Archive for the ‘Kimdir Biyografi’ Category

Fikriye Hanım

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Fikriye Hanım 1887 yılında Selanik’de doğdu. Fikriye Hanım Zübeyde Hanım’ın ikinci eşi Galip Bey’in kardeşinin kızıdır. Genç yaşta bir Mısırlı ile evlenmiş fakat bu evliliği yürütemeyerek, ailesinin yanına dönmüştür.

1923 yılına değin Çankaya Köşkünde Mustafa Kemal’e yardımlarda bulundu. Bu arada ciğerlerinden rahatsızlandı. Münih’e gitmek zorunda kaldı. Mustafa Kemal’in Latife Hanımla evliliğini öğrenince Türkiye’ye geri döndü. Birkaç gün Çankaya Köşkü’nde misafir edildi. İstanbul’a yerleşmeye karar verdi. 1924 yılında Ankara’dan ayrılmadan önce Münih’ten Mustafa Kemal’e getirdiği hediyeyi vermek üzere Çankaya Köşkü’ne gitti. Fakat başyaverin, Mustafa Kemal’i görmesini engellemesini kendine yediremeyen Fikriye Hanım Köşkün önünde tabanca ile kendini vurarak intihar etti.

Makbule Atadan

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Mustafa Kemal Atatürk’ün kız kardeşi olan Makbule Atadan, 1887 yılında Selanik’te doğdu. Balkan Savaşlarından sonra, annesi Zübeyde Hanım’la birlikte Selanik’ten ayrılarak İstanbul’a yerleşti. Cumhuriyet’in ilanından sonra ağabeyinin isteği üzerine, annesiyle birlikte Ankara’ya geldi. Bir süre Atatürk’ün yanında kalan Makbule Atadan, daha sonra Çankaya Köşkü arazisi içinde kendisi için yaptırılan Çamlı Köşke yerleşti.

1930’da Atatürk’ün isteğiyle Fethi Okyar’ın kurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkasına giren Makbule Hanım birkaç ay sonra parti kapatılınca siyasetten çekildi ve 1935’de milletvekili Mecdi Boysan ile evlendi. Makbule Atadan’ın ağabeyi Atatürk ile ilgili anıları “Büyük Kardeşim Atatürk (1952)” ve “Ağabeyim Mustafa Kemal (1952)” adlarıyla yayımlandı. 1956 yılında 69 yaşında öldü.

Selanikli Mustafa Efendi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Mustafa Efendi Selanik’te doğdu. Haremyn mukataacılığı ve Nişancı Mehmed Paşa’nın divitdarlığını yaptı. Silahdar katibi oldu (1587). Gence seferine katıldı ve bu sefer sonunda sipahi oğlanları katipliğine getirildi. İstanbul’a dönüşünde bu görevinden alındı (1589). Safevi elçilik heyetiyle, Haydar Mirza’nın misafir edileceği sarayın hazırlanması ve yapılacak masrafların hesabını tutmak görevi verildi (1590).

Sadrazam Ferhad Paşa tarafından ruzname yazmakla ve ayrıca Anadolu muhasebeciliği ile görevlendirildi. Ferhad Paşa azledilince bu görevini kaybetti. 1593’de Osmanlı devletine sığınan, Gilan hakimi Han Ahmed’in mihmandarlığına tayin edildi. Sadrazam İbrahim Paşa tarafından Ruzname-i Humayun’un nakline memur oldu ve buna ek olarak da evkaf muhasebeciliği verildi.

Haçova muharebesinden kaçanların, İstanbul’daki mülklerine el konulması ile görevlendirildi (1598). Mustafa Efendi, devrinin olaylarını bütün ayrıntıları ile yazmıştır. Tarih-i Selaniki adlı eseri, 1563-1600 yılları arasındaki olayları içine alır. Eserinde saray törenleri, tayinler, aziller, mali sıkıntılar, kapıkulu askerlerinin isyanları anlatılır. 1600 yılında İstanbul’da öldü.

Düzmece Mustafa Paşa

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Yıldırım’ın oğullarından biri olan Mustafa Çelebi, babasının mirasını ele geçirmek için 15. yüzyılın başlarında önemli bir ayaklanmaya sebep olmuştur. Kardeşi Çelebi Mehmed ve yeğeni İkinci Murad’a başkaldırdığı için adına Düzmece Mustafa denilmiştir. Düzmece Mustafa, Ankara savaşına Hamitili ve Teke sancağı kuvvetleriyle katılıp Osmanlı ordusunun merkezinde yer almıştır. Savaş sırasında tutsak edilen Düzmece Mustafa, Semerkant’a götürüldü. 1405’de Timur’un ölümüyle serbest kaldı ve Anadolu’ya döndü. Anadolu’da saltanat hakkı için bazı beyliklerden destek gördü.

