Posts Tagged ‘van’

PKK’lıya 17 kez müebbet hapis

Cuma, Haziran 29th, 2012

Hakkari’nin Şemdinli ilçesindeki Aktütün Jandarma Sınır Bölük Komutanlığı’na 2008 yılında düzenlenen ve 17 askerin şehit edildiği saldırıya katıldığı iddiasıyla yargılanan teröriste, 17 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 3 Ekim 2008 tarihinde 17 askerin şehit edildiği, 21 askerin de yaralandığı terörist saldırının ardından Özel Yetkili Van Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, saldırıya katılan teröristlerin tespiti için çalışma başlattı.

Saldırıdan sonra teslim olan terör örgütü mensubu Hudada T. ile İsmet T’nin, güvenlik güçlerine ”Farkin” kod adlı Fesih Taş’ın, Aktütün saldırısına katıldığı ve saldırıda yaralandığı yönünde bilgi verdi.

Bunun üzerine hakkında arama kararı çıkarılan terörist Fesih Taş, 24 Ağustos 2009 tarihinde Yüksekova Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Büro Amirliği’nce düzenlenen operasyonda yakalandı.

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan Taş, yaklaşık 2 yıl süren dava sonunda, ”Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak”, ”tasarlayarak ve birden çok kişinin yerine getirdiği kamu görevi sebebiyle kasten adam öldürmek” suçlarından 17 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

-İddianameden-

İddianamede, terörist Taş’ın, 2005 yılında terör örgütüne katıldığı ve örgütün değişik kamplarında kaldığı belirtilmiş, Aktütün’e düzenlenen saldırının ardından bölgede bulunan uzun namlulu silahlardan birinin de Taş’a ait olduğu vurgulanmıştı.

Aktütün 13. Jandarma Sınır Bölük Komutanlığı ve üs bölgelerine 3 Ekim 2008 tarihinde terör örgütü PKK mensuplarınca ağır silahlarla yapılan saldırıda 17 asker şehit olmuş, 21 asker yaralanmış, 12 terörist ise etkisiz hale getirilmişti.

Erdoğan ve Bakan Şahin, nikah şahidi oldu

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Van Valiliği, Van Belediyesi ve Mehir Vakfı tarafından düzenlenen ”100 Yeni Yuva Kuruluyor Yüzler Gülüyor” programı kapsamında, depremzede 100 çiftin nikahı kıyıldı.

Van Gölü sahilindeki bir otelde düzenlenen nikah merasimi öncesinde yeni evlenen çiftlerle bir araya gelen Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, çiftlere mutluluklar dileyerek birlikte yemek yedi.

Yemeğin ardından evlenecek 100 çifti temsilen Ümmügülsüm Türk ile Hakim Kiye çiftinin nikahı kıyıldı.

Gelinin nikah şahitliğini Vali Münir Karaloğlu ile Mustafa Özdemir, damadın nikah şahitliğini ise Emine Erdoğan ve Bakan Şahin yaptı.

Nikah töreninde, Van Belediye Evlendirme Dairesi Nikah Memuru Melik Çetin’in, ”Evlenmeyi kabul ediyor musunuz?” yönündeki sorusuna, nikah törenine katılan 100 çift hep birlikte ”Evet” cevabı verdi.

Nikah işlemlerinin ardından geline evlilik cüzdanını veren Emine Erdoğan, Başbakan Erdoğan’ın tavsiyesini kendisinin de tekrarladığını belirterek, ”Ben de en az 3 çocuk yapmanızı tavsiye ediyor, ömür boyu mutluluklar diliyorum. Bir yastıkta kocayın” dedi.

Müftü Nimetullah Arvas’ın okuduğu duanın ardından Van Gölü sahilinde 100 çiftle hatıra fotoğrafı çektiren Emine Erdoğan ve Bakan Şahin, çiftlere birer Cumhuriyet altını hediye etti.

Bazı gelinlerin sevinçten gözyaşlarına hakim olamadığı nikah merasiminde, gelin ve damatlar kendilerine böyle bir imkan sunan yetkililere teşekkür etti.

