Posts Tagged ‘oldu’

Alexander Graham Bell Kimdir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Alexander Graham Bell hayatı
Alexander Graham Bell biyografi

3 Mart 1847 yılında İskoçya’da Edinburgh’da doğdu. Edinburgh’daki McLauren’s Akademisinde öğrenim gördü. 1860 yılında Kraliyet Lisesi’nden mezun oldu. Graham Bell’in iki erkek kardeşi veremden öldü. Bu ölümler nedeni ile doktorlarının tavsiyesine uydular ve Kanada’ya göç ettiler. 2 sene gibi kısa bir süre burada yaşadıktan sonra Amerika’ya yerleştiler.1873 yılında Boston Üniversite’sinde ses fizyolojisi profesörü oldu.

Kullanılabilir ilk telefonun icadını 1875 yılında yaptı ve patentini 1 yıl sonra aldı.1877 yılında Bell Telephone Company adlı şirketi kurdu. 1880 yılında şirketten ayrıldı ve işitme engelliler üzerinde çalışmak için Volta Laboratuvarı’nı kurdu. İşitm engelliler için konuşmaların ışınlar aracılığı ile iletilebilmesini sağlayan Photophone isimli icadını gerçekleştirdi.

1880 ve 81 yılları arasında Edison’un Fonograf’ını geliştirmeye çalıştı. Bu araştırma geliştirme sonucunda kayıt tutabilen Graphopone ortaya çıktı. Bu prototip ile yaptığı kayıtlar halen Amerika’daki Smithsonian Enstitüsü’nde saklanmaktadır.

Aynı yılın sonlarına doğru ilkel bir metal dedektör icat etti. Bunu geliştirmek için herhangi bir çaba göstermedi ancak 1925 yılında aynı temellere dayanan daha gelişmiş bir modeli Gerhard Fisher icat edecekti.Yeni doğan bir bebeği solunum rahatsızlığı nedeniyle ölünce bunun üzerinde çalıştı. Yapay bir akciğer üretmeyi başardı ve adını Vacuum Jacket koydu.

10 Kasım 1882 yılında Amerikan vatandaşlığına geçti. Bir yıl sonra Dünyaca ünlü bilim dergisi Science’ın kurulmasında birçok katkısı oldu.1888 yılında ise National Geographic Society’nin kurulmasına yardımcı oldu. Sağır vatandaşlara konuşma öğretmek için bir dernek kurdu.

1904 yılında Bileşik Hücresel Hava Aracı isimli bir icat için patent aldı. 1907 yılında havacılık deneyleri birliğinin kurulmasına yardımcı oldu.

Hayatı boyunca 30 patent aldı ve75 yaşına geldiğinde 1922 yılında hayata

taraftar mesajları

Cuma, Haziran 22nd, 2012

askım dun doktora gıttım bobregımde kum buldular kalbimde sarı lacivert.

azir babadan bir golcu o ban houjdonku bir stat ıstedım o ban sukru saracoglunu bir salak istedim senin numaranı verdi

eger maca gidemiyorsan 7070 sms yolla yerinize gidelim biz buna maccell dioruz

taraftarsan koy cimbomluysan hoş fenerliysen coş besiktaslıysan naber lan nonoş

seni seyretmek olsada olum ınan senın ıcın deger fenerbahcem

seni benden fazla sevenler sana benim kadar hasret kalsın

mustafa denizli bogulursa kim kurtarır ?? mustafa sandal

En iyi vurusun buysa delıkanlı deılsın elın cok hafıf heralde cimbomlusun ıgnecı deılsen ..ne sin

avrupa fatihi oldu dilenci vazonun altında kemer naber kikirik cimbom

şike şaibe senin neyine haydi luce evine

donsuz kal ama macsız kalma

kufur nedir bilmeyiz edenide sevmeyiz bızımle urasmayın saygı gosterır operıız.

hakemler her seyi gorur ama dedikodu yapmaz.

taraftar olun olanaklarınız cogalsın

eger biri sana esek oldugunu soylerse kulak asma eger bunu bes kısı soylerse gıt kendıne bır semer al

fenerli olmaktansa karanlıkta kalmayı tercih ederim

dereceye girmek icin cok calıstı hasta oldu derece ona girdi

can bedenden cıkmadıgı ıcın ne olur can sınıfta kalır.

bayan bir kaleci olsa heralde en cok bacak arası gol yerdi

cok iyi gobek atan kazana ne denir iyi oynayan kazansın

ben herkesin icinde tekim tek oldugum surece zafer benım cunku ben FENERBAHÇELİYİM.

sari lacivert rengin vazgeçilmez yeminim sana canım feda fenerbahcem benim.

kartal dediniz söndünüz aslan dediniz kactınız hamsiydiniz yendiniz fener oldunuz sampiyonsunuz

baska bir rengi sevmeyen renk olur ben senı sevıyorum kalbım kırmızı beyaz.

bu sene sensın sampıyon haydı bastır haydı bastır haydı bastır sanlı trabzon

gemi üstünde biber fenere goller gelir gider

iki taraftar mactan sonra benzin istasyonuna gitmis biri benzin pompasını almıs …üne sokmus dieri ona saskın bır bakısla bu yaptıgın normalmı demıs oda hayır super demıs

hicbir sut yasamdan daha sert olamaz

kutu kutu ıcınde mektup kutunun ıcınde dur oynasma avrupa azıcık kalsın ıcınde

tanrı bos zamanında galatasaraylıları yaratmıs

sampıyon olmadan olursem eger kefenim sarı lacivert olsun

Sendeki bu şanlı taraftar baska hic kimsede yok.

itiraf ediyorum askım galiba fenerbahceyi senden daha fazla seviyorum

ovunmekte cok haklıyız cunku fenerbahceliyiz.

