Archive for the ‘Genel’ Category

Çelik’in Kurtulmuş ve Soylu’ya kapıyı açma şartı

Perşembe, Haziran 28th, 2012

HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ile Demokrat Parti eski Genel Başkanı Süleyman Soylu’nun AK Parti’ye katılacağı iddiaları Ankara gündemine bomba gibi düştü.

Başbakan Erdoğan’ın son MYK’da gündeme getirdiğinin iddia edildiği haber üzerine konuşan taraflardan Numan Kurtulmuş, “Ben de gazetelerden gördüm. Olmayan bir şeye yorum yapacak değilim. AK Parti tarafından da bana yapılmış bir teklif yok” dedi.

Özellikle sosyal medyada büyük ses getiren transfer haberleri üzerine AK Parti cephesinden de çarpıcı açıklamalar geldi. Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Kurtulmuş ve Soylu için şartlı olarak kapıları açarken, MKYK üyesi Ayşe Böhürler ise iki liderin AK Parti katılmasından mutluluk duyacağını açıkladı. HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu ise haberlere tepki gösterdi. Gazeteci Faruk Mercan ise Erdoğan ile Kurtulmuş’un Şubat ayında görüştüğünü iddia etti.

Konuyla ilgili yapılan açıklamalar şöyle:

ZAMANINDA AĞIR LAFLAR ETTİLER

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ile DP eski Genel Başkanı Süleyman Soylu’nun AK Parti’ye geçeceği iddialarının hatırlatılması üzerine, iki ismin AKP’nin ilkelerini benimsemesi şartıyla kapılarının kendilerine sonuna kadar açık olduğunu bildirdi.  Soylu’nun DYP döneminde kendisinin yakın arkadaşı olduğunu kaydeden Çelik, Kurtulmuş ve Soylu’nun Başbakan  Erdoğan’a yönelik hoş olmayan sözler söylediğini belirterek, “Eğer Sayın Kurtulmuş ve Soylu, ‘Arkadaşlar bizim o gün söylediklerimiz yanlıştı. Doğru siyasi yol burasıdır’ deyip bizim kapımızı çalarlarsa, kapımız her zaman açıktır. Bu şekilde gelirlerse hoş geldiniz deriz” dedi.

ANCAK MUTLULUK DUYARIZ

AK Parti MKYK üyesi olan gazeteci Ayşe Böhürler ise twitter adresinden transfer iddiaları için şu yorumu yaptı: “Süleyman Soylu da Numan Kurtulmuş da kaliteli insanlardır, Ak Parti’ye gelmelerinden ancak mutlu oluruz.”

HERHANGİ BİR GRUBUN İKAMESİ DEĞİLİZ

Haber5.com’a konuşan HAS Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Mehmet  Bekaroğlu, “Partimiz normal çalışmalarına devam ediyor. Kongrelerimiz var. Partimiz il ve ilçe kongrelerini yapmakta. Hükümet sorunları çözemedi. Partimiz, bu anlamda önemli roller oynayacak. Bizler çalışmalarımıza devam ediyoruz. HAS Parti’yi herhangi bir kişinin veya grubun ikamesi olamsı için kurmadık. Amacımız bir yerlere gelmek değil, bir şeyler yapabilmek.” dedi.

ŞUBAT’TA GÖRÜŞTÜLER

Kanaltürk Televizyonu’nun Ankara Temsilcisi Faruk Mercan ise twitter adresinden çarpıcı bir iddia ortaya atı. Mercan, sayfasında şu bilgileri paylaştı:  “Başbakan Erdoğan, Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ile Şubat ayında görüştü ve AK Parti’ye “önşartsız” davet etti diye biliyorum…”

Haber 7

Kılıçdaroğlu: Nefret söylemleriyle dostluk olmaz

Perşembe, Haziran 28th, 2012

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bütün komşularımızla dost olmak zorundayız. Bunun için önce dilimizi düzeltmeliyiz” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın’da 15 yıl önce temeli atılan ve şehrin ortasında yıllardır atıl vaziyette duran belediye hizmet binasının açılışını yaptı. Açılışa Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, ADÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu, CHP Aydın Milletvekilleri Bülent Tezcan, Metin Lütfi Baydar, Osman Aydın, İl Özel İdare Genel Sekreteri Halil İbrahim Aktemur, İl Genel Meclisi Başkanı Hayri Güleç, CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Günaydın, Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle davetliler katıldı. Türkiye Kuva-yı Milliye ve Mücahitler Derneği Aydın Şubesi halk oyunları ekibinin gösterileriyle başlayan açılış, CHP’li eski milletvekili Faruk Demir’in Atatürk için bestelediği “Sarı Saçlım, Mavi Gözlüm” adlı şarkısını seslendirmesiyle devam etti.
Konuşmasına Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu överek başlayan CHP Genel Başkanı Kemal

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Sevgili Aydınlılar kendinizle ne kadar gurur duysanız azdır. Size hesap vermeyi görev sayan namuslu bir belediye başkanı seçtiniz. Kendisi için değil bulunduğu kent için çalışan bir belediye başkanı. Borçlu devraldığı bir belediyenin kasasını dolduran belediye başkanı. Bir Aydın Belediye Başkanını düşün bir de Aydın’dan kat kat daha büyük Ankara ve İstanbul belediyelerini düşünün. Borç batağındalar, bir metroyu dahi yapamadılar. Buradan İstanbul ve Ankara belediye başkanlarına sesleniyorum. Hizmet vermeyi bilmiyorsanız gelin Aydın Belediye Başkanı size 15 gün kurs versin. Paraya ihtiyacınız varsa da gelin; Aydın Belediye Başkanı size borç para bile verir.”

Terör olaylarında dün 4 şehit daha verildiğini ve son bir ayda şehit sayısının 23’e yükseldiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Keşke hiç sorunu olmayan bir ülke oluşturabilsek. Birbirini seven birbirini kucaklayabilen bir Türkiye’yi oluşturabilsek. Her şeyi olan bu güzel ülkede neden şehitler veriliyor? 30-35 yıldır bu sorun neden çözülmez? Bu sorunun çözülmemesinin tek nedeni siyasetçiler. Niye bir araya gelip konuşamıyoruz. Neden bir arada sohbet etmiyoruz? Neden bir araya gelip de bu sorunun nasıl çözüleceğini konuşamıyoruz? Her şehit haberinin ardından ocaklarına ateş düşen herkes ‘Niçin bir araya gelemiyorsunuz’ diyor.”

Aydın’dan bu güzel coğrafyadan seslendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Gelin bir arada oturup konuşalım. Bu derdi nasıl çözeceğimizi söyleyelim. Bu sorunu meclis çözmeyecekse kim çözecek? 30-35 yıldır Mecliste çözülmeyen bu sorunu dışarıdan biri mi gelip çözecek? Kim Türkiye’nin dostu? Dışarıdan dost aramaya gerek yok. Biz ülkemizin sorunlarını çözeceğiz. Millet bize niye oy verdi? Şehit sayısı artsın diye mi oy verdi millet bize? Millet bize bu memleketin sorunlarını çözün diye oy verdi. Milli irade nerede, TBMM’de. Anayasayı değiştirmek için bir araya geliyoruz, günlerce konuşuyoruz. Ucunda ölüm de yok ama bu işin ucunda ölüm var. Her gün şehitlerimiz geliyor.”