Emine Erdoğan ve Bakan Şahin, buradaki programın ardından Edremit ilçesinde yaptırılan Çocuk Geliştirme Merkezi’nin (ÇOGEM) açılış törenine geçti.

Erdoğan: Bu acıyı unutmamız kolay değil

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Çeşitli açılış ve incelemelerde bulunmak üzere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile Van’a gelen Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Ferit Melen Havaalanı’nda Vali Münir Karaloğlu ile eşi Sevim Karaloğlu, AK Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan ve AK Partili kadınlar tarafından karşılandı.

Buzhane Mahallesi’ndeki Hüsrevpaşa Konteyner Kenti’ne geçen Bakan Şahin ve Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) tarafından yaptırılan ”Travma Sonrası Aile Danışma Merkezi”nin açılış törenine katıldı.

Törende konuşan Erdoğan, 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde Van ve ilçelerinde büyük ve yıkıcı bir deprem yaşandığını anımsatarak, depremde hayatını kaybedenleri rahmetle andı ve yakınlarına başsağlığı diledi.

Depremin hemen sonrasında gerek Van’da, gerekse Türkiye’de ve dünya genelinde bir teyakkuz oluştuğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

”Van için hemen bir seferberlik başlatıldı. Uzmanlar Van’daki iki büyük depremin 37 atom bombasının şiddetine eşit olduğunu ifade ediyorlar. Bu kadar büyük ve yıkıcı bir depremin izlerini elbette bir anda silebilmek mümkün değil. Ancak devletimiz, hükümetimiz özveriyle, imkanları zorlayıp Türkiye genelinde bir dayanışma seferberliği başlatarak şimdiye kadar izleri önemli ölçüde sildi ve silmeye devam ediyor. Elbette Van depreminin fiziki izleri siliniyor ve silinecek, ancak Van’da yaşanan acıyı unutmamız hiç kolay olmayacak. Biz hep birlikte bu acıyı yüreklerimizde taşıyacak, tekrar böyle acılar yaşanmaması için İnşallah tedbiri elden bırakmayacağız.

İnsan umuduyla yaşar. Ümidini kaybeden bir insanın kaybedeceği hiçbir şey kalmaz. Biliyorum ki yüreklerimiz yangın yeri. Depremin meydana getirmiş olduğu yıkım ve travma hepimizi, hepinizi derinden hüzne boğdu. Ancak yaşadığımız bu talihsiz olay, bize millet olarak kardeşliğimizin, birbirimize duyduğumuzu sevgi ve muhabbetin ne kadar manalı, ne kadar içten olduğunu hissettirdi.”

Konuşmasına Hz. Mevlana’nın bir sözü ile devam eden Erdoğan, şunları kaydetti:

”Diyor ki Mevlana, ‘Küle döndüysen yeniden güle dönmeyi bekle… Geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere küllerin arasından doğrulup güle dönüştüğünü hatırla.’ Evet, acıları, elemleri, kötü hatıraları kalbimizin derinliklerine gömdük. Dünden sıyrılmak ve geleceğe odaklanmak zorundayız. Bir kez daha umudu çoğaltmak, yaşama tutunmak, yıkılanın yerine daha iyisini yapmak zorundayız.”

-”Annelerimize çok büyük görevler düşüyor”-

Erdoğan, gelecek süreçte özellikle annelere çok büyük görevler düştüğüne dikkati çekerek, annelerin, ailenin, yuvanın temel direği olduğunu ve hem ailede hem de toplumda, insanlara ait hislerin kaynağını oluşturduğunu ifade etti.

”Anneler, aynı zamanda yaşama tutunma, hem yaşama hem de yaşatma konusunda erkeklerden katbekat güçlüdür” diyen Erdoğan, annelerin umudunun kaybolması durumunda, çocukların umudunun kaybolacağının, annelerin heyecanının yok olması durumunda da toplumun heyecanının yok olacağının bilinmesi gerektiğini belirtti.

