Posts Tagged ‘Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana’

Erdoğan-Zana görüşmesine BDP’den ilk yorum

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Leyla Zana’nın TBMM’deki basın toplantısının hemen ardından Diyarbakır’da kameraların karşısında geçen BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Zana-Erdoğan görüşmesi için “Umarız hayırlı olur” yorumunu yaptı.

Demirtaş, Leyla Zana’nın dünkü görüşmesinin temelini oluşturan “Başbakan’ın bu işi çözeceğine inanıyorum” sözlerine tepki göstererek, “Her kim Başbakan’dan umutluysa bu saflıktır, AKP gibi düşünmektir” demişti.

Haber 7

Zana, Erdoğan’la ne konuştuklarını anlattı

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dün yaptığı görüşmenin, barışın gelmesine olumlu bir etki yapacağına inandığını belirterek, görüşmede, Abdullah Öcalan’ın ev hapsine alınabileceğini, Oslo görüşmelerinin yeniden başlaması gerektiğini dile getirdiğini söyledi.

Zana, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Erdoğan ile dün yaptığı görüşmeye ilişkin bilgi verdi.

Erdoğan’a ilettiği konuları satır başlarıyla aktaran Zana, bu görüşmeye zemin yaratan iki önemli konuyu gündeme getirmekte yarar bulunduğunu belirtti.

GÖRÜŞMENİN MİLADI 2004

Zana,  2004’te cezaevinden çıktıklarında bir dizi görüşme talebinde bulunduklarını, sivil toplum kuruluşlarından iş çevrelerine, Başbakan’dan Meclis Başkanı’na, ana muhalefet partisinden sendikalara kadar herkesle görüşme talebinde bulunduklarını belirtti. Zana, Erdoğan ile dün gerçekleşen görüşmenin, böyle bir miladı bulunduğunu dile getirdi.

TÜRK VE KÜRT HALKINA SÖZÜMÜ HATIRLATTIM

Erdoğan ile görüşmesinin başında, 21 yıl önce, parlamentoda, halkların kardeşliği üzerine yemin eden bir milletvekili olarak, Türk ve Kürt halkları için verilen bir sözünün olduğunu söylediğini aktaran Zana, öncelikle Kürtler’in halk olmaktan kaynaklı haklarından söz ettiğini anlattı.

Türkiye’nin sürdürülebilir bir barışa ve diyaloğa ihtiyacı olduğunu, bunun en temel koşulunun güven ortamı olduğuna tekrar tekrar dikkat çektiğini ifade eden Zana, şunları kaydetti:

ARTIK SÖYLEM VE SÖZ YETMİYOR

”Korkularıyla yüzleşme çabalarına rağmen, süregelen tutuklamalar ve davalarla tedirgin olan toplumun küçük adımlara değil, ileri ve samimi adımlara ihtiyacı olduğunu dile getirdim. Bu adımların da tüm bileşenlerin sürece dahil edilmesiyle atılabileceğini, kesintisiz barış ortamı için herkesin katkı sağlaması gerektiğini ifade ettim. Roboski katliamı, cezaevlerinde yaşananları ve süregelen polis şiddeti. Bunların hepsinin açık yaralarımızı kanattığını söyledim. Yaşananların ve yaşanmakta olanların tüm çıplaklığıyla ortaya konmasına ve çözüm aranmasına ihtiyaç var. Kendisine de ilettiğim gibi, halklarımıza artık söylem ve söz yetmiyor. Bu aşama geride kaldı.”

ÖCALAN’A EV HAPSİ

Leyla Zana, ”İdam gibi bir tabuyu yıkan bu ülkenin Sayın Öcalan’ı pekala ev hapsine alabileceğini ve bunun hayati bir önem taşıdığını belirttim” dedi.

OSLO GÖRÜŞMELERİ YENİDEN BAŞLAMALI

Türkiye’de onlarca yıldır denenen güvenlikçi politikaların sonuç vermediğini gördüklerini ifade eden Zana, denenmeyen tek yolun sürdürülebilir müzakere olduğunu söyledi. Zana, görüşmede, bu anlamda, Oslo görüşmelerinin milat olduğunu ve bu görüşmelerin yeniden başlaması gerektiğini ifade ettiğini kaydetti.

DEVLET VATANDAŞINDAN ÖZÜR DİLEMELİ

Zana, devletler kendi yurttaşlarından özür dilemeyi bir zafiyet olarak görmemesi, özür dilenmesi talep edilen halkın, bir başka devlet değil kendi yurttaşları olduğunu dile getirdiğini belirtti.

ANADİL PARA ÖDEYEREK ÖDENMEZ

Seçmeli dersler arasında Kürtçe’nin yer almasının, olumlu bir gelişme olduğunu kaydeden Zana, ancak  Kürtler’in anadilde eğitim taleplerini karşılamaktan uzak olduğunu savundu. Zana, ”Dünyada hiçbir halk, kendi ana dilini para ödeyerek öğrenmez dedim ve anadilde eğitim hakkı vurgusu yaptım.” diye konuştu.