Bir araya gelerek bu sorunu çözmek gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “CHP olarak, Mustafa Kemal’in partisi olarak ‘Bir araya gelelim ve bu sorunu çözelim’ diyoruz. Hiçbir önyargımız yok. Hiç kimseye düşmanlığımız yok. Tek söylediğimiz şey şu; bir araya gelelim ve konuşalım. Kinle yol alınmaz. Bu topraklar zengin topraklar. Bu topraklarda kin değil; bu topraklarda sevgiyi yeşertmek zorundayız. Eğer topraklarda sevgiyi ve hoşgörüyü egemen kılarsak başaramayacağımız hiçbir şey yoktur”

KİN VE NEFRET SÖYLEMLERİYLE DOSTLUK OLMAZ

Suriye tarafından düşürülen uçakta bulunan iki pilota halen ulaşılamadığına değinen Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün “Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir” ve “Dünyada barış, yurtta barış” sözlerini anımsattı.
Savaşların hiçbir ülkeye bir kazanç sağlamadığını savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Savaş hiçbir topluma bir şey getirmemiştir. Bütün komşularımızla bir dost olmak zorundayız. Kin ve nefret söylemleriyle dostluk olmaz. Bunun için önce dilimizi düzeltmeliyiz. ‘Komşularımızla sıfır sorun’ politikası yürütüyoruz dediler. Geldiğimiz nokta sıfır sorun mu? Her komşumuzla düşman olduk. Niye böyle oluyoruz biz. Irak, İran, Suriye ve Rusya ile düşmanız. Gelip bir kalkan kuruyorlar şimdi de kalkanı korumak için gelin 4 milyarlık silah alın diyorlar. Memlekette işsizlik var. Niye ben 4 milyar dolarlık silah alayım? 4 milyar dolarla fabrika kurulur, istihdam oluşturulur. Üniversite gençlerimiz işsiz, yüz binlerce atanamayan genç var. 50-60 kişilik derslerde okuyorlar. Bunun için yapacağımız çok şey var. Bu ülkeyi bir barış adasına ulaştırmak ve kavuşturmak zorundayız. Kendi ülkemizde huzur ve barış içinde yaşamalıyız. Kendi derdimizi bıraktık başkalarının derdiyle uğraşıyoruz”

ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİ KABUL ETMİYORUZ

Türkiye’de bazı adliyelerin kapatıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu yüzden hak arayan kişilerin kilometrelerce mesafe yapmak zorunda kalacağına işaret etti. Adliyelerin ticaret hane gibi görülmesinin yanlış olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, bunun yanında halen Özel Yetkili Mahkemelerin tartışıldığının altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Özel Yetkili Mahkemeleri kabul etmiyoruz. Bunlar eski sıkıyönetim mahkemeleridir. Bu mahkemeler adalet dağıtmaz. Niçin adalet dağıtmadığını herhalde hepiniz biliyor ve görüyorsunuz.”

KAÇACAK ADAM YURT DIŞINDAN GELİR Mİ?

Son örneğin YÖK eski Başkanı Sayın Kemal Gürüz olduğunu anlatan
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Aranıyordu, yurt dışından geldi. Kendi geldi, teslim oldu, ifadesi alındı. ‘Kaçacaksınız’ deyip içeri alındı. Yahu kaçacak adam yurt dışından gelir mi? Böyle bir adalet anlayışı olabilir mi? Adalet farklı bir şeydir. Hakimin verdiği kararı kamu vicdanı, milletin vicdanı kabul etmezse; o karar adil bir karar değildir.”

Kılıçdaroğlu: Nefret söylemleriyle dostluk olmaz

Perşembe, Haziran 28th, 2012

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bütün komşularımızla dost olmak zorundayız. Bunun için önce dilimizi düzeltmeliyiz” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın’da 15 yıl önce temeli atılan ve şehrin ortasında yıllardır atıl vaziyette duran belediye hizmet binasının açılışını yaptı. Açılışa Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, ADÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu, CHP Aydın Milletvekilleri Bülent Tezcan, Metin Lütfi Baydar, Osman Aydın, İl Özel İdare Genel Sekreteri Halil İbrahim Aktemur, İl Genel Meclisi Başkanı Hayri Güleç, CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Günaydın, Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle davetliler katıldı. Türkiye Kuva-yı Milliye ve Mücahitler Derneği Aydın Şubesi halk oyunları ekibinin gösterileriyle başlayan açılış, CHP’li eski milletvekili Faruk Demir’in Atatürk için bestelediği “Sarı Saçlım, Mavi Gözlüm” adlı şarkısını seslendirmesiyle devam etti.
Konuşmasına Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu överek başlayan CHP Genel Başkanı Kemal

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Sevgili Aydınlılar kendinizle ne kadar gurur duysanız azdır. Size hesap vermeyi görev sayan namuslu bir belediye başkanı seçtiniz. Kendisi için değil bulunduğu kent için çalışan bir belediye başkanı. Borçlu devraldığı bir belediyenin kasasını dolduran belediye başkanı. Bir Aydın Belediye Başkanını düşün bir de Aydın’dan kat kat daha büyük Ankara ve İstanbul belediyelerini düşünün. Borç batağındalar, bir metroyu dahi yapamadılar. Buradan İstanbul ve Ankara belediye başkanlarına sesleniyorum. Hizmet vermeyi bilmiyorsanız gelin Aydın Belediye Başkanı size 15 gün kurs versin. Paraya ihtiyacınız varsa da gelin; Aydın Belediye Başkanı size borç para bile verir.”

Terör olaylarında dün 4 şehit daha verildiğini ve son bir ayda şehit sayısının 23’e yükseldiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Keşke hiç sorunu olmayan bir ülke oluşturabilsek. Birbirini seven birbirini kucaklayabilen bir Türkiye’yi oluşturabilsek. Her şeyi olan bu güzel ülkede neden şehitler veriliyor? 30-35 yıldır bu sorun neden çözülmez? Bu sorunun çözülmemesinin tek nedeni siyasetçiler. Niye bir araya gelip konuşamıyoruz. Neden bir arada sohbet etmiyoruz? Neden bir araya gelip de bu sorunun nasıl çözüleceğini konuşamıyoruz? Her şehit haberinin ardından ocaklarına ateş düşen herkes ‘Niçin bir araya gelemiyorsunuz’ diyor.”

Aydın’dan bu güzel coğrafyadan seslendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Gelin bir arada oturup konuşalım. Bu derdi nasıl çözeceğimizi söyleyelim. Bu sorunu meclis çözmeyecekse kim çözecek? 30-35 yıldır Mecliste çözülmeyen bu sorunu dışarıdan biri mi gelip çözecek? Kim Türkiye’nin dostu? Dışarıdan dost aramaya gerek yok. Biz ülkemizin sorunlarını çözeceğiz. Millet bize niye oy verdi? Şehit sayısı artsın diye mi oy verdi millet bize? Millet bize bu memleketin sorunlarını çözün diye oy verdi. Milli irade nerede, TBMM’de. Anayasayı değiştirmek için bir araya geliyoruz, günlerce konuşuyoruz. Ucunda ölüm de yok ama bu işin ucunda ölüm var. Her gün şehitlerimiz geliyor.”

