Archive for the ‘Genel’ Category

Kriz vurdu 600 bin gurbetçi emeklilik için geldi

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Hazal Ateş’in haberi

Avrupa’daki kriz 5.5 milyon gurbetçi Türk vatandaşının gözünü yurda çevirdi. Emekli olmak için Sosyal Güvenlik Kurumu’na 600 bin gurbetçi vatandaş başvuru yaparken mayıs itibariyle 307 bin gurbetçiye emekli aylığı bağlandı

Eskiden yaşadıkları ülkede emekli olmak için çabalayan gurbetçiler yönünü Türkiye’ye de çevirdi. Mayıs ayı itibariyle Türkiye’den emekli olmak için yapılan başvuru sayısı 600 bine ulaştı, 307 bin gurbetçiye aylık bağlandı. Ev kadınlığıyla geçen sürenin karşılığında borçlanarak emekli olma hakkı tanınan binlerce gurbetçi kadın da Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) başvurdu.

YAŞAM BELGESİ İSTENMİYOR

Avrupa Birliği, Euro Bölgesi’nde yaşanan krizden çıkmak için son olarak 120 milyar euro kaynağı seferber ederken, Türkiye’deki büyüme göz kamaştırmaya devam ediyor. SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yurtdışı Hizmetler Daire Başkanlığı verileri Avrupa’nın rüya ülkelerine çalışmaya giden gurbetçiler in emeklilik için Türkiye’ye koştuğunu ortaya koydu.

Yurtdışında emekli olduktan sonra Türkiye’den de emekli olmak için prim yatırması gereken gurbetçiler yakın zamana kadar bu tercihi yapmıyordu. Ancak Avrupa’da ağırlaşan şartlar, sosyal yardımların eski cazibesini yitirmesi gurbetçilerin Türkiye’ye yönelmesini teşvik etti.

Bu gelişmede, Türk sağlık sisteminin avantajları da etkisini gösterdi. SGK Başkanı Fatih Acar, Almanya başta olmak üzere gurbetçilerin hizmet ve emeklilik bilgilerinin elektronik ortamda alınması projesiyle gurbetçilerin emeklilik işlemlerini hızlandıracaklarını söyledi. Acar, “Almanya’dan emekli olup aylıklarını SGK aracılığı ile Türkiye’den alan vatandaşlarımızdan her yıl için yaşam belgesi alınması uygulamasından da vazgeçilecek” dedi.

SAĞLIK CEZBEDİYOR

Gurbetçilerin Türkiye’den emekli olma isteğinde sağlık sistemindeki devrim niteliğindeki gelişmeler de etkili oldu. Avrupa ülkeleri sağlık konusunda kısıtlamalara giderken, Türkiye’de 75 milyon nüfus Genel Sağlık Sigortası kapsamına alındı ve özel hastanelerden yararlanma imkânı getirildi. Bu tabloyu gören gurbetçiler emekli maaşının yanı sıra Türkiye’deki sağlık sisteminden yararlanmak için de memleketinden emekliliği tercih etmeye başladı.

5.5 MİLYON GURBETÇİ VAR

Başta Avrupa olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde 5.5 milyon gurbetçi Türk vatandaşının yaşadığını anımsatan uzmanlar, şu değerlendirmeyi yaptı: “Yurtdışında bulunan veya evvelce bulunmuş olanların sigorta borçlanmaları Yurtdışı Hizmetler Daire Başkanlığı’nca yürütülüyor. Gurbetçiler, ikili sosyal güvenlik anlaşmalarının sağladığı imkanlardan yararlanabiliyorlar. Yaşadıkları ülkenin yanısıra Türkiye’den de emekli aylığı alabilmek için borçlanabiliyorlar. Son dönemdeki başvurularda gözlenen artışta emekli aylığı almak kadar sağlık hizmetlerinden yararlanma isteği de etkili oldu. Kimisi peşin yatırıyor, kimisi de taksitle.”

600 BİNE ULAŞTI

SGK merkez ve taşra birimlerinde son dönemde 566 bin 894 gurbetçi yurtdışı borçlanma işlemi gerçekleştirirken, 306 bin 709 vatandaşa aylık bağlandı. Mayıs 2012 yurtdışı sosyal güvenlik anlaşmalarına göre bağlanan aylıklar da dâhil olmak üzere toplam 370 bin 126 sigortalıya aylık ödeniyor. Bunların 4 bin 223’ü malullük, 304 bin 266’sı yaşlılık, 61 bin 280’i ise ölüm aylığı.

TORBADAN EMEKLİLİK ÇIKTI

Hükümet , 1999-2005 arasında memuriyetten ihraç edilenlere emeklilik imkânı getirdi. Torba Yasa tasarısına eklenen madde ile disiplin cezası ve ihraç edilen memurlara dışarıdan borçlanarak emeklilik haklarını kazanma yolu açılıyor. Açıkta geçen sürelerinin borçlanma primlerini de devlet ödeyecek. Bu personele, açıkta geçen süreleri için borçlanma olanağı getirilmişti. Primlerini ödeyenlerin bu süreleri emeklilikte değerlendirildi.

T.C. KİMLİK UYGULAMASI

Emeklilik başvurularındaki artışla beraber yabancı ülke aylıklarının ödenmesinde T.C. kimlik numarası uygulaması başlatıldığını söyleyen SGK yetkilileri “Aylık alanların hayatta olup olmadıkları kimlik paylaşım sisteminden tespit edilecek. Böylece yaşam belgelerinin gönderilmesi uygulamasına son verilecek.”

Fenerbahçe hisselerine Aziz Yıldırım dopingi

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

İlk seansı 59.25 TL’den tamamlayan Fenerbahçe hisseleri cuma günkü kapanış değeri olan 56,25 TL’ye göre yüzde 7,24 yükselmiş oldu.

Bir ara tavan fiyat olan 61 TL’ye kadar yükselen Fenerbahçe hisseleri seans sonuna doğru gelen hafif satışlarla 60 TL’nin altına indi. İlk seanstaki değer artışı ile birlikte Temmuz 2011’den bu yanaki en yüksek seviyesine yükselen Fenerbahçe’nin piyasa değeri ise 1 milyar 481 milyon TL’ye çıktı.