1416’da Eflak’a geçip Rumeli’de de bazı komutan ve beylere yakınlık sağladı. Selanik çevresinde üzerine gönderilen kuvvetlere yenilen Düzmece Mustafa, veziri Cüneyt Beyle birlikte Selanik’e sığındı. Bizansla anlaşan Çelebi Mehmed, Düzmece Mustafa’yı Limni adasında hapsettirdi. Çelebi Mehmed’in ölümünden sonra Bizans İmparatoru tarafından serbest bırakılan Düzmece Mustafa, beraberindeki kuvvetlerle birlikte Gelibolu’ya geçti. Sultan İkinci Murad’ın kuvvetlerine yenildikten sonra kaçan Mustafa, Adamları tarafından Osmanlı soyundan gelmediği gerekçesiyle Edirne Kalesinde asılarak idam edildi.

Said Efendi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Türk matbaacısı Said Efendi İstanbul’da doğdu. Sultan Üçüncü Ahmed tarafından, Fransa Kralı Beşinci Louis’e elçi olarak gönderilen, 28. Mehmed Çelebi’nin oğludur. Said Efendi, babası ile birlikte Paris’e gitti. Fransa’da kaldığı sürece basın işleri ve matbaacılık üzerine incelemeler yaptı. Yurda döndükten sonrada İbrahim Müteferrika ile anlaşarak matbaanın kurulması için çalıştı. Matbaanın önem ve yararlarını Sadrazam Damad İbrahim Paşa’ya, onun aracılığı ile Sultan Üçüncü Ahmed’e bildirdi.

Matbaanın açılma iznini alabilmek için İbrahim Müteferrika ile anlaştı. Şeyhülislam Abdullah Efendi’den matbaanın kurulmasına izin veren bir fetva aldı. Said Efendi’nin Türk matbaacılığının kurulmasında büyük emeği vardır. 1761 yılında Maraş’ta vefat eden Said Efendi’nin Divan-ı Yekta (Biricik Divan), Menasik-i Kutsi (Kutsal Duraklar), Fevaidu’l-Müfredat (Programların Faydaları) gibi eserleri vardır.

Ülkü Adatepe

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

27 Kasım 1932’de doğdu. Atatürk’ün en küçük manevi kızı. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın evlatlık kızı Vasfiye Hanım ile Fransızca öğretmeni ve gar şefi Mehmet Tahsin Çukurluoğlu’nun kızıdır.

Zübeyde Hanım’ın küçük yaştan itibaren yetiştirdiği Selanikli Vasfiye Hanım, Zübeyde Hanım’ın ölümünden sonra bir süre Atatürk’ün kızkardeşi Makbule Hanım’la kalmış, Atatürk kendisini Gazi Orman Çiftliği’nde istasyon şefliği yapan Mehmet Tahsin Bey’le evlendirmişti. Vasfiye Hanım ile Mehmet Bey’in çocukları olacağını öğrendiğinde ister kız, ister erkek olsun Ülkü isminin verilmesini isteyen Atatürk, 9 aylıkken Ülkü’yü Çankaya Köşkü’ne aldırdı ve biraz büyüdüğünde onu yurt gezilerine götürmeye başladı.

Atatürk öldüğünde Ülkü altı yaşındaydı. Üsküdar Amerikan Lisesi’nde başladığı öğrenimini maddi sıkıntılar nedeniyle tamamlayamadı ve genç yaşta evlendi. İlk evliliğini Sabiha Gökçen’in amcasının oğlu Üsteğmen Fethi Doğançay ile yaptı. On üç yıl süren bu evliliğinden iki oğlu oldu. İkinci evliliğini ise işadamı Öke Adatepe ile yaptı.

Manastırlı Hamdi Efendi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

İstanbul’un İngilizler tarafından işgal edildiğini her türlü tehlikeyi göze alarak Mustafa Kemal’e bildiren telgrafçı. İngilizler 16 Mart 1920’de İstanbul limanına büyük bir zırhlı ile gelerek devlet dairelerini işgal etmeye başladılar. Bu arada Son Osmanlı Meclis-i Mebusanını bastırdılar.

