Archive for the ‘Genel’ Category

Hac ve umre yolcularına pasaport engeli

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Bugünlerde Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan ramazan ayında umre için yer ayırttıranlar, eğer pasaportları yok ise gidip gitmeme konusunda tereddüt ediyor. Yaz günlerinde yurt dışına çıkışların ve Türklerin yoğun bulunduğu ülkelerdeki akrabaların ziyaretini planlayanlar da pasaport şoku yaşıyor. Yurt dışında bulunan akrabalarını görmeye niyetlenenler, pasaportlarının ne zaman geleceğini bilemedikleri için uçak biletlerini zamanın rezerve ettirip uygun fiyatlı seyahat etme imkanından mahrum kalıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki kızını ziyarete gitmeyi planlayan Necla Doğançelik, Bursa Emniyet Müdürlüğü’ne 4 Haziran’da yaptığı pasaport müracaatına ay sonu olmasına rağmen cevap gelmediğini belirtti. Yeni pasaportu olmadığı için erken uçak bileti rezervasyonu da yapamadığını belirten Doğançelik, böyle bir aksamaya AK Parti Hükümeti’nin idarede bulunduğu bir zamanda şaşırdığını söyledi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan ramazan umresi için yer ayırtan Fehim Avşar isimli vatandaş da müracaat için geldiği Bursa Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şube’sinde görevlilerin bir aydan önce çıkmaz demesi üzerine hüsrana uğradı. Ramazan ayını mübarek topraklarda geçirmeyi planladığını belirten Avşar, “Bursa’dan arkadaşlarımızla birlikte ramazan ayında umreye gitmeye niyet ettik. Hatta Bursa Emniyeti’nden üst seviye yöneticilerin de bizimle aynı kafilede umre yapacakları belirtildi. Ancak bizim pasaportumuz olmadığı için ramazan umresi programımız sıkıntıya girdi. Biz derdimizi kime anlatıp pasaportumuzu çıkartacağız bilemiyoruz” dedi.

Hac döneminde Mekke’de görev yapması için Bursa’da kurumundan görevlendirme yapılan bir basın mensubu da 29 Haziran’da Bursa’dan müracaatını yaptı. Ancak pasaportların Diyanet İşleri Başkanlığı’na 14 Temmuz’da teslim edilmesi gerektiğinden hac döneminde görev yapıp yapamayacağı belirsizliğini koruyor.

Bazı vatandaşlar da pasaportlarının erken gelmesi için İl Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şube’lerine geliyor. Fakat sadece müracaat alan şubelerdeki görevliler, mağdur olan vatandaşlara yeterli izahatta bulanamıyor.

UMRE VE HAC YOLCULARINA ESKİ PASAPORT ÇÖZÜMÜ

Bu arada Pasaport Şubesi’nde ramazan umresi ve hac görevi gibi acil ziyaretler için müracaatta bulunanlara eski tip pasaportlardan verilmesinin de değerlendirildiği öğrenildi. Ancak Ankara’da bu yönde bir kesin karar bulunmaması 15 gün sonra başlayacak ramazan umresi programlarını sekteye uğratacak. Bazı vatandaşların da yurt dışındaki acil programları için pasaport almak üzere bakanlık, başbakanlık, milletvekilleri gibi tanıdıklarını devreye sokmaya çalışmaları dikkat çekiyor.

Bilindiği gibi daha önce emniyete yapılan müracaattan bir hafta sonra Ankara’dan posta ile adrese gönderilen pasaportlar vatandaşları memnun ediyordu. Ancak yeni çipli pasaportla alakalı ihalede bazı sıkıntılar olması ve tedbir alınmaması bu kargaşayı meydana getirdi. Pasaport yetersizliğinden dolayı Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yeni pasaportları gecikmeli yollamaya başlaması on binlerce insanın mağduriyetini beraberinde getirdi. Maliye Bakanlığı Darphane Genel Müdürlüğü sorumluluğunda olan değerli kağıt hükmündeki pasaportların gecikmeli verilmesi yüzünden çok sayıda insan mağdur olmaya başladı. Bu konuda hızlı çözüm için siyasi iradenin devreye girmesi bekleniyor.

Murat Alparslan Ankara’ta tüm oyları aldı

Pazar, Temmuz 1st, 2012

19 Mayıs Stadyumu’nda düzenlenen ve Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nın 4. Olağan Kongresinde, 571 delege oy kullandı. Murat Alparslan, geçerli oyların tamamını alarak yeniden il başkanı oldu.

Murat Alparslan Ankara’ta tüm oyları aldı

Pazar, Temmuz 1st, 2012

19 Mayıs Stadyumu’nda düzenlenen ve Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nın 4. Olağan Kongresinde, 571 delege oy kullandı. Murat Alparslan, geçerli oyların tamamını alarak yeniden il başkanı oldu.

Murat Alparslan Ankara’ta tüm oyları aldı

Pazar, Temmuz 1st, 2012

19 Mayıs Stadyumu’nda düzenlenen ve Başbakan Erdoğan’ın da katıldığı AK Parti Ankara İl Başkanlığı’nın 4. Olağan Kongresinde, 571 delege oy kullandı. Murat Alparslan, geçerli oyların tamamını alarak yeniden il başkanı oldu.

Ergin’den hakim savcı sayısına ilginç kıyas

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’nin, Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı itibarıyla olması gerekenin yarısı kadarına sahip olduğunu belirterek, ”Her 100 bin kişiye 20 hakim düşmesi gerekirken 10 hakim düşmekte, her 100 bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekirken 5-6 savcı düşmektedir” dedi.  

TBMM Genel Kurulu’nda 3. Yargı Paketi’nin görüşmeleri sürüyor. 

”Temel kanun” olarak görüşülen Tasarı’nın 2. Bölümü üzerinde konuşan BDP Mardin Milletvekili Erol Dora, pakette hakim ve savcı açığını kapatmaya yönelik düzenlemenin yer almadığını söyledi. İdarenin yargı ile ilişkisinde köklü değişikliklere ihtiyaç olduğunu kaydeden Dora, hukuk devletinde sınırsız bir takdir yetkisinin yeri olmadığını savundu. 

MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, paketin hazırlanmasında ne barolardan ne de hukuk fakültelerinden görüş alınmadığını, yapılmak istenen değişikliklerle bir çok temel ilkenin çiğnendiğini ileri sürdü. Kapatılan ilçe adliyelerine gerekçe olarak ”iş yükünün az olmasının” gösterildiğini ifade ederek, olayın sosyal ve toplumsal yönüne bakılmadığını söyledi. Öztürk, adliyeleri kapatılan ilçelerin köye dönüşeceğini ileri sürdü. 

CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, paketin içeriğinin kimseyi tatmin etmediğini belirterek, Türkiye’de uzun tutukluluk sürelerinin önemli sorun olduğuna işaret etti. 

Dibek, ”Danıştay’a karşı özel ilginiz var, geçmişte sizi rahatsız etmişti. Paketten görülüyor ki Danıştay ile ilgili operasyon tamamlanmamış. Zahit Akman yakında Danıştay üyesi mi olacak diye düşünüyorum” dedi. 

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ise ”Gerçekte içeride tutulan milletvekilleri değil, milletin iradesidir. Düşmanınıza adaletli davranamıyorsanız orada ne demokrasi ne insanlık olur. Halk tutuklu olduğunu bilerek onlara oy vermiştir” diye konuştu. 

-”Bu tür asparagas haber üzerinden…”-

Adalet Bakanı Ergin, milletvekillerinin bölüm üzerinde sorularını yanıtlarken, bazı ilçe adliyelerinin kapatılmasında sadece ”iş yükünün az olmasının” gözönünde bulundurulmadığını, bir çok kriterin değerlendirildiğini söyledi. 

Adliye kapatılmasının savunulacak ve sevimli bir iş olmadığını dile getiren Ergin, ”Siyasetçi durup durduğu yerde böyle bir yükün altına girmek istemez. Umarız Türkiye hakim savcı açığını birkaç yılda tamamlar ve ilçe adliyesiyle var olur. Ama Türkiye, Avrupa Konseyi ülkeler arasında her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı itibarıyla olması gerekenin yarısına kadarına sahip. Her 100 bin kişiye 20 hakim düşmesi gerekirken 10 hakim düşmekte, her 100 bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekirken 5-6 savcı düşmektedir” diye konuştu. 

HSYK’nın aldığı kararlara karşı Adalet Bakanlığı’nın bir kez itiraz hakkı olduğunu ve bu hakkı kullandıklarını ifade eden Ergin, yeni bir itiraz hakkının söz konusu olmadığını vurguladı.  

İş yükü az olan, günde 1-2 dosyası olan adliyelerden başlayarak ve ulaşım durumu değerlendirilerek çalışma yapıldığını belirten Ergin, ”Bunun arkasında ne siyasi saik ne de kötü niyet aramayalım” dedi. 

MHP’li Yeniçeri’nin sorusu üzerine, ”İmralı’da cezası infaz edilen Öcalan’ın zaman zaman dışarı çıktığı, Bursa’daki MİT Misafirhanesi’nde kaldığı”na yönelik soruları tekzip ettiğini belirten Ergin, ”Tekrar tekrar sorular geldi. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Bu tür asparagas haber üzerinden bu kadar soru üretmekteki isteği anlamakta zorlanıyorum” dedi. 

Ergin, ”Sincan Cezaevi’nde bir noktada pişirilen yemeklerin ünitelere dağıtılmasında 3 kez x-ray cihazından geçirildiğinin” söylenmesi üzerine, cezaevlerinde bir noktada yemek pişirildiğini, diğer ünitelere dağıtılırken bir kez x-ray cihazından geçirildiğini, bunun sağlık açısından zararlı boyutu olup olmadığını inceleyeceklerini söyledi. 

Tasarının 2. Bölümü üzerinde görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.   

Ergin’den hakim savcı sayısına ilginç kıyas

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’nin, Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı itibarıyla olması gerekenin yarısı kadarına sahip olduğunu belirterek, ”Her 100 bin kişiye 20 hakim düşmesi gerekirken 10 hakim düşmekte, her 100 bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekirken 5-6 savcı düşmektedir” dedi.  

TBMM Genel Kurulu’nda 3. Yargı Paketi’nin görüşmeleri sürüyor. 

”Temel kanun” olarak görüşülen Tasarı’nın 2. Bölümü üzerinde konuşan BDP Mardin Milletvekili Erol Dora, pakette hakim ve savcı açığını kapatmaya yönelik düzenlemenin yer almadığını söyledi. İdarenin yargı ile ilişkisinde köklü değişikliklere ihtiyaç olduğunu kaydeden Dora, hukuk devletinde sınırsız bir takdir yetkisinin yeri olmadığını savundu. 

MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, paketin hazırlanmasında ne barolardan ne de hukuk fakültelerinden görüş alınmadığını, yapılmak istenen değişikliklerle bir çok temel ilkenin çiğnendiğini ileri sürdü. Kapatılan ilçe adliyelerine gerekçe olarak ”iş yükünün az olmasının” gösterildiğini ifade ederek, olayın sosyal ve toplumsal yönüne bakılmadığını söyledi. Öztürk, adliyeleri kapatılan ilçelerin köye dönüşeceğini ileri sürdü. 

CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, paketin içeriğinin kimseyi tatmin etmediğini belirterek, Türkiye’de uzun tutukluluk sürelerinin önemli sorun olduğuna işaret etti. 

Dibek, ”Danıştay’a karşı özel ilginiz var, geçmişte sizi rahatsız etmişti. Paketten görülüyor ki Danıştay ile ilgili operasyon tamamlanmamış. Zahit Akman yakında Danıştay üyesi mi olacak diye düşünüyorum” dedi. 

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ise ”Gerçekte içeride tutulan milletvekilleri değil, milletin iradesidir. Düşmanınıza adaletli davranamıyorsanız orada ne demokrasi ne insanlık olur. Halk tutuklu olduğunu bilerek onlara oy vermiştir” diye konuştu. 

