Asil bir hanım efendi..

Gül/ümün narin hatlarıyla
Tatlı bir yüzü olan
İnce ve zarif bir kadın o
Gençliğinde zarafet neşe dolu
Bir güzelliği olduğu belli
Ama şimdi yıpranmış gibi
Her iki gözaltları morarmış
İstanbul Hanım efendisi zarafetinde
Onlara özgü, canlı kahverengi gözleri
Duman gibi hafif, dalgalı kızıl saçlarıyla
Zamanın modasına uygun saç stili
Yumuşacık teni, sabun menekşe özü kokusu
Düz mini eteğiyle, küçücük ayaklarına
Uzun sivri uçlu, yandan düğmeli çizmesiyle
Ölçülü yuvarlak beliyle de çok ta övünür
Ağır başlı, huzurlu ve bilgili bir kadın
Onu herkesin tanımasını o kadar isterim ki
Tek bir kusuru var ama beni mutlu ediyor
Üzerime çok titriyor ve bir o kadar da kıskanç
Kalbimi eline almış ikinci baharımız da
Mutluluğumuzu, geleceğimizi o şekillendiriyor..

Sami Arlan..

Asil bir hanım efendi..

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Asil bir hanım efendi..

Gül/ümün narin hatlarıyla
Tatlı bir yüzü olan
İnce ve zarif bir kadın o
Gençliğinde zarafet neşe dolu
Bir güzelliği olduğu belli
Ama şimdi yıpranmış gibi
Her iki gözaltları morarmış
İstanbul Hanım efendisi zarafetinde
Onlara özgü, canlı kahverengi gözleri
Duman gibi hafif, dalgalı kızıl saçlarıyla
Zamanın modasına uygun saç stili
Yumuşacık teni, sabun menekşe özü kokusu
Düz mini eteğiyle, küçücük ayaklarına
Uzun sivri uçlu, yandan düğmeli çizmesiyle
Ölçülü yuvarlak beliyle de çok ta övünür
Ağır başlı, huzurlu ve bilgili bir kadın
Onu herkesin tanımasını o kadar isterim ki
Tek bir kusuru var ama beni mutlu ediyor
Üzerime çok titriyor ve bir o kadar da kıskanç
Kalbimi eline almış ikinci baharımız da
Mutluluğumuzu, geleceğimizi o şekillendiriyor..

Sami Arlan..