İşgal devletlerinin giriştikleri bu olay ve yarattıkları vahşeti Manastırlı Hamdi Efendi, Mustafa Kemal’e bildirdi. Hamdi Bey’in telgrafı bir anda kesilince Mustafa Kemal İstanbul’un işgalinin tamamlandığını anladı. Telgrafçı Hamdi Efendi, Ankara’ya gelerek Ziraat Okulu’nda kurulan karargahta telgraf memurluğu görevini sürdürdü.

Ömer Naci

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

1878 yılında İstanbul’da doğdu. Bursa’daki Işıklar Askeri Lisesi’nde okurken hocaları da, arkadaşlarının hemen hepsi de kendisinin geleceğin başarılı bir askeri değil de güçlü bir şair ve ateşli bir hatip olarak görüyorlardı.

Çok okuyordu, okuduklarının çoğu Namık Kemal’in, Tevfik Fikret’in şiirleri ve Jön Türklerin gizli yayınlarıydı. Bu yüzden de sık sık başı derde giriyordu. Bunun sonucu olarak Bursa’daki öğrenim yıllarında izin zamanlarını okulun cezaevinde geçiriyordu.

Okuldan kovulmasının düşünüldüğü bir sırada bir hocasının arka çıkmasıyla 1895 yılında Manastır İdadisi’ne sürüldü. Ne var ki Ömer Naci’nin bu yeni okulda ilk ilgilendiği kişilerden biri de o tarihlerde aynı okulda okuyan Mustafa Kemal oldu. Ömür boyu sürecek bir dostluk hemen o günlerde başladı. Ömer Naci güzel konuşmasıyla Mustafa Kemal’i etkiledi. Ömer Naci Subay çıktıktan sonra İttihat ve Terakki Fırkasına girdi. Burada yönetim kurulu üyeliğine kadar yükseldi. İttihat ve Terakkicilerin hükümeti ele geçirmelerini sağlayan Babıali Baskınını düzenleyenlerin başında o vardı.

Subay olarak Kafkas Cephesinde, İran’da bulundu. Buralarda Teşkilatı Mahsusa görevlisi olarak baskınlar düzenledi, çete savaşları vardı. 1916 yılında Kerkük’te bulunduğu bir sırada Tifüse yenildi ve öldü.

Şah Kulu

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Şahkulu’nun doğum tarihi bilinmemektedir. Teke ilinin, (bugün Antalya) Korkuteli kazasının, Yalımlı köyünde doğdu. Şah İsmail’in babası, Şeyh Haydar’ın halifelerinden Hasan Halife’nin oğludur.

Küçük yaşta babası ile birlikte gittiği Erdebil’de Şeyh Haydar tarafından Şii inançları doğrultusunda eğitildikten sonra, Antalya’ya gönderildi. Doğduğu köyün yakınlarındaki bir mağaraya çekilerek, Batı Anadolu ve Rumeli halkını Şiilik ve Şah İsmail’e bağlılık düşüncesi çevresinde toplamaya çalıştı. Yandaşlarını hızla çoğaltmasında en önemli etken, Sultan İkinci Bayezid ile oğulları arasında çıkan saltanat mücadelesidir. Şahkulu yeterince güç topladıktan sonra, 10.000 kişilik bir ordu ile ayaklanma başlattı.

Antalya’dan Manisa’ya gitmekte olan Şehzade Korkud’un kuvvetlerine saldırarak hazinesine el koyduktan sonra Kızılkaya, İstanos, Elmalı, Burdur, Keçiborlu kasabalarını basarak kadılarını ve kendisine direnenleri öldürdü ve ele geçirdiği bu bölgenin yönetimine kendi adamlarını geçirdi.

Kütahya önlerinde kendisine karşı gönderilen Karagöz Paşa ile çarpışarak Karagöz Paşa’yı tutsak etti. Nisan 1511’de Kütahya kalesini kuşattı ama sonuç alamadı. Karaman Beylerbeyi Haydar Paşa’yı öldürerek kuzeye yöneldi. Karaman yakınında, Kızılkaya boğazında sadrazam Hadım Ali Paşa komutasındaki kuvvetlerce çembere alındı. Amasya valisi Şehzade Ahmed’in, Yeniçeriler arasındaki ikilik ve bölünmeye yol açan tutumundan yararlanarak kuşatmayı yardı ve Sivas yönünde kaçmayı başardı. Hadım Ali Paşa az bir kuvvetle Çubukova’da ona yetişti ve iki taraf 2 Temmuz 1511’de Gökçay yöresinde savaşa tutuştu. Şahkulu çarpışma esnasında isabet eden bir okla öldü.

