Posts Tagged ‘büyük birlik partisi’

Destici: Ülkenin birinci gündem maddesi terör

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Suşehri ilçesinde bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Şehr-i Su Kültür ve Sanat Festivali kapsamında, Kılıçkaya Barajı Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen etkinliklere BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de katıldı. Destici, “Ülkenin birinci gündem maddesi terördür. Kim önümüze hangi gündemi koyarsa koysun, suni gündemler oluşturmaya kalksalar da bu ülkenin birinci gündem maddesi terördür.” diye konuştu.

Genel Başkan Destici, terör örgütü PKK’nın, emperyalist güçlerin maşası olduğunu ifade ederek, “Zaten Türkiye’de 27 yıldır gerçek anlamda terörle mücadele edilmemiştir. Ediliyormuş gibi yapılmıştır. Bunu sadece burada değil, her yerde söylüyorum ve anlatıyorum. Bu şekilde 27 yıl olduğu gibi bundan sonra da terörle devam edecektir. Ama Allah’a şükürler olsun güçlü bir ordumuz var. Müslüman bir ülkeyle savaşmayı halkımız asla istemiyor. Ama Suriye yönetiminin de bir an önce gitmesi gerekiyor. Türkiye, İran olmaz, Türkiye Cezayir de olmaz. Ama Suriye yapılmasına da biz müsaade etmeyiz.

Suriye kafasına koymuş ve uçağımızı düşürmüş. İki müslüman ülkenin savaşmasına asla gönlümüz razı değildir. Bu, bir emperyal oyundur.” şeklinde konuştu.

Ayrıca, Suşehri Belediyesi’nin yaptırdığı Kılıçkaya Barajı Sosyal Tesisleri’ni beğendiğini belirten Destici, “Burası Ege kıyısı, Akdeniz kıyısı olmuş. Bu da tecrübeli Belediye Başkanı Sedat Sel sayesinde olmuştur. Kendisini tebrik ediyorum. Suşehri’ne yakışmış. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” dedi.

 

Heliopterden çalınan cihazlar ODTÜ’de incelenmiş

Cuma, Haziran 29th, 2012

BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşının ölümüyle sonuçlanan helikopter kazasıyla ilgili Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı soruşturmasını derinleştirirken, çarpıcı bulgular gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Ortadan kaybolan uçuş bilgilerini gösteren cihazların akıbetinin ne olduğu merak edilirken, belgelere göre söz konusu cihazların, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde kaza kırım ekibiyle birlikte incelendiği ortaya çıktı. Konuyu değerlendiren Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Selami Ekici, bu durumu skandal olarak değerlendirdi.

6 kişinin ölümüyle sonuçlanan helikopterin ilk incelemesi Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde görevli kaza kırım ekibi tarafından yapıldı. Kırım ekibinin yaptığı inceleme sonucunda hazırladığı 14 Aralık 2009 tarihli raporuna Büyük Birlik Partisi itiraz etti.

O dönem Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen soruşturma çerçevesinde BBP’nin itirazı haklı görülüp, helikopterde olan cihazların Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)’nde savcılık kanalıyla incelenmesi istendi. ODTÜ’nün 6 Eylül 2010 tarihinde hazırladığı rapora ulaşıldı. Söz konusu raporda helikopterden sökülen ‘ARGUS 5000 ce’ ve ‘SKY MAP 3 C’ cihazlarında inceleme yapıldığı belirtiliyor. Fakat yapılan incelemede bu cihazların ne işe yaradığı belirtilmiyor. Tam aksine cihazların ne işe yaramadığı belirtiliyor. ODTÜ’de yapılan bilirkişi incelemesinde adı geçen cihazlar ile ilgili şu ifadelere yer veriliyor: ‘ARGUS 5000CE’ ‘Bu cihaz, bir navigasyon gösterme birimidir. Kaza sonrası yer belirleme konusu ile ilgisi yoktur ve bu amaçla kullanılamaz.’ ‘SKY MAP3 C’ cihazı için ise, ‘Databese kartı. Kaza sonrası yer belirleme konusu ile ilgisi yoktur ve bu amaçla kullanılamaz.’

