Posts Tagged ‘mhp’

Bahçeli Balkan turunu tamamladı

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Pazarkule Sınır Kapısı’ndan 27 Haziran’da Balkan turuna çıkan MHP lideri Bahçeli, Yunanistan, Bulgaristan, Kosova ve Makedonya gezilerini tamamlamasının ardından Kapıkule Sınır Kapısı’ndan yurda girdi.

KARAYOLUYLA ANKARA’YA GİTTİ
Kapıkule Sınır Kapısı VIP Salonu’nda pasaport işlemlerinin tamamlanmasını bekleyen ve bir süre burada dinlenen Bahçeli, gazetecilerin sorularını yanıtlamadan karayoluyla Ankara’ya hareket etti.

MHP ile BDP arasında ‘Katil Öcalan’ kavgası

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Tasarının 3. bölümü üzerinde konuşan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Genel Kurul’da ”boş sıralar” olduğunu ifade etti. Tarhan, kendisine laf atan AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’e, ”parazit yapmayın” derken, Başkanvekili Mehmet Sağlam’a ”Susturacak mısınız paraziti?” diye sordu.

Bu sırada bazı CHP milletvekillerinin yerlerinden kalkarak kendisine tepki göstermesi üzerine Metiner, ”Gel, gel” karşılığını verdi.

İktidarın kendi yarattığı canavarın denetlenemez hale geldiğini savunan Tarhan, ”Bozdağ, bizi polis devletiyle yönettiğini itiraf etti. Çünkü korku dağları bekliyor. Yoksa neden şimdi? Belliki bir şeyler çeviriyorsunuz. ‘Sıra Başbakan’a gelir’ diye çok korktunuz. Bunca milletvekili, gazeteci, öğrenci bir müsteşar etmezmiş. Hangi pazarlıkların aslında devrede olduğunu biliyoruz” dedi.

AK Parti’li bazı milletvekilleri de Tarhan’a tepki gösterdi.

-”Sizi mahcup edecek tablo çıkar”-

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bölüm üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, ”Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün tutuklanması” ile ilgili bir soruya karşılık, konuyu, adaletin geçmişten bugüne izlediği seyri vakalar üzerinden anlatabileceğini belirtti.

”Bu süreci paylaşmak size çok bir şey getirmeyecek” diyen Ergin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

”Bu ülkede şiir okuduğu için hapse mahkum edilen siyasetçi, yine seçime girmek üzereyken operasyonla seçime sokulmayan genel başkan, sizlerin yargıya olan güvenini zedelemedi. Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı da sizin yargıya olan güveninizi zedelemedi. Yüzde 47 oy alan bir parti hakkında seçimlerden 8 ay sonra kapatma davası açılması, sizlerin yargıya olan güveninizi zedelemedi. Bunların hiçbirine karşı çıkmadınız bugüne kadar.

TBMM’nin üye seçtiği bir Anayasa Mahkemesi, 22 üyesinin 16 üyesi yargı mensuplarınca seçilen HSYK, karar sayılarını üçe katlayan Yargıtay, AİHM içtihatlarına uyum sağlamaya çalışan yargı, darbe ve muhtıralara selam durmayan, brifing almayan, hesap soran yargı bugün size güven vermemektedir. Seçimlerde milletten almadığı yetkiyi yargı üzerinden devşirip toplum mühendisliği yapanlar, yargının bugün geldiği durumdan son derece rahatsızdır. Bunun kaynağını da çok iyi anlıyorum. Yargıda kadrolaşma ve siyasallaşmayı tartışacaksak sizi mahcup edecek tablo çıkar. Eğer yargıda kadrolaşma ve siyasallaşmadan bahsedeceksek herkesin önce aynaya bakması lazım, sonra AK Parti’ye laf söylemesi lazım.”

-”Polemikten sorumlu bakan”-

Ergin’in ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, ”Erdoğan’ın seçilmesinin önündeki yasak CHP desteğiyle kaldırılırken Silivri’de yargılananlar sizin vicdanınızı kanatmıyor mu? Pankart astığı için terör örgütü üyesi olarak 9 yıla mahkum olan öğrenciler, vicdanınızı sızlatmıyor mu? Aynı HSYK’nın atadığı hakimler ne zamanki MİT mensupları ve Başbakan’a ulaşmaya başladı, saygı duyduğunuz HSYK’nın hakimlerini, savcılarını değiştirmek için burada bir gecede yasa çıkarmadınız mı? MİT mensupları nedeniyle ‘Başbakan tehlikede’ diye bu yasayı çıkarırken, Silivri’de yargılananlar aklınıza gelmedi mi? Deniz Feneri davası savcılarını utanmadan bir gecede görevden almadınız mı? Sayın Bakan adaletten değil, polemikten sorumlu bakandır” diye konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da Bakan Ergin’e, ”Milletvekillerinin sorularını yanıtlamayarak millete hakaret ediyorsunuz, aynen iade ediyorum” dedi.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan ise her milletvekilinin milletin iradesiyle geldiğini belirterek, zaman zaman kendilerine yönelik konuşanların, milletin iradesini unuttuğunu söyledi.

Kaplan’ın, kendi inanç ve değerlerine saygısızlık edildiğini savunarak, ”Kimse Kürt liderlerine karşı konuşurken hakaret edemez” demesine MHP’li Vural, ”Katile katil…” diye bağırdı.

