Archive for the ‘Genel’ Category

Haziran ayının zam şampiyonu balık

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2012 Haziran ayında fiyatları en fazla artan ve azalan maddeleri açıkladı. Buna göre 2012 Haziran ayında Geçinme İndeksi’ndeki 64 maddenin fiyatında artış görüldü. Gıda harcamaları grubunda yer alan balık av yasağı nedeniyle oluşan arz eksikliğine bağlı olarak Haziran’da yüzde 8.51 oran ile fiyatı en fazla artan ürün oldu. Fiyatı en fazla artan diğer maddeler ise yüzde 7.82 ile şişe suyu, yüzde 6.67 ile müzik cd’si, yüzde 6.35 ile şile bezi oldu.

YILLIK BAZDA EN FAZLA ARTIŞ MAÇ GİRİŞ BİLET ÜCRETİNDE YAŞANDI

2012 Haziran’da yıllık bazda fiyatı en fazla artış gösteren madde yüzde 67.55 oran ile Kültür ve Eğitim Harcamaları grubunda yer alan Maç Giriş Bileti Ücreti oldu. Fiyatları bir önceki yıla göre en fazla artan diğer maddeler ise; yüzde 53.31 ile karpuz, yüzde 44.40 ile bamya ve yüzde 44.02 ile bezelye oldu.

YÜZDE 42.02 DÜŞÜŞLE KAYISI, FİYATI EN ÇOK GERİLEYEN ÜRÜN OLDU

2012 Haziran ayında indekste 28 maddenin fiyatında azalış izlendi. Gıda Harcamaları, Yaş Kuru Sebze ve Meyve indeksinde yer alan ve mevsimsel özelliklere bağlı olarak ürün fazlalığı yaşanan kayısı yüzde 42.02 oran ile Haziran ayında fiyatı en fazla azalış gösteren madde oldu. Bunu yine aynı grupta yer alan; yüzde 37.58 azalışla kiraz, yüzde 33.47 azalışla domates ve yüzde 30.01 azalışla erik izledi.

YILLIK BAZDA EN ÇOK FİYAT DÜŞÜŞÜ SOĞAN’DA

Gıda Harcamaları grubunda yer alan Soğan geçen yılın aynı ayına göre yüzde 26.19 oranla yıllık bazda fiyatı en fazla azalış gösteren madde oldu. Fiyatları bir önceki yıla göre azalış gösteren diğer maddeler ise; yüzde 22.99 ile balık, yüzde 16.56 ile elma ve yüzde 14.71 ile patates oldu.

Türkiye’nin en büyük 500 şirketi!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Fortune 500 Türkiye listesindeki şirketlerin net satışları 2011 yılında 553 milyar 186 milyon liraya yükseldi. Milyarlık şirket sayısı 107’ye yükselirken, Tüpraş ciroda, THY ise ihracatta lider oldu.

Fortune 500 Türkiye 2011 Araştırmasına göre 500 şirketin toplam cirosu 2010 yılına göre 2011’de yüzde 22.2 yükselerek 553.1 milyar liraya çıktı.

Fortune 500 Türkiye listesinde Tüpraş, 2011 yılında net satış gelirlerini yüzde 58 artırarak 41 milyar 443 milyon liraya çıkardı ve zirvedeki yerini muhafaza etti.

11 milyar 815 milyon lira gelirle Fortune 500 listesine beş basamak yükselerek altıncı olan Türk Hava Yolları (THY) ise net satış gelirinin 11 milyar 305 milyon lirasını ihracattan sağlayarak ihracat lideri oldu.

İhracattaki yükseliş

Fortune 500 şirketlerinin net satışları 2011 yılında yüzde 22.2 artarak 553 milyar 186 milyon liraya yükseldi. Net satışların 419.7 milyar lirası iç, 133.5 milyar lirası ise dış satışlardan elde edildi. Net satışların önceki yıla göre artışında iç satışlardan ziyade dış satışların etkili olduğu görülüyor. 2011 yılında iç satışlar yüzde 17 civarında artarken ihracatın yüzde 39.4 artması bu durumu net şekilde ortaya koyuyor.

Listeye girmek zorlaşıyor

Fortune 500 Türkiye listesine girme çıtası ise ciddi şekilde yükseliyor. 2007 yılında listedeki 500’üncü şirketin net satış geliri 89.6 milyon lira iken, bu rakam 2008 yılında 78.2, 2009 yılında ise 88.7 milyon liraydı. 2010 yılında listedeki 500’üncü şirketin net satış geliri 127.3 milyon olurken, bu rakam 2011 yılında 51 milyon lira artarak 178.3 milyon liraya yükseldi.

Milyarlık şirketler

Fortune 500 Türkiye listesinde 1 milyar liranın üzerinde satış gelirine sahip şirket sayısı 2011 yılında önemli miktarda arttı. 2010 yılında 1 milyar liranın üzerinde satış gelirine sahip şirket sayısı 80 iken 2011 yılı listesinde 107. Fortune 500 Türkiye listesinin ilk yayımlandığı yıl olan 2007 baz alındığında 1 milyar liranın üzerindeki şirket sayısının o tarihten bu yana ikiye katlandığı görülüyor. 2010 listesinde yedi şirket 10 milyar liranın üzerinde satış gelirine sahipken 2011 yılı listesinde bu sayı dokuza çıktı.

Ancak Türk şirketleri küresel ölçekte bakıldığında hâlâ çok küçük. Öyle ki; Fortune 500 ABD listesinin zirvesinde yer alan Exxon Mobil 452 milyar 926 milyon dolar, ikinci sıradaki Wal-Mart Stores 446 milyar 950 milyon dolar, üçüncü Chevron ise 245 milyar 621 milyon dolar net satış gelirine sahip.

Merkez Bankası’nın 2011 yılı ortalama dolar kurunu (1.6713 TL) baz alarak yapılan hesaplamaya göre, Fortune 500 Türkiye’nin toplam satışları 330 milyar dolar 991 milyon dolar. Bu tabloya göre, Türkiye’nin 500 şirketinin net satışlarının toplamı Exxon Mobil ve Wal-Mart Stores’un yüzde 73-74’ünü ancak yakalayabilirken, üçüncü sıradaki Chevron’un üzerinde bir büyüklüğe ulaşıyor.

İhracat yüzde 39.4 arttı

FORTUNE 500’de yer alan şirketlerin net satışlarının yüzde 75.9’unu iç satışlar oluştururken, ihracatın payı 2010’a göre üç puana yakın yükselerek yüzde 24.1’e çıktı. Türk şirketlerinin pazar çeşitlemesine yönelmeleri meyvelerini verdi. Daralan pazarların yerine Afrika, Ortadoğu gibi yenilerinin konmaya başlamasıyla, Fortune 500 şirketlerinin yaptığı toplam ihracat önceki yıla göre yüzde 39.4 artarak 133 milyar 489 milyon liraya ulaştı.

2008 cirosunu da aştı 41.4 milyar liraya ulaştı

PAZAR payı, kurumsal güvenilirliği, üretim kompleksleri ve ortaklıklarıyla dünyanın önde gelen entegre petrol şirketlerinden Tüpraş, 2011’de net satış gelirlerini yüzde 58 artırarak 41 milyar 443 milyon liraya çıkardı ve Fortune 500 zirvesini kimseye bırakmadı.

Tüpraş aynı zamanda kriz öncesi net satış gelirini (2008 yılı net satışları 30.5 milyar TL’ydi) de aşarak çıtayı yukarı çekti. Özelleştirmeden Koç Grubu tarafından 2005’te alınan Tüpraş’ın, Fortune 500 Türkiye listesi net satışları içerisinde aldığı pay yaklaşık yüzde 7.5 oldu.

2011 yılında petrol fiyatlarının dalgalı ve yüksek seyir izlemesi de Tüpraş’ın satış gelirlerinin artmasında etkili oldu. 7 milyar 89 milyon lira gelirle ihracat sıralamasında da ikinciliği koruyan Tüpraş, 2 milyar 841 milyon lira faiz, vergi öncesi kâr ile listede, kâr sıralamasında ikinciliğe yükseldi.

Çalışan sayısı  arttı, kâr düştü

FORTUNE 500 Türkiye listesindeki şirketlerin ciroları hızlı yükselirken kârlar düştü. Şirketlerden 394’ü kâr açıklarken, zarar açıklayan şirket sayısı 106’ya çıktı. 2010 listesinde zarar açıklayan şirket sayısı 67’ydi. 2010’de 25 milyar 666 milyon lira olan Fortune 500 şirketlerinin net kârı, 2011’de yüzde 2.8 düşerek 24 milyar 932 milyon liraya geriledi.

Ekonomideki canlanmaya paralel satışlarını artıran şirketler, çalışan sayısını ise artırdı. Krizin etkili olduğu 2009’da 43 bin çalışanı işten çıkaran Fortune 500 şirketlerinin, 2010 yılında 117 bin 232, geçen yıl da 74 bin 897 kişiyi işe aldığı görülüyor. Böylece şirketler, son iki yılda 192 binin üzerinde çalışana iş olanağı yarattı.

Petrol ve enerji önde

TÜM enerji şirketleri, petrol fiyatlarının yükselmesiyle listede ön sıralara çıktı. 2010 listesinde dördüncü sırada olan Petrol Ofisi 19 milyar 548 milyon lira gelirle 2011’de ikinciliğe, 2010’da yedinci olan Opet ise 14 milyar 948 milyon lira gelirle üçüncülüğe yükseldi.

