Archive for the ‘Genel’ Category

Özel Yetki gidecek Ağır Ceza gelecek

Cuma, Haziran 29th, 2012

Hükümetin Özel Yetkili Mahkemeler’le ilgili yaptığı düzenlemenin ayrıntıları netleşti. Meclis tatile girmeden önce 3’üncü yargı paketine eklenerek TBMM gündemine alınması planlanan düzenlemeye göre, Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılacak, ‘katalog suçlar’ ise Ağır Ceza Mahkemeleri’ne devredilecek. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarına ise izin şartı getirilecek. Yeni düzenlemeden sonra mevcut davaların Ağır Ceza Mahkemeleri’ne devredilmesi söz konusu olmayacak. Yasaya eklenecek olan geçici bir madde ile Özel Yetkili Mahkemeler Ergenekon, terör ve darbe davaları sonuçlanana kadar görevlerine devam edecek.

ÖYM’LER TARİHE KARIŞIYOR

Özel Yetkili Mahkemeler’in varlığını yasada hükme bağlayan CMK 250. Madde’de yapılan düzenlemenin neler içerdiği büyük ölçüde netleşti. AK Parti Hükümeti, Türkiye’nin normalleşmesi açısından önemli bir adım atıyor. CMK 250. Madde kapsamında Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM) yerine kurulan Özel Yetkili Mahkemeler lağvediliyor. Darbe dönemindeki ‘sıkıyönetim’ şartlarının ürünü olan DGM’ler 2004 yılında Özel Yetkili Mahkemeler’e dönüştürülmüştü. Hükümetin CMK 250. Madde’de yaptığı değişiklikle birlikte bu mahkemeler artık tarihe karışıyor. Tasarıdaki ayrıntıların bugün (Cuma) netleşmesi bekleniyor.

ERGENEKON VE BALYOZ DAVALARI SÜRECEK

Darbe girişimlerinin soruşturulduğu Özel Yetkili Mahkemeler’in lağvedilmesinin ardından, Ergenekon, Balyoz ve terör davalarıyla ilgili sürece zarar vermemek için tasarıya geçici bir madde de eklenecek. Sözkonusu maddede yer alan “Görülmekte olan davalar bu düzenlemeden etkilenmeyecek” ibaresi ile Özel Yetkili Mahkemeler’in, baktıkları davalar sonuçlanıncaya kadar görevde kalmaları sağlanacak. Devam eden davalarda hukuki boşluk olmaması ve bir kargaşaya neden olunmaması için bu karar alınırken, ÖYM’ler, bakmakta oldukları davalar sonuçlandıktan sonra hizmetini tamamlayacak. Silivri’de görülen darbe davalarının yapılan düzenlemeden hiçbir şekilde etkilenmeyeceği belirtiliyor. Yasa değişikliğine konulacak geçici madde ile mevcut davalar ÖYM’lerde görülmeye devam edecek.

‘KATALOG SUÇLAR’A AĞIR CEZA BAKACAK

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 250. Madde’de yapılacak olan değişiklikle Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılırken, ‘katalog suçlar’a bakacak yeni mahkemelerin kurulması yoluna gidilmiyor. Yasanın Meclis’te kabul edilmesinin ardından Özel Yetkili Mahkemeler’in görev alanı içinde olan darbe, terör ve uyuştucu gibi katalog suçlara Ağır Ceza Mahkemeleri bakacak.

BÖLGE YA DA İHTİSAS MAHKEMELERİ KURULMUYOR

Öte yandan Özel Yetkili Mahkemeler’e son verilirken, İhtisas ya da Bölge Mahkemeleri’nin kurulması yoluna gidilmiyor. ÖYM’lerin kaldırılması sonrasında ‘özel yetkilere sahip’ Bölge ya da İhtisas Mahkemeleri’nin kurulmasının hukuk düzeninin normalleşmesi açısından sakıncalı olduğu ifade ediliyor. Bu nedenle özel yetkiler barındıran yeni mahkemeler ihdas edilmeyecek.

Terör birimlerine yasal koruma

MİT yöneticilerinin mahkemeye çağrılması sürecinde yapılan değişiklikle MİT’e ‘Başbakan izni’ şartı getirilmişti. Yapılacak olan yeni düzenlemede ise Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarına da izin şartı getirilmesi öngörülüyor. ‘Savcılığın ifade alabilmesi ve mahkemenin de yargılama yapabilmesi için’ izin şartının getirileceği kişi ve kurumların Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, MGK Genel Sekreterliği, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı, Kamu Güvenliği Teşkilatı Müsteşarı ve Emniyet Genel Müdürü olduğu belirtiliyor. Bu makamlarda görev alanların, tıpkı MİT’e izin şartında olduğu gibi, yargılama ve ifadelerinin alınması işlemleri için ‘üst amir onayı’ gerekecek. ‘Başbakan onayı’ şartının terörle mücadele eden birimlerin başında bulunan görevliler için getirilmesi ile terör örgütüne karşı daha etkin bir mücadele verilmesi hedefleniyor. İzin şartı düzenlemesiyle ilgili değişikliği Başbakanlık Müsteşarlığı’nın Adalet Bakanlığı ile birlikte hazırladığı öğrenildi.

Katalog suçlar neler?

Meclis gündemine gelecek yasa tasarısıyla birlikte kaldırılması öngörülen Özel Yetkili Mahkemeler’in görevlerini Ağır Ceza Mahkemeleri üstlenecek. Bu mahkemelerin bakacağı ‘katalog suçlar’ şu unsurlardan oluşuyor:

1. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar

2. Kasten öldürme

3. Silahla işlenmiş kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama

4. İşkence

5. Cinsel saldırı

6. Çocukların cinsel istismarı

7. Hırsızlık ve yağma

8. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti

9. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma

10. Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar

11. Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar.

ÖYM’LERİN BAKTIĞI DAVALAR

– Ergenekon: İstanbul 13. Ağır Ceza 8Balyoz davası: İstanbul 10.Ağır Ceza 8KCK ana davası: Diyarbakır 6.Ağır Ceza – 12 Eylül darbe davası: Ankara 12. Ağır Ceza – Şike davası: İstanbul 16. Ağır Ceza – Askeri casusluk davası: İstanbul 11. Ağır Ceza – Zirve Yayınevi cinayeti: Malatya 3. Ağır Ceza – İzmir Büyükşehir Belediyesi yolsuzluk davası: İzmir 8. Ağır Ceza –  Faili meçhuller davası: Diyarbakır 3. Ağır Ceza.

DEVAM EDEN SORUŞTURMALAR:  Özel yetkili savcılar; 28 Şubat, KCK, 12 Eylül işkence, Askeri Casusluk ile Turgut Özal, Muhsin Yazıcıoğlu, Orgeneral Eşref Bitlis, Albay Rıdvan Özden’in şüpheli ölümleriyle ilgili soruşturma yapıyor. Çok sayıda, çete ve uyuşturucu soruşturması da var.

Yeni Şafak / Star

Egemenlik belgeleri Meclis’te sergileniyor

Cuma, Haziran 29th, 2012

Ulusal egemenliğe dayanan, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan Havza Genelgesi, Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nin beyannameleri ile Misak-ı Milli Beyannamesi’nin Osmanlıca ve Türkçe metinleri Meclis’te sergilenmeye başlandı.