Erdoğan, ”Eğer anneler yaşama tutunmayı bırakırsa gelecek kararır. Annelerimizin, çocuklarımız adına, ailelerimiz adına, toplum adına depremin travmasını aşması hepimiz için çok büyük bir önem taşır” ifadelerini kullandı.

Afet ve krizler sonrasında ortaya çıkan ruhsal ve zihinsel her türlü stresin, müdahale edilmediği takdirde kronikleşebildiğine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

”Annelerimiz bu stresi aşamazlarsa Allah korusun o gerilim, o bunalım çocuklarımıza, geleceğimize sirayet edecektir. Annelerimizin, anne adaylarımızın AÇEV’in bu merkezine, diğer benzeri merkezlere, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kurduğu merkezlere hiç tereddüt etmeden gitmelerini rica ediyorum. Bu merkezlerdeki yardımsever eller, gönüller inanıyorum ki anne ve çocuklarımızın ellerinden tutacak, onlara daha sağlıklı, daha huzurlu bir geleceği kurmalarında yardım edeceklerdir.

Biz her zaman Van’ın yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. 75 milyon, acınızı acısı bildi. İnanın bundan sonra da 75 milyon acınızı, derdinizi, kederinizi paylaşmaya devam edecek. İnşallah acıları, hüzünleri artık geride bırakacağız. Hep birlikte huzurlu bir geleceğe el ele yürüyeceğiz.”

Yıldız’dan uçağın düşürülmesi ile ilgili açıklama

Pazartesi, Haziran 25th, 2012

AK Parti Van Merkez İlçe 4. Olağan Kongresi, Anadolu Öğretmen Lisesi Spor Salonu’nda yapıldı. Kongreye katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen depremleri anımsatarak, deprem döneminde bile ayrılık oluşturmak isteyenlerin, bunun için fırsat kollayanların olduğunu söyledi.

Bu kişilerin, ‘Acaba bir ayırım, Türk, Kürt diye ayrı bir nokta oluşturabilir miyiz’ diye çok uğraştığını, fakat bunda başarılı olamadığını ve bundan sonra da olamayacağını vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu:

”Hepinizin bildiği gibi Suriye’de bir uçağımız vuruldu. Suriye açıklama yaptı ‘biz bunu yanlışlıkla vurduk’ dedi. Sonrasında bir partinin eşbaşkanı, bir milletvekili ‘bu uçak hangi görevle oraya havalandı, nereye gidiyordu, hedefi neydi, Türkiye askeri operasyon heveslisi olamaz mı?’ diye açıklama yapıyor. Adama sormazlar mı ‘sen hangi ülke adına açıklama yapıyorsun, Suriye, İsrail, yoksa adını bilmediğimiz başka bir ülke adına mı açıklama yapıyorsun?’ diye. İnsan biraz mahcubiyet, birazcık utanç duyar. Biz bu sıkıntıya sükunetle ve itidalle ama haklarımızı da son noktasına, son zerresine varıncaya kadar koruyarak yaklaşıyoruz. Biz hiçbir zaman için soğuk kanlılığımızı kaybetmeyiz ama milletini, vatanını, ülkesini seven olarak da hiçbir hakkımızı yedirtmeyiz.

Bu arkadaşlar, Mavi Marmara’da da aynı tabloyu sergilediler. Yeri geldiğinde aleyhimize açıklama yaptılar. Ülkesini seven biri böyle bir açıklama yapabilir mi? Son çatışmada 8 tane kardeşimizi şehit verdik. Bunu kınaması gerekenler, bize başka türlü çağrıda bulundular. Ancak kanla beslenen, meşruiyetini cenazelerden, acılardan, terör örgütünden alan ve bir kısım kesimin kuklası olmuşlara bizim verecek primimiz yok. Biz onlara karşı tavrımızı sürdüreceğiz. Biz özgürleşme, demokratikleşme ile alakalı çabalarımızdan İnşallah Kürt ve Türk kardeşlerimiz olarak sonuç alacağız. Er veya geç bu ülke sükunete, istikrara kavuşacak. Eğer bu ülkenin kalkınmasına karşı olanlar varsa, kusura bakmasınlar karşılarında bizi bulacaklar.”