Kaplan’ın, ”Koalisyon Hükümeti döneminde Abdullah Öcalan ile ilgili protokolün açıklanmasını istiyorum” demesine, MHP’li Vural ve milletvekilleri tepki gösterdi.

Bahçeli: Arkanızda gittikçe güçlenen Türkiye var

Pazar, Temmuz 1st, 2012

 MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, günübirlik ziyareti gerçekleştirmek üzere geldiği Kosova’nın Prizren kentinde, Kosova Kamu Yönetimi Bakanı ve Kosova Demokratik Türk Partisi (KDTP) Genel Başkanı Mahir Yağcılar ile görüştü.

Kosova’daki Türklerin büyük ilgisini çeken Prizren ziyareti sırasında Bahçeli, ”burada yalnız değilsiniz. Arkanızda gittikçe güçlenen büyük bir Türkiye ve onu  yaşatan büyük bir Türk milleti vardır. Sizler anayurdun güzide evlatlarısınız” diye konuştu.

Kosova ile Türkiye arasındaki siyasi, ekonomik ve sosyal ilişkilerin daha da gelişmesini arzuladıklarını ifade eden Bahçeli, ”Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri bu ilişkileri, karşılıklı ziyaretlerle en üst düzeyde sürdürmektedir ve şu an için önemli gelişmeler olduğunu biliyoruz. Bundan sonra da devam edeceğinin inancındayız. Hiçbir zaman yalnız değilsiniz. Türk milleti her zaman sizlerle beraberdir” diye konuştu.

Kosova’daki Türklerin Türkiye’den ”bir telefon mesafesinde” olduğuna işaret eden MHP Genel Başkanı Bahçeli, ”küresel gelişmeleri yakından takip ediniz, çok uyanık olunuz, geçmişi unutmadan geleceğe sürekli bakınız ve hedefe varabilmek için de her türlü fedakarlığı yapmaktan kaçınmayınız” dedi.

Balkanlar gezisinin çerçevesinde bulunan Kosova’da da  ”Balkanlar’dan Türk’ün izini kimsenin silemediğini” gördüğünü ifade eden Bahçeli, ”Balkanlar’da kimliğini koruyarak, siyasi hayatta varlığını sürdürerek, ülke yönetimini paylaşarak gelmiş olduğunuz bu aşamayı Allah rızası için geriye götürmeyin. Kat edilen mesafeyi korumak, geliştirmek gerekir. Varlığımızı korumak gerekir. Gelecekte neyle ve nasıl karşılaşabileceğinizi bugünden kestirmek zor. Ancak vardığımız noktayı iyi tanımlayabilirsek ve ona göre de birlik içerisinde yolumuza devam edebilirsek, 560 senedir var olan Türk izi bundan sonra da devam edebilecektir. Yok edilmek istenen bir Müslüman-Türk kimliğidir. Yüz yıl içerisinde ne ezanı susturabildiler, ne bayrağımızı indirebildiler” diye konuştu.

KDTP Genel Başkanı Yağcılar ile Bahçeli arasında ve KDTP’nin Prizren Şubesi Başkanı Cemil Luma’nın da katıldığı görüşmede, yaklaşık 20 bin Kosovalı Türk için çifte vatandaşlık hakkı gibi konuların da ele alındığını kaydedildi.

KDTP Genel Başkanı ve Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Yağcılar, Bahçeli’ye Kosova işlemeli bir plaket takdim etti. KDTP meclis üyelerinden Aysel Gaş ise kendisinin işlemiş olduğu Türk bayrağını Bahçeli’ye hediye etti.

Bu görüşmenin ardından MHP Başkanı Bahçeli ve beraberindeki heyet Prizren;in tarihi yerlerini gezdi. Merkezde bulunan Şadırvan’dan da su içen Bahçeli, ardından “Doğru Yol” Türk Kültür Sanat Derneği;nde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle görüştü.

MHP Genel Başkanı Bahçeli ve beraberindeki heyet, Kosova’daki Türk belediyesi olan Mamuşa’yı ve buradaki Alperenler Derneği’ni de ziyaret etti. Günübirlik Kosova ziyaretinin ardından MHP Genel Başkanı Bahçeli ve beraberindeki heyetin, Bulgaristan’a gideceğini bildirildi.

Bahçeli: ‘Kendinizi hiç yalnız hissetmeyin

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

TDP’nin Genel Merkezi’nde, Genel Başkan Kenan Hasip, başkan vekilleri ve diğer yetkililerle bir araya gelen Bahçeli, Makedonya’da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, dünyadaki değişmeleri yakından takip ettiklerini belirtti.

Balkanlarda geçen yüzyıl içinde acı dönemler ve bölünmelerin yaşandığını hatırlatan Bahçeli, ”Şimdi ise Balkanlar’da barış ve istikrar ihtiyacı kendini göstermektedir. Burada kurulmuş olan bağımsız devletler bu barış ve istikrar içerisinde toplumun mutluluk ve refahını arttırmalı, huzur ve güvenliğini sağlamalı ve ekonomik refahtan payını almalı” diye konuştu.