Meclis’in iktidar ve muhalefet dış kulislerinde bulunan kabartmalı Türkiye fiziki haritası ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın Meclis’e hediye ettiği TBMM Binası’nın havadan çekilmiş fotoğrafı kaldırıldı.

Bunların yerine, iki dış kulise de ulusal egemenliğe dayanan, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan Havza Genelgesi, Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nin beyannameleri ile Misak-ı Milli Beyannamesi’nin Osmanlıca ve Türkçe metinleri konuldu.

Belgeler, özel şekilde tasarlanmış duvar kağıdı üzerinde çerçeve içerisinde yer alıyor. Belgelerin bulunduğu bölümün ışıklandırılması da yapılacak. Bölümün en üstünde ise TBMM’nin amblemi yer alıyor.

Egemenlik belgeleri Meclis’te sergileniyor

Cuma, Haziran 29th, 2012

Ulusal egemenliğe dayanan, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan Havza Genelgesi, Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nin beyannameleri ile Misak-ı Milli Beyannamesi’nin Osmanlıca ve Türkçe metinleri Meclis’te sergilenmeye başlandı.

Meclis’in iktidar ve muhalefet dış kulislerinde bulunan kabartmalı Türkiye fiziki haritası ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın Meclis’e hediye ettiği TBMM Binası’nın havadan çekilmiş fotoğrafı kaldırıldı.

Bunların yerine, iki dış kulise de ulusal egemenliğe dayanan, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan Havza Genelgesi, Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nin beyannameleri ile Misak-ı Milli Beyannamesi’nin Osmanlıca ve Türkçe metinleri konuldu.

Belgeler, özel şekilde tasarlanmış duvar kağıdı üzerinde çerçeve içerisinde yer alıyor. Belgelerin bulunduğu bölümün ışıklandırılması da yapılacak. Bölümün en üstünde ise TBMM’nin amblemi yer alıyor.

CHP’li Öztrak’tan Bakan Şimşek’e ağır suçlama

Cuma, Haziran 29th, 2012

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, bir kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı gelmesinin sürpriz olmayacağını açıklayarak piyasaları manipüle ettiğini ileri sürdü.

Öztrak, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Suriye sınırında artan gerginliğin ekonomi üzerinde, başta dış ticaret, turizm, güven, beklenti ve sermaye kanalları olmak üzere farklı kanallardan etkisinin olacağını ifade etti. Krizin, Suriye ile olan dış ticarette etkisini göstermeye başladığını anlatan Öztrak, sınır ticaretinin bitme noktasında olduğunu anlattı.

Hükümet’i, ekonomideki kırılganlıkları azaltacak tedbirleri alma konusunda uyardıklarını, ancak Hükümet’in Bakanlarının piyasaları manipüle etmeye çalıştığını savunan Öztrak, şunları söyledi:

”Maliye Bakanı, bir kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı gelmesinin sürpriz olmayacağını ifade ederek piyasaları açıkça yönlendirdi. Bu açıklamadan hemen sonra dün İMKB 61 bin 100 puanı test etti. Ancak, söz konusu derecelendirme kuruluşu, aynı gün yaptığı açıklamada, Maliye Bakanı’nı yalanladı ve ekonomiye ilişkin uyarıda bulundu. Bu yıl beklediği 61 milyar dolarlık cari açığa ve düşük finansman kalitesine işaret etti. Bu haberlerden sonra kur, bir miktar yükseldi, borsada ise kar realizasyonları dikkati çekti.

Şimdi ben buradan soruyorum:  Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanı’nın yaptığı manipülasyon değil de nedir? Bakan, sıradan bir vatandaş değildir. Bakan’ın, bu açıklamasından kim ya da kimler kazançlı çıkmıştır? Bu konuda SPK ne yapmayı düşünmektedir?”

İran’a yapılan altın ihracatındaki artışın devam ettiğini belirten Öztrak, son iki ayda bu ülkeye 2,6 milyar dolarlık altın ihraç edildiğini söyledi. Her ay bir tır dolusu altının İran’a gittiğinin anlaşıldığını ifade eden Öztrak, ”Bu normal bir ticaret değildir. Hükümet bunun arkasında ne olduğunu bir an önce açıklamalıdır” diye konuştu.

CHP’li Öztrak’tan Bakan Şimşek’e ağır suçlama

Cuma, Haziran 29th, 2012

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, bir kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı gelmesinin sürpriz olmayacağını açıklayarak piyasaları manipüle ettiğini ileri sürdü.

Öztrak, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Suriye sınırında artan gerginliğin ekonomi üzerinde, başta dış ticaret, turizm, güven, beklenti ve sermaye kanalları olmak üzere farklı kanallardan etkisinin olacağını ifade etti. Krizin, Suriye ile olan dış ticarette etkisini göstermeye başladığını anlatan Öztrak, sınır ticaretinin bitme noktasında olduğunu anlattı.

Hükümet’i, ekonomideki kırılganlıkları azaltacak tedbirleri alma konusunda uyardıklarını, ancak Hükümet’in Bakanlarının piyasaları manipüle etmeye çalıştığını savunan Öztrak, şunları söyledi:

”Maliye Bakanı, bir kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı gelmesinin sürpriz olmayacağını ifade ederek piyasaları açıkça yönlendirdi. Bu açıklamadan hemen sonra dün İMKB 61 bin 100 puanı test etti. Ancak, söz konusu derecelendirme kuruluşu, aynı gün yaptığı açıklamada, Maliye Bakanı’nı yalanladı ve ekonomiye ilişkin uyarıda bulundu. Bu yıl beklediği 61 milyar dolarlık cari açığa ve düşük finansman kalitesine işaret etti. Bu haberlerden sonra kur, bir miktar yükseldi, borsada ise kar realizasyonları dikkati çekti.

Şimdi ben buradan soruyorum:  Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanı’nın yaptığı manipülasyon değil de nedir? Bakan, sıradan bir vatandaş değildir. Bakan’ın, bu açıklamasından kim ya da kimler kazançlı çıkmıştır? Bu konuda SPK ne yapmayı düşünmektedir?”

İran’a yapılan altın ihracatındaki artışın devam ettiğini belirten Öztrak, son iki ayda bu ülkeye 2,6 milyar dolarlık altın ihraç edildiğini söyledi. Her ay bir tır dolusu altının İran’a gittiğinin anlaşıldığını ifade eden Öztrak, ”Bu normal bir ticaret değildir. Hükümet bunun arkasında ne olduğunu bir an önce açıklamalıdır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Gül, Saidlo’yu kabul etti

Cuma, Haziran 29th, 2012

Çankaya Köşkü’ndeki kabul, yaklaşık 1 saat sürdü.

Cumhurbaşkanı Gül, Letonya yolcusu

Cuma, Haziran 29th, 2012

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 1-3 Temmuz tarihleri arasında Letonya’ya iki günlük ziyarette bulunacak. Gül’e ziyaretinde bakanların yanı sıra milletvekilleri ve iş adamları da eşlik edecek.

Gül’ün resmi temaslarda bulunacağı Letonya, 50 yıl boyunca Demir Perde altında kalması ile dikkati çekerken, 1991 yılında özgürlüğünü kazandı. Letonya, özgürlüğünü kazanırken verdiği mücadelenin ardından 2004 yılında da AB’ye üye olma başarısını gösterdi.

Nüfusu 2 milyon 200 bin seviyelerinde bulunan Letonya, Baltık Denizi bölgesindeki önem arz eden kilit konumu nedeniyle 1940 yılından 1991 yılına kadar SSCB’nin işgali altında kaldı.