Bir araya gelerek bu sorunu çözmek gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “CHP olarak, Mustafa Kemal’in partisi olarak ‘Bir araya gelelim ve bu sorunu çözelim’ diyoruz. Hiçbir önyargımız yok. Hiç kimseye düşmanlığımız yok. Tek söylediğimiz şey şu; bir araya gelelim ve konuşalım. Kinle yol alınmaz. Bu topraklar zengin topraklar. Bu topraklarda kin değil; bu topraklarda sevgiyi yeşertmek zorundayız. Eğer topraklarda sevgiyi ve hoşgörüyü egemen kılarsak başaramayacağımız hiçbir şey yoktur”

KİN VE NEFRET SÖYLEMLERİYLE DOSTLUK OLMAZ

Suriye tarafından düşürülen uçakta bulunan iki pilota halen ulaşılamadığına değinen Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün “Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir” ve “Dünyada barış, yurtta barış” sözlerini anımsattı.
Savaşların hiçbir ülkeye bir kazanç sağlamadığını savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Savaş hiçbir topluma bir şey getirmemiştir. Bütün komşularımızla bir dost olmak zorundayız. Kin ve nefret söylemleriyle dostluk olmaz. Bunun için önce dilimizi düzeltmeliyiz. ‘Komşularımızla sıfır sorun’ politikası yürütüyoruz dediler. Geldiğimiz nokta sıfır sorun mu? Her komşumuzla düşman olduk. Niye böyle oluyoruz biz. Irak, İran, Suriye ve Rusya ile düşmanız. Gelip bir kalkan kuruyorlar şimdi de kalkanı korumak için gelin 4 milyarlık silah alın diyorlar. Memlekette işsizlik var. Niye ben 4 milyar dolarlık silah alayım? 4 milyar dolarla fabrika kurulur, istihdam oluşturulur. Üniversite gençlerimiz işsiz, yüz binlerce atanamayan genç var. 50-60 kişilik derslerde okuyorlar. Bunun için yapacağımız çok şey var. Bu ülkeyi bir barış adasına ulaştırmak ve kavuşturmak zorundayız. Kendi ülkemizde huzur ve barış içinde yaşamalıyız. Kendi derdimizi bıraktık başkalarının derdiyle uğraşıyoruz”

ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELERİ KABUL ETMİYORUZ

Türkiye’de bazı adliyelerin kapatıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu yüzden hak arayan kişilerin kilometrelerce mesafe yapmak zorunda kalacağına işaret etti. Adliyelerin ticaret hane gibi görülmesinin yanlış olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, bunun yanında halen Özel Yetkili Mahkemelerin tartışıldığının altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Özel Yetkili Mahkemeleri kabul etmiyoruz. Bunlar eski sıkıyönetim mahkemeleridir. Bu mahkemeler adalet dağıtmaz. Niçin adalet dağıtmadığını herhalde hepiniz biliyor ve görüyorsunuz.”

KAÇACAK ADAM YURT DIŞINDAN GELİR Mİ?

Son örneğin YÖK eski Başkanı Sayın Kemal Gürüz olduğunu anlatan
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Aranıyordu, yurt dışından geldi. Kendi geldi, teslim oldu, ifadesi alındı. ‘Kaçacaksınız’ deyip içeri alındı. Yahu kaçacak adam yurt dışından gelir mi? Böyle bir adalet anlayışı olabilir mi? Adalet farklı bir şeydir. Hakimin verdiği kararı kamu vicdanı, milletin vicdanı kabul etmezse; o karar adil bir karar değildir.”

Vural’dan başbakana: Devleti uyuttunuz

Perşembe, Haziran 28th, 2012

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, hükümetin terörle ilgili politikalarını eleştirerek, ”Sayın Başbakan, terörle mücadele konusunda uyudunuz, yan gelip yattınız. Milletin güvencesi devletti ama terörle mücadele ederken devleti de uyuttunuz” dedi.

Vural, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, her gün gelen şehit haberlerinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

”Milletimizin başı sağolsun” ifadesini kullanan Vural, ”Sürekli olarak başsağlığı diliyoruz. Ülkeyi yönetenler başsağlığı dilmekten öteye gidemiyorlar. Terörle mücadele konusunda gaflet içerisinde bulunan, uyuyan bir yönetimin olduğu Türkiye’de her gün şehit haberleriyle sarsılıyoruz” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ”Suriye ile ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri’nin angajman kuralları yeni aşamaya göre değiştirilmiştir” şeklinde bir ifade kullandığını anımsatan Vural, şöyle devam etti:

”Doğrudur bu ama Sayın Başbakan’ın, terör konusunda da angajmanını değiştirmesinin gerektiği de gayet açıktır. Sayın Başbakan, ‘her iki taraf da ateşkes ilan etsin’ diyenlere olan angajmanından vazgeçmelidir. Habur’u savunan, ‘Oslo’da ikinci kez masaya oturalım’ diyenlere karşı angajmanını değiştirmelidir. Terörle mücadelede, ABD ve Obama’ya olan angajmanından vazgeçmelidir.

Sayın Başbakan, ‘PKK’yı bertaraf et’ diyen Türk milletine ve TBMM’ye angaje olmalıdır. PKK’ya karşı siyasal çözüm arama angajmanından vazgeçmeli ve milletin kendisine verdiği yetkiyi kullanmalıdır.

Leyla Zana ile görüşecekmiş Sayın Başbakan. Bu angajelerden vazgeçin. Neyi görüşeceksiniz? ‘Federasyon yetmez, bağımsızlık hakkımızdır’ diyen biriyle neyi görüşeceksiniz? ‘Silahlar güvencemizdir, PKK silah bırakmamalı’ diyen birinden neyi umut ediyorsunuz? Bozuk niyeti olanlarla neyi görüşeceksin? Neleri meşrulaştırmak istiyorsun Sayın Başbakan?”

– ”Devleti de uyutunuz” –

Vural, ”bölücü düşünceleri meşrulaştırarak, teröristlerin ekmeğine yağ süren girişimlerden vazgeçmenin terörle mücadelenin en ön şartı” olduğunu vurguladı.

”Devlet uyumaz, uyumamalı” diyen Vural, ”2002’de terör bitmişti. Terör örgütü Irak’ın kuzeyinde Barzani tarafından semirtilirken AKP Hükümet’i devleti uyuttu. Oslo’da pazarlık yaparken devleti uyuttunuz. Bu sonuçlar, devleti uyutan bir zihniyetin getirdiği sonuçlardır. Sonra, ‘bıçak kemiğe dayandı’ lafları. Hem siz uyudunuz, hem de devleti uyuttunuz” şeklinde konuştu.

”Sayın Başbakan, terörle mücadele konusunda uyudunuz, yan gelip yattınız. Milletin güvencesi devletti ama terörle mücadele ederken devleti de uyuttunuz” diyen Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Angajmanınızı değiştirin. Milletimize sesleniyorum; tüm bu olup bitenlerle ilgili ne olur siz uyumayın. Uyumadığı sürece bunları bu millet uyandıracaktır. Devleti yönetenler uyuyabilir ama MHP uyumamıştır, bu milletin uyumasına da izin vermeyecektir.

Şehitlere, ‘kabak bile 3-5 ayda yetişiyor’ diyen bir zihniyetle nasıl terörle mücadele edersiniz? Bu kılavuzlar artık kabak tadı vermiştir. ‘Şeytanla görüşürüm’ diyen bir zihniyet. Bu zihniyetle nasıl mücadele edilebilir? Ağzı olan konuşuyor.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet dilemekten öteye bir şey yapmıyorlar. Terör devam ediyor, yargı paketinde terörle mücadelede 13. madde kaldırılmak suretiyle terör suçlarıyla ilgili cezaların hükmün ertelenmesi kapsamına alınması planlanıyor. Nasıl terörle mücadele edeceğiz bu şekilde? Türk bayrağını yırtanları, İstiklal Marşı’na hakaret edenlerin erteleme cezaları kapsamına alınmasını istiyor Hükümet. Hükmün geriye bırakılması ekseninde bu suçlar mazur gösterilecek suçlar arasına alınıyor. Bilerek suç işleyenlerin suçu azaltılıyor. Özellikle, herhalde KCK’lıların serbest bırakılmasına yönelik bir sürecin başlatılacağına ilişkin endişelerimiz vardır.”