“SİLAH BIRAKIN OPERASYONLAR DURUR” GERÇEKÇİ DEĞİL

Terör örgütü PKK’nın silah bırakması taleplerine de değindiklerini kaydeden Zana, “Yaralarımız açık ve kanıyor. Bu nedenle de gerçekçi olmayan talepler karşılık bulamaz. ‘Silahları bırakın operasyonlar durur’ söylemi gerçekçi olmayan taleplerden. Bunun altını çizdim” şeklinde konuştu.

SAYIN BAŞABAKAN’A TEŞEKKÜR EDİYORUM

Bu görüşmenin, kesintiye uğrasa da, 2004’den bu yana ortaya konan çabaların ve kazanımların bir ürünü olduğunu dile getiren Zana, sözlerini şöyle tamamladı: ”Toplumsal beklentinin sonucunda gerçekleşti. Görüşme son derece nazik bir ortamda gerçekleşti. Başbakan tüm taleplerimizi büyük bir dikkat ve nezaketle dinledi. Bu görüşmenin kesintiye uğrayan sürecin açılmasına katkı sağlayacağına, halklar için umutvar bir sürecin yaratılmasına ve barışın gelmesine olumlu bir etki yapacağına inanıyorum. Sayın Başbakan hem görüşme süresince hem de sonrasında görüşmeyle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, diyalog sürecini açık tutmak konusundaki samimi tavrını göstermiştir. Bunun için teşekkür ediyorum.

AKLIM, VİCDANIM VE YÜREĞİMLE HAREKET ETTİM

Bilinmesini isterim ki; aklım, vicdanım, yüreğim, politik deneyim ve öngörümle hareket ettim. Tarihsel olarak bu görüşmenin kimler arasında gerçekleştiğinin ötesinde, olası sonuçları çok önemli. Sormak isterim; tıkanan bu sürecin önünü açmak için kaç kuşak, kaç ölüm daha bekleyeceğiz? HEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTH, DTP, BDP ve diğer tüm bileşenlerin verdiği mücadele göstermiştir ki; bu topraklarda herkesin barışa ihtiyacı var. Bunun için, ben, o, diğeri fark etmez. Herkes hem Türkiye halkları hem de Kürt halkı barış sürecinin oluşmasında yer almalı. Zira barışın ortak bir çabaya ihtiyacı var. Umutların günbegün büyümesi ve yeşermesi dileğiyle.”

Leyla Zana, soru almayacağını belirterek basın toplantısını bitirdi.

İşte Zana’nın basın açıklamasının görüntüsü:

PKK’dan o görüşmeye tehditli yorum!

Pazar, Temmuz 1st, 2012

PKK yöneticilerinden Duran Kalkan, Hükümet ve muhalefetin çözüm arayışlarına rağmen PKK’nın silahlı eylemlerini artıracağını ve artık’ silahlı çözüm sürecine’ girdiklerini açıkladı.

PKK’ya yakınlığıyla bilinen ajansa konuşan Duran Kalkan, son günlerde tekrar gündeme gelen ‘Öcalan’ın durumu’, CHP ’nin çözüm arayışları, Leyla Zana ’nın açıklamalarıyla ilgili terör örgütünün bakış açısını anlattı.

“PKK AK Parti’yi silahla yenilgiye uğratamaz diyenler avuçlarını yalasınlar” diyen Kalkan, kendileri için tek çözümün ‘Kürtlerin kendi kendisini yönetmesi’ olduğunu söyledi. Hakkari’de meydana gelen ve 8 askerin şehit olduğu, 31 PKK ’lının öldürüldüğü eylemi son günlerde CHP ve Leyla Zana tarafından dile getirilen barış arayışlarına cevap olarak yapıldığını açıklayan Duran Kalkan ‘PKK’yı pasif konuma çekme umut ve hesapları Hakkari saldırısıyla tümden kırılmış oldu. Bu AK Parti için bir yenilgidir. İşte CHP projesi böyle ortaya çıktı. Leyla Zana’nın konuşmaları bu temelde gündeme geldi. Çeşitli psikolojik savaş çevrelerinin sanal bir PKK yaratma gayretleri böyle bir ortamda gündeme geldi.’ dedi.