Fenerbahçe hisselerine Aziz Yıldırım dopingi

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

İlk seansı 59.25 TL’den tamamlayan Fenerbahçe hisseleri cuma günkü kapanış değeri olan 56,25 TL’ye göre yüzde 7,24 yükselmiş oldu.

Bir ara tavan fiyat olan 61 TL’ye kadar yükselen Fenerbahçe hisseleri seans sonuna doğru gelen hafif satışlarla 60 TL’nin altına indi. İlk seanstaki değer artışı ile birlikte Temmuz 2011’den bu yanaki en yüksek seviyesine yükselen Fenerbahçe’nin piyasa değeri ise 1 milyar 481 milyon TL’ye çıktı.

Rus Vitas Bank’a el konuldu, Rusya Merkez Bankası, Vitas Bank

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Rus basınında yer alan habere göre, bankanın kapatılmasının nedeni açıklanmazken, Vitas Bank’ın resmi internet sitesinde bankanın sigortalı olduğu açıklanırken, bu bankada hesapları olan mevduat sahiplerine paranın ne zaman ödeneceği konusunda ise herhangi bir açıklama yapılmadı.

Öte yandan, Vitas Bank bu hafta ödeme sıkıntısı çekerken, 27 Haziran’da bankadan yapılan açıklamada Merkez Bankası ile görüşmeler yapıldığı, teknik sebeplerden dolayı gerçekleştirilemeyen ödemelerin 28 Haziran’dan itibaren normale döneceği bildirilmişti.

Basında yer alan habere göre, bankanın faaliyetlerini durdurmasına bankanın iflas edeceği yönünde söylentiler çıkması sonrası halkın paralarını almak için bankaya hücum etmesi ve yoğun para talebinden dolayı bankanın zor duruma düşmesi gösteriliyor.

Rus Vitas Bank’a el konuldu, Rusya Merkez Bankası, Vitas Bank

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Rus basınında yer alan habere göre, bankanın kapatılmasının nedeni açıklanmazken, Vitas Bank’ın resmi internet sitesinde bankanın sigortalı olduğu açıklanırken, bu bankada hesapları olan mevduat sahiplerine paranın ne zaman ödeneceği konusunda ise herhangi bir açıklama yapılmadı.

Öte yandan, Vitas Bank bu hafta ödeme sıkıntısı çekerken, 27 Haziran’da bankadan yapılan açıklamada Merkez Bankası ile görüşmeler yapıldığı, teknik sebeplerden dolayı gerçekleştirilemeyen ödemelerin 28 Haziran’dan itibaren normale döneceği bildirilmişti.

Basında yer alan habere göre, bankanın faaliyetlerini durdurmasına bankanın iflas edeceği yönünde söylentiler çıkması sonrası halkın paralarını almak için bankaya hücum etmesi ve yoğun para talebinden dolayı bankanın zor duruma düşmesi gösteriliyor.

Ülker Grubu medyaya mı giriyor?

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Ülker Grubu’nun medya sektörüne gireceği iddiası uzun süredir medya kulislerini meşgul ediyor. Önce Doğan Grubu yayın organları ardından da Habertürk televizyonu için ismi gündeme gelen Ülker’in çatı kuruluşu Yıldız Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker iddialara yanıt verdi.

Skytürk 360’da pazar gecesi yayınlanan CEO Club programında soruları yanıtlayan Ali Ülker, geçmişte medya sektörünü tanımak için Gözde Finansal Hizmetler adlı şirketleriyle yatırım imkanlarını araştırdıklarını ifade etti. Ülker, ‘Bu çerçevede bir konsorsiyumda küçük ortak olarak yer aldık ve teklif verdik. Amacımız medyayı tanımaktı” dedi.

İŞ PLANIMIZDA YOK

Yıldız Holding’in yüzde 88 payla ana hissedar olduğu Gözde Finansal Hizmetler, 2011 yılında Kohlberg Kravis Roberts & Co. (KKR) ile Doğan Yayın Holding varlıklarının satış sürecinde alıcı taraf olarak potansiyel bir konsorsiyum oluşturmuştu.

Ali Ülker, şu anda medya sektörüne yönelik bir iş planlarının olmadığını belirterek, medyaya yatırım fırsatlarını araştırmayı rafa kaldırdıklarını söyledi.

Ülker Grubu medyaya mı giriyor?

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Ülker Grubu’nun medya sektörüne gireceği iddiası uzun süredir medya kulislerini meşgul ediyor. Önce Doğan Grubu yayın organları ardından da Habertürk televizyonu için ismi gündeme gelen Ülker’in çatı kuruluşu Yıldız Holding’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker iddialara yanıt verdi.

Skytürk 360’da pazar gecesi yayınlanan CEO Club programında soruları yanıtlayan Ali Ülker, geçmişte medya sektörünü tanımak için Gözde Finansal Hizmetler adlı şirketleriyle yatırım imkanlarını araştırdıklarını ifade etti. Ülker, ‘Bu çerçevede bir konsorsiyumda küçük ortak olarak yer aldık ve teklif verdik. Amacımız medyayı tanımaktı” dedi.

İŞ PLANIMIZDA YOK

Yıldız Holding’in yüzde 88 payla ana hissedar olduğu Gözde Finansal Hizmetler, 2011 yılında Kohlberg Kravis Roberts & Co. (KKR) ile Doğan Yayın Holding varlıklarının satış sürecinde alıcı taraf olarak potansiyel bir konsorsiyum oluşturmuştu.

Ali Ülker, şu anda medya sektörüne yönelik bir iş planlarının olmadığını belirterek, medyaya yatırım fırsatlarını araştırmayı rafa kaldırdıklarını söyledi.

Atıl durumdaki araziler satışa çıkıyor

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Bu çerçevede Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen yerleri ekonomiye geri kazandırmak için harekete geçti.

Genel Müdürlük, Hazine’ye ait atıl durumdaki taşınmazların kadastro çalışmalarını başlatıyor. Tescil harici yerlerin, kadastrosunun yapılmasının ardından tapuya tescili sağlanarak parsellerin müstakil tapuları Hazine adına çıkarılacak. Söz konusu tapulama işleminin ardından, yatırımcı kuruluşlar hızlı şekilde etüd ve planlama çalışması yapabilecek. Bu sayede yatırım yapılmasına uygun alanlar, ekonomiye kazandırılmış olacak.

