İstiklâl Marşı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Milli marşıdır. Marşın sözlerini Mehmet Akif ERSOY yazmış, bestesini Zeki ÜNGÖR yapmıştır.
1921 yılında, Şanlı Bayrağımız’ın ve Kahraman Türk Milleti’nin simgesi olacak milli bir marş yazılması için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir yarışma açılmış ve kazanana para ödülü verileceği açıklanmıştır. Ülkenin her tarafından pek çok şair, duygu ve heyecanlarını anlatan mısralarla bu katıldığı halde, Mehmet Âkif’in bu yarışmaya katılmadığı görüldü. Nedeni sorulduğunda: ‘’Milli marş para ile yazılmaz’’ cevabını verdi. Arkadaşlarının ısrarları üzerine ve kazanırsa ödül verilmemesi şartı ile yarışmaya katıldı ve hepimizin yüreğinde yer eden İstiklal Marşı’nı yazdı.
Yapılan seçim sonunda, Mehmet Akif’in 20 Şubat 1921’de yazdığı “Kahraman Ordumuza” sungusunu taşıyan şiiri 12 Mart 1921 günü büyük çoğunlukla TBMM’nce İstiklâl Marşı kabul edildi. Aynı yıl bir de beste yarışması açıldı, ama kesin bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı’nca Ali Rıfat ÇAĞATAY’ın (1867–1935) bestesi uygun görülerek okullara duyuruldu. 1924’ten 1930’a kadar marş bu beste ile çalındı. O yıl bunun yerini, Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi Zeki ÜNGÖR’ün 1922’de hazırladığı bugünkü beste aldı.
Türk Milleti’nin zaferini, yüceliğini ve bayrağımızın kutsallığını en güzel duygularla anlatan İstiklal Marşı, yarışmaya katılan 724 şiir arasından seçilerek zamanın Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından Büyük Millet Meclisi’nde okundu. Bütün milletvekillerince büyük bir coşku ve heyecan içerisinde, iki defa ayakta dinlenen İstiklal Marşı, 21 Mart 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Milli Marş olarak kabul edildi. Ünlü bestecilerimizden Osman Zeki Üngör tarafından bestelendi.
Mehmet Akif Ersoy, İstiklâl Marşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir.
Polis Haftası Polis haftası ile ilgili şiirler, polis haftası şiir, polis haftası şiirleri, polisler haftası şiirleri
Kahraman Polis
Varlığın ülkeme güven veriyor Asayiş seninle berkemal polis Kavgalar bitiyor huzur geliyor Adalet elçisi kahraman polis
Kanunun yolunda çalışır gider Bıkmadan zamanla yarışır gider Gündüzü geceye karışır gider Adalet elçisi kahraman polis
Öyle zor şartlarda görev başında Bir sıcaklık arar çoğu aşında Kimi şehit olur çok genç yaşında Adalet elçisi kahraman polis
Kimine azrail kimine hızır Kim imdat istese yardıma hazır Masuma hamidir suçluya nazır Adalet elçisi kahraman polis
Her türlü olaya korkmadan koşar En büyük engeli anında aşar Vatanın miylletin aşkıyla yaşar Adalet elçisi kahraman polis
Dert olur acımız ağrımız size Bizim de açıktır bağrımız size Hep aynı ilkeye çağrımız size Adalet elçisi kahraman polis
Yetmiyor övmeye kalemle kağıt Olmasın adına dillerde ağıt Sen de mutlu yaşa yasını dağıt Adalet elçisi kahraman polis
Muammer Baydere
Türk Polisi
Türk polisi, Türk polisi, Severiz biz hepinizi, Kim ne derse desin size, İnanmayın, kanmayın, Millet sever hepinizi, Türk polisi, Türk polisi, Severiz biz hepinizi, Gece gündüz demeden, Ekmek yemek yemeden, Edirne’den Erzurum’a, Gidersiniz seve seve, Doyamadan yavrunuza, Bu vatan, millet uğruna, Nice canlar verirsiniz, Türk polisi, Türk polisi, Severiz biz hepinizi, Her daim çalışırsınız, Yakalarsın hırsızı, uğursuzu, Minnettardır bu millet, İhtiyarı, genci, yetişkini, Severiz biz polisimizi.
Münevver Erilmez
Vatanımda Işık
Güzel yurdumda, Bir teşkilat var benim, Hem polisim,hem de asker.159 yıldan beri, Görev yapmakta şimdi.Ne vatansız yurt, Ne yurtsuz vatan, Emniyet olmadıkça,Olur muydu hür vatan?
Ben sıcacık yatağımda,Uyurken odamda, Polisler nöbet tutar,Yıllardan beri yurdumda. Rengarenk çiçekler gibi,Sarmışlar yurdumun dört köşesini, Akar sular gibi çağlamışlar,Bulsun diye adalet yerini.
Her şey vatan için yurdumda,Güneş gibi doğacak, Emniyetçiler yurdumda,Ufuklardan silinmeyecek. Ankara’nın çiçeği bir açacak,Çanakkale’de deniz bir başka coşacak, Yurdumda emniyet bayrağı,Hür olarak dalgalanacak.
Polis olacağım diyor her Türk, Ulusumu korumak için. Ey Türk Polisleri! Işıl Işıl ışıldasın geçmişin,geleceğin,Kutlu olsun mutlu günün, Çünkü benim huzur kaynağımsın.
Polistir
Atatürk yolunda onun uğrunda Vatan namusuna bekçi polistir… Bir acil vakada aczin yanında, Görülen personel bil ki polistir…
Gece gündüz görev yapar durmadan, Kimseler gitmeden hatta varmadan, Namussuz iş yapan ve yapanlardan Hesap soranların ilki polistir…
Haklının haksızı ezdiği yerde, Polisi görürüz her bir seferde, Eli silahında, canıdır serde Susanın ağzında dil ki polistir…
Polistir vatanın her köşesinde Polistir kötünün hep peşesinde Duamız var olsun ve yaşasın da Yüzümüzün artan akı polistir….
Albayrak altında,namusuyla da, Canıyla,kanıyla ulusa feda, Olmuştur,olur da ve de maada Şehittir, gazidir levki polistir
Güvencimiz,gururumuz,nabzımız Onunla sağlıklı atar kalbimiz, Onunla yan yana onunlayız biz, En yakın dostların teki polistir.
Polis haftası şiirleri, polis haftasıyla ilgili şiirler,polis şiirleri Türk Polisi şiirleri, 10 Nisan polis haftası ile ilgili şiirler
Polis haftası ile ilgili şiirler
Türk Polisi
Türk polisi, Türk polisi, Severiz biz hepinizi, Kim ne derse desin size, İnanmayın, kanmayın, Millet sever hepinizi, Türk polisi, Türk polisi, Severiz biz hepinizi, Gece gündüz demeden, Ekmek yemek yemeden, Edirne’den Erzurum’a, Gidersiniz seve seve, Doyamadan yavrunuza, Bu vatan, millet uğruna, Nice canlar verirsiniz, Türk polisi, Türk polisi, Severiz biz hepinizi, Her daim çalışırsınız, Yakalarsın hırsızı, uğursuzu, Minnettardır bu millet, İhtiyarı, genci, yetişkini, Severiz biz polisimizi.