Kalkan, yine Leyla Zana ’nın açıklamaları için “Tayyip Erdoğan ’ın hala sorunu çözecek lider olduğunu söyleyenler geçmiş on yılı bir çırpıda yok sayıyorlar, üstünü çiziyorlar. Neye dayanarak bunu söylüyorlar, kanıtlarını göstersinler. Niye on yıldan bu yana çözülemedi hep oyalandı? Görülmüyor mu bunlar? Bunları yapan AK Parti değil mi, başka bir kuvvet mi yapıyor? Bu konuda gerçekçi olmak lazım, doğru düşünmek gerekli. Bazı basit yaklaşımlar, çıkarlar uğruna gerçekler göz ardı edilmemeli. Herkes bu konuda ciddi olmalı, gerçekçi olmalı, tutarlı olmalı.” dedi. Duran Kalkan, tüm bu yaşanan sürece rağmen ‘silahlı çözüm süreci’adı altında PKK ’nın saldırılarını artırarak devam ettireceğini söyledi.

BDP’li Dora: Başbakan tarihe geçebilir!

Cuma, Haziran 29th, 2012

Ömer Süt’ün haberi

Türkiye kritik bir dönemden geçiyor.  Kürt sorunun çözümüne dair yapılan görüşmelere yarın bir yenisi daha eklenecek. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana ile görüşecek.

Bu önemli görüşme öncesi, Leyla Zana’nın Kürt sorunun  çözümüne dair yaptığı açıklamaların bir adım ilerisini Barış ve Demokrasi Partisi Mardin Milletvekili Erol Dora yaptı. Zana’nın konuyla ilgili olarak yaptığı “Bu sorunu Erdoğan çözer” açıklamasının bir benzerini haber7.com’a konuşan TBMM’nin ilk Süryani vekili Erol Dora, iktidar partisi olması sebebiyle Başbakan Erdoğan’ın güçlü olduğunu söyledi ve ekledi:

“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt sorunun demokratik bir şekilde çözerse tarihe geçme şansına da sahiptir. Sayın Başbakan’ın bu şansını da kullanması gerekir. “

“BDP’DE BASKI YAŞAMIYORUM”

Bir Süryani milletvekili olarak Barış ve Demokrasi  Partisi’nde hiçbir zorluk yaşamadığını, düşüncülerini özgürce ifade edebildiğini söyleyen Erol Dora, Türkiye’nin hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak siyaset üretmeye çalıştığını dile getirdi.

Türkiye’nin gerçek sorunu Kürt sorunudur. Bu sorunun temelinde de Kürtlere haklarının verilmeyişidir.  Sorunlarımızı birbirimizi yok ederek, baskı kurarak çözemeyiz. Şu anda her birimizin sahip olduğu dili, etnik yapıyı biz yaratmadık, hepimiz böyle yaratıldık. Bu konuda empati kurulması taraftarıyım, kendi dilimize, etnik yapımıza ne kadar değer veriyorsak başkalarının da diline ve etnik yapısına saygı göstermeliyiz. Sorunlarımızın barışçıl yollarla, müzakereyle, demokratik süreçle çözümüne inanıyoruz, bu şiddet politikaları Türk ve Kürt halkını birbirinden uzaklaştıran politikalardır.

ATEŞKES ÇAĞRISI

Türkler ve Kürtler Mezopotamya ve Ortadoğu’da kültürel olarak birbirine yakın olan, birlikte yaşamayı başarabilen iki halktır. Bir an önce bu çatışmalara son vermek gerekiyor ki bu yöntemle sorunların çözümlenmediğini hep beraber gördük, bir an önce ateşkesin olması gerektiğine inanıyorum. Türkiye’de bu konuyla ilgili olarak bir kamuoyu oluşmuştur.  

“GÖZ YAŞININ RENGİ YOK”

Bir Kürt gencinin öldürülmesiyle bir Türk askerini öldürülmesi arasında bir farkın olmaması gerekiyor.  Eğer biri bu iki ölüm arasında bir fark görüyorsa ben o insanın insanlığından şüphe ederim. Ölen insanlar bu ülkenin vatandaşıdır ve bizim kardeşimizdir. Gözyaşlarının rengi yoktur, ikisinin de rengi aynı. Bireyler, siyasiler, sivil toplum kuruluşları kendilerini sorgulamaları lazım. Eğer birlikte yaşayacaksak, bizim amacımız budur, niçin yıllardır insanlarımız ölüyor.

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDEKİ FIRSAT

Önümüzde yeni bir anayasa çalışması var, Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarına devam etmektedir.  Bu çalışma bizim için tarihi bir süreçtir, bunu çok iyi değerlendirmek gerekiyor.  Kürt sorunu evrensel anlamda, Kürtlerin ne istediklerini göz önünde bulundurarak barışçıl yollarla çözülmelidir. Hakları bir lütuf olarak değil, hakkı hak olarak vermemiz lazım. Devletin vatandaşa verdiği hakları teşvik edip bunu yaşatması gerekiyor.  Böyle olursa vatandaşlar sorunlu vatandaş olmaz, Türkiyelilik şemsiyesi altında gönüllü vatandaş olur. Birlikte yaşamayı öğrenirsek, Türkiye’nin Ortadoğu ve dünyadaki rolü çok daha etkili olur.