Hedefimiz feneri yada beşiktası yenmek değil hedefimiz galatasarayı aşmaktır.

takımların hepsi guzeldır ama fenerbahce kadar deıl senı herkes sever ama benım kadar deıl.

bu senede olmadı kesin olur seneye basını one egme SAMPIYONSUN FENERBAHÇE

sarı lacivert rengimiz
sampiyonluk hedefimiz
avrupayı titretiriz
cunku FENERBAHÇELİYİZ

Cimboma can feda sevmeyene elveda

Mesaj gönderdiğiniz kişi şuan 6-0 galibiyeti kutluyor

Herkes Fenerli doğar
7 yaşına kadar beşiktaşlı
10 yaşına kadar trabzonlu
ölene kadar cimbomlu olur…

Fenerliysen sus cimbomluysan itaat et

Mondi abi
Ne var lan
Mesajın var 6-0 olmuş
Biliyoz lan D

cocuk babasına sorar baba bebekler dogdugu zaman neden aglar
:fenerli dogarda o yuzden.

Hakkını helal askım
Dur
gitmem lazım
nereye
olmpyat stadına

Tuttugun Takımı Söyle Sana Kim Oldugunu söylüyeyim

Vurmak isteyipte vuramadıgınız top varsa top hojdonk yazıp 3852 ye gonderin biz sizin yerinize vuralım buna hojdonkcell diyoruz.

Aramasın Gözlerin Çünkü olmpyat stadındayım

Ne şan ne şöhret ne para bul Tek dileğim seni şampiyon görmek

Sünnet Davetiyesi Sözleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Sünnet Davetiyesi Sözleri
Sünnet Davetiyesi için güzel sözler
Sünnet Davetiyesi için sözler

Oğlum ……..Diyorki;
Duyduk duymadık demeyin, dostlarım sevdiklerim bugün benim sünnetim. Bu mutlu günüme hepinizi beklerim.

Oğlum …….Diyorki;
Beni seven herkesi Sünnet Düğünümde görmekten mutluluk duyarım.

Sünnet Düğünümde siz nezih dostlarımızı aramızda görmekten mutluluk duyarız.

../../…. Günü Saat: ../..’da ……….’nde verilecek olan Sünnet Yemeği’ne tüm dostlarımızı bekliyoruz.

Biraz korkum olacak, Azıcık rengim solacak, Sünnetçi amca gelip, Bir parçacık alacak. Biliyorum en bahtiyar, Ailemiz olacak.

Başıma taktılar fes, Aniden oldum prens, Kormuyorum sünnetçi amca, İstediğin kadar kes.

Duyduk duymadık demeyin! Haber saldık her yere, eşe dosta herkese, Kes artık sünnetçi amca bizi fazla bekletme, Tüm dostları bekleriz Sünnet Düğünümüze.

Sünnet Düğünü münasebetiyle okunacak mevlidte, siz samimi dostların dualarını almak bizi bahtiyar edecektir. Sizleri ../../…. günü Saat: ../..’da ………..’na bekliyoruz.

Büyüdüm Erkek Oluyorum, Bu Mutlu Günüme Tüm Sevenlerimi Bekliyorum.

Erkekliğe ilk adımı atacağı bu özel günde siz değerli dostlarımızı da aramızda görmekten onur duyarız.

Sünnet Oluyorum Mâşâallah, Büyük Adam Oluyorum İnşâallah. Bu mutlu günümüzde siz değerli dostlarımızı aramızda görmekten kıvanç duyacağız.

Gözlerim arayacak eşi dostu, Anlarsınız ya sünnetçi amca delecek postu, Sevineceğim sizlerden duyarsam bir ses, Teslimim sünnetçi amca, İstediğin kadar kes.

İyi günde ve kötü günde bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan siz değerli dostlarımızı oğlumuzun Sünnet Merasimine bekliyoruz.

Ey Muammed’in ümmeti, Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) Sünneti, Müslümanların güzel adeti, Sıram geldi sünnet oluyorum. Beni sevenleri sünnetime bekliyorum.

Sünnet sünnet dediler, Başımın etini yediler, Sünnet olmazsan eğer, Sana kız yok dediler. İşte sünnet oluyorum, Hepinizi Düğünüme Bekliyorum.

Ailemin tek oğluyum, Babamın sağ koluyum, Büyüdüm adam oluyorum, Laf aramızda kalsın, Birazcık korkuyorum. Sünnet Düğünüme hepinizi bekliyorum.

Bugün benim mahkemem var, Suçum erkek olmak, Cezam sünnet olmak, Sünnetçi hakim oldu, Kirvemse savcı, Kuruldu mahkeme, Alındı karar. ……’de …….. günü infazım var. Annem Babam Tüm sevdiklerim çağrıldı bu infaza. Şahidim oldu Tüm Kızlar bu olaya.

Tanımıyorsanız beni, görmek isterseniz beni, En neşeli günümde, mutlu edersiniz beni. ../…./… günü sünnetçi, Kesecek pipimi, bilmiyorum akibetimi. Ağlarsam ayıplamayın beni, Yapılacak Sünnet Düğünüme bekliyorum hepinizi.

Bugün benim mahkemem var, Suçum erkek olmak, Cezam sünnet olmak, Sünnetçi hakim oldu kirvemse savcı, Kuruldu mahkeme, alındı karar. ../../…. günü infazım var. Annem Babam Tüm sevdiklerim çağrıldı bu infaza. Şahidim olsun tüm kızlar bu olaya.

Bahar değil yaz imiş, Günlerim çok az imiş. Müslümanlığın ilk şartı, Sünnet olmak farz imiş. Ben de kararımı verdim, Sünnet olmak ilk derdim. Bütün dostlar buyursun. Sünnetçiye söz verdim.

Öyle bir köprü ki geçmem gerek, Türk oğlu Türk’üm değilim ürkek. Gelin görün olacağım sünnet, Herkes bilsin nasıl olurmuş erkek.

Sevgili oğullarımızın Sünnet Merasimlerinde siz sevgili dostlarımızı aramızda görmek bizleri memnun edecektir.

Sünnet Düğünü’nde siz değerli dostlarımızla birlikte bu mutlu anımızı paylaşmak istiyoruz.

