Posts Tagged ‘Özellikleri’

Blaise Pascal Kişisel Özellikleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Blaise Pascal Kişisel Özellikleri

Blaise Pascal Düşünceleri

Pascal, çok genç yaşlarda çok önemli çalışmaları tamamlamış ve matematiğin gelişimine çok önemli katkılar yapmıştır. Pascal, 25 yaşına geldiğinde kendisini felsefe ve dine adamış, 39 yaşında ölmüştür.

Türkçe’ye Düşünceler ismiyle çevrilen notlarında Pascal’ın dünya görüşünü yansıtan ünlü bahis şu şekildedir:

‘Allah ya vardır, ya yoktur.’ Acaba hangi görüşe meyledeceğiz? Akıl bu bu hususta karar mercii olamaz. Sonsuz kaos bizi Allah’tan ayırmaktadır. Bu sonsuz mesafenin sonunda bir talih oyunu oynanıyor, neticesi ya yazı, ya tura olacak. Siz hangi taraf için bahse gireceksiniz? Aklın aracılığına başvurunca ne bir tarafı, ne de Ötekini tercih edemiyorsunuz. Akıl ne tercihte bulunmayı sağlıyor, ne de hangi şıkkın yanlış olduğunu isbata güç yetiriyor. O halde iki şıktan birini seçmiş kimseleri hata işlemiş olmakla suçlamayın; çünkü bu seçim hakkında siz de hiçbir şey bilmiyorsunuz. ‘—Hayır, fakat ben onları bu şıkkı seçtiklerinden dolayı değil, bir seçim yaptıklarından dolayı suçluyorum; zira biri yazıyı, biri turayı seçmiş olsa da, ikisi aynı derecede hataya düşmüştür. En iyisi hiç bahse girmemektir.’ Doğru, fakat bahse girmek zorundasınız. Bu hal bizim irademize bırakılmış değil. Bahse girip girmeme gibi bir şık yok önünüzde. Bir kere yola çıkmışsınız; yaşıyorsunuz. Acaba hangi tarafı seçeceksiniz? Beraberce görelim: Madem ki, bir şıkkı seçme zorunluluğu var, öncelikle menfaatimize en uygun olan şıkkı arayalım. Sizin için kaybedilecek iki şey var: hakikat ve hayır, iki şey ortaya koyuyorsunuz: aklınız ve iradeniz, bilginiz ve mutluluğunuz. Ve fıtratınız gereği iki şeyden de kaçınıyorsunuz: hata ve acziyet. Bir kere, madem ki seçme zorunluluğu var, iki taraftan birini tercih etmiş olmak insanı küçük düşûrmez. Bu apaçık ortada olan bir mesele. Peki mutluluğunuz ne olacak? Allah’ın varlığı şıkkını seçtiğiniz takdirde ne kazanıp ne kaybedeceğinizi tartalım. Bu şıkkı seçerek bahsi kazanmış olursanız, herşeyi kazanmış olacaksınız. Kaybetmiş olursanız, hiçbir şey kaybetmiş olmayacaksınız. O halde hiç tereddüt etmeyin; Allah’ın varlığı lehine bahse girin. ‘Bu muhakemeniz harika. Evet bahse girmeliyim, fakat belki de kazancım bana haddinden fazla pahalıya mal oluyor.’ Görelim: Kazanma ve kaybetme şansı eşit olduğundan, yalnızca bire iki hayat kazanmaya talip olduğunuzda, hâlâ bahse girebilirsiniz. Peki ya bire üç kazanmaya talip olduğunuz takdirde? isler istemez bahse girmek zorundasınız. Ve, bir kere oynamaya yükümlü olduktan sonra, içinde eşit kaybetme ve kazanma şansı olan bir oyunda bir hayata karşılık üç hayat kazanmak için riske girmemek sizin için hikmetsiz bir tercih olacaktır. Üstelik karşınızda sonsuz bir hayat ve sonsuz bir mutluluk var. Öyle olunca, yalnızca biri sizin lehinize olan sonsuz sayıda şans var olsaydı bile, iki kazanmak için bir bahse girmek hâlâ doğru olacaktı; ve, eğer kazanılacak olan şey sonsuz derecede mutlu bir hayatın sonsuzluğu idiyse, oynamaya mecbur olduğunuz ve sonsuz sayıdaki ihtimalden yalnızca bir ihtimalin sizin lehinize olduğu bir oyunda üçe karşı bir hayatı bahse koymayı reddederek yanlış bir şekilde davranıyor olacaktınız. Fakat burada sonsuz derecede mutlu bir hayatın sonsuzluğu var; sonlu sayıda bir kaybetme şansına karşı bir sonsuzu kazanma şansı, ve bahse koyduğunuz şey de sonlu. Bu durum bir tercihe mahal bırakmıyor; ortada bir sonsuzluk var olduğundan, ve kazanma şansına karşı kaybetme şansı sonsuz olmadığından, şüpheye hiç gerek yok, herşeyi vermelisiniz, işte bu bakımdan, oynamaya yükümlü olduğunuz bu hayat oyununda, şu sonlu hayatınızı sonsuz bir hayatı kazanmak için riske atmak yerine so¬nu hiçliğe varan diğer şıkkı tercih ediyorsanız, akıldan istifa etmeniz gerekir. Buna karşılık, kazancın şüpheli olduğunu, herşeyin talih ve tesadüfe bırakıldığını söylemenin; göze alınan sefaletlerin belirli oluşuyla kazancın belirsizliği arasındaki sonsuz mesafeyi mütalaa edince, kesin olarak tehlikeye attığımız şu sonlu hayatın şüpheli olan bir sonsuzlukla aynı tutulmuş olduğunu ileri sürmenin iler tutar bir tarafı yoktur. Durum bu değildir. Bir talih oyununa giren herkes ortaya kesin bîrşey koyarak talihini denediği halde, kazanacağı her zaman için şüphelidir. Onun, böyle yapmakla, aklı rencide etmeksizin sınırlı ve cüzi birşeyi tehlikeye koyduğu aşikârdır.

