Posts Tagged ‘TBMM Genel Kurulu’

Hamzaçebi: Hükümet bu düşüncesinden vazgeçsin

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Hamzaçebi, partisinin Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ve bazı milletvekilleriyle Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Akif Hamzaçebi, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden ”3. Yargı Paketi” tasarısının yargı reformu niteliğini taşımadığını ileri sürdü. Özel yetkili mahkemeler konusunda yapılacak düzenlemenin belirsiz olmasının, bir çok endişeyi beraberinde getirdiğini belirten Hamzaçebi, ”Hala, şu ana kadar, Hükümet’in özel yetkili mahkemelerle ilgili yapacağı düzenleme belirsizliğini korumaktadır” dedi.

Bu konuda siyasi parti gruplarına dağıtılmış bir önergenin de bulunmadığına işaret eden Hamzaçebi, şöyle devam etti:

”Dolayısıyla, Hükümet’in bu konuda kamuoyuna yaptığı açıklamaların ne kadarının doğru olduğundan da emin değiliz. Özel yetkili mahkemeler, yaptıkları soruşturmalar ve yürütükleri kovuşturmalarla, kamuoyunda tartışma konusu haline gelmiştir. Kamuoyunun büyük bir çoğunluğu, özel yetkili mahkemelerin gerçekte hukuk, adalet dağıtan mahkemeler olmadığını düşünmektedir. CHP olarak bizim kanaatimiz de bunların bir operasyon mahkemesi olduğu yönündedir. Bir demokraside olmaması gereken mahkemelerdir. Bu mahkemeleri kaldırırken, bunları herhangi bir şarta bağlı kılmak, belirli davaları bundan ayrı tutma yönünde bir düşünceye sahip olmak kabul edilebilir değildir. Böyle bir düşünce varsa, Hükümet’i bu düşünceden süratle vazgeçmeye davet ediyorum.”

TBMM’nin 12 Haziran seçimlerinden sonra 8 milletvekili eksikle toplandığını, söz konusu milletvekillerinin hala yasama faaliyetlerine katılamadığını belirten Hamzaçebi, ”Bir kaç gün içinde herhangi bir düzenleme yapılmaz ise Parlamento, açıldığı günkü ayıpla tatile girecektir. Kesinlikle bu şekilde tatile girmemelidir. Yargı paketi çerçevesinde bir düzenleme ile 8 milletvekilinin yasama faaliyetine katılmaları sağlanmalıdır” diye konuştu.

Meclis iradesinin, zamanında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim yasağını kaldırdığını anımsatan Hamzaçebi, ”Sayın Başbakan için yargıya müdahale olarak değerlendirilmeyen bu tip düzenlemenin, 8 milletvekili için de yapılması gerekiyor. Bu konuyu halka götürsek, halkın büyük çoğunluğu bu milletvekillerinin parlamentoda olması gerektiği yönünde görüş ifade edecektir. Bir iki gün içinde sorunu çözelim ve 8 milletvekilini özgürlüğüne kavuşturalım” dedi.

-”Önemli bir yönetim zafiyeti”-

Emine Ülker Tarhan da özel yetkili mahkemelerle ilgili yaşanan süreci, ”AK Parti’nin yönetim anlayışının dışa vurumu” olarak gördüklerini savundu.

Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi olan özel yetkili mahkemelerin kaldırılması konusunda muhalefetin hiçbir şekilde bilgilendirilmemesinin önemli bir yönetim zafiyeti olduğunu ileri süren Tarhan, şöyle devam etti:

”Sadece gece yarısı operasyonlarıyla yasama faaliyeti yürütülmemesi gerekiyor. Özel yetkili mahkemelerin sistemimizden tamamen çıkması gerekiyor. Ancak görüyoruz ki yargının, özellikle de özel yetkili mahkemelerin bir intikam aracı olarak kullanılmasının yarattığı korkular egemen bugün. Bu korkularla hareket edildiğini, ne yapacağını bilememe anlayışının egemen olduğunu görüyoruz. İçeriği ve çerçevesi henüz bilinmeyen bir yapı ile karşılaşacağımızı düşünüyorum. Özel yetkili mahkemeler bu ülke için hayırlı değildir.”

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hamzaçebi, Bağımsız Diyarbakır Milletvekili ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan görüşmesine ilişkin soru üzerine, yargı paketine ilişkin yaptıkları bu toplantıda, söz konusu görüşmeye ilişkin yorum yapmak istemediklerini ifade etti. Hamzaçebi, bu görüşmenin herhangi bir olağanüstülük olmadığını, normal bir görüşme olduğunu söyledi.

Akif Hamzaçebi, tutuklu milletvekillerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken,  ”Bütün siyasi kimliklerimizi bir kenara bırakalım, şapkalarımızı, rozetlerimizi çıkaralım. Bu olaya insani bir şekilde yaklaşalım. Yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı… Bütün bunları bir kenara bırakalım. Sadece insani duygularla yaklaştığımızda bu sorun çözülecektir. Siyaset, insani duyguları yok etmemelidir. Liderler kendi gruplarını serbest bıraksalar, özellikle Sayın Başbakan için söylüyorum, bir önerge verilse bu sorun çözülecektir” diye konuştu.

Özel yetkili mahkemelere ilişkin bir soruyu yanıtlayan Tarhan da iktidarın bu konuda, muhalefetle uzlaşma yerine başka dinamiklerle uzlaşma süreci yaşadığını ileri sürdü.

3. Yargı Paketi’nde görüşmelere geçildi

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Genel Kurul’da, Danışma Kurulu önerisi kabul edildi. Buna göre, Meclis bugün, yargı paketinin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışacak.

Yarın ise görüşmeleri yarım kalan ”torba teklif” ve Devlet Sırrı Kanun Tasarısı ile Sağlık Bakanlığı Teşkilat Kanunu’nda değişiklik yapan tasarı ele alınacak.

Genel Kurul’da daha sonra ”3. Yargı Paketi” olarak bilinen tasarının görüşmelerine geçildi. Tasarının görüşmeleri, 55. madde üzerinde verilen önergeler üzerinden sürüyor.

