Selçuklu dönemi büyüklerinden birisi de Sadır Sultandır. Asıl adı Bekir, Sadreddin Sadri de onun lakabıdır ve Sadır Sultan olarak ün yapmıştır. Babasının adı ise Zekidir. Alim, fazıl, edip ve şair, bir zat olan Sadır Sultan, aynı zamanda da döneniminin meşhur hekimlerindendir. Mevlananın muasırı olduğu rivayet edilir. Doğum ve ölüm tarihi hakkında kesin malumat mevcut değildir.
Sadr, göğüs, kalb, öncü, baş, başköşe, başköşede oturan emir, gibi manalarda kullanılmaktan başka, alim, fazıl şahsiyetler hakkında bir hürmet ve sevgi ifadesi olarak kullanılmıştır. Sadr, aynı zamandadır. Osmanlıda kullanılan Sadrazam ve Sadreyn unvanları bunun en açık örneklerini teşkil eder. Sadreyn, Kumeli ve Anadolu kazaskerleri için kullanılan bir ünvandır.
Sadır Sultanın türbesi, onun adını taşıyan Sedirler semtinde, Yanık Camiin kıblesindeki mezarlık içerisindedir. İ. Hakkı Konyalı, türbenin 65-70 yıl önce kubbeli olduğunu, türbenin içerisinde birkaç yatırın bulunduğunu, Muharrem ayında Mevlevilerin buraya gelerek ziyaret ettiklerini, türbenin çevresinde türbedar odaları bulunduğunu zikreder.