YATIRIMCI İÇİN BÜYÜK FIRSAT

Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün talepleri doğrultusunda yapılan çalışmada en fazla atıl alanın iki bin 744 parselle Mersin’de olduğu tespit edildi. Mersin’i sırasıyla, bin 27 parselle Bursa, 429 parselle İzmir, 235 parselle Adana, 221 parselle Balıkesir, 215 parselle Muğla, 86 parselle Ankara, 70 parselle Kocaeli, 31 parselle Antalya izledi. Parsele açılacak alanların çoğunun turizm potansiyeli olan illerde olması dikkat çekerken, bunun yatırımcılar için büyük bir fırsat olacağı belirtiliyor. Tescil harici alanlar için yapılan planlamada 9 ilin kadastrosu yıl sonuna kadar bitirilecek. Kalan yerler ise iki yıl içerisinde çalışmaları bitirilerek Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne tapuları teslim edilecek.

İTO’ya göre fiyatlarda düşüş var!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

İstanbul Ticaret Odası (İTO) İstanbul’da giyim, ev eşyası ile kültür, eğitim ve eğlence harcamaları gruplarında fiyat artışları izlenmesine rağmen, gıda, konut, sağlık ve kişisel bakım ile ulaştırma ve haberleşme harcamaları gruplarında kaydedilen fiyat azalışlarının genel enflasyonu azaltıcı yönde etkili olduğunu bildirdi.

İTO verilerine göre, perakende fiyat hareketlerinin göstergesi olan ve 2012 Mayıs ayında yüzde 1,12 oranında artış gösteren 1995 bazlı İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi, haziran ayında yüzde 0,61 oranında düştü.

Haziran ayında akaryakıt ürünlerinde yapılan aşağı yönlü fiyat ayarlamalarının yanı sıra yaş, kuru sebze ve meyve grubundaki bazı ürünlerde arz fazlalığına dayalı  fiyat azalışları, sağlık sektöründe bazı ilaçların fiyatlarındaki gerilemeler bu ayki enflasyon üzerinde etkili oldu.

Sağlık ve kişisel bakım harcamalarında yüzde 1,30, konut harcamalarında yüzde 1,29, gıda harcamalarında yüzde 1,09, ulaştırma ve haberleşme harcamalarında 0,41 oranında azalış izlenirken, giyim harcamaları yüzde 2,36, kültür, eğitim ve  eğlence harcamaları yüzde 1,44, ev eşyası harcamaları ise yüzde 0,24 oranında artış gösterdi.

Geçen yıl haziran ayında yüzde 6,43 olan yıllık perakende fiyat artış oranı, 2012 yılının aynı ayında önceki yıla göre yüzde 10,63 olarak gerçekleşti. Yıllık ortalama artış oranı ise 2011 Kasım ayından itibaren girdiği artış eğilimini devam ettirerek, 2012 Haziran ayında yüzde 8,64 oranına ulaştı.

-Toptan fiyatlar yüzde 1,18 azaldı-

Toptan fiyat hareketlerini yansıtan ve 2012 Mayıs ayında yüzde 0,08 oranında artan Toptan Eşya Fiyatları İndeksi ise haziran ayında yüzde 1,18 oranında artış gösterdi.

Global gelişmelere bağlı olarak dünya enerji ve emtia borsalarındaki aşağı yönlü fiyat hareketlerinin yanı sıra yurt içi borsalardaki arz kaynaklı fiyat azalışları indeksi oluşturan tüm alt gruplarda fiyat azalışlarına yol açarak bu ayki genel indeks azalışının ana nedenlerini oluşturdu.

Haziran ayında, yakacak ve enerji maddelerinde yüzde 4,15, madenlerde yüzde 2,01, işlenmiş maddelerde  yüzde 1,96, gıda maddelerinde  yüzde 0,66, mensucatta yüzde 0,26, inşaat malzemelerinde 0,21, kimyevi maddelerde 0,15 oranında azalış izlendi.

Yıllık fiyat artış oranı, 2012 yılı Haziran ayında bir önceki yıla göre yüzde 9,09, yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 12,53 olarak gerçekleşti.

-”Avrupa’daki krizin dünya ekonomisine zarar verme riski devam ediyor-

İTO’nun değerlendirmesine göre, haziran ayında Avrupa’daki borç krizinin sarmal hale gelerek dünya ekonomisine ciddi zarar verme riskinin 2012 Haziran ayında da devam ettiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

”Yüksek ve artan ülke borçları, zayıf bankacılık yapısı, aşırı mali konsolidasyon ile düşük büyüme kısır döngüyü artırmıştır. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in büyüme hızının yavaşlamış olması da küresel görünümü olumsuza çeviren diğer bir etkeni oluşturmuştur.

ABD’de üretimdeki gerilemeye paralel olarak ham petrol stoklarındaki beklenmeyen artış ve en büyük tüketici konumundaki Çin’in üretimindeki gerileme petrol fiyatlarını son sekiz ayın en düşük noktasına getirirken, maden borsalarında da gerilemeye neden olmuştur. Bunun sonucu özellikle gelişmekte olan ülkelerde enerji fiyatlarının enflasyon üzerindeki baskısı nispi olarak azalmıştır.

Akaryakıt ve emtia fiyatlarında görülen düşüşler enflasyon göstergelerini azaltıcı yönde etkilemiştir. Haziran ayında Kapasite kullanım oranındaki nispi azalış, sanayi üretimindeki gerilemenin devam etme olasılığı gelecek dönemde enflasyonu şekillendirecek diğer önemli kriterledir.”

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından İstanbul için hazırlanan 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksine göre geçen ay, perakende fiyatlar yüzde 0,61, Toptan Eşya Fiyatları Endeksine göre toptan fiyatlar ise yüzde 1,18 oranında azalış gösterdi.

İTO tarafından hazırlanan fiyat indekslerinin, 2012 yılı haziran ayının bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırmasında, perakende fiyatlar yüzde 10,63, toptan fiyatlar yüzde 9,09 oranında yükseldi.