Türkiye’nin Makedonya’ya her zaman destek olacağını ifade eden Bahçeli, ”75 milyon Türk milletinin güzide evlatları olarak sizleri görüyoruz ve her şart altında da yanınızda ve arkanızdayız. Sizin burada başınızın ağrıması demek, Türkiye’nin başının ağrıması demektir. O bakımdan kendinizi hiç yalnız hissetmeyiniz. Arkanızda gelişen, büyüyen ve istikrar içerisinde olan büyük bir Türkiye var. Burada her türlü hakkınızı koruyabilecek güçlükte bir Türkiye var. O sebepten dolayı bu güçle birlikte Makedonya’da yaşayan soydaşlarımızın geleceğini çok daha parlak olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Türkiye’den gelen heyete ziyaretlerinden dolayı teşekkürlerini dile getiren, partilerinin çalışmalarıyla ilgili bilgi veren TDP Genel Başkanı Kenan Hasip, şunları kaydetti:

”Makedonya bağımsızlık yolunda ilk adımlarını atarken, birlikte yaşadığımız toplumlar gibi biz Türkler de tarihimizden, kültürümüzden, medeniyetimizden ve insanımızdan aldığımız ilhamla teşkilatlanmak için yola çıktık. Bugün vardığımız nokta, ulaştığımız hedefler ne kadar isabetli bir karar aldığımızın göstergesidir.”

Partisi TDP’nin her alanda attığı emin adımlarla hem kendine hem de birbirine güvenen bir Türk toplumunun oluşmasını sağladığını ifade eden Hasip, buradaki Türk toplumunun ”sadece kendi sorunlarıyla değil, aynı toprakları paylaştığı bu güzel ülkenin diğer halklarına yardım eli uzatan, sahip çıkan bir toplum haline geldiğini” anlattı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Makedonya’daki temasları kapsamında TİKA tarafından onarılan ve geçen yıl ibadete açılan tarihi Mustafa Paşa Camisi’ni ziyaret etti.

Makedonya’daki temaslarını tamamlayan Bahçeli, Balkan turu kapsamında bugün Kosova’da çeşitli ziyaretlerde bulunacak.

Vural’dan başbakana: Devleti uyuttunuz

Perşembe, Haziran 28th, 2012

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, hükümetin terörle ilgili politikalarını eleştirerek, ”Sayın Başbakan, terörle mücadele konusunda uyudunuz, yan gelip yattınız. Milletin güvencesi devletti ama terörle mücadele ederken devleti de uyuttunuz” dedi.

Vural, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, her gün gelen şehit haberlerinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

”Milletimizin başı sağolsun” ifadesini kullanan Vural, ”Sürekli olarak başsağlığı diliyoruz. Ülkeyi yönetenler başsağlığı dilmekten öteye gidemiyorlar. Terörle mücadele konusunda gaflet içerisinde bulunan, uyuyan bir yönetimin olduğu Türkiye’de her gün şehit haberleriyle sarsılıyoruz” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ”Suriye ile ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri’nin angajman kuralları yeni aşamaya göre değiştirilmiştir” şeklinde bir ifade kullandığını anımsatan Vural, şöyle devam etti:

”Doğrudur bu ama Sayın Başbakan’ın, terör konusunda da angajmanını değiştirmesinin gerektiği de gayet açıktır. Sayın Başbakan, ‘her iki taraf da ateşkes ilan etsin’ diyenlere olan angajmanından vazgeçmelidir. Habur’u savunan, ‘Oslo’da ikinci kez masaya oturalım’ diyenlere karşı angajmanını değiştirmelidir. Terörle mücadelede, ABD ve Obama’ya olan angajmanından vazgeçmelidir.

Sayın Başbakan, ‘PKK’yı bertaraf et’ diyen Türk milletine ve TBMM’ye angaje olmalıdır. PKK’ya karşı siyasal çözüm arama angajmanından vazgeçmeli ve milletin kendisine verdiği yetkiyi kullanmalıdır.

Leyla Zana ile görüşecekmiş Sayın Başbakan. Bu angajelerden vazgeçin. Neyi görüşeceksiniz? ‘Federasyon yetmez, bağımsızlık hakkımızdır’ diyen biriyle neyi görüşeceksiniz? ‘Silahlar güvencemizdir, PKK silah bırakmamalı’ diyen birinden neyi umut ediyorsunuz? Bozuk niyeti olanlarla neyi görüşeceksin? Neleri meşrulaştırmak istiyorsun Sayın Başbakan?”

– ”Devleti de uyutunuz” –

Vural, ”bölücü düşünceleri meşrulaştırarak, teröristlerin ekmeğine yağ süren girişimlerden vazgeçmenin terörle mücadelenin en ön şartı” olduğunu vurguladı.

”Devlet uyumaz, uyumamalı” diyen Vural, ”2002’de terör bitmişti. Terör örgütü Irak’ın kuzeyinde Barzani tarafından semirtilirken AKP Hükümet’i devleti uyuttu. Oslo’da pazarlık yaparken devleti uyuttunuz. Bu sonuçlar, devleti uyutan bir zihniyetin getirdiği sonuçlardır. Sonra, ‘bıçak kemiğe dayandı’ lafları. Hem siz uyudunuz, hem de devleti uyuttunuz” şeklinde konuştu.