Türkiye Elektrik Dağıtım ise 14 milyar 232 milyon lira gelirle iki sıra gerileyerek 2011 listesine dördüncü sıradan girebildi. 2010’da listeye altıncı sıradan giren Türk Telekom ise 11 milyar 940 milyon lira gelirle 2011 listesinde beşinci sırada yer aldı. 155.1 milyar lira net satış geliri ile listede yüzde 28’lik paya sahip olan ilk 10 şirketin sekizi petrol, enerji ve elektrik sektöründe faaliyet gösteriyor.

Fortune 500’de ilk 50 şirket (Milyon dolar)

TÜPRAŞ 41.443
Petrol Ofisi A.Ş. 19.548
OPET Petrolcülük A.Ş. 14.948
TEDAŞ 14.232
Türk Telekom 11.940
THY 11.815
Shell & Turcas Petrol A.Ş. 10.760
Ford Otosan A.Ş. 10.445
TEİAŞ 10.043
EÜAŞ 9.926
TURKCELL 9.370
ERDEMİR 8.920
Arçelik 8.437
Enka 8.415
BİM 8.189
TOFAŞ 7.336
Vestel 6.976
Migros 5.753
Aygaz 5.455
Selçuk Ecza Deposu A.Ş. 5.074
İÇDAŞ 5.016
Doğuş Otomotiv 4.808
Anadolu Efes 4.761
JTI Tütün Ürünleri 4.331
PETKİM 3.891
Enerjisa 3.740
İGDAŞ 3.500
Coca-Cola 3.408
Polimeks 3.243
BSH Ev Aletleri 3.133
Unilever Türk 2.981
TKİ 2.907
TEMA Mağzacılık 2.852
OTOKOÇ 2.851
Carrefoursa 2.484
Kibar Dış Ticaret A.Ş. 2.402
Kroman Çelik San. A.Ş. 2.379
TPAO 2.374
Gübre Fabrikaları 2.276
Er-Bakır 2.268
T. Şeker Fabrikaları 2.265
KVK 2.230
Sarkuysan 2.202
Genpa 2.120
İpragaz 2.069
TESCO KİPA 2.063
Siemens 2.050
TCDD 2.046
Akdeniz İnşaat 1.986
Kolin İnşaat 1.907

 

Türkiye’nin en büyük 500 şirketi!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Fortune 500 Türkiye listesindeki şirketlerin net satışları 2011 yılında 553 milyar 186 milyon liraya yükseldi. Milyarlık şirket sayısı 107’ye yükselirken, Tüpraş ciroda, THY ise ihracatta lider oldu.

Fortune 500 Türkiye 2011 Araştırmasına göre 500 şirketin toplam cirosu 2010 yılına göre 2011’de yüzde 22.2 yükselerek 553.1 milyar liraya çıktı.

Fortune 500 Türkiye listesinde Tüpraş, 2011 yılında net satış gelirlerini yüzde 58 artırarak 41 milyar 443 milyon liraya çıkardı ve zirvedeki yerini muhafaza etti.

11 milyar 815 milyon lira gelirle Fortune 500 listesine beş basamak yükselerek altıncı olan Türk Hava Yolları (THY) ise net satış gelirinin 11 milyar 305 milyon lirasını ihracattan sağlayarak ihracat lideri oldu.

İhracattaki yükseliş

Fortune 500 şirketlerinin net satışları 2011 yılında yüzde 22.2 artarak 553 milyar 186 milyon liraya yükseldi. Net satışların 419.7 milyar lirası iç, 133.5 milyar lirası ise dış satışlardan elde edildi. Net satışların önceki yıla göre artışında iç satışlardan ziyade dış satışların etkili olduğu görülüyor. 2011 yılında iç satışlar yüzde 17 civarında artarken ihracatın yüzde 39.4 artması bu durumu net şekilde ortaya koyuyor.

Listeye girmek zorlaşıyor

Fortune 500 Türkiye listesine girme çıtası ise ciddi şekilde yükseliyor. 2007 yılında listedeki 500’üncü şirketin net satış geliri 89.6 milyon lira iken, bu rakam 2008 yılında 78.2, 2009 yılında ise 88.7 milyon liraydı. 2010 yılında listedeki 500’üncü şirketin net satış geliri 127.3 milyon olurken, bu rakam 2011 yılında 51 milyon lira artarak 178.3 milyon liraya yükseldi.

Milyarlık şirketler

Fortune 500 Türkiye listesinde 1 milyar liranın üzerinde satış gelirine sahip şirket sayısı 2011 yılında önemli miktarda arttı. 2010 yılında 1 milyar liranın üzerinde satış gelirine sahip şirket sayısı 80 iken 2011 yılı listesinde 107. Fortune 500 Türkiye listesinin ilk yayımlandığı yıl olan 2007 baz alındığında 1 milyar liranın üzerindeki şirket sayısının o tarihten bu yana ikiye katlandığı görülüyor. 2010 listesinde yedi şirket 10 milyar liranın üzerinde satış gelirine sahipken 2011 yılı listesinde bu sayı dokuza çıktı.

Ancak Türk şirketleri küresel ölçekte bakıldığında hâlâ çok küçük. Öyle ki; Fortune 500 ABD listesinin zirvesinde yer alan Exxon Mobil 452 milyar 926 milyon dolar, ikinci sıradaki Wal-Mart Stores 446 milyar 950 milyon dolar, üçüncü Chevron ise 245 milyar 621 milyon dolar net satış gelirine sahip.

Merkez Bankası’nın 2011 yılı ortalama dolar kurunu (1.6713 TL) baz alarak yapılan hesaplamaya göre, Fortune 500 Türkiye’nin toplam satışları 330 milyar dolar 991 milyon dolar. Bu tabloya göre, Türkiye’nin 500 şirketinin net satışlarının toplamı Exxon Mobil ve Wal-Mart Stores’un yüzde 73-74’ünü ancak yakalayabilirken, üçüncü sıradaki Chevron’un üzerinde bir büyüklüğe ulaşıyor.

İhracat yüzde 39.4 arttı

FORTUNE 500’de yer alan şirketlerin net satışlarının yüzde 75.9’unu iç satışlar oluştururken, ihracatın payı 2010’a göre üç puana yakın yükselerek yüzde 24.1’e çıktı. Türk şirketlerinin pazar çeşitlemesine yönelmeleri meyvelerini verdi. Daralan pazarların yerine Afrika, Ortadoğu gibi yenilerinin konmaya başlamasıyla, Fortune 500 şirketlerinin yaptığı toplam ihracat önceki yıla göre yüzde 39.4 artarak 133 milyar 489 milyon liraya ulaştı.

2008 cirosunu da aştı 41.4 milyar liraya ulaştı

PAZAR payı, kurumsal güvenilirliği, üretim kompleksleri ve ortaklıklarıyla dünyanın önde gelen entegre petrol şirketlerinden Tüpraş, 2011’de net satış gelirlerini yüzde 58 artırarak 41 milyar 443 milyon liraya çıkardı ve Fortune 500 zirvesini kimseye bırakmadı.

Tüpraş aynı zamanda kriz öncesi net satış gelirini (2008 yılı net satışları 30.5 milyar TL’ydi) de aşarak çıtayı yukarı çekti. Özelleştirmeden Koç Grubu tarafından 2005’te alınan Tüpraş’ın, Fortune 500 Türkiye listesi net satışları içerisinde aldığı pay yaklaşık yüzde 7.5 oldu.

2011 yılında petrol fiyatlarının dalgalı ve yüksek seyir izlemesi de Tüpraş’ın satış gelirlerinin artmasında etkili oldu. 7 milyar 89 milyon lira gelirle ihracat sıralamasında da ikinciliği koruyan Tüpraş, 2 milyar 841 milyon lira faiz, vergi öncesi kâr ile listede, kâr sıralamasında ikinciliğe yükseldi.

Çalışan sayısı  arttı, kâr düştü

FORTUNE 500 Türkiye listesindeki şirketlerin ciroları hızlı yükselirken kârlar düştü. Şirketlerden 394’ü kâr açıklarken, zarar açıklayan şirket sayısı 106’ya çıktı. 2010 listesinde zarar açıklayan şirket sayısı 67’ydi. 2010’de 25 milyar 666 milyon lira olan Fortune 500 şirketlerinin net kârı, 2011’de yüzde 2.8 düşerek 24 milyar 932 milyon liraya geriledi.

Ekonomideki canlanmaya paralel satışlarını artıran şirketler, çalışan sayısını ise artırdı. Krizin etkili olduğu 2009’da 43 bin çalışanı işten çıkaran Fortune 500 şirketlerinin, 2010 yılında 117 bin 232, geçen yıl da 74 bin 897 kişiyi işe aldığı görülüyor. Böylece şirketler, son iki yılda 192 binin üzerinde çalışana iş olanağı yarattı.

Petrol ve enerji önde

TÜM enerji şirketleri, petrol fiyatlarının yükselmesiyle listede ön sıralara çıktı. 2010 listesinde dördüncü sırada olan Petrol Ofisi 19 milyar 548 milyon lira gelirle 2011’de ikinciliğe, 2010’da yedinci olan Opet ise 14 milyar 948 milyon lira gelirle üçüncülüğe yükseldi.

Türkiye Elektrik Dağıtım ise 14 milyar 232 milyon lira gelirle iki sıra gerileyerek 2011 listesine dördüncü sıradan girebildi. 2010’da listeye altıncı sıradan giren Türk Telekom ise 11 milyar 940 milyon lira gelirle 2011 listesinde beşinci sırada yer aldı. 155.1 milyar lira net satış geliri ile listede yüzde 28’lik paya sahip olan ilk 10 şirketin sekizi petrol, enerji ve elektrik sektöründe faaliyet gösteriyor.