Hadım Ali Paşa’nın ölmesiyle Osmanlı ordusu da çarpışmaya son vererek çekildi. Şahkulu’nun kalan kuvvetleri de İran yönünde çekilirken Tebriz’den gelen bir kervanı soydukları için Şah İsmail tarafından ağır biçimde cezalandırılarak dağıtıldılar.

Torlak Kemal

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Simavnalı Şeyh Bedrettin‘in isyancı müridi olan Torlak Kemal’in, musevi asıllı olduğu söylenir. Manisa ve çevresinde Simavnalı Bedreddin Mahmud’un düşüncelerini yaydı. Börklüce Mustafa ile birlikte Şeyh Bedreddin adına bir isyan hareketi başlattı. Sultan Birinci Mehmed, oğlu Şehzade Murad (İkinci Murad) ile Bayezid Paşa’yı bu isyancıların üzerine gönderdi. Torlak Kemal, Karaburun’da öldürülen Börklüce Mustafa‘nın kendisine katılan müridleri ile birlikte, Bayezid Paşa’ya karşı savaştı. Yenilgiye uğradı ve Manisa’da yakalanarak asıldı (1419).

Turhan Sultan

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Aslı Rus olup on iki yaşlarında iken Kırım Tatarlarının eline esir düşmüş ve İstanbul’a getirilerek saraya verilmişti. Sultan Dördüncü Mehmed’in annesidir. Devler işlerinde etkili olmuştur. 1597’de Sultan Üçüncü Mehmed’in annesi Safiye Sultanın emriyle yapımına başlanan Yeni cami onun emri ve parasıyla tamamlanmıştır. Türbesi bu caminin avlusundadır.

Baba Zünun

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Baba Zünun, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Bozok’ta yaşayan alevilerdendi. Arazisini tespit ve vergilendirme konusunda kendisine haksızlık edildiği gerekçesiyle ayaklandı.

1526 yılının Ağustos ayında çevresine topladığı kuvvetlerle, Bozok sancakbeyi Mustafa Beyin konağını basan Baba Zünun, Bozok kadısı Muslihiddin Efendiyi öldürttü. Üzerine yollanan Karaman, Kayseri ve İçel beylerinden oluşan kuvvetleri, Kayseri’deki Kurşunlu Boğazı’nda yendi. İsyan, İçel ve Tokat arasındaki alana yayıldı. Malatya beyini de yenen Baba Zünun, 26 Eylül 1516’da Adana Beyi Piri Bey komutasındaki birliklere Höyüklü’de yenildi ve öldürüldü.

Delibaş Mehmet

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Doğum tarihi bilinmeyen Delibaş Mehmet Konya’nın Cumra ilçesinin Alibeyhöyüğü köyünün ağalarındandır. Milli Mücadele’nin başlarında Konya Valisi Haydar Vaner’in verdiği yetkiyle, ilerleyen Yunanlılara karşı, Cumra ve Karaman köylerinden güç toplayarak bir çete oluşturdu. Bu sırada İstanbul Hükümeti, Anadolu halkının Milli Mücadeleye karşı olduğunu göstermek üzere kışkırtmalara girişti.

Hürriyet ve İttilaf partisinden Zeynel Abidin Hoca, Kuvayi Milliyecilerin din düşmanı olduğu söylentilerini yaydı. Bu kışkırtmalara uyan Delibaş Mehmet 2 Ekim 1920’de 500 kadar adamıyla Cumra’ya baskın düzenledi. Ardından, çoğunluğunu asker kaçaklarının oluşturduğu; Ilgın, Akşehir ve Karamandaki ayaklanmacılarla birleşerek 3 Ekim 1920’de Konya’ya girdi. Başta Konya Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Sivaslı Ali Kemalli Hoca olmak üzere Kuvayi Milliye yanlısı pek çok kişiyi öldürdüler.

Konya’daki olaylar üzerine Ankara Hükümeti, İçişleri Bakanı vekili Refet (Bele) Bey’i ayaklanmayı bastırmakla görevlendirdi. Refet Bey komutasındaki güçler, 6 Ekim 1920’de, Delibaş Mehmet’i bozguna uğratarak Konya’ya girdiler. Ardından Cumra, Bozkır, Karaman, Seydişehir ve Beyşehir ele geçirilerek ayaklanmacılar dağıtıldı.