-”Bu tür asparagas haber üzerinden…”-

Adalet Bakanı Ergin, milletvekillerinin bölüm üzerinde sorularını yanıtlarken, bazı ilçe adliyelerinin kapatılmasında sadece ”iş yükünün az olmasının” gözönünde bulundurulmadığını, bir çok kriterin değerlendirildiğini söyledi. 

Adliye kapatılmasının savunulacak ve sevimli bir iş olmadığını dile getiren Ergin, ”Siyasetçi durup durduğu yerde böyle bir yükün altına girmek istemez. Umarız Türkiye hakim savcı açığını birkaç yılda tamamlar ve ilçe adliyesiyle var olur. Ama Türkiye, Avrupa Konseyi ülkeler arasında her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı itibarıyla olması gerekenin yarısına kadarına sahip. Her 100 bin kişiye 20 hakim düşmesi gerekirken 10 hakim düşmekte, her 100 bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekirken 5-6 savcı düşmektedir” diye konuştu. 

HSYK’nın aldığı kararlara karşı Adalet Bakanlığı’nın bir kez itiraz hakkı olduğunu ve bu hakkı kullandıklarını ifade eden Ergin, yeni bir itiraz hakkının söz konusu olmadığını vurguladı.  

İş yükü az olan, günde 1-2 dosyası olan adliyelerden başlayarak ve ulaşım durumu değerlendirilerek çalışma yapıldığını belirten Ergin, ”Bunun arkasında ne siyasi saik ne de kötü niyet aramayalım” dedi. 

MHP’li Yeniçeri’nin sorusu üzerine, ”İmralı’da cezası infaz edilen Öcalan’ın zaman zaman dışarı çıktığı, Bursa’daki MİT Misafirhanesi’nde kaldığı”na yönelik soruları tekzip ettiğini belirten Ergin, ”Tekrar tekrar sorular geldi. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Bu tür asparagas haber üzerinden bu kadar soru üretmekteki isteği anlamakta zorlanıyorum” dedi. 

Ergin, ”Sincan Cezaevi’nde bir noktada pişirilen yemeklerin ünitelere dağıtılmasında 3 kez x-ray cihazından geçirildiğinin” söylenmesi üzerine, cezaevlerinde bir noktada yemek pişirildiğini, diğer ünitelere dağıtılırken bir kez x-ray cihazından geçirildiğini, bunun sağlık açısından zararlı boyutu olup olmadığını inceleyeceklerini söyledi. 

Tasarının 2. Bölümü üzerinde görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.   

Ergin’den hakim savcı sayısına ilginç kıyas

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’nin, Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı itibarıyla olması gerekenin yarısı kadarına sahip olduğunu belirterek, ”Her 100 bin kişiye 20 hakim düşmesi gerekirken 10 hakim düşmekte, her 100 bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekirken 5-6 savcı düşmektedir” dedi.  

TBMM Genel Kurulu’nda 3. Yargı Paketi’nin görüşmeleri sürüyor. 

”Temel kanun” olarak görüşülen Tasarı’nın 2. Bölümü üzerinde konuşan BDP Mardin Milletvekili Erol Dora, pakette hakim ve savcı açığını kapatmaya yönelik düzenlemenin yer almadığını söyledi. İdarenin yargı ile ilişkisinde köklü değişikliklere ihtiyaç olduğunu kaydeden Dora, hukuk devletinde sınırsız bir takdir yetkisinin yeri olmadığını savundu. 

MHP Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, paketin hazırlanmasında ne barolardan ne de hukuk fakültelerinden görüş alınmadığını, yapılmak istenen değişikliklerle bir çok temel ilkenin çiğnendiğini ileri sürdü. Kapatılan ilçe adliyelerine gerekçe olarak ”iş yükünün az olmasının” gösterildiğini ifade ederek, olayın sosyal ve toplumsal yönüne bakılmadığını söyledi. Öztürk, adliyeleri kapatılan ilçelerin köye dönüşeceğini ileri sürdü. 

CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, paketin içeriğinin kimseyi tatmin etmediğini belirterek, Türkiye’de uzun tutukluluk sürelerinin önemli sorun olduğuna işaret etti. 

Dibek, ”Danıştay’a karşı özel ilginiz var, geçmişte sizi rahatsız etmişti. Paketten görülüyor ki Danıştay ile ilgili operasyon tamamlanmamış. Zahit Akman yakında Danıştay üyesi mi olacak diye düşünüyorum” dedi. 

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ise ”Gerçekte içeride tutulan milletvekilleri değil, milletin iradesidir. Düşmanınıza adaletli davranamıyorsanız orada ne demokrasi ne insanlık olur. Halk tutuklu olduğunu bilerek onlara oy vermiştir” diye konuştu. 

-”Bu tür asparagas haber üzerinden…”-

Adalet Bakanı Ergin, milletvekillerinin bölüm üzerinde sorularını yanıtlarken, bazı ilçe adliyelerinin kapatılmasında sadece ”iş yükünün az olmasının” gözönünde bulundurulmadığını, bir çok kriterin değerlendirildiğini söyledi. 

Adliye kapatılmasının savunulacak ve sevimli bir iş olmadığını dile getiren Ergin, ”Siyasetçi durup durduğu yerde böyle bir yükün altına girmek istemez. Umarız Türkiye hakim savcı açığını birkaç yılda tamamlar ve ilçe adliyesiyle var olur. Ama Türkiye, Avrupa Konseyi ülkeler arasında her 100 bin kişiye düşen hakim sayısı itibarıyla olması gerekenin yarısına kadarına sahip. Her 100 bin kişiye 20 hakim düşmesi gerekirken 10 hakim düşmekte, her 100 bin kişiye 10 savcı düşmesi gerekirken 5-6 savcı düşmektedir” diye konuştu. 

HSYK’nın aldığı kararlara karşı Adalet Bakanlığı’nın bir kez itiraz hakkı olduğunu ve bu hakkı kullandıklarını ifade eden Ergin, yeni bir itiraz hakkının söz konusu olmadığını vurguladı.  

İş yükü az olan, günde 1-2 dosyası olan adliyelerden başlayarak ve ulaşım durumu değerlendirilerek çalışma yapıldığını belirten Ergin, ”Bunun arkasında ne siyasi saik ne de kötü niyet aramayalım” dedi. 