Fortune 500’de ilk 50 şirket (Milyon dolar)

TÜPRAŞ 41.443
Petrol Ofisi A.Ş. 19.548
OPET Petrolcülük A.Ş. 14.948
TEDAŞ 14.232
Türk Telekom 11.940
THY 11.815
Shell & Turcas Petrol A.Ş. 10.760
Ford Otosan A.Ş. 10.445
TEİAŞ 10.043
EÜAŞ 9.926
TURKCELL 9.370
ERDEMİR 8.920
Arçelik 8.437
Enka 8.415
BİM 8.189
TOFAŞ 7.336
Vestel 6.976
Migros 5.753
Aygaz 5.455
Selçuk Ecza Deposu A.Ş. 5.074
İÇDAŞ 5.016
Doğuş Otomotiv 4.808
Anadolu Efes 4.761
JTI Tütün Ürünleri 4.331
PETKİM 3.891
Enerjisa 3.740
İGDAŞ 3.500
Coca-Cola 3.408
Polimeks 3.243
BSH Ev Aletleri 3.133
Unilever Türk 2.981
TKİ 2.907
TEMA Mağzacılık 2.852
OTOKOÇ 2.851
Carrefoursa 2.484
Kibar Dış Ticaret A.Ş. 2.402
Kroman Çelik San. A.Ş. 2.379
TPAO 2.374
Gübre Fabrikaları 2.276
Er-Bakır 2.268
T. Şeker Fabrikaları 2.265
KVK 2.230
Sarkuysan 2.202
Genpa 2.120
İpragaz 2.069
TESCO KİPA 2.063
Siemens 2.050
TCDD 2.046
Akdeniz İnşaat 1.986
Kolin İnşaat 1.907

 

Devletten kiracıya 335 TL destek!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Çevre Bakanlığı’nın hazırlıklarını sürdürdüğü projeye göre yıkılacak binada oturan dar gelirli kiracılar 335 lira taksitle ev sahibi olacak.

Kamuoyunda ‘kentsel dönüşüm projesi’ olarak bilinen, Türkiye genelindeki depreme dayanıksız yapıların yıkılarak yerine sağlam binaların yapılmasını öngören, ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasası’nın uygulama esasları netleşmeye başladı. Halen yıkım seferberliği için hazırlık çalışmalarını yürüten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, eski ve çürük binalarda daha çok dargelirli kesimin kiracı olarak oturduğunu tespit ederek, bu kesimlerin mağdur edilmemesi için yeni projeler hazırladı. Çalışmaları süren proje, yıkılacak binalarda oturan vatandaşların 335 lira taksitle ev sahibi olmalarının yolunu açacak.

Kurasız, çekilişsiz, herkese

Bakanlığın üzerinde çalıştığı projelere göre, çürük binalarda oturan dargelirli kesimlere de ‘kredi’ ve ‘düşük taksitle’ ev sahibi olma imkanı verilecek. Birikmiş parası olan dar gelirli kiracılar, devletin sağlayacağı düşük faizli kredilerle kendilerine yeni ev satın alabilecekler. İkinci olarak da söz konusu kişilere, sosyal konut edinme imkanı sunulacak. Bu kapsamdaki konutların 80 bin liraya mal edilmesi ve kâr payı alınmadan vatandaşa satılması planlanıyor. Buna göre, çürük binalarda oturan dargelirli aileler, 80 bin liralık konutlara 20 yıl vade ve 335 liralık taksitlerle sahip olma imkanı elde edecekler. Ayrıca, söz konusu konutların satışında kura çekimi olmayacak.

Ev sahipleri mağdur edilmeyecek

Dar gelirli vatandaşların 20 yılda 335 lira taksitle ev sahibi olmalarına imkan sağlayan proje, daha çok çürük binalarda oturan kiracılar düşünerek hazırlandı. Ancak bu tür yapılarda konutu bulunan vatandaşlar için ise farklı projeler geliştirildi. Ev sahiplerine ilişkin projeler, konut sahibine aynı yerden konut verilmesi, yine aynı kişiye bir başka yerden konut verilmesi veya konutunun bedelinin ödenmesi gibi seçenekleri içeriyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, geçen hafta dönüşümün kamu kurumlarından başlayacağını açıklamıştı.

STAR

Devletten kiracıya 335 TL destek!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Çevre Bakanlığı’nın hazırlıklarını sürdürdüğü projeye göre yıkılacak binada oturan dar gelirli kiracılar 335 lira taksitle ev sahibi olacak.

Kamuoyunda ‘kentsel dönüşüm projesi’ olarak bilinen, Türkiye genelindeki depreme dayanıksız yapıların yıkılarak yerine sağlam binaların yapılmasını öngören, ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Yasası’nın uygulama esasları netleşmeye başladı. Halen yıkım seferberliği için hazırlık çalışmalarını yürüten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, eski ve çürük binalarda daha çok dargelirli kesimin kiracı olarak oturduğunu tespit ederek, bu kesimlerin mağdur edilmemesi için yeni projeler hazırladı. Çalışmaları süren proje, yıkılacak binalarda oturan vatandaşların 335 lira taksitle ev sahibi olmalarının yolunu açacak.

Kurasız, çekilişsiz, herkese

Bakanlığın üzerinde çalıştığı projelere göre, çürük binalarda oturan dargelirli kesimlere de ‘kredi’ ve ‘düşük taksitle’ ev sahibi olma imkanı verilecek. Birikmiş parası olan dar gelirli kiracılar, devletin sağlayacağı düşük faizli kredilerle kendilerine yeni ev satın alabilecekler. İkinci olarak da söz konusu kişilere, sosyal konut edinme imkanı sunulacak. Bu kapsamdaki konutların 80 bin liraya mal edilmesi ve kâr payı alınmadan vatandaşa satılması planlanıyor. Buna göre, çürük binalarda oturan dargelirli aileler, 80 bin liralık konutlara 20 yıl vade ve 335 liralık taksitlerle sahip olma imkanı elde edecekler. Ayrıca, söz konusu konutların satışında kura çekimi olmayacak.

Ev sahipleri mağdur edilmeyecek

Dar gelirli vatandaşların 20 yılda 335 lira taksitle ev sahibi olmalarına imkan sağlayan proje, daha çok çürük binalarda oturan kiracılar düşünerek hazırlandı. Ancak bu tür yapılarda konutu bulunan vatandaşlar için ise farklı projeler geliştirildi. Ev sahiplerine ilişkin projeler, konut sahibine aynı yerden konut verilmesi, yine aynı kişiye bir başka yerden konut verilmesi veya konutunun bedelinin ödenmesi gibi seçenekleri içeriyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, geçen hafta dönüşümün kamu kurumlarından başlayacağını açıklamıştı.

STAR

Savunma sanayinin 2016 hedefleri

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Savunma sanayinde 2016 yılı ciro hedefi 8 milyar dolar, ihracat hedefi ise 2 milyar dolar olarak belirlendi.

Toplantıya konuk olarak katılan Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, sektörün büyümesi için ihracat, lojistik hizmetleri ve kamu alımları olmak üzere 3 alan tespit edildiğini kaydetti.

Türk savunma sanayinin dünya ülkelerinden büyük ilgi gördüğünü kaydeden Bayar, yeni teknoloji ile geliştirilmiş ürünlerin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılması gerektiğine vurgu yaptı. Türkiye’de savunma sanayi alanında önemli bir teknoloji kapasitesi oluştuğunu belirten Müsteşar Bayar, bu durumun ihracata yansıyacağını kaydetti ve “İhracatın devamlılığı açısından güvenilirlik, maliyette etkinlik ve kaliteli üretim çok önemli” ifadesini kullandı.

Lojistik hizmetlerinin geliştirilmesi konusunda Genelkurmay Başkanlığı ile birlikte yapılan çalışmaların belirli bir noktaya ulaştığına da değinen Bayar, silah sisteminin sorumluluğunun bundan sonra, beşikten mezara kadar şirketlerde olacağını kaydetti. Bayar, Savunma Sanayi Müsteşarlığı üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bu yönde hizmet verilmesini de içeren bir model oluşturulacağını vurguladı.

Kamuda birçok birimin ciddi teknolojik projelere yatırım yapmaya başladığını ifade eden Murad Bayar, bu yatırımlarda ağırlı olarak kullanılan dış kaynağın yerini, kazandığı tecrübe ve sahip olduğu teknoloji ile Türk savunma sanayinin alabileceğini bildirdi.

Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Sedat Güldoğan ise Müsteşarlığın 2011-2016 Stratejik Planı çerçevesinde hedeflerin yükseltildiğini belirtti ve 2016 yılı ciro hedefini 8 milyar dolar, ihracat hedefini de 2 milyar dolar olarak açıkladı. Güldoğan, ihracat hedefinin sektörün performansına göre revize edilebileceğini ifade etti.

TOBB Savunma Sanayi Meclisi Başkanı Yılmaz Küçükseyhan da 2011 yılı sektör cirosunun, sivil havacılık rakamlarının da dahil edilmesiyle beraber 4,4 milyar dolara ulaştığını hatırlattı ve alt sektörlerin cirodaki payını yüzde 34,5 elektronik, yüzde 15,96 kara araçları ve yüzde 13,59 havacılık-uzay olarak açıkladı.

