Posts Tagged ‘askeri’

Bahaeddin Hurş Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bahaeddin Hurş Kimdir

Bahaeddin Hurş Hayatı Kısaca

Dağıstanlı (Çoh köyünden) asker, toplum adamı ve yazar. Askeri okullarda okuyarak subay çıktı. 1917 Devrimi sonrasında Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nin ulusal ordusunda görev aldı. Kafkasya’nın Kızılordu tarafından işgali üzerine yurdunu terk etmek zorunda kalarak Türkiye’ye iltica etti. Daha sonra Polonya’ya giderek Polonya ordusunda görev aldı ve Kurmay Albay rütbesine kadar yükseldi. 2.dünya savaşında Almanlara esir düştü. Kuzeni Hasan Arslanbek’in (Magoma başkanlığındaki Kuzey Kafkasya Milli Komitesi üyesi) girişimiyle kurtuldu. Polonya ve diğer Avrupa ülkelerindeki Kafkasya politik örgütlerinde ve bunların yayın çalışmalarında görev aldı. “Gortsı Kavkaza” (Kafkasya Dağlıları) ve “Severnıy Kavkaz” (Kuzey Kafkasya) gibi dergilerde yayımlanan Kuzey Kafkasya’nın askeri tarihine ilişkin “Gergebil Savunması”, “Ahulgoh Avulu”, “Saltı Savunması”, “Dağıstan’da 1843 Yılı Askeri Harekatı” gibi makaleleri, bu konuların bir kurmay görüşüyle yazılmış en güzel örnekleridir. “Kuzey Kafkasya Milli Yayınları” arasında yayımlanan “Ahulguh” (Rusça, 1938) kitap halinde yayınlandığını bildiğimiz tek eseridir.

İkinci Dünya savaşı sonunda iltica ettiği Mısır’da ölmüştür.

alıntı

Bahattin Şakir Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bahattin Şakir Kimdir Kısaca


Bahattin Şakir Hayatı

Dr. Bahattin Şakir (d.1874- ö. 17 Nisan 1922), Türk doktor, siyasetçi.

II. Meşrutiyet döneminde, mebus veya nazır unvanı taşımamış olmakla birlikte, İttihat ve Terakki’nin Katibi Mesul’lerinden biri olarak devrin öndegelen siyasetçileri arasında yer almıştır. İttihat ve Terakki içindeki ünlü “Doktorlar grubu”nun üç önemli isminden birisi olmuş (diğerleri Doktor Nazım ile Doktor Rüsuhi Dikmen’dir); Cemiyet’in Türkçü-Turancı kanadında yer almış, bir ideolog olmaktan çok teşkilatçı kimliğiyle ön plana çıkmıştır.
Teşkilât-ı Mahsusa’nın kurucularından olan Bahattin Şakir, örgütün siyasi bölüm şefi olarak görev yapmıştı.
Türkiye’de Adli Tıp’ın kurucularındandır ve ülkedeki ilk telif Adli Tıp ders kitabının yazarıdır.

1874’te İstanbul’da doğan Bahattin Şakir, Askeri Tıbbiye’yi 1896’da tabip yüzbaşı olarak bitirdi 1900’de aynı okulun tıbbi kanuni muallim muavinliğine getirildi Bu görevine ek olarak Şehzade Yusuf İzzettin Efendi’nin özel hekimliğini de yapıyordu Bu arada Ahmed Celalettin Paşa’nın maiyetine girdi Ahmet Rıza ve İttihat ve Terakki Cemiyeti ileri gelenleri ile ilişki kurdu Ahmed Celalettin Paşa’nın muhalefete katılmasından sonra İttihatçilerle ilişkili olmasından ve meşrutiyeti savunuyor olmasından dolayı Erzincan’a sürgüne gönderildi Cemiyete gönderdiği yardımın ortaya çıkması üzerine tutuklandı, ardından da Trabzon’a sürüldü 1905’te Mısır’a, oradan da Paris’e kaçtı Paris’te ve bir ara gizlice geldiği İstanbul’da İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin çalışmalarının canlandırılmasında Ahmet Rıza ile birlikte etkin rol oynadı 1908’de II Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a ve Askeri Tıbbiye’deki eski görevine döndü Daha önce Kahire ve Paris’te çıkan Şura-yı Ümmet gazetesinin yayımını İstanbul’da sürdürdü Bu arada “Ali Kemal Davası” ve “Kanuni Esasimizi İhlal Edenler” adlarıyla imzasız olarak yayımladığı kitaplarında karşıtlarını sert bir dille eleştirdi