Münevver Erilmez
Kahraman Polis
Varlığın ülkeme güven veriyor Asayiş seninle berkemal polis Kavgalar bitiyor huzur geliyor Adalet elçisi kahraman polis
Kanunun yolunda çalışır gider Bıkmadan zamanla yarışır gider Gündüzü geceye karışır gider Adalet elçisi kahraman polis
Öyle zor şartlarda görev başında Bir sıcaklık arar çoğu aşında Kimi şehit olur çok genç yaşında Adalet elçisi kahraman polis
Kimine azrail kimine hızır Kim imdat istese yardıma hazır Masuma hamidir suçluya nazır Adalet elçisi kahraman polis
Her türlü olaya korkmadan koşar En büyük engeli anında aşar Vatanın miylletin aşkıyla yaşar Adalet elçisi kahraman polis
Dert olur acımız ağrımız size Bizim de açıktır bağrımız size Hep aynı ilkeye çağrımız size Adalet elçisi kahraman polis
Yetmiyor övmeye kalemle kağıt Olmasın adına dillerde ağıt Sen de mutlu yaşa yasını dağıt Adalet elçisi kahraman polis
Muammer Baydere
Polistir
Atatürk yolunda onun uğrunda Vatan namusuna bekçi polistir… Bir acil vakada aczin yanında, Görülen personel bil ki polistir…
Gece gündüz görev yapar durmadan, Kimseler gitmeden hatta varmadan, Namussuz iş yapan ve yapanlardan Hesap soranların ilki polistir…
Haklının haksızı ezdiği yerde, Polisi görürüz her bir seferde, Eli silahında, canıdır serde Susanın ağzında dil ki polistir…
Polistir vatanın her köşesinde Polistir kötünün hep peşesinde Duamız var olsun ve yaşasın da Yüzümüzün artan akı polistir….
Albayrak altında,namusuyla da, Canıyla,kanıyla ulusa feda, Olmuştur,olur da ve de maada Şehittir, gazidir levki polistir
Güvencimiz,gururumuz,nabzımız Onunla sağlıklı atar kalbimiz, Onunla yan yana onunlayız biz, En yakın dostların teki polistir.
İstiklal Marşımız Ve Anlamı İstiklal Marşı’nın kıta-kıta anlamı İstiklal Marşımızın Açıklamalı 10 kıtası
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Mehmet Akif Türk milletine cesaret, ve tahammül aşılamak için ve onda bulunan duyguları harekete geçirmek için şiirine korkma sözüyle başlıyor. Bayrak bir milletin bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın sönmesi türk milletinin istiklalini kaybetmesidir. Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor. O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden türk istiklal ve bağımsızlığını yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz.
Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse yok edemez.
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal… Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal!
Şair ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki kırgın, küskün, öfkeli halini dile getiriyor. Türk vatanının bazı parçaları, işgal edilmiştir. Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız indirilmiş yerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak öfke halini ifade eder. Kaş ayrıca edebiyatımızda hilale benzetilir. Sevgilinin kaşları daima hilal şeklinde gösterilmiştir. Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman türk milletini üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği gülen bir bayraktır.
Türk bayrağının gülmesi göklerde dalgalanmasıdır. Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milletide özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir. Bu milletimizin en doğal hakkıdır. Çünkü türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna pek çok kan dökmüşlerdir. Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp göklerde dalgalanması gerekir. Türk milleti daima Allah’a inandığı ve taptığı için özgürlük onun hakkıdır.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Şair “ben” diyor.(Ancak kast ettiği mana aslında bizdir türk milleti adına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır,hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak isteyen ancak çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir. O; böylesine yüce bir amaç için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir. Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, “Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan avrupalılara meydan okuyor. 20. asrın başında avrupa medeniyeti 19.yy. deki görkeminden oldukça uzaktır. O sebeple şair bayıyı tek dişi kalmış canavara benzetiyor. Ancak avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır. Avrupalı kendini çelik zırhla korurken mehmetçik ona iman dolu altın göğsüyle karşılık vermektedir.
Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın… Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canını feda etmesini öneriyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca akına son vereceği Allah’ın Türk milletine Kuran-Kerimde vaad ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır.
Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı: Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Şair Türk ordusuna vatanın kutsallığını hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır. Kısacası sıradan bir toprak büyük bir değer taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır. Bu kutsal vatanı dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın dünyanın her yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanımız üzerindedir.
Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanların ruhu dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır. Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Canımızdan çok sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin. Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli, Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
Allah’a şair hitap ediyor. Mehmet Akif’in Allah’tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir. O zaman vecd ile bin secde eder varsa taşım, Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım; O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Ezan sesleri yurdumuzun üstünde inledikçe şehitlerimizinde ruhları şaad olacaktır. Ezan sesi sadece yaşayanlara değil, ölülere hatta onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir anlam taşır. Şehit atalarımızın her şeyden arınmış ruhları yerden fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir.
Dalgalan sen de şafakalar gibi ey şanlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal: Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!
Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyamaktadır. Türk milleti yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur. Atrık onun için yok olma korkusu kalmamıştır. Bayrağımız şehitleri mizin kanlarını hak etmiştir. Bağımsızlık Allah’a tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdır.
En Güzel Çanakkale Şiirleri En Güzel Kısa Çanakkale Şiirleri 18 Mart Çanakkale Şiiri
18 Mart Çanakkale Bulutlar sarmıştı her yanı, Kapkara bir geceydi, Yağmur, bardaktan boşanırcasına, Sağnak gibi yağıyordu, Yedi düvelin gemilerinden yükselen, Top,tüfek sesleri, Her yanı inletiyordu, Mustafa Kemalin askerleri, Aslanlar gibi dövüşüyordu, Ve Çanakkale kahramanca, Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden, Mustafa Kemal, Vatanıma ayak basacaksa düşman, Yaşamanın ne gereği var, En son nefer ölünceye kadar, Dövüşeceksiniz aslanlar, Görecek bütün dünya, Ne aslanlar doğururmuş, Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.
Ali Osman Yılmaz ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Düşmanı boğazda boğdular Kahraman türklerimiz Biz yenilmeyiz hep yeneceyiz Çanakkalenin geçilemiyecegini bilirler
ATATÜRK var yanımızda Kınalı küzülar var orda Koca seyiti unutmayın Elizabet adlı bir gemivurdu
Allah yanımızda vatanyanımızda millet yanımızda biz tüerküz yenilmeyiz son sözümüz ÇANAKKALE GEÇİLMEZ TÜRKLER ÖLMEZ
Çanakkale
Gün geçmiş, yıl geçmiş ne yazar. Her karış toprağında bin şehit bir mezar. Yeryüzünde yaşadıkça, tek dişi canavar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Sen rahat uyu ey şanlı şehit. Gölgesinde gölgelen al bayrağın. Hangi kem göz sana edebilir nazar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Yedi cihana yeter yazdığın destan. Gök kubbe, ay yıldız sana verir selam. Çanakkale’yi düşmana yaptın ya mezar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez. Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez. Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar. Türk milleti aynı destanı yine yazar. Çanakkale ile Atam
Atam senin sayende herşey oldu, Sana minnettarız Atam Çanakkale savaşında Düşmanları yenip Vatanı milleti kurtardın Atam O,düşüncelerine,fikrine, Sevgine,saygına, Cesaretine,yeteneğine, Hayranım Atam
Çanakkale
Gün geçmiş,yıl geçmiş ne yazar. Her karış torağında bin,şehit bir mezar. Yeryüzünde yaşadıkça,tek dişi canavar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Sen rahat uyu ey şanlı şehit. Gölgesinde gölgelen al bayrağın. Hangi kem göz sana edebilir nazar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Yedi cihana yeter yazdığın destan. Gök kubbe ay,yıldız sana verir selam. Çanakkaleyi düşmana yaptınya mezar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez. Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez. Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Şefik Aydemir EY KAHRAMAN TÜRK ORDUSU
Çanakkale için akan kanlar Denizdeki dalgalara vurmuş Türk ordusunun zaferi Esir milletlere bir umut olmuş Ey Kahraman Türk Ordusu
Yurdun dörtbir yanından Toplanmış asker Bir istiklal uğruna Canlarını feda etmiş Çanakkale yolunda Ey Kahraman Türk Ordusu
FATMA NUR GEDİK
Çanakkale geçilmez
Kim geçebilir ki!? Bu iman,bu gönül zenginliğiyle, Geçebilir ki kim!?