Sektörün ihracatı 1 milyar doları aştı

Toplantıda, savunma sanayi ihracatının 1 milyar doları aştığına işaret edilirken, ihracatın yüzde 36,24 oranında Avrupa ülkelerine, yüzde 32,61 oranında Kuzey Amerika’ya ve yüzde 19,08 oranında ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yapıldığına değinildi.

İhracatın alt sektörlere dağılımına bakıldığında ilk 3 sırayı, havacılık-uzay (yüzde 53,02), kara araçları (yüzde 16,06) ve silah/mühimmat/roket/füze (yüzde 11,90) aldı.

 

Savunma sanayinin 2016 hedefleri

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Savunma sanayinde 2016 yılı ciro hedefi 8 milyar dolar, ihracat hedefi ise 2 milyar dolar olarak belirlendi.

Toplantıya konuk olarak katılan Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, sektörün büyümesi için ihracat, lojistik hizmetleri ve kamu alımları olmak üzere 3 alan tespit edildiğini kaydetti.

Türk savunma sanayinin dünya ülkelerinden büyük ilgi gördüğünü kaydeden Bayar, yeni teknoloji ile geliştirilmiş ürünlerin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kullanılması gerektiğine vurgu yaptı. Türkiye’de savunma sanayi alanında önemli bir teknoloji kapasitesi oluştuğunu belirten Müsteşar Bayar, bu durumun ihracata yansıyacağını kaydetti ve “İhracatın devamlılığı açısından güvenilirlik, maliyette etkinlik ve kaliteli üretim çok önemli” ifadesini kullandı.

Lojistik hizmetlerinin geliştirilmesi konusunda Genelkurmay Başkanlığı ile birlikte yapılan çalışmaların belirli bir noktaya ulaştığına da değinen Bayar, silah sisteminin sorumluluğunun bundan sonra, beşikten mezara kadar şirketlerde olacağını kaydetti. Bayar, Savunma Sanayi Müsteşarlığı üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bu yönde hizmet verilmesini de içeren bir model oluşturulacağını vurguladı.

Kamuda birçok birimin ciddi teknolojik projelere yatırım yapmaya başladığını ifade eden Murad Bayar, bu yatırımlarda ağırlı olarak kullanılan dış kaynağın yerini, kazandığı tecrübe ve sahip olduğu teknoloji ile Türk savunma sanayinin alabileceğini bildirdi.

Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Sedat Güldoğan ise Müsteşarlığın 2011-2016 Stratejik Planı çerçevesinde hedeflerin yükseltildiğini belirtti ve 2016 yılı ciro hedefini 8 milyar dolar, ihracat hedefini de 2 milyar dolar olarak açıkladı. Güldoğan, ihracat hedefinin sektörün performansına göre revize edilebileceğini ifade etti.

TOBB Savunma Sanayi Meclisi Başkanı Yılmaz Küçükseyhan da 2011 yılı sektör cirosunun, sivil havacılık rakamlarının da dahil edilmesiyle beraber 4,4 milyar dolara ulaştığını hatırlattı ve alt sektörlerin cirodaki payını yüzde 34,5 elektronik, yüzde 15,96 kara araçları ve yüzde 13,59 havacılık-uzay olarak açıkladı.

Sektörün ihracatı 1 milyar doları aştı

Toplantıda, savunma sanayi ihracatının 1 milyar doları aştığına işaret edilirken, ihracatın yüzde 36,24 oranında Avrupa ülkelerine, yüzde 32,61 oranında Kuzey Amerika’ya ve yüzde 19,08 oranında ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yapıldığına değinildi.

İhracatın alt sektörlere dağılımına bakıldığında ilk 3 sırayı, havacılık-uzay (yüzde 53,02), kara araçları (yüzde 16,06) ve silah/mühimmat/roket/füze (yüzde 11,90) aldı.

 

Yaşargil: Çocukları ‘cep’ten uzak tutun

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Dünyanın en ünlü beyin cerrahlarından olan ve çalışmalarını ABD ile İsviçre’de sürdüren Prof. Dr. Gazi Yaşargil geçen cuma günü Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nde genç meslektaşlarıyla buluştu.

Genç beyin cerrahlarıyla birlikte bir beyin ameliyatına da giren Yaşargil, kanserin sebebinin tam olarak bulunamamasının kendisini mutsuz ettiğini söyledi.

Türk beyin cerrahisinin dünyayı yakaladığını anlatan Yaşargil, “Ben 1960 yılında beyin cerrahisine başladığımda, beyin cerrahı sayısı dünyada 500’dü. Türkiye’de de hiç yoktu. Şimdi Türkiye’de 1400, dünyada 40 bin beyin cerrahı var. Bilgisayar teknolojilerinin ilerlemesi, teşhiste muazzam kolaylıklar getirdi. Hastaya zarar, acı vermeden araştırılabiliyor. Beyin cerrahisinde teşhiste ve tedavide iyiye gidiyoruz” diye konuştu.

Yaşargil, kanser konusunda ise mutsuz olduğunu belirterek şunları söyledi: “Ama beni hala memnun etmeyen durum şu. Kanserin ne olduğunu hâlâ bilmiyoruz. Kanserin sebebi henüz tam bulunamadı. Bütün kanserlerin nedenini bilmiyoruz. Benim bildiğim beyin kanseri başka tarafa sıçramıyor, beyinde kalıyor. Kanserin nedeninin bulunması benim için çok önemli.”Gazi Yaşargil meslektaşlarıyla gerçekleştirdiği buluşmada çok sık paylaşılan tarihi bir anekdotla ilgili de düzeltme yaptı. “Can Yücel yerine bana burs verildiği çok söyleniyor” diyen Yaşargil şöyle devam etti:

“Ama ne bana burs verildi ne de Can’a. Hasan Ali Yücel, Temmuz 1943’te yanıma gelerek ‘Gazi Bey, Can bana söyledi Viyana’ya gitmeye karar vermişsiniz. Ben de Can’ı İngiltere’ye göndereceğim. Lütfen onu ikna edin’ dedi. Ben de ikna ettim, yol gösterdim sadece. Ama ikimize de burs verilmedi. İkimizde ailemizin imkânlarıyla yurtdışına çıktık. Can çok iyi arkadaşımdı.”

‘KOCA BEYİN AŞIK OLUNCA ŞAŞIRIYIOR’

Her insanın beyninin 150-200 odacıktan oluştuğunu ve her odacığın başka düşünceler ürettiğini anlatan Yaşargil şöyle devam etti:

“Beyin hastalıkları da bir odayı vuruyor. Geri kalanı yerinde duruyor. Beyin hem uzayı algılamaya çalışıyor hem de atomu parçalamaya çalışıyor. Her kararımızı yüzde 51 ile veririz. Sadece aşık olduğumuz zaman yüzde 100 karar veririz. Yani kimyevi anlaşma. Bazen bir bakış, şimşek çakar. O zaman nasıl oluyor ki koca beyin, yüz milyar hücre birden şaşırıveriyor. İnsan her şeyi unutuyor. Bir hücre gidiyor milyarlarca hücre arkasından gidiyor.”

CEP TELEFONU KULLANMIYOR

Cep telefonlarının beyne etkisi konusunda henüz kesin bir çalışmanın olmadığını da belirten Yaşargil, cep telefonu kullanmadığını ve cep telefonlarının çocuklardan uzak tutulması gerektiğini söyledi.

Yaşargil, çevre kirliliğinin genlerimizi olumsuz etkileyeceği uyarısında da bulundu.

 

Yaşargil: Çocukları ‘cep’ten uzak tutun

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Dünyanın en ünlü beyin cerrahlarından olan ve çalışmalarını ABD ile İsviçre’de sürdüren Prof. Dr. Gazi Yaşargil geçen cuma günü Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nde genç meslektaşlarıyla buluştu.

Genç beyin cerrahlarıyla birlikte bir beyin ameliyatına da giren Yaşargil, kanserin sebebinin tam olarak bulunamamasının kendisini mutsuz ettiğini söyledi.

Türk beyin cerrahisinin dünyayı yakaladığını anlatan Yaşargil, “Ben 1960 yılında beyin cerrahisine başladığımda, beyin cerrahı sayısı dünyada 500’dü. Türkiye’de de hiç yoktu. Şimdi Türkiye’de 1400, dünyada 40 bin beyin cerrahı var. Bilgisayar teknolojilerinin ilerlemesi, teşhiste muazzam kolaylıklar getirdi. Hastaya zarar, acı vermeden araştırılabiliyor. Beyin cerrahisinde teşhiste ve tedavide iyiye gidiyoruz” diye konuştu.

Yaşargil, kanser konusunda ise mutsuz olduğunu belirterek şunları söyledi: “Ama beni hala memnun etmeyen durum şu. Kanserin ne olduğunu hâlâ bilmiyoruz. Kanserin sebebi henüz tam bulunamadı. Bütün kanserlerin nedenini bilmiyoruz. Benim bildiğim beyin kanseri başka tarafa sıçramıyor, beyinde kalıyor. Kanserin nedeninin bulunması benim için çok önemli.”Gazi Yaşargil meslektaşlarıyla gerçekleştirdiği buluşmada çok sık paylaşılan tarihi bir anekdotla ilgili de düzeltme yaptı. “Can Yücel yerine bana burs verildiği çok söyleniyor” diyen Yaşargil şöyle devam etti:

“Ama ne bana burs verildi ne de Can’a. Hasan Ali Yücel, Temmuz 1943’te yanıma gelerek ‘Gazi Bey, Can bana söyledi Viyana’ya gitmeye karar vermişsiniz. Ben de Can’ı İngiltere’ye göndereceğim. Lütfen onu ikna edin’ dedi. Ben de ikna ettim, yol gösterdim sadece. Ama ikimize de burs verilmedi. İkimizde ailemizin imkânlarıyla yurtdışına çıktık. Can çok iyi arkadaşımdı.”

