Robert Bosch

Alman sanayici Bosch motorlu araçlar için elektrik donanımı üreten dünya çapında başta gelen firmayı küçük bir tesisatçı dükkanından başlayarak kurdu. 20. yüzyılın başında hemen hemen her otomobile takılan manyetoyu geliştirerek dünya çapında ünlendi.

Bosch Schwaebische Alb dağlarında bir köy olan Albeck’de bir çiftçi ailesinin oniki çocuğunun onbirincisi olarak dünyaya geldi. Ailesinin başlıca gelir kaynağını, arabacıların geceledikleri ve atlarını değiştirdikleri bir han oluşturuyordu. Tren hattı döşendiğinde ailece Ulm’e taşındılar. Bosch ince tesviyecilik dalındaki çıraklığını tamamladıktan sonra ülkesinden ayrıldı. 1884’te ABD’ye giderek burada Thomas Alva Edison ile birlikte çalıştı ve ardından da İngiltere’ye gitti. Ondan iki yıl sonra da 10.000 marklık bir sermaye ile Stuttgart’ta bir tesisat, ince tesviyecilik ve elektroteknik şirketi kurdu. 1887’de bir arkadaşının kızkardeşi olan Anna Kayser ile evlenerek iki çocuk sahibi oldu.

Bosch, bir makinacı kalfa ve bir çırak çocukla birlikte her türlü elektrik tesisatı onarıyor ve telefon, ev telgrafı ve paratoner (yıldırımsavar) gibi aygıtları monte ediyordu. 1887’de gazlı motorlar için ürettiği manyetoyu izleyen yıllarda giderek geliştirdi. Elde ettiği başarılar yüzünden tesisatçı firmasının kapasitesini gözünde büyüttü. Yeni makine alımı için fazla yatırım yaptı ve 1890’da parasal sıkıntıya düştü. Ancak 1897’de ekonomik sıkıntısını atlatabildi.

Kendisi tarafından üretilen manyeto artık bir motorlu araca, bir Dioa-Bouton Üç Tekerleklisine takılabildi. Bosch bundan beş yıl sonra kesin başarıya ulaştı. Proje mühendisi Gotdob Honold bujilerle bir yüksek gerilim manyetosu geliştirdi. Bir aygıt ateşleme hızı ve dakiklik açısından tüm rakip firmaların ürünlerinden üstündü. Ayrıca hızlı çalışan benzinli motorların geliştirilmesi üzerinde etken oldu. Aradan çok geçmeden Bosch hemen hemen bütün büyük otomobil firmalarından sipariş almaya başladı.

Yeni yüzyıla girdikten birkaç ay sonra, bu arada 45 kişi çalıştıran Bosch, Stuttgart’a taşındı. Elektroteknik fabrikasını plânlarken ABD’de edindiği deneyimlerden yararlandı. Modera iş bölümünü göz önünde tutarak imalathanelerini donattı. Sık sık “Kızıl Bosch” olarak nitelendirilen sanayici, Almanya genelinde ancak 1918’de kabul edilen 8 saatlik iş gününü 1906’da uygulayarak sosyal tutumunu kanıtladı.

1910’da fabrikasında çalışanlara Cumartesileri öğleden sonra izin verdi. Diğer işletmelerin çoğunda o tarihte haftada altı tam gün çalışılıyordu. Şirketi 1913’te 7 haftalık bir işçi mücadelesine sahne olunca, Bosch işverenler birliğine katıldı. O tarihe kadar bu örgüte üye olmayı reddetmişti.

Birinci Dünya Savaşı patlak vermeden önce Bosch ürünlerinin % 90’ını dış ülkelere satıyordu. Şirketi, motorlu taşıtlar için buji, ışık makinesi, akü, starter, far vb. parçalardan oluşan ilk standart elektrikli donanımı sunuyordu. İngiltere, Fransa ve ABD’de kendi şirketleri ve temsilcilikleri bulunmaktaydı. Her ne kadar savaş başladığında dış ülkelerden sağladığı kazanç elden gittiyse de, savaş için yaptığı üretim bunu kat kat çıkartıyordu. Bosch bu kazancının büyük bir bölümünü Neckar kanalının inşası için kurulan bir vakfa devretti. 1916’da firmasını anonim şirkete çevirdi.

Her zaman teknikteki yenilikleri göz önünde bulunduran Bosch, Birinci Dünya Savaşı sona erdikten sonra araştırmaya büyük paralar ayırdı ve işletmesini giderek büyüttü. Özel hayatında 20’li yıllarda kaderin birkaç sillesine katlanmak zorunda kaldı. Oğlu mültipl skleroz hastalığından öldüğü gibi, çocuğunun ölümünü kabullenemeyen karısı da geçirdiği ağır depresyonlar yüzünden hastanelerde bakılmak zorunda kaldı. Bosch 1926’de boşandı ve bir yıl sonra Margarete Woerz ile evlenerek bir kız çocuk sahibi oldu.

Yine 1927’de çalışanlara şirkette uzun yıllar çalıştıktan sonra, emekliliklerinde parasal destek sağlayan Bosch Yardımı adı altında toplumsal bir kuruluşu hayata geçirdi. Ne var ki, 30’lı yılların başındaki dünya ekonomik buhranı 1937’den beri Robert Bosch GmbH adını taşıyan bu kuruluşu da etkiledi. Satışlar hissedilir derecede gerilerken çalışanların kimisine yol vermek gerekti.

Bosch’ un fabrikaları İkinci Dünya Savaşı’nda geniş çapta yıkıldılarsa da kendisi buna tanık olmadı. Şirketin kurucusu 1942 yılinda 80 yaşında Stuttgart’ta hayata veda etti. Fabrikaları yeniden inşa edildikten sonra üretim yelpazesine buzdolapları ve diğer elektrikli ev aletleri eklendi.

Tags:

Leave a Reply