MECLİS’TE AK PARTİ-CHP KAVGASI

Dünkü Meclis Genel Kurulu’nda tasarının 3. bölümü üzerinde konuşan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Genel Kurul’da ”boş sıralar” olduğunu ifade etti. Tarhan, kendisine laf atan AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner’e, ”parazit yapmayın” derken, Başkanvekili Mehmet Sağlam’a ”Susturacak mısınız paraziti?” diye sordu.

Bu sırada bazı CHP milletvekillerinin yerlerinden kalkarak kendisine tepki göstermesi üzerine Metiner, ”Gel, gel” karşılığını verdi.

İktidarın kendi yarattığı canavarın denetlenemez hale geldiğini savunan Tarhan, ”Bozdağ, bizi polis devletiyle yönettiğini itiraf etti. Çünkü korku dağları bekliyor. Yoksa neden şimdi? Belliki bir şeyler çeviriyorsunuz. ‘Sıra Başbakan’a gelir’ diye çok korktunuz. Bunca milletvekili, gazeteci, öğrenci bir müsteşar etmezmiş. Hangi pazarlıkların aslında devrede olduğunu biliyoruz” dedi.

AK Parti’li bazı milletvekilleri de Tarhan’a tepki gösterdi.

-”Sizi mahcup edecek tablo çıkar”-

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bölüm üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlarken, ”Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün tutuklanması” ile ilgili bir soruya karşılık, konuyu, adaletin geçmişten bugüne izlediği seyri vakalar üzerinden anlatabileceğini belirtti.

”Bu süreci paylaşmak size çok bir şey getirmeyecek” diyen Ergin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

”Bu ülkede şiir okuduğu için hapse mahkum edilen siyasetçi, yine seçime girmek üzereyken operasyonla seçime sokulmayan genel başkan, sizlerin yargıya olan güvenini zedelemedi. Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı da sizin yargıya olan güveninizi zedelemedi. Yüzde 47 oy alan bir parti hakkında seçimlerden 8 ay sonra kapatma davası açılması, sizlerin yargıya olan güveninizi zedelemedi. Bunların hiçbirine karşı çıkmadınız bugüne kadar.

TBMM’nin üye seçtiği bir Anayasa Mahkemesi, 22 üyesinin 16 üyesi yargı mensuplarınca seçilen HSYK, karar sayılarını üçe katlayan Yargıtay, AİHM içtihatlarına uyum sağlamaya çalışan yargı, darbe ve muhtıralara selam durmayan, brifing almayan, hesap soran yargı bugün size güven vermemektedir. Seçimlerde milletten almadığı yetkiyi yargı üzerinden devşirip toplum mühendisliği yapanlar, yargının bugün geldiği durumdan son derece rahatsızdır. Bunun kaynağını da çok iyi anlıyorum. Yargıda kadrolaşma ve siyasallaşmayı tartışacaksak sizi mahcup edecek tablo çıkar. Eğer yargıda kadrolaşma ve siyasallaşmadan bahsedeceksek herkesin önce aynaya bakması lazım, sonra AK Parti’ye laf söylemesi lazım.”

-”Polemikten sorumlu bakan”-

Ergin’in ardından söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, ”Erdoğan’ın seçilmesinin önündeki yasak CHP desteğiyle kaldırılırken Silivri’de yargılananlar sizin vicdanınızı kanatmıyor mu? Pankart astığı için terör örgütü üyesi olarak 9 yıla mahkum olan öğrenciler, vicdanınızı sızlatmıyor mu? Aynı HSYK’nın atadığı hakimler ne zamanki MİT mensupları ve Başbakan’a ulaşmaya başladı, saygı duyduğunuz HSYK’nın hakimlerini, savcılarını değiştirmek için burada bir gecede yasa çıkarmadınız mı? MİT mensupları nedeniyle ‘Başbakan tehlikede’ diye bu yasayı çıkarırken, Silivri’de yargılananlar aklınıza gelmedi mi? Deniz Feneri davası savcılarını utanmadan bir gecede görevden almadınız mı? Sayın Bakan adaletten değil, polemikten sorumlu bakandır” diye konuştu.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da Bakan Ergin’e, ”Milletvekillerinin sorularını yanıtlamayarak millete hakaret ediyorsunuz, aynen iade ediyorum” dedi.

BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan ise her milletvekilinin milletin iradesiyle geldiğini belirterek, zaman zaman kendilerine yönelik konuşanların, milletin iradesini unuttuğunu söyledi.

Kaplan’ın, kendi inanç ve değerlerine saygısızlık edildiğini savunarak, ”Kimse Kürt liderlerine karşı konuşurken hakaret edemez” demesine MHP’li Vural, ”Katile katil…” diye bağırdı.

Kaplan’ın, ”Koalisyon Hükümeti döneminde Abdullah Öcalan ile ilgili protokolün açıklanmasını istiyorum” demesine, MHP’li Vural ve milletvekilleri tepki gösterdi.

Tasarının 3. bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.

Ergin’den hakim savcı sayısına ilginç kıyas

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’nin, Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı itibarıyla olması gerekenin yarısı kadarına sahip olduğunu belirterek, ”Her 100 bin kişiye 20 hakim düşmesi gerekirken 10 hakim düşmekte, her 100 bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekirken 5-6 savcı düşmektedir” dedi.  

TBMM Genel Kurulu’nda 3. Yargı Paketi’nin görüşmeleri sürüyor. 

”Temel kanun” olarak görüşülen Tasarı’nın 2. Bölümü üzerinde konuşan BDP Mardin Milletvekili Erol Dora, pakette hakim ve savcı açığını kapatmaya yönelik düzenlemenin yer almadığını söyledi. İdarenin yargı ile ilişkisinde köklü değişikliklere ihtiyaç olduğunu kaydeden Dora, hukuk devletinde sınırsız bir takdir yetkisinin yeri olmadığını savundu. 

MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, paketin hazırlanmasında ne barolardan ne de hukuk fakültelerinden görüş alınmadığını, yapılmak istenen değişikliklerle bir çok temel ilkenin çiğnendiğini ileri sürdü. Kapatılan ilçe adliyelerine gerekçe olarak ”iş yükünün az olmasının” gösterildiğini ifade ederek, olayın sosyal ve toplumsal yönüne bakılmadığını söyledi. Öztürk, adliyeleri kapatılan ilçelerin köye dönüşeceğini ileri sürdü. 

CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, paketin içeriğinin kimseyi tatmin etmediğini belirterek, Türkiye’de uzun tutukluluk sürelerinin önemli sorun olduğuna işaret etti. 

Dibek, ”Danıştay’a karşı özel ilginiz var, geçmişte sizi rahatsız etmişti. Paketten görülüyor ki Danıştay ile ilgili operasyon tamamlanmamış. Zahit Akman yakında Danıştay üyesi mi olacak diye düşünüyorum” dedi. 

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ise ”Gerçekte içeride tutulan milletvekilleri değil, milletin iradesidir. Düşmanınıza adaletli davranamıyorsanız orada ne demokrasi ne insanlık olur. Halk tutuklu olduğunu bilerek onlara oy vermiştir” diye konuştu. 

-”Bu tür asparagas haber üzerinden…”-

Adalet Bakanı Ergin, milletvekillerinin bölüm üzerinde sorularını yanıtlarken, bazı ilçe adliyelerinin kapatılmasında sadece ”iş yükünün az olmasının” gözönünde bulundurulmadığını, bir çok kriterin değerlendirildiğini söyledi. 

Adliye kapatılmasının savunulacak ve sevimli bir iş olmadığını dile getiren Ergin, ”Siyasetçi durup durduğu yerde böyle bir yükün altına girmek istemez. Umarız Türkiye hakim savcı açığını birkaç yılda tamamlar ve ilçe adliyesiyle var olur. Ama Türkiye, Avrupa Konseyi ülkeler arasında her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı itibarıyla olması gerekenin yarısına kadarına sahip. Her 100 bin kişiye 20 hakim düşmesi gerekirken 10 hakim düşmekte, her 100 bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekirken 5-6 savcı düşmektedir” diye konuştu. 

HSYK’nın aldığı kararlara karşı Adalet Bakanlığı’nın bir kez itiraz hakkı olduğunu ve bu hakkı kullandıklarını ifade eden Ergin, yeni bir itiraz hakkının söz konusu olmadığını vurguladı.  

İş yükü az olan, günde 1-2 dosyası olan adliyelerden başlayarak ve ulaşım durumu değerlendirilerek çalışma yapıldığını belirten Ergin, ”Bunun arkasında ne siyasi saik ne de kötü niyet aramayalım” dedi. 

MHP’li Yeniçeri’nin sorusu üzerine, ”İmralı’da cezası infaz edilen Öcalan’ın zaman zaman dışarı çıktığı, Bursa’daki MİT Misafirhanesi’nde kaldığı”na yönelik soruları tekzip ettiğini belirten Ergin, ”Tekrar tekrar sorular geldi. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Bu tür asparagas haber üzerinden bu kadar soru üretmekteki isteği anlamakta zorlanıyorum” dedi. 

Ergin, ”Sincan Cezaevi’nde bir noktada pişirilen yemeklerin ünitelere dağıtılmasında 3 kez x-ray cihazından geçirildiğinin” söylenmesi üzerine, cezaevlerinde bir noktada yemek pişirildiğini, diğer ünitelere dağıtılırken bir kez x-ray cihazından geçirildiğini, bunun sağlık açısından zararlı boyutu olup olmadığını inceleyeceklerini söyledi. 

Tasarının 2. Bölümü üzerinde görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.   

Ergin’den hakim savcı sayısına ilginç kıyas

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’nin, Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı itibarıyla olması gerekenin yarısı kadarına sahip olduğunu belirterek, ”Her 100 bin kişiye 20 hakim düşmesi gerekirken 10 hakim düşmekte, her 100 bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekirken 5-6 savcı düşmektedir” dedi.  

TBMM Genel Kurulu’nda 3. Yargı Paketi’nin görüşmeleri sürüyor. 

”Temel kanun” olarak görüşülen Tasarı’nın 2. Bölümü üzerinde konuşan BDP Mardin Milletvekili Erol Dora, pakette hakim ve savcı açığını kapatmaya yönelik düzenlemenin yer almadığını söyledi. İdarenin yargı ile ilişkisinde köklü değişikliklere ihtiyaç olduğunu kaydeden Dora, hukuk devletinde sınırsız bir takdir yetkisinin yeri olmadığını savundu. 

MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, paketin hazırlanmasında ne barolardan ne de hukuk fakültelerinden görüş alınmadığını, yapılmak istenen değişikliklerle bir çok temel ilkenin çiğnendiğini ileri sürdü. Kapatılan ilçe adliyelerine gerekçe olarak ”iş yükünün az olmasının” gösterildiğini ifade ederek, olayın sosyal ve toplumsal yönüne bakılmadığını söyledi. Öztürk, adliyeleri kapatılan ilçelerin köye dönüşeceğini ileri sürdü. 

CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, paketin içeriğinin kimseyi tatmin etmediğini belirterek, Türkiye’de uzun tutukluluk sürelerinin önemli sorun olduğuna işaret etti. 

Dibek, ”Danıştay’a karşı özel ilginiz var, geçmişte sizi rahatsız etmişti. Paketten görülüyor ki Danıştay ile ilgili operasyon tamamlanmamış. Zahit Akman yakında Danıştay üyesi mi olacak diye düşünüyorum” dedi. 

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ise ”Gerçekte içeride tutulan milletvekilleri değil, milletin iradesidir. Düşmanınıza adaletli davranamıyorsanız orada ne demokrasi ne insanlık olur. Halk tutuklu olduğunu bilerek onlara oy vermiştir” diye konuştu. 

-”Bu tür asparagas haber üzerinden…”-

Adalet Bakanı Ergin, milletvekillerinin bölüm üzerinde sorularını yanıtlarken, bazı ilçe adliyelerinin kapatılmasında sadece ”iş yükünün az olmasının” gözönünde bulundurulmadığını, bir çok kriterin değerlendirildiğini söyledi. 