‘KOCA BEYİN AŞIK OLUNCA ŞAŞIRIYIOR’

Her insanın beyninin 150-200 odacıktan oluştuğunu ve her odacığın başka düşünceler ürettiğini anlatan Yaşargil şöyle devam etti:

“Beyin hastalıkları da bir odayı vuruyor. Geri kalanı yerinde duruyor. Beyin hem uzayı algılamaya çalışıyor hem de atomu parçalamaya çalışıyor. Her kararımızı yüzde 51 ile veririz. Sadece aşık olduğumuz zaman yüzde 100 karar veririz. Yani kimyevi anlaşma. Bazen bir bakış, şimşek çakar. O zaman nasıl oluyor ki koca beyin, yüz milyar hücre birden şaşırıveriyor. İnsan her şeyi unutuyor. Bir hücre gidiyor milyarlarca hücre arkasından gidiyor.”

CEP TELEFONU KULLANMIYOR

Cep telefonlarının beyne etkisi konusunda henüz kesin bir çalışmanın olmadığını da belirten Yaşargil, cep telefonu kullanmadığını ve cep telefonlarının çocuklardan uzak tutulması gerektiğini söyledi.

Yaşargil, çevre kirliliğinin genlerimizi olumsuz etkileyeceği uyarısında da bulundu.

 

İhracatta Japon rüzgarı esti yüzde 20 arttı

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Japon perakende zinciri Aeon’un Türkiye’den yaptığı alımlar sayesinde bu ülkeye yapılan ihracatın, bu yılın ilk 5 ayında yüzde 20 arttığı bildirildi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Eli Alharal,  yaptığı açıklamada, Japonya’nın dünyanın en büyük pazarlarından biri olmasına rağmen Türkiye’nin bu pazardan pay alamadığını, geçmişte orkinos ve bazı gıda ürünleriyle kısıtlı kalan ihracatı hak edilen seviyeye getirmek için uzun bir süredir çaba gösterdiklerini ifade etti.

Japon pazarında yer bulmanın uzun soluklu çaba gerektirdiğini, bazı sektörlerde tanıtım çalışmaları yapıldığını, son 2 yılda da Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın önderliğinde büyük Japon şirketleriyle temasa geçtiklerini anlatan Alharal, şunları kaydetti:

”Aeon, 59 milyar cirosuyla Japonya’nın en büyük perakende zinciri. Bu ülkeye ihracatımızın artması da Aeon marketlerinde yer bulmaktan geçiyordu. Bakan Çağlayan ile 2 yıl önce Aeon Başkanı Motoya Okada ile görüştük. Bakan Çağlayan, Türkiye ile Japonya arasındaki dış ticaret dengesinde Türkiye aleyhine büyük bir açık bulunduğunu, Türk mallarına daha fazla ilgi gösterilmesi gerektiğini belirtti. Bu görüşme sonrası Okada, Türkiye pazarıyla özel olarak ilgilenmeye başladı. Aeon’dan gelen alım heyetleri İzmir ve İstanbul’da görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler hemen neticesini gösterdi. Özellikle tekstil-konfeksiyon, deri, kuru meyve, fındık ve zeytinyağı ihracatında önemli artışlar yakalandı. Tabi bu daha başlangıç. Aeon ile tanışma safhasını yeni tamamladık.”

”Yüzde 100 artış kimseyi şaşırtmasın”

Alharal, Japon işadamı Okada’nın son olarak 22 Haziran’da Türkiye’ye gelerek çeşitli sektörlerden temsilcilerle toplantı düzenlediğini, bu görüşmede ihracatın daha fazla artması konusunda kararlar alındığını ifade ederek, şöyle devam etti:

”Dünyanın en büyük gruplarından biri olan Aeon’un Başkanı Bay Okada’nın Türkiye ile özel olarak ilgilenmesi bizi çok umutlandırdı. Yaptığımız toplantıda daha fazla ticaretin önündeki engelleri ve yapılması gerekenleri tek tek ele aldık. Kuru meyvede, Japon damak tadının farklı olması nedeniyle ürünlerin tanıtımına ihtiyaç vardı. Bize mağazalarda tanıtım ve tadım günleri düzenlenmesi konusunda destek verdi. Konfeksiyonda yüksek kalitede kreasyonların hazırlanması konusunda önerilerde bulundu. İhracatımız yüzde 20 artış gösterdi, ancak kısa zamanda yüzde 100’ler oranında artarsa kimse şaşırmasın.”

Eli Alharal, Aeon’da Türk markalarının satılmaya başlaması sonrası Japonya’nın diğer perakende gruplarının da Türkiye’ye alım heyetleri göndermeye başladığını kaydetti.

Hazır giyim sektörü, Japon pazarından umutlu

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Kızılgüneşler de Aeon’un yanı sıra son 1 yılda çok sayıda Japon firmanın bulunduğu alım heyetinin Türk firmalarıyla görüştüğünü, yapılan bağlantılar sonucu ilk ürünlerin sevkıyatlarının yapılmaya başlandığını ifade etti.

Bir çok Türk firmasının Japon alıcıların beklediği kalite standardında üretim yapabilecek yeteneğe sahip olduğu belirten Kızılgüneşler, ”Krizle birlikte daralan Avrupa’ya alternatif olarak yeni pazar yaratmamız gerekiyordu. Konfeksiyonda fiyat skalası nedeniyle bizim ürünlerimizi alabilecek çok fazla pazar yok. Japonya’da başladığımız çalışmalardan çok olumlu neticeler alıyoruz” dedi.

Kızılgüneşler, Japonya’da Türkiye’ye karşı var olan olumlu imajın da ticarete olumlu etkisinin bulunduğuna dikkat çekerek, Avrupa modasını yakından takip eden Japon tüketici için bu trende uygun ve yüksek kalitede iş çıkaran Türk hazır giyim markalarının tercih sebebi olacağına inandıklarını ve halen hazır giyimde 1 milyon 300 bin dolar seviyesinde olan ihracatın 50-60 katlık bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.

TİM rakamlarına göre, Türkiye’den Japonya’ya 2011’in 5 aylık döneminde 113 milyon dolar olan ihracat, bu yılın aynı döneminde yüzde 20 artışla 136 milyon dolar olarak gerçekleşti.

İhracatta Japon rüzgarı esti yüzde 20 arttı

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Japon perakende zinciri Aeon’un Türkiye’den yaptığı alımlar sayesinde bu ülkeye yapılan ihracatın, bu yılın ilk 5 ayında yüzde 20 arttığı bildirildi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkan Vekili Eli Alharal,  yaptığı açıklamada, Japonya’nın dünyanın en büyük pazarlarından biri olmasına rağmen Türkiye’nin bu pazardan pay alamadığını, geçmişte orkinos ve bazı gıda ürünleriyle kısıtlı kalan ihracatı hak edilen seviyeye getirmek için uzun bir süredir çaba gösterdiklerini ifade etti.

Japon pazarında yer bulmanın uzun soluklu çaba gerektirdiğini, bazı sektörlerde tanıtım çalışmaları yapıldığını, son 2 yılda da Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın önderliğinde büyük Japon şirketleriyle temasa geçtiklerini anlatan Alharal, şunları kaydetti:

”Aeon, 59 milyar cirosuyla Japonya’nın en büyük perakende zinciri. Bu ülkeye ihracatımızın artması da Aeon marketlerinde yer bulmaktan geçiyordu. Bakan Çağlayan ile 2 yıl önce Aeon Başkanı Motoya Okada ile görüştük. Bakan Çağlayan, Türkiye ile Japonya arasındaki dış ticaret dengesinde Türkiye aleyhine büyük bir açık bulunduğunu, Türk mallarına daha fazla ilgi gösterilmesi gerektiğini belirtti. Bu görüşme sonrası Okada, Türkiye pazarıyla özel olarak ilgilenmeye başladı. Aeon’dan gelen alım heyetleri İzmir ve İstanbul’da görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler hemen neticesini gösterdi. Özellikle tekstil-konfeksiyon, deri, kuru meyve, fındık ve zeytinyağı ihracatında önemli artışlar yakalandı. Tabi bu daha başlangıç. Aeon ile tanışma safhasını yeni tamamladık.”

”Yüzde 100 artış kimseyi şaşırtmasın”

Alharal, Japon işadamı Okada’nın son olarak 22 Haziran’da Türkiye’ye gelerek çeşitli sektörlerden temsilcilerle toplantı düzenlediğini, bu görüşmede ihracatın daha fazla artması konusunda kararlar alındığını ifade ederek, şöyle devam etti:

”Dünyanın en büyük gruplarından biri olan Aeon’un Başkanı Bay Okada’nın Türkiye ile özel olarak ilgilenmesi bizi çok umutlandırdı. Yaptığımız toplantıda daha fazla ticaretin önündeki engelleri ve yapılması gerekenleri tek tek ele aldık. Kuru meyvede, Japon damak tadının farklı olması nedeniyle ürünlerin tanıtımına ihtiyaç vardı. Bize mağazalarda tanıtım ve tadım günleri düzenlenmesi konusunda destek verdi. Konfeksiyonda yüksek kalitede kreasyonların hazırlanması konusunda önerilerde bulundu. İhracatımız yüzde 20 artış gösterdi, ancak kısa zamanda yüzde 100’ler oranında artarsa kimse şaşırmasın.”

