Posts Tagged ‘ıslak’

Eğer..

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Eğer
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de

Can Yücel

Unut…

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Unut
Yağmur tanesini
Unut
Saçların rengini gözlerin karasını
Unut
Şarkıları
San defter yapraklarını
Baktığın aynaların arkasını unut
Unut
Kahverengi fotoğrafları
Adresleri unut
Rüzgarı
Rüzgar değince ağlatan saçlarını
Unut
Sil bütün isimleri
Yak şiirleri
Olmasınları olmayacakları olmadıları unut
Bak yoksun
Yokluğunu unut
Bak gitmişin
Gitm…eleri unut
Varsın keşke desin bir ses içinden
Keşkeleri unut oysaları unut
Gözlerini unut
Bu şehri unut
Kor gibiyken içimde
Kendin gidip beni burda kor gibilerini unut
Unut
Unuttuğunu
Islak incir tanelerini
Zeytinin rengini
Ekmeğin buğusunu
Sen mi geldinleri unut
Unut işte
Unutmak en iyisi
Unut iyisi mi
Hep ellerin sıcaktı ya
En sıcak ellerindi
Elin elime değdiğini unut
Unut
Yıldız yıldız
İstanbul istanbul
Akşam akşam
Yavaş yavaş
Şarkı şarkı
Nasıl diyorlarsa nereye koyarsın böyle bir aşkı
Öyle unut
Hiçbir yere koyamadığım bu aşkı..!

İbrahim Sadri

Hüzün ile ilgili şiir,Hüzünle ilgili şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Hüzün Şiirleri
Hüzün Konulu Şiirler
Hüzünlü Şiirler

Mor Hüzün

mor bir hüzün indi karakış akşamına
kendi alevlerinde üşüdü ateş çiçekleri

zangoçları yorgun çanları suskun uzak kulelerin
sisli sokak lambalarına asılan ışığım donuk
şehrin yalnızlığına gömülü çocuksu yüreğim

kar duvaklı çatılarda gri bulutlar gibi çoğalan
serçeler
ürkek ve telaşlı alıp başlarını nerelere gittiler

maziden topladığım çileli yollar
binlerce kez yaşanmış ömür kadar kaygan
ruhum kadar kırılgan dökülüyor gözlerimden

-tanıdık yangınları yoklayan sol yanım
kül olmayı da öğrenir elbet-

zaman girdabında boğulan bu kaçıncı düş
bu kaçıncı bahar
buz kırığı sularda titreyen salkım söğüt gölgesi
yoksa seni de mi dallarından vurdular

küf kokulu korunağında zehir biriktiriyor
geceye akrep
kurşun gibi hayal kırığı döküyor umuda
son mevsimde son tufan

ilk değil kutsal bağımdaki bu yağma
bu harami vurgun ilk değil
şimdi çok uzağındayım mutlu coğrafyanın
müzmin yarayım batık kentin kuytularında
gayrı dört yanım çalkantılı deniz
ah düşlerim
yok olmayı çok mu istediniz

HÜZÜN KOYDUN GÖZLERİME

Titrek bir pırıltı ile hüzün koydun gözlerime
Akmasın diye tuttuğum
Gözyaşlarımın coşkusudur
Dalgalanışıdır bu
Ve bu yüzümdeki gülümseyiş
Acı bir sitemdir
Sensizliğimdir
Giderken, hüzün bıraktın gözlerime
Bu dalıp dalıp gidişler
Yağmur bulutlarına el edişler
Ve bu çileler, kahredişler
Sensizliğimdendir
Kolay mı sanıyorsun
Sen
Sensizliği
Kolay mı sanıyorsun bunu
Getirirken o acı sonu
Hüzün doldurdun gözlerime ıslak ıslak
Bak
Alıp, giderken gözlerimden o güzel görüntünü
Paramparça ettin sol yanımda atan bütünü
Hüzün koydun gözlerime
Artık sana bakmıyor, seni göremiyorlar ya
Vah vah! Yazık bu kara gözlerime
Titrek bir ışıltı ile
Hüzün doldurdun
Hüzün koydun gözlerime sıcak sıcak
Ah! Gözlerime
Hüzün
Hüzün koydun…