Delibaş Mehmet Mersin’e kaçarak Fransızlara sığındı. Daha sonra İstanbul’a giderek Zeynel Abidin Hoca ile ilişki kurdu. Bir süre İzmir’de Yunan Ordusunda görev aldı. Ardından yeni bir ayaklanma başlatmak üzere Konya’ya gitti. Ancak affedilmek umuduyla, ayaklanmaya karışmak istemeyen adamları tarafından 1921 yılında Çumra’da öldürüldü.

Topal Osman

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Topal Osman 1883 yılında Giresun’da doğdu. Gönüllü olarak Balkan savaşına katıldı. Bu savaşta yaralandı ve bacağı sakat kaldı. I. Dünya Savaşında gönüllülerden oluşan bir birliğin başında Kafkas Cephesindeki çarpışmalara katıldı.

İzmir’in 15 Mayıs 1919’da Yunanlılarca işgal edilmesinin hemen ardından gönüllü birliklerle Karadeniz bölgesindeki Rum çetelerine karşı mücadele etti. Giresun Belediye Başkanlığı ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin Giresun Şubesi Başkanlığını yaptı. Daha sonra Mustafa Kemal tarafından Kasım 1920’de Muhafız Kıtası komutanlığına getirildi. Koçgiri ayaklanmasının bastırılmasında önemli rol oynadı.

47. Alay komutanı olarak katıldığı Sakarya Savaşında yararlılık gösterdi. TBMM’de II. Grup olarak bilinen muhalefet grubunun önderlerinden Trabzon milletvekili Ali Şükrü Beyi, Mustafa Kemal’e karşı sert muhalefet izlediği gerekçesiyle 27 Mart 1923’de öldürdü. Güvenlik kuvvetlerine teslim olmayan Topal Osman, Ankara Ayrancı bağlarındaki evinde girdiği çatışmada yaralı olarak ele geçirildi. Kısa süre sonra 4 Nisan 1923 öldü.

Ali Rıza Efendi

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Ali Rıza Efendi 1841 yılında Selanik’te doğdu. Söke’den Selanik’e yerleşmiş Türkmenlerden “Kırmızı Hafız” lakaplı Ahmet Efendinin oğludur. İlkokulu Abdi Hafız Mahalle Mektebinde okudu. Selanik’te Evkaf İdaresinde katiplik, sonrada Gümrük Muhafaza Teşkilatında memurluk yaptı. Memurluğu sırasında, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağa’nın kızı Zübeyde Hanım‘la evlendi.

1876 yılında da Selanik Asakir-i Milliye taburunda subay olarak görev alan Ali Rıza Efendi, daha sonra da kereste ticareti yapmaya başladı. Zübeyde Hanım’dan beş çocuğu oldu. Çocuklarından Naciye, Ömer ve Fatma fazla yaşamadı. Sadece Mustafa ve Makbule hayatlarına devam edebildi. Ali Rıza Efendi, 1888 yılında, tek oğlu Mustafa Kemal ilkokulda okuduğu sırada, rahatsızlandı ve öldü.

Hürrem Sultan

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Hürrem Sultan, 1506 yılında doğdu. Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi ve Osmanlı tarihinde önemli roller oynamış bir haseki sultandır. Aslen Rus olan Hürrem Sultan’ın asıl adı Roxelanne’dır. Güzelliği nedeniyle küçük yaşta Kırım hanı tarafından Osmanlı sarayına sunulan Hürrem Sultan, sarayda özel bir eğitim gördü. Dişiliği, zekası ve becerisi ile padişahın dikkatini çekmeyi bildi. Harem kadınları ve saray ileri gelenleri arasında kendine yer edindi.

Kanuni’nin aşırı güven ve sevgisini kazanarak onun nikahlı eşi olduktan sonra belli bir plan dahilinde çalıştı, el altından çeşitli entrikalar uygulayarak on altıncı yüzyıl Osmanlı tarihini olumsuz yönde etkiledi. Kanuni’nin, Gülbahar Hatun’dan olan veliahtı Sultan Mustafa’yı ortadan kaldırmak için çeşitli entrikalar ile önce Gülbahar Hatun’u, ardından kırk yaşındaki veliaht Mustafa’yı boğdurttu. Devlet yönetimine de hakim olan Hürrem Sultan, İran savaşını destekledi. Ruslar ve Lehlerle barış içinde yaşanılmasını sağladı. Tüm bunlara rağmen, oğullarından birinin tahta çıkışını göremeden elli iki yaşındayken öldü.