Geçilmez Çanakkale, Bu vatan sevdasıyla, Kim geçebilir ki!? Gönülde zenginlik var.
Bir dakika bekle, Düşün biraz. Kaç bin asker, Can verdi senin 1 dakikan için
Bu canlar feda olsyn! Vatanını sevip sayana! Sonuna kadar feda, Sevip sayana!
Çanakkale Destanım Çanakkale şanımsın, En büyük destanımsın. Binlerce Mehmetçiğe, Bağrında kabristanımsın.
Çanakkale şerefim, Binlerce neferlerim. Dalgalanır rüzgarıyla, Bayrağım nefeslerinin.
Gökyüzünden hilal düştü, Al olmuş ten üzerine. Yıldız kopardı melekler, Sundular şehitlerime.
Ay yıldız kucaklaştı, Kanlarımızla bayraklaştı. Çanakkale geçilemedi, Şehitlerimle destanlaştı.
Erdinç Sert
ÇANAKKALE DİYARINDA
Denize takılan kilit Dünyayı kaldıran yiğit Alaylar var toptan şehit Çanakkale diyarında
Kahraman şehit cavuşlar Şehitliğe uçan kuşlar Savaşta yeni buluşlar Çanakkale diyarında Çanakkale Şavaşı
Bir şavaş vardı Çanakkale’de Şehit kan verdi göz göre göre! Yaş 5-65 demedi, Şehit etti Türkiye’yi!
Gazisi var şehidi, Canını verdi bu vatana! Gerçek bir imanla, Kazandı bu savaşı.
Yenilgiye düştü karşı taraf, Silah bol,iman az. Vatan sevgisi yoktu, Gönülde büyük eksik var.
ÇANAKKALE
Çanakkale özeldir , Ayna gibi güzeldir. Ne kadar şehit verdik, Ama yine biz kazandık. Kaderimizde olurmuydu ulaşmak bu güzel ülkeye, Karadenizden esti geldi . Adı Mustafa Kemal idi, Layık mıyız şimdi biz bu güzel ülkeye. Ey atam rahat uyu,izindeyiz.
Zafer Türküsü
Yaşamaz ölümü göze almayan, Zafer, göz yummadan koşana gider. Bayrağa kanının alı çalmayan, Gözyaşı boşana boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi, Gürleyen sesinle doldur gökleri, Zafer dedikleri kahraman peri, Susandan kaçar da coşana gider.
Bu yolda herkes bir, ey delikanlı, Diriler şerefli, ölüler şanlı! Yurt için dövüşen başı dumanlı, Her zaman bu şandan, o şana gider.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
Çanakkalede otuzbin şehit
Çanakkalede otuzbin şehit, Hepsi bir birbirinden yiğit, Bundan sonrasını tarihler yazar, Çanakkale de analar ağlar.
Derdim derdim garip halim, Kanı içmiş dağlar sanki düşmanım, Ne analar ne bacılar, Çanakkalede zaferler yatar.
Düşman pusu atmış çanakkale yollarına, Yol vermiyor dağlar nice yiğit aslanlara, Yol vermesen küserim yara, Deli gönlüm gitmek ister şanıyla.
Mermiler yağıyordu yağmur gibi yiğitlerimizin üstüne, Ay yıldızlı bir bayrak dalgalanıyordu gök yüzünde, Mekanınız cennet olsun ebediyetde, Çanakkalede şehitler yatar diz dize.
Haydar Turan
18 Mart Çanakkale
Bulutlar sarmıştı her yanı, Kapkara bir geceydi, Yağmur,bardaktan boşalırcasına, Sağnak gibi yağıyordu, Yedi düvelin gemilerinden yükselen, Top,tüfek sesleri, Her yanı inletiyordu, Mustafa Kemalin askerleri, Aslanlar gibi dövüşüyordu, Ve Çanakkale kahramanca, Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden, Mustafa Kemal, Vatanıma ayak basacaksa düşman, Yaşamanın ne gereği var, En son nefer ölünceye kadar, Dövüşeceksiniz aslanlar, Görecek bütün dünya, Ne aslanlar doğururmuş, Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer, O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer. Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak. Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor. Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.
Mehmet Akif ERSOY
——————————————————
ÇANAKKALE DESTANI
Yıl 1915 18’indeyiz Martın. Kendine gel biraz! Pek tekin değildi Çanakkale’nin suyu, Geçilmez bu boğaz… Geçilmez bu boğaz… Bizi Ne topun yıldırır, Ne kurşunun. Çünkü artık Başladı cengimiz. Er meydanında bulunmaz dengimiz… Sen misin Mustafa Kemal’im ileri diyen? İşte fırladık siperden. Sırtına yüklenmiş kahraman Seyit 276 kiloluk mermiyi, Koşuyor bataryasına ateşler içinden. Bu mermi denizlere gömecek Elizabet’i Buvet’i… Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor, Denizler yanıyor, Dağlar yanıyor. Zafer bizimdir artık Düşman zırhlıları batıyor… Türk’üm, Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere. Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz. Kimimiz gazi. Hiç değişmez bu yazı. Dünyada her yer geçilir belki Lâkin geçilmez Çanakkale Boğazı..
Gün geçmiş,yıl geçmiş ne yazar. Her karış torağında bin,şehit bir mezar. Yeryüzünde yaşadıkça,tek dişi canavar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Sen rahat uyu ey şanlı şehit. Gölgesinde gölgelen al bayrağın. Hangi kem göz sana edebilir nazar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Yedi cihana yeter yazdığın destan. Gök kubbe ay,yıldız sana verir selam. Çanakkaleyi düşmana yaptınya mezar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez. Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez. Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar. Türk milleti aynı destanı yine yazar.
Şefik Aydemir EY KAHRAMAN TÜRK ORDUSU
Çanakkale için akan kanlar Denizdeki dalgalara vurmuş Türk ordusunun zaferi Esir milletlere bir umut olmuş Ey Kahraman Türk Ordusu
Yurdun dörtbir yanından Toplanmış asker Bir istiklal uğruna Canlarını feda etmiş Çanakkale yolunda Ey Kahraman Türk Ordusu
FATMA NUR GEDİK
Çanakkale geçilmez
Kim geçebilir ki!? Bu iman,bu gönül zenginliğiyle, Geçebilir ki kim!?
Geçilmez Çanakkale, Bu vatan sevdasıyla, Kim geçebilir ki!? Gönülde zenginlik var.
Bir dakika bekle, Düşün biraz. Kaç bin asker, Can verdi senin 1 dakikan için
Bu canlar feda olsyn! Vatanını sevip sayana! Sonuna kadar feda, Sevip sayana!