”Sayın Başbakan, terörle mücadele konusunda uyudunuz, yan gelip yattınız. Milletin güvencesi devletti ama terörle mücadele ederken devleti de uyuttunuz” diyen Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Angajmanınızı değiştirin. Milletimize sesleniyorum; tüm bu olup bitenlerle ilgili ne olur siz uyumayın. Uyumadığı sürece bunları bu millet uyandıracaktır. Devleti yönetenler uyuyabilir ama MHP uyumamıştır, bu milletin uyumasına da izin vermeyecektir.

Şehitlere, ‘kabak bile 3-5 ayda yetişiyor’ diyen bir zihniyetle nasıl terörle mücadele edersiniz? Bu kılavuzlar artık kabak tadı vermiştir. ‘Şeytanla görüşürüm’ diyen bir zihniyet. Bu zihniyetle nasıl mücadele edilebilir? Ağzı olan konuşuyor.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet dilemekten öteye bir şey yapmıyorlar. Terör devam ediyor, yargı paketinde terörle mücadelede 13. madde kaldırılmak suretiyle terör suçlarıyla ilgili cezaların hükmün ertelenmesi kapsamına alınması planlanıyor. Nasıl terörle mücadele edeceğiz bu şekilde? Türk bayrağını yırtanları, İstiklal Marşı’na hakaret edenlerin erteleme cezaları kapsamına alınmasını istiyor Hükümet. Hükmün geriye bırakılması ekseninde bu suçlar mazur gösterilecek suçlar arasına alınıyor. Bilerek suç işleyenlerin suçu azaltılıyor. Özellikle, herhalde KCK’lıların serbest bırakılmasına yönelik bir sürecin başlatılacağına ilişkin endişelerimiz vardır.”

-Özel yetkili mahkemeler-

Özel yetkili mahkemelere de değinen Vural, bu mahkemelerinin durumunun, ”papatya falına” döndüğünü söyledi. Vural, ”Olacak mı olmayacak mı? Anlaşılan o ki Bakanlar Kurulu içerisinde çatlak vardır” dedi.

Hükümetten bu konuda daha net bir tavır takınmasını isteyen Vural, şöyle konuştu:

”Madem kanun tasarınız var, özel yetkili mahkemelerle ilgili düzenleme konusunda kanun tasarısı getirin. Böyle gece yarısı operasyonuyla bir önerge vasıtasıyla getirmek yerine, Bakanlar Kurulu’nda çatlak yoksa hodri meydan, bunu kanun tasarı olarak getirin. Bu konuda TBMM’ye görüşünüzün açık ve net olduğu konusunda bir mesaj verin. Bugüne kadar korku imparatorluğu oluşturdular. Şimdi bunun sorumlusu özel yetkili mahkemeleri sırtından atmaya çalışıyor. Başbakan, özel yetkili mahkemelerin süreç içerisinde elde ettiği bilgi ve belgelerin bumerang gibi kendisini vuracağını görünce düzenleme yapılmasını istedi.

Özel yetkili mahkemelerin, Türkiye’nin karşılaştığı bir takım tehlikeleri göz önüne alırsak, muhafazasından yanayız. Ancak adaletin de kısa sürede tecelli etmesi gerekiyor.”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, ”Parlamenter sistemin hukuk dışı ve gayri ahlaki operasyonlara  açık olduğunu” söylediğini hatırlatan Vural, ”Bu bir itirafnamedir. Bununla AKP’nin hukuk ve ahlak dışı uygulamalarla iktidarını kullandığı tescil edilmiştir. Bir de ‘hukuk ve ahlak dışı operasyonların bitmesi için başkanlık sistemini seçin’ diye tehdit ediyor. Allah akıl, fikir versin” şeklinde konuştu.

Vural, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin sorusu üzerine Vural, ”Başbakan’ın Zana ile görüşmesine Kılıçdaroğlu da katılsın. Kendisi, ‘akil adamlar’ diyordu ya orada da bir akil kadın olacak işte. Birlikte görüşsünler” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘medyadan MHP’nin komisyona katılması için baskı yapmasını istediğini” anımsatan Vural, ”Bizim pusulamız millet. MHP’yi baskı altına almaya, yönlendirmeye kimsenin gücü yetmez. Kimsenin dolduruşuna gazına gelmeyiz” diye konuştu.

Vural’dan başbakana: Devleti uyuttunuz

Perşembe, Haziran 28th, 2012

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, hükümetin terörle ilgili politikalarını eleştirerek, ”Sayın Başbakan, terörle mücadele konusunda uyudunuz, yan gelip yattınız. Milletin güvencesi devletti ama terörle mücadele ederken devleti de uyuttunuz” dedi.

Vural, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, her gün gelen şehit haberlerinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

”Milletimizin başı sağolsun” ifadesini kullanan Vural, ”Sürekli olarak başsağlığı diliyoruz. Ülkeyi yönetenler başsağlığı dilmekten öteye gidemiyorlar. Terörle mücadele konusunda gaflet içerisinde bulunan, uyuyan bir yönetimin olduğu Türkiye’de her gün şehit haberleriyle sarsılıyoruz” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ”Suriye ile ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri’nin angajman kuralları yeni aşamaya göre değiştirilmiştir” şeklinde bir ifade kullandığını anımsatan Vural, şöyle devam etti:

”Doğrudur bu ama Sayın Başbakan’ın, terör konusunda da angajmanını değiştirmesinin gerektiği de gayet açıktır. Sayın Başbakan, ‘her iki taraf da ateşkes ilan etsin’ diyenlere olan angajmanından vazgeçmelidir. Habur’u savunan, ‘Oslo’da ikinci kez masaya oturalım’ diyenlere karşı angajmanını değiştirmelidir. Terörle mücadelede, ABD ve Obama’ya olan angajmanından vazgeçmelidir.

