Posts Tagged ‘nazlı’

Begüm Birgören Kimdir, Resimleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Begüm Birgören Kimdir, Biyografisi,

Begüm Birgören Fotoğrafları,

Begüm Birgören

Doğum Tarihi : 20 Eylül 1982;
Doğum Yeri : Eskişehir

Begüm Birgören ; Türkiye Türk dizi ve sinema filmi oyuncusu.
13 yaşından beri tiyatro ile ilgilenmektedir. Oyunculuğa alaylı olarak başladı. Çocukluğundan beri hayali oyunculuk olan Birgören, Bahçeşehir Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı mezunudur.

Filmografisi

Türkan (2011)
Ömre Bedel (2009) – Ömür
Ali’nin Sekiz Günü (2008) – Zeynep
Mert ile Gert (2008) – Nazlı
Nokta (2008)
Karayılan (2007) – Elvan
Kırık Kanatlar (2006) – Ayşe
Sen Ne Dilersen (2005) – Genç Eleni
Seher Vakti (2005) – Melike
Arapsaçı (2004)
Mavi Kolye (2003) – Nil
Pilli Bebek (2003) – Olcay
Beşibiryerde (2002)

Begüm Birgören Resimleri







Nazlı Yar

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ölüyorum gitme nazlı yar
Sen gidersen yaramı nasıl sararlar
Gelmesin istemem lokman hekim
Bana sen gereksin nazlı yar

Gitme gurbet ellere yalvarırım
İnsafsız babanı çeker vururum
Kara gözlerini ayırma benden
Biriciğim gidersen mahvolurum

Sen iste Ferhat olup dağ deleyim
Mecnun olup seni belleyeyim
Sen gitme nazlı yar
Bu aşkı ben nereye gömeyim

Ayırmışlar bizi üç kuruş hatrına
Sevgimiz herşey boşuna
Vursunlar beni zincirlere
Gitme yarim Allah aşkına

Gözlerimde yaşlar kurudu
Kalmadı hayatta umudu
Hayalin hep karşımda durdu
Son mekanım mezar taşı oldu

Not : Kendi yazmış olduğu bi şiiri siznle paylaşmak istedim…

arılar rondu

Cuma, Haziran 22nd, 2012

arı rondu
arılar rondu Şiir,


ARI RONDU


Yaz geldi çiçekler açtı
Arılar hep çelıştı
Arı vız vız vız
Arı vız vız vız
Diye çalışır.

Önce menekşeyi koklar.
Sonra gülü severiz.
Arı balını
Arı balını
Biz çok severiz.

Fırtınalı havalarda
Karlı buzlu günlerde
Arı uyuklar
Arı uyuklar
Sıcak havada.

Yaz geldi nazlı çiçekler
Güzel güzel açalım
Haydi arılar
Haydi arılar
Biz çalışalım.

Komik Öğrenci Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Komik Öğrenci Şiirleri Kısa,

Çok Komik Öğrenci Şiirleri,

Notlarım Biçim Biçim
Ölürüm Bir Beş İçin
Hocam Bana Düşmandır
Kopya Çektiğim İçin

Hele Loy Loy Loy
Yine Kaldık Sınıfta Oy Oy
Hele Loy Loy Loy
Yine Kladık Sınıfta Oy Oy

Kopya Çektim Sırada
Hoca Geldi O Anda
Tam Bir Beş Alırken
Sıfır Çıktı Karşıma

Hele Loy Loy Loy
Yine Kaldık Sınıfta Oy Oy
Hele Loy Loy Loy
Yine Kaldık Sınıfta Oy Oy

Hocanın Boynu Kopa
Babamdan Yedim Sopa
Dokuz Zayıf Getirdim
Yine Kaldık Sınıfta

Hele Loy Loy LOy
Yine Kaldık Sınıfta Oy Oy
Hele Loy Loy LOy
Yine Kaldık Sınıfta

HOCALARI TAKMADIK
BOŞA GEÇTİ BU SENE
SİZDEN ADAM OLMAZ DESEN DE
ANIL HOCA BİZİ GEÇİRSENE

RESİM DERSİ DEDİN SEVDİRTTİN
GNLÜK DEDİN KAHRETTİN
OLMAMIŞ DEYİP MAHFETTİN
BÖYLE GEÇTİ BU SENE
FATMAGÜL HOCA BİZİ GEÇİRSENE

WHAT İS YOUR NAME? DEDİK
MY NAME İS ALPER. DEDİN
GÜL YÜZÜNLE İNGİLİZCEYİ SEVDİRTTİN
BÖYLE GEÇTİ BU SENE
ALPER HOCA BİZİ GEÇİRSENE

Korkma, bu sınıf toptan kalacak
Sınavlarda hep sana yardımcı olacak
Birler, ikiler karnede parlayacak
Onlar senindir hocam, senin eserindir ancak.

Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı baba
Kahraman evladına bir gül ne bu öfke bu ceza
Olsun senin uğruna bu canım feda
Haklıdır derslerden kalan öğrenci daima.

Ben ezelden beridir ZAYIF aldım zayıf alırım
Hangi hoca bana beş vermiş şaşarım
Ben her gün zayıflarla yatıp kalkarım
Yırtarım karnemi aileme göstermem atarım

Ahmet Arifin Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ahmet Arifin Şiirleri


Ahmet Arif Şiirleri


OTUZÜÇ KURŞUN

1.

Bu dağ Mengene dağıdır
Tanyeri atanda Van’da
Bu dağ Nemrut yavrusudur
Tanyeri atanda Nemruda karşı
Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur
Bir yanın seccade Acem mülküdür
Doruklarda buzulların salkımı
Firari güvercinler su başlarında
Ve karaca sürüsü,
Keklik takımı…

Yiğitlik inkar gelinmez
Tek’e – tek doğüşte yenilmediler
Bin yıllardan bu yana, bura uşağı
Gel haberi nerden verek
Turna sürüsü değil bu
Gökte yıldız burcu değil
Otuzüç kurşunlu yürek
Otuzüç kan pınarı
Akmaz,
Göl olmuş bu dağda…

2.

Yokuşun dibinden bir tavşan kalktı
Sırtı alacakır
Karnı sütbeyaz
Garip, ikicanlı, bir dağ tavşanı
Yüreği ağzında öyle zavallı
Tövbeye getirir insanı
Tenhaydı, tenhaydı vakitler
Kusursuz, çırılçıplak bir şafaktı

Baktı otuzüçten biri
Karnında açlığın ağır boşluğu
Saç, sakal bir karış
Yakasında bit,
Baktı kolları vurulu,
Cehennem yürekli bir yiğit,
Bir garip tavşana,
Bir gerilere.

Düştü nazlı filintası aklına,
Yastığı altında küsmüş,
Düştü, Harran ovasından getirdiği tay
Perçemi mavi boncuklu,
Alnında akıtma
Üç topuğu ak,
Eşkini hovarda, kıvrak,
Doru, seglavi kısrağı.
Nasıl uçmuşlardı Hozat önünde!

Şimdi, böyle çaresiz ve bağlı,
Böyle arkasında bir soğuk namlu
Bulunmayaydı,
Sığınabilirdi yüceltilere…
Bu dağlar, kardeş dağlar, kadrini bilir,
Evvel Allah bu eller utandırmaz adamı,
Yanan cıgaranın külünü,
Güneşlerde çatal kıvılcımlanan
Engereğin dilini,
Ilk atımda uçuran
Usta elleri…

Bu gözler, bir kere bile faka basmadı
Çığ bekleyen boğazların kıyametini
Karlı, yumuşacık hıyanetini
Uçurumların,
Önceden bilen gözleri…
Çaresiz
Vurulacaktı,
Buyruk kesindi,
Gayrı gözlerini kör sürüngenler
Yüreğini leş kuşları yesindi…

3.

Vurulmuşum
Dağların kuytuluk bir boğazında
Vakitlerden bir sabah namazında
Yatarım
Kanlı, upuzun…

Vurulmuşum
Düşüm, gecelerden kara
Bir hayra yoranım çıkmaz
Canım alırlar ecelsiz
Sığdıramam kitaplara
Şifre buyurmuş bir paşa
Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız

Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki…

4.

Ölüm buyruğunu uyguladılar,
Mavi dağ dumanını
ve uyur-uyanık seher yelini
Kanlara buladılar.
Sonra oracıkta tüfek çattılar
Koynumuzu usul-usul yoklayıp
Aradılar.
Didik-didik ettiler
Kirmanşah dokuması al kuşağımı
Tespihimi, tabakamı alıp gittiler
Hepsi de armağandı Acemelinden…

Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız
Bilmezlikten değil,
Fıkaralıktan
Pasaporta ısınmamış içimiz
Budur katlimize sebep suçumuz,
Gayrı eşkiyaya çıkar adımız
Kaçakçıya
Soyguncuya
Hayına…

Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki…

5.