Çanakkale Destanım Çanakkale şanımsın, En büyük destanımsın. Binlerce Mehmetçiğe, Bağrında kabristanımsın.
Çanakkale şerefim, Binlerce neferlerim. Dalgalanır rüzgarıyla, Bayrağım nefeslerinin.
Gökyüzünden hilal düştü, Al olmuş ten üzerine. Yıldız kopardı melekler, Sundular şehitlerime.
Ay yıldız kucaklaştı, Kanlarımızla bayraklaştı. Çanakkale geçilemedi, Şehitlerimle destanlaştı.
Erdinç Sert
ÇANAKKALE DİYARINDA
Denize takılan kilit Dünyayı kaldıran yiğit Alaylar var toptan şehit Çanakkale diyarında
Kahraman şehit cavuşlar Şehitliğe uçan kuşlar Savaşta yeni buluşlar Çanakkale diyarında
Çanakkale Şavaşı
Bir şavaş vardı Çanakkale’de Şehit kan verdi göz göre göre! Yaş 5-65 demedi, Şehit etti Türkiye’yi!
Gazisi var şehidi, Canını verdi bu vatana! Gerçek bir imanla, Kazandı bu savaşı.
Yenilgiye düştü karşı taraf, Silah bol,iman az. Vatan sevgisi yoktu, Gönülde büyük eksik var.
ÇANAKKALE
Çanakkale özeldir , Ayna gibi güzeldir. Ne kadar şehit verdik, Ama yine biz kazandık. Kaderimizde olurmuydu ulaşmak bu güzel ülkeye, Karadenizden esti geldi . Adı Mustafa Kemal idi, Layık mıyız şimdi biz bu güzel ülkeye. Ey atam rahat uyu,izindeyiz.
Zafer Türküsü
Yaşamaz ölümü göze almayan, Zafer, göz yummadan koşana gider. Bayrağa kanının alı çalmayan, Gözyaşı boşana boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi, Gürleyen sesinle doldur gökleri, Zafer dedikleri kahraman peri, Susandan kaçar da coşana gider.
Bu yolda herkes bir, ey delikanlı, Diriler şerefli, ölüler şanlı! Yurt için dövüşen başı dumanlı, Her zaman bu şandan, o şana gider.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL Çanakkalede otuzbin şehit
Çanakkalede otuzbin şehit, Hepsi bir birbirinden yiğit, Bundan sonrasını tarihler yazar, Çanakkale de analar ağlar.
Derdim derdim garip halim, Kanı içmiş dağlar sanki düşmanım, Ne analar ne bacılar, Çanakkalede zaferler yatar.
Düşman pusu atmış çanakkale yollarına, Yol vermiyor dağlar nice yiğit aslanlara, Yol vermesen küserim yara, Deli gönlüm gitmek ister şanıyla.
Mermiler yağıyordu yağmur gibi yiğitlerimizin üstüne, Ay yıldızlı bir bayrak dalgalanıyordu gök yüzünde, Mekanınız cennet olsun ebediyetde, Çanakkalede şehitler yatar diz dize.
Haydar Turan
18 Mart Çanakkale
Bulutlar sarmıştı her yanı, Kapkara bir geceydi, Yağmur,bardaktan boşalırcasına, Sağnak gibi yağıyordu, Yedi düvelin gemilerinden yükselen, Top,tüfek sesleri, Her yanı inletiyordu, Mustafa Kemalin askerleri, Aslanlar gibi dövüşüyordu, Ve Çanakkale kahramanca, Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden, Mustafa Kemal, Vatanıma ayak basacaksa düşman, Yaşamanın ne gereği var, En son nefer ölünceye kadar, Dövüşeceksiniz aslanlar, Görecek bütün dünya, Ne aslanlar doğururmuş, Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.
Ali Osman Yılmaz Çanakkale ile Atam
Atam senin sayende herşey oldu, Sana minnettarız Atam Çanakkale savaşında Düşmanları yenip Vatanı milleti kurtardın Atam O,düşüncelerine,fikrine, Sevgine,saygına, Cesaretine,yeteneğine, Hayranım Atam
Korularda bülbüllerin rüyası, Açılmayan güller ile süslenir; Odasında yalnız kalan şu esir, Şu genç kızın nedir acab hülyası?
Mavi ipek divanına uzanmış, Yuvasında hasta yatan kuş gibi Sessiz, sakin, hıçkırıyor… Sebebi Söylenilmez, ne acıklı saklayış…
Korularda bülbüllerin rüyası, Açılmayan güller ile süslenir; Odasında yalnız kalan şu esir, Şu genç kızın nedir acab hülyası?
Şu genç kızın bilinmeyen hülyası, Belki şimdi oralarda çarpışan, Oralarda can vererek şan alan Bir isimsiz kahraman…
Yalnızlık
Güneş batmakta… Ovada gecenin Gölgeleri büyür, büyür, sararır… Ağaçlıklar, akan sular bir serin Rüzgar ile dalgalanır, kararır.
Kuşlar ötmez, yuvalar boş, görünmez Bir ışıltı uzaklarda; yazık ben Öksüzüm şimdi bu yolda giderken. Gök bile yıldızlarına bürünmez!
Eski izler, çirkin, korkunç lekeler Kılavuzluk eder. Zavallı atım Şüphelenir bu gidişten ve kişner…
Gece gelir, ıssızlık sanki solur Ve ruhum uyur, uyanır, her adım Atımın nal sadası ninni olur!..
Doğduğum Yer
Buralardan çok uzakta bir köydü! Beyaz, billur bir derecik içinden, Hıçkırırdı, sevinerek geçerken. Kenarında vardı birçok söğüdü…
Ben işte bu söğütlerin susmayan Gölgesinde büyümüştüm. Evimiz Tenha idi; ne yabancı, ne bir iz… Bahçemizdi yakındaki o orman.
Bir ses, “sevin!” derdi gülen rüzgarda, Sevinçlere yoktu orda nihayet. Sanılırdı bu ses gümüş dallarda
Görünmeyen bülbüllerin öğüdü! Doğduğum yer, doğduğum yer… O cennet Buralardan çok uzakta bir köydü!..
Kızılırmağa
Ah, ey Kızılırmak! Ağlıyor musun? Dalgaların coşmuş, bilmiyor durmak, Çöktü yüzbin ocak, anlıyor musun? Ben geldim başına, isterim sormak:
Yüzlerce yıl evvel üstünden geçen Türklerin başına nedir bu gelen? Yasasız kalmışlar serserilikten Kaçmak isterlerse yol verme, sen ak!
Ak, boğulsun kaçan, acıma ona. İster misin yurda baykuşlar kona? Geçmek lazım ise yok mudur Tuna? Geriye bırakma, ak Kızılırmak!
ÖMER SEYFETTİN
Nereye?
Bir kahraman gördüm, gençti, güzeldi. Atlamış maziden binlerce seddi, Kır atıyla sanki canlı bir yeldi. Sordum: “Nereye?” – “Ben giderim” dedi, “Tarif olunamaz bir şana doğru…”
Güneş doğuyordu, maviden sisler, Çiçekler açılmış, ötüyordu her Dalda bir yavru kuş… “Aşk nuru yer yer” “Tutuşurken böyle nereye sefer?” Diye sordum, dedi: “Türkân’a doğru…”
“Yalnızsın yiğidim! Yolda kalırsın, “Maksatların ölür, onulmaz yasın, “Yol gösteren lazım, öne katılsın!” Dedim. “Düşman varsa” dedi, “atılsın, “Yolumun uğradığı Kur’ân’a doğru…”
Sürünce doğuya o kır atını, Kılıçının çarptı taşlara kını, Altun kıvılcımlar bu hoş akını Gaybederken gördüm bu genç taşkını; Dedi: “Uçuyorum Turan’a doğru!..”