Sayın Başbakan, ‘PKK’yı bertaraf et’ diyen Türk milletine ve TBMM’ye angaje olmalıdır. PKK’ya karşı siyasal çözüm arama angajmanından vazgeçmeli ve milletin kendisine verdiği yetkiyi kullanmalıdır.

Leyla Zana ile görüşecekmiş Sayın Başbakan. Bu angajelerden vazgeçin. Neyi görüşeceksiniz? ‘Federasyon yetmez, bağımsızlık hakkımızdır’ diyen biriyle neyi görüşeceksiniz? ‘Silahlar güvencemizdir, PKK silah bırakmamalı’ diyen birinden neyi umut ediyorsunuz? Bozuk niyeti olanlarla neyi görüşeceksin? Neleri meşrulaştırmak istiyorsun Sayın Başbakan?”

– ”Devleti de uyutunuz” –

Vural, ”bölücü düşünceleri meşrulaştırarak, teröristlerin ekmeğine yağ süren girişimlerden vazgeçmenin terörle mücadelenin en ön şartı” olduğunu vurguladı.

”Devlet uyumaz, uyumamalı” diyen Vural, ”2002’de terör bitmişti. Terör örgütü Irak’ın kuzeyinde Barzani tarafından semirtilirken AKP Hükümet’i devleti uyuttu. Oslo’da pazarlık yaparken devleti uyuttunuz. Bu sonuçlar, devleti uyutan bir zihniyetin getirdiği sonuçlardır. Sonra, ‘bıçak kemiğe dayandı’ lafları. Hem siz uyudunuz, hem de devleti uyuttunuz” şeklinde konuştu.

”Sayın Başbakan, terörle mücadele konusunda uyudunuz, yan gelip yattınız. Milletin güvencesi devletti ama terörle mücadele ederken devleti de uyuttunuz” diyen Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Angajmanınızı değiştirin. Milletimize sesleniyorum; tüm bu olup bitenlerle ilgili ne olur siz uyumayın. Uyumadığı sürece bunları bu millet uyandıracaktır. Devleti yönetenler uyuyabilir ama MHP uyumamıştır, bu milletin uyumasına da izin vermeyecektir.

Şehitlere, ‘kabak bile 3-5 ayda yetişiyor’ diyen bir zihniyetle nasıl terörle mücadele edersiniz? Bu kılavuzlar artık kabak tadı vermiştir. ‘Şeytanla görüşürüm’ diyen bir zihniyet. Bu zihniyetle nasıl mücadele edilebilir? Ağzı olan konuşuyor.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet dilemekten öteye bir şey yapmıyorlar. Terör devam ediyor, yargı paketinde terörle mücadelede 13. madde kaldırılmak suretiyle terör suçlarıyla ilgili cezaların hükmün ertelenmesi kapsamına alınması planlanıyor. Nasıl terörle mücadele edeceğiz bu şekilde? Türk bayrağını yırtanları, İstiklal Marşı’na hakaret edenlerin erteleme cezaları kapsamına alınmasını istiyor Hükümet. Hükmün geriye bırakılması ekseninde bu suçlar mazur gösterilecek suçlar arasına alınıyor. Bilerek suç işleyenlerin suçu azaltılıyor. Özellikle, herhalde KCK’lıların serbest bırakılmasına yönelik bir sürecin başlatılacağına ilişkin endişelerimiz vardır.”

-Özel yetkili mahkemeler-

Özel yetkili mahkemelere de değinen Vural, bu mahkemelerinin durumunun, ”papatya falına” döndüğünü söyledi. Vural, ”Olacak mı olmayacak mı? Anlaşılan o ki Bakanlar Kurulu içerisinde çatlak vardır” dedi.

Hükümetten bu konuda daha net bir tavır takınmasını isteyen Vural, şöyle konuştu:

”Madem kanun tasarınız var, özel yetkili mahkemelerle ilgili düzenleme konusunda kanun tasarısı getirin. Böyle gece yarısı operasyonuyla bir önerge vasıtasıyla getirmek yerine, Bakanlar Kurulu’nda çatlak yoksa hodri meydan, bunu kanun tasarı olarak getirin. Bu konuda TBMM’ye görüşünüzün açık ve net olduğu konusunda bir mesaj verin. Bugüne kadar korku imparatorluğu oluşturdular. Şimdi bunun sorumlusu özel yetkili mahkemeleri sırtından atmaya çalışıyor. Başbakan, özel yetkili mahkemelerin süreç içerisinde elde ettiği bilgi ve belgelerin bumerang gibi kendisini vuracağını görünce düzenleme yapılmasını istedi.