DDK CİHAZLAR İÇİN NE DİYOR?

ODTÜ’de yapılan inceleme sonrasında yazılan raporda cihazların ne işe yaradığı sümen altı edilirken, kazayı inceleyen Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) cihazların hayati önem taşıdığına vurgu yapıyor. DDK’nın kayıp cihazlar ile ilgili tespiti şöyle: “Kaza mahallinde bulunamayan ‘ARGUS 5000CE’ cihazının NVM hafızasının olduğu ve son 10 saatlik uçuşa ait pozisyon ve irtifa bilgisi elde edilebileceği dolayısıyla elde edilen pozisyon bilgilerinden son 10 saatlik uçuşuna ait uçuş rotası, iki nokta arasındaki uçuş süresi ve helikopterin muhtemel süratinin tespit edilebilir.”

“Kaza mahallinde bulunamayan ‘SKYMAP IIIC’ cihazının NVM hafızasının olduğu, uçuş pozisyon bilgileri, uçuş başlangıç, uçuş bitiş saati, uçuş tarihi, toplam uçuş süresi ve toplam çalışma süresi bilgilerinin elde edilebileceği, dolayısıyla elde edilen pozisyon bilgilerinden uçuş rotası, son uçuşa ait uçuş süresi ve helikopterin muhtemel süratinin tespit edilebileceği değerlendirilmiştir.”

BBP’NİN İTİRAZ ETTİĞİ KAZA KIRIM RAPORUNU YAZANLAR İLE BİLİRKİŞİLER CİHAZLARI BİRLİKTE İNCELEMİŞ

ODTÜ’nün cihazlar ile ilgili hazırladığı rapor, bir başka gerçeği de gün yüzüne çıkardı. Rapora göre kaza kırım ekbinin hazırladığı rapora BBP’nin itiraz etmesine rağmen adı geçen cihazlar ile ilgili ODTÜ’deki inceleme toplantısında Kaza Kırım Ekibi Başkanı Feridun Seren, üyeler Kerem Mumcuoğlu ve Mehmet Sevdim de hazır bulundu. ODTÜ’nün raporunda, kaybolan cihazların 29 Haziran 2010 tarihinde Kaza Kırım Ekibi ile bilirkişilerin birlikte toplantı yaparak incelediği açıkça ifade ediliyor. Rapordaki konuyla ilgili bölüm şöyle: “29.06.2010 günü Bilirkişiler Prof. Dr. Yalçın Tanık, Prof. Dr. Serkan Özgen, Doç. Dr. S. Sencer Koç ve Y. Doç. Dr. İlkay Yavrucuk, Ulaştırma Bakanlığı’nda Kaza İnceleme Kurulu Başkanı Feridun Seren, Mehmet Sevdim ve Kerem Mumcuoğlu’nun katılımlarıyla bir toplantı yapılmış, kaza hakkında bilgi edinilmiş ve adı geçen cihazlar incelenmiştir.”

KAZA KIRIM EKİBİNİN RAPORUNDA KAYIP CİHAZLARDAN HİÇ BAHSEDİLMİYOR

Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşının hayatını kaybetmesine neden olan kazayla ilgili kaza kırım ekibinin 9 ay da hazırladığı 14 Aralık 2009 tarihli 181 sayfalık raporunda kayıp olan ‘ARGUS 5000CE’ ve ‘SKYMAP IIIC’ cihazlarından hiç bahsetmiyor. Kaza Kırım Ekibi muhtemel kaza nedenini pilotaj hatasına bağlamış ‘Yoğun kar yağışlı kontrolsüz sahada pilot Kaya İstektepe’nin VFR uçuşa ısrarla devam ederek oryantasyon (vertigo/his yanılması) kaybına uğraması nedeniyle dağlık alanda araziyle temas etmesini engelleyemediği’ olduğunu iddia etmişti. Oysa ki, helikopterde seyahat edenlerden İhlas Haber Ajansı Muhabiri Gazeteci İsmail Güneş’in helikopter düşmeden 4 dakika önce çektiği fotoğraflarda, bölgede kar yağışının olmadığı ve havanın oldukça açık olduğu görülüyor.