Koşma
Ey Türk Genci! Aç gözünü azıcık Etrafına bir dikkat et, gördüğün Hayal değil, hakikattir, pek açık, Pusu kurmuş herkes sana bak bu gün!..
Medeniyyet ateş, demir eliyle Kan taşırtan, yuva yıkan seliyle İlerliyor elektrik piliyle, Yapılır mı uçurumda hiç düğün!
Artık uyan, keyif zamanı değildir, İçtiklerin bade değil, hep zehir, Kuvvetlenip Garb’i korkut ve sindir, Galip gel de, sonra, Türk’üm de öğün!..
Atamızdan bize emanet oldu bu vatan, Onu ebedî yaşatmak boynumuzun borcudur. Bil ki her zaman plân yapıyor düşman, Vatanı korumak boynumuzun borcudur.
İnmesin, göklerde dalgalansın bayrağım, Verilir mi şehit kanıyla sulanmış toprağım? Ölürüm de bırakmam, burası benim yatağım, Sancağı korumak boynumuzun borcudur.
Şerefsiz hayat için, bu toprağı satanlar, Bu milletin içine fesat ruhu katanlar, Bunu bize yakıştırır mı toprakta yatanlar? Türklüğü yaşatmak boynumuzun borcudur.
Tarih okusun ki, mazimiz ne imiş görsün Her bir kötülüğü kalbinden silsin, Düşmanımız, Türk gençliği ne imiş bilsin. Cumhuriyeti korumak boynumuzun borcudur.
Mehmed’im ne söylese hepsi haktır, Cumhuriyetçi gençlikte hile yoktur, Atatürkçü olanda vatan sevgisi çoktur, Vatanı korumak boynumuzun borcudur.
Mehmet SARIOĞLAN ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞI’NDA
Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı Selam durdu kayığı, çaparası, takası, Selam durdu tayfası.
Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman Duman değildi bu Memleketin uçup giden kaygılarıydı.
Samsun limanına bu gemiden atılan Demir değil Sarılan anayurda Kemâl Paşa’nın kollarıydı.
Selam vererek Anadolu çocuklarına Çıkarken yüce komutan Karadeniz’in hâlini görmeliydi.
Kalkıp ayağa ardısıra baktı dalgalar Kalktı takalar, İzin verseydi Kemâl Paşa Ardından gürleyip giderlerdi Erzurum’a kadar.
Cahit KÜLEBİ
19 MAYIS GENÇLİK MARŞI
Bir şerefli milletin şanlı çocuklarıyız. Kalplerimiz, nabzımız, vatan diyerek atar. Ayrılmadan yürürüz, aynı yolda erkek, kız. Ruhumuzda ateş var, göğsümüzde iman var…
Vücudumuz yay gibi, bacaklarımız çevik, Kalplerde cumhuriyet, başımızdadır bayrak, Bir emanet taşırız, Ata’mıza söz verdik. Kuvvetimizi, gücümüzü, kanımızdadır kaynak…
Bilgi ile sporu, yürütürüz atbaşı, Çalışkanlık, çeviklik atalardan mirastır. Türk olmanın amacı kazanmaktır savaşı… Bize ülkü yaraşır, bize hamle yaraşır.
19 Mayıs bizim en kutsal bayramımız. Tarihlerde var mıdır, böyle bir günün eşi ? Bu pınardan içiyor, alıyoruz kuvvet, hız, Bu ocaktan yakıyor bütün gençlik ateşi…
İ. Hakkı TALAS ŞU SONSUZ KOŞU
Samsun’a ayak basmış Kahraman bugün, Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda Davul zurna sesinde şahlanır düğün, Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.
Ata’nın rüyasına gelincikler sun, Emek bahçelerinin güzel gülünü… Biz sonsuz bir sabahtayız… O uyusun, Sevincimiz coşturur O’nun gönlünü.
Nasıl çıkmış bir sabah Samsun’dan yola, Dağlardan dağlara o zafer türküsü, Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola, Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.
Al bayrağın Ankara Kalesi’nde hür, Dalgalanmakta altın bir çağa doğru, Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür, Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.
On dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk, Kiraz mevsimi, gençlik ay’ı, gül ay’ı, Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk, Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı.
Ceyhun Atuf KANSU BU GELEN BANDIRMA VAPURU
Tekmil Anadolu ayakta, Bu gelen Bandırma vapuru. Mustafa Kemâl’in bakışı Göklerden duru. Boz kalpağın hele bir çıkarsın Mustafa Kemâl Altın saçları pırıl pırıl uçuşur rüzgarda. Mustafa Kemâl’in elbisesi Rütbesiz, nişansız… Ve avuçlarında Kaderi yazılmış Türkiye’nin. Karadeniz sereserpe uzanmış önünde Bandırma vapuru yavaş yavaş yol alır, Gazi Anadolu divan kurmuş bekleşir Mustafa Kemâl geliyor. Vapur yaklaşır, yaklaşır; Secde eder dağlar taşlar. Selam verir Gazi Anadolu’m; Bandırma vapurunun içinde. Güneşten süt emmiş Bir sarışın kahraman var. Mustafa Kemâl, ölümsüz kahraman, Sen Samsun’a ayak bastığın an, Al bir bayrak gibi açılıp rüzgarınla, Dalgalandı vatan.
Özker YAŞIN RENKLERDE 19 MAYIS
Ak 19 Mayıs ak Mustafa Kemal Samsun’a çıkacak. Al 19 Mayıs al Sivas’ta Mustafa Kemal… Yeşil 19 Mayıs yeşil Çimenlerde çocuklar oynaşır.
Mavi 19 Mayıs mavi Ordular hedefimiz uygarlık, ileri. Mor 19 Mayıs mor Sonrasını anlatmak zor.
Sarı 19 Mayıs sarı 10 Kasım’da bayraklar yarı. Ak 19 Mayıs ak Atatürk vatan, Atatürk bayrak.