Söz konusu indekslerde 24 aylık serilerden oluşan yıllık ortalama artış hesabına göre, Mayıs 2012’de, 1995 bazlı Ücretliler Geçinme İndeksi yıllık ortalama yüzde 8,64, Toptan Eşya Fiyatları İndeksi yıllık ortalama yüzde 12,53 oranında arttı.

Dünyada ilk 5’teyiz ne bilen var ne kullanan

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Eyüp Serbest’in haberi

 Dünyada mürekkep yaşını tespit eden 5’nci laboratuvara sahip olduklarını söyleyen Prof. Cengiz, “Tahlili yapıyoruz üstelik sahtecilik varsa bilimsel delillerle ortaya koyuyoruz” dedi.

İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’nden Prof. Dr. Salih Cengiz ve ekibi, dünyada sadece Almanya, İsviçre, Kanada ve ABD’de kullanılan mürekkep yaş ve yapı tahlilini Türkiye’de uygulamaya başladı. Sahte belgeler, sahte imzalar ya da belgeye sonradan eklenmiş her türlü veri, kimya laboratuvarında, CERN’deki hızlandırıcının küçük benzerleriyle yapılan 2 tahlille ortaya çıkarılabiliyor. Üstelik yazıların ne kadar süre önce yazıldığı da tespit edilebiliyor.

http://image.haber7.com/haber/haber7/archive/2jpg_h255.jpgKongrede gördü uyguladı

Prof. Dr. Salih Cengiz, Şubat 2011’de ABD’de katıldığı bir kongrede, mürekkebin yaş tahlilinin Almanya’daki Bavyera Adli Bilimler Enstitüsü’nde, İsviçre’deki Lozan Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü’nde, Kanada’da Sınır Koruma Teşkilatı Laboratuvarı’nda ve ABD’de New Jersey Üniversitesi Kimya Bölümü’nde uygulandığını öğrendi. ABD’deki laboratuvarı gezme ve deneylere katılma imkanı da buldu. İstanbul’a dönünce ilk iş olarak laboratuvarını düzenledi. Yaptığı ilk deneylerde Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi cihazını kullandı ve mürekkebin aynı kaleme ait olup olmadığını tespit edebildiğini gördü. Daha önceden yazılmış deney kağıtlarından aldığı numunelerle, Isısal Salınımlı Gaz Kromatografi-Kütle Spektrometresi (Thermal Desorption GC-MS) cihazını kullanarak mürekkebin yaş tayinini de gerçekleştirdi.

Delillerle ortaya koyuyoruz

Uzanlar’ın devlet aleyhine açtığı davaları, belgeler üzerinde bu 2 tahlilin uygulanmasıyla kaybettiğini anlatan Prof. Dr. Salih Cengiz, “Türkiye’de mürekkep yaş tayini yapılabilirliğini soran hakim ve savcılara resmi kurum ve kuruluşların vermiş olduğu yanıtlar, ‘Bırakın Türkiye’yi dünyada dahi yapılamaz’ şeklindedir. Oysa ki 90’lı yılların başından beri dünyada, son yıllarda da Adli Tıp Enstitüsü’nde biz bu tahlili yapabiliyoruz. Üstelik sahtecilik varsa bilimsel delillerle ortaya koyuyoruz” dedi. Dünyada mürekkep yaşını tespit eden 5’nci laboratuvar, çalışmaları çok fazla duyulmayınca ilgi de çekmedi.

Uzanlar ve Deniz Feneri

Prof. Dr. Salih Cengiz çalışmaları konusunda şunları söyledi: “Belgeden mürekkep yapısının ve yaşının tespitiyle, yargı sistemimizdeki şüpheli veya sahte belge incelemelerinde en sık karşılaşılan belgedeki yazının kimliği ve yaşına ait sorular yanıtsız kalmayacak. Bilimsel deneyle yargı sistemini güçlendireceğiz. Bu yöntem Uzanlar ve Deniz Feneri davalarında uygulandı. Deneyleri, Fransız ve Almanya’daki laboratuvarlar yaptı.”

‘Yaş’ tahlili nasıl yapılıyor?

YAZI örneklerinden alınan küçük parçalar, CERN’deki 27 km’lik Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nın 60 metrelik küçük bir benzeri olan Thermal Desorption GC-MS cihazına konuluyor. Örnekler önce 90, sonra 200 derecede ısıtılıyor ve yapılarına ayrılıyor. Örneklerden çıkan yapı parçaları 60 metrelik ince boruların içinden yüksek hızla geçirilip, mürekkebin yapısının ne kadar bozulduğu anlaşılıyor. Elde edilen değer öngürülen tabloyla eşleştirildiğinde, yaş tahlili tamamlanıyor.

Hürriyet

TBMM kürsüsünde ‘sessiz eylem’

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, ”Şimdi size AKP döneminde ileri demokrasi uygulamalarını anlatacağım” diyerek, TBMM Genel Kurulu kürsüsünde 5 dakika konuşmadan bekledi.

Çelebi, Genel Kurul’da görüşmeleri devam eden ”3. Yargı Paketi”ne ilişkin tasarıyla ilgili verilen bir önerge üzerine söz aldı.

”Şimdi size AKP döneminde ileri demokrasi uygulamalarını anlatacağım” diyen Çelebi, 5 dakikalık konuşma süresini susarak geçirdi.

Çelebi, kürsüde bulunduğu sırada, CHP milletvekillerinin, ”Hiç mi anlatacak bir şey yok?” sözlerine, mimik ve el hareketleriyle karşılık verdi.

AK Parti’li milletvekillerinin eyleme tepki göstermesi üzerine TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, ”Sayın milletvekilleri niye rahatsız oluyorsunuz. Sayın Çelebi bir şey söylemedi zaten” dedi. Yakut’un, Çelebi’ye yönelik ”Sükut ikrardan gelir Sayın Çelebi” sözleri Genel Kurul’da gülüşmelere neden oldu.

Yakut, bir süre sonra da ”Sayın milletvekilleri lütfen… Sayın Çelebi kürsüde konuşuyor. Sayın Çelebi’yi dinleyelim” diye espri yaptı.

