Posts Tagged ‘pırıl’

Aşkın Acı Hali

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aşkın Acı HALİ

Tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak…
Evinin, seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin…
Sokağa fırlayacaksın…
Sokaklar da dar gelecek…
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi…
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü…
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin…
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan…
“Önemli olan sağlık.”
“Yaşamak güzel.”
“Boş ver, her şey unutulur.”
Sen hiçbirini duymayacaksın…

Gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin…
Ondan, ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek
isteyecek kadar çok seveceksin…
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin…
“ölüme çare bulundu” ya da “yarın kıyamet kopacakmış” deseler başını
kaldırıp “ne dedin?” diye sormayacaksın…

Yalnız kalmak isteyeceksin…
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…
İkisi de yetmeyecek…
Geçmişi düşüneceksin…
Neredeyse dakika dakika…
Ama kötüleri atlayarak…
Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin…
Gittiğin yerlere gitmek…
Bu sana hiç iyi gelmeyecek…
Ama bile bile yapacaksın…
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın…
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin…
Hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin…
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin…
Herkesi ona benzetip…
Kimseyi onun yerine koyamayacaksın…
Hiç bir şey oyalamayacak seni…
İlaçlara sığınacaksın…
Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan…

Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren…
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek…
Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin…
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak…
Sabahı iple çekeceksin…
Bazen de “hiç güneş doğmasa” diyeceksin…
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler…
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin…
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin…
nafile…

Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek…
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin…
Her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin… Telefonun çalmasını bekleyeceksin…
Aramayacağını bile bile…
Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek…
Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla…
Yüreğin burkulacak…
Canın yanacak…
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin…
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden…
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın…
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefretedeceksin…
Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin…
Onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…
Ama bir umut…
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu…
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak…
Gel gitler içinde yaşayacaksın…
Buna yaşamak denirse…
Razı mısın bütün bunlara…?
Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye…?
O halde aşık olabilirsin

Aşkın Tarifi

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak….
Evinizin sizi içine sığdırmayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz…
Sokağa fırlayacaksınız..
Sokaklarda dar gelecek..
Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi…
Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü…
Kendinizi taşıyamayacak kadar büyüyecek,
Bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz…
Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan…
‘ Önemli olan sağlık.’
‘ Yaşamak güzel !’
‘Boş ver her şey unutulur.’
Siz hiçbirini duymayacaksınız..
Göz yaşlarınızdan etrafı göremeyecek hale geleceksiniz…
O’ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek,
az sonra
kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz…
hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz…
‘Ölüme çare bulunda’ ya da
‘ yarın kıyamet kopacakmış !’ deseler
başınızı kaldırıp
‘ne dedin?’ diye sormayacaksınız…
Yalnız kalmak isteyeceksiniz..
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…
İkisi de yetmeyecek,
Geçmişi düşüneceksiniz…
Neredeyse dakika dakika
Ama
Kötüleri atlayarak…
Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz…
Gittiğiniz yerlere gitmek…
Bu size hiç iyi gelmeyecek ama
Bile bile yapacaksınız…
Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğinizi söyleyecek olsa,
Kaçacaksınız..
Aslında kurtulmak istediğiniz halde,
O acıyı yaşamak için
Direneceksiniz…
Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek
İsteyeceksiniz..
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz…
Herkesi ona benzetip,
Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız…
Hiçbir şey oyalayamayacak sizi..
İlaçlara sığınıcaksınız…
Birkaç saat kafanızı bulandıran ama
Asla onu unutturmayan…
Sadece bir müddet buzlu camın arkasından
Seyrettiren…
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek..
Boğazınız düğümlenecek,
Dinlenemeyeceksiniz…
Uyumak zor, uyanmak kolay
Olacak…
Sabahı iple çekeceksiniz…
Bazen de ‘ hiç güneş doğmasa !’
Diyeceksiniz…
Ne geceler rahatlatacak sizi,
Ne gündüzler..
Ölmeyi isteyip ölemeyeceksiniz…
Belki çivi çiviyi söker diye
Can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz…
Nafile!
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek..
Rüyalar göreceksiniz…
Gerçek olmasını istediğiniz…
Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz..
Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz…
Aramayacağını bile bile…
Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek..
Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla…
Yüreğinizi burkulacak…
Canınız yanacak..
Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz..
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek
İçinizden..
Onun sesini bir kez daha duymak için
Yanıp tutuşacaksınız…
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için
Kendinizden nefret edeceksiniz…
Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz…
onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…
Ama bir umut..
Onunla bir gün bir yerlerde karşılaşma umudu..
Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak…
Gel gitler içinde yaşayacaksınız..
Buna yaşamak denirse…