-Kürtçe ile ilgili çalışmalar-

AK Parti hükümetlerinin ‘Kürtçe’ ile ilgili yaptığı çalışmalara da değinen Yıldız, ”dilin yayılmasını istemeyenlerin ve istikrara karşı olanların Kürtçe’yi değil terörün dilini, kan ve gözyaşını desteklediğini” ifade etti.

Yıldız, bunlara hiçbir zaman müsaade etmeyeceklerini bildirerek, konuşmasına şöyle devam etti:

”Biz bu bölgede barışın, sevginin dili konuşuldukça, kalkınmaya karşı olanların sükutu hayale uğrayacaklarını hep beraber göreceğiz. TBMM’de grup kurdular. Konuşmalarını dikkatlice izleyin; birlik ve beraberlikten mi, yoksa ayrılıktan mı yanalar? Onlar sürekli ayrılık destekçisi oldular. Eli kanlı katilin röportajında söylediği gibi, bunlar PKK’dan ve her zaman ülkenin bölünmesinden yana oldular. Biz, onların gösterdiği yol haritalarını hiçbir zaman dikkate almayacağız. Biz, Türkiye’de alışkanlıklarını kıramamış, statükodan yana olanların ülkedeki değişimi farkında olmaları gerektiğini söylüyoruz.”

Konuşmasının ardından salondan ayrılan Yıldız, Vali Vekili Atay Uslu’yu makamında ziyaret etti. Yıldız, depremlerden sonra çadırkent ve konteyner kentlerde harcanan enerjiye dikkati çekerek, ”AFAD tarafından şimdiye kadar 135 milyon lira enerjiye para harcandı. Bu yıl sonuna kadar 200 milyon lirayı bulabilir” ifadelerini kullandı.

Valilik ziyaretinden sonra bir otelde düzenlenen İl Koordinasyon Toplantısı’na da katılan Yıldız, basına kapalı gerçekleşen toplantının ardından kentten ayrıldı.

Yıldız’dan uçağın düşürülmesi ile ilgili açıklama

Pazartesi, Haziran 25th, 2012

AK Parti Van Merkez İlçe 4. Olağan Kongresi, Anadolu Öğretmen Lisesi Spor Salonu’nda yapıldı. Kongreye katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen depremleri anımsatarak, deprem döneminde bile ayrılık oluşturmak isteyenlerin, bunun için fırsat kollayanların olduğunu söyledi.

Bu kişilerin, ‘Acaba bir ayırım, Türk, Kürt diye ayrı bir nokta oluşturabilir miyiz’ diye çok uğraştığını, fakat bunda başarılı olamadığını ve bundan sonra da olamayacağını vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu:

”Hepinizin bildiği gibi Suriye’de bir uçağımız vuruldu. Suriye açıklama yaptı ‘biz bunu yanlışlıkla vurduk’ dedi. Sonrasında bir partinin eşbaşkanı, bir milletvekili ‘bu uçak hangi görevle oraya havalandı, nereye gidiyordu, hedefi neydi, Türkiye askeri operasyon heveslisi olamaz mı?’ diye açıklama yapıyor. Adama sormazlar mı ‘sen hangi ülke adına açıklama yapıyorsun, Suriye, İsrail, yoksa adını bilmediğimiz başka bir ülke adına mı açıklama yapıyorsun?’ diye. İnsan biraz mahcubiyet, birazcık utanç duyar. Biz bu sıkıntıya sükunetle ve itidalle ama haklarımızı da son noktasına, son zerresine varıncaya kadar koruyarak yaklaşıyoruz. Biz hiçbir zaman için soğuk kanlılığımızı kaybetmeyiz ama milletini, vatanını, ülkesini seven olarak da hiçbir hakkımızı yedirtmeyiz.

