Posts Tagged ‘tanır’

AtatÜrk-cumhurİyet

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bir gün sordum babama
Atatürk neden büyük?
Çocuğum dedi bana
Onu seviyor her Türk

Çok kötü bir zamandı
Uçurumdaydı vatan
O’büyük kahramandı
Yurdumuzu kurtaran

O’nu biz değil yalnız
Üstün tanır her millet
En büyük eseridir
Kurduğu Cumhuriyet

Kalbimiz sevgi dolu
Yol gösteren o Türk’e
Yolumuz onun yolu
Bağlıyız Atatürk’e

İ. HAKKI TALAS

Tut Yüreğimden Ustam ..

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ustam!
Aklım firarda.
Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde ay kesiği bir yara,
Düşüm kırık dökük,
Umudumun boynu bükük,
Bir öksüzün omuzlarında sukut.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Tut ki; kancık pusulara düşmesin.
Bir hain kurşunu gelip deşmesin.

Ustam,
Ne zaman o senin bildiğin zaman,
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden,
Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden.

Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
Hasret tanır,
Zulüm tanır,
Ölüm tanır,
Yüzüm yüzümden utanır.

Yorgunum ustam;
Ne katıksız somun isterim senden,
Ne bir tas su,
Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
Var gücünle asıl sükunetime,
Çığlığım kopsun,
Uzat ellerini güneşe dokun,
Uyandır uykusundan,
Tut yüreğimden ustam tut,
Tut beni, sür güne

Müthişşşş yaaaaaaa
SERKAN UÇAR

Karaçay – Malkar Atasözleri

Pazar, Haziran 17th, 2012

Karaçay – Malkar Atasözleri

Tugbam sitesinde en güzel Karaçay – Malkar Atasözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Karaçay – Malkar Atasözleri
Karaçay Atasözleri
Malkar Atasözleri

Açha açhanı tartadı.
(Para parayı çeker)

Açnı amanı bolmaz
Toknu imanı bolmaz.
(Acın kötüsü olmaz)
(Tokun imanı olmaz)

Adamnı kılıgı işde belgili boladı.
(Adamın karakteri işte belli olur)

Agaç çirise özeginden çiriydi.
(Ağaç çürüse özünden çürür)

Akılı bolmaganga sakalı boluşmaz.
(Aklı olmayana sakalı yardım etmez)

Akıllı sagış etginçi teli işin bitdirir.
(Akıllı düşününceye kadar deli işini bitirir)

Alga çıkgan kulaknı artda çıkgan müyüz ozar.
(Önce çıkan kulağı sonra çıkan boynuz geçer)

Alma tereginden keng ketmez.
(Elma ağacından uzağa gitmez)

Anasına karab kızın al.
(Anasına bakıp kızını al)

Artık mal köz çıgarmaz.
(Fazla mal göz çıkarmaz)

At iyesin tanır.
(At sahibini tanır)

At urmaz deme, it kabmaz deme.
(At vurmaz deme, it kapmaz deme)

Ata şohu tas bolmaz.
(Ata dostu kaybolmaz)

Asıl azmaz, gemha tozmaz.
(Asil bozulmaz, ipekli kumaş eskimez)

Arba avgandan sora col körgüztüvçü köb bolur.
(Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur)

Arbanı allı kalay barsa artı da alay baradı.
(Arabanın önü nasıl giderse, arkası da öyle gider)

Ayıbsız teng izlegen tengsiz kalır.
(Ayıpsız arkadaş arayan arkadaşsız kalır)

Az bergen cürekden, köb bergen baylıkdan.
(Az veren yürekten, çok veren zenginlikten)

Aznı almagan köbden kuru kalır.
(Azı almayan çoktan mahrum kalır)

Bal-bal degen bla avuzga tatuv kelmez.
(Bal-bal demekle ağza tat gelmez)

Bal bolsa çibin tabılır.
(Bal olsa sinek bulunur)

Bal tuthan barmagın calar.
(Bal tutan parmağını yalar)

Baş carılsa börk içinde, kol sınsa ceng içinde.
(Baş yarılsa börk içinde, el kırılsa yen içinde)

Baş kalay barsa, ayak da alay baradı.
(Baş nasıl gitse, ayak da öyle gider)

Baynı malı carlını avzun avrutur.
(Zenginin malı fakirin ağzını ağrıtır)

Borçha içgenni başı eki kere avrur.
(Borca içenin başı iki kere ağrır)

Boş cürügenden ese boşuna işle.
(Boş yürümektense boşuna çalış)

Börünü azıgı boranda.
(Kurdun azığı fırtınada)

Börü da honşu koşuna çabmaydı.
(Kurt bile komşu ağıla saldırmaz)