Özel yetkili mahkemelerin, Türkiye’nin karşılaştığı bir takım tehlikeleri göz önüne alırsak, muhafazasından yanayız. Ancak adaletin de kısa sürede tecelli etmesi gerekiyor.”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, ”Parlamenter sistemin hukuk dışı ve gayri ahlaki operasyonlara  açık olduğunu” söylediğini hatırlatan Vural, ”Bu bir itirafnamedir. Bununla AKP’nin hukuk ve ahlak dışı uygulamalarla iktidarını kullandığı tescil edilmiştir. Bir de ‘hukuk ve ahlak dışı operasyonların bitmesi için başkanlık sistemini seçin’ diye tehdit ediyor. Allah akıl, fikir versin” şeklinde konuştu.

Vural, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin sorusu üzerine Vural, ”Başbakan’ın Zana ile görüşmesine Kılıçdaroğlu da katılsın. Kendisi, ‘akil adamlar’ diyordu ya orada da bir akil kadın olacak işte. Birlikte görüşsünler” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘medyadan MHP’nin komisyona katılması için baskı yapmasını istediğini” anımsatan Vural, ”Bizim pusulamız millet. MHP’yi baskı altına almaya, yönlendirmeye kimsenin gücü yetmez. Kimsenin dolduruşuna gazına gelmeyiz” diye konuştu.

Bahçeli Batı Trakya’da azınlık hakkı istedi

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Balkanlar gezisi çerçevesinde Batı Trakya’ya gelen Bahçeli, Gümülcine ve İskeçe’de kapatılan Türk derneklerini ve seçilmiş müftüleri ziyaret ederek Türk azınlık temsilcileriyle bir araya geldi.

Gümülcine’deki temaslarına seçilmiş Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif’i makamında ziyaret ederek başlayan Bahçeli, daha sonra Gümülcine Türk Gençler Birliği’nde (GTGB) soydaşlarla görüştü.

Bahçeli, kendisini GTBG’nin bahçesinde sevgi gösterileriyle karşılayan kalabalık gruba yaptığı konuşmada, Batı Trakya’da, Türk azınlığın Lozan Antlaşması’yla kazanılmış haklarının yavaş yavaş ortadan kaldırılmasına yönelik bir sinsi çabanın ortaya çıktığına şahit olduğunu belirterek, ”Bu çok tehlikeli” dedi.

Katedilen mesafeyi geriye doğru götürmenin yaşadığımız çağda mümkün olmadığını belirten Bahçeli, ”Bu nedenle, bu hakların geliştirilmesinden yana anlayışları, tavırları ortaya koymak daha doğru olacaktır diye düşünmekteyiz. Fırsatların kendilerine uygun düştüğü kanaatiyle haklar yenilmeye başlanıldığında, gün gelir bu haklar onlar tarafından da kaybedilir bir duruma gelebilir. Bu sebepten dolayı tarihi iyi okumak, olayları iyi anlamak ve olaylar içerisinde yaşanan acıları tekrar yaşamamak için gerekli politikalar üretmek, siyasetin bir erdemi, bir fazileti olsa gerek” diye konuştu.

Bahçeli, Türkiye’ye, AB perspektifi çerçevesinde azınlıklar konusunda dayatmalar yapıldığını, Yunanistan’da yaşananların ise gözardı edildiğini belirtti.

Bu konuda Türkiye’ye dayatmada bulunların, istediklerini uygulama alanının önce kendi ülkeleri olduğunu bilmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli şöyle konuştu: 

”Bunun anlamı şudur: Türkiye’ye dayatılan ne varsa Batı Trakya’da kabul edilen haklar olarak kabul edilmeli. Batı Trakya Müslüman Türk azınlığın hakları Yunanistan tarafından garanti altına alınmalı, geliştirilmeli ve mutlu bir toplum olarak yaşamasına fırsat verilmelidir.”

Bahçeli, Türkiye’nin gelişen, büyüyen, 21. yüzyılı iyi okuyan ve küresel unsurlar içerisinde layık olduğu yeri amaçlayan bir ülke konumunda olduğunu belirterek, gelip geçseler de tüm iktidarların ortak aklının bu olduğunu kaydetti.

Türkiye ve Yunanistan ilişkilerde gelişme kaydedilmesi için çaba gösterirken, Batı Trakya’da, Lozan’da elde edilen hakların geriye çevrilmesine yönelik faaliyetler olduğunu ifade eden Bahçeli, ”Türkiye olarak bunu kabul etmemiz mümkün değil. Türk milliyetçileri olarak da bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bunun kısa ve öz anlamı; Batı Trakya Türk azınlığın arkasında 75 milyon Türk milleti bulunmaktadır. Onun için Gümülcine Türk Gençler Birliği’nin isminden Türk’ü kaldırmakla Türk yok olmaz. İşte bu yeşil ağaçların altında Türkçe kim konuşuyorsa Türk odur. Bunun için üzülmeyiniz, sıkılmayınız, sabırlı olunuz, soğukkanlı olunuz, tahriklere kapılıp başkalarının yönlendirilmesine düşerek yanlışlar yapmayınız. Ne gerekiyorsa sizin adınıza Türk milliyetçileri olarak, MHP ve büyük Türk milleti her şeyi yapmaya hazırdır” diye konuştu.

İskeçe’yi de ziyaret eden Bahçeli, seçilmiş İskeçe Müftüsü Ahmet Mete ile makamında bir süre görüştü.

Bahçeli ve beraberindeki heyet daha sonra da İskeçe Türk Birliği’ne (İTB) giderek soydaşlarla bir araya geldi.