Çelebi’nin konuşma süresinin bitimine bir dakika kala TBMM Başkanvekili Yakut, ”Sayın Çelebi lütfen konuşmanızı toparlayın” dedi.

Yakut, Çelebi için ayrılan sürenin dolmasının ardından bir dakika daha ek süre verdi. Çelebi, ek süreyi kullanmadan, ”AKP demokrasisini anlattım, ileri demokrasinin Türkiye’yi nereye getirdiğini anlattım” diyerek, kürsüden ayrıldı.

TBMM kürsüsünde ‘sessiz eylem’

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, ”Şimdi size AKP döneminde ileri demokrasi uygulamalarını anlatacağım” diyerek, TBMM Genel Kurulu kürsüsünde 5 dakika konuşmadan bekledi.

Çelebi, Genel Kurul’da görüşmeleri devam eden ”3. Yargı Paketi”ne ilişkin tasarıyla ilgili verilen bir önerge üzerine söz aldı.

”Şimdi size AKP döneminde ileri demokrasi uygulamalarını anlatacağım” diyen Çelebi, 5 dakikalık konuşma süresini susarak geçirdi.

Çelebi, kürsüde bulunduğu sırada, CHP milletvekillerinin, ”Hiç mi anlatacak bir şey yok?” sözlerine, mimik ve el hareketleriyle karşılık verdi.

AK Parti’li milletvekillerinin eyleme tepki göstermesi üzerine TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, ”Sayın milletvekilleri niye rahatsız oluyorsunuz. Sayın Çelebi bir şey söylemedi zaten” dedi. Yakut’un, Çelebi’ye yönelik ”Sükut ikrardan gelir Sayın Çelebi” sözleri Genel Kurul’da gülüşmelere neden oldu.

Yakut, bir süre sonra da ”Sayın milletvekilleri lütfen… Sayın Çelebi kürsüde konuşuyor. Sayın Çelebi’yi dinleyelim” diye espri yaptı.

Çelebi’nin konuşma süresinin bitimine bir dakika kala TBMM Başkanvekili Yakut, ”Sayın Çelebi lütfen konuşmanızı toparlayın” dedi.

Yakut, Çelebi için ayrılan sürenin dolmasının ardından bir dakika daha ek süre verdi. Çelebi, ek süreyi kullanmadan, ”AKP demokrasisini anlattım, ileri demokrasinin Türkiye’yi nereye getirdiğini anlattım” diyerek, kürsüden ayrıldı.

TBMM kürsüsünde ‘sessiz eylem’

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, ”Şimdi size AKP döneminde ileri demokrasi uygulamalarını anlatacağım” diyerek, TBMM Genel Kurulu kürsüsünde 5 dakika konuşmadan bekledi.

Çelebi, Genel Kurul’da görüşmeleri devam eden ”3. Yargı Paketi”ne ilişkin tasarıyla ilgili verilen bir önerge üzerine söz aldı.

”Şimdi size AKP döneminde ileri demokrasi uygulamalarını anlatacağım” diyen Çelebi, 5 dakikalık konuşma süresini susarak geçirdi.

Çelebi, kürsüde bulunduğu sırada, CHP milletvekillerinin, ”Hiç mi anlatacak bir şey yok?” sözlerine, mimik ve el hareketleriyle karşılık verdi.

AK Parti’li milletvekillerinin eyleme tepki göstermesi üzerine TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, ”Sayın milletvekilleri niye rahatsız oluyorsunuz. Sayın Çelebi bir şey söylemedi zaten” dedi. Yakut’un, Çelebi’ye yönelik ”Sükut ikrardan gelir Sayın Çelebi” sözleri Genel Kurul’da gülüşmelere neden oldu.

Yakut, bir süre sonra da ”Sayın milletvekilleri lütfen… Sayın Çelebi kürsüde konuşuyor. Sayın Çelebi’yi dinleyelim” diye espri yaptı.

Çelebi’nin konuşma süresinin bitimine bir dakika kala TBMM Başkanvekili Yakut, ”Sayın Çelebi lütfen konuşmanızı toparlayın” dedi.

Yakut, Çelebi için ayrılan sürenin dolmasının ardından bir dakika daha ek süre verdi. Çelebi, ek süreyi kullanmadan, ”AKP demokrasisini anlattım, ileri demokrasinin Türkiye’yi nereye getirdiğini anlattım” diyerek, kürsüden ayrıldı.

MHP’li belediye başkanı partisinden istifa etti

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Hatay’ın Dörtyol ilçesine bağlı Payas belde Belediye Başkanı Bekir Altan, MHP’den istifa etti.

Altan, Payas Belediye binası önünde düzenlenen 5. Ramazan ve Altın Mimoza Festivali’nin açılışında yaptığı konuşmada, her zaman halka karşı samimi ve dürüst olduğunu söyledi.

13 yıldan bu yana belediye başkanlığı yaptığını ifade eden Altan, ”Göreve geldiğimizden günden bu yana çok önemli hizmetler yaptık. Şimdi bir kararın arifesindeyiz. Hatay Büyükşehir Belediyesi oluyor. Bu karar sizler ve Payas için. Payas’ın ilçe olması için birinin fedakarlık yapması gerekiyordu. Bu fedakarlığı ben yaptım. Dün gece saatlerinde MHP’den istifa ettim. Sebebi Payas’a daha iyi hizmet edebilmek. Bundan sonra Payas’ın ilçe olması için mücadele edeceğiz” diye konuştu.

MHP’li arkadaşlarına ve dostlarına hakkını helal ederek veda ettiğini belirten Altan, bu vedanın sadece parti mensubiyetiyle sınırlı olduğunu, dostluklarının, kardeşliklerinin sarsılmadan devam edeceğini kaydetti.

Önlerindeki en önemli konunun Payas’ın ilçe haline getirilmesi olduğunu vurgulayan Altan, bu amaç için el ele verilmesi ve çaba harcanması gerektiğini söyledi.

Belediye Başkanı Altan’ın partisinden istifa ettiğini açıkladığı konuşmasının ardından etkinlikler kapsamında sanatçı Orhan Ölmez sevilen türkülerini seslendirdi.