SELAMİ EKİCİ: ‘BU BİR SKANDALDIR’

Konuyla ilgili konuşan BBP Genel Başkan Yardımcısı ve Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Selami Ekici, kayıp cihazların ODTÜ’de kaza kırım ekibiyle birlikte incelenmiş olmasını skandal olarak değerlendirdi. Ekici; “Kayıp olan ve savcılığın da şu anda peşinde olduğu helikopterin neden düştüğünü ortaya çıkartması muhtemel ‘ARGUS 5000CE’ ve ‘SKYMAP IIIC’ cihazlarının ODTÜ’de kaza kırım ekibiyle birlikte incelenmiş olması ve şu an itibariyle bu cihazlara ulaşılamamış olması skandaldır.

Ayrıca kaza sürecinin başlangıcından itibaren arama kurtarmadaki zafiyetler ve kaza kırım ekibinin yapmış olduğu faaliyetler ve bu çıkan belgeler ile birlikte düşündüğümüzde bu işlerin ancak ciddi bir organizasyonla yapıldığı şüphesini doğuruyor. Kaza kırım ekibi örgüt yöneticiliği, evrakta sahtecilik ve delil karartmadan 7 ay boyunca tutuklu kalmıştır. Bu belgelere göre ve kaza kırım raporunda bu cihazlardan hiç bahsedilmediği dikkate alındığında kaza kırım ekibinin bu organizasyonun içinde çok önemli bir rol sahibi oldukları ortaya çıkıyor.

Hatta kaza kırım yönetmeliklerine aykırı olarak 9 kişilik kaza kırım ekibi yerine 3 kişilik kaza kırım ekibi oluşturulması, bunlarında gerekli uzmanlık yeterliliğine sahip olmaması ve bu kaza kırım ekibinin görevlendirme yazısının altında bizzat Ulaştırma Bakanı binali Yıldırım’ın imzasının bulunması kafalardaki soru işaretlerini artırıyor. Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım bu ekibe sahip çıktı. Kamuoyunda çok tartışılan CMK 250 nci madde de yapılacak olan değişikliği ilk olarak Ulaştırma Bakanı’nın gündeme getirmesinin nedenlerini şimdi çok daha iyi anlayabiliyoruz. Bu gelişmelerden sonra dosyada yeni gözaltılar ve tutuklamaların olması kaçınılmazdır.” ifadelerini kullandı.

 

Heliopterden çalınan cihazlar ODTÜ’de incelenmiş

Cuma, Haziran 29th, 2012

BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşının ölümüyle sonuçlanan helikopter kazasıyla ilgili Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı soruşturmasını derinleştirirken, çarpıcı bulgular gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Ortadan kaybolan uçuş bilgilerini gösteren cihazların akıbetinin ne olduğu merak edilirken, belgelere göre söz konusu cihazların, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde kaza kırım ekibiyle birlikte incelendiği ortaya çıktı. Konuyu değerlendiren Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Selami Ekici, bu durumu skandal olarak değerlendirdi.

6 kişinin ölümüyle sonuçlanan helikopterin ilk incelemesi Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nde görevli kaza kırım ekibi tarafından yapıldı. Kırım ekibinin yaptığı inceleme sonucunda hazırladığı 14 Aralık 2009 tarihli raporuna Büyük Birlik Partisi itiraz etti.

O dönem Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen soruşturma çerçevesinde BBP’nin itirazı haklı görülüp, helikopterde olan cihazların Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)’nde savcılık kanalıyla incelenmesi istendi. ODTÜ’nün 6 Eylül 2010 tarihinde hazırladığı rapora ulaşıldı. Söz konusu raporda helikopterden sökülen ‘ARGUS 5000 ce’ ve ‘SKY MAP 3 C’ cihazlarında inceleme yapıldığı belirtiliyor. Fakat yapılan incelemede bu cihazların ne işe yaradığı belirtilmiyor. Tam aksine cihazların ne işe yaramadığı belirtiliyor. ODTÜ’de yapılan bilirkişi incelemesinde adı geçen cihazlar ile ilgili şu ifadelere yer veriliyor: ‘ARGUS 5000CE’ ‘Bu cihaz, bir navigasyon gösterme birimidir. Kaza sonrası yer belirleme konusu ile ilgisi yoktur ve bu amaçla kullanılamaz.’ ‘SKY MAP3 C’ cihazı için ise, ‘Databese kartı. Kaza sonrası yer belirleme konusu ile ilgisi yoktur ve bu amaçla kullanılamaz.’