50 yıl boyunca Sovyet işgali altında yaşayan Leton halkı, 1990 yılında özgürlüğünü kazanmak için mücadeleye başladı. Bu süreçte bir çok can kaybı da yaşanırken, 3 Mart 1991’de yapılan bağımsızlık referandumuna katılanların yüzde 73’ü lehte oy kullandı.

Sovyetler Birliği’nin 21 Ağustos 1991’de yıkılmasıyla 1992 yılının sonlarında Leton Yüksek Şurası, bağımsızlık sonrası ilk Leton parlamentosunun 5-6 Haziran 1993’te seçileceğini bildirerek, tüm yetkilerini bıraktı. Özgürlüğüne kavuşan Letonya’da demokratik sistem de yerleşirken, Parlamento ve başkanlık seçimleri dört yılda bir yapılmakta.

Letonya ekonomisi

Letonya’nın bağımsızlığını kazanmasıyla ülkede serbest piyasa ekonomisi hakim olurken, özelleştirmeyi teşvik eden politikalar, para dengesinin sağlanması ve ithalatla ihracata yönelik hareketlerle hızlı bir ekonomik büyüme gerçekleştirildi.

Küresel ekonomik krizden Letonya, küçük de olsa etkilenmesine rağmen alt yapı düzenlemeleriyle süreç atlatılmaya çalışılıyor.

Yabancı yatırımlar için ilgi çekici bir ülke olan Letonya, faizsiz yüzde 15’lik kurumlar vergisi oranı ve faizsiz yüzde 25’lik kişisel vergi oranıyla Avrupa’da en düşük vergi yüküne sahip ülkelerden biri.

Toplam ithalat ve ihracatının yüzde 80’ini AB üyeleriyle gerçekleştiren Letonya’nın imalat sanayi, ormancılık ve ahşap işçiliği, metal işlemeciliği ve mühendisliği, tekstil, kimya ve eczacılık, lojistik ve ulaştırma, yapı ve emlak sektörleri dikkat çekiyor.

Özgürlüğünü kazanmasıyla Birleşmiş Milletler üyesi olan Letonya’nın; Çin, Türkiye, Japonya ve İsrail ile AB ve NATO ülkesinin elçilikleri de dâhil dünya çapında 40’ın üzerinde diplomatik misyonu bulunuyor.

Riga, Kuzey’in Paris’i

Yüzyıl önce ‘Kuzey’in Paris’i’ olarak nitelendirilen Letonya’nın başkenti Riga, sanat açısından merkez olma özelliği kazanmaya başladı. Sanatın ve eğlencenin merkezi haline gelen 800 yıllık Riga, ”İlhamın Şehri”, ”Hiç Uyumayan ikinci şehir” ve ”Kuzeyin En Sıcak Şehri” sıfatlarını kazanmayı başarmış.

Cumhurbaşkanı Gül, Letonya yolcusu

Cuma, Haziran 29th, 2012

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 1-3 Temmuz tarihleri arasında Letonya’ya iki günlük ziyarette bulunacak. Gül’e ziyaretinde bakanların yanı sıra milletvekilleri ve iş adamları da eşlik edecek.

Gül’ün resmi temaslarda bulunacağı Letonya, 50 yıl boyunca Demir Perde altında kalması ile dikkati çekerken, 1991 yılında özgürlüğünü kazandı. Letonya, özgürlüğünü kazanırken verdiği mücadelenin ardından 2004 yılında da AB’ye üye olma başarısını gösterdi.

Nüfusu 2 milyon 200 bin seviyelerinde bulunan Letonya, Baltık Denizi bölgesindeki önem arz eden kilit konumu nedeniyle 1940 yılından 1991 yılına kadar SSCB’nin işgali altında kaldı.

50 yıl boyunca Sovyet işgali altında yaşayan Leton halkı, 1990 yılında özgürlüğünü kazanmak için mücadeleye başladı. Bu süreçte bir çok can kaybı da yaşanırken, 3 Mart 1991’de yapılan bağımsızlık referandumuna katılanların yüzde 73’ü lehte oy kullandı.

Sovyetler Birliği’nin 21 Ağustos 1991’de yıkılmasıyla 1992 yılının sonlarında Leton Yüksek Şurası, bağımsızlık sonrası ilk Leton parlamentosunun 5-6 Haziran 1993’te seçileceğini bildirerek, tüm yetkilerini bıraktı. Özgürlüğüne kavuşan Letonya’da demokratik sistem de yerleşirken, Parlamento ve başkanlık seçimleri dört yılda bir yapılmakta.

Letonya ekonomisi

Letonya’nın bağımsızlığını kazanmasıyla ülkede serbest piyasa ekonomisi hakim olurken, özelleştirmeyi teşvik eden politikalar, para dengesinin sağlanması ve ithalatla ihracata yönelik hareketlerle hızlı bir ekonomik büyüme gerçekleştirildi.

Küresel ekonomik krizden Letonya, küçük de olsa etkilenmesine rağmen alt yapı düzenlemeleriyle süreç atlatılmaya çalışılıyor.

Yabancı yatırımlar için ilgi çekici bir ülke olan Letonya, faizsiz yüzde 15’lik kurumlar vergisi oranı ve faizsiz yüzde 25’lik kişisel vergi oranıyla Avrupa’da en düşük vergi yüküne sahip ülkelerden biri.

Toplam ithalat ve ihracatının yüzde 80’ini AB üyeleriyle gerçekleştiren Letonya’nın imalat sanayi, ormancılık ve ahşap işçiliği, metal işlemeciliği ve mühendisliği, tekstil, kimya ve eczacılık, lojistik ve ulaştırma, yapı ve emlak sektörleri dikkat çekiyor.

Özgürlüğünü kazanmasıyla Birleşmiş Milletler üyesi olan Letonya’nın; Çin, Türkiye, Japonya ve İsrail ile AB ve NATO ülkesinin elçilikleri de dâhil dünya çapında 40’ın üzerinde diplomatik misyonu bulunuyor.

Riga, Kuzey’in Paris’i

Yüzyıl önce ‘Kuzey’in Paris’i’ olarak nitelendirilen Letonya’nın başkenti Riga, sanat açısından merkez olma özelliği kazanmaya başladı. Sanatın ve eğlencenin merkezi haline gelen 800 yıllık Riga, ”İlhamın Şehri”, ”Hiç Uyumayan ikinci şehir” ve ”Kuzeyin En Sıcak Şehri” sıfatlarını kazanmayı başarmış.

AK Parti Eskişehir’de de stadyumda olacak

Cuma, Haziran 29th, 2012

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Eskişehir İl Başkanı Süleyman Reyhan, partisinin Eskişehir 4. Olağan İl Kongresi’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 15 Temmuz’da stadyumda yapılacağını bildirdi.

Reyhan, Saffron Hotel’de düzenlediği basın toplantısında, 2001 yılında kurulduğunda herhangi bir siyasi parti olarak görülen AK Parti’nin, bugün yaptığı icraatlar ve kazandığı seçim zaferleriyle Türk siyasetinin asla unutamayacağı bir hareketi olarak akıllara kazındığını söyledi.