MHP’li belediye başkanı partisinden istifa etti

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Hatay’ın Dörtyol ilçesine bağlı Payas belde Belediye Başkanı Bekir Altan, MHP’den istifa etti.

Altan, Payas Belediye binası önünde düzenlenen 5. Ramazan ve Altın Mimoza Festivali’nin açılışında yaptığı konuşmada, her zaman halka karşı samimi ve dürüst olduğunu söyledi.

13 yıldan bu yana belediye başkanlığı yaptığını ifade eden Altan, ”Göreve geldiğimizden günden bu yana çok önemli hizmetler yaptık. Şimdi bir kararın arifesindeyiz. Hatay Büyükşehir Belediyesi oluyor. Bu karar sizler ve Payas için. Payas’ın ilçe olması için birinin fedakarlık yapması gerekiyordu. Bu fedakarlığı ben yaptım. Dün gece saatlerinde MHP’den istifa ettim. Sebebi Payas’a daha iyi hizmet edebilmek. Bundan sonra Payas’ın ilçe olması için mücadele edeceğiz” diye konuştu.

MHP’li arkadaşlarına ve dostlarına hakkını helal ederek veda ettiğini belirten Altan, bu vedanın sadece parti mensubiyetiyle sınırlı olduğunu, dostluklarının, kardeşliklerinin sarsılmadan devam edeceğini kaydetti.

Önlerindeki en önemli konunun Payas’ın ilçe haline getirilmesi olduğunu vurgulayan Altan, bu amaç için el ele verilmesi ve çaba harcanması gerektiğini söyledi.

Belediye Başkanı Altan’ın partisinden istifa ettiğini açıkladığı konuşmasının ardından etkinlikler kapsamında sanatçı Orhan Ölmez sevilen türkülerini seslendirdi.

MHP’li belediye başkanı partisinden istifa etti

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Hatay’ın Dörtyol ilçesine bağlı Payas belde Belediye Başkanı Bekir Altan, MHP’den istifa etti.

Altan, Payas Belediye binası önünde düzenlenen 5. Ramazan ve Altın Mimoza Festivali’nin açılışında yaptığı konuşmada, her zaman halka karşı samimi ve dürüst olduğunu söyledi.

13 yıldan bu yana belediye başkanlığı yaptığını ifade eden Altan, ”Göreve geldiğimizden günden bu yana çok önemli hizmetler yaptık. Şimdi bir kararın arifesindeyiz. Hatay Büyükşehir Belediyesi oluyor. Bu karar sizler ve Payas için. Payas’ın ilçe olması için birinin fedakarlık yapması gerekiyordu. Bu fedakarlığı ben yaptım. Dün gece saatlerinde MHP’den istifa ettim. Sebebi Payas’a daha iyi hizmet edebilmek. Bundan sonra Payas’ın ilçe olması için mücadele edeceğiz” diye konuştu.

MHP’li arkadaşlarına ve dostlarına hakkını helal ederek veda ettiğini belirten Altan, bu vedanın sadece parti mensubiyetiyle sınırlı olduğunu, dostluklarının, kardeşliklerinin sarsılmadan devam edeceğini kaydetti.

Önlerindeki en önemli konunun Payas’ın ilçe haline getirilmesi olduğunu vurgulayan Altan, bu amaç için el ele verilmesi ve çaba harcanması gerektiğini söyledi.

Belediye Başkanı Altan’ın partisinden istifa ettiğini açıkladığı konuşmasının ardından etkinlikler kapsamında sanatçı Orhan Ölmez sevilen türkülerini seslendirdi.

Özel Yetkili Mahkemeler kaldırıldı

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda, 3. Yargı Paketi olarak adlandırılan tasarının 3. bölümünde yer alan maddeleri kabul edildi.

”Temel kanun” olarak ele alınan ve 4 bölümden oluşan tasarının kabul edilen 3. bölümüne göre, Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecek.

Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilecek. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkansız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunlu olacak. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek.

Rekabet Kurumu ve Şeker Kurumu’nun nihai kararlarına karşı Danıştay yerine idare mahkemesinde dava açılabilecek. Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava, öncelikli işlerden sayılacak. İdari para cezaları dahil, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan iptal davaları da Danıştay yerine yetkili idare idare mahkemesinde açılabilecek.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun sektörle ilgili işlemlerine karşı açılacak davalar ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun düzenleyici ve denetleyici nitelikteki kararlarına karşı, Danıştay yerine yetkili idare mahkemesinde dava açılabilecek.

Ağır ceza mahkemesinde görülecek davalar

TMK 10. maddesinin başlığı, ”Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi” olarak değiştiriliyor. TMK kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar, Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine, HSYK tarafından yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülecek. Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri, Adli Yargı Adalet Komisyonu’nca, bu mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemeyecek. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile Askeri Mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklı kalacak.

TMK kapsamına giren suçlarla ilgili olarak soruşturma, HSYK’ca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılacak. Bu Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başka mahkemelerde ve işlerde görevlendirilemeyecek.

Savcılar izne bağlı olmadan soruşturma yapabilecek

Türk Ceza Kanunu’nun(TCK), ”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Anayasayı ihlal”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç”, ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan” ”Silahlı örgüt”, ”Silah sağlama” ve ”Suç için anlaşma” maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlemiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılacak. Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 26. maddesi hükmü saklı olacak. Bu kanunun 26. maddesi, ”MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması, Başbakanın iznine bağlıdır” hükmünü içeriyor.

Yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları alma, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere yeteri kadar hakim görevlendirilecek.

Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalamanın ardından itibaren 48 saat saati geçemeyecek.

Soruşturmanın amacı tehlikeye düşebilecekse yakalanan veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan kişinin durumu hakkında, Cumhuriyet savcısının emri ile sadece bir yakınına bilgi verilecek.

Gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim kararıyla 24 saat süreyle kısıtlanabilecek. Bu zaman zarfında ifade alınamayacak.

Kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılacak. Kolluk görevlilerinin ifadesine başvurulması gerektiği hallerde çıkartılan davetiye veya çağrı kağıdı, kolluk görevlisinin iş adresine tebliğ edilecek. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında işyeri adresi gösterilecek.