1909’da askeri ve sivil tıbbiyelerin birleştirilmesi ile kurulan Haydarpaşa Tıp Fakültesi’nde adli tıp müderrisi oldu Ertesi yıl tıp fakültesi ikinci reisliğine seçildi Balkan Savaşında Edirne’nin Bulgarlar tarafından kuşatılması sırasında oradaki hastanede başhekim olarak çalıştı (1912) Edirne’nin işgali üzerine tutsak düştüyse de bir süre sonra serbest bırakıldı 1913’te Teşkilatı Mahsusa’nın siyasi bölüm şefliğine getirildi Aynı yıl Sıhhiye Müdüriyet-i Umumiyesi’ne bağlı olarak kurulan Tababet-i Adliye Müdürlüğü’ne ve Tababet-i Adliye Encümeni reisliğine getirildi 1 Dünya Savaşı yıllarında Erzincan ve yöresinde Teşkilat-ı Mahsusa yöneticisi olarak görev yaptı ve Ermeni Tehciri içinde etkin rol oynadı Mondros Mütarekesi’yle birlikte savaş suçlusu ilan edilince 2 Kasım 1918’de Enver Paşa ve Talat Paşa ile birlikte bir Alman savaş gemisiyle Sivastopol üzerinden Berlin’e kaçtı Eylül 1920’de Bakü’de toplanan Doğu Halkları Kurultayı’na katıldı.

1920’de İslam İhtilal Cemiyetleri İttihadı’nın Bakü temsilcisi oldu 1921 ilkbaharında bu örgütün Moskova’da yapılan kongresine katıldıktan sonra Almanya’ya döndü 17 Nisan 1922 günü Berlin’de Cemal Azmi Bey ile birlikte Ermeni suikastcılar tarafından öldürüldü

Ömer Seyfettin Biyografisi

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ömer Seyfettin kimdir
Ömer Seyfettin hakkında bilgi

Ömer Seyfettin 11 Mart 1884’de Balıkesir/Gönen’de doğmuştur. Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır. Asker, şair ve güçlü bir edebi yeteneği olan bir öğretmendir. Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu ismidir. Ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kurucularındandır. Türkçe’de sadeleşmenin savunucusudur. Kısa ömrüne pek çok sayıda eser sığdırmıştır. Yüzbaşı Ömer Şevki Bey’le, Fatma Hanım’ın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan birisidir. Öğrenimine Gönen’de bir mahalle mektebinde başladı. Ömer Şevki Bey’in görevinin nakli dolayısıyla Gönen’den ayrılan aile İnebolu ve Ayancık’tan sonra İstanbul’a geldi. Ömer Seyfettin, önce Mekteb-i Osmanî’ye, 1893 ders yılı başında da Askerî Baytar Rüştiyesi’ne kaydedildi. Bu okulu 1896’da tamamlayarak Edirne Askerî İdadîsi’ne devam etti. 1900’de İdadî’yi bitirerek İstanbul’a döndü. Burada Mekteb-i Harbiye-i Şahâne’ye başladı. 1903 yılında Makedonya’da çıkan karışıklık üzerine “Sınıf-ı müstacele” denilen bir hakla imtihansız mezun oldu. Ömer Seyfettin, mezuniyetten sonra piyade asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik’te bulunan Üçüncü Ordu’nun İzmir Redif Tümeni’ne bağlı Kuşadası Redif Taburu’na tayin edildi. 1906’da İzmir Jandarma Okulu’na öğretmen olarak atandı. Bu, Ömer Seyfettin için önemlidir; zira bu vesileyle İzmir’deki fikrî ve edebî faaliyetleri takip edecek ve bunlar içerisinde yer alan gençlerle tanışacaktır. Nitekim batı kültürünü tanıyan Baha Tevfik’ten Fransızca bilgisini artırmak için teşvik gördü; Necip Türkçü’den ise sade Türkçe ve millî bir dille yapılan millî edebiyat konusunda önemli fikirler aldı. Ömer Seyfettin Ocak 1909’da Selanik Üçüncü Ordu’da görevlendiridi. Selanik’te çıkmakta olan Hüsün ve Şiir dergisinin ismi Akil Koyuncu’nun istek ve ısrarı üzerine Genç Kalemler’e çevrildikten sonra 11 Nisan 1911’de Ömer Seyfettin’in Yeni Lisan isimli ilk başyazısı imzasız olarak yayımlandı. Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşı’nın başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Ömer Seyfettin yeniden orduya çağrıldı, Yanya Kuşatması’nda esir düştü. Nafliyon’da geçen 1 yıllık esareti sırasında sürekli okumuştu. “Mehdi”, “Hürriyet Bayrakları” gibi hikâyelerini bu dönemde yazdı. Hikâyeleri Türk Yurdu’nda yayımlandı. Esareti süresince gerek okuyarak, gerekse yaşayarak yazarlık hayatı için önemli olacak tecrübeler kazandı. Ömer Seyfettin 1913’te esareti bitince İstanbul’a döndü. 23 Ocak 1913’te Enver Paşa’nın organize ettiği Babıali Baskını’na katıldı. Daha sonra askerlikten ayrıldı, yazarlık ve öğretmenlikle hayatını kazanmaya başladı. Türk Sözü dergisinin başyazarlığına getirildi ve burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazdı. 1914 yılında Kabataş Sultanisi’nde öğretmenlik görevine başladı ve bu görevini ölümüne kadar sürdürdü. 1915’te İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Bey’in kızı Calibe Hanım’la evlenmiştir. Bu evlilik Güner isimli bir kız çocuğuna rağmen bozulunca tekrar yalnızlığına döndü. 1917’den ölüm tarihi olan 6 Mart 1920’ye kadar geçen zaman birçok acı ve sıkıntıya rağmen verimli bir hikâyecilik dönemini içine alır. Bu dönemde 10 kitap dolduran 125 hikâye yazdı. Hikâye ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken, Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayımlandı. Bir yandan öğretmenlik yapmayı sürdürdü. Hastalığı 25 Şubat 1920’de artınca yazar, 4 Mart’ta hastahaneye kaldırıldı. 6 Mart 1920’de hayata gözlerini yumdu. Önce Kadıköy Kuşdili Mahmut Baba Mezarlığı’na defnedilir. Daha sonra mezarı buradan yol geçeceği veya araba garajı yapılacağı gerekçesiyle 23 Ağustos 1939’da Zincirlikuyu Mezarlığı’na nakledildi. En yakın arkadaşı Ali Canip Yöntem, onun hayatını ve mizacını anlatan, en kuvvetli hikâyelerini içeren Ömer Seyfettin ve Hayatı adlı bir kitap yazdı ve bu kitap 1935 yılında yayımlandı. Kısa bir süre sonra da bütün hikâyeleri bir kitap serisi halinde basılmıştır ve bu hikâyeler günümüzde de okunmaktadır.
Eserleri;

Romanları:
Ashâb-ı Kehfimiz (1918)
Efruz Bey (1919)
Yalnız Efe (1919, 1988)

Risale:
Yarınki Turan Devleti

Öyküleri:
Acaba Ne idi?-Acıklı Bir Hikâye-Aleko-And-Antiseptik-Aşk Dalgası-Aşk ve Ayak Parmakları-Apandisit-At-Ayın Takdiri-Ay Sonunda-Baharın Tesiri-Bahar ve Kelebekler-Balkon-Başını Vermeyen Şehit-Bekarlık Sultanlıktır-Beyaz Lale-Beynamaz-Birdenbire-Binecek Şey-Bir Hatıra-Bir Hayır-Bir Kayışın Tesiri-Bir Temiz Havlu Uğruna-Bir Vasiyetname-Bit-Bomba-Büyücü-Cesaret-Çanakkale’den Sonra-Çakmak-Çirkinliğin Esrarı-Dama Taşları-Devletin Menfaait Uğruna-Diyet-Dünyanın Düzeni-Düşünme Zamanı-Eleğimsağma-Elma-Efruz Bey-Falaka-Ferman-Fon Sadriştayn’ın Karısı-Fon Sadriştayn’ın Oğlu-Forsa-Gizli Mâbed-Gürültü-Havyar-Hafiften Bir Seda-Horoz-Hürriyet Bayrakları-İffet-İki Mebus-İlk Cinayet-İlk Düşen Ak-İlk Namaz-İnsanlık ve Köpek-İrtica Haberi-Kaç Yerinde-Kaşağı-Kerâmet-Kıskançlık-Kızıl Elma Neresi?-Koleksiyon-Korkunç Bir Ceza-Kumrular-Kurbağa Duası-Kurumuş Ağaçlar-Külah-Kütük-Lokanta Esrarı-Makul Bir Dönüş-Mehdi-Mehmaemken-Memlekete Mektup-Mermer Tezgah-Miras-Muayene- Muhteri-Müjde-Nakarat-Namus-Nasıl Kurtarmış?-Nadan-Nezle-Niçin Zengin Olmamış?-Nişanlılar-Nokta-Öpücüğün İlkel Bİçimi-Pamuk İpliği-Pembe İncili Kaftan-Perili Köşk-Pireler-Primo Türk Çocuğu-Ruzname-Rüşvet-Rütbe-Sivrisinek-Şefkate İman-Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür-Tavuklar-Teke Tek-Terakki-Teselli-Topuz-Tos-Tuhaf Bir Zulüm- Tuğra-Türbe-Türkçe Reçete-Uçurumun Kenarında-Uzun Ömer-Üç Nasihat-Velinimet-Vire-Yalnız Efe-Yeni Bir Hediye-Yemin-Yuf Borusu Seni Bekliyor-Yüksek Ökçeler-Yüzakı- Zeytin Ekmek-Akşam Sefası-Yiğit Çocuk-

Ömer Seyfettin Hayatı Ve Eserleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ömer Seyfettin Hayatı

Ömer Seyfettin Eserleri

Ömer Seyfettin 1884 yılında Balıkesir’in Gönen ilçesinde dünyaya gelen Ömer Seyfettin, öğrenimine Gönen’de başladı. Daha sonra Ayancık’ta ve İstanbul’daki Mekteb-i Osmaniye’de devam etti. 1893 yılında Askeri Baytar Rüşdiyesi’ne geçti ve 1896 yılında bitirdikten sonra, babasının asker olmasının da etkisiyle, Kuleli Askeri İdadi’sine kayıt oldu. Bir süre sonra Edirne Askeri İdadisi’ne geçti ve eğitimini bu okulda tamamladı.

Ömer Seyfettin 1900 yılında Edirne Askeri İdadisi’nden mezun olduktan sonra İstanbul’daki Mekteb-i Harbiye’ye kayıt oldu ve buradan piyâde asteğmeni rütbesiyle mezun oldu. Teğmen rütbesiyle 1903-1909 yılları arasında İzmir’de, üsteğmen rütbesiyle de Rumeli’de görev yaptı.

Askerlikten ayrılmasının ardından Selanik’e geçen Ömer Seyfettin, Genç Kalemler dergisinde yazı yazmaya başladı. İlk yazısı “Yeni Lisan”, 1911 yılında Genç Kalemler dergisinde yayımlandı. Balkan Savaşının başlaması üzerine askerliğe geri döndü ve bir yıl süreyle Yunanlıların elinde esir kaldı. Esaret hayatı süresince okumaya ve yazmaya önem verdi. Bu dönemde yazdığı en önemli hikayeler olan “Mehdi” ve “Hürriyet Bayrakları” Türk Yurdu dergisinde yayımlandı.

1913 yılında esirlikten kurtuldu ve İstanbul’a döndü, kısa bir süre sonra da askerlikten yine ayrıldı. Hayatına yazarlık ve öğretmenlik yaparak devam etmeye başladı. Türkçü bir akım izleyen “Türk Sözü” dergisinin başyazarlığına getirildi. 1914 yılında Kabataş Lisesinde edebiyat öğretmeni olarak başladığı görevini ölümüne kadar sürdürdü.Ömer Seyfettin 6 Mart 1920 tarihinde İstanbul’da hayatını kaybetti.

Ömer Seyfettin’in Eserleri

Roman:Ashâb-ı Kehfimiz, Efruz Bey, Yalnız Efe

Öykü:Harem, Yüksek Ökçeler, Gizli Mabed, Beyaz Lale, Asilzâdeler, İlk Düşen Ak, Mahçupluk İmtihanı, Dalga, Nokta, Tarih Ezelî Bir Tekerrürdür

İnceleme Milli Tecrübelerden Çıkarılmış Ameli Siyaset, Yarınki Turan Devleti, Türklük Mefkuresi, Türklük Ülküsü

Ey Şanlı Askerim !

Cuma, Haziran 22nd, 2012

asker,
mehmetçik,
asker şiirleri,
asker hakkında güzel yazı

Belki aramızda asker arkadaşlarımız belkide asker bekleyen kardeşlerimiz, anneler, babalar, abla, abilerimiz vardır.
Asker olmak o kadar şanlı birşeydir ki onlara bu yazı yaraşır.

Ey Şanlı Askerim!

Dağlarda yaşar gerekirse Vatan için
Ey Şanlı Askerim Sen Birtanesin!
Sen Vurmuşsun Yüregime Mauzer Vız Gelir Bedenime.. Senin Sayemde uyuruz huzurla Mehmedim Canım benim… Asker Arkadaşı öLümüne Arkadaştır, öLüm Arkadaşı Can Arkadaşındır. Sesini Dünya Duysun Ey Askerim Türk miLLeti Durmaz Daima iLeri… Şafak Bitince Eve Dönüşünü beklerim Askerim.. Ne Hitler Verdik Ne Savaşlar Geçirdik Türkiye Cumhuriyetine Canım fena Türk Askeri Sen Çok Yaşa. her Askerin uLaşmak istediği O Mertebede Rahat uyu Askerim gece Nöbetinde Askerim Vatanı Korur Askerim Bize Bulaşan Düşmanları Nöbette Avlar Askerim. Geceleri Nöbet Tutarsın Vatan için Sabahları Eğitim Yaparsın ulus için
Ey Askerim Vatanım benim.
Askerim Canım benim Türk miLletinin Kalbi Sensin..

Asker Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Asker Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Asker Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Asker Sözleri
Asker Sözleri
Kısa Asker Sözleri

Dağlarda yaşar vatan için gerekirse Ey Şanlı Askerim Sen Birtanesin!

Sen Vurmuşsun Yüregime Mauzer Vız Gelir Bedenime..

Senin Sayemde uyuruz huzurla Mehmedim Canım benim…

Asker Arkadaşı ölümüne Arkadaştır, ölüm Arkadaşı Can Arkadaşındır.

Sesini Dünya Duysun Ey Askerim Türk milleti Durmaz Daima ileri…

Şafak Bitince Eve Dönüşünü beklerim Askerim..

Ne Hitler Verdik Ne Savaşlar Geçirdik Türkiye Cumhuriyetine Canım fena Türk Askeri Sen Çok Yaşa.

Her Askerin ulaşmak istediği O Mertebede Rahat uyu Askerim

Gece Nöbetinde Askerim Vatanı Korur Askerim Bize Bulaşan Düşmanları Nöbette Avlar Askerim.

Geceleri Nöbet Tutarsın Vatan için Sabahları Eğitim Yaparsın ulus için Ey Askerim Vatanım benim.

alıntı

Asker Sözleri 2012

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Asker Sözleri 2012

Tugbam sitesinde en güzel Asker Sözleri 2012 sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Asker Sözleri 2012
2012 Asker Sözleri 2012
2012 Asker yollama sözleri
en güzel asker sözleri 2012

Sesini Dünya Duysun Ey Askerim Türk miLLeti Durmaz Daima iLeri

Şafak Bitince Eve Dönüşünü beklerim Askerim

Ne Hitler Verdik Ne Savaşlar Geçirdik Türkiye Cumhuriyetine Canım fena Türk Askeri Sen Çok Yaşa

her Askerin uLaşmak istediği O Mertebede Rahat uyu Askerim

Bir Ulusun Kuvvetini Belirleyen En çnemli faktör Askeri Kuvvetidir.

Senin Sayende Mutluyuz Yuvamızda Senin Sayende hayatımızı Geçiyoruz Bu Vatanda Askerim..

Asker Olmak Okadar Gurur Ve Onur Verici Bir Duygudurki Vatanı Korumak Her Gencin Elinde OLmayan Bir Anahtardır.

DağLarın Aslanları geceniz Gündüz Gibi Olsun Dualarım Sizinle Askerim

Askérler vurulunca DeğiL UnutuLunca öLürler.

Şafak Sayar gelin Evde Asker Eşini hayal Eder Nöbetinde Biter Bu Hasret Dayan Askerim Bu Vatan Senin Eserin.

Ne Şehitler Verdik Vatan Uğruna Bizde Bitmez Mehmetçik Bu Vatan uğruna

her Askerin uLaşmak istediği O Mertebede Rahat uyu Askerim

gece Nöbetinde Askerim Vatanı Korur Askerim Bize Bulaşan Düşmanları Nöbette Avlar Askerim.

Geceleri Nöbet Tutarsın Vatan için Sabahları Eğitim Yaparsın ulus için Ey Askerim Vatanım benim.

Askerim Canım benim Türk miLletinin Kalbi Sensin

Asker sözleri

Pazar, Haziran 17th, 2012

Asker sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Asker sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Asker sözleri

Mehtap Gibi Kızım Olacağına, Şafak Gibi Oğlum Olsun.

Vatanı BeklerSin gecenin Koynunda Senin Sayende uyuyruz Yatağımızda Huzurlar Askerim Canım Benim!

Vatan için geldim Senin için öLeceğim Gülüm..

Ne Şehitler Verdik Vatan Uğruna Bizde Bitmez Mehmetçik Bu Vatan uğruna..

Vatan ßize Kızlar Size Emanét 🙂

Dağlarda yaşar gerekirse Vatan için Ey Şanlı Askerim Sen Birtanesin!

Sen Vurmuşsun Yüregime Mauzer Vız Gelir Bedenime..

Senin Sayemde uyuruz huzurla Mehmedim Canım benim…

Asker Arkadaşı öLümüne Arkadaştır, öLüm Arkadaşı Can Arkadaşındır.

Sesini Dünya Duysun Ey Askerim Türk miLLeti Durmaz Daima iLeri…

Şafak Bitince Eve Dönüşünü beklerim Askerim..

Ne Hitler Verdik Ne Savaşlar Geçirdik Türkiye Cumhuriyetine Canım fena Türk Askeri Sen Çok Yaşa.

her Askerin uLaşmak istediği O Mertebede Rahat uyu Askerim

gece Nöbetinde Askerim Vatanı Korur Askerim Bize Bulaşan Düşmanları Nöbette Avlar Askerim.

Geceleri Nöbet Tutarsın Vatan için Sabahları Eğitim Yaparsın ulus için Ey Askerim Vatanım benim.

Askerim Canım benim Türk miLletinin Kalbi Sensin..

Eğitimde Ter Dökmeyen Savaşta Kan Döker.

Bir Ulusun Kuvvetini Belirleyen En çnemli faktör Askeri Kuvvetidir.

Senin Sayende Mutluyuz Yuvamızda Senin Sayende hayatımızı Geçiyoruz Bu Vatanda Askerim..

Asker Olmak Okadar Gurur Ve Onur Verici Bir Duygudurki Vatanı Korumak Her Gencin Elinde OLmayan Bir Anahtardır.

DağLarın Aslanları geceniz Gündüz Gibi Olsun Dualarım Sizinle Askerim

Askérler vurulunca DeğiL UnutuLunca öLürler.

Şafak Sayar gelin Evde Asker Eşini hayal Eder Nöbetinde Biter Bu Hasret Dayan Askerim Bu Vatan Senin Eserin…

Asker Ocagı Ana Kucağı Değildir.

Askerde Ya Adam Olursun Yda Kuzu Olursun 🙂