Eli Alharal, Aeon’da Türk markalarının satılmaya başlaması sonrası Japonya’nın diğer perakende gruplarının da Türkiye’ye alım heyetleri göndermeye başladığını kaydetti.

Hazır giyim sektörü, Japon pazarından umutlu

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Kızılgüneşler de Aeon’un yanı sıra son 1 yılda çok sayıda Japon firmanın bulunduğu alım heyetinin Türk firmalarıyla görüştüğünü, yapılan bağlantılar sonucu ilk ürünlerin sevkıyatlarının yapılmaya başlandığını ifade etti.

Bir çok Türk firmasının Japon alıcıların beklediği kalite standardında üretim yapabilecek yeteneğe sahip olduğu belirten Kızılgüneşler, ”Krizle birlikte daralan Avrupa’ya alternatif olarak yeni pazar yaratmamız gerekiyordu. Konfeksiyonda fiyat skalası nedeniyle bizim ürünlerimizi alabilecek çok fazla pazar yok. Japonya’da başladığımız çalışmalardan çok olumlu neticeler alıyoruz” dedi.

Kızılgüneşler, Japonya’da Türkiye’ye karşı var olan olumlu imajın da ticarete olumlu etkisinin bulunduğuna dikkat çekerek, Avrupa modasını yakından takip eden Japon tüketici için bu trende uygun ve yüksek kalitede iş çıkaran Türk hazır giyim markalarının tercih sebebi olacağına inandıklarını ve halen hazır giyimde 1 milyon 300 bin dolar seviyesinde olan ihracatın 50-60 katlık bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.

TİM rakamlarına göre, Türkiye’den Japonya’ya 2011’in 5 aylık döneminde 113 milyon dolar olan ihracat, bu yılın aynı döneminde yüzde 20 artışla 136 milyon dolar olarak gerçekleşti.

TOKİ Turkuaz’da son 8 daire!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Gelen yoğun talep ile son 8 dairenin kaldığı proje de geri sayım başlarken yetkiler zam yapmaktan vazgeçti. TOKİ sağlamlığı ve güvencesi ile daire sahibi olmak isteyenlerin tüm beklentilerini karşılayan proje son şanslı 8 sahibini bekliyor.

Ankara Eskişehir yolunda ki Toki Turkuaz Polsan evleri ulaşım kolaylığı ile de vazgeçilmezliğini korurken yeşil alanları, çocuk oyun sahaları, otoparkları, çardakları ve insanın huzur bulacağı imar uygulamaları ile büyük beğeni topluyor.

TOKİ Turkuaz Polsan evleri 10 bin peşin 650 TL taksitten başlayan ödemeler ile kira öder gibi ev sahibi yapmaktadır. Evleri’nin tamamı oturuma hazır olup peşin ödeme yapmak isteyenlere ise %30’ a varan indirim uygulamaktadır.

Kalan konutların fiyat bilgisi ve listesi için Turkuaz Vadisi Ofis iletişim: 0312 237 23 25 numaralı telefondan bilgi alabilirsiniz.

http://www.toki.gov.tr

TOKİ Turkuaz’da son 8 daire!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Gelen yoğun talep ile son 8 dairenin kaldığı proje de geri sayım başlarken yetkiler zam yapmaktan vazgeçti. TOKİ sağlamlığı ve güvencesi ile daire sahibi olmak isteyenlerin tüm beklentilerini karşılayan proje son şanslı 8 sahibini bekliyor.

Ankara Eskişehir yolunda ki Toki Turkuaz Polsan evleri ulaşım kolaylığı ile de vazgeçilmezliğini korurken yeşil alanları, çocuk oyun sahaları, otoparkları, çardakları ve insanın huzur bulacağı imar uygulamaları ile büyük beğeni topluyor.

TOKİ Turkuaz Polsan evleri 10 bin peşin 650 TL taksitten başlayan ödemeler ile kira öder gibi ev sahibi yapmaktadır. Evleri’nin tamamı oturuma hazır olup peşin ödeme yapmak isteyenlere ise %30’ a varan indirim uygulamaktadır.

Kalan konutların fiyat bilgisi ve listesi için Turkuaz Vadisi Ofis iletişim: 0312 237 23 25 numaralı telefondan bilgi alabilirsiniz.

http://www.toki.gov.tr

Çağlayan: İhracat karnemiz pekiyi ile dolu

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa’daki krizi, Suriye’yi ve Arap Baharı nedeniyle Ortadoğu ülkelerinde yaşananları tribünden izlemediklerini belirterek, ”İhracatçılarımızla, Suudi Arabistan Çölleri’ni, Çin Seddi’ni aştık, Venezüella’dan, Sudan’a pazar pazar dolaşarak, rekorları kırdık” dedi.

Çağlayan, yaptığı yazılı açıklamada ihracat rakamlarını değerlendirdi.

İhracatın 73 milyar dolara ulaştığına ve yılın ilk yarısındaki ihracat artışının 7,4 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Çağlayan, bu artışın, Avrupa ülkelerinde yaşanan krize rağmen gerçekleştiğini kaydetti.

Çağlayan, Avrupa’daki krizi, Suriye’yi ve Arap Baharı nedeniyle Ortadoğu ülkelerinde yaşananları tribünden izlemediklerini belirterek, ”İhracatçılarımızla, Suudi Arabistan Çölleri’ni, Çin Seddi’ni aştık, Venezüella’dan, Sudan’a pazar pazar dolaşarak, rekorları kırdık. İhracatçılarımızla yılın ilk yarısında yakaladığımız bu başarıya şapka çıkarılması gerekir” dedi.

Verilere göre Avrupa Birliği’nin 2012 yılının ilk yarısında ihracattaki payının yüzde 40,2 seviyesinde olduğuna işaret eden Çağlayan, 73 milyar dolar ihracatın 29,4 milyar dolarının AB ülkelerine, geçen yılın ilk altı ayında gerçekleştirilen 65,6 milyar dolarlık ihracatın ise 31,6 milyar dolarlık kısmının AB ülkelerine yapıldığını kaydetti.

Çağlayan, AB üyesi ülkelere yapılan ihracatın yılın ilk yarısı itibariyle yaklaşık 2,5 milyar dolar azalmasına rağmen ihracat artışının 7,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini belirterek, derin ekonomik sorunların yaşandığı bu bölgedeki ülkelere ihracatın aynı seviyede kalması durumunda ihracat artışının yaklaşık 10 milyar dolar olacağını bildirdi.

Haziran ayında Suudi Arabistan’a 461 milyon dolarlık, Çin’e 251 milyon dolarlık Venezüella’ya 63 milyon dolarlık, Sudan’a 36 milyon dolarlık ihracatla bu ülkelere aylık bazda rekor ihracat gerçekleştiğini ifade eden Çağlayan, ”Bunlar Türk girişimcisinin gelişmeler karşısında kendini uyarladığının esnekliğinin bir göstergesidir” dedi.

”Karnemiz pekiyilerle dolu”

Açıklamada, ”İhracatta yılın ilk yarı karnemiz, pekiyilerle dolu ve takdirname getirir” ifadesini kullanan Çağlayan, şunları kaydetti:

”2012 ilk yarısında Sakarya ilimizin de katılımıyla 10 ilimiz 1 milyar dolar üzerinde ihracat gerçekleştirmiştir. 2011 genelinde 15 ilimiz, 1 milyar doların üzerinde ihracat performansı göstermişken bu sayının 2012 yılında 20’ye yakın olacağı tahmin edilmektedir. Sanayi ve üretim desenimizin değişmesi için uyguladığımız teşvik politikalarımız üretim ve ihracatın Anadolu’ya yaygın hale gelmesini de hedeflemektedir. Teşvik sisteminin sonuçlarını önümüzdeki yıllarda ihracat başta olmak üzere bütün ekonomik göstergelerde açık bir şekilde görülebilecektir. 2012 yılı Haziran ayı ihracatımız 2011 yılının aynı ayına göre yüzde 3,6 oranında artarak 11 milyar 841 milyon dolar oldu. 2012 Haziran döneminde gerçekleştirilen 11 milyar 841 milyon dolarlık seviye şimdiye kadarki Haziran ayları içindeki en yüksek seviyedir. Bu ihracat rakamına son aylarda İran’a 1 milyar doların üzerinde yapılan altın ihracatının da eklenmesi durumunda en yüksek aylık ihracatlardan biri eklenmiş olabilecektir.”

Bakan Çağlayan, TÜİK verilerinin Temmuz ayı sonunda açıklandığında ihracatın Haziran’da 13 milyar doları aşacağına inandığını ifade ederek, 2011 Temmuz-2012 Mayıs dönemi TÜİK ve 2012 yılı Haziran ayı TİM ihracat rakamlarına göre son 12 ayda ihracatın 142,3 milyar dolara ulaştığını hatırlattı.

Bu yılın ilk altı aylık ihracat rakamının orta vadeli program hedefinin aşılacağının bir göstergesi olduğunu belirten Çağlayan, ”Son 12 aylık ihracatımız 142,3 milyar dolar oldu. Orta Vadeli Program hedefimiz 14,5 milyar dolar. Bu nedenle, ihracatta, yatırımda, büyümede, istihdam da ‘Durmak yok, yola devam’ diyoruz” ifadesini kullandı.

Çağlayan: İhracat karnemiz pekiyi ile dolu

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa’daki krizi, Suriye’yi ve Arap Baharı nedeniyle Ortadoğu ülkelerinde yaşananları tribünden izlemediklerini belirterek, ”İhracatçılarımızla, Suudi Arabistan Çölleri’ni, Çin Seddi’ni aştık, Venezüella’dan, Sudan’a pazar pazar dolaşarak, rekorları kırdık” dedi.