Annemle babam karar vermiş, Çocukluk çağım sona ermiş, Allah’ın emri ne yapmalı, En iyi satırın altına yatmalı, Teslim ol dedi bir ses, Yardıma gelsin herkes, Teslimiz sünnetçi amca pes, Ne olur acıtmadan kes, Bu törene dost ve akrabalar, Katılsın herkes…

Kirvem uzaklarda gelemez, Siz olmazsanız sünnetçi amca kesemez, Gelin birlikte olalım, Sünnetsiz kalmayayım, Bekleyenim var, Onsuz solmayayım…

Cüneyt Türel neden öldü

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Cüneyt Türel öldümü

Cüneyt Türel ölüm sebebi

Usta oyuncu Cüneyt Türel bir süredir tedavi gördüğü hastanede vefat etti.Cüneyt Türelin ölüm nedeni hastalığının ne olduğu henüz belli değil..

Türel, bu yıl 10 Mayıs ile 5 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek olan 18.Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali için Elim Elinde adlı bir gösteri hazırlıyordu. Sanatçı, festivalde Başar Sabuncu ile birlikte Onur Ödülü’nü de alacaktı.

Cüneyt Türelin Oynadığı bazı sinema filmleri ve diziler şöyle;

1979 Paranın Kiri
1979 Savunma
1990 Duygu Çemberi
1995 Aşk Üzerine Söylenmemiş Her şey
1997 Kuşatma Altında Aşk
1998 Kaç Para Kaç
2000 Herkes Kendi Evinde
2001 Son
2002 Abdülhamit Düşerken
2002 Gülbeyaz
2002 Her Şey Aşk İçin
2003 Estağfurullah Yokuşu
2004 Arap Saçı
2005 Eylül
2005 Kayıt Dışı
2006 Çinliler Geliyor
2006 Sıla
2006 Tutkunum Sana
2007 Doktorlar
2009 Parmaklıklar Ardında
2010 Deli Saraylı
2010 Doktorlar

Sabri Ülker Öldü

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Sabri Ülker Öldü


Ülker’in Babası Öldü

Ülker’in kurucusu olan Sabri Ülker, 92 yaşında hayata veda etti. Baba Ülker’in yaşlılığa bağlı nedenlerle vefat ettiği öğrenildi.

SABRİ ÜLKER KİMDİR?
Cumhuriyetin ilk kuşak sanayicilerinden Sabri Ülker, 1920 yılında Kırım’da doğdu. Ailesi 1929 yılında Türkiye’ye göç ederek İstanbul’a yerleşti. İlkokul yıllarında yaz tatillerinde ağabeyi Asım Ülker ile birlikte Besler Bisküvi Fabrikası’nda çalıştı. İlkokuldan sonra İstanbul Erkek Lisesi’ne kaydoldu. Orta ikinci sınıfta iken parasız yatılı sınavını kazanarak Bilecik Lisesi’ne gitti. Ortaokulu Bilecik’te, liseyi Kütahya’da okudu. Yüksek öğrenimini Sultanahmet İktisadi ve Ticari İlimler Mekteb-i Âli’de tamamladı.

NOHUTÇU HAN’DA BAŞLAYAN HİKAYE
Nohutçu Han Eminönü’nde 63 yıl önce 6-7 kazanda bisküvi üretimiyle başlayan serüveninde Ülker, bir gıda devine dönüştü. Sabri Ülker’in 3 işçi ile günde 200 kilo bisküvi üretimiyle başladığı mütevazı iş; bugün dünyaya çikolata-bisküvi ihracatı gerçekleştiriyor. Ülker’in doğumundan bugüne yolculuğu oldukça uzun, öyküsü başarılarla dolu.

Facebook nedir?

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Facebook, insanların arkadaşlarıyla iletişim kurmasını ve bilgi alış verişini amaçlayan bir sosyal web sitesidir. 4 Şubat 2004 tarihinde Harvard Üniversitesi 2006 sınıfı öğrencisi Mark Zuckerberg tarafından kurulan facebook, öncelikle Harvard öğrencileri için kurulmuştu. Daha sonra Boston civarındaki okulları da içine kapsayan facebook, iki ay içerisindeki Ivy Ligi okullarının tamamını kapsadı. İlk sene içerisinde de; Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm okullar facebook’da mevcuttu. Üyeler önceleri sadece mevzu bahis okulun e-mail adresiyle (.edu, .ac.uk vs.) üye olabiliyordu. Daha sonrasında da ağ içine liseler ve bazı büyük şirketlerde katıldı. 11 Eylül 2006 tarihinde ise facebook tüm e-mail adreslerine, bazı yaş sınırlandırmalarıyla açıldı. Kullanıcılar diledikleri ağlara; liseleri, çalışma yerleri ya da yaşadığı yerler itibarıyla katılım gösterebilmektedirler.

2007 Temmuz ayı itibarıyla de; 34 milyon kullanıcısıyla Dünya’nın en büyük Üniversite tabanlı kullanıcılarına sahip oldu.

Alexa istatistiklerine göre facebook 20 Ekim 2007 itibarıyla; Dünya’nın en fazla ziyaret edilen 7’inci sitesidir. Bunun yanı sıra; Kanada, Güney Afrika ve Norveç’in en fazla ziyaret edilen sitesi; İngiltere ve İsveç’in 2. en fazla ziyaret edilen sitesi, Mısır ve Panama’nın 3., Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve Türkiye’nin de 5. en fazla ziyaret edilen sitesidir.

Facebook ismini “paper facebooks”‘dan alır. Bu form A.B.D. üniversitelerinde okulların öğrencilerine, öğretmenlere ve çalışanlara doldurduğu onları tanıtan bir formdur.

Facebook’da Estetik

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Facebook, bundan 7 hafta önce yaptığı açıklamada sitenin şeklinde yapılacak değişiklikler konusunda kullanıcıların yeni format ile eskisi arasında tercih yapabilecekelerini duyurmuştu. Ancak, sosyal ağların amiral gemisi aldığı bir kararla tüm kullanıcıların yeni formatı kabul etmelerini istiyor.