Son üç genel seçimde oylarını artırarak tek başına iktidar olmayı başaran AK Parti’nin, milletin emanetini her dönemde alnının akıyla taşımayı başardığını ifade eden Reyhan, ”Bu unutulmayacak başarıların arkasında birden çok etken vardır. Ancak, bunların başında güçlü bir teşkilat ve dünyaya mal olmuş bir lidere sahip olması gelmektedir. Bu hareket, siyasi yaşamında teşkilatın her kademesinde görev yapan bir genel başkanın önderliğini yaptığı bir harekettir. Her bir üyesi de aynı heyecan ve samimiyet içinde milletin hizmetkarı olarak bu yolda bizlerle beraber yürümektedir. Kadın kollarından gençlik kollarına, mahalle ve köy teşkilatlarına kadar her kademesinde uyum ve gayretle çalışan teşkilatımız, her zaman kendisini yenilemekte ve vatandaşın içinde olmaya devam etmektedir” dedi.

Reyhan, genel merkezin onayıyla 1,5 yıldan bu yana partinin il başkanlığı görevini yürüttüğünü anımsatarak, ”Liderinden aldığı ilhamla, milletin verdiği destekle, milleti için çalışan AK teşkilatımız, bayrak yarışı misali durmadan yenilenerek yoluna devam ediyor. 2011 genel seçimlerinden sonra başlayan kongrelerde, ilçe yönetimlerimiz, gençlik ve kadın kolları yönetimlerimiz yenilenerek bayrağı taşımaya devam ediyorlar. Partimiz için bir bayram niteliği taşıyan kongrelerimiz, teşkilatın her kademesinde görev yapan bizleri de ayrıca heyecanlandırmakta ve gururlandırmaktadır. Teşkilatımızla birlikte omuz omuza yürüttüğümüz bir seçim kampanyası ve arkasından teşkilatımızın kongrelerini hep birlikte tamamladık” diye konuştu.

   -”Bana verilen bu onurlu görevi layıkıyla yerine getireceğim”-

AK Parti Genel Merkezi’nin il kongresi programlarına göre, Eskişehir 4. Olağan İl Kongresi tarihinin 15 Temmuz 2012 olarak kararlaştırıldığını belirten Reyhan, şöyle devam etti:

”Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla gerçekleştireceğimiz il kongremiz, ülke genelinde yapılan son kongre olma özelliğini taşıyor. Hemşehrilerimizin Sayın Başbakanımıza olan sevgisini göz önünde bulundurarak, il kongremizi genel merkezimizin de onayıyla Atatürk Stadı’nda yapma kararı aldık. Teşkilatımızın duygu ve düşünce dünyasını anlayan ve onlarla birlikte çalışmaktan heyecan duyan biri olarak, yorulmadan, sıkıntıları dert etmeden çalışmayı ilke edindim. Başta Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın güvenine layık olarak, Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı’mızın onayıyla, milletvekillerimizin desteğiyle bana verilen bu onurlu görevi layıkıyla yerine getireceğim. Eskişehir için yapılması gereken her şeyi hassasiyetle, adaletle, kararlılıkla asla rehavete kapılmadan yapacağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Türk Dünyası Başkenti’nde Türk Dünyası’nın Lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la buluşmak üzere tüm hemşehrilerimizi 15 Temmuz Pazar günü saat 17.00’de Atatürk Stadı’na davet ediyorum” diye konuştu.

Reyhan, ilk günden beri kendisini destekleyen ailesine, milletvekillerine, kadın ve gençlik kolları, ilçe, belediye başkanlarına ve tüm teşkilat mensuplarına teşekkür etti.

Toplantıya, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı, AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Nabi Avcı, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Salih Koca, Ülker Can, Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, İl Genel Meclis Başkanı Ahmet Yapıcı ve parti yöneticileri de katıldı.
   

AK Parti Eskişehir’de de stadyumda olacak

Cuma, Haziran 29th, 2012

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Eskişehir İl Başkanı Süleyman Reyhan, partisinin Eskişehir 4. Olağan İl Kongresi’nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 15 Temmuz’da stadyumda yapılacağını bildirdi.

Reyhan, Saffron Hotel’de düzenlediği basın toplantısında, 2001 yılında kurulduğunda herhangi bir siyasi parti olarak görülen AK Parti’nin, bugün yaptığı icraatlar ve kazandığı seçim zaferleriyle Türk siyasetinin asla unutamayacağı bir hareketi olarak akıllara kazındığını söyledi.

Son üç genel seçimde oylarını artırarak tek başına iktidar olmayı başaran AK Parti’nin, milletin emanetini her dönemde alnının akıyla taşımayı başardığını ifade eden Reyhan, ”Bu unutulmayacak başarıların arkasında birden çok etken vardır. Ancak, bunların başında güçlü bir teşkilat ve dünyaya mal olmuş bir lidere sahip olması gelmektedir. Bu hareket, siyasi yaşamında teşkilatın her kademesinde görev yapan bir genel başkanın önderliğini yaptığı bir harekettir. Her bir üyesi de aynı heyecan ve samimiyet içinde milletin hizmetkarı olarak bu yolda bizlerle beraber yürümektedir. Kadın kollarından gençlik kollarına, mahalle ve köy teşkilatlarına kadar her kademesinde uyum ve gayretle çalışan teşkilatımız, her zaman kendisini yenilemekte ve vatandaşın içinde olmaya devam etmektedir” dedi.

Reyhan, genel merkezin onayıyla 1,5 yıldan bu yana partinin il başkanlığı görevini yürüttüğünü anımsatarak, ”Liderinden aldığı ilhamla, milletin verdiği destekle, milleti için çalışan AK teşkilatımız, bayrak yarışı misali durmadan yenilenerek yoluna devam ediyor. 2011 genel seçimlerinden sonra başlayan kongrelerde, ilçe yönetimlerimiz, gençlik ve kadın kolları yönetimlerimiz yenilenerek bayrağı taşımaya devam ediyorlar. Partimiz için bir bayram niteliği taşıyan kongrelerimiz, teşkilatın her kademesinde görev yapan bizleri de ayrıca heyecanlandırmakta ve gururlandırmaktadır. Teşkilatımızla birlikte omuz omuza yürüttüğümüz bir seçim kampanyası ve arkasından teşkilatımızın kongrelerini hep birlikte tamamladık” diye konuştu.

   -”Bana verilen bu onurlu görevi layıkıyla yerine getireceğim”-

AK Parti Genel Merkezi’nin il kongresi programlarına göre, Eskişehir 4. Olağan İl Kongresi tarihinin 15 Temmuz 2012 olarak kararlaştırıldığını belirten Reyhan, şöyle devam etti:

”Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla gerçekleştireceğimiz il kongremiz, ülke genelinde yapılan son kongre olma özelliğini taşıyor. Hemşehrilerimizin Sayın Başbakanımıza olan sevgisini göz önünde bulundurarak, il kongremizi genel merkezimizin de onayıyla Atatürk Stadı’nda yapma kararı aldık. Teşkilatımızın duygu ve düşünce dünyasını anlayan ve onlarla birlikte çalışmaktan heyecan duyan biri olarak, yorulmadan, sıkıntıları dert etmeden çalışmayı ilke edindim. Başta Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın güvenine layık olarak, Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı’mızın onayıyla, milletvekillerimizin desteğiyle bana verilen bu onurlu görevi layıkıyla yerine getireceğim. Eskişehir için yapılması gereken her şeyi hassasiyetle, adaletle, kararlılıkla asla rehavete kapılmadan yapacağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Türk Dünyası Başkenti’nde Türk Dünyası’nın Lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la buluşmak üzere tüm hemşehrilerimizi 15 Temmuz Pazar günü saat 17.00’de Atatürk Stadı’na davet ediyorum” diye konuştu.