Bu bahsimizde ise belirli bir risk ile belirsiz bir kazanç arasında sonsuz bir uzaklık yoktur: bu doğru değildir. Gerçekte, kazanmanın kesinliği ile kaybetmenin kesinliği arasında sonsuz bir uzaklık vardır, fakat kazanmanın belirsizliği ile riske atılan şeyin belirliliği arasındaki oran, kazanma veya kaybetme şanslanyla uyum içindedir. Ve bu yüzden, eğer bir tarafta diğeri kadar çok şans varsa, siz teke karşı çift oynuyorsunuz. Ve bu durumdaf riske attığınız şeyin belirliliği, kazanabileceğiniz şeyin belirsizliğine eşittir; o hiçbir surette ondan sonsuz derecede uzak değildir. Bu yüzden argümanımız, kazanma ve kaybetme şansının eşit olduğu ve kazanılacak olan sonsuz bir ödülün var olduğu bir oyunda bahisler sonlu olduğunda, sonsuz bir ağırlık taşır, Bu kesin ve inandırıcı bir isbat yoludur ve eğer insanlar Allah’ın varlığını kabul edip ona göre yaşama gereğini, ancak bu şekilde anlayabilirler.

SBS’de hatalı soru iddiası

Cuma, Haziran 22nd, 2012

SBS’de Hatalı Soru İddiası


SBS’de Hatalı Soru

Konya’da bir dersanenin Yönetim Kurulu Başkanı Naci Atalay, bugün yapılan Seviye Belirleme Sınavı’nda (SBS) A kitapçığında yer alan Fen Bilimleri Bölümü’ndeki 9’uncu kimya sorusunun hatalı olduğunu iddia etti.

Sistem Dershanesi Yönetim Kurulu Başkanı Naci Atalay, SBS’de yer alan soruların Milli Eğitimin müfredatında yer alan konulardan oluştuğunu hatırlatırken, soruların bir çoğunda anlaşılmasının kolaylaştırılması için şekiller çizildiğini söyledi.