Facebook’un zorlayıcı kararına sinirlenen bazı kullanıcıların, yine Facebook üzerinde forumlar oluşturarak olayı protesto etmeleri de sonucu değiştirmeye yetmedi.

Eski dizaynı muhafaza etmek isteyen üyelere izin verilmemesini ‘olağandışı’ olarak nitelendiren Facebook üyesi Scott Sanders, bu amaçla bir de protesto zinciri başlattı. Yaklaşık 1 milyona yakın Facebook kullanıcısının da üye olduğu ‘Yeni Facebook’a Karşı Dilekçe’ sayfasını açmasının ardından Facebook yetkililerince arandığını belirten Sanders, kendisine ‘kullanıcı dostu’ bir atmosfer sağlamak amacıyla değişikliklerin yapıldığının söylendiğini açıkladı.

Tennessee’de öğrenci olan Scott Sanders, pek çok yeni uygulamayı başarıyla konumlandırabilen teknik elemanların, kullanıcılara istedikleri dizayna sahip olabilme hakkını vermemelerini bir türlü anlayamadığını belirtirken Facebook yetkilileri iki farklı dizaynı kullanıcıların isteğine göre yan yana tutabilmenin mümkün olmadığını ifade ettiler.

Facebook’tan yapılan açıklamada, halihazırda 40 milyon kişinin yeni dizaynı denediği ve bunların 30 milyon kadarının yeni uygulamadan memnun kaldığı belirtildi. Facebook, kolay ve kişiselleştirilebilir menüleriyle yeni dizaynın paylaşım ve fotoğraf değişimi gibi uygulamaları daha rahat kullanma olanağı getirdiğini duyurdu.

Facebook’un, gerçekleştirdiği önemli değişikliklerden bir diğeri de siteden bağımsız üçüncü parti uygulamalarla entegrasyona getirdiği kolaylıklar oldu. Toplam 30 milyon kullanıcısı olan müzik paylaşım ağı iLike’ın üyelerinden 16 milyonunun, siteye Facebook üzerinden eriştiği ifade ediliyor.

Gçtiğimiz yıl, Facebook üyelerinin yapmış oldukları alışveriş alışkanlıklarını takip eden uygulamalrın ortaya çıkarılmasının ardından aynı şekilde büyük protestolar zinciri doğmuş, CEO Mark Zuckerberg kullanıcılarından özür dilemek durumunda kalmıştı.

Kullanıcıların gruplar oluşturarak ciddi bir tepki gösterebileceği uyarısında bulunan Forrester analistlerinden Jeremiah Owyang, markalar ile Facebook, kullanıcılar ve gizlilik arasında hassas çizgi bulunduğuna dikkati çekti.

Öte yandan, Facebook’a meydan okuyan Scott Sanders, kimi açılardan uzlaşmazlık yaşasa da alternatif başka sitelere gitmeyeceğini söyledi. Sanders; “Facebook hala en iyi sosyal paylaşım ağlarından biri. Onun için dizaynını beğenmesem de alışmaya çalışacağım” dedi.

2009 Facebook trendleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Facebook’ta 2009 trendleri
Facebook trendleri
Facebook Veri Grubu, 2009 yılında sitenin statü mesajlarında en çok kullanılan sözcük ve cümleleri saptadı.

1- FarmVille, FarmTown ve Social Living

Haziran 2009 tarihinde başlayan FarmVille uygulaması bu gün 72 milyon aktif kullanıcıya sahip. FarmVille’in ardından en çok kullanılan sözcük ise FarmTown.

2- FML

FML, dijital argonun en çok kullanılan kelimesi. M ve L harfleri, İngilizcede, sırasıyla, ‘my’ ve ‘life’ anlamında kullanılıyor. ‘F’yi tahmin etmeyi ise, İngilizce bilen yaratıcı beyinlere bırakıyoruz. Bu ifade, insanların yaşamlarındaki hayalkırıklıklarına dair olarak yaygın biçimde kullanılıyor.

3- Domuz Gribi

Domuz gribi veya H1N1, yılın küresel anlamda en büyük haberiydi. Hastalığın yaygınlaşmasından önce bahar aylarında doruğa ulaşan domuz gribi girişleri, hastalığın yaygınlaştığı sonbahar günlerinde de yükseldi ama ilkbahar rekoruna ulaşamadı. 2009’un son aylarında H1N1 ile domuz gribi konulu girişler eşitlenmeye başladı.

4- Ünlü ölümleri

Hiçbir ölüm, Michael Jackson’ın ölümüyle uyandırdığı ilgiyi geçemedi. Öldüğü gün, yani 25 Haziran’da ismi bir önceki güne göre 10 bin kat fazla girildi. Bu, kırılması imkânsız bir rekordu. Ancak Patrick Swayze’nin ölümünden sonra yapılan girişler de Michael Jackson rakamlarının üçte ikisine ulaştı.

5- Aile

Facebook’ta ‘annem’, ‘babam’ ‘oğlum’ ya da ‘kızım’ konulu mesajlara giderek daha fazla rastlanıyor. Yine de en çok artış gösteren sözcük, ‘çocuklar’ oldu.

6- Filmler

Yeni bir film gösterime girdiğinde Facebook’ta hemen tartışılmaya başlanıyor. 2009’un en fazla tartışılan filmi New Moon (Yeni Ay) oldu. Diğer filmler, sırasıyla Harry Potter, Transformers, Star Trek ve The Hangover oldu.

7- Spor

Spor tartışmaları da Facebook’un vazgeçilmezlerinden. Beyzbol, Amerikan futbolu ve basketbol, en çok tartışılan spor dalları.

8- Sağlık

Barack Obama’nın ABD Başkanı seçilmesinden bu yana en önemli politik hedeflerinden biri olan sağlık reformu, çok tartışma yarattı. Geçen yıla göre ‘sağlık’ sözcüğünün kullanımı 10 kat arttı.

9- FB

FB, Facebook için kullanılıyor. ‘FB’ ve ‘FB Dostları’ ibarelerinin kullanımı da, dokuzuncu sırayı alacak kadar yüksek.