Çağlayan, yaptığı yazılı açıklamada ihracat rakamlarını değerlendirdi.

İhracatın 73 milyar dolara ulaştığına ve yılın ilk yarısındaki ihracat artışının 7,4 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Çağlayan, bu artışın, Avrupa ülkelerinde yaşanan krize rağmen gerçekleştiğini kaydetti.

Çağlayan, Avrupa’daki krizi, Suriye’yi ve Arap Baharı nedeniyle Ortadoğu ülkelerinde yaşananları tribünden izlemediklerini belirterek, ”İhracatçılarımızla, Suudi Arabistan Çölleri’ni, Çin Seddi’ni aştık, Venezüella’dan, Sudan’a pazar pazar dolaşarak, rekorları kırdık. İhracatçılarımızla yılın ilk yarısında yakaladığımız bu başarıya şapka çıkarılması gerekir” dedi.

Verilere göre Avrupa Birliği’nin 2012 yılının ilk yarısında ihracattaki payının yüzde 40,2 seviyesinde olduğuna işaret eden Çağlayan, 73 milyar dolar ihracatın 29,4 milyar dolarının AB ülkelerine, geçen yılın ilk altı ayında gerçekleştirilen 65,6 milyar dolarlık ihracatın ise 31,6 milyar dolarlık kısmının AB ülkelerine yapıldığını kaydetti.

Çağlayan, AB üyesi ülkelere yapılan ihracatın yılın ilk yarısı itibariyle yaklaşık 2,5 milyar dolar azalmasına rağmen ihracat artışının 7,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini belirterek, derin ekonomik sorunların yaşandığı bu bölgedeki ülkelere ihracatın aynı seviyede kalması durumunda ihracat artışının yaklaşık 10 milyar dolar olacağını bildirdi.

Haziran ayında Suudi Arabistan’a 461 milyon dolarlık, Çin’e 251 milyon dolarlık Venezüella’ya 63 milyon dolarlık, Sudan’a 36 milyon dolarlık ihracatla bu ülkelere aylık bazda rekor ihracat gerçekleştiğini ifade eden Çağlayan, ”Bunlar Türk girişimcisinin gelişmeler karşısında kendini uyarladığının esnekliğinin bir göstergesidir” dedi.

”Karnemiz pekiyilerle dolu”

Açıklamada, ”İhracatta yılın ilk yarı karnemiz, pekiyilerle dolu ve takdirname getirir” ifadesini kullanan Çağlayan, şunları kaydetti:

”2012 ilk yarısında Sakarya ilimizin de katılımıyla 10 ilimiz 1 milyar dolar üzerinde ihracat gerçekleştirmiştir. 2011 genelinde 15 ilimiz, 1 milyar doların üzerinde ihracat performansı göstermişken bu sayının 2012 yılında 20’ye yakın olacağı tahmin edilmektedir. Sanayi ve üretim desenimizin değişmesi için uyguladığımız teşvik politikalarımız üretim ve ihracatın Anadolu’ya yaygın hale gelmesini de hedeflemektedir. Teşvik sisteminin sonuçlarını önümüzdeki yıllarda ihracat başta olmak üzere bütün ekonomik göstergelerde açık bir şekilde görülebilecektir. 2012 yılı Haziran ayı ihracatımız 2011 yılının aynı ayına göre yüzde 3,6 oranında artarak 11 milyar 841 milyon dolar oldu. 2012 Haziran döneminde gerçekleştirilen 11 milyar 841 milyon dolarlık seviye şimdiye kadarki Haziran ayları içindeki en yüksek seviyedir. Bu ihracat rakamına son aylarda İran’a 1 milyar doların üzerinde yapılan altın ihracatının da eklenmesi durumunda en yüksek aylık ihracatlardan biri eklenmiş olabilecektir.”

Bakan Çağlayan, TÜİK verilerinin Temmuz ayı sonunda açıklandığında ihracatın Haziran’da 13 milyar doları aşacağına inandığını ifade ederek, 2011 Temmuz-2012 Mayıs dönemi TÜİK ve 2012 yılı Haziran ayı TİM ihracat rakamlarına göre son 12 ayda ihracatın 142,3 milyar dolara ulaştığını hatırlattı.

Bu yılın ilk altı aylık ihracat rakamının orta vadeli program hedefinin aşılacağının bir göstergesi olduğunu belirten Çağlayan, ”Son 12 aylık ihracatımız 142,3 milyar dolar oldu. Orta Vadeli Program hedefimiz 14,5 milyar dolar. Bu nedenle, ihracatta, yatırımda, büyümede, istihdam da ‘Durmak yok, yola devam’ diyoruz” ifadesini kullandı.

Bağ-Kur’a prim borcu olanlar dikkat

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Sosyal Güvenlik Kurumu; 6111 Sayılı Kanun’a göre, prim borcundan dolayı yapılandırma talebinde bulunup ödeyemediği için yapılandırması bozulan vatandaşların yeniden bu borçlarını ödeyebilmeleri için genelge yayımlandı.

Takvim’in haberine göre, prim borçluları eğer borçlarını öderlerse yapılandırmaları devam edebilecek. Prim affından yararlanmış ancak ödenmesi gereken tutarları süresinde ödeyemeyerek yapılandırması bozulan vatandaşların, yatıramadıkları tutarları gecikme zammı ile birlikte ödemek şartı ile en geç 1 Ekim 2012 tarihine kadar dilekçeyle bağlı bulundukları il veya merkez müdürlüklerine başvurmaları gerekiyor.

Bağ-Kur’a prim borcu olanlar dikkat

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Sosyal Güvenlik Kurumu; 6111 Sayılı Kanun’a göre, prim borcundan dolayı yapılandırma talebinde bulunup ödeyemediği için yapılandırması bozulan vatandaşların yeniden bu borçlarını ödeyebilmeleri için genelge yayımlandı.

Takvim’in haberine göre, prim borçluları eğer borçlarını öderlerse yapılandırmaları devam edebilecek. Prim affından yararlanmış ancak ödenmesi gereken tutarları süresinde ödeyemeyerek yapılandırması bozulan vatandaşların, yatıramadıkları tutarları gecikme zammı ile birlikte ödemek şartı ile en geç 1 Ekim 2012 tarihine kadar dilekçeyle bağlı bulundukları il veya merkez müdürlüklerine başvurmaları gerekiyor.

Akdeniz Güvenlik, ‘Özel Koruma’ köyü kurdu

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Yasemin Salih’in haberi

Halka açılan ilk güvenlik şirketi Akdeniz Güvenlik, 3 Temmuz’da İMKB’de gong çalacak. 10.90 TL fiyatla hisseleri satışa çıkacak şirket, buradan kazanacağı geliri yine güvenlik sektöründeki yatırımları için kullanmayı planlıyor.

2012’nin ilk altı ayında yılın tamamı için hedeflenen rakamlara ulaştıklarını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Necmeddin Şimşek, ilk altı ayda geçen yıla göre yüzde 50 oranında büyüdüklerini söylüyor.

Burdur’dan İstanbul’a gelerek temizlik sektöründe iş hayatına atılan Şimşek için yüzde 50’lik büyüme oranı çok şaşırtıcı değil. 2001’de temizlik şirketinin yanına güvenlik hizmetlerini de ekleyen işadamı, 2004’te sektör yasal düzenlemeye kavuştuğundan bu yana böyle yüksek büyüme oranlarına alışkın.

Zira her yıl yılda en az yüzde 39’luk oranlarda büyüyerek bugünlere geldiklerini anlatıyor. Birkaç gün sonra yüzde 12.3’ü halka açılacak şirkette iş ortaklarıyla birlikte 7 bin 369 kişi görev yapıyor.

BAĞDAT’I TEMİZLİYOR

Dünyada 150 yıllık global güvenlik şirketleri olduğuna dikkat çeken Necmeddin Şimşek’in hedefi Akdeniz Güvenlik’i özellikle Ortadoğu coğrafyasında büyütmek. Bunun ilk adımı ise temizlik sektöründe atılmış. Şirket şu anda Bağdat yönetimiyle yaptığı 50 milyonluk sözleşmeyle üç ilçenin temizlik hizmetini gerçekleştiriyor.

VIP EĞİTİM KÖYÜ

Şimşek’in hayali olan bir yatırım var. Türkiye’de bin dönümlük bir arazide VIP eğitim köyü kuracak. 2013’te başlanacak proje için Anadolu’da havalimanlarına yakın bir arazi baktığını anlatan Şimşek, projesini şöyle anlatıyor:

“Bu dev arazide atış poligonları da olacak, yakın dövüş eğitimleri de. Balkanlar ve Ortadoğu’da ciddi bir yakın koruma ihtiyacı var ancak eleman yetersiz. Bizden talep ediyorlar. Biz bu ihtiyacı ortadan kaldıracağız. Eğitmenlerimiz emekli asker ve polisler olacak. Aynı anda 200 kişiyi eğitecek bir kapasitesi olacak. Bu köyde aynı zamanda tarım da yapılacak.”

6 MİLYAR TL’LİK GÜVENLİK PAZARI

Türkiye’de güvenlik pazarının büyüklüğü 6 milyar lira olarak tahmin ediliyor. Bin 430 şirketin rekabet ettiği pazarda 885 bin güvenlik sertifikasına sahip eleman bulunuyor ancak bunların 410 bini istihdam ediliyor. Necmeddin Şimşek, Akdeniz Güvenlik’in 200 milyon liralık cirosuyla pazarda yüzde 3.5’lik paya sahip olduğunu belirtti.