Vurun ulan,
Vurun,
Ben kolay ölmem.
Ocakta küllenmiş közüm,
Karnımda sözüm var
Haldan bilene.
Babam gözlerini verdi Urfa önünde
Üç de kardaşını
Üç nazlı selvi,
Ömrüne doymamış üç dağ parçası.
Burçlardan, tepelerden, minarelerden
Kirve, hısım, dağların çocukları
Fransız Kuşatmasına karşı koyanda

Bıyıkları yeni terlemiş daha
Benim küçük dayım Nazif
Yakışıklı,
Hafif,
İyi süvari
Vurun kardaş demiş
Namus günüdür
Ve şaha kaldırmış atını.

Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki…

Anadolu

Beşikler vermişim Nuh’a
Salıncaklar, hamaklar,
Havva Ana’n dünkü çocuk sayılır,
Anadoluyum ben,
Tanıyor musun ?

Utanırım,
Utanırım fukaralıktan,
Ele, güne karşı çıplak…
Üşür fidelerim,
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın,
Beraberliğin,
Atom güllerinin katmer açtığı,
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında,
Kalmışım bir başıma,
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun ?

Binlerce yıl sağılmışım,
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar,
Haraç salmışlar üstüme.
Ne İskender takmışım,
Ne şah ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz!
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım…
Görüyor musun ?

Nasıl severim bir bilsen.
Köroğlu’yu,
Karayılanı,
Meçhul Askeri…
Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.
Sonra kalem yazmaz,
Bir nice sevda…
Bir bilsen,
Onlar beni nasıl severdi.
Bir bilsen, Urfa’da kurşun atanı
Minareden, barikattan,
Selvi dalından,
Ölüme nasıl gülerdi.
Bilmeni mutlak isterim,
Duyuyor musun ?

Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne – üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun ?

Hasretinden Prangalar Eskittim

Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya…
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana…
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara.
Akan yıldıza.
Bir kibrit çöpüne varana.
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni…
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini…

Sevdan Beni

Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça…
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni…

Uy Havar

Yangınlar,
Kahpe fakları,
Korku çığları
Ve irin selleri, aç yırtıcılar,
Suyu zehir bıçaklar ortasındasın.
Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!
Pusatsız, duldasız, üryan
Bir cana bir de başa
Seher vakti leylim -leylim
Cellat nişangahlar aynasındasın.
Oy sevmişim ben seni…

Üsküdardan bu yan lo kimin yurdu!
He canım…
Çiçekdağı kıtlık, kıran,
Gül açmaz, çağla dökmez.
Vurur alnım şakına
Vurur çakmaktaşı kayalarıyla
Küfrünü, Medetsiz, Munzur.
Şahmurat Suyu kan akar
Ve ben şairim.

Namus işçisiyim yani
Yürek işçisi.
Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş,
Ne salkım bir bakış
Resmin çekeyim,
Ne kınsız bir rüzgar
Mısra dökeyim.
Oy sevmişem ben seni…

Ve sen daha demincek,
Yıllar da geçse demincek,
Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
Yaran derine gitmiş,
Fitil tutmaz, bilirim.
Ama hesap dağlarladır,
Umut, dağlarla.

Düşün, uzay çağında bir ayağımız,
Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
Düşün, olasılık, atom fiziği
Ve bizi biz eden amansız sevda,
Atıp bir kıyıya iki zamın
Yarının çocukları, gülleri için
Herbirinin ayvatüyü, çilleri için,
Koymuş postasını,
Görmüş restini.
He canım,
Sen getir üstünü.

Uy havar!
Muhammed, İsa aşkına,
Yattığın ranza aşkına,
Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü!
Benim de boş yanım hançer yalımı
Ve zulamda kan-ter içinde, asi,
He desem, koparacak dizginlerini
Yediveren gül kardeşi bir arzu
Oy sevmişem ben seni.

Janjanlı Sözler

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Janjanlı Sözler

Tugbam sitesinde en güzel Janjanlı Sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Janjanlı Sözler
Afilli Sözler,
Fiyakalı Sözler,

-Fazla Kaptırma Kendini Sanal Aleme Yalan Olur Çıkarsın Sözlerinle!

-Sen Rüzgar Gibi Hızlı Olsanda Ben Kasırga gibi Aklını Alırım Korkma..

-Altımda Araba Gidiyorum hayat Kumarına Fazla Şansını Zorlama Bağlarsın Kolpaya

-Seni Tekniğimle Değil Fikirlerimle Döverim..

-Uçan kaçan Bizden Sorulur, Sürünmeye Çalışma Hayat yolun Kısa Olur.

-Çok Nazlı Gördüm Seni, Alırm Senden O güzelliği.

-Ezberlediğin Cümleleri Unutturucam Sana..