MHP’li Yeniçeri’nin sorusu üzerine, ”İmralı’da cezası infaz edilen Öcalan’ın zaman zaman dışarı çıktığı, Bursa’daki MİT Misafirhanesi’nde kaldığı”na yönelik soruları tekzip ettiğini belirten Ergin, ”Tekrar tekrar sorular geldi. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Bu tür asparagas haber üzerinden bu kadar soru üretmekteki isteği anlamakta zorlanıyorum” dedi. 

Ergin, ”Sincan Cezaevi’nde bir noktada pişirilen yemeklerin ünitelere dağıtılmasında 3 kez x-ray cihazından geçirildiğinin” söylenmesi üzerine, cezaevlerinde bir noktada yemek pişirildiğini, diğer ünitelere dağıtılırken bir kez x-ray cihazından geçirildiğini, bunun sağlık açısından zararlı boyutu olup olmadığını inceleyeceklerini söyledi. 

Tasarının 2. Bölümü üzerinde görüşmeler tamamlanarak maddelerine geçildi.   

Faruk Çelik, nikâh şahidi oldu

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Bursa Merkez Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin’in oğlunun nikâh şahidi oldu.

Başkan Keskin’in oğlu Ömer Keskin ile Başak Demirci’nin nikah töreni Yıldırım Spor Kompleksi’nde gerçekleştirildi. Özgen Keskin’in, oğlunun nikahını kıydığı törende, çiftin nikah şahitliklerini ise Bakan Çelik’in yanısıra Vali Şahabettin Harput, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, Bükreş Belediye Başkanı Neculai Ontanu, Bakü Abşeron Valisi Zakir Farajov ile gelin Başak Demirci’nin dayısı Macit Demircan yaptı.

Oğlunun nikâhını kıymanın mutluluğunu yaşayan Başkan Özgen Keskin, nikâha ilgi gösteren davetlilere ve nikâh şahitlerine teşekkür etti.

Çiftin nikâh cüzdanını teslim eden Bakan Faruk Çelik, Özgen Keskin ile uzun yıllar birlikte yol yürüdüğünü, arkadaşı olduğunu belirterek, düğünün kendisi için çok farklı anlamlar içerdiğini söyledi. Her iki aile ile de yakınlığı olduğunu vurgulayan Çelik, “Başak’la Ömer’in ömür boyu bahtiyar olmalarını, birlikte ihtiyar olmalarını niyaz ediyorum” dedi.

Faruk Çelik, nikâh şahidi oldu

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Bursa Merkez Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin’in oğlunun nikâh şahidi oldu.

Başkan Keskin’in oğlu Ömer Keskin ile Başak Demirci’nin nikah töreni Yıldırım Spor Kompleksi’nde gerçekleştirildi. Özgen Keskin’in, oğlunun nikahını kıydığı törende, çiftin nikah şahitliklerini ise Bakan Çelik’in yanısıra Vali Şahabettin Harput, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, Bükreş Belediye Başkanı Neculai Ontanu, Bakü Abşeron Valisi Zakir Farajov ile gelin Başak Demirci’nin dayısı Macit Demircan yaptı.

Oğlunun nikâhını kıymanın mutluluğunu yaşayan Başkan Özgen Keskin, nikâha ilgi gösteren davetlilere ve nikâh şahitlerine teşekkür etti.

Çiftin nikâh cüzdanını teslim eden Bakan Faruk Çelik, Özgen Keskin ile uzun yıllar birlikte yol yürüdüğünü, arkadaşı olduğunu belirterek, düğünün kendisi için çok farklı anlamlar içerdiğini söyledi. Her iki aile ile de yakınlığı olduğunu vurgulayan Çelik, “Başak’la Ömer’in ömür boyu bahtiyar olmalarını, birlikte ihtiyar olmalarını niyaz ediyorum” dedi.

Destici: Müslüman bir ülkeyle savaşmayız ama

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Suşehri ilçesinde bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Şehr-i Su Kültür ve Sanat Festivali kapsamında Kılıçkaya Barajı Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen etkinliklere katılan Destici, burada vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada, ülkenin kritik günler yaşadığını söyledi.

Ülkenin birinci gündem maddesinin terör olduğunu anlatan Destici, ”Kim önümüze hangi gündemi koyarsa koysun, suni gündemler oluşturmaya kalksalar da bu ülkenin birinci gündem maddesi terördür” ifadelerini kullandı.

Terör örgütü PKK’nın, emperyalist güçlerin maşası olduğunu belirten Destici, ”Zaten Türkiye’de 27 yıldır gerçek anlamda terörle mücadele edilmemiştir. Ediliyormuş gibi yapılmıştır. Bunu sadece burada değil, her yerde söylüyorum ve anlatıyorum. Bu şekilde 27 yıl olduğu gibi bundan sonra da terörle devam edecektir. Ama Allah’a şükürler olsun güçlü bir ordumuz var” diye konuştu.

-”Bu bir emperyal oyundur”-

Destici, Türk askeri uçağının Suriye tarafından düşürülmesiyle ilgili, ”Müslüman bir ülkeyle savaşmayı halkımız asla istemiyor. Ama Suriye yönetiminin de bir an önce gitmesi gerekiyor. Türkiye İran olmaz, Türkiye Cezayir de olmaz. Ama Suriye yapılmasına da biz müsaade etmeyiz. Suriye kafasına koymuş ve uçağımızı düşürmüş. İki Müslüman ülkenin savaşmasına asla gönlümüz razı değildir. Bu bir emperyal oyundur” ifadelerini kullandı.

-Festivalin yapıldığı tesisleri beğendi-

Suşehri Belediyesi’nin yaptırdığı Kılıçkaya Barajı Sosyal Tesisleri’ni beğendiğini belirten Destici, ”Burası Ege kıyısı, Akdeniz kıyısı olmuş. Bir sahil tatil beldesi olmuş. Bu da tecrübeli Belediye Başkanı Sedat Sel sayesinde olmuştur. Kendisini tebrik ediyorum. Bu gibi tatil bölgesi Sivas’a, Suşehri’ne yakışmış. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.