Reyhan, ilk günden beri kendisini destekleyen ailesine, milletvekillerine, kadın ve gençlik kolları, ilçe, belediye başkanlarına ve tüm teşkilat mensuplarına teşekkür etti.

Toplantıya, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı, AK Parti Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Nabi Avcı, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Salih Koca, Ülker Can, Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, İl Genel Meclis Başkanı Ahmet Yapıcı ve parti yöneticileri de katıldı.
   

‘Başbakan özerklik konusunda söz mü verdi?’

Cuma, Haziran 29th, 2012

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, ”devlet adamlığının one munitle, ABD Başkanı Obama’nın yanında bacak bacak üstüne atmakla olmayacağını” ifade ederek, ”Devlet adamlığı gereğini yapmakla olur. ‘Gereğini yapın’ demek savaş çığırtkanlığı değildir, ülkenin onurunun korunmasıdır” dedi.

İnce, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Türk uçağının Suriye tarafından düşürülmesini kınadıklarını söyledi.

Arama ve kurtarma çalışmalarının bir an önce sonlandırılmasını istediklerini belirten İnce, ”Bu fiyaskonun, rezaletin sorumlusu AK Parti’dir, Recep Erdoğan’dır ve Davutoğlu’dur. Bu iktidar, Başbakan ‘muhafazakar demokratız’ diyorlardı, sonunda muhafazakar demokratlıktan muhafızlığa geçtiler. Esed ile kankaydılar, kanlı oldular. Ordunun başına çuval geçirildi, sustu. Mavi Marmara’da insanlarımız öldü, esti gürledi, sonucu hikaye çıktı. Rum kesimi deniz sahamızda arama yaptı, Başbakan Recep Erdoğan ‘savaş sebebidir’ dedi arama devam ediyor, yine hikaye çıktı” dedi.

İnce, ”Beygire binmeyi bilmeyen, uçakta pozlar vermeye başladı. Beygirden düşen, pilot pozu vermeye başladı. İki pilotunu bulamayan ülkenin Başbakanı, pilot pozu veriyor şimdi. Suriye’ye demokrasi götürüyordu sözde, Libya’ya nasıl demokrasi götürdüğünü hep birlikte gördük” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan’a, ABD’den, AB’den ve NATO’dan destek gelmediğini iddia eden İnce, şöyle konuştu:

”Attan düştüğün günleri özleyeceksin. Gözden düştün, dikkat et deliğe süpürüleceksin ve bunu hep birlikte göreceğiz. Mahallede herkesle kavga eden yaramaz çocuğa benziyor. Ama işin kötüsü kavga etmeyi de beceremiyor. Mahallede herkesle kavga eden yaramaz çocuklar vardır, onlar sıkıştıklarında babaya şikayet eder, bizimki sıkıştığında Obama’ya şikayet eder. Yaramaz çocukla Başbakan arasındaki fark budur. Devlet adamlığı, görüntü vermekle, one munitle, Bush’un gözünden kararlılığı okumakla, Obama’nın yanında bacak bacak üstüne atmakla olmaz. Devlet adamlığı gereğini yapmakla olur. Bu konuyla ilgili geçmişte örnek arıyorsa, 74’teki Ecevit’e bakmasını tavsiye ediyorum. Devlet adamlığı öyle olur. 74’teki Ecevit’i kendisine örnek alırsa, ülkenin ve Başbakan’ın geleceği için de doğru olur.”

-”Başbakan özerklik konusunda söz mü verdi?”-

İnce, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana ile yapacağı görüşmenin sorulması üzerine, ”Görüşebilirler. Fakat bu sorun adına ne derseniz deyin, kişilerin özel istekleriyle, girişimleriyle çözülmez. Bu ortak akılla çözülür. Sayın Zana geçmişte ‘özerklik yetmez’ demişti, sonra ‘Başbakan bu işi çözer’ dedi. Acaba Başbakan özerklik konusunda kendisine bir söz mü verdi?” ifadelerini kullandı.

Özel yetkili mahkemeler ile ilgili soruyu da yanıtlayan İnce, ”DGM’ler, sıkıyönetim mahkemeleri, terör mahkemeleri, özel yetkili mahkemeler… Bunlar hiç önemli değil, olaya ilkesel yaklaşmak lazım. Adalet herkese lazım. Olağanüstü yargılama mantığıyla adalet olmaz. olağanüstü yargılama mantığına karşı olmamız lazım” dedi.

Muharrem İnce, ”Gereğini yapmaktan neyi kastettiniz?” sorusuna, ”Başbakan’ın en büyük çılgın projesi Ahmet Davutoğlu’dur. Strateji derinliği değil, strateji sığlığı vardır. İşlere yanlış başlarsanız yanlış gider. Suriye ile ortak şirketler kurulmuştu. Ortak Bakanlar Kurulu yapılmıştı. Fenerbahçe futbol maçı yapmıştı, barış rüzgarları esiyordu, ailece görüşüyorlardı. Ne oldu da bu noktaya geldik? Gereğini yapmak savaş çığırtkanlığı değildir ama ülkenin onurunun da korunmasıdır. Ya uçağını düşürtmeyeceksin, komşularla ona göre geçineceksin, düşürdüklerinde de gereğini yapacaksın. Yoksa bu coğrafyada barınman zor olur” yanıtını verdi.

‘Başbakan özerklik konusunda söz mü verdi?’

Cuma, Haziran 29th, 2012

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, ”devlet adamlığının one munitle, ABD Başkanı Obama’nın yanında bacak bacak üstüne atmakla olmayacağını” ifade ederek, ”Devlet adamlığı gereğini yapmakla olur. ‘Gereğini yapın’ demek savaş çığırtkanlığı değildir, ülkenin onurunun korunmasıdır” dedi.

İnce, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Türk uçağının Suriye tarafından düşürülmesini kınadıklarını söyledi.

Arama ve kurtarma çalışmalarının bir an önce sonlandırılmasını istediklerini belirten İnce, ”Bu fiyaskonun, rezaletin sorumlusu AK Parti’dir, Recep Erdoğan’dır ve Davutoğlu’dur. Bu iktidar, Başbakan ‘muhafazakar demokratız’ diyorlardı, sonunda muhafazakar demokratlıktan muhafızlığa geçtiler. Esed ile kankaydılar, kanlı oldular. Ordunun başına çuval geçirildi, sustu. Mavi Marmara’da insanlarımız öldü, esti gürledi, sonucu hikaye çıktı. Rum kesimi deniz sahamızda arama yaptı, Başbakan Recep Erdoğan ‘savaş sebebidir’ dedi arama devam ediyor, yine hikaye çıktı” dedi.

