Posts Tagged ‘toplumun’

Dindar nesil yetiştirmek

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Dindar nesil yetiştirmek
Dindar Gençlik yetiştirmek
Dindar bir Toplum

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Dindar nesil yetiştirmek istiyoruz” açıklamasına yönelik

Resul Tosun yazısı:
Komünizm ideolojisinin hakim olduğu birkaç ülkeyi ve dini vicdanlara hapseden aşırı laikçi düşünceyi dışarıda tutarsak, dindarlığın bütün dünyada makbul ve teşvik edilen bir olgu olduğunu görürüz.

Çağdaş demokratik, laik/seküler ülkelerde de dinin dışlanmadığını aksine özgürlük alanının son derece geniş olduğunu dolayısıyla da etkin olduğunu müşahede ederiz.

Öyle ki inançsız olanlar bile toplumdan dışlanmamak için kiliseye kayıt yaptırıp aidat ödeme ihtiyacı hissederler.

Devlet dine ne eğitim ne de ibadet alanlarında müdahale etmez. Aksine özgürlük alanını genişletir ve dini müesseselere kolaylık sağlar.

Siyasetçiler de din ve dini müesseselere düşmanlık yapmak yerine onlara saygılı davranmaya özen gösterirler. Muhafazakarlar ve sağcıların yanı sıra artık sosyal demokratlar da dine saygılı olmaya başlamışlar hatta dindar görünme ihtiyacı bile hissetmişlerdir.

Yanlış hatırlamıyorsam on sene kadar önceydi ABD’de yönetim devlet memurlarını dindar olmaya teşvik eden bir broşür bastırıp dağıtmıştı.

Dolayısıyla Başbakan’ın dindar nesil söylemi normal demokratik bir ülkede yadırganmaz aksine takdir edilir. Asıl yadırganacak taraf dindar nesil yetiştirilmesine gösterilen tepkidir.

Türkiye’ye gelince, kabul etmek gerekir ki toplumumuz inançlıdır. Kimileri dinin gereklerini yerine getirmiyor olsa da, yaşanmasına karşı çıkmayan aksine gıpta eden bu itibarla da dindarlığı benimseyen dolayısıyla da özünde dindar olan bir toplumdur.

Toplumun dindarlığı devlete rağmen bir dindarlıktır. Çünkü devlet cumhuriyetten bu yana toplumu dinden mümkün mertebe uzak tutmaya hatta irtica yaftasıyla dine karşı çıkmaya yönelik bir politika izlemiştir. Engel olmaya çalışmıştır.

Toplum buna rağmen dinine sahip çıkmış ve dindarlığı benimsemiştir.

Toplumun dindarlaşmasının arkasındaki asıl güç sivil toplum örgütleridir. Dini cemaatler ve topluma sundukları hizmetlerdir. Aslına bakarsanız dini cemaatlerin kurumları halen kanunen yasaktır. Ama bu yasağa rağmen toplum onlara sahip çıkmakta ve hizmetlerini takdir etmekte, devamı için de her türlü desteği vermektedir.

İşte ben bu bağlamda Başbakan’ın dindar nesil yetiştirme söylemini devletin bizzat nesil yetiştirmeye soyunması olarak değil, özgürlük alanını genişletmesi olarak yorumluyorum.

Demokrasiden yola çıkarak söyleyeceksek, demokratik devlet vatandaşlarına hangi dine inanacaklarını, nasıl inanacaklarını, nasıl ibadet edeceklerini hangi mezhebe iltifat edeceklerini empoze de etmemelidir yasak ve engel de koymamalıdır.

Devlet özgürlük alanlarını genişletmeli, inanç ve inancını yaşamanın önündeki engelleri kaldırmalıdır.

Yeter başka bir şey yapması gerekmez.

Bunca baskılara ve yasaklara rağmen İslam bugün toplumumuzun en belirleyici faktörü haline gelmişse, bu ucundan kenarından verilen özgürlükler sayesindedir.

İslam hak dindir ve önündeki yasaklar kaldırıldığı zaman neşvünema bulur.

Demokrasiden beklenen de bir dini empoze etmesi değil bütün dinler için özgürlük alanını açması ve genişletmesidir.

Özgürlük alanı genişlediğinde Türkiye toplumunun daha da dindarlaşacağından benim zerre kadar kuşkum yok. Eksik olan devletin din eğitimi vermesi değil eksik olan özgürlüktür. Din eğitimi alanında sağlanacak özgürlüğün getireceği rekabet ortamında din eğitiminin de kalitesi yükselecektir buna inanıyorum.

