Archive for the ‘Spor’ Category

Türkiye’nin finaldeki rakibi Arjantin oldu

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Arjantin: 54 – Çek Cumhuriyeti: 68 

Salon: Ankara

Hakemler: Roberto Chiari (İtalya), Amy Bonner (ABD), Timothy Brown (Yeni Zelanda)

Arjantin: Gonzales 2, Reggiardo 12, Burani 2, Pavon 4, Sanchez 7, Cava, Boquete 7, Cabrera 3, Gretter 13, Pavicich 2, Santana 2

Çek Cumhuriyeti: Burgrova 1, Horakova 11, Elhotova 10, Kulichova 16, Viteckova 9, Peckova 3, Bartonova, Zohnova 2, Hanusova 13, Zrustova 2 Bartakova 1

1. periyot: 9-19

Devre: 22-30

3. periyot: 31-54

Beş faulle çıkan: 36.11 Cava (Arjantin)

Basketbolda FIBA Kadınlar Olimpiyat elemeleri (B) Grubu’nda Çek Cumhuriyeti, Arjantin’i 68-54 yendi.

Çek Cumhuriyeti aldığı bu galibiyetle grubu lider tamamladı. Arjantin ise çeyrek finalde Türkiye’nin rakibi oldu.

İspanya-Portekiz / CANLI

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

PORTEKİZ-İSPANYA: 0-0

SAAT: 21.45
STAT: Donbass Arena
HAKEM: Cüneyt Çakır

PORTEKİZ: Rui Patricio, Pereira, Alves, Pepe, Coentrao, Veloso, Moutinho, