Posts Tagged ‘Bilim’

Ergün: Alın terinden çok akıl terine ihtiyaç var

Cuma, Haziran 29th, 2012

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bugün alın terinden daha çok akıl terine ihtiyaç olduğunu belirterek, ”Bizi zenginleştirecek olan şey akıl teridir, o da bizde var. Bu genç ve dinamik nüfusumuzu sadece kol gücü olarak görmek son derece büyük bir eksikliktir” dedi.

Bakan Ergün, Ankara Sheraton Otel’de düzenlenen ”Teknogirişim Zirvesi 2012”de yaptığı konuşmada, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ”Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı” kapsamında bir ekosistem oluşmaya başladığını söyledi.

Her kaynağın doğru kullanıldığında bi nimet olacağını, yanlış kullanıldığında ise bir külfete dönüşeceğini dile getiren Ergün, Türkiye’nin en büyük kaynağının ise genç ve dinamik nüfusu olduğunu ifade etti.

Bu önemli kaynağın doğru kullanılması gerektiğini vurgulayan Ergün, şunları kaydetti:

”Hiç bir toplum geneli itibariyle diğer toplumlardan daha zeki, daha akıllı ve daha yenilikçi değildir. Toplumun içinde tek tek istisnalar olabilir ama şu toplum şu toplumdan daha akıllıdır diyemeyiz, ancak bazı toplumlar eğitim sistemleri, ekonomileri, demokrasi kültürü, yaptıkları yasal düzenlemelerle, gençlerin kendilerini ortaya koyabilecekleri bir atmosfer oluşturmaktadırlar. İşte fark bu atmosferdedir. Çok şükür Türkiye’de bu atmosferi oluşturmak adına çok önemli mesafeler kat ettik ve kat etmeye de devam ediyoruz.”

Anne babaların yaptıkları çok önemli bir hata olduğunu dile getiren Ergün, velilerin, çocuklarını kendi çocukluklarıyla mukayese ettiğini söyledi.

Oysa gençlerin sahip olduğu imkanları, başka ülkelerdeki gençlerin sahip olduğu imkanlarla karşılaştırmak gerektiğine dikkati çeken Ergün, ”Burada 5 yaşındaki bir çocuk bilgisayar oyunlarını çok güzel oynadığı zaman buna mucizevi şekilde bakıyoruz. Halbuki bir başka ülkede 11-12 yaşındaki çocuk bilgisayar oyunu yazılımları geliştiriyor. Niye?

Çünkü o ülkelerde öle bir ortam sağlanıyor. Biz de bu ortamı sağladığımızda bizim çocuklarımız da o oyunları geliştirebilecektir. Gelişmiş ülkele standartlarını yakalamamız için Türkiye’deki Ayşe’nin, Mehmet’in Japonya’daki Hitoshi ile Almanya’daki Hans’la, ABD’deki Marry ile aynı şartlar altında yetişmesi, o ortamlara sahip olması gerekiyor. Biz de o ortamları sağlamaya çalışıyoruz” dedi.

”Alın terinden daha çok akıl terine ihtiyacımız var”

Gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeleri ayıran temel noktanın, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler olduğunu vurgulayan Ergün, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için bu alanlarda daha büyük atılımlar yapması gerektiğini bildirdi.

Bu hedefleri yakalayabilmek için gençlerin içlerindeki cevherin ortaya çıkarılması gerektiğini dile getiren Ergün, şöyle devam etti:

”İnsanımız, bizim en büyük zenginliğimiz. İnsanımıza biz bugüne kadar ne olarak baktık? Bileği güçlü adam, çalışsın taş ocaklarında, maden ocaklarında, bununla kazanalım. Tamam alın teri, emek kutsal, çok önemli ama bugün alın terinden daha çok akıl terine ihtiyacımız var.

Bizi zenginleştirecek olan şey akıl teridir, o da bizde var. Bu genç ve dinamik nüfusumuzu sadece kol gücü olarak görmek son derece büyük bir eksikliktir. Burada büyük bir akıl gücü var, bunu ortaya çıkarmamız lazım. Onun için biz bu adımları atıyoruz.

Yeni buluşları yapanlar kim dünyada? Hep genç kuşaktan gelenler. Bir takım şeyleri yapmak için çok büyük sermaye, fabrika, tesis gerekebilir ama faceebook’u, youtube’u, twitter’ı kuranlar, bunları dev şirketler haline getirenler ne oluyor? Bir otomobil fabrikası için büyük bir yatırım lazım ama büyük bir firma bir otomobil garajında doğabiliyor.”

”Her yıl 500 projeyi destekleme imkanına sahibiz”

”Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı”nı 2009 yılında hayata geçirdiklerini ve her yıl 100 gence verilmek üzere 100’er bin liralık destek belirlediklerini anımsatan Ergün, ”O zaman biraz daha temkinli düşünmüşüz. Yoktur bizde o kadar potansiyel diye belki düşünülmüştür ama iki yıl içinde gördük ki müthiş bir potansiyel var, bunu 500’e çıkardık. 2012 yılından itibaren her yıl 500 projeyi destekleme imkanına bugün itibariyle sahibiz” dedi.

Bakan Ergün, 3 yıl içinde 452 kişinin bu destekten yararlandığını ve kendi işlerini kurduğunu belirterek, bu kişilerin bugüne kadar önemli işlere imza attığını ifade etti.

Ortaya konan projelerin, ileride daha büyük projelere de dönüşebileceğine dikkati çeken Ergün, bu süreçte başarılı olamayanların da olabileceğini söyledi.

Programı uygulamaya koyduklarında, ”Biz bu işin parasında değiliz, 100 bin lira hibe destek veriyoruz. Sizdeki potansiyele güveniyoruz, isterseniz bu hibe desteği batırın” dediklerini hatırlatan Ergün, o günlerde bazılarının kendilerine ”Kimin parasını batırın diyorsunuz” şeklinde tepki gösterdiğini, ancak bu programdan yararlananların zaten bu desteği batırmadıklarını ifade etti.

Desteklerden yararlanan projelerin yavaş yavaş önemli işlere dönüşmeye başladığını dile getiren Ergün, şunları söyledi:

”Bazen görüyorum, Ar-Ge elemanı olmakla girişimci olmak arasında gidip gelenler var. Biz onlara da destek veriyoruz. İcatçılıkla icraatçılık farklıdır. Başarısızlıklar da olabilir ama bunlar hiçbir zaman bizim moralimizi bozmayacaktır. Biz şimdi toprağa bir çok fidan diktik ve göreceksiniz ki bunların içinden çok ulu çınarlar, büyük bahçeler meydana gelecektir. Bu projelerin içinden çok önemli simalar çıkaracağımıza inanıyorum.

Bu projenin olumlu sonuçlarını gördüğümüz için projenin bütçesini 5 katına çıkardık. 2012 yılında gelen proje, 3 yıl boyunca gelen projenin toplamından daha fazla oldu. Bu başvuru sayısındaki artışın, gençlerimizdeki girişimcilik fitilinin ateşlenmesi anlamına geldiğini görmemiz lazım.

Bu yıl yapılan bin 597 başvurudan 289’unu desteklemeye değer buldu çalışma grupları ve böylece teknogirişimci sayımız 741’e ulaştı. Projelerin tamamı teknoloji yoğun sektörlere yönelik. Bu yıl kurulacak olanlarla birlikte 35 farklı ilimizde ve Kıbrıs’ta teknogirişimcilerimiz tarafından kurulmuş şirketler olacaktır. Bugüne kadar desteklenen 32 girişimci de yurt dışındaki projelerden desteklenmiştir. Aslında bu beyin göçünün de tersine döndüğünü göstermektedir. Tersine bir dönüş kanalı açılmıştır bu projeyle.”

”550 bin liralık ilave bir destek programını başlatıyoruz”

Bu proje ile desteklerden faydalanan teknogirişimcilerin, işlerini nasıl yönetecekleri konusunda da eğitim almaları gerektiğini belirten Ergün, bu eğitimin de önümüzdeki dönemde verileceğini ifade etti.

Bakan Ergün, teknogirişimcilerin ilerleyen ilerleyen aşamalarda daha fazla Ar-Ge yapabilmeleri için daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu da gördüklerini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

”Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla da TÜBİTAK aracılığıyla yeni bir destek, ikinci faz destek programı başlattık. Teknogirişimde birinci fazda belli bir aşamaya gelen arkadaşlarımız şimdi TÜBİTAK’tan ikinci faz desteğini alacak. Orada mentorluk desteği de verilecek aynı zamanda. 550 bin liralık ilave bir destek programını TÜBİTAK aracılığıyla başlatmış oluyoruz. TÜBİTAK’ta şimdiye kadar ön ödemeli destek programları yoktu, mevzuatına böyle bir şey koyulamamıştı. Şimdi bugün Mecliste geçecek bir yasayla da TÜBİTAK programlarını da ön ödemeli hale getirmiş oluyoruz.”

”Teknogirişimciler için bir çok eğitim programı düzenledik”

Türkiye Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Varol Civil de banka olarak bu başarılı girişime destek vermek istediklerini ve 2011 yılından bu yana desteklemeye çalıştıklarını bildirdi.

Girişimcilerin gelişebilmesi için finansal destek kadar danışmanlık ve eğitim desteklerine de ihtiyaçları olduğunu belirten Civil, teknogirişimcilere şirketlerini nasıl kuracakları, ürünlerini nasıl pazarlayacakları gibi konularda destek olduklarını söyledi.

Civil, teknogirişimciler için bir çok eğitim programı düzenlediklerini belirterek, her bir teknogirişimci için rehberlik verecek TEB Kobi Danışmanlarını atamaya başladıklarını ve internet üzerinden yayın yapan TEB Kobi TV’de teknogirişimciler için özel bir alan tahsis ettiklerini ifade etti.

Konuşmaların ardından Teknogirişim Destek Programı Sertifika Töreni düzenlendi ve teknogirişimcilere sertifikaları verildi.

Daha sonra Bakan Ergün, ”Teknogirişim Zirvesi 2012”nin düzenlendiği Sheraton Otel’de kurulan stantları gezdi.

Ergün, burada teknogirişimcilerin ortaya koydukları projeleri ve üretimini tamamladıkları ürünleri inceledi.

Neredeyse tüm stantları tek tek gezen Ergün, tamamen yerli üretim olan elektrikli araçları ve kişinin, sanal ortamda oluşturulmuş görüntüleri, özel bir gözlük takması suretiyle gerçek ortammış gibi görebilmesini sağlayan Portatif Sanal Gerçeklik Sistemi’ni test etti.

Bireysel Emeklilik Sistemi sil baştan değişti

Cuma, Haziran 29th, 2012

 Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlandı.

VERGİ İNDİRİMİ YERİNE DEVLET KATKISI

Kanun, vergi indirimi sistemi yerine devlet katkısı getiriyor. Katılımcıların, bireysel emeklilik hesaplarına ödenecek devlet katkısı nedeniyle vergi yükümlüğü doğmamasını amaçlayan kanuna göre, bireysel emeklilik hesabına yapılan devlet katkılarının hak kazanılan kısımları, Veraset ve İntikal Vergisi’nden muaf olacak.

Tek primli yıllık gelir sigortalarından yapılan ödemelerin tamamı, Gelir Vergisi’nden ayrı tutulacak.

ASGARİ ÜCRETİN YILLIK TUTARINI AŞMAYACAK

İşverenler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen ve ücretle ilişkilendirilmeksizin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılacak katkı paylarının toplamı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin yüzde 15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacak.

Bakanlar Kurulu, bu oranı yarısına kadar indirmeye, 2 katına kadar artırmaya ve belirtilen haddi asgari ücretin yıllık tutarının 2 katını geçmemek üzere belirlemeye yetkili olacak.

Bireysel katılım yatırımcıları, Hazine Müsteşarlığı ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen esaslar dahilinde şirketlere koydukları sermaye miktarının yüzde 75’ini, Gelir Vergisi matrahından gider olarak indirebilecek. Bunun için anonim şirketlere ait iştirak hisselerinin en az 2 tam yıl elde tutma şartı aranacak. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ile KOSGEB tarafından belirlenen araştırma, geliştirme ve yenilikçilik programları kapsamında son 5 yıl içinde projesi desteklenen kurumlara iştirak sağlayan bireysel katılım yatırımcıları için bu oran, yüzde 100 olarak uygulanacak.

YILLIK İNDİRİM TUTARI 1 MİLYON LİRAYI AŞMAYACAK

Sigorta Tahkim Komisyonu’nun, uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin verdiği hizmetler, KDV’den istisna olacak.

Üyelerine veya çalışanlarına emekliliğe yönelik taahhütte bulunan dernek, vakıf, sandık, tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşu veya ticaret şirketi, bu taahhütleri kapsamında bireysel emeklilik sistemine aktarım amacıyla yapacakları taşınmaz veya iştirak hissesi satışı da KDV’den muaf tutulacak.

Bireysel Emeklilik Sistemi sil baştan değişti

Cuma, Haziran 29th, 2012

 Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlandı.

VERGİ İNDİRİMİ YERİNE DEVLET KATKISI

Kanun, vergi indirimi sistemi yerine devlet katkısı getiriyor. Katılımcıların, bireysel emeklilik hesaplarına ödenecek devlet katkısı nedeniyle vergi yükümlüğü doğmamasını amaçlayan kanuna göre, bireysel emeklilik hesabına yapılan devlet katkılarının hak kazanılan kısımları, Veraset ve İntikal Vergisi’nden muaf olacak.

Tek primli yıllık gelir sigortalarından yapılan ödemelerin tamamı, Gelir Vergisi’nden ayrı tutulacak.

ASGARİ ÜCRETİN YILLIK TUTARINI AŞMAYACAK

İşverenler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen ve ücretle ilişkilendirilmeksizin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılacak katkı paylarının toplamı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin yüzde 15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacak.

Bakanlar Kurulu, bu oranı yarısına kadar indirmeye, 2 katına kadar artırmaya ve belirtilen haddi asgari ücretin yıllık tutarının 2 katını geçmemek üzere belirlemeye yetkili olacak.

Bireysel katılım yatırımcıları, Hazine Müsteşarlığı ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen esaslar dahilinde şirketlere koydukları sermaye miktarının yüzde 75’ini, Gelir Vergisi matrahından gider olarak indirebilecek. Bunun için anonim şirketlere ait iştirak hisselerinin en az 2 tam yıl elde tutma şartı aranacak. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ile KOSGEB tarafından belirlenen araştırma, geliştirme ve yenilikçilik programları kapsamında son 5 yıl içinde projesi desteklenen kurumlara iştirak sağlayan bireysel katılım yatırımcıları için bu oran, yüzde 100 olarak uygulanacak.

YILLIK İNDİRİM TUTARI 1 MİLYON LİRAYI AŞMAYACAK

Sigorta Tahkim Komisyonu’nun, uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin verdiği hizmetler, KDV’den istisna olacak.

Üyelerine veya çalışanlarına emekliliğe yönelik taahhütte bulunan dernek, vakıf, sandık, tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşu veya ticaret şirketi, bu taahhütleri kapsamında bireysel emeklilik sistemine aktarım amacıyla yapacakları taşınmaz veya iştirak hissesi satışı da KDV’den muaf tutulacak.

Bakan Ergün, TÜBİTAK adına söz verdi

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Oda TV davasıyla ilgili olarak TÜBİTAK’tan istenen yanıtların 1-1,5 ay içinde mahkemeye iletilmiş olacağını belirterek, avukat ve mahkeme heyetinin talepleri doğrultusunda konunun genişlemesi nedeniyle yanıtların geciktiğini söyledi. 

TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen ”torba teklif”in 1. Bölümü üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Ergün, Oda TV davasıyla ilgili TÜBİTAK’a gelen ilk talebin kapsamının son derece dar olduğunu, ancak mahkemenin ve sanık avukatlarının yeni talepleriyle kapsamlı hale geldiğini söyledi. 

Ergün, konuyla ilgili şunları söyledi:

”Çok spesifik soruların sorulduğu bir konudur. Muhtelif bilirkişi raporlarının TÜBİTAK tarafından net incelemeye tabi tutulması, kapsamın da son derece genişletilmiş olması, davanın sağlıklı yürümesi açısından da önemli. TÜBİTAK’tan sorulan sorulara alelusul cevap verilmesini beklemek de doğru bir yaklaşım değildir. Bizim TÜBİTAK’a talimat vererek, ‘Aman bunlara cevap vermeyin, geç cevap verin’ ya da talimat vererek ‘hadi bir an evvel cevap verin alelusul nasıl olursa olsun’ deme hakkımız yok. Kimseyi haksızlığa uğratacak bir cevap TÜBİTAK’tan beklenmesin. Son duruşmada ilave süre talebinde bulunmuştur, muhtemelen de 1-1,5 ay içinde bu cevaplar mahkemeye iletilmiş olacak. Hem avukatların hem de mahkeme heyetinin talepleriyle konunun genişlemesi nedeniyle bugüne kadar bu cevaplar gecikmiştir.” 

KESK ile ilgili soruşturmanın içeriğin bilme imkanları olmadığını belirterek, ”Bu kişiler hangi nedenle soruşturulmaktadır, hangi nedenle gözaltına alınmakta ve tutuklanma talebinde bulunulmuştur? Tutuklanır veya tutuklanmaz, bunlar mahkemenin bileceği işlerdir. Hükümet niye insanları susturmaya çalışsın. İsteyen istediğini yazıyor ve konuşuyor. Türkiye’de biz soruşturmanın, yargılamanın çerçevesini bilmediğimiz, bilmemiz de gerekmeyen davayla ilgili ithamı hak etmiyoruz” diye konuştu.

Ergün, ağırlıklı orta öğretim başarı puanının LYS’de bundan sonra dikkate alınmaması konusunun YÖK tarafından yeni alınmış bir karar olduğunu belirterek, ”Bu yıl öğrenciler sınava girdikleri için ve sınava girerken bu tür düşünceleri de içlerinde taşıdıkları için düzenlemenin bu yıl uygulanması, bundan sonraki yıllarda uygulanmamak üzere bir istisna getiriliyor. Yeni sistem, öğrencilerin doğrudan doğruya bireysel başarılarını ön plana çıkacağı noktaya gitmektedir” dedi. 

Düzenlemeyle Başkent Doğalgaz’a ne getireceği sorusuna karşılık da Ergün, ”Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş’nin şu anda yüzde 80 hissesi özelleştirme programında. Bu hissenin tamamı Ankara Büyükşehir’e ait iken, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmış. Geriye kalan yüzde 20 hissenin yüzde 19’u Ankara Büyükşehir ve iştiraklerine ait. Gerek yüzde 80, gerekse yüzde 20 hisse kapsam ve programa alınırken herhangi bir ödeme yapılmamaktadır. Büyükşehir Belediyesi ve EGO’nun Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş’ye olan borçlarına faiz yürütülmekte ve hiçbir borcu da silinmemektedir” diye konuştu. 

 

-”Yasayı kaldırın siz de kurtulun biz de…”-

Bölüm üzerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, 40’a yakın yasada değişiklik içeren yasa teklifinin ”torba” değil, ”bohça” adını daha çok hak ettiğini söyledi.  

Kamu İhale Kanunu’nda istisnalarda Ş maddesine kadar gelindiğini belirten Ayaydın, ”Alfabenin 29 harften oluştuğunu ve Z’ye kadar olduğunu hatırlatırım. Yasayı kaldırın siz de kurtulun biz de” dedi. 

Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edilen müşavir kadrosu sayısının 15’ten 40 çıkarılmasının, bürokrasi ve kadrolaşmaya zemin hazırlayacağını savunan ayaydın, 40 bin öğretmen kadrosunun yetersiz olduğunu, bunun yerine sıra bekleyen 110 bin öğretiminin ihtiyaçlarına cevap verilmesi gerektiğini söyledi. 

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da Sayıştay denetimi konusunda getirilen değişikliğin yanlış olduğunu belirterek, ”Sayıştay denetimini niye kaldırıyorsunuz? Çivi mi çaktınız iktidara, bir gün gideceğiniz ve bu yasaların başkalarının eline geçeceğini düşünmüyor musunuz? Galiba Hükümet 10 yılda Sayıştay’ı tümüyle ele geçiremedi” dedi. 

Teklifin TÜBİTAK’ın şirket kurmasına imkan tanıdığını hatırlatan Kaplan, ”Bilim özgürlüğünü yok edersiniz. O zaman TÜBİTAK bilim merkezi değil, film merkezi olur ve bütün saygınlığı biter” görüşünü savundu. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın EPDK’nın yetkilerini kendine bağlamak istediğini belirten Kaplan, ”Bakan Güneydoğu için ‘elektrikte hırsızlık yapıyorlar’ dedi. Hırsızlıksa en büyük hırsızı kendinizde arayın, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden daha büyük hırsız yok. Ayrımcılık yapmak hiçbir Bakana yakışmaz, kendisini özür dilemeye davet ediyorum” dedi.

Bakan Ergün, TÜBİTAK adına söz verdi

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Oda TV davasıyla ilgili olarak TÜBİTAK’tan istenen yanıtların 1-1,5 ay içinde mahkemeye iletilmiş olacağını belirterek, avukat ve mahkeme heyetinin talepleri doğrultusunda konunun genişlemesi nedeniyle yanıtların geciktiğini söyledi. 

TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen ”torba teklif”in 1. Bölümü üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Ergün, Oda TV davasıyla ilgili TÜBİTAK’a gelen ilk talebin kapsamının son derece dar olduğunu, ancak mahkemenin ve sanık avukatlarının yeni talepleriyle kapsamlı hale geldiğini söyledi. 

Ergün, konuyla ilgili şunları söyledi:

”Çok spesifik soruların sorulduğu bir konudur. Muhtelif bilirkişi raporlarının TÜBİTAK tarafından net incelemeye tabi tutulması, kapsamın da son derece genişletilmiş olması, davanın sağlıklı yürümesi açısından da önemli. TÜBİTAK’tan sorulan sorulara alelusul cevap verilmesini beklemek de doğru bir yaklaşım değildir. Bizim TÜBİTAK’a talimat vererek, ‘Aman bunlara cevap vermeyin, geç cevap verin’ ya da talimat vererek ‘hadi bir an evvel cevap verin alelusul nasıl olursa olsun’ deme hakkımız yok. Kimseyi haksızlığa uğratacak bir cevap TÜBİTAK’tan beklenmesin. Son duruşmada ilave süre talebinde bulunmuştur, muhtemelen de 1-1,5 ay içinde bu cevaplar mahkemeye iletilmiş olacak. Hem avukatların hem de mahkeme heyetinin talepleriyle konunun genişlemesi nedeniyle bugüne kadar bu cevaplar gecikmiştir.” 

KESK ile ilgili soruşturmanın içeriğin bilme imkanları olmadığını belirterek, ”Bu kişiler hangi nedenle soruşturulmaktadır, hangi nedenle gözaltına alınmakta ve tutuklanma talebinde bulunulmuştur? Tutuklanır veya tutuklanmaz, bunlar mahkemenin bileceği işlerdir. Hükümet niye insanları susturmaya çalışsın. İsteyen istediğini yazıyor ve konuşuyor. Türkiye’de biz soruşturmanın, yargılamanın çerçevesini bilmediğimiz, bilmemiz de gerekmeyen davayla ilgili ithamı hak etmiyoruz” diye konuştu.

Ergün, ağırlıklı orta öğretim başarı puanının LYS’de bundan sonra dikkate alınmaması konusunun YÖK tarafından yeni alınmış bir karar olduğunu belirterek, ”Bu yıl öğrenciler sınava girdikleri için ve sınava girerken bu tür düşünceleri de içlerinde taşıdıkları için düzenlemenin bu yıl uygulanması, bundan sonraki yıllarda uygulanmamak üzere bir istisna getiriliyor. Yeni sistem, öğrencilerin doğrudan doğruya bireysel başarılarını ön plana çıkacağı noktaya gitmektedir” dedi. 

Düzenlemeyle Başkent Doğalgaz’a ne getireceği sorusuna karşılık da Ergün, ”Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş’nin şu anda yüzde 80 hissesi özelleştirme programında. Bu hissenin tamamı Ankara Büyükşehir’e ait iken, Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmış. Geriye kalan yüzde 20 hissenin yüzde 19’u Ankara Büyükşehir ve iştiraklerine ait. Gerek yüzde 80, gerekse yüzde 20 hisse kapsam ve programa alınırken herhangi bir ödeme yapılmamaktadır. Büyükşehir Belediyesi ve EGO’nun Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş’ye olan borçlarına faiz yürütülmekte ve hiçbir borcu da silinmemektedir” diye konuştu. 

 

-”Yasayı kaldırın siz de kurtulun biz de…”-

Bölüm üzerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, 40’a yakın yasada değişiklik içeren yasa teklifinin ”torba” değil, ”bohça” adını daha çok hak ettiğini söyledi.  

Kamu İhale Kanunu’nda istisnalarda Ş maddesine kadar gelindiğini belirten Ayaydın, ”Alfabenin 29 harften oluştuğunu ve Z’ye kadar olduğunu hatırlatırım. Yasayı kaldırın siz de kurtulun biz de” dedi. 

Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edilen müşavir kadrosu sayısının 15’ten 40 çıkarılmasının, bürokrasi ve kadrolaşmaya zemin hazırlayacağını savunan ayaydın, 40 bin öğretmen kadrosunun yetersiz olduğunu, bunun yerine sıra bekleyen 110 bin öğretiminin ihtiyaçlarına cevap verilmesi gerektiğini söyledi. 

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da Sayıştay denetimi konusunda getirilen değişikliğin yanlış olduğunu belirterek, ”Sayıştay denetimini niye kaldırıyorsunuz? Çivi mi çaktınız iktidara, bir gün gideceğiniz ve bu yasaların başkalarının eline geçeceğini düşünmüyor musunuz? Galiba Hükümet 10 yılda Sayıştay’ı tümüyle ele geçiremedi” dedi. 

Teklifin TÜBİTAK’ın şirket kurmasına imkan tanıdığını hatırlatan Kaplan, ”Bilim özgürlüğünü yok edersiniz. O zaman TÜBİTAK bilim merkezi değil, film merkezi olur ve bütün saygınlığı biter” görüşünü savundu. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın EPDK’nın yetkilerini kendine bağlamak istediğini belirten Kaplan, ”Bakan Güneydoğu için ‘elektrikte hırsızlık yapıyorlar’ dedi. Hırsızlıksa en büyük hırsızı kendinizde arayın, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden daha büyük hırsız yok. Ayrımcılık yapmak hiçbir Bakana yakışmaz, kendisini özür dilemeye davet ediyorum” dedi.

Avedis Hacınlıyan Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Avedis Hacınlıyan Kimdir

Avedis Hacınlıyan Hayatı Kısaca

Avedis Hacınlıyan, Bilim adamı. Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü öğretim üyesi. Çeşitli bilim ve teknoloji dergilerinde makaleleri yayımlandı. “15 Temmuz 1983 tarihinde Paris’in Orly Havaalanı’nda ASALA örgütü tarafından THY’ye karşı yapılan bombalı saldırının sanıklarının 19 Şubat 1985 tarihinde başlayan ve tarihe ‘Orly duruşması’ diye geçen duruşmalarda da, Ermeni asıllı Türk vatandaşı olan Doç.Dr. Avedis Haçınlıyan ‘Moral tanık olarak Türkiye lehine tanıklık yaptı ve Türkiye Ermeni cemaatinin içinde bulunduğu hayat şartlarındaki rahatlığı anlattı.

kaynak: Ermeni Portreleri Hüdavendigar Onur Burak Yayınları İstanbul 2000

Charles Darwin Biyografisi

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Charles Darwin Kimdir,

Charles Darwin Hayatı,

Charles Darwin

Charles Darwin 12 Şubat 1809 tarihinde Shrewsbury’de, Robert Darwin ve Susannah Darwin’in altı çocuğundan beşincisi olarak doğdu. Baba tarafından Erasmus Darwin’in , anne tarafından da Josiah Wedgwoods’un torunuydu. Her iki aile de üniteryan inanışı tercih etmişlerdi ancak Darwin agnostik denilen bilinmezci bir düşünce yapısına sahipti.

15 Haziran 1817 annesini kaybetti. Bir sene sonra Shrewsbury okulunda eğitim görmeye başladı.

Darwin 1825 yılının yazını, Shropshire’ın fakir insanlarını tedavi etmeye çalışan babasına asistanlık yaparak geçirdi. Sonbaharda İskoçya’daki Edinburg Üniversitesi’nde eğitim görmeye başladı. Amelyatları acımasız bulmasından dolayı tıp okuluna bir türlü ısınamadı. Okulda çalışan ve azledilmiş bir köle olan John Edmonstone’ dan hayvan doldurma sanatını öğrendi. Edmonstone Darwin’e, Güney Amerika Yağmur Ormanları ile ilgili ilgi çekici hikayeler anlattı. Daha sonra bu süreçteki deneyimlerinden, “İnsan Türeyişi ve Cinsiyete Mahsus Seçme” kitabında, siyahların ve Avrupa’lıların farklı dış görünüşlere sahip olmalarına rağmen, yakın ilişkili olduklarını söyleyerek yararlandı.

1822 yılında kardeşiyle birlikte bir kimya laboratuarı kurdu. Bu laboratuar sayesinde Darwin, bilimsel deneylerin prensiplerini öğrendi.

Okuldaki ikinci senesinde doğa tarihiyle ilgilenen bir topluluğa katıldı. Burada Jean-Babtiste Larnarck’ın evrim teorisini öğrendi ve öğretmeni Robert Edmund Grant’le beraber deniz canlılarını inceledi. Bu araştırmalar sırasında Darwin, “homoloji” yi, yani birbirnden tamamen farklı türlerin aynı temel yapıya sahip organlarının bulunduğunu keşfetti. Darwin ayrıca Robert Jameson’dan bitkilerin sınıflandırılmasıyla ilgili dersler aldı ve Avrupa’nın en büyük müzelerinden biri olan Edinburgh Kraliyet Müzesi’nin bitki koleksiyonunun düzenlenmesinde öğretmenine yardımcı oldu.

1827 yılında babası Darwin’i tıp okulundan alarak, teoloji eğitimi alması için Cambridge Üniversitesi’ne bağlı Christ’s College’a kaydettirdi. Darwin burada tıp okulundan daha başarılı olsa da, biniciliği ve atıcılığı derslerine tercih etti. Bu dönemde kuzeni William Darwin Fox ile beraber böcek toplamaya başladı.

1828 yılında botanik profesörü John Stevens Henslow ile tanıştı ve yakın arakadaş oldu. 1831 yılında Henslow’dan aldığı dersler sayesinde okulundan başarıyla mezun oldu. 21 Şubat 1829 tarihinde ünlü böcekbilimci Frederick Hope ile tanıştı. Böcekler hakkında konuştukları uzun günler geçirdiler. Hope, Darwin’e koleksiyonu için yüzden fazla tür verdi.

İkametle ilgili mecburiyetlerden dolayı Darwin Haziran ayına kadar Cambridge’de kaldı. Öğretmeni Henslow’un tavsiye ve örneklerini takibeden Darwin, din eğitimi konusunda aceleci davranmamaya karar verdi.

1831 yılında Henslow, Darwin’i İngiliz Kraliyet Deniz Kuvvetleri Gemisi olan HMS Beagle’ın kaptanı Robert FitzRoy ile tanıştırdı. Gemi, Aralık 1831’de iki senelik bir Güney Amerika yolculuğuna çıkacaktı ve kaptan FitzRoy, kendisiyle birlikte gelecek iyi bir doğabilimci istiyordu. Henslow’un tavsiyesiyle Darwin gemiye kabul edildi.

6 Ocak 1832 tarihinde gemi, Tenerife Adası’ndaki Santa Cruz limanına ulaştı. Ancak İngiltere’deki kolera salgını yüzünden gemi mürettebatının karaya ayak basmasına izin verilmedi. 12 gün boyunca gemide, karantina altında tutuldular.

Darwin’in iki yıl sürmesi planlanan yolculuğu beş yıl sürdü. Bu yolculuk sırasında birçok canlı türü, jeolojik oluşum ve fosil keşfetti, bunlardan örnekler topladı. Bu bilgileri ve örnekleri zaman zaman Cambridge’e yolladı ve bu sayede kendisi orada olmamasına rağmen ünü doğabilimciler arasında yayıldı. Seyahatiyle ilgili ailesine yazdığı yazılar daha sonra “The Voyage of The Beagle” adıyla yayınlandı.

Darwin’in bu yolculuğu onu epey zorladı. Yolculuk boyunca deniz tutması ve ateşli hastalıklarla mücadele etti. 1834 Temmuz aynında, And Dağları’ndan Valparaiso’ya dönerken yakalandığı hastalık yüzünden, bir aya yakın zaman yataktan çıkamadı.

Kaptan FitzRoy’un Darwin’e yolculuğun başında verdiği, Charles Lylell’ın “Principles of Geology” (Jeolojinin Prensipleri ) kitabında, jeolojik oluşumların bugünkü hallerine çok uzun ve yavaş bir süreçten sonra geldiği yazmaktaydı. Darwin, yolculuğu boyunca yaptığı keşiflerde, bu bilgilerin doğruluğunu anladı. Şili’de yaptığı gözlemler sonucu, depremler ve volkanik faliyetlerle, birzamanlar deniz olan kıyının yükseldiğini fark etti. Darwin, And Dağları’nın yamaçlarında da, kumlu sahillerde yetişen ağaçların ve bitkilerin fosillerini buldu.

2 Ekim 1836’ da HMS Beagle dört yıl, dokuz ay ve beş günlük yolculuğun ardından İngiltere’ye ulaştı. 4 Ekim 1836’da Darwin yeniden evindeydi. 1836 kışını türlerle ilgili topladığı büyük koleksiyonunu düzenleyerek geçirdi.

4 Ocak 1837 Darwin için çok önemli bir gündü. Bu tarihte Darwin, Londra’daki “Royal Geological Society” önündeki ilk konuşmasını yaptı. Bütün önemli jeoloji uzmanlarının yer aldığı bu toplantı, Darwin’in kendini kanıtlaması için çok büyük bir fırsat oldu. Konuşmasının konusu, Güney Amerika’nın tarihsel jeolojik oluşumuydu. Gemiyle yaptığı seyahat sırasında elde ettiği bilgileri bu toplantıda katılımcılarla paylaştı. Bu konuşma toplantıya katılan bütün bilim adamlarından büyük ilgi gördü.

6 Mart 1837’de Darwin, kardeşiyle beraber Londra’ya taşındı. Birkaç hafta boyunca kardeşi Darwin’i Londra’daki önemli bilim adamlarıyla tanıştırdı. Bunlardan biri de ilk hesap makinesinin mucidi olan Charles Babbage’dı. Babbage Darwin’ i doğadaki her olayın belli kurallara dayandığı fikriyle tanıştırdı. Bu fikir Darwin’i türlerin geçirdikleri değişimlerle ilgili doğa kanunlarını öğrenmeye yöneltti. Bu sırada, Darwin’in Galapagos Adaları’ndan getirdiği kuşları inceleyen ornitolog John Gould, bu kuşların, Darwin’in düşündüğü gibi ispinoz ya da çalıkuşu olmadığını, hepsinin ispinozun farklı türleri olduğunu anladı. Darwin’in Beagle yolculuğu sayesinde keşfettiği hayvan fosilleri arasında, tembel hayvan benzeri memeliler, hipopotam benzeri otobur bir memeli ve armadillo benzeri zırhlı bir memeli de vardı. Darwin bu hayvanların düşündüğü gib anatomik olarak Afrika hayvanlarına değil, Güney Amerika hayvanlarına benzediğini anladı. Darwin’in bu çalışmaları sırasında Edinburgh Üniversitesi’nden hocası olan Robert Edmund ve Dr. James Gully gibi bir grup bilim adamı, toplum tarafından sapkınlık ve dinsizlikle suçlanmalarına rağmen, türlerin birbirine dönüşebileceği fikri üzerinde çalışmaya başladılar.

Darwin 1837 yılının yaz aylarını türlerin değişim geçirmeleri üzerinde düşünerek geçirdi. Anakıtalarda bulunan bazı bitki ve hayvan türlerine, okyanusun uzak yerlerinde nasıl rastladığını anlamay çalıştı. Bu sürecin tamamını kardeşiyle türlerin dönüşümü üzerine yeni fikirler üreterek geçirdi.

1837 Eylül ayında, stres ve aşırı çalışma temposu yüzünden kalbiyle ilgili sorunlar yaşamaya başladı. Kısa bir süre için çalışmalarına ara verdi ve Shrewsbury’e gitti. Burada geçirdiği zamanının çoğunu kuzeni Emma Wedgewood’a ayırdı.

Şubat 1838’ de, H.M.S Beagle gemisinde yazmaya başladığı günlüklerinin ilk cildini yayınladı. Aynı ay içinde Entomoloji Topluluğu’nun başkan yardımcısı oldu. 28 Mart 1838’de Londra Hayvanat Bahçesi’ne getirilen yeni bir canlı çok ilgisini çekti. Bu, Jenny adı verilen bir orangutandı, saatlerini Janny’i izleyerek ve küçük bir çocukla olan duygusal davranış benzerliklerini inceleyerek geçirdi.

1838’in yaz aylarında, Darwin evliliği düşünmeye başladı, ama onun için evlilik yapacağı çalışmalar için büyük bir zaman kaybı olacaktı, diğer taraftan ona bakacak ve sohbet edebileceği biri fikri cazip geliyordu. Kuzeni Emma’ya olan ilgisinden babasına bahsetti, babasından onay aldı. 29 Ocak 1839’da evlendi.

1838 Haziran’ında Darwin’in sağlık problemleri arttı. Kalbi ve midesi daha sık ve ağır rahatsızlıklar geçiriyordu. Bunun üzerine İskoçya’ya tatile gitmeye karar verdi. Burada ünlü “Paralel Yollar” üzerinde çalıştı.

27 Aralık 1839 tarihinde ilk çocukları olan William Erasmus Darwin dünyaya geldi.2 Mart 1841 tarihinde ikinci çocukları Anne Elizabeth Darwin dünyaya geldi.

1940 yılının büyük bir kısmını hastalıkları yüzünden yatakta geçirdi. Bu süreç içinde çok az çalışabildi.

Mayıs 1842’de, araştırma serilerinden “The Structure and Distribution of Coral Reefs” yayınlandı. Aynı yıl darwin türlerin değişimi ve doğal seleksiyon ile ilgili yazılar yazdı. Bu yazılarında Darwin, doğa kanunlarının oluşumunu dinle temellendirdi.

23 Eylül 1842 tarihinde, Mary Eleanor Darwin doğdu ancak 18 Ekim’de öldü. 25 Eylül 1843 tarihinde Henrietta Darwin dünyaya geldi. Aynı yıl Beagle yolculuğunu anlatan serisini tamamladı. Bu seri; “Fosiller”, “Memeliler”, “Kuşlar”, “Balıklar” ve “Sürüngenler” olarak beş bölüme ayrılıyordu.

1844 sonbaharında, “Geological Observations on South America” yı yazmaya başladı. Bu kitap And Dağları’nın oluşumuyla ilgili incelemelerini anlatıyordu. Eylül 1846’da kitabı tamamladı.

9 Temmuz 1845 tarihinde diğer oğlu George Darwin, 8 Temmuz 1847’de Elizabeth Darwin, 16 Ağustos 1848’de Francis Darwin dünyaya geldi.

13 Kasım 1848’de, babası Dr. Robert Darwin öldü. Darwin bu sırada geçirdiği ağır hastalık yüzünden babasının cenazesine katılamadı. Gördüğü tedavilerden sonra toparlandı ve araştırmalarına geri döndü. Ocak 1850’de sekizinci çocukları olan Leonard Darwin doğdu.

Darwin türlerin bukadar geniş bir coğrafyaya nasıl yayıldığını merakediyordu. Bu konuyla ilgili yaptığı deneylerde, bir bitki tohumunu bir aya yakın bir süre suda bırakıp, daha sonra toprağa diktiğinde filizlendiği sonucuyla karşılaştı. Bu sonuca göre türler buşekilde çok uzak bölgelere gidebilirdi.

13 Mayıs 1851’de Horace Darwin ve 6 Aralık 1856’da son olarak Charles Waring Darwin doğdu. Charles Waring 1858’de öldü.

1853’te deniz kabukluluarıyla ilgili yaptığı araştırmalarıyla, İngiliz “Royal Society” tarafından madalya ile onurlandırıldı. Bu tarihe kadar jeolog olarak bilinen Darwin, bundan sonra biyolog olarak anılmaya başlandı. Bu çalışmalarında Darwin, deniz kabuklularının değişen şartlara göre küçük değişimler geçirebileceğini gözlemledi.

22 Kasım 1859 tarihinde “Origin of Species” (Türlerin Kökenleri) yayınlandı. Büyük bölümü piyasaya çıktığı ilk gün satıldı. Bu büyük başarısının ardından Darwin, ikinci baskının hazırlıklarını yapmaya başladı. 1860 yılında Thomas Huxley isimli bir gazeteci, “Darwinizm” kelimesini ilk defa kullandığı bir yazı yazdı. 1867 yılında Darwin’in evrim teorisi Avrupa’da yayılmaya başladı.

Mart 1871’de “Descent of Man” yayınlandı. Bu kitabı da “Origin of Species” gibi büyük ilgi gördü. 1875 Temmuzunda da “Insectivorous Plants” yayınlandı.

1880 yılının başından itibaren rahatsızlıkları giderek artan Darwin, geçirdiği kalp krizi sonucu, 19 Nisan 1882’ de Londra’da hayatını kaybetti.

Charles Robert Darwin yaşamı boyunca bilime büyük katkılarda bulunmuştur. Evrim teorisiyle özdeşleştirilmesine rağmen, birbiriyle ilişkili birçok farklı bilim dalının gelişmesine ve temellerinin atılmasına önayak olmuştur. Oluşturduğu evrim teorisi bugün, paleontoloji, genetik ve embriyoloji gibi bilimler tarafından geliştirilmektedir.

Benjamin Franklin Biyografisi

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Benjamin Franklin Kimdir

Benjamin Franklin Hayatı

Benjamin Franklin (1706-1790) Amerikalı yayımcı, yazar, kaşif, bilim adamı ve diplomat. 17 Ocak 1706′da Boston’da doğdu. 17 Nisan 1790′da Philadelphia’da öldü. On yedi çocuklu bir sabun ve mum imalatçısının onuncu oğluydu.

On yaşında okulu bıraktı. 12 yaşındayken basımevi yöneten ve liberal bir gazete yayınlayan ağabeyi William’ın yanına çırak olarak,girdi. Basımcılık mesleğini öğrendi ve edebiyat çalışmalarına başladı. 1730′da Philadelphia’da bir basım evi ve gazete kurdu. Poor Richard’s Almanac’ı (Fakir Richard’ın Almanak’ı) yayınlamaya başladı:1732-1757 yılları arasında yönetmenliğini yaptığı Amanac’da Richard Sounders imzasıyla yazılar yazdı. Siyaset, felsefe, bilim, iş ilişkileri gibi konuların tartışıldığı Junto adlı bir kulüp, kütüphane,hastane ve yangına karşı sigorta şirketi kurdu. Basımevlerini çoğalttı.

Franklin 1736′da Philadelphia meclis sekreteri oldu ve siyasete atıldı. 1750′de Pennsylvania meclisine seçildi, arazi vergisine karşı olan büyük ailelerle mücadele etti. İngiliz Amerikası postalarının genel müdürlüğüne getirildi. Posta servisinde çeşitli düzenlemeler yaptı.Özellikle elektrik olaylarıyla ilgili araştırmalar yapan Franklin, elektrik yüklerindeki artı ve eksi uçlarını keşfetti ve elektriğin korunumu ilkesini ortaya attı. Fırtınalı bir havada uçurtma uçurarak gerçekleştirdiği deneyi sonunda şimşeğin elektriksel! Olay olduğunu keşfetti. Elektrikten etkilenmeleri sebebiyle kendisinin kurtulmasına rağmen iki yardımcısının öldüğü bu deneyden yola çıkarak paratoner’i keşfetti, gunes isiginden daha fazla yararlanmak icin saat uygulamasini baslattı.

1757′de Kuzey Amerika Sömürgeler isyanının başlangıcında sömürgelerde yaşayanlar Franklin’i, şikayetlerini Londra’ya iletmekle; 1765′te de damga resmi kanununa karşı itirazları Lord Grenville’e bildirmekle görevlendirdi. 1772′de Massachusetts Valisi Hutchinson’un sömürge halkına karşı hakaretlerle dolu mektuplarını ele geçirerek yayınladı. Sömürge halkı karşısındaki itibarı arttı. Amerikan Kongresine milletvekili seçildi. 1776′da Thomas Jefferson ve John Adams ile birlikte bağımsızlık bildirgesini hazırladı. Eylül 1776′da kongre, ekonomik ve askeri yardım istemek üzere aralarında Franklin’in de bulunduğu üç kişilik bir komisyonu Fransa’ya gönderdi. Franklin, Fransız dışişleri bakanı Charles Gravier ile görüşmelerinde çok başarılı oldu. 1775-1783 Amerikan Bağımsızlık Savaşı sonunda İngiltere ile barış görüşmelerini sürdürmek üzere seçilen diplomatlardan birisi olarak İngiltere’ye gitti. İngiltere ile barış antlaşmasının imzalanmasından sonra 1785′te Amerika’ya döndü. 1787′de Philadelphia Anayasa Kurultayının çalışmalarına katıldı. Bir müddet sonra da öldü.

alıntı

Benjamin Franklin Kimdir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Benjamin Franklin Hayatı


Benjamin Franklin Biyografisi

Benjamin Franklin 17 Ocak 1706, Boston’da doğdu ABD’li yayımcı, yazar, mucit, felsefeci, bilim adamı, siyasetçi ve diplomat.

Benjamin Franklin On yedi çocuklu bir sabun ve mum imalatçısının onuncu oğlu olarak dünyaya geldi. On yaşında okulu bıraktı. 12 yaşındayken basımevi yöneten ve liberal bir gazete yayınlayan ağabeyi James’in yanına çırak olarak girdi. Basımcılık mesleğini öğrendi ve edebiyat çalışmalarına başladı.

Benjamin Franklin 1730’da Philadelphia’da bir basımevi ve gazete kurdu. Poor Richard’s Almanac’ı (Fakir Richard’ın Almanak’ı) yayınlamaya başladı. 1732-1757 yılları arasında yönetmenliğini yaptığı Almanac’da Richard Sounders imzasıyla yazılar yazdı.

Benjamin Franklin Siyaset, felsefe, bilim, iş ilişkileri gibi konuların tartışıldığı Junto adlı bir kulüp; kütüphane, hastane ve yangına karşı sigorta şirketi kurdu. Basımevlerini çoğalttı.

Benjamin Franklin Franklin, 1736’da Philadelphia meclis sekreteri oldu ve siyasete atıldı. 1750’de Pensilvanya meclisine seçildi, arazi vergisine karşı olan büyük ailelerle mücadele etti. İngiliz Amerikası postalarının genel müdürlüğüne getirildi. Posta servisinde çeşitli düzenlemeler yaptı.

Fırtınalı bir havada uçurtma uçurarak gerçekleştirdiği deneyi sonunda şimşeğin elektriksel bir olay olduğunu keşfetti. Elektrikten etkilenmeleri sebebiyle kendisinin kurtulmasına rağmen iki yardımcısının öldüğü bu deneyden yola çıkarak paratoner’i keşfetti, güneş ışığından daha fazla yararlanmak için saat uygulamasını başlattı.

Benjamin Franklin 17 Nisan 1790 tarihinde, 84 yaşında hayatını kaybetti. Onun cenazesine yaklaşık 20.000 kişi katıldı. Onun ölümü Benjamin Franklin of Dr. John Jones ve hesabından aktardığı kitapta açıklanmıştır:

Benjamin Franklin Ne zaman ağrı ve nefes alma zorluğu tamamen başlasa ve Akciğerlerinde bir imposthume, aniden tüm umutlarını ve gururunu kaybetti ve önemli bir miktar o gücü vardı ama solunum organları yavaş yavaş baskı gördü ve başarısız oldu. 17 Nisan, 1790 tarihinde gece usulca, seksen dört yıl ve üç aylık uzun ve faydalı ömrü bitti.

Newton Hayatı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Newton Biyografisi


Newton Kimdir

Newton 4 ocak 1643’te İngiltere’nin Lincolnshire kentinde doğdu. Çiftçi olan babasını doğumundan üç ay önce kaybetmişti. Annesi ikinci kere evlendi. İkinci evlilikten üç üvey kardeşi olan Isaac anneannesinde kalıyordu. On iki yaşında Grantham’da King’s School’a yazılan Newton, bu okulu 1661’de bitirdi. Aynı yıl Cambridge Üniversitesi’ndeki Trinity Kolej’e girdi. Nisan 1665’te bu okuldan lisans derecesini aldı. Lisansüstü çalışmalarına başlayacağı sırada ortalığı saran veba salgını yüzünden üniversite kapatıldı.

Salgından korunma amacıyla annesinin çiftliğine sığınan Newton, burada geçirdiği iki yıl boyunca en önemli buluşlarını gerçekleştirdi. 1667’de Trinity Kollej’e öğretim üyesi olarak döndüğünde diferansiyel ve integral hesabın temellerini atmış, beyaz ışığın renkli bileşenlerine ayrıştırılabileceğini saptamış ve cisimlerin birbirlerini, uzaklıklarının karesi ile ters orantılı olarak çektikleri sonucuna ulaşmıştı. Çekingenliği yüzünden Newton her biri bilimde devrim yaratacak nitelikteki bu buluşların çoğunu uzun yıllar sonra (örneğin türev ve integral hesabı 38 yıl sonra) yayınlamıştır.

Lisansüstü çalışmasını ertesi yıl tamamlayan Newton 1669’da henüz 27 yaşındayken Cambridge Üniversitesi’nde matematik profesörlüğüne getirildi. 1671’de ilk aynalı teleskopu gerçekleştirdi, ve ertesi yıl Royal Society üyeliğine seçildi. Royal Society’e sunduğu renk olgusuna ilişkin bildirisinin eleştirilere hedef olması, özellikle Robert Hooke tarafından şiddetle eleştirilmesi üzerine Newton tümüyle içine kapanarak, bilim dünyasıyla ilişkisini kesti.

1675’de optik konusundaki iki bildirisi yeni tartışmalara yol açtı. Hooke makalelerdeki bazı sonuçların kendi buluşu olduğunu, Newton’un bunlara sahip çıktığını öne sürdü. Bütün bu tartışma ve eleştiriler sonucunda 1678’de ruhsal bunalıma giren Newton ancak yakın dostu ünlü astronom ve matematikçi Edmond Halley’in çabalarıyla altı yıl sonra bilimsel çalışmalarına geri döndü.

Newton’un Başarıları

Gelmiş geçmiş bilim adamlarının en büyüklerinden biri olarak kabul edilen Isaac Newton, matematik ve fizikte çok önemli buluşlar gerçekleştirdi. Matematikte (a+b)ª ifadesinin üstel seriye açınımını veren genel iki terimli teoremini buldu. Newton’un bilime en büyük katkısı mekanik alanındadır. Merkezi Kuvvet yasası ile Kepler yasalarını birlikte ele alarak kütleçekim yasasını ortaya koydu. Newton hareket yasaları olarak bilinen eylemsizlik ilkesi, kuvvetin kütle ile ivmenin çarpımına eşit olduğunu ifade eden yasa ve etki ile tepkinin eşitliği fiziğin en önemli yasalarındandır.

Newton yaptığı çalışmalarda bazı hesaplamaların içinden çıkamayınca kendi bulduğu formüllere uyması için bazı varsayımlar ortaya atmak zorunda kalmıştır. Kendisi de bu varsayımların hatalı olduğunu bilmesine rağmen bunları kullanmak zorunda kalmış. İlerleyen yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarla Newton’un bu hataları tespit edilmiştir. Ama yine de yaptığı çalışmalara kıyasla bunlar göz ardı edilmiştir.Isaac Newton bu çalışmaları ile ün kazanmıştır.

Newton Başlıca eserleri

-Method of Fluxions
-De Motu Corporum in Gyrum (1684)
-Philosophiae Naturalis Principia Mathematica (1687)
-Opticks (1704)
-Arithmetica Universalis (1707)
-An Historical Account of Two Notable Corruptions of Scripture(1754)

Bilim ve Teknoloji Haftası Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bilim ve Teknoloji Konulu Şiirler – Bilim Konulu şiirler – Teknoloji Konulu Şiirler
Bilim ve Teknoloji İle İlgili Şiirler- 8 – 14 Mart Bilim ve teknoloji haftası Şiirleri

BİLİM VE TEKNOLOJİ

Her doğal olayda,insan ürpermiş,

Bütün dikkatini,onlara vermiş;

Aylarca,yıllarca; hep irdelemiş

Bulduğu sonuçtan,bilgi derlemiş.

Bilgiler,zamanla’Bilim’ olmuşlar,

Bütün insanlığa,ışık tutmuşlar;

Her kuşak,kendinden,bir şey katmışlar

Uygarlığa,sağlam temel atmışlar.

Teknoloji,ilmin,hizmet aracı,

Zamandan kazanır,her kullanıcı;

Doğru kullananın,başının tacı

Hedefe varmanın,teknik ilacı.

Yeni kuşaklara,tez öğretelim,

‘BİLGİ ÇAĞI’ndayız,bunu bilelim;

Aziz yurdumuzu,hep yüceltelim

Çağdaş uygarlığa,tez erişelim..

Naim Yalnız

BİLİM VE TEKNOLOJİ

Bilim, bilgi pınarım

Teknolojiyle varım

Çağı yakalayarak

İnsanlığa sunarım.

Teknikle çalışalım

Zamanla yarışalım

İstençle ve coşkuyla

Zirvede buluşalım.

Muhsin Durucan


BİLİM

Yeter artık uyumayıp uyanak

Yürüyek canlarım bilime doğru

Merih kapısına bizde dayanak

Yürüyek canlarım bilime doğru

Kuran ı kerimden ibret alalım

Yedi kat göklere sahip olalım

Yedi kat yerlerden haber alalım

Yürüyek canlarım bilime doğru

Plüton neptün ü keşif edelim

Şu derin uzaya uydu atalım

Bizden başka bize destek yoktur bilelim

Yürüyek canlarım bilime doğru

Uçağı füzeyi bizler yapalım

Maden ile atomlar üretelim

Ay hazinesinde mekan tutalım

Yürüyek canlarım bilime doğru

Hüseyin istiyor bilime gidek

Bilim adamının elinden tutak

Bilimle oturak bilimle yatak

Yürüyek canlarım bilime doğru

Hüseyin Parlakdem

Atatürk Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Atatürk Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Atatürk Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Atatürk Sözleri
Atatürk Sözleri
Atatürk Sözleri kısa

Atatürk Sözleri

AHLAK

Tehdide dayanan ahlak, bir erdemlilik olmadığından başka, güvenilmeye de layık değildir.
Birtakım kuşbeyinli kimselere kendinizi beğendirmek hevesine düşmeyiniz; bunun hiçbir kıymeti ve önemi yoktur.
Bir milletin ahlak değeri, o milletin yükselmesini sağlar.
Bir millet, zenginliğiyle değil, ahlak değeriyle ölçülür.
Saygısızlığın, saldırının küçüğü, büyüğü yoktur.
Samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet sözlerle açıklanamaz. O, gözlerden ve tavırlardan anlaşılır.
Medeniyetin esası, ilerlemesi ve kuvvetin temeli, aile hayatın-dadır. Bu hayattaki fenalık mutlaka toplumsal, ekonomik ve politik beceriksizliği doğurur.
Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur.

BAĞIMSIZLIK

Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.
Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur.
İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye’nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.
Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır.
Dünyada ve dünya milletleri arasında sükun, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur.
Türkiye’nin güvenini amaç edinen, hiçbir başka ulusun aleyhinde olmayan bir barış yolu, her zaman bizim ilkemiz olacaktır.
Biz Türkler, tarih boyunca hürriyet ve istiklal timsali olmuş bir milletiz.
Tam bağımsızlık denildiği zaman, doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda tam bağımsızlık anlaşılır.
Bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmaktan kurtulamaz.
Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır.
Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Ya istiklal, ya ölüm.

BİLİM

Bilim, gerçeği bilmektir.
Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız.
Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir.

BİRLİK – BERABERLİK

Birlik ve beraberlik; ölümden başka her şeyi yener.
Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.
Bugün vatanımızda bir milli kudret varsa, o cereyan, felaketlerden ders alan ulusun kalp ve dimağından doğmuştur.
Milli sınırlar içinde bulunan yurt parçaları bir bütündür; birbirinden ayrılamaz.

CUMHURİYET

Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller . ister.
Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.
Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.
Cumhuriyet, demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir. Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan, onlardan esirlik, soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur.
Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur.
Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.
Cumhuriyet fazilettir.

ÇALIŞMAK

Kendiniz için değil, bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız. Çalışmaların en yükseği budur.
Denebilir ki, hiçbir şeye muhtaç değiliz, yalnız bir tek şeye ihtiyacımız var: Çalışkan olmak! Servet ve onun doğal sonucu olan rahat yaşamak ve mutluluk, yalnız ve ancak çalışanların hakkıdır. . Yaşamak demek çalışmak demektir.
Türk, öğün, çalış, güven.

DEĞİŞİM

Türk milletinin istidadı ve kesin kararı, medeniyet yolunda durmadan, yılmadan ilerlemektir.
Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır.
İnkılap, Türk ulusunun son asırlarda geri bırakılmış kurumlarını yıkarak yerlerine, ulusun en yüksek uygarlık düzeyine ilerlemesini sağlayacak yeni kurumlar koymaktır.
Türk milletinin son yıllarda gösterdiği harikaların, yaptığı siyasi ve sosyal inkılapların gerçek sahibi kendisidir.
Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.

DİL

Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.
Türk milletindenim diyen insanlar her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.
Türk dili, dillerin en zenginlerindendir.

EĞİTİM
Okul sayesinde, okulun vereceği ilim ve fen sayesindedir ki, Türk milleti, Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı bütün güzellikleriyle gelişir.
Bir millet, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla kaimdir.
Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.

Bilim Adamlarının Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Bilim Adamlarının Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Bilim Adamlarının Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Bilim Adamlarının Sözleri
Bilim adamlarının söylediği güzel sözler
Bilim adamlarının anlamlı sözleri

Bilgi düzenlendiğinde bilimi oluşturur, hayat ise bilgeliği..
Immanuel Kant (1724-1804)

Karmaşık problemlerin basit, kolayca anlaşılabilen ama yanlış çözümleri vardır

Evrende en çok bulunan iki şey vardır: Hidrojen ve Aptallık
Harlan Ellison

Hayatta başarılı olmak için akılsız görünmeli, ama akıllı olmalıyız.
Montesquiue

Basit bir insanın elinden geleni yapabilmesi, zeki bir insanın tembelliğinden çok daha değerlidir.
Baltasar Bracias

Bir çiçeğin kokusu ne ise bir insanin şahsiyeti de odur.
C. W. Shwab

Hiç hata yapmayan insan genellikle hiçbir şey yapmaz.
E. J. Phelps

Hakiki arkadaşlık sıhhatten farksızdır, kıymeti ancak elden gittikten sonra anlaşılır
Golti

Kapanmayan tek yara vicdan yarasıdır.
Publius Cyrus
Dünyada 10 çeşit insan vardır; ikilik sayı sistemini anlayanlar ve anlamayanlar.

Savaş kimin haklı olduğunu değil kimin geriye kalacağını belirler
Bertrand Russell

Üç tür yalan vardır: yalan, kahrolası yalan ve istatistik
Benjamin Disraeli

Yalanlamak ve reddetmek için okuma. İnanmak ve herşeyi kabullenmek için de okuma. Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku!
Francis Bacon

Hayat, sadece kazanan numaraların göründüğü büyük bir piyangodur.
Sofi’nin Dünyasi’ndan

Yaşamak için bir “neden”i olan, her türlü “nasıl”a dayanabilir
Friedrich Nietzsche

Güç ve sabır arasında seçme durumunda kalırsan sabırı seç
W.B. Prescott

Başarı, genelde onu sürekli aramakla meşgul olanlara gelir.
Henry David Thoreau

Bilim ile Bilimkurgu arasındaki fark Hayal ile Hayalet arasındaki farka denktir derler, büyük bir yalan…
H. R. Giger

Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bakmak gerek.
Pitigrilli

İnsanların en çok inandıkları şeyler, en az anladıklarıdır
Montaigne

Gerçeklerden kaçınmak için sanata ihtiyacımız var
Friedrich Nietzsche(1844-1900)

Bir kimsenin akıllı olduğu cevaplarından, bilge olduğu da sorularından anlaşılır.
Necip Mahfuz

Problemlerin değeri, çözülmeye çalışıldığında verdikleri zorluktan anlaşılır
Paul Erdos (1913-1996)

Bilgin olan konuşur ama alim olan dinler
Jimi Hendrix

Herşey mümkün olduğu kadar basit yapılmalı; ama daha basit değil.
Albert Einstein

Aptal biri ile tartışırken, onun da aynı şeyi yapmadığından emin ol.
Ahmet Haşim

Birşey yaratmada tek ve en zor kısım başlangıçtır; zira bir çim biçme bıçağının yapımı bir meşe ağacı yapımı kadar zordur.
James Russell Lowell

Ugraşılmaya değer problemler, değerlerini geri teperek ispatlarlar.
Piet Hein

Bilgi düzenlendiğinde bilimi oluşturur, hayat ise bilgeliği..
Immanuel Kant (1724-1804)

Karmaşık problemlerin basit, kolayca anlaşılabilen ama yanlış çözümleri vardır

Evrende en çok bulunan iki şey vardır: Hidrojen ve Aptallık
Harlan Ellison

Hayatta başarılı olmak için akılsız görünmeli, ama akıllı olmalıyız.
Montesquiue

Basit bir insanın elinden geleni yapabilmesi, zeki bir insanın tembelliğinden çok daha değerlidir.
Baltasar Bracias

Bir çiçeğin kokusu ne ise bir insanin şahsiyeti de odur.
C. W. Shwab

Hiç hata yapmayan insan genellikle hiçbir şey yapmaz.
E. J. Phelps

Hakiki arkadaşlık sıhhatten farksızdır, kıymeti ancak elden gittikten sonra anlaşılır
Golti

Kapanmayan tek yara vicdan yarasıdır.
Publius Cyrus
Dünyada 10 çeşit insan vardır; ikilik sayı sistemini anlayanlar ve anlamayanlar.

Savaş kimin haklı olduğunu değil kimin geriye kalacağını belirler
Bertrand Russell

Üç tür yalan vardır: yalan, kahrolası yalan ve istatistik
Benjamin Disraeli

Yalanlamak ve reddetmek için okuma. İnanmak ve herşeyi kabullenmek için de okuma. Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku!
Francis Bacon

Hayat, sadece kazanan numaraların göründüğü büyük bir piyangodur.
Sofi’nin Dünyasi’ndan

Yaşamak için bir “neden”i olan, her türlü “nasıl”a dayanabilir
Friedrich Nietzsche

Güç ve sabır arasında seçme durumunda kalırsan sabırı seç
W.B. Prescott

Başarı, genelde onu sürekli aramakla meşgul olanlara gelir.
Henry David Thoreau

Bilim ile Bilimkurgu arasındaki fark Hayal ile Hayalet arasındaki farka denktir derler, büyük bir yalan…
H. R. Giger

Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bakmak gerek.
Pitigrilli

İnsanların en çok inandıkları şeyler, en az anladıklarıdır
Montaigne

Gerçeklerden kaçınmak için sanata ihtiyacımız var
Friedrich Nietzsche(1844-1900)

Bir kimsenin akıllı olduğu cevaplarından, bilge olduğu da sorularından anlaşılır.
Necip Mahfuz

Problemlerin değeri, çözülmeye çalışıldığında verdikleri zorluktan anlaşılır
Paul Erdos (1913-1996)