Ümit Yaşar Oğuzcan Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

BEN EYLÜL SEN HAZİRAN

Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar

Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım

Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde

Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık

Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara

Aşık Olmadan Önce Bir Düşün

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark
edeceksin…
Sokağa fırlayacaksın…
Sokaklar da dar gelecek…
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi…
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü…
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin…
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan…
“Yasamak güzel.” “Bos ver, her şey unutulur.”
Sen hiçbirini duymayacaksın…
Gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin…
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksin… Hep ondan bahsetmek isteyeceksin…
“Ölüme çare bulundu” ya da “Yarın kıyamet kopacakmış” deseler
başını kaldırıp Ne dedin?” diye sormayacaksın…
Yalnız kalmak isteyeceksin… Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…
İkisi de yetmeyecek…
Geçmişi düşüneceksin…
Neredeyse dakika dakika…
Ama kötüleri atlayarak…
Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin…
Gittiğin yerlere gitmek…
Bu sana hiç iyi gelmeyecek…
Ama bile bile yapacaksın…
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese,
kaçacaksın… Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yasamak için
direneceksin… Hayatinin geri kalanını onu düşünerek geçirmek
isteyeceksin. Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin…
Herkesi ona benzetip…
Kimseyi onun yerine koyamayacaksın…
Hiçbir şey oyalamayacak seni…
İlaçlara sığınacaksın…
Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan.
Sadece bir müddet buzlu camin arkasından seyrettiren…
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek… Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin…
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak… Sabahı iple çekeceksin…
Bazen de “Hiç güneş doğmasa” diyeceksin…
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler…
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana
sarılmak isteyeceksin Nafile… Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek…
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin…
Her sıçrayarak uyandığında onun adini söylediğini fark
edeceksin… Telefonun çalmasını bekleyeceksin…
Aramayacağını bile bile…
Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek…
Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla… Yüreğin burkulacak…
Canin yanacak…
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin…
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden…
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın…
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için nefret
edeceksin… Yasadığın şehri terk etmek isteyeceksin…
Onunla hiçbir aninin olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…

Ama bir umut…
Onunla bir gün bir yerde karsılaşmak umudu…
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak…

Gel gitler içinde yasayacaksın…
Buna yasamak denirse…
Razı mısın bütün bunlara…
Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye…

O Halde Aşık Olabilirsin

Can DÜNDAR …

Çocuklara Kıymayın Efendiler..

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Çocuğun gördüğü düştür barış.
Ananın gördüğü düştür barış.
Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış.

Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba
elinde yemiş dolu bir sepet;
ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak bir testi gibi
ter damlalarıyla alnında…
barış budur işte.

Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman,
ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara,
yangının eritip tükettiği yüreklerde
ilk tomurcukları belirdiği zaman umudun,
ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, kaygı duymaksızın artık,
boşa akmadığını bilerek kanlarının,
barış budur işte.

Barış sıcak yemeklerden tüten kokudur akşamda
yüreği korkuyla ürpertmediğinde sokaktaki ani fren sesi
ve çalınan kapı, arkadaşlar demek olduğunda sadece.
Barış, açılan bir pencerden, ne zaman olursa olsun
gökyüzünün dolmasıdır içeriye.

Bir tas sıcak süttür barış ve uyanan bir çocuğun gözlerinin önüne tutulan kitaptır.
Başaklar uzanıp, ‘ışık! ışık! ‘ diye fısıldarken birbirlerine!
Işık taşarken ufkun yalağından.
Barış budur işte.
Kitaplık yapıldığı zaman hapishaneler
geceleyin kapı kapı dolaştığı zaman bir türkü
ve dolunay, taptaze yüzünü gösterdiği zaman bir bulutun arkasından
cumartesi akşamı berberden pırıl pırıl çıkan bir işçi gibi;
barış budur işte.