Devlet sadece dindarların önündeki engelleri kaldırsın yeter.

Mesela kamudaki kılık kıyafet sınırlamalarını dindarları kucaklayacak şekilde genişletsin, ve mesela başörtülü hanımlar kamuda rahatlıkla çalışabilsin.

Devlet bunu yapsın yeter.

Benim dindar nesil yetiştirmekten anladığım, devletin dini eğitim vermesi değil fertlere dinlerini öğrenme ve yaşama özgürlüğü sağlaması, özgürlük alanını çağdaş ülkelerde olduğu gibi genişletmesidir. Gerisi sivil toplum örgütlerinin işidir.

resultosun@ttmail.com0
8 Şubat 2012 Çarşamba Yenişafak.com

Hikmetli Sözler

Pazar, Haziran 17th, 2012

Hikmetli Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Hikmetli Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Hikmetli Sözler

Üç şey sürekli kalmaz: Ticaretsiz mal, tartışmasız bilgi, cezasız saltanat. Şeyh Sadi

Eğer hayat terazimizin zevk kefesiyle denkleşecek bir akıl ve muhakeme kefesi olmasaydı kanımızdaki azgınlık, tabiatımızdaki kötülük bize en olmayacak işler yaptırırdı. (W. Shakespeare)

Ben terbiyeyi, terbiyesizlerden öğrendim. (Ebu’ala Ma’arri)

Hayatta en büyük olaylar bir sürü iyi düzenlenen küçük tesadüflerden doğar. (Henry Fielding)

Nerede yumuşak huylu insanlar varsa orada ticaret vardır. Nerede ticaret varsa orada insanlar yumuşak huylu olurlar. (Montesquieu)

Toprağa ekilen tohumlar içinde en çabuk mahsul veren fedailerin döktükleri kandır. (H. de Balzac)

Kendi içine bir göz atarsan orada her çeşit yıkıcı tutkudan bir depo ve hazine bulacaksın. (Demokritos)

Umut etmek, mutlu olmak demektir. (Alain)

İnsanın en çok unuttukları, söyleye söyleye bıkmış olduğu şeylerdir. (La Rochefoucauld)

Utanmak güzeldir fakat kadınlarda olursa daha da güzeldir. (Hazret-i Muhammed)

Uykusu uyanıklığından hayırlı olan kötü yaşayışlı kimse varsın ölsün. (Şeyh Sadi)

Üzüntüler yalnızlıkta fazla büyür, bir sinek bir canavar olur. (J. J. Rousseau)

Görev, içinde bulunduğumuz zamanın bizden istediği şeydir. (Goethe)

İnsan kendi vicdanından bir şey gizleyemez. (Çehov)

Yalan söyleyenlerin güçlü bir belleğe ihtiyaçları vardır. (Corneille)

Sevilmeyen bir insan her yerde ve her şeyde yalnızdır. (George Sand)

Toplumun yarası da, insanın yarasına benzer, çabucak unutuluverir. (Jean Giradoux)

Silahların gürültüsü, yasaların sesini boğar. (Montaigne)

Yaş artmakla budalalık eksilmez. (Hebbel)

İnsanın hayata karşı ödevi yaşamaktır. (Eugenie O’Neill)

Yaşlanmak, olabilirliğin azalmasıdır. (Paul Valery)

Yazısı ile okuyucularını yükseltmeyen yazar, ancak bir katiptir. (Cenap Şehabettin)

Peynir ekmek yesem de, keklik yesem de gene doyarım. (Schiller)

Kötü bir yıl olunca ümidinizi kesmeyiniz. Hemen ardından bir değil iki yıl, hem de güzel iki yıl gelebilir. (Paul Bourget)

Sonu olmayan hiçbir yol yoktur. (Hafız Şirazi)

Aşk yolunun garip yokuşları ve inişleri vardır. Çıkarken baş döner, inerken gönül bulanır. (Cenap Şehabettin)

Bir vücudun en ağır yükü, bastığı yeri bilmeyen başıdır. (Mektupçu Agah)

En yükseğe erişmek için en aşağıdan başlayın. (Publilius Syrus)

Kadın yüzü gökyüzünden daha çok değişiklik gösterir. (G. Gardony)

Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez. (La Fontaine)

İnsanlar babalarından çok zamanlarına benzerler. (Hazret-i Muhammed)