-Özel yetkili mahkemeler-

Özel yetkili mahkemelere de değinen Vural, bu mahkemelerinin durumunun, ”papatya falına” döndüğünü söyledi. Vural, ”Olacak mı olmayacak mı? Anlaşılan o ki Bakanlar Kurulu içerisinde çatlak vardır” dedi.

Hükümetten bu konuda daha net bir tavır takınmasını isteyen Vural, şöyle konuştu:

”Madem kanun tasarınız var, özel yetkili mahkemelerle ilgili düzenleme konusunda kanun tasarısı getirin. Böyle gece yarısı operasyonuyla bir önerge vasıtasıyla getirmek yerine, Bakanlar Kurulu’nda çatlak yoksa hodri meydan, bunu kanun tasarı olarak getirin. Bu konuda TBMM’ye görüşünüzün açık ve net olduğu konusunda bir mesaj verin. Bugüne kadar korku imparatorluğu oluşturdular. Şimdi bunun sorumlusu özel yetkili mahkemeleri sırtından atmaya çalışıyor. Başbakan, özel yetkili mahkemelerin süreç içerisinde elde ettiği bilgi ve belgelerin bumerang gibi kendisini vuracağını görünce düzenleme yapılmasını istedi.

Özel yetkili mahkemelerin, Türkiye’nin karşılaştığı bir takım tehlikeleri göz önüne alırsak, muhafazasından yanayız. Ancak adaletin de kısa sürede tecelli etmesi gerekiyor.”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, ”Parlamenter sistemin hukuk dışı ve gayri ahlaki operasyonlara  açık olduğunu” söylediğini hatırlatan Vural, ”Bu bir itirafnamedir. Bununla AKP’nin hukuk ve ahlak dışı uygulamalarla iktidarını kullandığı tescil edilmiştir. Bir de ‘hukuk ve ahlak dışı operasyonların bitmesi için başkanlık sistemini seçin’ diye tehdit ediyor. Allah akıl, fikir versin” şeklinde konuştu.

Vural, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin sorusu üzerine Vural, ”Başbakan’ın Zana ile görüşmesine Kılıçdaroğlu da katılsın. Kendisi, ‘akil adamlar’ diyordu ya orada da bir akil kadın olacak işte. Birlikte görüşsünler” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘medyadan MHP’nin komisyona katılması için baskı yapmasını istediğini” anımsatan Vural, ”Bizim pusulamız millet. MHP’yi baskı altına almaya, yönlendirmeye kimsenin gücü yetmez. Kimsenin dolduruşuna gazına gelmeyiz” diye konuştu.

Vural’dan başbakana: Devleti uyuttunuz

Perşembe, Haziran 28th, 2012

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, hükümetin terörle ilgili politikalarını eleştirerek, ”Sayın Başbakan, terörle mücadele konusunda uyudunuz, yan gelip yattınız. Milletin güvencesi devletti ama terörle mücadele ederken devleti de uyuttunuz” dedi.

Vural, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, her gün gelen şehit haberlerinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

”Milletimizin başı sağolsun” ifadesini kullanan Vural, ”Sürekli olarak başsağlığı diliyoruz. Ülkeyi yönetenler başsağlığı dilmekten öteye gidemiyorlar. Terörle mücadele konusunda gaflet içerisinde bulunan, uyuyan bir yönetimin olduğu Türkiye’de her gün şehit haberleriyle sarsılıyoruz” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ”Suriye ile ilgili Türk Silahlı Kuvvetleri’nin angajman kuralları yeni aşamaya göre değiştirilmiştir” şeklinde bir ifade kullandığını anımsatan Vural, şöyle devam etti:

”Doğrudur bu ama Sayın Başbakan’ın, terör konusunda da angajmanını değiştirmesinin gerektiği de gayet açıktır. Sayın Başbakan, ‘her iki taraf da ateşkes ilan etsin’ diyenlere olan angajmanından vazgeçmelidir. Habur’u savunan, ‘Oslo’da ikinci kez masaya oturalım’ diyenlere karşı angajmanını değiştirmelidir. Terörle mücadelede, ABD ve Obama’ya olan angajmanından vazgeçmelidir.

Sayın Başbakan, ‘PKK’yı bertaraf et’ diyen Türk milletine ve TBMM’ye angaje olmalıdır. PKK’ya karşı siyasal çözüm arama angajmanından vazgeçmeli ve milletin kendisine verdiği yetkiyi kullanmalıdır.

Leyla Zana ile görüşecekmiş Sayın Başbakan. Bu angajelerden vazgeçin. Neyi görüşeceksiniz? ‘Federasyon yetmez, bağımsızlık hakkımızdır’ diyen biriyle neyi görüşeceksiniz? ‘Silahlar güvencemizdir, PKK silah bırakmamalı’ diyen birinden neyi umut ediyorsunuz? Bozuk niyeti olanlarla neyi görüşeceksin? Neleri meşrulaştırmak istiyorsun Sayın Başbakan?”

– ”Devleti de uyutunuz” –

Vural, ”bölücü düşünceleri meşrulaştırarak, teröristlerin ekmeğine yağ süren girişimlerden vazgeçmenin terörle mücadelenin en ön şartı” olduğunu vurguladı.

”Devlet uyumaz, uyumamalı” diyen Vural, ”2002’de terör bitmişti. Terör örgütü Irak’ın kuzeyinde Barzani tarafından semirtilirken AKP Hükümet’i devleti uyuttu. Oslo’da pazarlık yaparken devleti uyuttunuz. Bu sonuçlar, devleti uyutan bir zihniyetin getirdiği sonuçlardır. Sonra, ‘bıçak kemiğe dayandı’ lafları. Hem siz uyudunuz, hem de devleti uyuttunuz” şeklinde konuştu.

”Sayın Başbakan, terörle mücadele konusunda uyudunuz, yan gelip yattınız. Milletin güvencesi devletti ama terörle mücadele ederken devleti de uyuttunuz” diyen Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Angajmanınızı değiştirin. Milletimize sesleniyorum; tüm bu olup bitenlerle ilgili ne olur siz uyumayın. Uyumadığı sürece bunları bu millet uyandıracaktır. Devleti yönetenler uyuyabilir ama MHP uyumamıştır, bu milletin uyumasına da izin vermeyecektir.

Şehitlere, ‘kabak bile 3-5 ayda yetişiyor’ diyen bir zihniyetle nasıl terörle mücadele edersiniz? Bu kılavuzlar artık kabak tadı vermiştir. ‘Şeytanla görüşürüm’ diyen bir zihniyet. Bu zihniyetle nasıl mücadele edilebilir? Ağzı olan konuşuyor.

Şehitlerimize Allah’tan rahmet dilemekten öteye bir şey yapmıyorlar. Terör devam ediyor, yargı paketinde terörle mücadelede 13. madde kaldırılmak suretiyle terör suçlarıyla ilgili cezaların hükmün ertelenmesi kapsamına alınması planlanıyor. Nasıl terörle mücadele edeceğiz bu şekilde? Türk bayrağını yırtanları, İstiklal Marşı’na hakaret edenlerin erteleme cezaları kapsamına alınmasını istiyor Hükümet. Hükmün geriye bırakılması ekseninde bu suçlar mazur gösterilecek suçlar arasına alınıyor. Bilerek suç işleyenlerin suçu azaltılıyor. Özellikle, herhalde KCK’lıların serbest bırakılmasına yönelik bir sürecin başlatılacağına ilişkin endişelerimiz vardır.”