Pembe 19 Mayıs pembe, Atatürk aklım sende. 19 MAYIS’TA DÜŞÜNCELER
Sen, geceyi gündüze katan Kaputa sarınıp karda yatan Sen, müstesna ölümsüz kahraman Çanakkale’nin çelik kalesi Sen, düşmandan kaçılmaz, diyen Bir avuç, cephanesiz, keşif koluyla Dağ gibi zırhların karşısında duran Duru durup, Dumlupınar’da Turnayı gözünden vuran Çarıksız, tüfeksiz, ekmeksiz Kağnıyla, Ayşeyle, Fatmayla Ordulara Akdeniz’i gösteren Senin yolundayız bugün de… Yorulmaz Usanmayız Yenilmeyiz, dönmeyiz Senden aldık ışığımızı, Gökte bile kalmasa bir kıvılcım Yine sönmeyiz. Gözlerin güneş bize, Sözlerin ateş bize, Bir kavuşturdun sevdiğimize, Hürriyet, vatana. Bugün 19 MAYIS Senin yolundayız. Dönmeyiz bir adım sağa, sola, Dönmeyiz bir adım geri. Hep aynı heyecanla görüyoruz seni At üstünde, Parmağın ufukta Ordular, Hedefiniz Akdeniz’dir, İleri! Hep böyle görüyoruz seni, Hep aynı heyecanı taşıyoruz, Hep aynı heyecanla 9 Eylül’de İzmir’e girer gibi Yaşıyoruz. Hep dev gibiyiz Hep aslan gibi, Şimdi hep senin gibiyiz. Kimse yan bakamıyor artık bize, Hattı müdafaa yok, Sathı müdafaa var. Edirne’den Kars’a, İzmir’den Rize’ye kadar Akdeniz’den Karadeniz’e, Yalın kılıç, Kükremiş, Bekliyoruz. Bugün elle tutuyor, gözle görüyoruz Yurtta sulh, cihanda sulh” dediğini. Dumlupınar’da yatıyor şehitler, Her gün gidip geliyoruz Senden onlara mekik dokuyoruz. Silah çatıyor, süngü takıyoruz… 19 Mayıs’ta Samsun’a çıktığın gibi heyecanla Her yıl okuldan çıkıyoruz. Biz de sen olduk şimdi Her köyde, her okulda, her fabrikada Cumhuriyeti emanet ettiğin GENÇLİK VAR!…
O GELİYOR
Yıl 1919 Mayıs’ın on dokuzu. Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını Yeryüzüne can veren, Cana heyecan veren Al yüzlü Oğan güneş. Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar ? Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu. Uyanın Samsunlular! Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını Al yüzlü Oğan güneş. Bugün Çaltıburnu’ndan gülerek doğan güneş.
Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu. Uyanın Samsunlular. Uyumak ölüme eş. Diriltir ruhunuzu, Ufukta bir gemi var. Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor ? Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ? Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü ! İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır. Kurulacak yarını düşünen baş geliyor. Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü. Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.
Yıl 1919 Mayıs’ın on dokuzu. Ufukta duran gitgide yaklaşıyor. Sanki harlı bir ateş Yakıyor ruhumuzu. Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor. Üzülmemek elde mi ? Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.
O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak, O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi, Gizli inleyen her yürek canlanacak. Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi. Gittikçe büyükleşen Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz. Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz. Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel
Celal Sahir EROZAN
BİR KURTULUŞ DESTANI
Osmanlıydı bir zaman tarihler yazan, Dört bir yana kök salmış, kükreyen aslan.
Asırlarca yaşadı, nesil geçti aradan, Zayıfladı kuvvetçe, dediler “hasta adam”.
Asiler çıktı, Osmanlıya başkaldıranlar, Fitneyle parçaladı hain düşmanlar.
Küçüldü topraklar savaşlarda bir yandan, Atmak istediler Türk’ü Anadolu’dan.
Bir inançla gürledi, yüce Türk milleti, Önder seçti kendine Mustafa Kemal’i.
Millet birlik oldu, koştu düşman üstüne, Nice canlar verildi, Maraş, Urfa, Antep’te.
Cephelerde Mehmetçiğin Allah sedası, Temizlendi düşmandan güney, doğu, batısı.
Ay ve yıldız dalgalandı akan kanlar üstüne, Ve ölümsüz marşımız doğdu Mehmet Âkif’le.
Büyük harpler yaşadı bu vatan, bu topraklar, Yine de bir nebze susmadı gök kubbede ezanlar.
Büyük Ata önder oldu, açtı Millet Meclisi, Daha sonra kuruldu Milletin İradesi.
Binlerce şehidiyle aldı, Türk milleti vatanı, Tarihe şerefiyle yazıldı, bu Kurtuluş Destanı.
Bu Kurtuluş Destanı’dır kuşak boyu sürecek, İlelebet, yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecek
Erdoğan GÜNEŞ 19 MAYIS TÜRKÜSÜ
On dokuz Mayıs, En yüce bayram. Bize armağan, Bıraktı Ata’m.
Sağız vatanca, Kafamız zinde, Tek bir kitleyiz, Ata izinde.
Ata’yı sevmek, Kutsal ülkümüz, O’na benzemek, Coşkun türkümüz.
Ata her yerde, Yol gösteriyor, Koşun güzele, Bilime diyor.
Samsun’a O’nun, Çıktığı bugün. Vatanda düğün, Çocuğum övün!
İstiklal Marşının Açıklaması Kısaca 10 Kıta Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak
Mehmet Akif Türk milletine cesaret,ve tahammül aşılamak için ve onda bulunan duyguları harekete geçirmek için şiirine korkma sözüyle başlıyor. Bayrak bir milletin bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın sönmesi türk milletinin istiklalini kaybetmesidir. Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor. O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden türk istiklal ve bağımsızlığını yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz.
Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse yok edemez.
Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal… Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal!
Şair ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki kırgın, küskün, öfkeli halini dile getiriyor. Türk vatanının bazı parçaları, işgal edilmiştir. Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız indirilmiş yerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak öfke halini ifade eder. Kaş ayrıca edebiyatımızda hilale benzetilir. Sevgilinin kaşları daima hilal şeklinde gösterilmiştir. Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman türk milletini üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği gülen bir bayraktır.
Türk bayrağının gülmesi göklerde dalgalanmasıdır. Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milletide özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir. Bu milletimizin en doğal hakkıdır. Çünkü türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna pek çok kan dökmüşlerdir. Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp göklerde dalgalanması gerekir. Türk milleti daima Allah’a inandığı ve taptığı için özgürlük onun hakkıdır.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım
Şair “ben” diyor.(Ancak kast ettiği mana aslında bizdir türk milleti adına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır,hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak isteyen ancak çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir. O; böylesine yüce bir amaç için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, “Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan avrupalılara meydan okuyor. 20. asrın başında avrupa medeniyeti 19.yy. deki görkeminden oldukça uzaktır. O sebeple şair bayıyı tek dişi kalmış canavara benzetiyor. Ancak avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır. Avrupalı kendini çelik zırhla korurken mehmetçik ona iman dolu altın göğsüyle karşılık vermektedir.
Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakın. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın… Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın
Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canını feda etmesini öneriyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca akına son vereceği Allah’ın Türk milletine Kuran-Kerimde vaad ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır.
Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı: Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Şair Türk ordusuna vatanın kutsallığını hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır. Kısacası sıradan bir toprak büyük bir değer taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır. Bu kutsal vatanı dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın dünyanın her yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanımız üzerindedir.
Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanların ruhu dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır. Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Canımızdan çok sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin.
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli
Allah’a şair hitap ediyor. Mehmet Akif’in Allah’tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir.
O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşım, Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım; O zaman yükselerek arşa değer belki başım
Ezan sesleri yurdumuzun üstünde inledikçe şehitlerimizinde ruhları şaad olacaktır. Ezan sesi sadece yaşayanlara değil, ölülere hatta onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir anlam taşır. Şehit atalarımızın her şeyden arınmış ruhları yerden fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir.
Dalgalan sen de şafakalar gibi ey şanlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal: Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!
Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyamaktadır. Türk milleti yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur. Atrık onun için yok olma korkusu kalmamıştır. Bayrağımız şehitleri mizin kanlarını hak etmiştir. Bağımsızlık Allah’a tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdır.
korkma sönmez bu safaklada v yüzen al sancak v sönmeden yurdumun üstünde v tüten en son ocak o benim milletimin v yıldızıdır parlayacak o benimdir v o benim milletimindir ancak
çatma kurban olay1m v çehreni ey nazl1 hilal v kahraman 1rk1ma bir gül ne v bu siddet bu celal sana olmaz dökülen v kanlarımız sonra helal hakkıdır v hakka tapan milletimin istiklal.