İnce, ”Beygire binmeyi bilmeyen, uçakta pozlar vermeye başladı. Beygirden düşen, pilot pozu vermeye başladı. İki pilotunu bulamayan ülkenin Başbakanı, pilot pozu veriyor şimdi. Suriye’ye demokrasi götürüyordu sözde, Libya’ya nasıl demokrasi götürdüğünü hep birlikte gördük” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan’a, ABD’den, AB’den ve NATO’dan destek gelmediğini iddia eden İnce, şöyle konuştu:

”Attan düştüğün günleri özleyeceksin. Gözden düştün, dikkat et deliğe süpürüleceksin ve bunu hep birlikte göreceğiz. Mahallede herkesle kavga eden yaramaz çocuğa benziyor. Ama işin kötüsü kavga etmeyi de beceremiyor. Mahallede herkesle kavga eden yaramaz çocuklar vardır, onlar sıkıştıklarında babaya şikayet eder, bizimki sıkıştığında Obama’ya şikayet eder. Yaramaz çocukla Başbakan arasındaki fark budur. Devlet adamlığı, görüntü vermekle, one munitle, Bush’un gözünden kararlılığı okumakla, Obama’nın yanında bacak bacak üstüne atmakla olmaz. Devlet adamlığı gereğini yapmakla olur. Bu konuyla ilgili geçmişte örnek arıyorsa, 74’teki Ecevit’e bakmasını tavsiye ediyorum. Devlet adamlığı öyle olur. 74’teki Ecevit’i kendisine örnek alırsa, ülkenin ve Başbakan’ın geleceği için de doğru olur.”

-”Başbakan özerklik konusunda söz mü verdi?”-

İnce, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana ile yapacağı görüşmenin sorulması üzerine, ”Görüşebilirler. Fakat bu sorun adına ne derseniz deyin, kişilerin özel istekleriyle, girişimleriyle çözülmez. Bu ortak akılla çözülür. Sayın Zana geçmişte ‘özerklik yetmez’ demişti, sonra ‘Başbakan bu işi çözer’ dedi. Acaba Başbakan özerklik konusunda kendisine bir söz mü verdi?” ifadelerini kullandı.

Özel yetkili mahkemeler ile ilgili soruyu da yanıtlayan İnce, ”DGM’ler, sıkıyönetim mahkemeleri, terör mahkemeleri, özel yetkili mahkemeler… Bunlar hiç önemli değil, olaya ilkesel yaklaşmak lazım. Adalet herkese lazım. Olağanüstü yargılama mantığıyla adalet olmaz. olağanüstü yargılama mantığına karşı olmamız lazım” dedi.

Muharrem İnce, ”Gereğini yapmaktan neyi kastettiniz?” sorusuna, ”Başbakan’ın en büyük çılgın projesi Ahmet Davutoğlu’dur. Strateji derinliği değil, strateji sığlığı vardır. İşlere yanlış başlarsanız yanlış gider. Suriye ile ortak şirketler kurulmuştu. Ortak Bakanlar Kurulu yapılmıştı. Fenerbahçe futbol maçı yapmıştı, barış rüzgarları esiyordu, ailece görüşüyorlardı. Ne oldu da bu noktaya geldik? Gereğini yapmak savaş çığırtkanlığı değildir ama ülkenin onurunun da korunmasıdır. Ya uçağını düşürtmeyeceksin, komşularla ona göre geçineceksin, düşürdüklerinde de gereğini yapacaksın. Yoksa bu coğrafyada barınman zor olur” yanıtını verdi.

Suriye’de ölü sayısı 120’ye yükseldi

Cuma, Haziran 29th, 2012

 Londra merkezli örgüt, birkaç günden bu yana güvenlik güçlerinin Şam’ın çevre kentlerine hava destekli ağır silahlarla düzenlediği operasyonlarda çoğunluğu Duma kentinde olmak üzere 44 kişinin yaşamını yitirdiğini, yüzlerce kişinin yaralandığını belirtti.

Duma’da halkın operasyonlar nedeniyle kenti terk etmeye başladığını aktaran Konsey, Humus’ta 21, Dera’da 20, Deyr Ez Zor kentinde 14, Hama’da 12, İdlib’te 7 ve Halep’te iki kişinin açılan ateşte öldüğünü yitirdiğini kaydetti.

Şam’da yer alan Filistin mülteci kampı yakınında yol kenarına yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucunda ölü ve yaralıların olduğunu dile getiren Şam haber ağı ise güvenlik güçlerinin Halep’in Azez ilçesine uzaktan rastgele açtığı ateşte çok sayıda sivilin yaralandığını vurguladı.

Humus’un Rastan ilçesinin güvenlik güçlerince bombalanmasıyla iletişim araçlarının zarar gördüğünü belirten haber ağı, ilçe sakinlerinin temel gıda maddelerine ve ilaca ulaşmakta sıkıntı yaşadığını açıkladı.

Halep’in Salahaddin semtinde çıkan yönetim karşıtı gösterilerde güvenlik güçlerinin ateş açmas sonucu yaralananların olduğunu duyuran haber ağı, Dera’da ordunun ağır silahlarla kentte saldırdığını kaydetti.

Suriye’deki olaylarda 120 kişi öldü

Cuma, Haziran 29th, 2012

Londra merkezli örgüt, birkaç günden bu yana güvenlik güçlerinin Şam’ın çevre kentlerine hava destekli ağır silahlarla düzenlediği operasyonlarda çoğunluğu Duma kentinde olmak üzere 44 kişinin yaşamını yitirdiğini, yüzlerce kişinin yaralandığını belirtti.

Duma’da halkın operasyonlar nedeniyle kenti terk etmeye başladığını aktaran Konsey, Humus’ta 21, Dera’da 20, Deyr Ez Zor kentinde 14, Hama’da 12, İdlib’te 7 ve Halep’te iki kişinin açılan ateşte öldüğünü yitirdiğini kaydetti.

Şam’da yer alan Filistin mülteci kampı yakınında yol kenarına yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucunda ölü ve yaralıların olduğunu dile getiren Şam haber ağı ise güvenlik güçlerinin Halep’in Azez ilçesine uzaktan rastgele açtığı ateşte çok sayıda sivilin yaralandığını vurguladı.

Humus’un Rastan ilçesinin güvenlik güçlerince bombalanmasıyla iletişim araçlarının zarar gördüğünü belirten haber ağı, ilçe sakinlerinin temel gıda maddelerine ve ilaca ulaşmakta sıkıntı yaşadığını açıkladı.

Halep’in Salahaddin semtinde çıkan yönetim karşıtı gösterilerde güvenlik güçlerinin ateş açmas sonucu yaralananların olduğunu duyuran haber ağı, Dera’da ordunun ağır silahlarla kentte saldırdığını kaydetti.

Suriye’deki olaylarda 120 kişi öldü

Cuma, Haziran 29th, 2012

Londra merkezli örgüt, birkaç günden bu yana güvenlik güçlerinin Şam’ın çevre kentlerine hava destekli ağır silahlarla düzenlediği operasyonlarda çoğunluğu Duma kentinde olmak üzere 44 kişinin yaşamını yitirdiğini, yüzlerce kişinin yaralandığını belirtti.

Duma’da halkın operasyonlar nedeniyle kenti terk etmeye başladığını aktaran Konsey, Humus’ta 21, Dera’da 20, Deyr Ez Zor kentinde 14, Hama’da 12, İdlib’te 7 ve Halep’te iki kişinin açılan ateşte öldüğünü yitirdiğini kaydetti.

Şam’da yer alan Filistin mülteci kampı yakınında yol kenarına yerleştirilen bir bombanın patlaması sonucunda ölü ve yaralıların olduğunu dile getiren Şam haber ağı ise güvenlik güçlerinin Halep’in Azez ilçesine uzaktan rastgele açtığı ateşte çok sayıda sivilin yaralandığını vurguladı.