-Özel yetkili mahkemeler-

Özel yetkili mahkemelere de değinen Vural, bu mahkemelerinin durumunun, ”papatya falına” döndüğünü söyledi. Vural, ”Olacak mı olmayacak mı? Anlaşılan o ki Bakanlar Kurulu içerisinde çatlak vardır” dedi.

Hükümetten bu konuda daha net bir tavır takınmasını isteyen Vural, şöyle konuştu:

”Madem kanun tasarınız var, özel yetkili mahkemelerle ilgili düzenleme konusunda kanun tasarısı getirin. Böyle gece yarısı operasyonuyla bir önerge vasıtasıyla getirmek yerine, Bakanlar Kurulu’nda çatlak yoksa hodri meydan, bunu kanun tasarı olarak getirin. Bu konuda TBMM’ye görüşünüzün açık ve net olduğu konusunda bir mesaj verin. Bugüne kadar korku imparatorluğu oluşturdular. Şimdi bunun sorumlusu özel yetkili mahkemeleri sırtından atmaya çalışıyor. Başbakan, özel yetkili mahkemelerin süreç içerisinde elde ettiği bilgi ve belgelerin bumerang gibi kendisini vuracağını görünce düzenleme yapılmasını istedi.

Özel yetkili mahkemelerin, Türkiye’nin karşılaştığı bir takım tehlikeleri göz önüne alırsak, muhafazasından yanayız. Ancak adaletin de kısa sürede tecelli etmesi gerekiyor.”

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, ”Parlamenter sistemin hukuk dışı ve gayri ahlaki operasyonlara  açık olduğunu” söylediğini hatırlatan Vural, ”Bu bir itirafnamedir. Bununla AKP’nin hukuk ve ahlak dışı uygulamalarla iktidarını kullandığı tescil edilmiştir. Bir de ‘hukuk ve ahlak dışı operasyonların bitmesi için başkanlık sistemini seçin’ diye tehdit ediyor. Allah akıl, fikir versin” şeklinde konuştu.

Vural, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin sorusu üzerine Vural, ”Başbakan’ın Zana ile görüşmesine Kılıçdaroğlu da katılsın. Kendisi, ‘akil adamlar’ diyordu ya orada da bir akil kadın olacak işte. Birlikte görüşsünler” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘medyadan MHP’nin komisyona katılması için baskı yapmasını istediğini” anımsatan Vural, ”Bizim pusulamız millet. MHP’yi baskı altına almaya, yönlendirmeye kimsenin gücü yetmez. Kimsenin dolduruşuna gazına gelmeyiz” diye konuştu.

Guardian: Türkiye’nin zayıflığı ortaya çıktı

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Guardian, “Suriye krizi, Ankara’nın bölgesel süper bir güç olmak için girişimlerinin akılsızlığını ve zayıflığını ortaya çıkardı” görüşünü ileri sürerek, “Türkiye, modernleşme ve ekonomik büyüme amaçlarını tehlikeye atabilecek, Kürt bölgesindeki istikrarı daha da bozabilecek ve sınırdaki bölgesel çıkarlarını ciddi bir şekilde riske atabilecek güney sınırında bir savaş istemiyor ve bunu göze alamaz. Esad, muhtemelen bunu çok iyi biliyor” yorumunu yaptı.

İngiliz Guardian gazetesinin editör yardımcısı ve dış işleri muhabiri Simon Tisdall imzalı haberde, “Suriye krizi, Ankara’nın bölgesel süper bir güç olmak için girişimlerinin akılsızlığını ve zayıflığını ortaya çıkardı” savını öne sürerek, Bush yönetiminin Irak işgali için Türkiye topraklarından geçme izni istemesini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açık bir şekilde reddettiğini ve bu “cesur meydan okumanın” Arap dünyasında ve özellikle Suriye’den alkış aldığını hatırlattı.

-“TÜRKİYE, BİR SAVAŞ İSTEMİYOR VE BUNU GÖZE ALAMAZ”-

Ancak, şimdi Esat rejiminin, Türk jetinin Suriye tarafından düşürülmesinin ardından ikili ya da bölgesel bir çatışma olasılığıyla Ankara’yı tehlikeli bir düşman olarak gördüğünü belirten Tisdall, şu değerlendirmeyi yaptı: “Erdoğan’ın sınıra yaklaşan Suriye ordusunu hedef alan yemini, neye mal olursa olsun muhalif güçlere destek ve Esad hanedanının düşürmek için yapabileceği her şey Türkiye’nin pozisyonunun zayıflığını hemen hemen hiç değiştirmedi. Ankara’nın ikiz önceliklerinin her ikisi de içe yönelik: modernleşme ve ekonomik büyüme. Türkiye, bu amaçlarını tehlikeye atabilecek, Kürt bölgesindeki istikrarı daha da bozabilecek ve sınırdaki bölgesel çıkarlarını ciddi bir şekilde riske atabilecek güney sınırında bir savaş istemiyor ve bunu göze alamaz. Esad, muhtemelen bunu çok iyi biliyor.”

-“SURİYE KRİZİ, TÜRK LİDERE YENİ BİR GÖRÜNÜM İÇİN FIRSAT SUNUYOR”-

Türk “zayıflığının”, üçlü otorite Başbakan Erdoğan, “beyin” olarak nitelendirdiği Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “ciddi yanlış hesaplamalarıyla” daha da kötüleştiğini ileri süren Tisdall, Suriye krizinin, Türkiye’nin gerçek dostlarının kim olduğunu ya da kimin olamayacağını bilmesi konusunda Türkiye’nin liderlerine ülkelerinin görünümüne yeniden yön vermek için bir fırsat sunduğu yorumunu yaptı.

ANKA

Guardian: Türkiye’nin zayıflığı ortaya çıktı

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Guardian, “Suriye krizi, Ankara’nın bölgesel süper bir güç olmak için girişimlerinin akılsızlığını ve zayıflığını ortaya çıkardı” görüşünü ileri sürerek, “Türkiye, modernleşme ve ekonomik büyüme amaçlarını tehlikeye atabilecek, Kürt bölgesindeki istikrarı daha da bozabilecek ve sınırdaki bölgesel çıkarlarını ciddi bir şekilde riske atabilecek güney sınırında bir savaş istemiyor ve bunu göze alamaz. Esad, muhtemelen bunu çok iyi biliyor” yorumunu yaptı.

İngiliz Guardian gazetesinin editör yardımcısı ve dış işleri muhabiri Simon Tisdall imzalı haberde, “Suriye krizi, Ankara’nın bölgesel süper bir güç olmak için girişimlerinin akılsızlığını ve zayıflığını ortaya çıkardı” savını öne sürerek, Bush yönetiminin Irak işgali için Türkiye topraklarından geçme izni istemesini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açık bir şekilde reddettiğini ve bu “cesur meydan okumanın” Arap dünyasında ve özellikle Suriye’den alkış aldığını hatırlattı.