Geçen her gün yitirilmiş bir gün değil de
bir kök olduğu zaman
gecede sevincin yapraklarını canlandırmaya.
Geçen her gün kazanılmış bir gün olduğu zaman
dürüst bir insanın deliksiz uykusunun ardısıra.
Ve sonunda hissettiğimiz zaman yeniden
zamanın tüm köşe bucağındaki acıları kovmak için
ışıktan çizmelerini çektiğini güneşin.
Barış budur işte.

Barış ışın demetleridir yaz tarlalarında,
iyilik alfabesidir o, dizelerinde şafağın.
Herkesin ‘kardeşim’ demesidir birbirine, ‘yarın yeni bir dünya kuracağız’ demesidir;
ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle.
Barış budur işte.

Ölüm çok az yer tuttuğu gün yüreklerde,
mutluluğu gösterdiğinde güven dolu parmağı yolların,
şair ve proleter eşitlikle çekebildiği gün içlerine
büyük karanfilini alacakaranlığın…
barış budur işte.

Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların
sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın.
Barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir.

Ve toprakta derin izler açan sabanların
tek bir sözcüktür yazdıkları:
Barış.
Ve bir tren ilerler geleceğe doğru
kayarak benim dizelerimin rayları üzerinden
buğdayla ve güllerle yüklü bir tren.
Bu tren barıştır işte.

Kardeşler, barış içinde ancak
derin derin soluk alır evren.
Tüm evren,
taşıyarak tüm düşlerini.
Kardeşler, uzatın ellerinizi.

Barış budur işte…

Nazım Hikmet

İzmir ilgili şiir şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İzmir Şiirleri
İzmir Konulu Şiirler
İzmir İle İlgili Şiirler


İzmir Üzerine

İlk kurşun anıtın inan şahane
Güzelliğine kimse bulamaz bahane
Bayraklı, Eşrefpaşa, Basmahane
Egenin incisi sensin ey İzmir

Taş surlu kadife kalen ayakta
Şehit kanı vardır bu bayrakta
Efemin naşıda bu toprakta
Egenin incisi sensin ey İzmir

Atam ki yunanı denize sende döktü
Söyle Türkün bileğini kim büktü
Söyle dağlarına duman mı çöktü
Egenin incisi sensin ey İzmir

Meryem ana koynunda yatıyor
Efes ki güzelliğine güzellik katıyor
Sende akşam güneşi farklı batıyor
Egenin incisi sensin ey İzmir

Denizin ki pırıl pırıl parlıyor
Kaptanların konağına gemileri bağlıyor
Sularında balıkların çağlıyor
Egenin incisi sensin ey İzmir

Fuarın ki dünyada yok bir eşi
Bu şehrin bir başkadır güneşi
Burada gör insanı, dostu, kardeşi
Egenin incisi sensin ey İzmir

İzmir ki turistlere duraktır
Kışları ılıman, yazları ne de kuraktır
Verimlidir toprakları, ne de çoraktır
Egenin incisi sensin ey İzmir

Seni görmeyen bu vatanı gezmemiştir
İzmirlim senden başkası şu yunanı ezmemiştir
Hangi ressam seni çizmemiştir
Egenin incisi sensin ey İzmir

İzmirim ki şehitlerin yurdudur
Karşıyaka, kordonboyu aşıkların yoludur
Bu serdar da Allahın bir kuludur
Egenin incisi sensin ey İzmir

İZMİRLİ KIZ

Çiçek gibi kokuyorsun
Ateş gibi yakıyorsun
Nede güzel bakıyorsun
Ceylan gözlü İzmirli kız.

Sevda sende aşklar sende
Mecnun gibi oldum bende
Biran olsun görmeyende
Deliriyom İzmirli kız.

Yetti gayri bu kadar naz
Aylar geçti bak geldi yaz
Dilimde söz elimde saz
Aşık oldum İzmirli kız.

Kordununda fuarında
Heykelinde meydanında
Şu izmirin dört yanında
Eleleyiz İzmirli kız.