 

Destici: Müslüman bir ülkeyle savaşmayız ama

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Suşehri ilçesinde bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Şehr-i Su Kültür ve Sanat Festivali kapsamında Kılıçkaya Barajı Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen etkinliklere katılan Destici, burada vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada, ülkenin kritik günler yaşadığını söyledi.

Ülkenin birinci gündem maddesinin terör olduğunu anlatan Destici, ”Kim önümüze hangi gündemi koyarsa koysun, suni gündemler oluşturmaya kalksalar da bu ülkenin birinci gündem maddesi terördür” ifadelerini kullandı.

Terör örgütü PKK’nın, emperyalist güçlerin maşası olduğunu belirten Destici, ”Zaten Türkiye’de 27 yıldır gerçek anlamda terörle mücadele edilmemiştir. Ediliyormuş gibi yapılmıştır. Bunu sadece burada değil, her yerde söylüyorum ve anlatıyorum. Bu şekilde 27 yıl olduğu gibi bundan sonra da terörle devam edecektir. Ama Allah’a şükürler olsun güçlü bir ordumuz var” diye konuştu.

-”Bu bir emperyal oyundur”-

Destici, Türk askeri uçağının Suriye tarafından düşürülmesiyle ilgili, ”Müslüman bir ülkeyle savaşmayı halkımız asla istemiyor. Ama Suriye yönetiminin de bir an önce gitmesi gerekiyor. Türkiye İran olmaz, Türkiye Cezayir de olmaz. Ama Suriye yapılmasına da biz müsaade etmeyiz. Suriye kafasına koymuş ve uçağımızı düşürmüş. İki Müslüman ülkenin savaşmasına asla gönlümüz razı değildir. Bu bir emperyal oyundur” ifadelerini kullandı.

-Festivalin yapıldığı tesisleri beğendi-

Suşehri Belediyesi’nin yaptırdığı Kılıçkaya Barajı Sosyal Tesisleri’ni beğendiğini belirten Destici, ”Burası Ege kıyısı, Akdeniz kıyısı olmuş. Bir sahil tatil beldesi olmuş. Bu da tecrübeli Belediye Başkanı Sedat Sel sayesinde olmuştur. Kendisini tebrik ediyorum. Bu gibi tatil bölgesi Sivas’a, Suşehri’ne yakışmış. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.

 

Destici: Müslüman bir ülkeyle savaşmayız ama

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Suşehri ilçesinde bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Şehr-i Su Kültür ve Sanat Festivali kapsamında Kılıçkaya Barajı Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen etkinliklere katılan Destici, burada vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada, ülkenin kritik günler yaşadığını söyledi.

Ülkenin birinci gündem maddesinin terör olduğunu anlatan Destici, ”Kim önümüze hangi gündemi koyarsa koysun, suni gündemler oluşturmaya kalksalar da bu ülkenin birinci gündem maddesi terördür” ifadelerini kullandı.

Terör örgütü PKK’nın, emperyalist güçlerin maşası olduğunu belirten Destici, ”Zaten Türkiye’de 27 yıldır gerçek anlamda terörle mücadele edilmemiştir. Ediliyormuş gibi yapılmıştır. Bunu sadece burada değil, her yerde söylüyorum ve anlatıyorum. Bu şekilde 27 yıl olduğu gibi bundan sonra da terörle devam edecektir. Ama Allah’a şükürler olsun güçlü bir ordumuz var” diye konuştu.

-”Bu bir emperyal oyundur”-

Destici, Türk askeri uçağının Suriye tarafından düşürülmesiyle ilgili, ”Müslüman bir ülkeyle savaşmayı halkımız asla istemiyor. Ama Suriye yönetiminin de bir an önce gitmesi gerekiyor. Türkiye İran olmaz, Türkiye Cezayir de olmaz. Ama Suriye yapılmasına da biz müsaade etmeyiz. Suriye kafasına koymuş ve uçağımızı düşürmüş. İki Müslüman ülkenin savaşmasına asla gönlümüz razı değildir. Bu bir emperyal oyundur” ifadelerini kullandı.

-Festivalin yapıldığı tesisleri beğendi-

Suşehri Belediyesi’nin yaptırdığı Kılıçkaya Barajı Sosyal Tesisleri’ni beğendiğini belirten Destici, ”Burası Ege kıyısı, Akdeniz kıyısı olmuş. Bir sahil tatil beldesi olmuş. Bu da tecrübeli Belediye Başkanı Sedat Sel sayesinde olmuştur. Kendisini tebrik ediyorum. Bu gibi tatil bölgesi Sivas’a, Suşehri’ne yakışmış. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.

 

HSYK özel hayatın ihlali konusunda uyardı

Pazar, Temmuz 1st, 2012

HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici imzasıyla Cumhuriyet başsavcılıklarına gönderilen yazıda, kurulun genelgelerinin birçoğunda insan hak ve özgürlüklerine vurgu yapıldığına dikkat çekildi. Özellikle soruşturma işlemlerinin adil yargılanma ilkesine uygun olarak yapılması, masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı ile özel hayatın gizliliğine ilişkin usül kurallarına azami derecede riayet edilmesinin istendiğini belirten Hamsici, bu konuda ulusal mevzuat hükümleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin(AİHM) bakış açısına da yer verildiğini kaydetti.

HSYK’ya intikal eden bazı bilgiler ile yazılı ve görsel basında çıkan haber ve yazılardan yürütülen bir kısım soruşturma işlemlerinde özellikle başta iletişimin denetlenmesi ile ilgili konular olmak üzere soruşturma konusu ile ilgisi bulunmayan özel hayata ilişkin bilgi ve belgelere yer verildiğinin anlaşıldığını dile getiren Hamsici, kamuoyunda da bu hususların tartışma konusu edildiğini hatırlattı.

YARGIYA GÜVENİN TESİSİ İÇİN DİKKAT EDİLMELİ

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8’inci maddesinin birinci fıkrasında, özel hayat ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkının düzenlendiğini, ikinci fıkrada ise bu haklara müdahalenin meşruluğuna dair koşulların sayıldığını hatırlatan Hamsici, “Buna göre, bu hakka müdahale edilebilmesi için kanunlara ve sözleşmenin ikinci fıkrasında belirtilen meşru amaçlardan birisine uygunluk, demokratik bir toplumda gereklilik ve söz konusu amaçla orantılılık kriterlerine uyulması zorunludur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında özel hayat kavramının, bütün unsurlarıyla tanımlanamayacak kadar geniş olduğu belirtilmiş, her olayın kendi özellikleri içerisinde bu kavramın değerlendirilmesi yoluna gidilmiştir.