İŞTE O SORU
Atalay, Fen Bilimleri Bölümü’ndeki A kitapçığının 9’uncu sorusunda “Kırılgandır. Yüzeyi Mattır. Oda sıcaklığında katıdır. Elektron almaya yatkındır’ özellikleri verilen element, aşağıdaki hangi periyodik tabloda koyu renkle belirtilen bölgede yer alır ?” denildiğini belirterek şöyle dedi:

“Soru ve cevapları incelediğimizde hem B seçeneğinin, hem C seçeneğinin taralı bölgesinde bulunan bazı elementlerin yukarıdaki özellikleri taşıdığını gördük. B seçeneğindeki taralı bölgede 8A grubu (soygazlar) ve 7A grubunun ilk iki üyesi oda koşullarında gazdır. Bu nedenle B seçeneğindeki çoğu elementin temsil edildiği taralı bölge yukarıda verilen özellikleri taşımamaktadır. Doğru şık olduğu açıklanan B seçeneği hatalıdır. En yakın cevap ‘C’ gözüküyor. 8A (soygazlar) oda koşullarında katı değildir, yüzeyi mat olmaz, elektron almaya veya vermeye yatkın değildir.”

Öğrenci ve soruları inceleyen öğretmenlerin B ve C seçeneği arasında hangisinin doğru cevap olduğu konusunda çıkmaza düştüklerini ifade eden Atalay,”Umuyorum bu soru tekrar gözden geçirilir. Çünkü Türkiye çapında böyle düşünen çok sayıda öğrenci olduğunu düşünüyorum. Biz de onun için bu sorunun yeniden gözden geçirilmesinde yarar var diyoruz” diye konuştu.

Rotahaber

Mıknatıs Ve Özellikleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Mıknatıs Ve Özellikleri

Mıknatıs ve Özellikleri

Demir, nikel, kobalt gibi maddeleri çekme özelliği gösteren cisimlere mıknatıs denir.

Üç çeşit mıknatıs vardır.
Doğal mıknatıs : Doğada oluşan ve taş olarak bulunan mıknatıslardır.
Yapay mıknatıs : Demir, nikel ya da kobalttan yapılır. Çubuk, pusula iğnesi, U şekline ve at nalı şekline benzeyen çeşitleri vardır. Bu mıknatıslara daimi ya da geçici mıknatıslık kazandırılabilir.

Mıknatısın Kutupları

Mıknatısların uçları çekme ve itme özelliği gösterirler. Mıknatıslık etkisinin en şiddetli olduğu bu uçlara kutup adı verilir. Bir mıknatısın şekli nasıl olursa olsun iki kutbu bulunur.
Bir mıknatıs ortadan iple asılırsa, kuzey-güney doğrultusuna yönelerek durur. Kuzeyi gösteren kutba N, güneyi gösteren kutba ise S kutbu denir.
Elektrik yüklerinde olduğu gibi, mıknatıslarında aynı kutupları birbirini iter, zıt kutupları ise birbirini çeker.

Mıknatıslar, demir, nikel, kobalt gibi maddeleri ve bunların alaşımlarını çeker. Bu nedenle bu maddelere magnetik maddeler denir. Cam, kağıt, tahta, plastik gibi maddeleri mıknatıs çekmez.

Mıknatısların Kullanıldığı Alanlar

Mıknatıslar;
pusula yapımında,
kapı zilinde,
telefon,
radyo,
televizyon,
voltmetre,
ampermetre,
elektrik motorları,
bazı oyuncakların yapısı gibi bir çok yerlerde kullanılmaktadır.
Sanayide demir parçalarını diğer maddelerden ayırmak için yine mıknatıslar kullanılır.

Hangi Yağlar Ne İşe Yarar

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Hangi Yağlar Neye Yarar,

Hangi Yağlar Ne İşe Yarar? Faydaları Nelerdir,


MELİSA:
Terletici,kas gevşetici,sinirleri yatıştırıcı ve ateş düşürücü özellikleri vardır Nefes darlığı ve astımda da kullanılır

ÇAM: Balgam söktürücü,terletici ve antiseptik özellikleri vardır Kaslarla ilgili ağrılara iyi gelir ve ferahlık verir Astım,bronşit,soğuk algınlığı ve gut hastalığı için kullanılır