Bahçeli, burada yaptığı konuşmada da İTB’nin çok anlamlı bir kuruluş olduğunu belirterek, ”İsmini değil, kökünü de kazısalar ruhu yaşayacaktır” ifadesini kullandı.

Batı Trakya Müslüman Türk azınlığın, ne şart olursa olsun, kendisini koruyabilmiş, asimilasyonu kabul etmemiş kimliğiyle, inancıyla kültürel değerleriyle yaşama inancını ortaya koymuş bir toplum olduğunu ifade eden Bahçeli şöyle devam etti: 

”Bu mücadele zaferle sonuçlanmıştır. Bazı soranlar olabilir ancak endişe edilecek bir durum yok. 75 milyon Müslüman Türk Anadolu’da sizin arkanızdadır.” 

Bahçeli daha sonra da İskeçe Türk mezarlığında merhum İskeçe seçilmiş Müftüsü Mehmet Emin Aga ve Trakya gazetesinin sahibi Osman Nuri Fettahoğlu’nun mezarlarını ziyaret ederek dua etti.

Bu arada, Bahçeli’nin Müftü Mete’yi ziyareti sırasında Altın Şafak üyesi yaklaşık 50 kişilik bir grup İskeçe kent meydanında gösteri yaptı.

Bahçeli’nin İskeçe’yi ziyareti süresince kentte geniş güvenlik önlemleri aldığı gözlenen polis, Yunan bayrakları eşliğinde Yunan milli marşını söyleyerek Türkiye karşıtı sloganlar atan göstericilerin Müftülük binasına ve İTB’ye yaklaşmasına izin vermedi.

Gümülcine’de, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu üyeleriyle akşam yemeğinde bir araya gelen Bahçeli ve beraberindeki heyet yarın da Kavala ve Selanik’i ziyaret edecek.

İbreç: TBMM Başkanlığı beni bağımsız ilan edemez

Salı, Haziran 26th, 2012

MHP’den ihraç edilen Antalya Milletvekili İrbeç’in ihraç kararının iptali için Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı davanın reddedilmesinin ardından, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nde kararın temyiz duruşması yapıldı.

Duruşmaya İrbeç ve avukatı Yusuf Rıza Çolak ile MHP’nin avukatı Yüksel Evci katıldı. Avukat Çolak, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin MHP’den ihraç kararına itirazlarını gerekçe göstermeksizin reddettiğini savundu.

İhraç kararının usule aykırı olduğunu ileri süren Çolak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin parti disiplin kuruluna İrbeç’in MHP’den kesin olarak ihraç edilmesini rica ederim” şeklinde bir yazı gönderdiğini, bunun disiplin kurulunun takdir yetkisini elinden almak anlamına geldiğini iddia etti.

Çolak, disiplin soruşturması yapılmadan ve fezleke hazırlanmadan karar verildiğini, soruşturma kurulunun da disiplin kurulu üyelerinden oluştuğunu bunun usule aykırı olduğunu öne sürdü.

Disiplin Kurulu kararında imzası bulunan bir üyenin farklı kararlardaki imzalarının aynı olmadığını tespit ettiklerini iddia eden Çolak, karar örneklerini daireye sundu.

MHP’nin avukatı Yüksel Evci de Siyasi Partiler Yasası’na göre, yerel mahkemenin bu konuda verdiği kararın kesin olduğunu ve temyiz edilemeyeceğini ifade etti. Evci, temyiz talebinin reddedilmesini istedi.

İrbeç de savunmasında ihraç talebini 22 Ekim 2011’de televizyondan öğrendiğini anlatarak, Bahçeli’nin ”Bu bir siyasi mayındır, pimi patlatılmalıdır” şeklindeki ”ölüm tehdidi içeren” söylemlerinin basına yansıdığını, bunun da bir yönlendirme olduğunu ileri sürdü.

İhraç kararına yaptıkları itirazla ilgili, yerel mahkemenin 7 Mart’ta karar verdiğini belirten İrbeç, ”Yangından mal kaçırır gibi temyiz duruşmasının yapılmasının hemen öncesinde basına ihraç edildiğim duyuruldu. Kesinleşmiş karar yok ama ‘kesin ihraç’ diye 9 gazetede haber var” diye konuştu.

MHP’nin milletvekili sayısı 1 azaldığında 3 komisyon hariç bütün komisyonlarda 1 kişi az temsil edileceğini anlatan İrbeç, ”karar 3 ay önce verilmesine karşın neden bunun kesin bir karar gibi dün duyurulduğunu” sordu.

İrbeç, ”İhraç işlemi ne kadar hukuksuzsa, bu işlem de o kadar hukuksuzdur. 3 ay önceki karar kesin kararmış gibi basına servis ediliyor. Milletvekili hakkını savunamazsa vatandaş nasıl savunacak” dedi.

-”TBMM Başkanlığı beni bağımsız ilan edemez”-

Yusuf Ziya İrbeç, duruşma öncesinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, ”TBMM Başkanlığı’na gönderilen mahkeme kararı 7 Mart’ta verildi. Karar temyiz aşamasında ve kesin değil” dedi.