Bununla birlikte mahkeme, cinsel hayat ve tercihler, aile hayatının kapsamı dışında kalan bazı ilişkiler, iş ve sosyal ilişkiler, fiziksel ve manevi kişilik, telefon konuşmaları ve posta iletileri, isim, resim, nam-şöhret-şeref-yaşam tarzı, kişisel veriler, bilgi toplanması, kişisel bilgilerin ifşası, aile hayatı, konut ve haberleşme kapsamında olan tüm olayları sözleşmenin 8. maddesini dikkate alarak özenle değerlendirmekte ve ihlâl kararları verebilmektedir. Öte yandan, soruşturma sürecinde insan hakları ihlallerinin önlenmesi, delillerin zamanında ve usulüne uygun toplanması, kişi ve kurumların mağdur edilmemesi ve en önemlisi de toplumun yargıya olan güveninin tesisi ve devamı için soruşturma işlemini yürüten Cumhuriyet savcılarının bu hususlarda azami ölçüde hassas davranması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE FIRSAT VERİLMEMELİ

HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturmalarda, kurulun 8, 10 ve 33 nolu genelgelerine uygun olarak işlem yapılmasını istedi. Hamsici, şöyle devam etti: “Temel hak ve özgürlüklerin ve özellikle adil yargılanma hakkı ve diğer evrensel hakların korunması, kişi ve kurumların mağdur edilmemeli, toplumun yargıya olan güveninin devamı sağlanmalı, insan haklarına ilişkin ihlal kararları verilmesinin ve ülkemizin uluslararası alanda saygınlığının zedelenmesinin önlenmesi bakımından soruşturmaların yürütülmesinde asıl yetki ve sorumluluğa sahip olan Cumhuriyet savcıları tarafından soruşturma evresinin uluslararası sözleşmeler, AİHM kararları, Anayasa, kanunlar, yönetmelikler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan genelgelerde açıklanan ilkeler doğrultusunda hızlı, etkin, adil, eksiksiz ve insan haklarına saygılı bir şekilde yapılarak delillerin zamanında, tam ve hukuka uygun olarak toplanması suretiyle, yapılan soruşturmalardan kaynaklanan insan hakları ihlallerine fırsat verilmemeli.

Yapılan soruşturmalar sonucunda düzenlenen iddianamelerde, soruşturma konusu ile ilgisi olmayan ve delil olma özelliği bulunmayan şüpheliler ya da diğer kişilere ait kayıt, bilgi ve belgelere yer verilmemeli, konunun özenle takip edilerek adli kolluk sorumluları ve görevlileri ile birlikte ele alınarak kapsam itibarıyla geniş soruşturmalarda da uygulanmalıdır.” Hamsici, bu konuda gerekli dikkat ve özenin gösterilmesini, keyfiyetin merkez ve mülhakatta görev yapan Cumhuriyet savcıları ile adliye personeline duyurulmasını istedi.

 

 

HSYK özel hayatın ihlali konusunda uyardı

Pazar, Temmuz 1st, 2012

HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici imzasıyla Cumhuriyet başsavcılıklarına gönderilen yazıda, kurulun genelgelerinin birçoğunda insan hak ve özgürlüklerine vurgu yapıldığına dikkat çekildi. Özellikle soruşturma işlemlerinin adil yargılanma ilkesine uygun olarak yapılması, masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı ile özel hayatın gizliliğine ilişkin usül kurallarına azami derecede riayet edilmesinin istendiğini belirten Hamsici, bu konuda ulusal mevzuat hükümleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin(AİHM) bakış açısına da yer verildiğini kaydetti.

HSYK’ya intikal eden bazı bilgiler ile yazılı ve görsel basında çıkan haber ve yazılardan yürütülen bir kısım soruşturma işlemlerinde özellikle başta iletişimin denetlenmesi ile ilgili konular olmak üzere soruşturma konusu ile ilgisi bulunmayan özel hayata ilişkin bilgi ve belgelere yer verildiğinin anlaşıldığını dile getiren Hamsici, kamuoyunda da bu hususların tartışma konusu edildiğini hatırlattı.

YARGIYA GÜVENİN TESİSİ İÇİN DİKKAT EDİLMELİ

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8’inci maddesinin birinci fıkrasında, özel hayat ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkının düzenlendiğini, ikinci fıkrada ise bu haklara müdahalenin meşruluğuna dair koşulların sayıldığını hatırlatan Hamsici, “Buna göre, bu hakka müdahale edilebilmesi için kanunlara ve sözleşmenin ikinci fıkrasında belirtilen meşru amaçlardan birisine uygunluk, demokratik bir toplumda gereklilik ve söz konusu amaçla orantılılık kriterlerine uyulması zorunludur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında özel hayat kavramının, bütün unsurlarıyla tanımlanamayacak kadar geniş olduğu belirtilmiş, her olayın kendi özellikleri içerisinde bu kavramın değerlendirilmesi yoluna gidilmiştir.

Bununla birlikte mahkeme, cinsel hayat ve tercihler, aile hayatının kapsamı dışında kalan bazı ilişkiler, iş ve sosyal ilişkiler, fiziksel ve manevi kişilik, telefon konuşmaları ve posta iletileri, isim, resim, nam-şöhret-şeref-yaşam tarzı, kişisel veriler, bilgi toplanması, kişisel bilgilerin ifşası, aile hayatı, konut ve haberleşme kapsamında olan tüm olayları sözleşmenin 8. maddesini dikkate alarak özenle değerlendirmekte ve ihlâl kararları verebilmektedir. Öte yandan, soruşturma sürecinde insan hakları ihlallerinin önlenmesi, delillerin zamanında ve usulüne uygun toplanması, kişi ve kurumların mağdur edilmemesi ve en önemlisi de toplumun yargıya olan güveninin tesisi ve devamı için soruşturma işlemini yürüten Cumhuriyet savcılarının bu hususlarda azami ölçüde hassas davranması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.

İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE FIRSAT VERİLMEMELİ

HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturmalarda, kurulun 8, 10 ve 33 nolu genelgelerine uygun olarak işlem yapılmasını istedi. Hamsici, şöyle devam etti: “Temel hak ve özgürlüklerin ve özellikle adil yargılanma hakkı ve diğer evrensel hakların korunması, kişi ve kurumların mağdur edilmemeli, toplumun yargıya olan güveninin devamı sağlanmalı, insan haklarına ilişkin ihlal kararları verilmesinin ve ülkemizin uluslararası alanda saygınlığının zedelenmesinin önlenmesi bakımından soruşturmaların yürütülmesinde asıl yetki ve sorumluluğa sahip olan Cumhuriyet savcıları tarafından soruşturma evresinin uluslararası sözleşmeler, AİHM kararları, Anayasa, kanunlar, yönetmelikler, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan genelgelerde açıklanan ilkeler doğrultusunda hızlı, etkin, adil, eksiksiz ve insan haklarına saygılı bir şekilde yapılarak delillerin zamanında, tam ve hukuka uygun olarak toplanması suretiyle, yapılan soruşturmalardan kaynaklanan insan hakları ihlallerine fırsat verilmemeli.

Yapılan soruşturmalar sonucunda düzenlenen iddianamelerde, soruşturma konusu ile ilgisi olmayan ve delil olma özelliği bulunmayan şüpheliler ya da diğer kişilere ait kayıt, bilgi ve belgelere yer verilmemeli, konunun özenle takip edilerek adli kolluk sorumluları ve görevlileri ile birlikte ele alınarak kapsam itibarıyla geniş soruşturmalarda da uygulanmalıdır.” Hamsici, bu konuda gerekli dikkat ve özenin gösterilmesini, keyfiyetin merkez ve mülhakatta görev yapan Cumhuriyet savcıları ile adliye personeline duyurulmasını istedi.

 

 

İki bin 543 metrede piknik keyfi

Pazar, Temmuz 1st, 2012

2 bin 543 metre yükseklikte piknik keyfi yaşayan günübirlikçiler zirveye akın ediyor.

Uludağ’ın yaz aylarındaki en önemli müşteri kitlesini, günübirlik dağa çıkan piknikçiler oluşturuyor. Ayrıca Sarıalan ve Çobankaya mevkilerinde kurulan çadırlarda günlerini geçiren tatilciler bulunuyor. Bunun yanı sıra astım hastaları, kanser ya da diğer rahatsızlığı bulunan hastalar dağın temiz havasında doğa ile baş başa kalarak huzur buluyor. Pikniğin yanı sıra zirvesinde karı hiç eksik olmayan dağda doğa yürüyüşleri de yoğun ilgi görüyor. Piknikçiler, eşsiz ormanlık alanlarda gezerek stres atıyor.

Temiz havası ve bitki örtüsünün yanı sıra zirvenin soğuk suyu da yoğun ilgi görüyor. Dağa çıkanlar, bidonlar dolusu suyu evlerine taşıyor.

Her yaz Uludağ’a çıktığını söyleyen Hamdi Sarı, özellikle temiz havası ve doğal güzellikleri nedeniyle zirveyi çok sevdiğini söyledi. Temmuz ve ağustos aylarında Uludağ’ın tıklım tıklım dolduğuna dikkat çeken Sarı, bölgenin hastalar için şifa kaynağı olduğunu ifade etti. İstanbul’a yakınlığı sebebiyle eğlence sektörüne de hizmet veren zirveye, Bursa’nın yanı sıra Kahramanmaraş, İzmir gibi birçok ilden otobüslerle ziyaretçiler geliyor. Arap turistler için yazın vazgeçilmez mekanları arasında yer alan Uludağ’da yoğun yabancı turist de gözleniyor.

Yeşili ve serin havası nedeniyle özellikle yayla turizmi için elverişli olan Uludağ’ın, yazın sadece piknik alanı olarak kullanılması zaman zaman eleştiri konusu oluyor. Altyapı, yol gibi temel sorunlarını hala çözüm bekleyen Uludağ’da, spor kamp merkezleri, kongre turizmi için elverişli oteller, sağlık turizmi için tesislerin yapılması gerektiği savunuluyor. Uludağ’da 15 özel tesis ile kamu tesislerinde toplam 6 yatak kapasitesi bulunuyor.

İki bin 543 metrede piknik keyfi

Pazar, Temmuz 1st, 2012

2 bin 543 metre yükseklikte piknik keyfi yaşayan günübirlikçiler zirveye akın ediyor.

Uludağ’ın yaz aylarındaki en önemli müşteri kitlesini, günübirlik dağa çıkan piknikçiler oluşturuyor. Ayrıca Sarıalan ve Çobankaya mevkilerinde kurulan çadırlarda günlerini geçiren tatilciler bulunuyor. Bunun yanı sıra astım hastaları, kanser ya da diğer rahatsızlığı bulunan hastalar dağın temiz havasında doğa ile baş başa kalarak huzur buluyor. Pikniğin yanı sıra zirvesinde karı hiç eksik olmayan dağda doğa yürüyüşleri de yoğun ilgi görüyor. Piknikçiler, eşsiz ormanlık alanlarda gezerek stres atıyor.

Temiz havası ve bitki örtüsünün yanı sıra zirvenin soğuk suyu da yoğun ilgi görüyor. Dağa çıkanlar, bidonlar dolusu suyu evlerine taşıyor.

Her yaz Uludağ’a çıktığını söyleyen Hamdi Sarı, özellikle temiz havası ve doğal güzellikleri nedeniyle zirveyi çok sevdiğini söyledi. Temmuz ve ağustos aylarında Uludağ’ın tıklım tıklım dolduğuna dikkat çeken Sarı, bölgenin hastalar için şifa kaynağı olduğunu ifade etti. İstanbul’a yakınlığı sebebiyle eğlence sektörüne de hizmet veren zirveye, Bursa’nın yanı sıra Kahramanmaraş, İzmir gibi birçok ilden otobüslerle ziyaretçiler geliyor. Arap turistler için yazın vazgeçilmez mekanları arasında yer alan Uludağ’da yoğun yabancı turist de gözleniyor.