Humus’un Rastan ilçesinin güvenlik güçlerince bombalanmasıyla iletişim araçlarının zarar gördüğünü belirten haber ağı, ilçe sakinlerinin temel gıda maddelerine ve ilaca ulaşmakta sıkıntı yaşadığını açıkladı.

Halep’in Salahaddin semtinde çıkan yönetim karşıtı gösterilerde güvenlik güçlerinin ateş açmas sonucu yaralananların olduğunu duyuran haber ağı, Dera’da ordunun ağır silahlarla kentte saldırdığını kaydetti.

AB’de gelecek için en kritik zirve

Cuma, Haziran 29th, 2012

Euro krizine çözüm aranan zirvede Merkel ile liderler arasında çetin müzakereler yapılıyor.

AB’nin geleceğinin konuşulduğu ve Euro krizine çözüm aranan liderler zirvesi, Brüksel’de tartışmalarla başladı. Borçların üstlenilmesinde daha fazla “dayanışma” isteyen ülkeler ile katı tasarruf önlemleri ve denetimde ısrar eden ülkeler arasındaki tartışma AB’deki çatlağı derinleştirdi.

“Gücümüz bir yere kadar”

Anlaşmazlık özellikle Almanya Başbakanı Angela Merkel ile İtalya Başbakanı Mario Monti’yi karşı karşıya getirdi. İspanya ve Fransa’nın da desteğini alan Monti, rekor borçlanma faizleri nedeniyle zor durumda olan ülkeler için kurtarma fonundan yararlanmada esneklik talep ederken, Merkel bu öneriye karşı çıktı.

AB liderlerinin bir an önce harekete geçmemesi durumunda Euro Bölgesi’nde felaket yaşanabileceğini söyleyen Monti’ye Alman hükümeti tepkili. Alman basınına konuşan bir hükümet yetkilisi, İtalya Başbakanı’nı “felaket tellallığı” yapmakla suçlayarak, faizlerde dalgalanmalar yaşanmasının doğal olduğunu ifade etti.

Yüksek bütçe açıkları nedeniyle zorluk yaşayan İtalya, uluslararası piyasalarda son dönemde yüzde 6 gibi yüksek faiz oranlarıyla borçlanabiliyor. İspanya’nın borçlanabildiği faiz oranı da yüzde 7’lere ulaşıyor.

İtalya Başbakanı Monti, yüksek faiz oranlarına karşı, zordaki ülkelerin tahvillerinin AB’nin kurtarma fonu tarafından alınmasını önerirken; Almanya Başbakanı Merkel bunun yanlış bir adım olacağını savunuyor. Berlin, zor durumdaki hükümetlerin, ekonomik ve mali koşullardan kaçmadan, doğrudan kurtarma fonuna başvurmaları gerektiğini vurguluyor. Almanya’nın yaklaşımına Finlandiya ve Hollanda’nın da destek verdiği belirtiliyor. AB içinde yaşanan çatlak, kulislerde Kuzey ve Güney ülkeleri arasında büyüyen bir ayrışma şeklinde yorumlanıyor.

“Büyüme paktı” yolda

AB liderleri, Euro krizinin başlamasından bu yana 20. kez zirvede bir araya geldi

Euro krizine karşı kısa vadede atılması gereken adımlar konusunda görüş ayrılıkları yaşayan AB ülkeleri, büyüme konusunda ise fazla iddialı olmayan yeni bir girişim üzerinde anlaşmaya yaklaşmış durumda.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın ısrarlı girişimleri ve Merkel’in geri adım atmasının ardından üzerinde genel olarak uzlaşma sağlanan Büyüme Paktı girişimine son şeklinin verilmesi ve yapılacak açıklamayla piyasalara olumlu bir mesaj verilmesi amaçlanıyor.

Fransa, İtalya ve İspanya’nın başı çektiği ülkeler, Merkel’in krize çözüm olarak savunduğu kemer skma önlemlerini uzun süre eleştirmiş, krizden çıkış için büyüme ve istihdam adımlarının atılması gerektiğini savunmuştu. Yaklaşık 130 milyar euroluk büyüme paktı, birçok uzman tarafından yetersiz bulunuyor.

Ortak vizyon yok

Brüksel’de iki gün sürecek zirvenin bir diğer önemli başlığı olan, AB’nin geleceğinde köklü değişiklikler öngören plan da ülkeler arasında bir başka tartışma konusu oldu.

Çözüm konusunda artan baskılar ve piyasaların beklentisi nedeniyle, liderler bu kez zirveden somut kararlarla ayrılması istiyor

AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ve AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun da katkılarıyla hazırlanan taslak plan, AB’nin parasal birliğin de ötesine geçerek artık bir “mali birlik” haline gelmesini hedefliyor. Bu kapsamda mali politikalarda Brüksel’e daha fazla yetki verilmesi, ülkelerin bütçeleri için Brüksel’e veto hakkı getirilmesi, bir AB Hazinesi ve Bankalar Birliği kurulması gibi öneriler sıralanıyor.

Ancak taslak rapor Almanya Başbakanı Angela Merkel tarafından sert bir dille eleştirilerek zirvede yeni tartışmaların kaynağı oldu. Brüksel’deki zirve cuma günü devam edecek müzakerelerin ardından, çalışma yemeğiyle sona erecek. Zirvede alınacak kararların basın toplantısıyla duyurulması planlanıyor. Zirvenin ardından hemen Berlin’e dönecek olan Merkel, ayağının tozuyla Federal Meclis’te Mali Pakt ve kalıcı kurtarma fonu Avrupa İstikrar Mekanizması hakkında yapılacak oylamaya katılacak.

AB’de gelecek için en kritik zirve

Cuma, Haziran 29th, 2012

Euro krizine çözüm aranan zirvede Merkel ile liderler arasında çetin müzakereler yapılıyor.

AB’nin geleceğinin konuşulduğu ve Euro krizine çözüm aranan liderler zirvesi, Brüksel’de tartışmalarla başladı. Borçların üstlenilmesinde daha fazla “dayanışma” isteyen ülkeler ile katı tasarruf önlemleri ve denetimde ısrar eden ülkeler arasındaki tartışma AB’deki çatlağı derinleştirdi.

“Gücümüz bir yere kadar”

Anlaşmazlık özellikle Almanya Başbakanı Angela Merkel ile İtalya Başbakanı Mario Monti’yi karşı karşıya getirdi. İspanya ve Fransa’nın da desteğini alan Monti, rekor borçlanma faizleri nedeniyle zor durumda olan ülkeler için kurtarma fonundan yararlanmada esneklik talep ederken, Merkel bu öneriye karşı çıktı.

AB liderlerinin bir an önce harekete geçmemesi durumunda Euro Bölgesi’nde felaket yaşanabileceğini söyleyen Monti’ye Alman hükümeti tepkili. Alman basınına konuşan bir hükümet yetkilisi, İtalya Başbakanı’nı “felaket tellallığı” yapmakla suçlayarak, faizlerde dalgalanmalar yaşanmasının doğal olduğunu ifade etti.

Yüksek bütçe açıkları nedeniyle zorluk yaşayan İtalya, uluslararası piyasalarda son dönemde yüzde 6 gibi yüksek faiz oranlarıyla borçlanabiliyor. İspanya’nın borçlanabildiği faiz oranı da yüzde 7’lere ulaşıyor.