Güvenliğin sağlanması bakımından duruşmanın başka bir yerde yapılmasına karar verilebilecek. Açılan davalara adli tatilde de bakılacak.

Ağır ceza mahkemelerinde görülecek davalar

TCK’da yer alan örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlarla ilgili açılan davalar, ağır ceza mahkemelerinde görülecek.

”Temel milli yararlara karşı hakaret”, ”Halkı askerlikten soğutma”, ”Askerleri itaatsizliğe teşvik”, ”Savaşta yalan haber yayma”, ”Seferberlikle ilgili görevin ihmali”, ”Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü” ve ”Askeri yasak bölgelere girme” suçları hariç, ağır ceza mahkemelerinde görülecek diğer davalar ise şunlar:

”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Düşmanla işbirliği yapmak”, ”Devlete karşı savaşa tahrik”, ”Yabancı devlet aleyhine asker toplama”, ”Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma”, ”Düşman devlete maddi ve mali yardım”, ”Anayasayı ihlal”, ”Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç” , ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan”, ”Silahlı örgüt”, ”Silah sağlama”, ”Suç için anlaşma”, ”Askeri komutanlıkların gasbı”, ”Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma”, ”Savaş zamanında emirlere uymama”, ”Savaş zamanında yükümlülükler”, ”Devletin güvenliğine ilişkin belgeler”, ”Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme” ”Siyasal veya askeri casusluk”, ”Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama”, ”Gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, ”Uluslararası casusluk”, ”Devlet sırlarından yararlanma”, ”Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik”, ”Yasaklanan bilgileri temin”, ”Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini”, ”Yasaklanan bilgileri açıklama”, ”Yasaklanan bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklama”, ”Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi”, ”Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma.”

Çoçuklara uygulanmayacak

Bu suçlarda Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen tutuklama süresi 2 katı olacak. Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamayacak. Bu mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma hükümleri çocuklar için uygulanmayacak.

Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak günlük süreli yayınlar yönünden 4 ay, diğer basılmış eserler yönünden 6 ay içinde açılması zorunlu olacak. Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi duracak. Durma süresi 4 ayı geçemeyecek.

Haberleşmenin gizliliğinin ihlali

Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, ceza bir kat artırılacak.

Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa edenlere, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, 1 yıldan 3  yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İfşa edilen bu verilerin basın yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı ceza uygulanacak.

Kişiler arasındaki konuşmanın dinlenmesi

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişiye, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 4000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.

Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kişiye, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Gizlilik, görüntü veya seslerin kayda alınmasıyla ihlal edilirse ceza bir kat artırılacak.

Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alacak. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde aynı ceza uygulanacak.

Özel Yetkili Mahkemeler kaldırıldı

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

TBMM Genel Kurulu’nda, 3. Yargı Paketi olarak adlandırılan tasarının 3. bölümünde yer alan maddeleri kabul edildi.

”Temel kanun” olarak ele alınan ve 4 bölümden oluşan tasarının kabul edilen 3. bölümüne göre, Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilecek.

Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilecek. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ve işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkansız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunlu olacak. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemeyecek.

Rekabet Kurumu ve Şeker Kurumu’nun nihai kararlarına karşı Danıştay yerine idare mahkemesinde dava açılabilecek. Kurul kararlarına karşı açılan her türlü dava, öncelikli işlerden sayılacak. İdari para cezaları dahil, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından alınan bütün kararlara karşı açılan iptal davaları da Danıştay yerine yetkili idare idare mahkemesinde açılabilecek.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun sektörle ilgili işlemlerine karşı açılacak davalar ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun düzenleyici ve denetleyici nitelikteki kararlarına karşı, Danıştay yerine yetkili idare mahkemesinde dava açılabilecek.

Ağır ceza mahkemesinde görülecek davalar

TMK 10. maddesinin başlığı, ”Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi” olarak değiştiriliyor. TMK kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar, Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine, HSYK tarafından yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülecek. Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri, Adli Yargı Adalet Komisyonu’nca, bu mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemeyecek. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’ın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile Askeri Mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklı kalacak.

TMK kapsamına giren suçlarla ilgili olarak soruşturma, HSYK’ca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılacak. Bu Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başka mahkemelerde ve işlerde görevlendirilemeyecek.

Savcılar izne bağlı olmadan soruşturma yapabilecek

Türk Ceza Kanunu’nun(TCK), ”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Anayasayı ihlal”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç”, ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan” ”Silahlı örgüt”, ”Silah sağlama” ve ”Suç için anlaşma” maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlemiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılacak. Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 26. maddesi hükmü saklı olacak. Bu kanunun 26. maddesi, ”MİT mensuplarının veya belirli bir görevi ifa etmek üzere kamu görevlileri arasından Başbakan tarafından görevlendirilenlerin; görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı ya da 5271 sayılı Kanunun 250. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla haklarında soruşturma yapılması, Başbakanın iznine bağlıdır” hükmünü içeriyor.

Yürütülen soruşturmalarda hakim tarafından verilmesi gerekli kararları alma, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere yeteri kadar hakim görevlendirilecek.

Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalamanın ardından itibaren 48 saat saati geçemeyecek.

Soruşturmanın amacı tehlikeye düşebilecekse yakalanan veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan kişinin durumu hakkında, Cumhuriyet savcısının emri ile sadece bir yakınına bilgi verilecek.

Gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hakim kararıyla 24 saat süreyle kısıtlanabilecek. Bu zaman zarfında ifade alınamayacak.

Kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılacak. Kolluk görevlilerinin ifadesine başvurulması gerektiği hallerde çıkartılan davetiye veya çağrı kağıdı, kolluk görevlisinin iş adresine tebliğ edilecek. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında işyeri adresi gösterilecek.

Güvenliğin sağlanması bakımından duruşmanın başka bir yerde yapılmasına karar verilebilecek. Açılan davalara adli tatilde de bakılacak.

Ağır ceza mahkemelerinde görülecek davalar

TCK’da yer alan örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu, haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlarla ilgili açılan davalar, ağır ceza mahkemelerinde görülecek.