Adliye kapatılmasının savunulacak ve sevimli bir iş olmadığını dile getiren Ergin, ”Siyasetçi durup durduğu yerde böyle bir yükün altına girmek istemez. Umarız Türkiye hakim savcı açığını birkaç yılda tamamlar ve ilçe adliyesiyle var olur. Ama Türkiye, Avrupa Konseyi ülkeler arasında her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı itibarıyla olması gerekenin yarısına kadarına sahip. Her 100 bin kişiye 20 hakim düşmesi gerekirken 10 hakim düşmekte, her 100 bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekirken 5-6 savcı düşmektedir” diye konuştu. 

HSYK’nın aldığı kararlara karşı Adalet Bakanlığı’nın bir kez itiraz hakkı olduğunu ve bu hakkı kullandıklarını ifade eden Ergin, yeni bir itiraz hakkının söz konusu olmadığını vurguladı.  

İş yükü az olan, günde 1-2 dosyası olan adliyelerden başlayarak ve ulaşım durumu değerlendirilerek çalışma yapıldığını belirten Ergin, ”Bunun arkasında ne siyasi saik ne de kötü niyet aramayalım” dedi. 

MHP’li Yeniçeri’nin sorusu üzerine, ”İmralı’da cezası infaz edilen Öcalan’ın zaman zaman dışarı çıktığı, Bursa’daki MİT Misafirhanesi’nde kaldığı”na yönelik soruları tekzip ettiğini belirten Ergin, ”Tekrar tekrar sorular geldi. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Bu tür asparagas haber üzerinden bu kadar soru üretmekteki isteği anlamakta zorlanıyorum” dedi. 

Ergin, ”Sincan Cezaevi’nde bir noktada pişirilen yemeklerin ünitelere dağıtılmasında 3 kez x-ray cihazından geçirildiğinin” söylenmesi üzerine, cezaevlerinde bir noktada yemek pişirildiğini, diğer ünitelere dağıtılırken bir kez x-ray cihazından geçirildiğini, bunun sağlık açısından zararlı boyutu olup olmadığını inceleyeceklerini söyledi. 

Tasarının 2. Bölümü üzerinde görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.   

Ergin’den hakim savcı sayısına ilginç kıyas

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’nin, Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı itibarıyla olması gerekenin yarısı kadarına sahip olduğunu belirterek, ”Her 100 bin kişiye 20 hakim düşmesi gerekirken 10 hakim düşmekte, her 100 bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekirken 5-6 savcı düşmektedir” dedi.  

TBMM Genel Kurulu’nda 3. Yargı Paketi’nin görüşmeleri sürüyor. 

”Temel kanun” olarak görüşülen Tasarı’nın 2. Bölümü üzerinde konuşan BDP Mardin Milletvekili Erol Dora, pakette hakim ve savcı açığını kapatmaya yönelik düzenlemenin yer almadığını söyledi. İdarenin yargı ile ilişkisinde köklü değişikliklere ihtiyaç olduğunu kaydeden Dora, hukuk devletinde sınırsız bir takdir yetkisinin yeri olmadığını savundu. 

MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, paketin hazırlanmasında ne barolardan ne de hukuk fakültelerinden görüş alınmadığını, yapılmak istenen değişikliklerle bir çok temel ilkenin çiğnendiğini ileri sürdü. Kapatılan ilçe adliyelerine gerekçe olarak ”iş yükünün az olmasının” gösterildiğini ifade ederek, olayın sosyal ve toplumsal yönüne bakılmadığını söyledi. Öztürk, adliyeleri kapatılan ilçelerin köye dönüşeceğini ileri sürdü. 

CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, paketin içeriğinin kimseyi tatmin etmediğini belirterek, Türkiye’de uzun tutukluluk sürelerinin önemli sorun olduğuna işaret etti. 

Dibek, ”Danıştay’a karşı özel ilginiz var, geçmişte sizi rahatsız etmişti. Paketten görülüyor ki Danıştay ile ilgili operasyon tamamlanmamış. Zahit Akman yakında Danıştay üyesi mi olacak diye düşünüyorum” dedi. 

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ise ”Gerçekte içeride tutulan milletvekilleri değil, milletin iradesidir. Düşmanınıza adaletli davranamıyorsanız orada ne demokrasi ne insanlık olur. Halk tutuklu olduğunu bilerek onlara oy vermiştir” diye konuştu. 

-”Bu tür asparagas haber üzerinden…”-

Adalet Bakanı Ergin, milletvekillerinin bölüm üzerinde sorularını yanıtlarken, bazı ilçe adliyelerinin kapatılmasında sadece ”iş yükünün az olmasının” gözönünde bulundurulmadığını, bir çok kriterin değerlendirildiğini söyledi. 

Adliye kapatılmasının savunulacak ve sevimli bir iş olmadığını dile getiren Ergin, ”Siyasetçi durup durduğu yerde böyle bir yükün altına girmek istemez. Umarız Türkiye hakim savcı açığını birkaç yılda tamamlar ve ilçe adliyesiyle var olur. Ama Türkiye, Avrupa Konseyi ülkeler arasında her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı itibarıyla olması gerekenin yarısına kadarına sahip. Her 100 bin kişiye 20 hakim düşmesi gerekirken 10 hakim düşmekte, her 100 bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekirken 5-6 savcı düşmektedir” diye konuştu. 

HSYK’nın aldığı kararlara karşı Adalet Bakanlığı’nın bir kez itiraz hakkı olduğunu ve bu hakkı kullandıklarını ifade eden Ergin, yeni bir itiraz hakkının söz konusu olmadığını vurguladı.  

İş yükü az olan, günde 1-2 dosyası olan adliyelerden başlayarak ve ulaşım durumu değerlendirilerek çalışma yapıldığını belirten Ergin, ”Bunun arkasında ne siyasi saik ne de kötü niyet aramayalım” dedi. 

MHP’li Yeniçeri’nin sorusu üzerine, ”İmralı’da cezası infaz edilen Öcalan’ın zaman zaman dışarı çıktığı, Bursa’daki MİT Misafirhanesi’nde kaldığı”na yönelik soruları tekzip ettiğini belirten Ergin, ”Tekrar tekrar sorular geldi. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Bu tür asparagas haber üzerinden bu kadar soru üretmekteki isteği anlamakta zorlanıyorum” dedi. 