Buday cetse orak bagalı bolur.
(Buğday yetişince orak kıymetli olur)

Bügüngü işni tamblaga kaldırma.
(Bugünkü işi yarına bırakma)

Cel keltirgenni suv eltir.
(Yelin getirdiğini su götürür)

Cılamagan caşha anası emçek salmaz.
(Ağlamayan çocuğa anası meme vermez)

Çakırılmagan cerge barma, çakırılgan cerden kalma.
(Çağırılmayan yere gitme, çağırılan yerden kalma)

Çakırılmagan konak törge atlamaz.
(Çağırılmayan misafir başköşeye geçmez)

Çıkmagan candan umut kurumaz.
(Çıkmayan candan umut kesilmez)

Eki harbız bir uvuçha sıyınmaz.
(İki karpuz bir avuca sığmaz)

Ertde turgan col alır, ertde üylengen töl alır.
(Erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır)

Eki kama bir kınga sıyınmaz.
(İki kama bir kına sığmaz)

Eşekge altın cükleseng da eşekley kalır.
(Eşeğe altın yüklesen de eşek olarak kalır)

Eşekge mingen birinçi ayıb, andan cıgılgan ekinçi ayıb.
(Eşeğe binmek birinci ayıp, ondan düşmek ikinci ayıp)

Har gokka hansnı iyisi başha.
(Her çiçeğin kokusu başkadır)

Kama cara bitelir, avuz cara bitelmez.
(Kama yarası kapanır, ağız yarası kapanmaz)

Karga karganı közün almaz.
(Karga karganın gözünü çıkarmaz)

Kazanda bolsa çolpuga çıgar.
(Kazanda olsa kepçeye çıkar)

Keleçige ölüm cok.
(Elçiye ölüm yok)

Kızıng honşu üyde catmasın
Caşıng bazar hant tatmasın.

(Kızın komşu evde yatmasın)
(Oğlun pazar yiyeceği tatmasın)

Kögetni igisin ayü aşar.
(Meyvenin iyisini ayı yer)

Közden ketgen kölden keter.
(Gözden giden gönülden gider)

Kuru tuluk süyelmez.
(Boş tulum dik durmaz)

Külme kartha kelir başha.
(Gülme yaşlıya gelir başa)

Kündüz çırak candırgan keçe karangıda kalır.
(Gündüz mum yakan gece karanlıkta kalır)

Mahtangan iynek çelegine boyar
(Öğünen inek kovasına pisler)

Mart ketmey dert ketmez
(Mart gitmeden dert gitmez)

Mejgit ullu bolsa da afendi bilgenin aytır.
(Cami büyük olsa da imam bildiğini söyler)

Ortak ögüzden buzov aşhı.
(Ortak öküzden buzağı iyidir)

Ot bolmagan cerden tütün çıkmaz.
(Ateş olmayan yerden duman çıkmaz)

Ölgen eşek börüden korkmaz.
(Ölmüş eşek kurttan korkmaz)

Ölgen ölse da kalgan kalır.
(Ölen ölse de kalan kalır)

Sabiyni cumuşha iy, ızından kesing bar.
(Çocuğu işe gönder, peşinden kendin git)

Sen biy, men cüyüshan,
Kayda bizni eşekge kuvuşhan.
(Sen bey, ben prens)
(Nerede bizim eşeğe kolan kayışı)

Suv çelekni tübü suvda kalır.
(Su kovasının dibi suda kalır)

Sütden avzu küygen suvnu ürüb urtlar.
(Sütten ağzı yanan suyu üfleyip içer)

Tama tama köl bolur.
(Damlaya damlaya göl olur)

Tav ne miyik bolsa da avuş tabılır.
(Dağ ne kadar yüksek olsa da geçit bulunur)

Tav tavga tübemeydi, adam adamga tübeydi.
(Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur)

Tavuk tüşü tarı bürtük.
(Tavuğun düşü darı tanesi)

Teli kolannı süyer.
(Deli alacayı sever)

Teli şohungdan akıllı cavung aşhı.
(Deli dostundan akıllı düşmanın iyidir)

Temir suvugunçu cazıladı.
(Demir soğuyuncaya kadar şekil verilir)

Tengizni malın tonguz aşar.
(Denizin malını domuz yer)

Terekni alması köb bolsa başın enişge tutar.
(Ağacın meyvesi çok olsa başını aşağı tutar)

Teşikli taş cerde kalmaz.
(Delikli taş yerde kalmaz)

Töngeregen taşha tük çıkmaz.
(Yuvarlanan taşta yosun çıkmaz)

Ullu söleşme da ullu kab.
(Büyük konuşma büyük ye)