-“TÜRKİYE, BİR SAVAŞ İSTEMİYOR VE BUNU GÖZE ALAMAZ”-

Ancak, şimdi Esat rejiminin, Türk jetinin Suriye tarafından düşürülmesinin ardından ikili ya da bölgesel bir çatışma olasılığıyla Ankara’yı tehlikeli bir düşman olarak gördüğünü belirten Tisdall, şu değerlendirmeyi yaptı: “Erdoğan’ın sınıra yaklaşan Suriye ordusunu hedef alan yemini, neye mal olursa olsun muhalif güçlere destek ve Esad hanedanının düşürmek için yapabileceği her şey Türkiye’nin pozisyonunun zayıflığını hemen hemen hiç değiştirmedi. Ankara’nın ikiz önceliklerinin her ikisi de içe yönelik: modernleşme ve ekonomik büyüme. Türkiye, bu amaçlarını tehlikeye atabilecek, Kürt bölgesindeki istikrarı daha da bozabilecek ve sınırdaki bölgesel çıkarlarını ciddi bir şekilde riske atabilecek güney sınırında bir savaş istemiyor ve bunu göze alamaz. Esad, muhtemelen bunu çok iyi biliyor.”

-“SURİYE KRİZİ, TÜRK LİDERE YENİ BİR GÖRÜNÜM İÇİN FIRSAT SUNUYOR”-

Türk “zayıflığının”, üçlü otorite Başbakan Erdoğan, “beyin” olarak nitelendirdiği Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “ciddi yanlış hesaplamalarıyla” daha da kötüleştiğini ileri süren Tisdall, Suriye krizinin, Türkiye’nin gerçek dostlarının kim olduğunu ya da kimin olamayacağını bilmesi konusunda Türkiye’nin liderlerine ülkelerinin görünümüne yeniden yön vermek için bir fırsat sunduğu yorumunu yaptı.

ANKA

‘Esed’de zerre kadar haya kalmamış’

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Karadavi, Esed yönetimi için, “Kendisinde zerre kadar insanlık, haya ve anlayış bulunmayan bir insan gibi hareket ediyorlar” dedi. Karadavi, Arap Baharı’nın dış komplo olduğu iddiasına da, “Arap Baharı bu ümmetin çocuklarının yaptığı gerçek bir devrimdir” karşılığını verdi.

İstanbul’da gerçekleşen Avrupa Fetva ve Araştırma Konseyi 22. Dönem Toplantısı’na katılan Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Karadavi, AA muhabirine Mısır ve Orta Doğu’daki son gelişmeleri değerlendirdi.

Mısır’ın yeni cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi “Ilımlı, ülkesi ve halkı için eşi benzeri bulunmaz bir lider” olarak nitelendiren Karadavi, “Mısır, Mursi ile yeni bir döneme girdi” dedi. “İslami kesim kendi varlığını göstermiştir” diyen Karadavi, kendisinin desteklediği adayın başlangıçta Abdulmunim Ebu’l- Futuh olduğunu ancak Futuh seçimlerin ikinci turuna kalmaya hak kazanamadığı için Mursi’ye destek verdiğini ifade etti.

“Mursi’nin yalnızca Müslümanları temsil etmediğini, tüm Mısırlılar’ın sesi olduğunu ve “devrim düşmanlarına karşı başarılı olmak istediğini” kaydeden Karadavi, “Biz herkesi Mısır’ın güçlü bir ülke haline gelmesi için işbirliğine çağırıyoruz. Çünkü Mısır Arap Rönesansı’na öncülük eden, ayrıca tarih, kültür, ilim, ekonomi açısından önemli bir ülke. Mısır, Arap-İslam medeniyetinin önde gelen ülkeleriyle ilişkilerinde yeni bir sayfa açmak istiyor” diye konuştu.

Karadavi, Mısır’ın her açıdan kendini geliştirmesi, dünyadaki Müslümanların ve Arap ülkelerinin kendisinden isteklerini dikkate alması gerektiğini ifade etti.

“Suriye rejimi kendi elleriyle sonunu hazırlıyor”

Karadavi, Suriye’de yaşanan olaylara ilişkin, “Suriye rejimi kendi elleriyle sonunu hazırlıyor. Çünkü kendi halkını acımasızca katlediyor. 15 aydan uzun zamandır ağır silahlarla halkını katlediyor. Günde ortalama 20 ila 40 arasında Suriyeli katlediliyor. Zalim, haksız, Allah’tan korkmaz, merhametsizler. Kendisine karşı çıkan herkesi işkence ederek katlediyor, çocukları bile. Ona karşı savaşanlar Rabbleri katında özgür ve onurlu bir hayat yaşayacak” ifadelerini kullandı.

“Bu rejim akılsız davranmaya başladı”

Suriye’nin silahsız Türk askeri uçağını uluslararası hava sahasında düşürmesiyle ilgili olarak da Karadavi, “Bu rejim akılsız ve vicdansız davranmaya başladı. Artık gözleri görmeyen, kulakları duymayan ve tüm duyuları kapalı olarak hesapsızca hareket eden anlayışsız ya da hissiz bir yönetim haline geldi” diye konuştu.

Sözlerini Kur’an-ı Kerim’in Araf Suresi’nin 179. ayeti ile (İşte bunlar (yollarını şaşırma bakımından) davar sürüsü gibidirler ve hatta davar sürüsünden de beter haldedirler. İşte bunlar tam bir aymazlık içinde olan kimselerdir) destekleyen Karadavi, “Onlar akıllı bir insanın yapmayacağı şeyleri yapıyor ve kendisinde zerre kadar insanlık, haya ve anlayış bulunmayan bir insan gibi hareket ediyorlar” dedi.

Karadavi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın olayın ardından krizi tırmandıracak herhangi bir girişimde bulunmayarak büyük bir olgunluk gösterdiğini dile getirdi.

“Arap Baharı gerçek bir devrimdir”

Bazı çevrelerin Arap Baharı’nın “dış güçlerin bir komplosu” olduğu şeklindeki yaklaşımını da değerlendiren Karadavi, “Bu akıllı insanların söyleyeceği bir söz değil. Çünkü Arap Baharı, her şeyi zulümle baskı altına alan rejimlerin karşısında durmak ve direnmekten başka çareleri olmayan, bu ümmetin çocuklarının yaptığı gerçek bir devrimdir” diye konuştu.

Karadavi, “Küçük ülke Tunus’ta başlayan ve günden güne büyüyerek Mısır’a, oradan Libya’ya, Yemen’e ve Suriye’ye ulaşan bu devrimi başlatan kimselere teşekkür etmemiz gerekir. İnşallah Arap Baharı devam eder ve hedeflerine ulaşır” dedi.

Filistin’deki Hamas-Fetih uzlaşı çabalarına da değinen Karadavi, Filistinli grupları barışa karşı duran tüm engellerin üstesinden gelmeye çağırarak, “İsrailliler, Filistin halkı ile oynamak istiyor ve yerleşim yerleri inşa etmek için her barış girişimine darbe vuruyor. Ben de Hamas ve İslami Cihat’taki kardeşlerim gibi barış girişimlerini destekliyorum” şeklinde konuştu.

“AA’nın Arapça yayını önemli bir adım”

Karadavi, AA’nın Arapça yayına başlamasıyla ilgili düşüncelerini de şöyle ifade etti :

“Dil farklılıkları Müslümanların birbirlerinden ayrı yaşamalarına sebep olmamalı, kardeşliklerine ve dayanışmalarına  engel teşkil etmemeli. Bu kardeşliğin bir iletişim aracının olması gerekir. Anadolu Ajansı’na bizim aramızda iyi bir aracı olduğu ve aramızdaki iletişimi kuvvetlendirdiği için çok teşekkür ederiz.”