SARMISAK:Mikrop öldürücüdür Yüksek tansiyonu düşürür İştah açar Hazmı kolaylaştırır Kabızlığı giderir Kanı temizler, kalp adalesini kuvvetlendirir Siyatik varis, romatizma, mafsal iltihabında faydalıdır Ayrıca saç uzamasını sağlar, dökülmesini önler Saçkıran hastalığına iyi gelir

HİNDİSTAN CEVİZİ:Hazmı kolaylaştırıcı, bulantı ve kusmayı giderici etkilere sahiptir İltihaplanmaya karşı etkili olması nedeniyle haricen eklem ve kas ağrılarına ve romatizmaya karşı kullanılır Fiziksel yorgunluğu giderici etkiye sahiptir Saç dökülmesinde de etkilidir Ayrıca pastalara esans olarak kullanılır

KAYISI:Akneleri temizler, cilde canlılık verir Nemlendirici özelliğe sahiptir Bağırsak solucanını öldürür

MENEKŞE: Mikrop kırıcıdır Cilt hastalıklarında kullanılır Egzama ve saç dökülmesinde etkilidir Kuru saçları nemlendirir, parlaklık ve canlılık verir

Itır: Dengeleyici, sakinleştirici, her tür cilt sıkıntısı için faydalı, hormon dengeleyen, adet sıkıntılarına iyi gelen, bedenin su tutması ve selülit için etkindir

GREYFURT : Kafa karışıklığı, kıskançlık ve hayal kırıklığı gibi olumsuz düşünce durumlarında ilaç olarak kullanılır Greyfurt, bu durumları yok eder ve canlandırıcı karakteri ile kararsızlık, sürüncemede bırakma ve geçmiş için kaygılanma durumlarında fayda sağlar Manik ve depresif arasında gidip gelen durumlarda yardımcıdır

BERGAMOT:Stres ve yorgunluğu giderici ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiricidir Egzama tedavisinde de kullanılır İştah arttırıcı ve safra söktürücü etkisi vardır Ayrıca çayda lezzet ve koku verici olarak da kullanılır Moral yükseltici ve sakinleştirici bir yağ olan bergamot, öfke ve hayal kırıklığını giderir, özellikle endişe ile oluşmuş depresyonda mükemmel sonuç verir

LAVANTA:Ağrı keser, mikrop kırıcı; sakinleştirici, dengeleyici, tüm cilt sorunlarına birebir, baş ağrısı, böcek sokmalarına karşı, yanıkları iyileştiren, yatıştırıcı, huzursuzluk, korku, uykusuzluk, panik ve depresyon için çok yararlıdır Parfümeri sanayiinde de kullanılır İnfüzyon yoluyla antidepresyon ve uykusuzluğa iyi gelir Vücuttaki kötü kokuları giderir, antiseptik olarak kullanılır Romatizmaya iyi gelir Saçtaki sirkeleri gidericidir

PAPATYA:Fiziksel ve ruhsal bir rahatlatıcı olan papatya, depresyon, korku, histeri ve gerilimi yatıştırır Endişe içinde olanlar için yatıştırıcıdır Tedirginlik, huzursuzluk,öfke ve sabırsızlık durumlarında sükunet verir Bademcik ve diş iltihabında kullanılır Cilt için oldukça faydalı bir yağdır

OKALİPTÜS:Kişiye konsantrasyon ve zihin açıklığı sağlar Enerjilerin dengesiz olduğu durumlarda kullanılır Kabızlık,öksürük, sinüzit, şeker hastalığı, romatizma ve selülite etkilidir Bronşit,astım gibi akciğer hastalıklarında ve gripal enfeksiyonlarda kullanılır

REZENE:Sıkıntılı zamanlarda güç ve cesaret verir Stresli zamanlarda tepki olarak yeme sonucu oluşan oburluk ve alkolizm için kullanılır Midevi rahatsızlıkları giderir, gaz söktürücü ve süt arttırıcı etkisi vardır Yara iyi edici özelliğe sahiptir Cildi besler ve pürüzleri giderir