DDK CİHAZLAR İÇİN NE DİYOR?

ODTÜ’de yapılan inceleme sonrasında yazılan raporda cihazların ne işe yaradığı sümen altı edilirken, kazayı inceleyen Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) cihazların hayati önem taşıdığına vurgu yapıyor. DDK’nın kayıp cihazlar ile ilgili tespiti şöyle: “Kaza mahallinde bulunamayan ‘ARGUS 5000CE’ cihazının NVM hafızasının olduğu ve son 10 saatlik uçuşa ait pozisyon ve irtifa bilgisi elde edilebileceği dolayısıyla elde edilen pozisyon bilgilerinden son 10 saatlik uçuşuna ait uçuş rotası, iki nokta arasındaki uçuş süresi ve helikopterin muhtemel süratinin tespit edilebilir.”

“Kaza mahallinde bulunamayan ‘SKYMAP IIIC’ cihazının NVM hafızasının olduğu, uçuş pozisyon bilgileri, uçuş başlangıç, uçuş bitiş saati, uçuş tarihi, toplam uçuş süresi ve toplam çalışma süresi bilgilerinin elde edilebileceği, dolayısıyla elde edilen pozisyon bilgilerinden uçuş rotası, son uçuşa ait uçuş süresi ve helikopterin muhtemel süratinin tespit edilebileceği değerlendirilmiştir.”

BBP’NİN İTİRAZ ETTİĞİ KAZA KIRIM RAPORUNU YAZANLAR İLE BİLİRKİŞİLER CİHAZLARI BİRLİKTE İNCELEMİŞ

ODTÜ’nün cihazlar ile ilgili hazırladığı rapor, bir başka gerçeği de gün yüzüne çıkardı. Rapora göre kaza kırım ekbinin hazırladığı rapora BBP’nin itiraz etmesine rağmen adı geçen cihazlar ile ilgili ODTÜ’deki inceleme toplantısında Kaza Kırım Ekibi Başkanı Feridun Seren, üyeler Kerem Mumcuoğlu ve Mehmet Sevdim de hazır bulundu. ODTÜ’nün raporunda, kaybolan cihazların 29 Haziran 2010 tarihinde Kaza Kırım Ekibi ile bilirkişilerin birlikte toplantı yaparak incelediği açıkça ifade ediliyor. Rapordaki konuyla ilgili bölüm şöyle: “29.06.2010 günü Bilirkişiler Prof. Dr. Yalçın Tanık, Prof. Dr. Serkan Özgen, Doç. Dr. S. Sencer Koç ve Y. Doç. Dr. İlkay Yavrucuk, Ulaştırma Bakanlığı’nda Kaza İnceleme Kurulu Başkanı Feridun Seren, Mehmet Sevdim ve Kerem Mumcuoğlu’nun katılımlarıyla bir toplantı yapılmış, kaza hakkında bilgi edinilmiş ve adı geçen cihazlar incelenmiştir.”

KAZA KIRIM EKİBİNİN RAPORUNDA KAYIP CİHAZLARDAN HİÇ BAHSEDİLMİYOR

Muhsin Yazıcıoğlu ve beş arkadaşının hayatını kaybetmesine neden olan kazayla ilgili kaza kırım ekibinin 9 ay da hazırladığı 14 Aralık 2009 tarihli 181 sayfalık raporunda kayıp olan ‘ARGUS 5000CE’ ve ‘SKYMAP IIIC’ cihazlarından hiç bahsetmiyor. Kaza Kırım Ekibi muhtemel kaza nedenini pilotaj hatasına bağlamış ‘Yoğun kar yağışlı kontrolsüz sahada pilot Kaya İstektepe’nin VFR uçuşa ısrarla devam ederek oryantasyon (vertigo/his yanılması) kaybına uğraması nedeniyle dağlık alanda araziyle temas etmesini engelleyemediği’ olduğunu iddia etmişti. Oysa ki, helikopterde seyahat edenlerden İhlas Haber Ajansı Muhabiri Gazeteci İsmail Güneş’in helikopter düşmeden 4 dakika önce çektiği fotoğraflarda, bölgede kar yağışının olmadığı ve havanın oldukça açık olduğu görülüyor.