ÇEŞME’DE TATİL KÖYÜ

Çatısı altında altı şirket olan grup temizlik ve güvenlik amiral gemileri olmak üzere, madencilik, turizm, gayrimenkul ve gıda alanlarında da faaliyet gösteriyor. Şimşek, 2004’te Çeşme’deki Family Otel’i alarak turizm sektörüne girdiklerini ifade etti.

Akdeniz Güvenlik, ‘Özel Koruma’ köyü kurdu

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Yasemin Salih’in haberi

Halka açılan ilk güvenlik şirketi Akdeniz Güvenlik, 3 Temmuz’da İMKB’de gong çalacak. 10.90 TL fiyatla hisseleri satışa çıkacak şirket, buradan kazanacağı geliri yine güvenlik sektöründeki yatırımları için kullanmayı planlıyor.

2012’nin ilk altı ayında yılın tamamı için hedeflenen rakamlara ulaştıklarını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Necmeddin Şimşek, ilk altı ayda geçen yıla göre yüzde 50 oranında büyüdüklerini söylüyor.

Burdur’dan İstanbul’a gelerek temizlik sektöründe iş hayatına atılan Şimşek için yüzde 50’lik büyüme oranı çok şaşırtıcı değil. 2001’de temizlik şirketinin yanına güvenlik hizmetlerini de ekleyen işadamı, 2004’te sektör yasal düzenlemeye kavuştuğundan bu yana böyle yüksek büyüme oranlarına alışkın.

Zira her yıl yılda en az yüzde 39’luk oranlarda büyüyerek bugünlere geldiklerini anlatıyor. Birkaç gün sonra yüzde 12.3’ü halka açılacak şirkette iş ortaklarıyla birlikte 7 bin 369 kişi görev yapıyor.

BAĞDAT’I TEMİZLİYOR

Dünyada 150 yıllık global güvenlik şirketleri olduğuna dikkat çeken Necmeddin Şimşek’in hedefi Akdeniz Güvenlik’i özellikle Ortadoğu coğrafyasında büyütmek. Bunun ilk adımı ise temizlik sektöründe atılmış. Şirket şu anda Bağdat yönetimiyle yaptığı 50 milyonluk sözleşmeyle üç ilçenin temizlik hizmetini gerçekleştiriyor.

VIP EĞİTİM KÖYÜ

Şimşek’in hayali olan bir yatırım var. Türkiye’de bin dönümlük bir arazide VIP eğitim köyü kuracak. 2013’te başlanacak proje için Anadolu’da havalimanlarına yakın bir arazi baktığını anlatan Şimşek, projesini şöyle anlatıyor:

“Bu dev arazide atış poligonları da olacak, yakın dövüş eğitimleri de. Balkanlar ve Ortadoğu’da ciddi bir yakın koruma ihtiyacı var ancak eleman yetersiz. Bizden talep ediyorlar. Biz bu ihtiyacı ortadan kaldıracağız. Eğitmenlerimiz emekli asker ve polisler olacak. Aynı anda 200 kişiyi eğitecek bir kapasitesi olacak. Bu köyde aynı zamanda tarım da yapılacak.”

6 MİLYAR TL’LİK GÜVENLİK PAZARI

Türkiye’de güvenlik pazarının büyüklüğü 6 milyar lira olarak tahmin ediliyor. Bin 430 şirketin rekabet ettiği pazarda 885 bin güvenlik sertifikasına sahip eleman bulunuyor ancak bunların 410 bini istihdam ediliyor. Necmeddin Şimşek, Akdeniz Güvenlik’in 200 milyon liralık cirosuyla pazarda yüzde 3.5’lik paya sahip olduğunu belirtti.

ÇEŞME’DE TATİL KÖYÜ

Çatısı altında altı şirket olan grup temizlik ve güvenlik amiral gemileri olmak üzere, madencilik, turizm, gayrimenkul ve gıda alanlarında da faaliyet gösteriyor. Şimşek, 2004’te Çeşme’deki Family Otel’i alarak turizm sektörüne girdiklerini ifade etti.

Kriz vurdu 600 bin gurbetçi emeklilik için geldi

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Hazal Ateş’in haberi

Avrupa’daki kriz 5.5 milyon gurbetçi Türk vatandaşının gözünü yurda çevirdi. Emekli olmak için Sosyal Güvenlik Kurumu’na 600 bin gurbetçi vatandaş başvuru yaparken mayıs itibariyle 307 bin gurbetçiye emekli aylığı bağlandı

Eskiden yaşadıkları ülkede emekli olmak için çabalayan gurbetçiler yönünü Türkiye’ye de çevirdi. Mayıs ayı itibariyle Türkiye’den emekli olmak için yapılan başvuru sayısı 600 bine ulaştı, 307 bin gurbetçiye aylık bağlandı. Ev kadınlığıyla geçen sürenin karşılığında borçlanarak emekli olma hakkı tanınan binlerce gurbetçi kadın da Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) başvurdu.

YAŞAM BELGESİ İSTENMİYOR

Avrupa Birliği, Euro Bölgesi’nde yaşanan krizden çıkmak için son olarak 120 milyar euro kaynağı seferber ederken, Türkiye’deki büyüme göz kamaştırmaya devam ediyor. SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yurtdışı Hizmetler Daire Başkanlığı verileri Avrupa’nın rüya ülkelerine çalışmaya giden gurbetçiler in emeklilik için Türkiye’ye koştuğunu ortaya koydu.

Yurtdışında emekli olduktan sonra Türkiye’den de emekli olmak için prim yatırması gereken gurbetçiler yakın zamana kadar bu tercihi yapmıyordu. Ancak Avrupa’da ağırlaşan şartlar, sosyal yardımların eski cazibesini yitirmesi gurbetçilerin Türkiye’ye yönelmesini teşvik etti.

Bu gelişmede, Türk sağlık sisteminin avantajları da etkisini gösterdi. SGK Başkanı Fatih Acar, Almanya başta olmak üzere gurbetçilerin hizmet ve emeklilik bilgilerinin elektronik ortamda alınması projesiyle gurbetçilerin emeklilik işlemlerini hızlandıracaklarını söyledi. Acar, “Almanya’dan emekli olup aylıklarını SGK aracılığı ile Türkiye’den alan vatandaşlarımızdan her yıl için yaşam belgesi alınması uygulamasından da vazgeçilecek” dedi.

SAĞLIK CEZBEDİYOR

Gurbetçilerin Türkiye’den emekli olma isteğinde sağlık sistemindeki devrim niteliğindeki gelişmeler de etkili oldu. Avrupa ülkeleri sağlık konusunda kısıtlamalara giderken, Türkiye’de 75 milyon nüfus Genel Sağlık Sigortası kapsamına alındı ve özel hastanelerden yararlanma imkânı getirildi. Bu tabloyu gören gurbetçiler emekli maaşının yanı sıra Türkiye’deki sağlık sisteminden yararlanmak için de memleketinden emekliliği tercih etmeye başladı.

5.5 MİLYON GURBETÇİ VAR

Başta Avrupa olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde 5.5 milyon gurbetçi Türk vatandaşının yaşadığını anımsatan uzmanlar, şu değerlendirmeyi yaptı: “Yurtdışında bulunan veya evvelce bulunmuş olanların sigorta borçlanmaları Yurtdışı Hizmetler Daire Başkanlığı’nca yürütülüyor. Gurbetçiler, ikili sosyal güvenlik anlaşmalarının sağladığı imkanlardan yararlanabiliyorlar. Yaşadıkları ülkenin yanısıra Türkiye’den de emekli aylığı alabilmek için borçlanabiliyorlar. Son dönemdeki başvurularda gözlenen artışta emekli aylığı almak kadar sağlık hizmetlerinden yararlanma isteği de etkili oldu. Kimisi peşin yatırıyor, kimisi de taksitle.”

600 BİNE ULAŞTI

SGK merkez ve taşra birimlerinde son dönemde 566 bin 894 gurbetçi yurtdışı borçlanma işlemi gerçekleştirirken, 306 bin 709 vatandaşa aylık bağlandı. Mayıs 2012 yurtdışı sosyal güvenlik anlaşmalarına göre bağlanan aylıklar da dâhil olmak üzere toplam 370 bin 126 sigortalıya aylık ödeniyor. Bunların 4 bin 223’ü malullük, 304 bin 266’sı yaşlılık, 61 bin 280’i ise ölüm aylığı.

TORBADAN EMEKLİLİK ÇIKTI

Hükümet , 1999-2005 arasında memuriyetten ihraç edilenlere emeklilik imkânı getirdi. Torba Yasa tasarısına eklenen madde ile disiplin cezası ve ihraç edilen memurlara dışarıdan borçlanarak emeklilik haklarını kazanma yolu açılıyor. Açıkta geçen sürelerinin borçlanma primlerini de devlet ödeyecek. Bu personele, açıkta geçen süreleri için borçlanma olanağı getirilmişti. Primlerini ödeyenlerin bu süreleri emeklilikte değerlendirildi.

T.C. KİMLİK UYGULAMASI

Emeklilik başvurularındaki artışla beraber yabancı ülke aylıklarının ödenmesinde T.C. kimlik numarası uygulaması başlatıldığını söyleyen SGK yetkilileri “Aylık alanların hayatta olup olmadıkları kimlik paylaşım sisteminden tespit edilecek. Böylece yaşam belgelerinin gönderilmesi uygulamasına son verilecek.”