Ergin, ”Sincan Cezaevi’nde bir noktada pişirilen yemeklerin ünitelere dağıtılmasında 3 kez x-ray cihazından geçirildiğinin” söylenmesi üzerine, cezaevlerinde bir noktada yemek pişirildiğini, diğer ünitelere dağıtılırken bir kez x-ray cihazından geçirildiğini, bunun sağlık açısından zararlı boyutu olup olmadığını inceleyeceklerini söyledi. 

Tasarının 2. Bölümü üzerinde görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.   

Düşürülen uçağa ‘İsrail yazılımı’ iddiasına cevap

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

 TBMM Genel Kurulu’nda, Bütçe Kanunlarında yer alan bazı hükümlerin ilgili kanunlara eklenmesine ilişkin kanun tasarısı kabul edilerek yasalaştı.

Kanunla, bütçe kanunlarında her yıl yer alan ve süreklilik arz eden hükümler, ilgili kanunlara taşındı.

Bu hükümler özetle şöyle:

-Bütçe düzeni, gelir ve gider cetvellerinin düzenlenmesi, yıl içinde yeni tertipler, gelir ve finansman kodları açılması, muhasebe ve kesin hesaba ilişkin kayıtların yapılmasına ilişkin hükümler.

-Yükseköğretim kurumlarının toplu halde öngörülen ödeneklerinin birimlere gönderilmesi ve harcama yetkilisinin belirlenmesine ilişkin hükümler.

-Yurtiçi ve yurtdışı kaynaklardan sağlanacak bağış, hibe ve yardımların bütçeleştirilmesine ilişkin hükümler.

-Resmi taşıtların satın alma, mübadele ve hibe yoluyla edinimi, kullanımı ve bunların giderlerine ilişkin hükümler.

-Kadroların kullanımı, sözleşmeli personel ve işçi istihdamı ile bunlara ilişkin ödeneklerin kullanımı ve yurt dışı aylıklarının ödenmesini düzenleyen hükümler.

-Özelleştirme gelirlerinin bütçeye gelir kaydedilmesine imkan sağlayan hükümler.

Bu hükümlerin ilgili kanunlara aynen taşınmasıyla, TBMM’nin bütçe hakkının sağlıklı kullanılabilmesinin temini sağlanacak ve bütçe görüşme sürecinin etkinliği artırılacak. 2012 Yılı Bütçe Kanunu’nda 30 olan madde sayısı, 2013 Yılı Bütçe Kanunu’nda 15’e düşürülmüş olacak.

Yasayla, Özelleştirme Fonu’nun nakit fazlasının belirli bir kısmının genel bütçeye gelir kaydedilmesi ile Devlet Demir Yolları’na ait limanların özelleştirilmesinden elde edilecek gelirlerin bütçeye özel gelir ve özel ödenek kaydedilmesini öngören düzenlemeler yürürlükten kaldırılıyor. Elektrik Üretim Anonim Şirketi veya müessese, bağlı ortaklık, iştirak, işletme birimleri varlıklarının özelleştirilmesinden elde edilen gelirlerin genel bütçeye özel gelir ve özel ödenek kaydedilmesine ilişkin düzenlemeden de vazgeçiliyor.

-”Hayal ürünü”

Bu arada, tasarının görüşmeleri sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Ürdün’e kaçırılan bir Suriye uçağının yazılımının düşürülen Türk uçağına yüklendiğine ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, ”Öyle bir şey kesinlikle doğru değildir. Bu güne kadar ilgili kurumlardan milletimize verilen bilgi doğrudur. Aksini ispat eden getirir söyler. Hayal ürünü” diye konuştu. 

Yılmaz, astsubayların mali durumlarının iyileştirilmesi için bir çalışma yaptıklarını vurgulayarak, ”İnşallah tamamlandığı zaman onu da göreceğiz” dedi. 

Bakan Yılmaz ayrıca, bir soru üzerine, YAŞ kararıyla ordudan atılanların geri dönmelerini sağlayan kanun hükmünün sadece irtica suçlamasıyla atılanlar için değil, bu durumdaki bütün personel için geçerli olduğunu söyledi.

TBMM’nde yeni ihale kanunu kriz çıkardı

Perşembe, Haziran 28th, 2012

İlan yapılmayan ihalelerde ihale dokümanı, sadece davet edilenlere satılacak.

TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Bazı Kanun ve KHK’larda değişiklik yapan kanun teklifine, önergeyle yeni bir madde eklendi.

İlan yapılmayan ihalelerde ihale dokümanının, idare tarafından sadece davet edilenlere satılacağına ilişkin madde, muhalefetin tepkisini çekti.

Muhalefetin eleştirileri ve sorularına yanıt veren Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, yeni maddenin, Kamu İhale Kanunu’nun ruhu ve özüne dokunmadığını belirtti. 

Bayraktar, herkesin dosya alıp inceleyebildiğini ifade ederek, ancak doküman aldığında teklif verme hakkının doğduğunu, bunun da cevap vermeyi gerektirdiğini, bu nedenle ihale sürecinin uzadığını kaydetti. Bayraktar, ”(Dosyaya bakamaz, dosyayı alamaz, ihaleye giremez, şeffaflık kaldırıyor) Bunlar nereden çıkıyor?” diye sordu.

Devletin acil işlerinin, acil yapılması gerektiğini, bu düzenlemeyi bunun için getirdiklerini vurgulayan Bayraktar, yasanın acil işlerde idarelere, ”senin acil işin olduğunda bu işi iyi yapanları çağır” deme hakkı verdiğini anlattı. 

-”Fikri bozuk dervişlerden değiliz”-

Bayraktar, maddenin arkasında yolsuzluk aramanın haksızlık ve kişinin kötü düşüncesi olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

 ”Bunlar da Sayıştay’ın denetimine, yargıya tabidir. 10 kişiyi davet ettiniz, 70 kişi teklif veriyor, cevap vermek zorundasınız. 1 ayda bitmesi gereken ihaleyi 6 ayda bitiremiyoruz. Kimseyi aldatmıyorum. Benim bakanlığım ihale yapmıyor. Bir tane ihale veya başka yolsuzluk varsa her türlü cezaya razıyız. TOKİ’de 30 bin ihale yaptık, 3 bini büyük, 27 bini küçüktür. Çok sıkı denetlendik. Yolsuzluğa bulaşmadık, bundan sonra da bulaşmayacağız. Fikri bozuk olan dervişlerden değiliz. İdare yanlış kişileri davet ediyorsa Sayıştay, KİT Komisyonu denetlesin. Fakat devletin, hükümetin elini kolunu bağlamak doğru değildir. Canlı örnekleri var. Önergenin arkasında bir milim kötü niyet aramayın.”