SELAMİ EKİCİ: ‘BU BİR SKANDALDIR’

Konuyla ilgili konuşan BBP Genel Başkan Yardımcısı ve Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Selami Ekici, kayıp cihazların ODTÜ’de kaza kırım ekibiyle birlikte incelenmiş olmasını skandal olarak değerlendirdi. Ekici; “Kayıp olan ve savcılığın da şu anda peşinde olduğu helikopterin neden düştüğünü ortaya çıkartması muhtemel ‘ARGUS 5000CE’ ve ‘SKYMAP IIIC’ cihazlarının ODTÜ’de kaza kırım ekibiyle birlikte incelenmiş olması ve şu an itibariyle bu cihazlara ulaşılamamış olması skandaldır.

Ayrıca kaza sürecinin başlangıcından itibaren arama kurtarmadaki zafiyetler ve kaza kırım ekibinin yapmış olduğu faaliyetler ve bu çıkan belgeler ile birlikte düşündüğümüzde bu işlerin ancak ciddi bir organizasyonla yapıldığı şüphesini doğuruyor. Kaza kırım ekibi örgüt yöneticiliği, evrakta sahtecilik ve delil karartmadan 7 ay boyunca tutuklu kalmıştır. Bu belgelere göre ve kaza kırım raporunda bu cihazlardan hiç bahsedilmediği dikkate alındığında kaza kırım ekibinin bu organizasyonun içinde çok önemli bir rol sahibi oldukları ortaya çıkıyor.

Hatta kaza kırım yönetmeliklerine aykırı olarak 9 kişilik kaza kırım ekibi yerine 3 kişilik kaza kırım ekibi oluşturulması, bunlarında gerekli uzmanlık yeterliliğine sahip olmaması ve bu kaza kırım ekibinin görevlendirme yazısının altında bizzat Ulaştırma Bakanı binali Yıldırım’ın imzasının bulunması kafalardaki soru işaretlerini artırıyor. Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım bu ekibe sahip çıktı. Kamuoyunda çok tartışılan CMK 250 nci madde de yapılacak olan değişikliği ilk olarak Ulaştırma Bakanı’nın gündeme getirmesinin nedenlerini şimdi çok daha iyi anlayabiliyoruz. Bu gelişmelerden sonra dosyada yeni gözaltılar ve tutuklamaların olması kaçınılmazdır.” ifadelerini kullandı.

 

BBP: ÖYM’lerin kaldırılması intihar olur

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Kartal, son 50 yılını darbeler ve terörle geçiren Türkiye’nin birden bire hiçbir şey olmamış gibi davranamayacağını ifade etti.

Yeni yargı paketinden özel yetkili mahkemelerin çalışma usullerini belirleyen CMK’nın 250. maddesinin değiştirilmesinin hedeflendiğini söyleyen BBP Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Kartal, özel yetkili mahkemelerin uzun zamandır bazı çevrelerin itirazları olduğunu hatırlattı. Mahkemelerden özellikle darbe yargılamalarından rahatsız olan çevrelerin hedefinde olduğunu belirten Kartal, Ergenekon davası başlamadan önce birçok kişinin mahkemelerin varlığından bile haberdar olmadığını dile getirdi.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde belli suçlara bakan ihtisas mahkemeleri olduğunu belirten Kaptan Kartal, “Bu hem belli konularda ihtisaslaşmış yargıçların, daha doğru, daha çabuk karar vermesini sağlıyor, hem de yargının işini kolaylaştırıyor.” dedi.