Yeşili ve serin havası nedeniyle özellikle yayla turizmi için elverişli olan Uludağ’ın, yazın sadece piknik alanı olarak kullanılması zaman zaman eleştiri konusu oluyor. Altyapı, yol gibi temel sorunlarını hala çözüm bekleyen Uludağ’da, spor kamp merkezleri, kongre turizmi için elverişli oteller, sağlık turizmi için tesislerin yapılması gerektiği savunuluyor. Uludağ’da 15 özel tesis ile kamu tesislerinde toplam 6 yatak kapasitesi bulunuyor.

Kızıltepe’de 3 adet tabanca ele geçirildi

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Mardin Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Kızıltepe ilçesi İpekyolu üzerinde yapılan yol kontrollerinde bir araç şüphe üzerine durduruldu. Aracın arka koltuğunda yapılan aramada poşetin içinde saklanmış vaziyette 3 adet değişik çapta tabanca ve mermiler ele geçirildi. Olayla ilgili aracın içinde bulunan H.K., Ş.T. ve K.K. gözaltına alındı.

Kızıltepe’de 3 adet tabanca ele geçirildi

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Mardin Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Kızıltepe ilçesi İpekyolu üzerinde yapılan yol kontrollerinde bir araç şüphe üzerine durduruldu. Aracın arka koltuğunda yapılan aramada poşetin içinde saklanmış vaziyette 3 adet değişik çapta tabanca ve mermiler ele geçirildi. Olayla ilgili aracın içinde bulunan H.K., Ş.T. ve K.K. gözaltına alındı.

Genelkurmay o ifadeyi ilk kez kullandı

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Bugüne kadar gerçekleştirilen askeri darbeleri “ihtilal, müdahale, harekat” gibi ifadelerle adlandıran Genelkurmay Başkanlığı, ilk kez 27 Mayıs askeri müdahalesi için “darbe” ifadesini kullandı. TBMM Darbe Komisyonu’nun 10. Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun’a rütbelerinin iade edilmesi yönünde talepte bulunulacağına ilişkin haberler üzerine bir açıklama yapan Genelkurmay “darbe” açılımı yaptı. Genelkurmay internet sitesinde yapılan açıklamada, Erdelhun’a, rütbelerinin 1966 yılında iade edildiğini duyurdu.

Rütbesi 1966 affıyla iade edildi

Açıklamada özetle, “10’uncu Genelkurmay Başkanı (E) Org. M.Rüştü Erdelhun, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra görevden alınmış, 03 Temmuz 1960 tarihinde emekliye ayrılmış, yargılanması neticesinde 15 Eylül 1961 tarihinde Yüksek Adalet Divanının kararı ile “Anayasa’yı İhlal” suçundan ölüm cezasına çarptırılmış, aynı gün, cezası müebbet ağır hapis cezasına çevrilmiştir. 24 Nisan 1963 tarihinde, üçlü kararname ile rütbesi alınarak er statüsüne düşürülmüştür. 22 Eylül 1964 tarihinde, hastalık nedeniyle Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından affedilerek serbest bırakılan Erdelhun, 20 Ekim 1966 tarihinde Gnkur.Bşk.Org. Cemal Tural’dan Af Kanunu gereği rütbesinin iade edilmesini talep etmiştir. (…) Genelkurmay’ın uygun görmesi ve Milli Savunma Bakanlığı’nın onayı ile Erdelhun’a rütbesi 9 generalle birlikte 06 Şubat 1967’de iade edilmiştir.”

Star

İsrail, Güney Kıbrıs’ta PKK’lıları besliyor

Pazar, Temmuz 1st, 2012

A Haber’de yayınlanan Mehmet Ali Önel Yönetimindeki Deşifre Programı’nın bu haftaki konuğu KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’ydu.1 Temmuz’da Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’nın Kıbrıs Rum Kesimi’ne geçmesinin ardından, Türkiye ve KKTC”nin yol haritasının ne olacağının, konuşulduğu programda Derviş Eroğlu çok çarpıcı açıklamalarda bulundu…
 
Eroğlu,Kıbrıs Rum Kesiminin tek başına Avrupa Birliği’ne alınmasının büyük bir hata olduğunu belirtirken, bundan sonraki süreçte de Türkiye ile birlikte hareket edeceklerini sözlerine ekledi..
 
İSRAİL, GÜNEY KIBRIS RUM KESİMİ’NDE 3 BİN PKK”LIYA ASKERİ EĞİTİM VERİYOR
 
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden canlı yayınlanan programda İsrail -Türkiye gerginliğine de değinen, Derviş Eroğlu, İsrail’in Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki PKK kamplarında 3 bin PKK’lıya askeri eğitim verdiğini, şu ana kadar eğitimden geçen 15 bin PKK’lının da Kandile gönderildiğini ileri sürdü…
 
İSRAİL- RUM TATBİKATI TÜRKİYE’YE KARŞI YAPILDI
 
KKTC Cumhurbaşkanı, Derviş Eroğlu, geçtiğimiz aylarda Akdeniz’de gerçekleşen İsrail- Kıbrıs Rum Kesimi tatbikatının da Türkiye’ye karşı gerçekleştirildiğini belirtti. Güney Kıbrıs’tan İsrail’e, İsrail’den de Kıbrıs Rum Kesimi’ne gemilerle silah taşındığına dikkat çeken Eroğlu, Avrupa Birliği’nin Rumlar’a göz yummasını eleştirdi…
 
RUSYA, GÜNEY KIBRIS ÜZERİNDEN SURİYE’YE YARDIM EDİYOR
 
Derviş Eroğlu , Rusya’nın Kıbrıs Rum kesimi üzerinden Suriye’ye ciddi manada silah yardımı yaptığına dikkat çekerken, “Suriye’nin Türk Savaş Uçağını düşürecek bir teknolojiye sahip olmasını da Rusya”ya bağlıyorum” dedi…

A Haber