Aşık Veysel kara toprak sözleri Kara Toprak Şiiri Aşık Veysel Aşık Veysel Kara Toptak Türküsünün sözleri
KARA TOPRAK
Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sadık yarim kara topraktır. beyhude dolandım, boşa yoruldum Benim sadık yarim kara topraktır. Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum Her türlü istediğim topraktan aldım Benim sadık yarim kara topraktır
Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi Kazma ile dövmeyince kıt verdi Benim sadık yarim …Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sadık yarim kara topraktır. beyhude dolandım, boşa yoruldum Benim sadık yarim kara topraktır. Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum Her türlü istediğim topraktan aldım Benim sadık yarim kara topraktır
Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi Kazma ile dövmeyince kıt verdi Benim sadık yarim kara topraktır
Adem´den bu deme neslim getirdi Bana türlü türlü meyve bitirdi Her gün beni tepesinde götürdü Benim sadık yarim kara topraktır.
Karnın yardım kazmayınan, belinen Yüzün yırttım tırnağınan, elinen Yine beni karşıladı gülünen Benim sadık yarim kara topraktır
İşkence yaptıkça bana gülerdi bunda yalan yoktur herkes de gördü Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi Benim sadık yarim kara topraktır.
Havaya bakarsam hava alırım Toprağa bakarsam dua alırım Topraktan ayrılsam nerde kalırım Benim sadık yarim kara topraktır.
Bir dileğin varsa iste Allah´tan Almak için uzak gitme topraktan Cömertlik toprağa verilmiş Hak´tan Benim sadık yarim kara topraktır.
Hakikat istersen açık bir nokta Allah kula yakın, kul da Allah´a Hakkın gizli hazinesi toprakta Benim sadık yarim kara topraktır.
Bütün kusurumu toprak gizliyor Melhem çalıp yaralarım düzlüyor Kolun açmış yollarımı gözlüyor Benim sadık yarim kara topraktır.
Her kim ki olursa bu sırra mazhar Dünyaya bırakır ölmez bir eser Gün gelir Veysel´i bağrına basar Benim sadık yarim kara topraktır.
Kurtuluş Savaşı Destanı Şiiri Kurtuluş Savaşı Destanı Kurtuluş Savaşı Destanı şiir
Kurtuluş Savaşı Destanı
Altmışındaydı Asiye Teyze, Kocasını kaybedeli yıllar olmuştu. Oğlu Çanakkale savaşında şehitti, Torunu daha on beşinde, Bıyıkları yeni terlemiş Yahya Şimdi sırtını vermiştir Kocatepe’ye. Böyle durmak olmaz, dedi Yurt toprağı giderken elden. Çekti kara öküzü kağnıya, Yükledi ne varsa yiyecek içecek evde. Düştü yola öğle sıcağında. Gündüzleri çöl sıcağı Geceleri Sibirya soğuğu olurdu Buralar bu mevsimde. Ama dinler mi Asiye Teyze. Yürü der kara öküze Kocasından kalan tek yadigârdır kendisine. Yürü der de! Yaşlanmıştır artık kendisi gibi kara öküz de Yürü der Asiye Teyze. İnat ve inanç dolu içindeki ateşle Yürü bre kara öküz yürü be! Kağnının her yeri yıkık dökük, Tekerleri patlak üstelik. Bu kara öküz bu kağnıyı taşıyamaz Emir Dağının yokuşu, bu halde aşılmaz. Etrafına bakınır Asiye Teyze çaresiz, Yardım edecek kimseler bulunmaz. Ne yapsam der Asiye Teyze, Ne yapsam da aşsam şu Emir Dağını, İletsem şunları Kocatepe’ye. Sonra çıkarmaya başlar üzerinde ne varsa Yırtık pırtık fistanını, yazmasını, göyneğini Ama utanır mahremiyeti ortadadır. Ya beni böyle bir gören olsa ne yaparım, der. Namus denilen şey nedir? Diye sorar kendi kendine. Altmışında bir kadının mahremi mi? Şuracıkta ölsem beni böyle çıplak, Yıkayıp kefensiz koyacaklar toprağa. Çıplaklığımdan utanamayacağım belki; Ama bu yurt toprağı alacak mı beni