SİYASİLERE ÇAĞRI, MHP’YE MESAJ

Daha demokratik bir cumhuriyeti yaşama ve Ortadoğu’da daha güçlü bir Türkiye için müzakereler başlasın. Bu konuda Barış ve Demokrasi Partisi olarak sorunlarım çözülmesi konusunda samimi bir şekilde her türlü desteğe hazırız, Meclis’teyiz buyursunlar gelsinler, görüşelim.  Ana muhalefet partisi CHP doğru bir adım atmıştır, sorumluluk almıştır, zaten şu ana kadar böyle bir sorumluluğu almadığı için de hata yapmıştır. CHP, AK Parti ile beraber yürüttüğü Kürt sorunun çözümüne dair ısrarını sonuna kadar sürdürmelidir. MHP’yle süreç içerisinde iyi ilişkiler kurmak gerekiyor, bütün partiler bir araya geldiğinde sorunun çözümü kolaylaşacaktır.

“AK PARTİ VE BAŞBAKAN ERDOĞAN’A BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”

Eğer Kürt sorunundan bahsedeceksek, Oslo görüşmelerine de değinmemiz gerektiğini düşünüyorum.  Oslo sürecinden sonra AK Parti seçimlere girdi ve yüzde 50 oy alarak tek başına iktidar oldu.  Demek ki AK Parti seçmeni demokratik süreçten, müzakereden rahatsız değil. Türkiye haklarının dileği de bu sorunun çözüme kavuşması yönünde. Burada en büyük görev iktidar partisi AK Parti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a düşmektedir.

“BAŞBAKAN ERDOĞAN GÜÇLÜDÜR”

Bir partide parlamenterler farklı görüşlerini dile getirebilirler, bu demokrasinin bir gereğidir.  Her politikacı partinin içerisinde farklı görüşler ortaya atılabilir, yeter ki bu görüşler samimi olsun ve o sorunun çözümüne katkı sunsun. Dolayısıyla Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a büyük görev düşüyor, Kürt sorununu çözüme kavuşturacak iktidar gücüne sahiptir. Başbakan Erdoğan’ın CHP, MHP ve BDP’nin de katılacağı bir barış sürecinde birlikte hareket etmesi gerekiyor. Leyla Zana “Bu sorunu çözüme kavuşturacak Başbakan Erdoğan’dır dedi. Başbakan Erdoğan’ın bu sorunu çözmesinde biz büyük bir mutluluk duyarız. Sayın Başbakan Erdoğan güçlüdür. Türkiye bu sorunun demokratik yollarla çözüme kavuşturulmasından yanadır. O zaman şu ana kadar yürütülen politikaların değiştirilmesinde fayda vardır.  BDP’ye mensup 8 bin kişiye yakın insan tutuklandı, bunlar barışa hizmet edecek gelişmeler değildir, bu tutuklamalarla barış süreci ilerlemez.

“ERDOĞAN’IN TARİHE GEÇME ŞANSI VAR”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürt sorunun demokratik bir şekilde çözerse tarihe geçme şansına da sahiptir. Sayın Başbakan’ın bu şansını da kullanması gerekir.  Kürt sorunu çözümlendiğinde, sadece Kürtler değil, Türkiye’deki bütün halklar menfi bir şekilde etkilenecektir. Tekrar söylüyorum, Barış ve Demokrasi Partisi olarak, üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazırız.

Erdoğan, Zana’nın istediği randevuyu verdi!

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Yahya Bostan’ın haberi
Görüşmenin cumartesi günü Başbakanlık Resmi Konutu’nda gerçekleşmesi öngörülüyor. Erdoğan’la görüşme talebi, Kürt siyasetinin etkili isimlerinden olan Zana’dan geldi. Talep Başbakanlık’a ulaşır ulaşmaz Erdoğan’a iletildi, Erdoğan özel kalem müdürlüğüne görüşme için derhal randevu verilmesini istedi. Zana, Dağlıca’da meydana gelen PKK saldırısı öncesinde bir röportajında “Erdoğan’ın bu işi çözeceğine inanıyorum” mesajı vermişti. Erdoğan ise kendisine yönelik bir görüşme talebi gelmediğini, gelmesi durumunda bir milletvekili olarak Zana ile görüşmekten kaçmayacağını söyleyerek olası bir talebe yeşil ışık yakmıştı. Bu arada, BDP söz konusu gelişmelerden rahatsız. BDP Genel Başkanı Selahaddin Demirtaş, Zana’nın sözleri üzerine “Bizi bağlamaz” diyerek eleştirmişti. BDP kulislerinde de Zana, Barzani’nin etkisi altına girmekle suçlanmıştı.

Sabah