‘Esed’de zerre kadar haya kalmamış’

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Karadavi, Esed yönetimi için, “Kendisinde zerre kadar insanlık, haya ve anlayış bulunmayan bir insan gibi hareket ediyorlar” dedi. Karadavi, Arap Baharı’nın dış komplo olduğu iddiasına da, “Arap Baharı bu ümmetin çocuklarının yaptığı gerçek bir devrimdir” karşılığını verdi.

İstanbul’da gerçekleşen Avrupa Fetva ve Araştırma Konseyi 22. Dönem Toplantısı’na katılan Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Karadavi, AA muhabirine Mısır ve Orta Doğu’daki son gelişmeleri değerlendirdi.

Mısır’ın yeni cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi “Ilımlı, ülkesi ve halkı için eşi benzeri bulunmaz bir lider” olarak nitelendiren Karadavi, “Mısır, Mursi ile yeni bir döneme girdi” dedi. “İslami kesim kendi varlığını göstermiştir” diyen Karadavi, kendisinin desteklediği adayın başlangıçta Abdulmunim Ebu’l- Futuh olduğunu ancak Futuh seçimlerin ikinci turuna kalmaya hak kazanamadığı için Mursi’ye destek verdiğini ifade etti.

“Mursi’nin yalnızca Müslümanları temsil etmediğini, tüm Mısırlılar’ın sesi olduğunu ve “devrim düşmanlarına karşı başarılı olmak istediğini” kaydeden Karadavi, “Biz herkesi Mısır’ın güçlü bir ülke haline gelmesi için işbirliğine çağırıyoruz. Çünkü Mısır Arap Rönesansı’na öncülük eden, ayrıca tarih, kültür, ilim, ekonomi açısından önemli bir ülke. Mısır, Arap-İslam medeniyetinin önde gelen ülkeleriyle ilişkilerinde yeni bir sayfa açmak istiyor” diye konuştu.

Karadavi, Mısır’ın her açıdan kendini geliştirmesi, dünyadaki Müslümanların ve Arap ülkelerinin kendisinden isteklerini dikkate alması gerektiğini ifade etti.

“Suriye rejimi kendi elleriyle sonunu hazırlıyor”

Karadavi, Suriye’de yaşanan olaylara ilişkin, “Suriye rejimi kendi elleriyle sonunu hazırlıyor. Çünkü kendi halkını acımasızca katlediyor. 15 aydan uzun zamandır ağır silahlarla halkını katlediyor. Günde ortalama 20 ila 40 arasında Suriyeli katlediliyor. Zalim, haksız, Allah’tan korkmaz, merhametsizler. Kendisine karşı çıkan herkesi işkence ederek katlediyor, çocukları bile. Ona karşı savaşanlar Rabbleri katında özgür ve onurlu bir hayat yaşayacak” ifadelerini kullandı.

“Bu rejim akılsız davranmaya başladı”

Suriye’nin silahsız Türk askeri uçağını uluslararası hava sahasında düşürmesiyle ilgili olarak da Karadavi, “Bu rejim akılsız ve vicdansız davranmaya başladı. Artık gözleri görmeyen, kulakları duymayan ve tüm duyuları kapalı olarak hesapsızca hareket eden anlayışsız ya da hissiz bir yönetim haline geldi” diye konuştu.

Sözlerini Kur’an-ı Kerim’in Araf Suresi’nin 179. ayeti ile (İşte bunlar (yollarını şaşırma bakımından) davar sürüsü gibidirler ve hatta davar sürüsünden de beter haldedirler. İşte bunlar tam bir aymazlık içinde olan kimselerdir) destekleyen Karadavi, “Onlar akıllı bir insanın yapmayacağı şeyleri yapıyor ve kendisinde zerre kadar insanlık, haya ve anlayış bulunmayan bir insan gibi hareket ediyorlar” dedi.

Karadavi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın olayın ardından krizi tırmandıracak herhangi bir girişimde bulunmayarak büyük bir olgunluk gösterdiğini dile getirdi.

“Arap Baharı gerçek bir devrimdir”

Bazı çevrelerin Arap Baharı’nın “dış güçlerin bir komplosu” olduğu şeklindeki yaklaşımını da değerlendiren Karadavi, “Bu akıllı insanların söyleyeceği bir söz değil. Çünkü Arap Baharı, her şeyi zulümle baskı altına alan rejimlerin karşısında durmak ve direnmekten başka çareleri olmayan, bu ümmetin çocuklarının yaptığı gerçek bir devrimdir” diye konuştu.

Karadavi, “Küçük ülke Tunus’ta başlayan ve günden güne büyüyerek Mısır’a, oradan Libya’ya, Yemen’e ve Suriye’ye ulaşan bu devrimi başlatan kimselere teşekkür etmemiz gerekir. İnşallah Arap Baharı devam eder ve hedeflerine ulaşır” dedi.

Filistin’deki Hamas-Fetih uzlaşı çabalarına da değinen Karadavi, Filistinli grupları barışa karşı duran tüm engellerin üstesinden gelmeye çağırarak, “İsrailliler, Filistin halkı ile oynamak istiyor ve yerleşim yerleri inşa etmek için her barış girişimine darbe vuruyor. Ben de Hamas ve İslami Cihat’taki kardeşlerim gibi barış girişimlerini destekliyorum” şeklinde konuştu.

“AA’nın Arapça yayını önemli bir adım”

Karadavi, AA’nın Arapça yayına başlamasıyla ilgili düşüncelerini de şöyle ifade etti :

“Dil farklılıkları Müslümanların birbirlerinden ayrı yaşamalarına sebep olmamalı, kardeşliklerine ve dayanışmalarına  engel teşkil etmemeli. Bu kardeşliğin bir iletişim aracının olması gerekir. Anadolu Ajansı’na bizim aramızda iyi bir aracı olduğu ve aramızdaki iletişimi kuvvetlendirdiği için çok teşekkür ederiz.”

İran’ın olmaması sorun değil

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vitaliy Çurkin, Rus haber ajansı RİA Novosti’ye yaptığı açıklamada, ”İran’ın toplantıya katılımı yardımcı olur, ama katılmaması da toplantının yapılmayacağı ve herhangi bir adım atılmayacağı anlamına gelmiyor” dedi.

Bu arada, Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un dün BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan ile telefonda görüştüğü belirtilerek, görüşmede Suriye’deki son durum ile Cenevre’deki toplantının ele alındığı kaydedildi.

İran’ın olmaması sorun değil

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vitaliy Çurkin, Rus haber ajansı RİA Novosti’ye yaptığı açıklamada, ”İran’ın toplantıya katılımı yardımcı olur, ama katılmaması da toplantının yapılmayacağı ve herhangi bir adım atılmayacağı anlamına gelmiyor” dedi.

Bu arada, Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un dün BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan ile telefonda görüştüğü belirtilerek, görüşmede Suriye’deki son durum ile Cenevre’deki toplantının ele alındığı kaydedildi.

Bağdat’ta bombalı saldırılar: 14 ölü

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Yetkililer, Bağdat’ın kuzeyinde Taci’de gece bir hükümet binası önünde bomba yüklü 2 araçla düzenlenen saldırıda, 5 kişinin öldüğünü, 18 kişinin yaralandığını söyledi.

Bundan birkaç saat sonra Bağdat’ın güneyinde polis devriyesini hedef alan ve yol kenarına yerleştirilen bombayla düzenlenen saldırıda 1 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.