10- Twitter

Twitter muhabbeti yılbaşında başladı, nisan ayında kelimenin kullanım oranı arttı. Yılın son iki ayında ise, Twitter sözcüğünün popülerliğini kaybettiği görülüyor.

11- Yıllar

Bir sürü yazı ve sohbet kaydı, tarih bilgisi de içerdiği için, yıllar FB’da yoğun kullanılan bir kategori.

12- Lady Gaga

ABD’deki kullanıcılara bakılırsa, Lady Gaga yılın olayıydı. MTV Müzik Ödülleri sırasında isminden bahsedenlerin sayısı rekor düzeye ulaştı.

13- Bahçe

Bahçe konusundaki kelimelerin kullanımının bu denli artmasını gençlerin bahçecilik faaliyetleriyle açıklayamayacağımıza göre, artık anne babalarının da FB’da olduklarını ve arka bahçelerinde yapılması gerekenler hakkında konuştuklarını kabul etmek zorundayız.

14- Din

Din ve dini kelimelerin kullanımında artış var. En çok ‘Tanrı’ kullanılıyor. En yoğun kullanılan kelimelerden bir diğeri ise, ‘Paskalya’.

15- Ben

Eskiden kullanıcıların ismi yazılan sayfaların tasarımı değiştiği için, geçen yıla oranla ‘ben’ (‘I’) sözcüğünün kullanımında artış olduğunu görülüyor.
kaynak: teknolojide.com

Facebook oyunu tuzak oldu!

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bu oyunu oynayanlar dikkat !

Gökay Özbudak
9 milyon kullanıcısı olan Facebook oyunu nasıl büyük bir tuzağa dönüştü? İşte o oyun ve yaşananlar.

Bilgisayarınızı taradığını ve virüs bulduğunu söyleyen bu tip reklamlara inanmayın.

9 milyon kullanıcısı olan Facebook oyunu, kullanıcılarını kötü yazılım yüklemelerine yönlendiren reklamları yayınlarken yakalandı.

Farm Town oynayan yüzlerce kullanıcı reklamları gördüğünü bildirdi. Reklamlar, bilgisayarınızda virüs olduğu uyarısını yapıyor ve yalnızca reklamdaki anti-virüs yazılımını indirirseniz sorunun çözüleceğini söylüyor. Farm Town’un geliştiricisi, reklamları görmezden gelmeleri konusunda uyardı, ancak üçüncü parti reklamları engellemeyi başaramadı.

Anti-virüs yazılım uzmanları, üçüncü parti reklam ağlarının kötü yazılım yaymasının Farm Town’un suçu olmayabileceğini, ancak sorun giderilene kadar kullanıcıların oyunu oynamamasını tavsiye etti.

Bugüne kadar The New York Times, MySpace gibi sitelerde de böyle reklamların çıktığı görülmüştü. Eğer oyunu oynuyorsanız kendi anti-virüs yazılımınızı güncellemekte fayda var. chip

Çanakkale Savaşı İle İlgili Kısa Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Çanakkale Savaşı İle İlgili Şiirler
Çanakkale Savaşı Kısa Şiirleri
Çanakkale Şiirleri

18 mart

Bu gün 18 mart
Her kez savaşta
Her yerde bomba
Çanakkale geçilmez

Her kez bomba taşıyor
Her kez öldü
Ne oldu bu dünya
Çanakkale geçilmez

18 mart çanakkale

18 mart Çanakkale
doğdu insanlar Çanakkalede
Çanakkalede doğanlar
Çok şanslı bir insanlar

18 mart Çanakkale
Oldü Askerler Çanakkalede
Çanakkalede ölenler
Çok şanslı insalar

çanakkalede doganlar
çanakkalede ölenler
çanakkalede yaşıyanlar
çok şanslı bir insanlar

ÇANAKKALE

1915’de kurtuldu çanakkale
atatürk gitti kurtuldu çanakkale
bu güzel yurdu kurtardı çanakkale
istiklali kazandı çanakkale

bir değil bin şehit var burada
bağımsızlığı bekleyen bin şehit
çanakkaleyi kurtardı
yunanlılara düşman oldu
bu güzel çanakkale

çanakkale korkmadı
bayrağına sarıldı
bu vatanı kurtardı
teşekkürler çanakkale

Çanakkale Geçilmez

Çanakkale içinde vurdular beni,
Ölmeden mezara koydular beni,
Ah gençliğim eyvah.

Çanakkale içinde aynalı çarşı,
Ana ben gidiyom düşmana karşı,
Ah gençliğim eyvah.

Çanakkale içinde bir uzun selvi,
Kimimiz nişanlı,kimimiz evli,
Ah gençliğim eyvah.

Çanakkale içinde bir dolu testi,
Analar,babalar ümidi kesti,
Ah gençliğim eyvah

Çanakkale Denince

Denizlerde dalga oldu
Gülyarim eller soldu
Çanakkale denince
Gözlerim sel oldu

Denizlerde dalga olur
Dalga kıyıda bulunur
Düşmanlar belasını
Çanakkalede bulur

Zaman çabuk geçince
Çanakkale içinde
Omuzundaki tüfekle
Asker bakar denize

ÇANAKKALE İÇİNDE

çanakkaler içinde vurdular beni
ölmeden mezara koydular beni
ooofff gençliğim eyvah..

çanakkele içinde aynalı çarşı
ana ben gidiyom düşmana karşı
ooofff gençliğim eyvah..

çanakkale içinde bir dolu testi
analar babalar umudu kesti
ooofff gençliğim eyvah..

çanakkale içinde bir uzun selvi
kimimiz nişanlı kimimiz evli
ooofff gençliğim eyvah

Sonbahar Şiirleri Kısa

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Kısa Sonbahar Şiirleri,
Sonbahar ile ilgili kısa Şiirler,
En güzel Sonbahar Şiirleri

Bekler SONBAHAR

Göç kervanını yükler sonbahar
Herşeyi çeyize ekler sonbahar
Giyer yapraklardan gelinliğini,
Sevgilisi kışı bekler sonbahar.

Sarı Sonbahar

Bak uzaklaştırdın güneşi bizden,
Yeşili soldurdun sarı Sonbahar.
Haber verirsin soğuk kışı güzden,
Bağımı yoldurdun sarı Sonbahar.

Sapsarı ettin yeşil yamaçları,
Yerlere indirdin yaprak taçları,
Çırıl çıplak soydun gör ağaçları,
Dalımı öldürdün sarı Sonbahar.

Sen gelince ölüm kokusu kokar,
Bir yaşamın bitişi yüreğmi yakar,
Acımasız tavrın canımı sıkar,
Halime güldürdün sarı Sonbahar.

Ambardan, silodan dolar boşları,
Tembele ders verir soğuk kışları,
Sarılığndan korkar göçmen kuşları,
Kuşumu saldırdın sarı Sonbahar

Sarı güzelliğne doymuyor gözüm,
Katarsın yaşama tat aşım tuzum,
Başlattın eğitimi yükselir hazım,
Hayatı yeldirdin sarı Sonbahar.

Güzün DOĞANİ’ye verdin tahılı,
Bereket katarsın evime malı,
Sen olmazsan olmaz arının balı,
Arımı kaldırdın sarı Sonbahar.

Ben En Çok Sonbahar’ı Seviyorum

Ben en çok sonbahar’ı severim.
Ben en çok baharın sonunu severim.
ne kış kadar üşütür sonbahar
nede yaz kadar yakar içini.
hep bana yakındır çünkü sonbahar,
hep benden yanadır, bana döker için.
yapraklar bile iple çeker gelişini toprağa değebilmek için.
Hele kuşlar, onlar bile yolunu gözler sevdiğine kavuşmak için.
Sonbahar gelsede göç etsem sevdiğimin yanına diye.
güneş kendi halinden memnun zaten her zaman. O hep aynı ısıtır.
Ama sonbahar bunun adı. Onuda kandırır. çaktırmadan…
ben en çok sonbahar’ı severim.
yaz da güzeldir…
kış da beğenir kendisini bazen.
o bahar yokmuuu. Aklı sıra kafa tutar sonbahar’a…
Ama dedim ya ben en çok sonbahar severim…
Çünkü; Ben seni Sonbaharda tanıdım

ADIM SONBAHAR

Nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır

oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar

Attila İlhan

Sonbahar

Her ilkbahar yeşerir yapraklar dallarda
Sevgi ile sarılır tüm ağaca
Sonbahar gelsin istemez yapraklar
Bilirler sonbaharı,
Sonbahar ayrılıktır, özlemdir,hasrettir

Hep kalmak isterler dallarda ayrılmaksızın
Tıpkı bize benzerler yapraklar
Ben sensizliği nasıl istemezsem yapraklarda
Bilirler sonbaharı,
Sonbahar ayrılıktır,özlemdir hasrettir

Her yeni gün doğacak güneş gibi
Kalmak isterler dallarda
Düşmek istemezler yapraklar toprağa
Bilirler sonbaharı,
Sonbahar ayrılıktır,özlemdir,hasrettir

Yalnızlığı istemezler
Tıpkı bize benzerler yapraklar
Ayrılmak istemezler sevdiklerinden
Bilirler sonbaharı
Sonbahar ayrılıktır, özlemdir, hasrettir.


Sonbahar Yağmurları

Hatıran oldu sonbahar yağmurları
Yağmur damlamdın bir zamanlar
Hatıran oldu sonbahar yağmurları
Korkularım kaldı yağan yağmurda

Hatıran oldu sonbahar yağmurları
Eylülde açmazdı kardelenler çünkü
Hatıran oldu sonbahar yağmurları
Çok olmadı yollarımız ayrılalı

Hatıran kaldı sonbahar yağmurları
Kar görmedim gökyüzünde eylülde
Hatıran kaldı sonbahar yağmurları
Dindi içimdeki sonsuzluk arzusu


Her sonbahar geldiğinde seni özlerim

Her sonbahar geldiğinde seni özlerim
Yağan yağmurların seni bana getirmesini beklerim
Islak sokaklarda yürürken
Beynimin hasret dolu sokaklarında yürüyüşümü düşlerim
Her sonbahar geldiğinde seni özlerim
Kabaran dalgalarda kaybolmak
Bir sonbahar günü yok olmak isterim
Düşen her yaprakla beraber biraz daha hüzne gömülürüm
Her sonbahar geldiğinde seni özlerim
Yaşamdan koparım tamamen
Kendi dünyama gömülürüm birden
Karanlıklar içinde bir ışık bulamam ben
Sensiz günlerde ölmek isterim
HER SONBAHAR GELDİĞİNDE SENİ ÖZLERİM

sessiz kalp

Cuma, Haziran 22nd, 2012

kaybettim kendimi
sevdim birisini
değişmem dünyaları sana
seni ne çok sevdiğimi anlasana

sarsan kollarına beni
severim dünyalardan çok seni
bu kalp çok sessiz
çünkü dayanamıyor sensin

bu şiiri ben yazdım.umarım güzel olmuştur.daha 14 yaşındayım umarım beğenmişsinizdir
kafiyeyi tutturayım derken biraz garip oldu sanki

Nazlı Yar

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Ölüyorum gitme nazlı yar
Sen gidersen yaramı nasıl sararlar
Gelmesin istemem lokman hekim
Bana sen gereksin nazlı yar

Gitme gurbet ellere yalvarırım
İnsafsız babanı çeker vururum
Kara gözlerini ayırma benden
Biriciğim gidersen mahvolurum

Sen iste Ferhat olup dağ deleyim
Mecnun olup seni belleyeyim
Sen gitme nazlı yar
Bu aşkı ben nereye gömeyim

Ayırmışlar bizi üç kuruş hatrına
Sevgimiz herşey boşuna
Vursunlar beni zincirlere
Gitme yarim Allah aşkına

Gözlerimde yaşlar kurudu
Kalmadı hayatta umudu
Hayalin hep karşımda durdu
Son mekanım mezar taşı oldu

Not : Kendi yazmış olduğu bi şiiri siznle paylaşmak istedim…

AŞKIMA ŞiiR

Cuma, Haziran 22nd, 2012


işte ben sensiz geçen bir güne daha merhaba diyorum.
Tadı yokki bir somun ekmeğin,suyun,
Soluduğum havanın,
Tadı bile yok ne şekerin ne tuzun.
Yokki sevenim,
Ben çiçekleri bile sevemem korkarım dikenlerinden.
Ben aşık olmadım,belki oldum göründüm.
Yaşamımdaki aşkı,
içemedim ki o duyguyu acımı tatlımı.
Sabır, sabır çektikçe ufalanır parçalanır yüreğim…
Beni bugün benimle bırakın acılarımla,
Tükenip giden umutlarımla.
Uğraşmayın benimle,
Acımayın boş çuvallar gibi atın.
Atın ne fark eder ki…
Vurun be vurun;
Birde siz vurun,ne yani vurulmadık yerim mi kaldı?
Korkmuyorum ölmekten,
Artık ölüm bile bana boş geliyor.
işte ben bunlerı yaşıyorum.
işte ben denizim.
Azgın dalgalara kapılmış bir gemi,
Yokki yok gidecek hiç bir yeri.

Aşkım bu mısraları içimden geldiği gibi
yazıyorum
Biraz duygusal oldu ama bu gece şairliğim tuttu.
Ve ağlıyorum AĞLIYORUM..!
Seni bilmesemde görmesemde ne fark eder ki ben senın o tertemiz yüreğini seviyorum.

seni ilk gördüğüm gün okul elbiselerin vardı,
seni ilk gördüğüm gün kalbim alevler içinde kaldı,
seni ilk gördüğüm gün allahtan istedim sei bana versin diye
seni ilk gördüğüm gün vurulmuşum ela gözlerine
seni ilk gördüğüm gün tutulmuşum can yakan tatlı sözlerine…

üşüdüğümde yorganım oldun bazen ıssız gecelerde,
yürüdüğüm de yoldaşım oldun bazen sessiz bom boş sokaklarda
düşündüğümde seni buldum hep hayallerimde
bu can var oldukça sen varsın her her yerimde…

bir su damlası kadar yalnız ama bir yağmur damlası kadar kalabalığım
bir kelebek kadar kısa ömrüm ama bir tarih kadar ebediyim
bir harf kadar anlamsız ama bir cümle kadar sonsuz AŞKIM…

gözlerimdeki özlemim kalbimdeki en büyük yerin
sana olan bu sevgim
hiç bir zaman dinmeyecek!!
içimi ısıtan sözlerin
ruhumda atan kalbin
uçsuz bucaksız mehtap gibi gözlerin
hiç bir zaman ölmeyecek!!…

aslında gece gündüze sevdalıdır
gündüz geceye,
bu yüzden en çok şafaklarını severler zamanın
gündoğumlarında gece gündüzü dinler
günbatımlarında gündüz geceyi,
insanlara duyuramasalar da seslerini
ikisinin de tek şey vardır söyledikleri birbirlerine:
Özlüyorum Seni..

(ve ben şimdi ne seni yazacak kadar özgürüm ne yazamayacak kadar deli.)

seni kalbime yazdım
aşkımı şiirlere
bir sana yenildim ama
bir de sana kıyamadım
kendi hayatıma kıydığım gibi…

seni yıllara yazdım
yıllarca sevdim
yıllarca bekledim
ve her yıl bir asır oldu
sensiz her anın yıl olduğu gibi…

seni camlara yazdım
her yağmur arkasından
ve her yağmurda ağladım bulutlarla
sana ve aşkıma ağladım
öksüz bir çocuk gibi…

seni şarkılarıma yazdım
söylendin mısralarda
ama ne yazık ki hep kederli şarkılar
meylere meze olanlardan
benim aşkına ziyan olduğum gibi…

Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma

Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum

Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!

Seni sevdim ben.

Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak….

Aşkıma

Arayıp sormasanda …

Beyazlar içinde rüyanda görmesende

gecelerce adımı sayıklamasanda

olsun canım varlığın yeter

Yıkıldım

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Duyguların galerisinde
Vitrinleri seyrederdim zaman zaman.
Eskilerden bir sevda arardım
Saf duru yalansız…
Dolanır dururdum kendi kendime.
Benim gibi binlerce insanla
Dolup taşardı oralar…
Devir eski devir değil artık.
Bir gülüşle kanın kaynadığı günler geride kalmış.
Ekmek para su para yaşamak para…
İnsanların kuruş kuruş satıldığı bir dönemde
Yaşanacak aşkı aramak
Biraz hayalcilik oluyor galiba.
Çok zaman oldu uğramamıştım.
Yıkıldım…!
Duyguların galerisinde
Aşkı bile satışa koymuşlar.
Üstelik İndirimli…!

Alıntı.

Öyle İçimdesin Ki

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Öyle İçimdesin Ki

Öyle içimdesin ki. Yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların. Küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belki de her zamankinden daha yanımdasın. Yani öylesine, o kadar bensin ki. Ah nasıl anlatsam. Boşuna bu çabalarım, doğru kelimeleri aramalarım. Ne kitaplar yazıyor, ne de sözlüklerde karşılığı var.
Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor. Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.

Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de. Çok başka bir şey. Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu, diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mı asırlarca?

Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep aynı heyecanla açar mı? Dedim ya, başka bir şey bu. Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim şu günlerde. Belki de en başta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladım. Derine, hep daha derine.

Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım. Paylaşamadım yanlış yaptım. Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam, hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu dehlizlerin, acılı duvarları gibiyim.

Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor. Tutunamıyorum. Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum. Yalnızlıklar peşimde. Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir yalnızlık bulaşıyor üstüme. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum.

Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum. Yollar, gitgide uzadı ve karıştı. Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var. Ah onun ne olduğunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her şeyin başında içinde ve sonundasın. Bu değişmiyor. Öyle içimdesin ki. Birden aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün.

Çok mutluydum. Gün içinde neler yaptığımı, nelere kızıp, nelerle mutlu olduğumu, tek tek anlattım. Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve beklenmedik olduklarını yazdım.

“Yine zamansız yağmurlar” dedim, “Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi güneş ışınları” dedim, “Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?” dedim. Çok uzun bir mektup oldu. Başından sonuna kadar okudum.

Neler yazmışım diye merakımdan.

Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, adını yazdım. Büyük harflerle, yalnızca adını. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. Mektup cebimde. Cebim yüreğime yakın. Yüreğim sende. Sen yüreğime yakın. Öyleyse mektup sende.

yanlış bilmeyin beni

Cuma, Haziran 22nd, 2012

yanlış bılmeyın benı
mahcup bırıyım dıye
bende sevdım
hemde delıcesıne
bır bakısla bıle yuregımın hopladıgı cok oldu

yanlış bılmeyın benı
sevdım bazen yuzu guzel
yüreği çirkin birini
bazen hem yuzu guzel hem yuregıgüzeli sevdim..
söyleyemedım..

yanlış bılmeyın benı
sevildim de
imzasız mektuplar aldım
içimde gizli bır sızı kalsada
sevindim sevıldıgıme
bir mektup arkadasıda sevdı benı
ama hıc kımse ılk goruste sevemedı sevemezde…

yanlış bılmeyın benı

şarkılarla agladıgım oldu
…..ölümü düşündüm care dıye
güldüğüm oldu aglayısıma
sevmeden yasadıgım o gun ıse olnmadı

yanlış bılmeyın benı
yar dıye sevenım azsada
dost dıye sevenım cok oldu
dert anlatmaktan cok dert dınledım
cok kez umutsuzken umut verdım
içim aglarken gulumsedım

yanlış bılmeyın benı
guldum eğlendımde
eller gıbı olmasada
kahkaha atmısımdır,belkıde…….

eski karım…

Cuma, Haziran 22nd, 2012

ESKİ KARIM

Hala sen varmışsın gibi
İki yastıkla yatıyorum..

Kimseye söyleme gidişini, ben söylemedim.
Elimde senin siparişin olmayan torbalarla geliyorum eve..
Ağlaya ağlaya öpüyorum yattığın yastığı yorganı
Sanki beni az önce yolcu etmişsin gibi çıkıyorum sokaklara..
Üst komşuya hava atarak, bi fiyaka bi görsen..
Ne garip bu insanlar!
Bütün mahalle, hatta alttaki bakkal bile seni geçen kasım öldü sanıyor…
Ne garip bu insanlar!
Hala her sabah bana selam veriliyor..
Sanki yaşıyormuşum gibi..

Ceyhun YILMAZ

Ümit Yaşar Oğuzcan Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

BEN EYLÜL SEN HAZİRAN

Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar

Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım

Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde

Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık

Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara

Aşk İlgili Şiir Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aşkla ilgili şiirler, aşk üzerine şiirler, aşk şiirleri, en güzel aşk şiirleri

BU AŞKIN ADI HASRET OLDU

Yokluğun özlemini biledi bir bıçak gibi
Yollarda dolaştım kimsesiz gibi
Özlemin büyüdü bir çığ gibi
Sen gittin ya
Bu aşkın adı hasret oldu

Keşke demicem bu sefer diyemicem
Ne keşke diyecek bi sewgiydi bu
Nede sen bir keşkeye sığabilirdin
Sen gittin ya
Bu aşkın adı hasret oldu

Yol ayrımı bu yaşadığımız şimdilerde
Yalnızız artık bu koskoca ewrende
Mutluluk ayrılmasın yanından ömrünce
Sen gittin ya
Bu aşkın adı hasret oldu
Sen gittin ya
Ben yarım kaldım…

AŞK

Süzülerek akar boş yüreğime,
Işıklı gözlerin nur bakışları.
Kanatlanır uçar hoş dileğime,
Sineme saplanan yar bakışları.

Yeşeren gönlümde ateş közledim.
İçimdekileri elden gizledim.
Görmedim rüyada nasıl özledim?
Dantele işledim zar nakışları.

Ağaç gövdesine ismini kazdım.
Kıyıda kumsala resmini çizdim.
Adına şiirler ezgiler yazdım.
Gene çare olmaz var akışları.

Ben bir onu sevdim başka bilmedim.
Ağladım yaşımı açık silmedim.
Kader böyle imiş çok da gülmedim.
Eritti bitirdi nar yakışları.

Öznur Karaman

DİYAR-I AŞK

Gözlerden yüreğe düşen ilk ateş,
Akarken sessizce gizli ve sırdaş.
Artık gülmeler feryatlara eş,
Hüznü sevince katar burada

Aşk kanda kıpırtı küçücük heves
Aşığa bu dünya altından kafes,
Şimdi yaşamak için aldığın nefes,
İnsanı boğmadan beter burada.

Gençliğin ateşi var iken başta,
Zaman durmuş birden sevdalık yaşta,
Akıl pazarlanmış alışverişte,
Tüccar almadan satar burada.

Yaslı sözler elem ile beslenir,
Yaşlı gözler sevdiğine yas/lanır.
Körpe aşklar yaşamadan yaşlanır.
Güneş doğmadan batar burada.

Hayat diken üstünde ölüm tuzakta
Yalnızlık yakında o yar uzakta
Toprağın üstünde kavuşmasak da
Vuslatın kokusu tüter burada.

Sevgiyi bilmeyenin toprağı çorak.
Aşık bedenlerle beslenir toprak.
Bu can ölür ise yarinden ırak,
Kimsesiz sessiz yatar burada.

Gelince huzura ruhun günahı,
Saklayamaz sırları zifrin siyahı.
Elbet bulu o gün, bu canın ahı.
Kaçsa da yakalar tutar burada.

Diyar-ı aşk burası gökler karanlık.
Geceler yıl sürer gündüz bir anlık.
Ruhlar tek vücut yok olmuş benlik,
Herkese tek seda yeter burada…