Bu arkadaşlar, Mavi Marmara’da da aynı tabloyu sergilediler. Yeri geldiğinde aleyhimize açıklama yaptılar. Ülkesini seven biri böyle bir açıklama yapabilir mi? Son çatışmada 8 tane kardeşimizi şehit verdik. Bunu kınaması gerekenler, bize başka türlü çağrıda bulundular. Ancak kanla beslenen, meşruiyetini cenazelerden, acılardan, terör örgütünden alan ve bir kısım kesimin kuklası olmuşlara bizim verecek primimiz yok. Biz onlara karşı tavrımızı sürdüreceğiz. Biz özgürleşme, demokratikleşme ile alakalı çabalarımızdan İnşallah Kürt ve Türk kardeşlerimiz olarak sonuç alacağız. Er veya geç bu ülke sükunete, istikrara kavuşacak. Eğer bu ülkenin kalkınmasına karşı olanlar varsa, kusura bakmasınlar karşılarında bizi bulacaklar.”

-Kürtçe ile ilgili çalışmalar-

AK Parti hükümetlerinin ‘Kürtçe’ ile ilgili yaptığı çalışmalara da değinen Yıldız, ”dilin yayılmasını istemeyenlerin ve istikrara karşı olanların Kürtçe’yi değil terörün dilini, kan ve gözyaşını desteklediğini” ifade etti.

Yıldız, bunlara hiçbir zaman müsaade etmeyeceklerini bildirerek, konuşmasına şöyle devam etti:

”Biz bu bölgede barışın, sevginin dili konuşuldukça, kalkınmaya karşı olanların sükutu hayale uğrayacaklarını hep beraber göreceğiz. TBMM’de grup kurdular. Konuşmalarını dikkatlice izleyin; birlik ve beraberlikten mi, yoksa ayrılıktan mı yanalar? Onlar sürekli ayrılık destekçisi oldular. Eli kanlı katilin röportajında söylediği gibi, bunlar PKK’dan ve her zaman ülkenin bölünmesinden yana oldular. Biz, onların gösterdiği yol haritalarını hiçbir zaman dikkate almayacağız. Biz, Türkiye’de alışkanlıklarını kıramamış, statükodan yana olanların ülkedeki değişimi farkında olmaları gerektiğini söylüyoruz.”

Konuşmasının ardından salondan ayrılan Yıldız, Vali Vekili Atay Uslu’yu makamında ziyaret etti. Yıldız, depremlerden sonra çadırkent ve konteyner kentlerde harcanan enerjiye dikkati çekerek, ”AFAD tarafından şimdiye kadar 135 milyon lira enerjiye para harcandı. Bu yıl sonuna kadar 200 milyon lirayı bulabilir” ifadelerini kullandı.

Valilik ziyaretinden sonra bir otelde düzenlenen İl Koordinasyon Toplantısı’na da katılan Yıldız, basına kapalı gerçekleşen toplantının ardından kentten ayrıldı.

Vanlıları sokağa döken söylenti

Pazartesi, Haziran 25th, 2012

Van’da meydana gelen 5.0 büyüklüğündeki depremin ardından ilerleyen saatlerde daha büyük bir deprem olacağı söylentisi vatandaşları sokağa döktü.

Alınan bilgiye göre, merkeze bağlı Karagündüz köyünde saat 23.07’de meydana gelen 5.0 büyüklüğündeki deprem, kent merkezi ile Erciş, Muradiye, Çaldıran ve Özalp ilçelerinde de hissedildi.

Can ve mal kaybının yaşanmadığı depremde, korku ve paniğe kapılan çok sayıda kişi, evlerini terk ederek sokaklara döküldü.

İlerleyen saatlerde daha büyük bir deprem olacağı söylentisi üzerine geceyi sokakta ve araçlarında geçireceklerini belirten vatandaşlar, ”Deprem anında büyük bir panikle evimizden çıktık. Yakınlarımız telefon açarak ilerleyen saatlerde daha büyük bir deprem beklendiğini söyledi ve evlere girmememiz konusunda bizleri uyardı. Biz de evlerimize girmeye korktuğumuz için dışarıda sabahlayacağız” dedi.

Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören bazı hastaların da deprem anında panik yaşadığı ve geceyi hastane bahçesinde geçirdiği görüldü.