”Temel milli yararlara karşı hakaret”, ”Halkı askerlikten soğutma”, ”Askerleri itaatsizliğe teşvik”, ”Savaşta yalan haber yayma”, ”Seferberlikle ilgili görevin ihmali”, ”Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü” ve ”Askeri yasak bölgelere girme” suçları hariç, ağır ceza mahkemelerinde görülecek diğer davalar ise şunlar:

”Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak”, ”Düşmanla işbirliği yapmak”, ”Devlete karşı savaşa tahrik”, ”Yabancı devlet aleyhine asker toplama”, ”Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri yararına anlaşma”, ”Düşman devlete maddi ve mali yardım”, ”Anayasayı ihlal”, ”Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı”, ”Yasama organına karşı suç”, ”Hükümete karşı suç” , ”Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan”, ”Silahlı örgüt”, ”Silah sağlama”, ”Suç için anlaşma”, ”Askeri komutanlıkların gasbı”, ”Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma”, ”Savaş zamanında emirlere uymama”, ”Savaş zamanında yükümlülükler”, ”Devletin güvenliğine ilişkin belgeler”, ”Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme” ”Siyasal veya askeri casusluk”, ”Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama”, ”Gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, ”Uluslararası casusluk”, ”Devlet sırlarından yararlanma”, ”Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik”, ”Yasaklanan bilgileri temin”, ”Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini”, ”Yasaklanan bilgileri açıklama”, ”Yasaklanan bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklama”, ”Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi”, ”Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma.”

Çoçuklara uygulanmayacak

Bu suçlarda Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen tutuklama süresi 2 katı olacak. Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamayacak. Bu mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma hükümleri çocuklar için uygulanmayacak.

Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının bir muhakeme şartı olarak günlük süreli yayınlar yönünden 4 ay, diğer basılmış eserler yönünden 6 ay içinde açılması zorunlu olacak. Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi duracak. Durma süresi 4 ayı geçemeyecek.

Haberleşmenin gizliliğinin ihlali

Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, ceza bir kat artırılacak.

Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa edenlere, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, 1 yıldan 3  yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İfşa edilen bu verilerin basın yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı ceza uygulanacak.

Kişiler arasındaki konuşmanın dinlenmesi

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişiye, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 4000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.

Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kişiye, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Gizlilik, görüntü veya seslerin kayda alınmasıyla ihlal edilirse ceza bir kat artırılacak.

Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası alacak. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde aynı ceza uygulanacak.

Komisyondan kaçan Mesut Yılmaz yazılı veto!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Kemal Gümüş’ün haberi

TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu 28 Şubat Alt Komisyonu, “Sorularınıza yazılı yanıt veririm” eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın bu talebini reddetti ve “Komisyonda sözlü yanıtlarınızı bekliyoruz” dedi. 28 Şubat darbesini araştırmakla görevli alt komisyon, Ankara’da başlayan çalışmalarını İstanbul’a taşıyıp eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile dönemin bakanlarından Yalım Erez ve Güneş Taner’i dinledikten sonra yeniden Ankara’daki çalışmalar için hazırlığa başladı. Daha önce görüşülen dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve eski Meclis Başkanı Mustafa Kalemli’nin konuşmaları raporlanırken, şimdi de cezaevinde bulunan dönemin tanıklarının dinlenmesi kararlaştırıldı.

Tutuklu isimler de dinlenecek

Cezaevinde dinlenmesi düşünülen isimler arasında 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne konulan Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir ile emekli Tümgeneral Erol Özkasnak da yer alıyor. Komisyon ayrıca Ergenekon davası kapsamında Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile yine Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve 2010 yılında serbest bırakılan dönemin İstanbul Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ile de görüşecek.

Çalışmalarını sürdüren 28 Şubat komisyonu, dönemin hükümeti Refah – Yol’un ortağı DYP eski Genel Başkanı ve Başbakan Tansu Çiller’in özel arşivi ile geleceği komisyonda vereceği bilgileri bekliyor. Komisyon dönemin bir diğer Başbakan’ı Mesut Yılmaz’ın sorulara “yazılı yanıt verme” talebine ise sıcak bakmıyor ve Yılmaz’ı canlı dinlemek istiyor. Bu nedenle Yılmaz’ın komisyona yazılı göndereceği yanıtlar kabul edilmeyecek, komisyon Yılmaz’ı canlı dinleme talebini kendisine iletecek.

Star

Komisyondan kaçan Mesut Yılmaz yazılı veto!

Pazartesi, Temmuz 2nd, 2012

Kemal Gümüş’ün haberi

TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu 28 Şubat Alt Komisyonu, “Sorularınıza yazılı yanıt veririm” eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın bu talebini reddetti ve “Komisyonda sözlü yanıtlarınızı bekliyoruz” dedi. 28 Şubat darbesini araştırmakla görevli alt komisyon, Ankara’da başlayan çalışmalarını İstanbul’a taşıyıp eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile dönemin bakanlarından Yalım Erez ve Güneş Taner’i dinledikten sonra yeniden Ankara’daki çalışmalar için hazırlığa başladı. Daha önce görüşülen dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve eski Meclis Başkanı Mustafa Kalemli’nin konuşmaları raporlanırken, şimdi de cezaevinde bulunan dönemin tanıklarının dinlenmesi kararlaştırıldı.

Tutuklu isimler de dinlenecek

Cezaevinde dinlenmesi düşünülen isimler arasında 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne konulan Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir ile emekli Tümgeneral Erol Özkasnak da yer alıyor. Komisyon ayrıca Ergenekon davası kapsamında Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile yine Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve 2010 yılında serbest bırakılan dönemin İstanbul Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ile de görüşecek.

Çalışmalarını sürdüren 28 Şubat komisyonu, dönemin hükümeti Refah – Yol’un ortağı DYP eski Genel Başkanı ve Başbakan Tansu Çiller’in özel arşivi ile geleceği komisyonda vereceği bilgileri bekliyor. Komisyon dönemin bir diğer Başbakan’ı Mesut Yılmaz’ın sorulara “yazılı yanıt verme” talebine ise sıcak bakmıyor ve Yılmaz’ı canlı dinlemek istiyor. Bu nedenle Yılmaz’ın komisyona yazılı göndereceği yanıtlar kabul edilmeyecek, komisyon Yılmaz’ı canlı dinleme talebini kendisine iletecek.

Star