Bu kararın kesin karar gibi temyiz duruşmasının hemen öncesinde verilmesini manidar bulduğunu ifade eden İrbeç, şunları söyledi:

”Partiden kesin ihraç edilmediğim sürece TBMM Başkanlığı beni bağımsız ilan edemez. Bu bir yetki aşımıdır. TBMM Başkanlığı’nın bir milletvekilinin hangi partiden olduğuna karar verme yetkisi yok. Meclis başkanı partiden gelen talebi incelemeden karar vermiş. Benim üzüldüğüm nokta Meclis Başkanı’nın hukukçu olması. Bu hukuksuzluğun Meclis Başkanı tarafından yapılması garabettir.”

İrbeç, TBMM’den kendisine henüz bir bildirim yapılmadığını da belirtti.

MHP Meclis  Grup Başkanlığı, Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç’in partiden kesin olarak ihraç edildiğini bir yazıyla dün TBMM Başkanlığı’na bildirmiş, yazıda, İrbeç’in mahkemeye yaptığı başvurunun reddedildiğine ilişkin karara da yer verilmişti.

Salı, Haziran 26th, 2012

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kandil’in tepesine Türk bayrağı dikilmeden terörün sonlanması mümkün değildir. Bu tarihi görev AK Parti hükümetinin omuzlarındadır.” ifadelerini kullandı.

Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan Bahçeli, Türkiye’nin güvenliği dirliği ve birliği alarm zilleri çaldığını ifade etti. Türkiye’nin iyi yönetilememenin sıkıntısını yaşadığını dile getiren Bahçeli, bölücü terörün vahşi eylemleri ve gelen şehit haberlerinin yürekleri dağladığını vurguladı.

“Anadolu’da barışa katkı vermediğimizi söyleyenler iyi bilsin ki, MHP Türkiye’nin bölünmesini sağlayacak hiç bir masaya oturmayacak ve yanından bile geçmeyecektir. Bizi masaya gelmemekle itham edenler, 2003’ten buyana toprağa düşen 1023 şehidin hesabını vermelidir.” diyen Bahçeli, “Sorarım sizlere, biz daha fazla şehit gelmesi için mi masaya oturacağız? Türkiye’nin ikiye ayrılması için mi masaya oturacağız? Kürt kardeşlerimizi ayıranlarla elbette masaya oturmayacağız. Terör faaliyeti bölücülüğün sadece bir unsuru olup, insan kıyım makinesidir. Bölücü terörü koruyan kendi edepleri doğrultusunda koruyan uluslararası kuruluşlar herkes tarafından bilinmektedir. Adresleri belli ve ortada. Kuzey Irak’taki peşmerge reisi bir fitne olarak ortadadır. Erdoğan terörünü çözümü konusunda peşmerge reisine bakmakta. Her şeyden önce peşmerge ve onun gibi düşünen terör zebanileri bilmelidir ki aramızda başka bir milletin olması kesinlikle söz konusu değildir. Kandil’in görevlendirilmiş muhafızı, Türk milletine kefen biçenlere makas bilemektedir. Kandil’in tepesine Türk bayrağı dikilmeden terörün sonlanması mümkün değildir. Bu tarihi görev AK Parti hükümetinin omuzlarındadır. Bunun için Türk milleti kimseden izin alacak değildir. Kim ki yüreğimizi yakmaya cüret ediyorsa, bunları imha etmek Türk milletinin onur meselesidir.” diye konuştu.

“Türk milletine yapılan saldırı”

Pazar, Haziran 24th, 2012

MHP Genel Başkan Yardımcısı Reşat Doğru, Hatay’ın güneybatısında Suriye tarafından Türk askeri uçağının düşürülmesiyle ilgili olarak, ”Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan, Türk milletine yapılan saldırı herkes tarafından kınanmalı” dedi.

Niksar Belediyesi tarafından düzenlenen ”Niksar’ın Fidanları Kültür Sanat Şöleni”ne katılan Doğru, basın mensuplarının Hatay’ın güneybatısında Türk askeri uçağının düşürülmesiyle ilgili sorularını yanıtladı.

Bu saldırının Türk milletine, Türkiye Cumhuriyeti devletine yapılan bir saldırı olduğunu ifade eden Doğru, ”Bu saldırıyı kabul etmek mümkün değildir” ifadesini kullandı.

Bir şekilde gereken cevabın verilmesi gerektiğini ifade eden Doğru, şunları kaydetti:

”Bu saldırı çok yönlü değerlendirilmelidir. Demek ki birtakım güçler Türk Silahlı Kuvvetleri’ne saldırabiliyorlar ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çok önemli bir uçağını düşürebiliyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bunu eğer ciddi manada değerlendirip, gereken cevabı dünyanın birçok platformunda vermezsek önümüzdeki zaman sürecinde birçok sorunla karşılaşabiliriz. Dolayısıyla bunu bütün siyasi partiler hep beraber, birlik ve beraberlik içinde değerlendirip, bu türlü saldırılara topyekun cevap verilmelidir.”

Doğru, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan saldırının, birçok platformda protesto edilmesi gerektiğini belirterek, ”Direkt olarak bir fiil saldırının yapılmasını tabii ki istemiyoruz. Şu anda Suriye’de yaşayan kardeşlerimiz var. Suriye’nin yaptığı bu saldırıyı herkesin şiddetle kınaması gerekir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan, Türk milletine yapılan saldırı herkes tarafından kınanmalı” dedi.

AA