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Kamu İhale Kanunu’nun temel felsefesinin, ihalelerin rekabet ortamı ve saydam şekilde yapılması olduğunu belirtti. Hamzaçebi, ihaleye katılmasa, davet edilmese de ilgilenen herkesin şartnameyi alabilme hakkı bulunduğunu dile getirdi.

MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, düzenlemenin, yeni yolsuzluklar maddesi olduğunu öne sürerek, bunun çıkarılmasını istedi.

Ayrıca, kabul edilen bir başka önergeyle, ÖSYM’nin kurduğu veya iştirak ettiği şirketten ÖSYM’nin yapacağı mal ve hizmet alımlarında YÖK’ün uygun görüşü alınmak kaydıyla sınav faaliyetlerinin yürütülmesine yönelik olarak yapılacak mal ve hizmet alımlarının, Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında tutulması kabul edildi.

Torba Kanun Tasarısı’nda yeni af hakkı

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Teklif üzerinde AK Parti, CHP ve MHP milletvekillerinin verdiği ortak önergeyle değişiklik yapıldı. 

Geçen yıl çıkarılan aftan çeşitli nedenlerle yararlanamayan öğrencilere, ilişiklerinin kesildiği üniversitelere başvurmaları şartıyla yeni bir hak tanındı. Uluslararası ortak lisans programları çerçevesinde öğrenim görenler de dahil olmak üzere öğrenciler, başvurularını takip eden eğitim öğretim yılında öğrenimlerine başlayabilecek. 

Teklifte, CHP’li milletvekillerinin verdiği önergenin kabul edilmesiyle YURTKUR’un yurt kiralama süresi 15 yıla çıkarılırken, bir başka önergeyle de TBMM adına 10 kırmızı araç plakası tahsisinden vazgeçildi. 

Kabul edilen bir başka önergeyle 1999 yılında meydana gelen Marmara depreminin ardından ihtiyacını karşılamak için işyeri edinenlerin, hak sahipliği İl İdare Kurulu tarafından düşürülmesi halinde bunların tazminat ödememesi, düşürülme tarihine kadar ödenen miktarın da faiziyle geri ödenmesi imkanı getirildi. Ancak hak sahibi olup da kendilerine teslim edilen işyerlerini son 2 yıl içinde fiilen kullanmayanlar bu haktan yararlanabilecek.  

40 bin öğretmen ataması TBMM Genel Kurul’da

Perşembe, Haziran 28th, 2012

MHP Denizli Milletvekil Emin Haluk Ayhan, teklifin 1. maddesi üzerinde verilen önergeye ilişkin yaptığı konuşmada, Denizli’deki bazı ilçelerin adliyelerinin kapandığını belirterek, ”60-70 yaşındaki insanlar ilçeler arasında nasıl yolculuk yapacak. Bu kırmızı plaka talebi ne hale düşürüyor bizi halkın gözünde. Kırmızı plaka düşkününe çıkacak adımız. Gelin şu adliye meselemizi çözelim” diye konuştu.

CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, verdiği önerge üzerinde söz alarak, AK Parti milletvekillerine hitaben, ”Ülkeyi itibarsızlaştırdınız” diye seslendi.

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, Genç’in ardından ”sataşma” gerekçesiyle söz alarak, ”Burada itibarı olmayan insanların itibardan bahsetmesi son derece yanlıştır” dedi. 

Türkiye Cumhuriyeti’nin, AK Parti hükümetleriyle elde ettiği itibarın önceki hükümetler dönemindeki itibar seviyesiyle kıyaslanamayacağını ifade eden Aydın, ”Dünyanın gündemini Türkiye belirliyor artık. IMF’ye 5 milyar dolar yardım eden bir ülkeyiz artık” diye konuştu.

Kamer Genç de tekrar ”sataşma” gerekçesiyle söz alarak, ”Bu devletin organlarının büyük olması bana gurur verir ama bu devleti yönetenler ülkeyi itibarsızlaştırıyorsa bunların haysiyet fukarası hallerini yüzlerine vurmak benim görevimdir. Uçak düşürüldükten sonra bunun gereğini yapmayan itibarlı mıdır? Biz nerede IMF’ye para vermişiz? Yalan söylüyor” diye konuştu.

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba da önerge üzerinde yaptığı konuşmada, bazı ilçe adliyelerinin kapatıldığını belirterek, daha önce 146 adliyenin kapatılmasına karar verilirken, bazılarıyla ilgili kararın daha sonra geri alındığını söyledi. Bunlar arasında Erzincan’ın bazı ilçelerinin bulunduğunu anlatan Ağbaba, ”ulaştırma Bakanı bastırdı bu ilçelerle ilgili karar geri alındı. Bu kararı değiştirmezseniz birileri gelip size ‘la oğlum bas git’ der” dedi. 

Ağbaba, konuşmasını yaptıktan sonra, üzerinde ”la oğlum bas git” yazan kağıdı kürsüdeki mikrofona geçirdi. AK Parti’li milletvekillerinin tepki gösterdiği kağıdı alan kavas, Başkanlık Divanı’na bıraktı. 

-Deniz Gezmiş ve İskilipli Atıf Hoca tartışması- 

CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, teklifte yer alan seçim döneminde işlenen suçlarla ilgili kovuşturma açma süresinin 6 aydan 2 yıla çıkarılmasıyla ilgili madde üzerinde verdiği değişiklik önergesi hakkında konuşurken, CHP Aydın İl Başkanı’nın Deniz Gezmiş fotoğrafı yüzünden ifadeye çağrıldığını söyledi. 

Tezcan, Deniz Gezmiş’in fotoğrafını göstererek, ”Suç ve suçluyu öveni arıyorsanız İskilipli Atıf Hoca’yı öven Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a bakın. Deniz Gezmiş bu ülkede bağımsızlık inancının, yurtseverliğin, halkların kardeşliğinin ifadesiydi. Önünde saygıyla eğiliyorum, onu öven İl Başkanımın da gözlerinden öpüyorum” dedi. 