koynuna? Vurmayacak mı yüzüme, Ezilirken düşman ayağı altında? Utanmayacak mıyım o zaman? İşte namus; vatan işgal altındaysa Atmaktır düşmanı yurttan, deyip Doldurur kağnının tekerine Tüm elbiselerini. Ve geçer karşısına kara öküzün Asıl der asıl kağnıyı Asıl da aşalım yıkılası Emir Dağını. Güneş kızgın demir gibi vurur, Asiye Teyzenin saf beyaz tenine. Bir yandan dikenler dolar, Taşlar keser miadı dolmuş ayaklarını. Diğer yandan keskin bir kılıç olur güneş, Parça parça yarar her yanını. Aldırır mı Asiye Teyze hiç, Yürü der gurban olduğum Yürü tek yadigârım! Ve çaresiz Emir Dağı yıkılır, Asiye Teyze’nin kanlı ayakları altında. Aşılmıştır Emir Dağı aşılmasına da Karanlık çökmüş gece yarısı olmuş Buza keser şimdi yarılan her yer. Gözlerinden yaşlar gelir, Daha kirpiklerinde donar. Sıcağa dayanan soğuğa da dayanır, der. Yürü der kara öküze Yürü Yahya’mın olduğu Ulu Mustafa Kemal’in olduğu Afyon’a! Yürü gün doğumuyla düşelim Kocatepe’ye! Ve yürür kara öküzün yanında Asiye Teyze. Kanlar akarken bedeninden Donan yerlerini kurtuluş ateşiyle dağlar, Yürüdüğü yollar bir kahramana tanıktır. Kocatepe’deki tüfek seslerine, Çanakkale Türküsü karışır. Ve Yahya Tanır bu sesi, Babası şehit olduktan sonra Nenesi her gün söylerdi: “Çanakkale içinde vurdular beni Kimimiz nişanlı………………….” Ses gittikçe kayboluyordu Bir şahin gibi fırladı yerinden Yahya, Sanki bir adımda vardı kağnının yanına. Bir yana yığılmış kalmış kara öküz, Asiye Teyzenin beyaz teni mosmor, Üzerinde kıpkırmızı kan lekeleri, Düşmüş öbür tarafa dirençsiz. Yahya’nın verdiği suyu içmez, Oğul der “Bu su cephedeki kahramanların Bu su bağımsızlığa susamış yiğit evlatların” Götür der beni “Sarı Saçlı Mavi Gözlü Dev’e” Örter üstünü Asiye Teyzenin Yahya, Çeker kağnıyı Kocatepe’ye…
Tugbam sitesinde en güzel Atasözlerimiz sizler için hazırlandı . Buyurun Atasözlerimiz
Aç ayı oynamaz. Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin. Aç koynunda azık durmaz. Aç köpek fırın yıkar. Aç tavuk rüyasında kendini darı ambarında görür. Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış. Açın imanı olmaz. Açın karnı doyar gözü doymaz. Açlık ile tokluğun arası bir dilim ekmek. Adam eşeğinden, kadın döşeğinden belli olur. Adamak kolay, ödemek güçtür. Adamakla mal tükenmez. Adamın iyisi iş başında belli olur. Ağaca balta vurmuşlar “sapı bedenimden” demiş. Ağaca çıkan keçinin doğurduğu oğlak dala bakarmış. Ağaca dayanma kurur, insana güvenme ölür. Ağaç ne kadar meyve verirse, dalı o kadar yere eğilir. Ağaç ne kadar uzarsa uzasın göğe değmez. Ağaç ne kadar yüksek olsa da yaprakları yere düşer. Ağaç yas iken eğilir. Ağaçtan maşa Yörükken paşa olmaz. Ağır kazan geç kaynar. Ağır tas batman döver. Ağız yemeyince yüz utanmaz. Ağlama ölü için, ağla deli için. Ağlamayan çocuğa meme vermezler. Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar. Ağlayak da gözden mi olak? Ağrısız baş mezarda gerek. Ağzı açık ayran delisi. Ahmak misafir ev sahibini ağırlar. Ak akçe kara gün içindir. Ak koyunun kara kuzusu da olur. Akan su yosun tutmaz. Akçe bulsam, çıkı yok Akıl akıldan üstündür. Akıl yasta değil baştadır. Akıllı düşünene kadar, deli oğlunu evermiş, torunu olmuş. Akıllı evladın var, neylersin mali, akılsız evladın var neylersin mali? Akılsız bastan sefil taban ne çeker. Akılsız başın cezasını ayaklar çeker. Akılsız köpeği yol kocatır. Akılsızın şaşkını beyaz giyer kış günü. Akrabanın akrabaya