Adıyaman şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Adıyaman şiiri
Adıyamanla ilgili şiirler

Adıyaman

Figan eder Mahmut gurbet ellerde,
Uyan Adıyaman duy Adıyaman…
Sevdam türküm gezer bütün dillerde,
Uyan Adıyaman duy Adıyaman…

Kanımla sulandı güzel toprağın,
Canımla kardeşti ovanla dağın,
Hani havan suyun nerede bağın?
Uyan Adıyaman duy Adıyaman…

Körler yüreğimin gördü narını,
Sağır bile duydu ahu zarını,
Unutma toprağım evlatlarını,
Uyan Adıyaman duy Adıyaman…

Baykuşlar mı kondu toprak taşına?
Kargalar mı daldı ekmek aşına?
Söyle neler geldi senin başına?
Uyan Adıyaman duy Adıyaman…

Cantekin der; dinle benim sesimi,
Gurbette tüketme son nefesimi,
Canım seni ister bil hevesimi,
Uyan Adıyaman duy Adıyaman…

Mahmut Cantekin

Bura Adıyamandır

Pırıl , pırıl bir nehir
Her taraf sahra, mesir
Sultanlara ilk mehir
Eski bir antik şehir.
Bağlar baran barandır
Bura Adıyaman’dır.

Her yan petrol kulesi
Yörenin birincisi
Eski Kahta kalesi
İlk çağların incisi
Dağlar duman dumandır
Bura Adıyaman’dır.

Foklorün de davullar
Evlerinde avlular
Çiçeklerde arılar
Kirazı var, narı var
Yiğit harman harmandır
Bura Adıyaman’dır

Besni’de fıstık üzüm
Sucuklar düzüm düzüm
Gölbaşı gurbet yüzüm
Sevenlere ilk sözüm
Sevda derde dermandır
Bura Adıyaman’dır.

Toprağına taşına
Güneşin doğuşuna
Göksu’nun akışına
Göllerinin başına
Gönlüm aman amandır
Bura Adıyaman’dır.

Arsemia Sümeysat
Gem vurulan o Fırat
Şirine yanan Ferhat
İlk çağlardan zuhurat
Tarih zaman zamandır
Bura Adıyaman’dır.

Çelikhan’ın balına
Yarimin halhalına
Omzundaki şalına
Basmasının alına
Sevdam dolam dolamdır
Bura Adıyaman’dır

Kummuhkent, Turuş-Urşu
Eski kent Asur Hoşşu
Eti, Sümere komşu
Güvercin haber kuşu
Sözüm ferman fermandır
Bura Adıyaman’dır

Gerger Sincik cevizi
Tut’un incir, pekmezi
Havva ana çerezi
Türk, Kürt, Afşar, Çerkezi
Gören sana hayrandır
Bura Adıyaman’dır.

Kaç kraldan kalan yer
Her taşın yakut değer
Burcuna sancaklar ger
Sahipsiz günler geçer
Vadi leman lemandır
Bura Adıyaman’dır

Halit Özdüzen

İlkbahar İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İlkbahar Şiirleri,

En Güzel İlkbahar Şiirleri;

İlkbahar Geldi..

Bu da yarım asırlık bir çocuk şiiri.

İlkbahar geldi, yerler yemyeşil,
Temiz havaların kıymetini bil.

Oyna her zaman temiz yerlerde
Temiz hava şifa her türlü derde

Heryandan neşe bağrın tutuşsun,
Ürkütme kuşları gelsin ötüşsün

Arılar vızlar karıncaya bak
Tembel olma sakın bu hali bırak..

15-NİSAN-1959 Başkale Van Seyfeddin Karahocagil

Bahar Gelince

Bahar oldu, cana geldi topraklar,
Her taraf yeşile boyanmaktadır.
Tomurcuklar patlar çıkar yapraklar,
Kimi de çiçeğe soyunmaktadır.

Bugün yarın rençber; ‘ho! ‘ diyer mala*,
Alafsız hayvanı otlağa sala.
Binbir canlı birden düşer havara,
Niye ki havalar ısınmaktadır.