Aykutalp

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Eski Osmanlı Beylerinden olan Aykutalp, 1301 yılında İnönü valiliğine getirildi. Uzun bir süre Osmanlı Devleti’ne hizmet eden Aykutalp, katledilerek vefat etti.

Rukiye Erkin

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Atatürk Rukiye’yi bir Konya gezisinde tanımıştı. O vakitlerde Rukiye hayatının en zor yıllarını yaşıyordu. Kimsesizdi. Atatürk, Rukiye’yi Ankara’ya getirerek bakımını ve okutulmasını sağlamış ve bir Jandarma Yüzbaşısı ile evlendirmiştir.

Nikahları Ankara Belediyesi’nde kıyılmış, zamanın İç İşleri ve Dış İşleri Bakanları da şahitlik etmişlerdir. Düğünleri İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda yapılmış, düğünde Atatürk ilk dansı Rukiye ile yapmıştır.

Anzavur Ahmet

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Milli Mücadele’ye karşı ayaklananlardandır. Balıkesir’e yerleşmiş bir çerkez ailesindendir. II. Abdülhamid zamanında Jandarma subaylığı yapmış, Bakırköy karakol kumandanlığında bulunmuş, sonra Kütahya ve Konya’da görevlendirilmişti.

Anzavur, II. Meşrutiyet’te Çakırcalı’nın tenkilinde büyük yararlılıklar gösterdi. Bu nedenle Sultan Reşad ona bir kılıç armağan etmişti. Daha sonra, emekli binbaşı olarak memleketine çekilmiş ve yarış atı yetiştirmeye başlamıştı. Son derece dindar, kendini beğenmiş ve ittihatçı düşmanıydı.

Mütarekede bir ara İzmit mutasarrıflığı yaptığı anlaşılıyor. Anadolu’daki ulusal kurtuluş hareketini, İttihatçılığın Bolşevikliğe varan bir uzantısı sayarak, din adına buna karşı çıkmak için kurulan, Cemiyeti Ahmediye’nin üyesi oldu. Kuvayı Milliye’yi bastırmak için gösterdiği çabalardan ötürü, Sultan Vahidettin kendisine “mirmiran”lık (bir çeşit mülki paşalık) unvanı vermişti.

Silahlı girişimlerinde başarısızlığa uğradıktan sonra, Yunanlı işgalcilerle işbirliği yapmış ve Yeniçiftlik köylü Mehmet Efe tarafından (Kara Hasan çetesinin eski üyelerinden) 1921 yılı Nisan ortalarında bir çarpışmada vurularak öldürülmüştür. Çeteci Pomak Kara Hasan’a yazdığı 30 Ekim 1919 tarihli mektupta, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını, I. Dünya Savaşı’na girerek Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasına yol açan farmason-İttihatçılar’la bir tutar.

Şemsi Denizer

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Şemsi Denizer, 1951 yılında Zonguldak’ta doğdu.

Şemsi Denizer, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü`nde iş yaşamına atılan Denizer, 1983`te aktif sendikacılığa başlamadan önce Gelik Kömür İşletmesi’nde puantör olarak çalıştı.

Denizer, 1986 yılında Genel Maden İş Sendikası Genel Başkan Yardımcılığı görevine seçildi, 1989`da da Genel Başkan oldu. 1992 yılında da Türk-İş Genel Sekreterliği’ne seçilen Denizer, halen Genel Maden İş Sendikası Genel Başkanlığı`nı da yürütüyordu.

Evli, 1 çocuk babası ve 1 torun sahibi olan Denizer, 1990 yılında yaşanan büyük işçi yürüyüşü sırasında kamuoyunca tanınmıştı.

TTK işçilerinin greve başlaması ve ardından onbinlerce maden işçisinin aileleriyle birlikte Ankara`ya doğru yola çıkması büyük yankı yaratmıştı. Bolu yakınlarına kadar gelen işçiler, dönemin Başbakanı Yıldırım Akbulut ile yapılan görüşmeler sonunda sağlanan anlaşma ile yürüyüşe son vermişlerdi.

Şemsi Denizer uğradığı silahlı bir saldırı sonucu 6 Ağustos 1999’da öldü.