ettiğini akrep etmez. Akranıyla konuşmayanın sesi, semadan gelir. Akşam gelen misafirin, yiyeceği bulgur sıkısı, yatacağı ahır sekisi. Akşamın hayrından sabahın şerri hayırlıdır. Al elmaya tas atan çok olur. Al yakışırken, el bakışırken. Alacağın bir iğne, çeliğin okkasını orantıya vurursun. Alışmış kudurmuştan beterdir. Alim unutmuş, kalem unutmamış. Allah aptala eşeğini kaybettirir, sonra buldurup sevindirir. Allah şaşırttı mı, dayıya hala dedirtirmiş. Allı yelek, pullu yelek, canfes neye gerek? Alma mazlumun ahini çıkar aheste aheste. Altın esik gümüş eşiğe muhtaçtır. Altın yere düşmekle pul olmaz. Altının kıymetini sarraf bilir. Anan turp, baban şalgam, sen içinde gülbe şeker. Ananın bastığı yerde yavru ölmez. Anasına bak kızını al, astarına bak bezini al. Anlayana Sivrisinek saz anlamayana davul zurna az. Aptal düğünden çocuk oyundan usanmaz. Aptalın karnı doyunca gözü yolda olur. Ar gözden, kar yüzden anlaşılır. Ar namus tertemiz. Arap eli öpmek, dudak karartmaz. Arayan belasını da devasını da bulur. Ari satmış namusu tellala vermiş. Arife günü yalan söyleyenin, bayram günü yüzü kara çıkar. Arkadaş dediğinin gölgesinde suç islenir. Arkadaşlık pazara kadar değil mezara kadardır. Arkalı it kurdu boğar. Armudu sapıyla, üzümü çöpüyle, pekmezi küpüyle. Arpa ekinde buğday bekleme. Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, aslı ayrandır. Aslan yattığı yerden belli olur. Aslında olan tırnağına getirir. Aş sabahın iş sabahın. At alırsan yazın, deve alırsan güzün, avrat alırsan gezin ha gezin. At binenin kılıç kuşananındır. At ile avrat yiğidin ikbalindendir. At karnından, yiğit burnundan bellidir. At olacak tay yürüyüşünden belli olur. At ölür de, itler bayram eder At sahibinin altında kişner. At ver hısım ol, kız ver hasım ol. At, sahibine göre kişner. Ata et, ite ot verilmez. Atasözü tutmayan, uluya uluya kalır. Ateş düştüğü yeri yakar. Atın iyisi arkadan gelmez. Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler. Atın ölümü arpadan olsun. Atlar tepişirken arada eşekler ezilir. Atlı, itli sığmış, bir çocuk sığmamış. Av alma, komşu al. Avradı er zapdetmez, ar zapt eder. Ay bozmaz, süt kokmaz. Kokarsa ayran kokar, çünkü aslı süttür. Ayağa dokunmadık taş, başa gelmedik iş olmaz. Ayağın sığmayacağı yere baş sokulmaz. Aydan gelen halı üstüne, günde gelen kül üstüne. Aylak sirke baldan tatlıdır. Az sabırda, çok keramet vardır. Az tamah, çok ziyan getirir. Az yasa, uz yasa, akıbet gelecek basa. Azıtmış, kudurmuştan beterdir.
Tugbam sitesinde en güzel Beşiktaş Mesajları sizler için hazırlandı . Buyurun Beşiktaş Mesajları
Sevdik Seni Birkere Beşiktaşım Yürüyoruz Yolunda Beşiktaşım..
GEL GUNDUZLE GECE OLALIM GEL GOKYUZUNDE YILDIZ OLALIM SENINLE SAMPIYONLUKLARA KOSALIM HAYDI BASTIR KARA KARTAL’IM
BESIKTAS DIYEREK SANA YUZ VURDUK,SIYAHIN YANINA BEYAZI KOYDUK,YILLARDAN BERIDIR HEP SENIN OLDUK BESIKTAS SEN BIZIM HER SEYIMIZSIN ..
BAZEN HUZUN,BAZEN KADER SENIN SEVGIN BIR OMRE BEDEL.BESIKTAS SEN BIZIM HERSEYIMISSIN.
GUN DOGDU HEP UYANDIK STADLARA DAYANDIK BESIKTASIN UGRUNADA BAYRAKLARA DONANDIK SEMTIMIZ ERKEK SEMTI ASIK EDER HERKESI UZERIMDE EKSILMESIN BAYRAGIMIN GOLGESI ISTE BIZ KOTU GUNDE HEP OMUZ OMUZAYIZ OVUNMEK GIBI OLMASIN BIZ KARAKARTALLIYIZ.
SEMTIMIZ ERKEKLER SEMTI, ASIK EDER HERKESI, UZERIMDEN EKSILMESIN BAYRAGIMIN GOLGESI, ISTE BIZ KOTU GUNDE HEP OMUZ OMUZAYIZ,OVUNMEK GIBI OLMASIN BIZ KARAKARTALLIYIZ…