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Tezcan’ın ardından söz alarak, ”O 3 delikanlının idamı konusunda AK Parti iktidarını temsil edenler o dönem yapılanları yanlış olduğunu ifade etmiştir. 12 Eylül referandumunda tüm darbecilerden hesap sormayla ilgili yaptıklarımıza canhıraş karşı çıkanların, bugün darbecilerin yaptığını AK Parti iktidarına yüklemesi yanlıştır. İskilipli Atıf Hoca, yazdığı iddia edilen bir yazıyla ilgili olarak İstiklal Mahkemelerinde nasıl haksız şekilde yargılanıp idam edildi. Deniz Gezmiş’ler de aynı şekilde idam edilmiştir. Aynı kefeye koymak büyük hatadır” diye konuştu.  

CHP’li Tezcan, sataşma gerekçesiyle söz alarak, ”Elitaş, CHP kongrelerinde CHP’lilerin birbirini satmayacağını çok iyi bilir. AKP’nin Türkiye’nin varlığını nasıl sattığını, sata sata mirasyedi edasıyla ortada bir şey bırakmadığını da çok iyi bilir. AKP darbe sürecinin devamı olduğunu özel yetkili mahkemeleri kaldırmayarak zaten gösteriyor. DGM’ler yeniden devreye girmiştir” dedi. 

Teklifin görüşmeleri 1. Bölüm’deki maddeler üzerinde verilen önergelerle sürüyor.

Eşi başörtülü subaya engel ortadan kalktı!

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Artık Harp Akademileri ile komutanlık ve karargah subaylığı öğrenimine girişte ‘eşinin tutum ve davranışları’ kriter olmayacak.

Kanuna göre, Milli Güvenlik Akademisi ve Silahlı Kuvvetler Akademisi yerine, Silahlı Kuvvetler Yüksek Sevk ve İdare Akademisi oluşturulacak.

”Silahlı Kuvvetler Yüksek Sevk ve İdare Akademisinde; müdavimlere, müşterek ve birleşik karargah ve birlikler seviyesinde planlama, yönlendirme ve kontrol teknikleri ile bu karargah ve birliklerin faaliyetlerini yönetecek tarzda öğrenim vermek, milli güvenlik konularında bilgi ve yetenek kazandırmak ve bünyesinde açılan kursları yönetmek” ile ”Türk Silâhlı Kuvvetlerinin ihtiyacı dikkate alınarak, Genelkurmay Başkanlığı’nın yapacağı plana göre, Harp Akademileri bünyesinde açılacak çeşitli kurslar ile komutanlık ve karargâh subaylığı öğrenimine katılan subayların, mesleki bilgi, sevk ve idare kabiliyetlerini geliştirmek” Harp Akademileri’nin görevleri arasında sayılacak.

Silahlı Kuvvetler Yüksek Sevk ve İdare Akademisi’ne, Kuvvet Harp Akademileri’ni bitirmiş kurmay subaylar katılacak. İhtiyaç halinde, TSK’da üst düzey yönetici görevi alan veya alacak subaylar da Akademi bünyesinde açılacak kurs ve sertifika programına katılabilecek.

Olumlu nitelik belgesi verilmeyen subaylar öğrenime alınmayacak

Harp Akademileri ile komutanlık ve karargah subaylığı öğrenimine girişte ”eşinin tutum ve davranışları” kriter olmayacak. Bunun yerine, sıralı üç sicil amirinden en az ikisi tarafından Akademiye girmeye layık görülmeyerek hakkında olumlu nitelik belgesi verilmeyen subaylar, Kuvvet Harp Akademileri ile komutanlık ve karargah subaylığı öğrenimine alınmayacak.

Silahlı Kuvvetler Yüksek Sevk ve İdare Akademisinde eğitim öğretim süresi kurmay subaylar için 5 ay olacak.

Kuvvet Harp Akademileri ve Silahlı Kuvvetler Yüksek Sevk ve İdare Akademisinde, eğitim öğretim süreleri; strateji ve taktikteki yenilikler veya uluslararası askeri politik şartlar gibi sebeplerle Genelkurmay Başkanlığı’nca uzatılabilmenin ve kısaltılabilmenin yanı sıra bu eğitim öğrenimin bir kısmı uzaktan eğitim şeklinde verilebilecek.

Kanunla, komutanlık ve karargah subaylığı öğreniminden çıkarılma ve çıkma esasları belirleniyor.

Komutanlık ve karargah subaylığı öğrenimine müracaat etme hakkı bulunanlara, müktesep haklar da dahil olmak üzere, bu öğrenimin yüz yüze eğitim safhasını yarbaylığın 2. yılında tamamlamış olması şartıyla, 1990 ve 1991 çıkışlı subaylara 7 yıl giriş hakkı tanınacak.

Muvazzaflık hizmeti esnasında eşi doğum yapan ya da eşinin anne veya babası vefat eden erbaş ve erlere, askerlik hizmetinden sayılacak şekilde 10 gün izin verilecek.

18 yaşından aşağı, 65 yaşından yukarı ve malul ve sağlığı bozulmuş olanlarla, bakıma muhtaç çocuğu olan ve gebe bulunan kadınlar, şahsi mükellefiyete tabi tutulmayacak. Mevcut düzenlemede yaş sınırı ”15 yaşından aşağı” idi.

Kanunla, asker temin faaliyetlerinin farklı tarihlerde yapılmasından dolayı, adayların yaşlarının hesaplanmasında yaşanan karışıklıkların ve aday mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla değişiklik yapıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 14. maddesindeki ”kadın” ifadesi de ”bayan” olarak değiştiriliyor.

Eğitimi tamamlamayanların rütbe bekleme süreleri uzatılmayacak

Tıpta uzmanlık eğitimini herhangi bir nedenle tamamlayamayan tabip subayların rütbe bekleme süreleri uzatılmayacak.

Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde tıpta uzmanlık öğrenimi nedeniyle rütbe bekleme süresi uzatılan askeri personelin nasıp düzeltmesi, geçmişe dönük olarak yeniden yapılacak. Ancak yapılacak nasıp düzeltmeleri nedeniyle geçmişe yönelik maaş ve özlük hakkı farkı ödenmeyecek.

İstekli olan ve yönetmelikle belirtilen niteliklere sahip, muvazzaflık hizmetini yapmakta olan çavuş, onbaşı ve erler ile bunlardan terhislerinin üzerinden 3 yıldan fazla süre geçmemiş olanlar, müracaat yapılan yılın ocak ayının ilk günü itibariyle 25 yaşını bitirmemiş olmak şartıyla istenilen belgelerle başvuracak.

Astsubay meslek yüksekokulu giriş sınavında, müracaat yapılan yılın ocak ayının ilk günü itibariyle 25 yaşını bitirmeme şartı aranacak.

En az 4 yıllık fakülte veya yüksekokulları bitirenlerden; düzeltilmemiş nüfus kaydına göre müracaat yapılan yılın ocak ayının ilk günü itibariyle 27 yaşını, lisans üstü eğitimini tamamlamış olanlardan 32 yaşını bitirmemiş olanlar sözleşmeli subay olabilecek.

Genelkurmay Başkanlığı’nca tespit edilecek bölüm veya branşlarda fakülte, yüksekokul veya meslek yüksekokullarını bitirenlerden; düzeltilmemiş nüfus kaydına göre müracaat yapılan yılın ilk günü itibariyle lisans öğrenimi bitirenler için 27 yaşını, önlisans öğrenimi bitirenler için 24 yaşını bitirmemiş olanlar ile aynı şartlara haiz uzman erbaşlar ise sözleşmeli astsubay olabilecek.

Uzman erbaşlara peşin maaş

Sözleşmeli erler ise en az ilköğretim veya yurtdışındaki dengi okul mezunu olup askerlik hizmetini erbaş ve er olarak tamamlamış ve terhislerinin üzerinden 3 yıldan fazla süre geçmemiş ve düzeltilmemiş nüfus kaydına göre müracaat yapılan yılın ocak ayının ilk günü itibariyle 25 yaşını bitirmemiş olacak.

Uzman erbaşların aylıkları her ayın başında peşin olarak ödenecek. Emekliye ayrılma ve ölüm hallerinde, o aya ait peşin ödenen aylık geri alınmayacak.

Vefat eden veya SGK tarafından ilgili mevzuat hükümleri gereğince emekliye ayrılan sözleşmeli erbaş ve erlerden de o aya ait peşin ödenen aylık geri alınmayacak.

Kanunla, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında bulunmayan erbaş/er ve yedek subay askeri öğrencilerin refakatçilerinin beslenme gereksinmelerinin de hastanelerce karşılanması öngörülüyor.

ASKERLİK SÜRESİNCE SİGORTA PRİMİNİ BAKANLIK YATIRACAK

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda, Harp Akademileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Yılmaz, zorunlu askerlik hizmetini yapan Mehmetçiklerin, askerlik süresi boyunca sigorta primlerinin Bakanlıkça yatırılması için çalışma yaptıklarını ve diğer Bakanlıkların görüşlerine gönderildiğini bildirdi. Yılmaz, ”Yani diyoruz ki milleti işinden alıyoruz, işinden aldığımıza göre, bunun sigorta primlerini yatırmamız da çok normal” dedi.

Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı’nda tartışma

Pazar, Haziran 24th, 2012

Tasarının tümü üzerinde söz alan CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, 2’si geçici, toplam 15 maddeden oluşan tasarının, ”temel” kanun olarak görüşülmesini eleştirdi.

Öztürk, tasarıyla, ”devlet sırrı altında suç işlemenin önünün açılacağını, devlet sırrı kavramına saklanarak gizlenen siyasal cinayetlerin üstünün örtüleceğini, iktidarın gizli kapaklı iş yapması, kötü yönetiminin kurumsallaştırılacağını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve yol arkadaşlarının kapalı kapılar ardından yaptığı gizli kapaklı işlerin devlet sırrı olacağını, bunu açıklayanların hapishanelerde sürüneceğini” iddia etti.

Tasarının, siyasal iktidara istediği bilgiyi gizleme imkanı verdiğini ileri süren Öztürk, tasarının Anayasa’ya aykırı olduğunu savundu.

”Hikmetyar Türkiye’de mi saklanıyor” manşetli gazete kupürünü gösteren Öztürk, AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’ye, ”Önce bu fotoğrafa bakacaksın, bu fotoğraftaki kişinin kim olduğuna bakacaksın. Bizim genel başkanlarımız, Hikmetyar’ın dizinin dibine oturmadı, içimizde Madımak’ta insanları canlı canlı yakanların avukatlığını yapan yok” diye konuştu.

AK Parti milletvekilleri ve Canikli’nin tepki göstermesi üzerine Öztürk, ”Milli iradeye hakaret etme hakkın yok. Haddini bileceksin, saygısız adam. Grup başkanvekiliysen, grup başkanvekilliğini bil” diye bağırdı.

Canikli ile Öztürk’ün tartışmasının sürmesi üzerine araya CHP ve AK Parti’li milletvekilleri girdi. Tartışmanın uzaması üzerine TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, birleşime kısa ara verdi.

-”Süs biberi mi?”-

Aranın ardından görüşmeleri devam eden tasarı üzerinde BDP Grubu’nun görüşlerini dile getiren Grup Başkanvekili Hasip Kaplan da Osmanlı’da devlet sırrının bulunduğunu, sadrazam, vezir, padişahın devlet sırrı görüşmeleri için sağır, dilsiz bizebanların kullanıldığını söyledi. Kaplan, iktidara, ”Sizin bizabanlarınız kim olacak? Kendiniz seçeceksiniz, bu tasarı bunu öngörüyor. Her mübarek güvenlikçi memur, ‘ben devletim;, devlet için vurmuşum, çalmışım, cinayet işlemişim. Yaptıysam devlet, millet için yaptım….’ Böyle bir tasarı. AB’ye uyum için temel hak ve özgürlük sözleşmeleri, süs biberi olsun diye mi koyduk anayasaya. Bu çok gereksiz bir tasarıdır, bize yakışmaz” diye konuştu.