İtalya Başbakanı Monti, yüksek faiz oranlarına karşı, zordaki ülkelerin tahvillerinin AB’nin kurtarma fonu tarafından alınmasını önerirken; Almanya Başbakanı Merkel bunun yanlış bir adım olacağını savunuyor. Berlin, zor durumdaki hükümetlerin, ekonomik ve mali koşullardan kaçmadan, doğrudan kurtarma fonuna başvurmaları gerektiğini vurguluyor. Almanya’nın yaklaşımına Finlandiya ve Hollanda’nın da destek verdiği belirtiliyor. AB içinde yaşanan çatlak, kulislerde Kuzey ve Güney ülkeleri arasında büyüyen bir ayrışma şeklinde yorumlanıyor.

“Büyüme paktı” yolda

AB liderleri, Euro krizinin başlamasından bu yana 20. kez zirvede bir araya geldi

Euro krizine karşı kısa vadede atılması gereken adımlar konusunda görüş ayrılıkları yaşayan AB ülkeleri, büyüme konusunda ise fazla iddialı olmayan yeni bir girişim üzerinde anlaşmaya yaklaşmış durumda.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın ısrarlı girişimleri ve Merkel’in geri adım atmasının ardından üzerinde genel olarak uzlaşma sağlanan Büyüme Paktı girişimine son şeklinin verilmesi ve yapılacak açıklamayla piyasalara olumlu bir mesaj verilmesi amaçlanıyor.

Fransa, İtalya ve İspanya’nın başı çektiği ülkeler, Merkel’in krize çözüm olarak savunduğu kemer skma önlemlerini uzun süre eleştirmiş, krizden çıkış için büyüme ve istihdam adımlarının atılması gerektiğini savunmuştu. Yaklaşık 130 milyar euroluk büyüme paktı, birçok uzman tarafından yetersiz bulunuyor.

Ortak vizyon yok

Brüksel’de iki gün sürecek zirvenin bir diğer önemli başlığı olan, AB’nin geleceğinde köklü değişiklikler öngören plan da ülkeler arasında bir başka tartışma konusu oldu.

Çözüm konusunda artan baskılar ve piyasaların beklentisi nedeniyle, liderler bu kez zirveden somut kararlarla ayrılması istiyor

AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy ve AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun da katkılarıyla hazırlanan taslak plan, AB’nin parasal birliğin de ötesine geçerek artık bir “mali birlik” haline gelmesini hedefliyor. Bu kapsamda mali politikalarda Brüksel’e daha fazla yetki verilmesi, ülkelerin bütçeleri için Brüksel’e veto hakkı getirilmesi, bir AB Hazinesi ve Bankalar Birliği kurulması gibi öneriler sıralanıyor.

Ancak taslak rapor Almanya Başbakanı Angela Merkel tarafından sert bir dille eleştirilerek zirvede yeni tartışmaların kaynağı oldu. Brüksel’deki zirve cuma günü devam edecek müzakerelerin ardından, çalışma yemeğiyle sona erecek. Zirvede alınacak kararların basın toplantısıyla duyurulması planlanıyor. Zirvenin ardından hemen Berlin’e dönecek olan Merkel, ayağının tozuyla Federal Meclis’te Mali Pakt ve kalıcı kurtarma fonu Avrupa İstikrar Mekanizması hakkında yapılacak oylamaya katılacak.

Ergenekon davasının 197’ıncı duruşması başladı

Cuma, Haziran 29th, 2012

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün de aralarında bulunduğu 68’i tutuklu 273 sanıklı ”Ergenekon” davasının 197’nci duruşması başladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, CHP İzmir Milletvekilli gazeteci Mustafa Balbay ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu 49 tutuklu sanık katıldı.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Zonguldak Milletvekili ve eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve Sedat Peker’in de aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.

Duruşmada, Şile’de yapılan kazılarla ilgili davanın sanıklarından jandarma istihbarat birimlerine haber elemanı olarak çalışan terör örgütü TİKKO itirafçısı Ulaş Özel’in çapraz sorgusuna devam edildi.

Özel, cezaevinde kalırken, güvenlik güçleri tarafından dışarı çıkarılıp operasyonlara katıldığı şeklindeki beyanlarının güvenlik kuvvetleri tarafından kabul edilmediğini belirterek, bunun üzerine beyanlarının Adalet Bakanlığı tarafından da araştırıldığını söyledi.

Adalet Bakanlığı müfettişi Mustafa Tiryaki tarafından yaklaşık bir yıl önce ifadesinin alındığını belirten Özel, ”Ben onlara isimler verdim. Görüştüğüm kişiler hakkında bilgiler verdim. Katıldığım operasyonları anlattım” diye konuştu.

Duruşma, Özel’in soruları cevaplamasıyla devam ediyor.

Ergenekon davasının 197’ıncı duruşması başladı

Cuma, Haziran 29th, 2012

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün de aralarında bulunduğu 68’i tutuklu 273 sanıklı ”Ergenekon” davasının 197’nci duruşması başladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, emekli Orgeneral Hurşit Tolon, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin, CHP İzmir Milletvekilli gazeteci Mustafa Balbay ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu 49 tutuklu sanık katıldı.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Zonguldak Milletvekili ve eski Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve Sedat Peker’in de aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.

Duruşmada, Şile’de yapılan kazılarla ilgili davanın sanıklarından jandarma istihbarat birimlerine haber elemanı olarak çalışan terör örgütü TİKKO itirafçısı Ulaş Özel’in çapraz sorgusuna devam edildi.

Özel, cezaevinde kalırken, güvenlik güçleri tarafından dışarı çıkarılıp operasyonlara katıldığı şeklindeki beyanlarının güvenlik kuvvetleri tarafından kabul edilmediğini belirterek, bunun üzerine beyanlarının Adalet Bakanlığı tarafından da araştırıldığını söyledi.

Adalet Bakanlığı müfettişi Mustafa Tiryaki tarafından yaklaşık bir yıl önce ifadesinin alındığını belirten Özel, ”Ben onlara isimler verdim. Görüştüğüm kişiler hakkında bilgiler verdim. Katıldığım operasyonları anlattım” diye konuştu.

Duruşma, Özel’in soruları cevaplamasıyla devam ediyor.

PKK, AK Parti eski il başkanının aracını yaktı

Cuma, Haziran 29th, 2012

Tunceli’nin Ovacık ilçesinde teröristler, AK Parti eski İl Başkanı Cihan Açıkgöz’e ait toptancı aracını ateşe vererek yaktı.

Edinilen bilgiye göre, Tunceli’den Ovacık ilçesine malzeme götüren 62 AE 419 plakalı transit minibüsün yolu, sabah saatlerinde ilçe merkezine 5 kilometre uzaklıkta bulunan Aksu Deresi civarında PKK’lı bir grup tarafından kesildi. Adı öğrenilemeyen sürücüyü araçtan indiren teröristler, aracı taradıktan sonra ateşe vererek yaktı.

Serbest bıraktıkları sürücünün haber vermesi üzerine güvenlik güçleri, ormanlık alana kaçan PKK’lılara yönelik operasyon başlattı. Yakılan aracın AK Parti eski İl Başkanı ve iki dönem milletvekili adayı olan Cihan Açıkgöz’e ait olduğu öğrenildi.

Öte yandan, dün gece 01.10’da Ovacık ilçe merkezinde çöp kutusuna bırakılan ses bombası patladı. Olayda ölen ya da yaralan olmadığı öğrenildi.