Bağdat’ın batısında sabah bir pazaryeri dışında bomba yüklü aracın patlaması üzerine 8 kişi yaşamını yitirirken, 30 kişi yaralandı.

Bağdat’ta bombalı saldırılar: 14 ölü

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Yetkililer, Bağdat’ın kuzeyinde Taci’de gece bir hükümet binası önünde bomba yüklü 2 araçla düzenlenen saldırıda, 5 kişinin öldüğünü, 18 kişinin yaralandığını söyledi.

Bundan birkaç saat sonra Bağdat’ın güneyinde polis devriyesini hedef alan ve yol kenarına yerleştirilen bombayla düzenlenen saldırıda 1 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.

Bağdat’ın batısında sabah bir pazaryeri dışında bomba yüklü aracın patlaması üzerine 8 kişi yaşamını yitirirken, 30 kişi yaralandı.

Yunan parlamentosu yemin etti

Perşembe, Haziran 28th, 2012

300 sandalyeli Yunan parlamentosunun yeni milletvekilleri, Başpiskopos Ieronimos tarafından yönetilen törende incile el basarak yemin etti.

Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) milletvekilleri Hüseyin Zeybek ve Ayhan Karayusuf ile Panhelenik Sosyalist Hareket (PASOK) milletvekili Ahmet Hacıosman ise Kuran-ı Kerim’e el basarak yemin etti.

Üç azınlık milletvekilinin yemini sırasında bir saygı göstergesi olarak herkes ayağa kalkarken, aşırı sağcı Altın Şafak (Hrisi Avgi) partisinin 18 milletvekili ayağa kalkmayarak üç azınlık milletvekilinin meclise girmesini protesto etti.

Törene göz ameliyatı sonrası ev istirahatında olan Başbakan Antonis Samaras ile AB zirvesi için Brüksel’de bulunan heyetteki milletvekilleri katılamadı.

Brüksel’de oldukları için törene katılmayanlar, Yunanistan’a dönüşlerinde ayrı bir törenle yemin edecek.

Yunan parlamentosu yemin etti

Perşembe, Haziran 28th, 2012

300 sandalyeli Yunan parlamentosunun yeni milletvekilleri, Başpiskopos Ieronimos tarafından yönetilen törende incile el basarak yemin etti.

Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) milletvekilleri Hüseyin Zeybek ve Ayhan Karayusuf ile Panhelenik Sosyalist Hareket (PASOK) milletvekili Ahmet Hacıosman ise Kuran-ı Kerim’e el basarak yemin etti.

Üç azınlık milletvekilinin yemini sırasında bir saygı göstergesi olarak herkes ayağa kalkarken, aşırı sağcı Altın Şafak (Hrisi Avgi) partisinin 18 milletvekili ayağa kalkmayarak üç azınlık milletvekilinin meclise girmesini protesto etti.

Törene göz ameliyatı sonrası ev istirahatında olan Başbakan Antonis Samaras ile AB zirvesi için Brüksel’de bulunan heyetteki milletvekilleri katılamadı.

Brüksel’de oldukları için törene katılmayanlar, Yunanistan’a dönüşlerinde ayrı bir törenle yemin edecek.

Suriye’ye müdahaleyi desteklemeyecek

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Lavrov, Moskova’da düzenlediği basın toplantısında, Suriye krizine yönelik açıklamalarda bulundu.

30 Haziran’da Cenevre’de yapılacak Suriye toplantısında, Suriye’ye herhangi bir dış müdahaleyi desteklemeyeceklerini belirten Lavrov, bu süreçte İran’ı dışlamanın hata olacağını söyledi.

Lavrov, herhangi bir NATO ülkesinin Suriye’de Libya senaryosunu tekrarlamaya eğilimli olmadığını düşündüğünü belirtirken, “En azından şu ana kadar görüştüğümüz NATO ülkeleri ve diğer ülkelerden, Suriye’ye müdahale yönünde bir şey duymadık” dedi.

Rusya’nın Suriye’de reformların yapılmasını desteklediğini ancak bu süreçte dış ülkelerin kendi düşüncelerini Suriye’ye dayatmaması gerektiğini vurgulayan Lavrov, “Değişim sürecine ve Esed’in geleceğine sadece Suriye halkı karar vermeli” ifadelerini kullandı.

Suriye’ye müdahaleyi desteklemeyecek

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Lavrov, Moskova’da düzenlediği basın toplantısında, Suriye krizine yönelik açıklamalarda bulundu.

30 Haziran’da Cenevre’de yapılacak Suriye toplantısında, Suriye’ye herhangi bir dış müdahaleyi desteklemeyeceklerini belirten Lavrov, bu süreçte İran’ı dışlamanın hata olacağını söyledi.

Lavrov, herhangi bir NATO ülkesinin Suriye’de Libya senaryosunu tekrarlamaya eğilimli olmadığını düşündüğünü belirtirken, “En azından şu ana kadar görüştüğümüz NATO ülkeleri ve diğer ülkelerden, Suriye’ye müdahale yönünde bir şey duymadık” dedi.

Rusya’nın Suriye’de reformların yapılmasını desteklediğini ancak bu süreçte dış ülkelerin kendi düşüncelerini Suriye’ye dayatmaması gerektiğini vurgulayan Lavrov, “Değişim sürecine ve Esed’in geleceğine sadece Suriye halkı karar vermeli” ifadelerini kullandı.

Suriye’de 841 yıllık kaleyi tahrip ettiler

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Şam Haber Ağı (SNN), kasabayı kuşatan ordu birliklerinin tank bombardımanı nedeniyle tarihi kalenin surlarında büyük deliklerin oluştuğunu, duvarlarının çatladığını ve çevresindeki bazı sivil yerleşim birimlerinin kullanılamaz hale geldiğini duyurdu.

MS 1171 yılında Haçlı Komutanı Saint John tarafından yaptırılan Hısn Kalesi (Crak des Chevaliers), Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor.

UNESCO, geçen Mart ayında, Esed yönetimine kültür mirasını koruma çağrısında bulunmuş ve UNESCO Başkanı Irina Bokova yaptığı yazılı açıklamada, Suriye’deki çatışmalar nedeniyle değerli alanların zarar görmesinden büyük endişe duyduğunu belirtmişti.

Suriye’de 841 yıllık kaleyi tahrip ettiler

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Şam Haber Ağı (SNN), kasabayı kuşatan ordu birliklerinin tank bombardımanı nedeniyle tarihi kalenin surlarında büyük deliklerin oluştuğunu, duvarlarının çatladığını ve çevresindeki bazı sivil yerleşim birimlerinin kullanılamaz hale geldiğini duyurdu.

MS 1171 yılında Haçlı Komutanı Saint John tarafından yaptırılan Hısn Kalesi (Crak des Chevaliers), Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor.

UNESCO, geçen Mart ayında, Esed yönetimine kültür mirasını koruma çağrısında bulunmuş ve UNESCO Başkanı Irina Bokova yaptığı yazılı açıklamada, Suriye’deki çatışmalar nedeniyle değerli alanların zarar görmesinden büyük endişe duyduğunu belirtmişti.

Cenevre’deki Suriye toplantısına katılan ülkeler

Perşembe, Haziran 28th, 2012

Edinilen bilgiye göre, dışişleri bakanları düzeyindeki toplantıda Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu temsil edecek.

Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan yaptığı yazılı açıklamada, toplantıya BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi olan ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere’nin yanısıra Türkiye, Katar ve Irak’ın da davet edildiğini bildirmişti.