Adaletin gecikmesinden şikayet edenlerin yargının yavaş işlemesinin temel sebeplerinden birisinin ihtisaslaşma eksikliği olduğunu unutmaması gerektiği ifade eden Kartal, “Yıllarca ceza davalarına bakan bir hakim, bir görevlendirme ile hukuk mahkemelerinde geçebiliyor. Ceza mahkemelerinde pratikleşen yargıç, birden bire hukuk davalarına girince yabancı olduğu bir alanda bocalamaya, yanlış kararlar vermeye başlıyor. Kararlar bir, bir Yargıtay’dan dönünce de uzun zaman kayıpları meydana geliyor. Onun için örgütlü suçlara bakan mahkemelerin yanında ceza ve hukuk mahkemeleri alanında da ayrı, ayrı ihtisas mahkemelerinin kurulması şarttır. Birilerinin nasırına basıldı diye uzmanlaşmış mahkemeler ihtiyaç olmaktan çıkmazlar.” diye konuştu.

‘SON YILINI DARBELERLE GEÇİREN TÜRKİYE HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANAMAZ’

Son 50 yılı darbeler, terör ve kanla geçen Türkiye’nin birden bire hiçbir şey olmamış gibi davranmasının mümkün olmadığını dile getiren Kartal şöyle konuştu: “Hukuk o ülkenin şartlarıyla bağlıdır. Terör can almaya devam ederken, her gün yeni ses kayıtları -darbe heveslilerinin aynı noktada durduklarını ihtar ederken- bu iş bitti havasıyla yargılamaları akamete uğratacak düzenlemeler yapmak intihardır. En tehlikeli suçlular, caydırılacak kadar cezalandırılmamış suçlulardır. Siyaset kurumunun denetleyemediği bir kurumun darbelere karışmış kimi mensuplarını salıverecek düzenlemeler yapması, demokrasi vitesini geri alması demektir. KCK tutuklamaları, darbe ve darbeye teşebbüsten yargılanıp tutuklu olanların çoğu ve bunları savunanlar bu mahkemelerden şikayetçi iken bu düzenlemeyi yapanların bir daha düşünmesi gerekir.”

Tutukluluk sürelerinin çok uzayıp ceza halini alması elbette tasvip edilemeyeceğini ancak, örgütlü suçlarda, sanık sayısının fazlalığı,zamansal derinlik ve delil toplama zorluğu bu gecikmenin temel sebeplerinin başında geldiğini aktaran Kartal, “Tutukluluk süreleriyle ilgili belki bir düzenleme yapılabilir ama darbeciler için izin şartının getirilmesi, darbelerin özel yetkili mahkemelerin görev alanından çıkarılması canavarı yaralı bırakıp toplum içine salmak olur. Üstelik bu, darbelerle, bu milletin manevi dünyasına Rus gibi, Yunan gibi saldıranları kimsenin affetmeye hakkı yoktur. Darbeler Millete yapılmıştır affedecekse millet affetmelidir.” şeklinde konuştu.

‘MAHKEMELERİN KALDIRILMASI YAZICIOĞLU DAVASINI AKAMETE UĞRATIR’

BBP’nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu davasının henüz çözülemeden mahkemelerin kaldırılmasının, davayı akamete uğratacağına işaret eden Kaptan Kartal sözlerini şöyle tamamladı: “Ulaştırma Bakanı kendi personeline sahiplenme adına, yargı sisteminde ihtiyaç duyulan bu mahkemeleri kamuoyunda suçlaması ise camiamız ve kamuoyunda hoş karşılanmamıştır. Darbe ve terör suçluları ile mücadele de kör topal mesafe alınmışken bundan bile geri dönülmesi ileride demokrasimiz de derin yaralar açar.”

BBP: ÖYM’lerin kaldırılması intihar olur

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Kartal, son 50 yılını darbeler ve terörle geçiren Türkiye’nin birden bire hiçbir şey olmamış gibi davranamayacağını ifade etti.

Yeni yargı paketinden özel yetkili mahkemelerin çalışma usullerini belirleyen CMK’nın 250. maddesinin değiştirilmesinin hedeflendiğini söyleyen BBP Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Kartal, özel yetkili mahkemelerin uzun zamandır bazı çevrelerin itirazları olduğunu hatırlattı. Mahkemelerden özellikle darbe yargılamalarından rahatsız olan çevrelerin hedefinde olduğunu belirten Kartal, Ergenekon davası başlamadan önce birçok kişinin mahkemelerin varlığından bile haberdar olmadığını dile getirdi.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde belli suçlara bakan ihtisas mahkemeleri olduğunu belirten Kaptan Kartal, “Bu hem belli konularda ihtisaslaşmış yargıçların, daha doğru, daha çabuk karar vermesini sağlıyor, hem de yargının işini kolaylaştırıyor.” dedi.