Boz bulanık akar bir zaman sular,
Taylar kişnemede, koyun kuzular*
Yavaş yavaş biter kışlık uykular
Bört böcek yuvada uyanmaktadır.

Arılar bekliyor; kovan açıla,
İşçileri kır bayıra saçıla..
Bulaklardan berak sular içile,
Kaynaklar arabir bulanmaktadır.

Duyulur toprağın ılık nefesi,
Tarlaları sarar horavel sesi,
Bir sevinç fetheder bütün herkesi,
Sanırsın okyanus çalkanmaktadır.

Hasret çeken kuşlar tüner yuvaya,
Gurbete doyanlar döner sılaya.
Çiftçi ilk tohumu serper tarlaya,
Dört elle toprağa sarılmaktadır.

Enva i can sesle uyunur bağda,
Hayvanlar idmana çıkıyor dağda.
Kelebek kozada, örümcek ağda,
Karınca teçhizat kuşanmaktadır.

Çel çocuk, kuzuyu yayarlar kıra,
Düşüp yolaklara hep sıra sıra.
Tavuğun minneti kalmadı tara,
Kapıda, bacada eşinmektedir.

Dikilir fidanlar eşilir çukur,
Bağ, bahçe dopdolu evler tamtakır,
El açar yaşlı genç; Allah’a şükür,
Çayırda namazlar kılınmaktadır.

Hikmet’im severim bahar çağını,
Görestim koyunun tereyağını,
Gül çimen bürüsün Sako Dağı’nı
Güzeller çaşıra salınmaktadır..

Cemali-Hikmet AKSU

İlkbahar Geldi
Ah bahar ne işler, açtı başıma
Aklar düşürmesin, benim saçıma
Rengarenk çiçekten,güzel taçıma
Hoş geldin ilkbahar,dirildi herşey

17.03.2011
Osman Karahasanoğlu

ilkbahar gelince

ilkbahar gelince
içimi bir sevinç alır.
arkadaşlarımla gezip tozarız
ilkbahar gelince

ilkbahar gelince
hüzünler biter
kuşlar cıvıldaşır
ilkbahar gelince

ilkbahar gelince
küsler barışır
arkadaşlarımızla piknige gideriz
ilkbahar gelince

ilkbahar

Sevgiyle dolusun
Çiçekler açarsın
Cıvıl cıvıl öter kuşlar sevinirim ben
Ne güzel ilkbahar

İlkbahar ilkbahar
Ne mutluyum bi bilsen
Mutluluk saçıyorsun kalbime
Ne güzel ilkbahar

İlkbaharı severim
İlkbahar gelince coşar çocuklar
Piknik yeri dolu olur ilkbahar gelince
Ne güzel ilk bahar

hande sorku

Bir İlkbahar Şiirine Başlangıç

Hava ne kadar güzel öğretmenim
Yollar ağaçlar kuşlar ne kadar güzel
Yeryüzü pırıl pırıl öğretmenim
Gizlisi saklısı kalmamış dünyanın
Nesi var nesi yoksa dökmüş ortaya
Bütün bitkiler, bütün hayvanlar, bütün taşlar
Sürüngenler, konglomeralar, serhaslar
Hepsi hepsi ortada öğretmenim.
Ne olur biz de gidelim
Burda kalsın kitaplar
Burda kalsın iğneli karafatmalar
Kollarından bacaklarından gerilmiş kurbağalar
Burda kalsın hepsi
Bomboş kalsın hepsi
Bomboş kalsın evler okullar
Hapishaneler, hastaneler…
Öğretmenim, sevgili öğretmenim
Sırtımıza alırız hastaları
Kim bilir ne özlemişlerdir kırları…
Ya mahpuslar.
Ne sevinirler kimbilir
Sarılıp sarılıp öperler adamı.

Melih Cevdet ANDAY

İyi Tatiller Sözleri

Pazar, Haziran 17th, 2012

İyi Tatiller Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel İyi Tatiller Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa İyi Tatiller Sözleri

Tatil Mesajları
Tatil ve Yolculuk Mesajları
İyi tatiller Sözleri
İyi Tatiller Sms leri
İyi Tatil Dilekler

Dünya kazan sen kepçe.Dolaş Bakalım.Bu kez yolculuk nereye? Hediyemi isterim ona göre :)) Sevgiler. İyi tatiller

Tatillerin En güzeli Senin Olsun Birtanem iyi yolculuklar!