-Seven bir kadın için sevdigi erkeğin yüzü, ona tıpkı denizin denizciye gorundugu gibi görünür. HONORE DE BALZAC
– Bir kadın, eğer bir erkek onun eline düşmeden once kucağına düşebilseydi daha cazibeli olurdu. AMBROSE BIERCE
-Modası hiç geçmeyen birkaç şeyden biri de dişi bir kadındır. RALSTON -Tanrı, kadınları Ağzı laf yapan yakışıklı erkeklerden korusun. HONORE DE BALZAC
-Kadınların erdemi, erkegin en buyuk keşfidir. CORNELIA OTIS SKINNER -Bir kadına güzel oldugunu söylemeyin, ona baska bir kadının onun gibi olamadığını söyleyin ve göreceksiniz ki bütün kapılar size açılacak.JULES RENARD
Güzel bir kadın, görenleri kibarca Çıldırtan bir resim gibidir. RALPH WALDO EMERSON Zeki bir kadın hazinedir. Güzel ve zeki bir kadın güçtür. GEORGE MEREDITH
-Bir kadının yüzündeki ifade, üzerindeki giysiden çok daha önemlidir.DALE CARNEGIE – Bir kadın için şöyle bir bakılmak bile gözden kaçırılmaktan daha iyidir. MAE WEST
Eger bir kadin yeterince hirsli, kararlı ve yetenekliyse, yapamayacagi hic bir sey yoktur. HELEN LAWRENSON Dünya kadınsız varolamaz. Gelecek bizim elimizde. JOAN COLLINS
-Kadınlar bütün dünyada ikinci sınıf yaratık olarak görülürler ama dünyayı bir arada tutanlarda onlardır. PAM BROWN
– Kadınlar insanlara daha yumuşak davranır. Biz insanlara çocuk eldivenleriyle dokunuruz. SHIRLEY CAESAR
-Kadınlar başarılarını elde ettikleri zenginliklerle degil, çevrelerinde biriktirdikleri sevgiyle ölçerler.LINDA MCFARLANE
-Kadınlar omuz omuza sıralandıklarında aradan kimse gecemez. LINDA MCFARLANE
– Kahraman erkekler nasıl da yakıp yıktılar. Kahraman kadinlar nasil da hayata döndürdüler. PAMELA DUGDALE – Kadın tam bir dairedir. İçinde yaratma, besleme ve dönüştürme güçleri vardır.. DIANE MARIECHILD
Tugbam sitesinde en güzel Hoş Sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Hoş Sözler
-Eğer Sevgi Üretmiyora Yüreğiniz Başarılı Bir Üretici Değilsiniz
-Sesini Değil Sözünü Yükselt, Yağmurdur Zambağı Büyüten Gökgürültüsü Değil
-Hiç Bir İşi İmkansız Diyerek Bırakma; Ertesi Gün Başkalarının O İşi Başarırken Çıkardığı Gürültüyle Uyanırsın
-Gücünüzden Şüphe Ederseniz Şüphelerinize Güç Vermiş Olursunuz
– Eğer Camlarınız Kirliyse Manzarayı Ne Kadar Değiştirirseniz Değiştirin Görüntü Aynı Kalır
-Kaderimse Çekerim, Çilemse Güler Geçerim..!
– Eğer ßir Yerde Küçük Adamların ßüyük Gölgeleri Oluşuyorsa, Orada Güneş ßatıyor Demektir.
-Biz Bu Alemde Çaydanlığa Kan Koyar ßıçakla Karıştırırız Dost Deriz Can Veririz Ancak Dost Unutunca Ölürüz..!
-O Kız ßeni Aşar Çünkü Yasak Kelıme Delikanlı Adam Manitasızda Yaşar
-Sonunu Düşünen Kahraman Olamaz
-Sen İmkansızsın, Sensizlik İmkansız, Aşk İmkansız..
-Çemberin En Dışında, En Çıkmaz Sokaktayım..
-Gecenin En Siyahında, Umudun Bittiği Yerdeğim.. Köşeyi Dönsem Ölüm, Düz Gitsem Hayat.. Gölgeler İçindeyim.. Herşey Başlar Biter,Ben Hep Sende Bittim..
Her Tuzluğum Var Diyene Hıyarla Yetişmedim Yeldeğirmenlerine Karşı Don Kişot’çuluk Oynamaya Çalışan İmitasyon Kahraman..!!
-Ağrı Dağı’na Tek Elle Amuda Kalkarak Çıkmaya Çalışan Tek Gözü Kör Dede..!!
_Ben Sana Yanarken Şimdi… Sen Kimbilir Nerede Üşüyorsun!
_Sevmek Ölmektir Bence , Ben De Sevmistim Ölmeden Önce
_Bakma Kızınca Sana Gurur Yaptığıma , Aşk Dolanır Seni Görünce Ayaklarıma
_Her Seven Adsız Bir Kahramandır, Unutma Ki; İnsan Sevebildiği Kadar İnsandır.
_İnsanlara Söz Dinletemiyorsan Taktik Değiştir, Onları Tehdit Et.
_Sokak Arssı Gezinti Alanı Değildir.
_Yıkılmadım, Ayaktayım, Dikine Gömün Beni
-Ben Seni Dün Sevmedim Çünkü Dün Bitti Ben Seni Bugün Sevmedim Çünkü Bugün Bitecek Ben Seni Yarın Sevdim Çünkü Yarınlar Hiç Bitmeyecek…
-Bana Seni Seviyorum Dediğin Zaman Bu Yalan Bile Olsa Bu Yalanı Dunyanın Bütün Gerceklerine Değişmeye Hazırım(Kuçuğume)
-Aşk İnsanın Hem Dostu Hemde Düşmanıdır. İnsanı Onun Gibi Yıkan,Onun Gibi Sevindiren Birşey Daha Yoktur Hayatta.
-Dünde Bugünde Yarında Yüreginde Yüregin Kadar Yanındayım Kendini Yalnız Hissettiginde Elini Yüregine Koy Ben Hep Ordayım
-Ay Işığının Aydınlattığı Bir Kumsala Küçük Bir Dal Parçasıyla Seni Seviyorum Yazmak İsterdim Ama Sen Hırçın Bir Dalga Olup Silersin Diye Yazmaktan Korktum!!!
-Mevsim Ağlıyor Bugün, Özlüyor O Aydınlık Günlerini, Ayrılıyor Yapraklar Ağaçlardan Bir Hasret Rüzgarıyla. Bana Eylül’ü Yaşatma Ey Sevgili!!
-Buruk Bir Duygu Yuklenirse Yuregine, Gøzlerin Zaman Zaman Dalarsa Uzaklara, Kulaklarin Zamansiz Deli Gibi Cinlarsa, Bilki Bir Yerlerde Deli Gibi Özlenmissindir.