Adaletin gecikmesinden şikayet edenlerin yargının yavaş işlemesinin temel sebeplerinden birisinin ihtisaslaşma eksikliği olduğunu unutmaması gerektiği ifade eden Kartal, “Yıllarca ceza davalarına bakan bir hakim, bir görevlendirme ile hukuk mahkemelerinde geçebiliyor. Ceza mahkemelerinde pratikleşen yargıç, birden bire hukuk davalarına girince yabancı olduğu bir alanda bocalamaya, yanlış kararlar vermeye başlıyor. Kararlar bir, bir Yargıtay’dan dönünce de uzun zaman kayıpları meydana geliyor. Onun için örgütlü suçlara bakan mahkemelerin yanında ceza ve hukuk mahkemeleri alanında da ayrı, ayrı ihtisas mahkemelerinin kurulması şarttır. Birilerinin nasırına basıldı diye uzmanlaşmış mahkemeler ihtiyaç olmaktan çıkmazlar.” diye konuştu.

‘SON YILINI DARBELERLE GEÇİREN TÜRKİYE HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANAMAZ’

Son 50 yılı darbeler, terör ve kanla geçen Türkiye’nin birden bire hiçbir şey olmamış gibi davranmasının mümkün olmadığını dile getiren Kartal şöyle konuştu: “Hukuk o ülkenin şartlarıyla bağlıdır. Terör can almaya devam ederken, her gün yeni ses kayıtları -darbe heveslilerinin aynı noktada durduklarını ihtar ederken- bu iş bitti havasıyla yargılamaları akamete uğratacak düzenlemeler yapmak intihardır. En tehlikeli suçlular, caydırılacak kadar cezalandırılmamış suçlulardır. Siyaset kurumunun denetleyemediği bir kurumun darbelere karışmış kimi mensuplarını salıverecek düzenlemeler yapması, demokrasi vitesini geri alması demektir. KCK tutuklamaları, darbe ve darbeye teşebbüsten yargılanıp tutuklu olanların çoğu ve bunları savunanlar bu mahkemelerden şikayetçi iken bu düzenlemeyi yapanların bir daha düşünmesi gerekir.”

Tutukluluk sürelerinin çok uzayıp ceza halini alması elbette tasvip edilemeyeceğini ancak, örgütlü suçlarda, sanık sayısının fazlalığı,zamansal derinlik ve delil toplama zorluğu bu gecikmenin temel sebeplerinin başında geldiğini aktaran Kartal, “Tutukluluk süreleriyle ilgili belki bir düzenleme yapılabilir ama darbeciler için izin şartının getirilmesi, darbelerin özel yetkili mahkemelerin görev alanından çıkarılması canavarı yaralı bırakıp toplum içine salmak olur. Üstelik bu, darbelerle, bu milletin manevi dünyasına Rus gibi, Yunan gibi saldıranları kimsenin affetmeye hakkı yoktur. Darbeler Millete yapılmıştır affedecekse millet affetmelidir.” şeklinde konuştu.

‘MAHKEMELERİN KALDIRILMASI YAZICIOĞLU DAVASINI AKAMETE UĞRATIR’

BBP’nin merhum Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu davasının henüz çözülemeden mahkemelerin kaldırılmasının, davayı akamete uğratacağına işaret eden Kaptan Kartal sözlerini şöyle tamamladı: “Ulaştırma Bakanı kendi personeline sahiplenme adına, yargı sisteminde ihtiyaç duyulan bu mahkemeleri kamuoyunda suçlaması ise camiamız ve kamuoyunda hoş karşılanmamıştır. Darbe ve terör suçluları ile mücadele de kör topal mesafe alınmışken bundan bile geri dönülmesi ileride demokrasimiz de derin yaralar açar.”