Farın Açık olSun Yolunda Açık Olsun iyi yolculuklar Dilerim

Bu tatilde inşallah Sensizken Göz Kapatıp Açıncaya Kadar Geçer Aşkın Sana Ve Kendime iyi yolculuklar Diliyorum.

Karakterin Gibi Yolun Açık Olsun Sağlığın Gibi Yollar Güzel Olsun Dualarim Seninle Olsun iyi yoLculuklar Sevgilim…

Bol Bol Dinlen,eğlen,güzel güzel yüz ama denizi,güneşi,kumu fazla tüketme.Bize de lazım daha , iyi tatiller

Mutlu Neşeli ve Huzurlu Yolculuklar Diliyorum Su Gibi Git Su gibi Gel Birtanem iyi yolculuklar!

Pırıl pırıl deniz,altın sarısı kumsal,bol güneş.Kısacası muhteşem bir tatil için herşey seninle olsun.İyi tatiller


Dostdoğru bir yolda hiç aksamadan su gibi gelmen dileğiyle iyi tatiller

iyi yolculuklar Birtanem Sen Giderken Arkandan DuaLarımı Eksik Etmicem Sen Gelene Kadarda Seni Düşünecem Birtanem iyi Yolculuklar.

iyi Yolculuklar Mesajları

Pazar, Haziran 17th, 2012

iyi Yolculuklar Mesajları

Tugbam sitesinde en güzel iyi Yolculuklar Mesajları sizler için hazırlandı
. Buyurun iyi Yolculuklar Mesajları

Farın Açık olSun Yolunda Açık Olsun iyi yolculuklar Dilerim

DOSDOGRU BiR YOLDA HiC AKSAMADAN SU GiBi GiDiP GELMEN DiLEGiYLE, iYi YOLCULUKLAR.

iyi yolculuklar Birtanem Sen Giderken Arkandan DuaLarımı Eksik Etmicem Sen Gelene Kadarda Seni Düşünecem Birtanem iyi Yolculuklar.

YOLCULUK NEREYE OLURSA OLSUN, DONUSUN BiZiM EVE OLSUN! 🙂 KENDiNE DiKKAT ET, iNiNCE MUTLAKA HABER VER. iYi YOLCULUKLAR…

Aşk Yolculuğuna Actım Gönlümü Bekliyorum Seni Birtanem, Sevgi Tatiline Çıkacağımız Günü Bekliyorum Meleğim..

DUNYA KAZAN, SEN KEPCE. DOLAS BAKALIM. BU KEZ YOLCULUK NEREYE? HEDiYEMi iSTERiM ONA GORE 🙂 SEVGiLER, iYi YOLCULUKLAR…

Karakterin Gibi Yolun Açık Olsun Sağlığın Gibi Yollar Güzel Olsun Dualarim Seninle Olsun iyi yoLculuklar Sevgilim…

BOL BOL DiNLEN, EGLEN, GUZEL GUZEL YUZ AMA DENiZi, GUNESi, KUMU FAZLA TUKETME! BiZE DE LAZIM DAHA 🙂 iYi TATiLLER

Mutlu Neşeli ve Huzurlu Yolculuklar Diliyorum Su Gibi Git Su gibi Gel Birtanem iyi yolculuklar!

PIRIL PIRIL DENiZ, ALTIN SARISI KUMSAL, BOL GUNES, GUZEL KIZLAR… KISACASI MUHTESEM BiR TATiL iCiN HERSEY SENiNLE OLSUN 🙂 iYi TATiLLER…

Tatillerin En güzeli Senin Olsun Birtanem iyi yolculuklar!

DENiZ, KUM, GUNES, HAVUZ, YANINA BiR DE MEYVELi BUZ, HERSEY GUZEL AMA BiZ BU KEYiFTE YOKUZ ?

Bu tatilde inşallah Sensizken Göz Kapatıp Açıncaya Kadar Geçer Aşkın Sana Ve Kendime iyi yolculuklar Diliyorum.