PORTAKAL YAĞI:Mide rahatsızlığını geçirir Hazmı kolaylaştırır Ateş düşürücüdür Cildin güzel olmasını sağlar Yara ve yanıkların tedavisinde kullanılır Cildi sıkıştırır Sivilce ve aknelerin kurutur Tonik olarak kullanılır Kan dolaşımını düzenleyicidir Sinir yatıştırıcıdır Spazm çözücü ve ağrı giderici özellikleri bulunmaktadır

YASEMİN YAĞI: Depresyona iyi gelir,endişe giderir,deri ve saçlar için yararlıdır ve cinsel gücü arttırır Duygusal olarak dengeleyici ve yatıştırıcı özelliği vardır Uyuşukluğa ve tembelliğe iyi gelir Romatizma ağrılarında ve selülit giderici olarak kullanılır Adet sancılarını dindirir

KARANFİL YAĞI:Sinirleri uyuşturur Antiseptik ve ağrı kesici olarak kullanılır Diş ağrılarında etkilidir

ARDIÇ:Antiseptik ve vücudu temizleyici özellikleri vardır İdrar söktürür ve spazmları çözer Romatizmal ağrılara iyi gelir Eklem iltihabı ve ödem durumlarında faydalıdır

NANE:Mide bulantısını keser Hazmı kolaylaştırır Gaz söktürücüdür Sinirleri güçlendirir Baş ağrısına iyi gelir Selülit tedavisinde kullanılır Anne sütünü arttırır Bağırsak solucanlarını temizler Yorgunluğa iyi gelir ve canlandırıcıdır Sinüzit,baş ağrısı ve migrene iyi gelir

BİBERİYE:Ağrı kesici ve antiseptik özellikleri vardır Baş ağrısına ve zihinsel yorgunluğa iyi gelir Hafızayı güçlendirir İdrar söktürücü, gaz giderir, kan dolaşımını arttırır, bronşite ve sinüzite, sarılık ve karaciğer yetmezliğinde de kullanılır

GÜL: Depresyon giderici,yatıştırıcı ve spazm giderici özellikleri vardır Cinsel olarak uyarıcıdır Uykusuzluğa ve sinirsel sorunlara iyi gelir Cilt bakımında kullanılır Alerjik ciltler, egzamalı ciltler ve açık yaralara iyi gelir Regl öncesi sorunlara iyi gelir

LİMON:Antiseptik ve bakteri gelişimine engel olucu özellikleri vardır Kişiyi canlandırır ve enerji verir Varisler,mide ülseri,depresyon ve endişe duyguları üzerinde etkilidir Boğaz ağrısı, mide yanması, kan temizlemede, böbrek taşında, bağ dokusu hastalığında kas kuvvetlendirir Sivilceleri giderir Cildi güzelleştirir Vücuttaki istenmeyen yağların atılmasını sağlar Böcek ve sinek ısırmalarında kaşıntı ve şişmeleri önler

ÖKALİPTÜS:Böcek ısırıklarına çok iyi gelir ve etkili bir böcek kovucudur Sinirsel ağrıları ve kas ağrılarını giderici özelliği vardır Solunum yolu hastalıklarına iyi gelir Romatizmal ağrılara iyi gelir Kabızlık,öksürük, sinüzit, şeker hastalığı, ve selülite etkilidir

PORTAKAL:Mide rahatsızlığını geçirir Hazmı kolaylaştırır Ateş düşürücüdür Cildin güzel olmasını sağlar Yara ve yanıkların tedavisinde kullanılır Cildi sıkıştırır Sivilce ve aknelerin kurutur Tonik olarak kullanılır Dengeleyici ve yatıştırıcı özellikleri vardır

ADAÇAYI:Az söktürücü, ter kesici, ,idrar arttırıcı etkileri vardır Yara iyi edici ve antiseptik olarak kullanılmaktadır Bebeklerde gaz gidericidir Regl dönemi sıkıntılarına iyi gelir Uyku verici ve iltihap giderici özellikleri vardır

SEDİR:Gerilimleri yatıştırır Genellikle meditasyon aracı olarak kullanılır Balgam söker,sakinleştirir ve gençleştirir

DEFNE:Antiseptik ve gaz giderici özellikleri vardır Terletici ve antiseptik özelliklere de sahiptir Saç ve kafa derisi tedavilerinde kullanılır Saç büyümesine etki eder