-Bir Umut Kusu Ciz Yuregime Beyaz Olsun Tuyleri Kalbin Kadar Temiz Olsun Bır Kanadı Senın İcin Diger Kanadıda Sevdigin İcin Cırpsın
-Aşkların En Soylusu Birken Birçok Olandır Sevginin En Güzeli Paylaşılan Emektir Aşkların En Soylusu Birken Birçok Olandır Çıkarsız Ve Sınırsız Paylaşılan Yürektir
-Deli Bir Yagmur Olsam Seni Yagdıgım Yerler Kadar Severdim. Deli Bir Rüzgar Olsam Seni Estigim Yerler Kadar Severdim. Ama Ben Sadece Deliyim Ve Seni Aldıgım Her Nefes Kadar Çok Seviyorum !!!!
-Güzelsin, Şirinsin, Şahanesin. Çektiğim Çileme Tek Bahanesin. Melek Mi? Şeytan Mı? Bilmem Ki Nesin. Tuzaktan Tuzağa Atsan Da Olur Ben Seni Seviyorum Sen Sevmesende Olur.
-Duyuyorum Sana Dokunmanın Ezikliğini Ve Düşünüyorum Aşık Olmanınrezilliğini İnan Yanındayken Çekiyorum En Çok Hasretini!!!
-Aşkım Var Dağlar Bilemez, Sevgim Var Kimsenin Aklı Alamaz, Birde Sen Varsın Ya Bir Tanem Dünyada Kimse Böyle Sevemez…
-Bir İlk Gibi Yaşayacağım İçimde,Kalan Son Sevgi Parçasını Seninle, Sakın Ayrılmayalım Aşkım Ölsem Bile Ellerinde…
-Umutsuzluğa Kapıldığın Zaman Gökyüzüne Bak ! Mutlaka Seni Karşılayacak Sıcak Bir Güneş, Deli Bir Yağmur Yada Parlak Bir Yıldız Vardır!
-Hayatta Yasamanın 2 Yolu Vardır 1.Hiçbirseyin Mucize Olmadığını Düşünmek 2.Herseyin Bir Mucize Olduğunu Düşünmek (Albert Einstein)
-Hayat Yaşandığı Kadar Vardır.
-Hayat Bahçemizin Çiçekleridir Dostlar,Sevgi Ve Gülücükle Sulanmazsa Kururlar…….
-Hayat Öyle Bır Hocadır Kı,Ders Vermeden Imtıhan Yapar.
-Büyüme Bebek Büyüme Hayatın Çırkınlıklerını Barı Sen Görme
-Günesin Güzel Yüzü Yüreğine Dokunsun Kabuslar Senden Uzakta Melekler Başucunda Olsun Güneş Öyle Bir Günde Doğsun Ki Bütün Duaların Kabul Olsun
– Bu Dünya Yalancı Bir Dünyadır, Gözleri Görmeyen Aşık Olandır, Gördüklerimizin Hepsi Yalandır, Allahim Bu Yolcuyu Uyandır.
– Eğer Kişi,Hem Akilli Hem De Çalışkan İse Takdir Et.Akilli Değil,Çalışkan İse Dikkat Et.Akilli Olup Tembel İse İkaz Et. Hem Akilsiz Hem De Tembel İse Imha Et.
– Sana Meleklerin Kıskanacağı Kadar Mutluluk, Tıbbin Şaşıracağı Kadar Sağlık, Tarihin Yazamayacağı Kadar Basari, Kimsenin Göremeyeceği Kadar Sevgi Yolluyorum.
-Aile Nedir, Aile Her Fırtınada Sığına Bileceğin Tek Limandır.
– Hayal Kur, Ne Hayal Kurmak İstersen… Gez, Nereye Gitmek İstersen… Ol, Ne Olmak İstersen…. Çünkü Senin Bir Tane Hayatin Olacak Ve Sadece Bir Sansın Var Bütün Bunları Yapabilmek İçin…
– Hayat Yasandıgı Kadar Vardır. Gerısı Ya Hafızalardakı Hatıra Ya Hayallerdekı Ümıttır.
– Dertlerin Kum Tanesi Kadar Küçük Sevinçlerin Ve Mutlulukların Nisan Yağmuru Kadar Bol Olsun
– Sararan Yaprakların Rengını Solan Çıçeklerın Güzellıgını Hıç Bır Sey Gerı Getıremez Fakat Herseye Ragmen Bu Hayat Hıçmıhıç Üzülmeye Degmez.. Yiğitlik Vurmakla, Ağalık Vermekle Olur”
-Ceplerde Resmimiz Alemde İsmimiz”
-Kır Kalbimi Gönlün Olsun.. Al Her Şeyi Gözün Doysun.. Şimdi ßaşka Kollardayım ßu Da Sana Kapak Olsun.
-Dünyada Hiç Kimseye Güvenme Çünkü ßeyaz Gülün Bile Gölgesi Siyahtır
Tugbam sitesinde en güzel Kadınları Öven Sözler sizler için hazırlandı . Buyurun Kısa Kadınları Öven Sözler kadınları öven özlü sözler kadınları öven güzel sözler Bayanlara en güzel övgü sözleri kadınları yücelten sözler
♥ Guzel bir kadin, gorenleri kibarca cildirtan bir resim gibidir. » RALPH WALDO EMERSON
♥ Zeki bir kadin hazinedir. Guzel ve zeki bir kadin guctur. » GEORGE MEREDITH
♥ Bir kaninin yuzundeki ifade, uzerindeki giysiden cok daha onemlidir. » DALE CARNEGIE
♥ Bir kadin icin, soyle bir bakilmak bile gozden kacirilmaktan daha iyidir. » MAE WEST
♥ Eger bir kadin yeterince hirsli, kararli ve yetenekliyse, yapamayacagi hic bir sey yoktur. » HELEN LAWRENSON
♥ Dunya kadinsiz varolamaz. Gelecek bizim elimizde. » JOAN COLLINS
♥ Kadinlar butun dunyada ikinci sinif yaratik olarak gorulurler, ama dunyayi bir arada tutanlarda onlardir. » PAM BROWN
♥ Kadinlar insalara daha yumusak davranir. Biz insanlara cocuk eldivenleriyle dokunuruz. » SHIRLEY CAESAR
♥ Kadinlar basarilarini elde ettikleri zenginliklerle degil, cevrelerinde biriktirdikleri sevgiyle olcerler. » LINDA MCFARLANE
♥ Her zaman suna inandim: Bir kaninin basarisi baska bir kadinin basarisini hazirlar. » GLORIA VANDERBILT
♥ Kadinlar omuz omuza siralandiklarinda aradan kimse gecemez. » LINDA MCFARLANE
♥ Kahraman erkekler nasil da yakip yiktilar. Kahraman kadinlar nasil da hayata dondurduler. » PAMELA DUGDALE
♥ Kadin tam bir dairedir. Icinde yaratma, besleme ve donusturme gucleri vardir. » DIANE MARIECHILD
Seven bir kadin icin sevdigi erkegin yuzu, ona tipki denizin denizciye gorundugu gibi gorunur. » HONORE DE BALZAC
♥ Bir kadin, eger bir erkek onun eline dusmeden once kucagina dusebilseydi daha cazibeli olurdu. » AMBROSE BIERCE
♥ Modasi hic gecmeyen birkac seyden biri de disi bir kadindir. » RALSTON
♥ Tanri, kadinlari agzi laf yapan yakisikli erkeklerden korusun. » HONORE DE BALZAC
♥ Kadinlarin erdemi, erkegin en buyuk kesfidir. » CORNELIA OTIS SKINNER
♥ Bir kadina guzel oldugunu soylemeyin; ona baska bir kadinin onun gibi olamadigini soyleyin ve goreceksiniz ki buun kapilar size acilacak. » JULES RENARD