HAVUÇ YAĞI: ildin bozulmasını önler Güneş yanıklarının iyileşmesine yardımcı olur Hücre yenileyici, idrar arttırıcı, kan temizleyici, kan yapıcı ve kolesterolü düzenleyici etkiye sahiptir Karaciğer ve safrakesesine iyi gelir

Not : Hangi yağı kullanırsanız kullanın bu yağları badem yağı yada susam yağı gibi bir yğla seyreltmeniz gerekmektedir..
SEYRELTME İŞLEMİNDE 4 ÇAY KAŞIĞI SEYRELTİCİ YAĞA (BADEM,SUSAM VS) 5 DAMLA ÖZ YAĞ DAMLATMALISINIZ DAHA FAZLASI ZARAR VEREBİLİR..

Yüksek tansiyonu olan kişilerde Biberiye kullanılmamalıdır

Şeker hastalığı söz konusu ise, ökaliptus, ıtır ve limon kullanılmamalıdır

Sara / epilepsi rahatsızlığı olan kişilerde rezene, ökaliptus ve kekik kullanılmaz Biberiye ise çok az dozda kullanılır

Yüz bölgesinde kullanılması sakıncalı olan yağlar tarçın ve karanfildir

Hassas ciltlerde sakıncalı yağlar: Tüm asitli yağlar Fesleğen, rezene, hintlimonu, biberiye ve lemon verbena’dır

Ayasofya Müzesi Özellikleri

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Ayasofya Müzesinin Özellikleri nedir
Ayasofya Özellikleri


Ayasofya Müzesi Özellikleri

Ayasofya ilk olarak Konstantinus zamanında 390 yılında yapılmıştır. İlk yapı ahşap bir şekilde yapılmış ve tamamen yanarak yok olmuş. Bugüne gelmiş Ayasofya’ya ilk yapım çalışması imparator Iustinianus zamanında 532 yılında başlanmıştır. Kilise ibadete 537 yılında ibadete açıldı. Yapımında emeği geçen mimarlar Miletoslu İsidoros ve Trallesli Anthemios’tir. İlk adı büyük anlamına gelen “Megali Ecclesia”, bir sürede “Thea Sophia” olarak adlandırıldıktan sonra kutsal hikmet anlamına gelen “Hagia Sophia” adı verildi.

553, 557, 559 yıllarında yaşanan depremlerden sonra Mimar İsidoros tarafından restore edilmiş. Bu onarımdan sonra 896,986 yıllarında meydana gelen depremlerde büyük zarar görmüş ibadete kapatılmış. Değişiklikler yapıplarak 994′te ibadete açılmış. Haçlı seferlerinde yağmalanmıştır. Sebebi ise kaplamalarının sarı renkli olması ve insanların onu altın sanıp sökmeleri sonucu olmuş. Kilisedeki bir çok şey çalınmıştır. 14. yy’da tekrar ibadete kapandı ve 1354′te tekrar açıldı. 481 yıl boyunca Müslümanların ibadetine tanıklık etti. 1934 yılında Atatürk’ün emri ile ibadete açılmış. Camiye ise 1 haziran 1453 yılında çevrilmiş. Türk sanatından da çeşitli değişiklikler eklenerek onarımlar yapılmış. İlk olarak II. Mehmet tarafından ahşap bir minare yapıldıysada bir süre kullanılıp yerine tuğladan bir minare yapılmış. Saray kapısındaki minareyi II. Beyazıt yaptırdı. II. Selim tarafından inşa edilen Öteki iki minareyle birlikte dört tane oldu.

Ayasofya’nın avlusunda bulununan beş türbenin burada olması Ayasofya’ya nekadar önem veildiğini göstermektedir.

Caminin özellikleri

  • Yapı kareye yakın dikdörtgen
  • Büyük orta nekan, iki yan mekan, apsis, iç ve dış nartekslerden oluşan bölümler
  • Kubbesi 55 metre
  • yaldızlı geometrik bitkisel motifle
  • 9-12. yy’a ait Figürlü mozaikler
  • 2009′da 160 yıldır üstü örtülü Serafim adlı meleğin betimlendiği mozaik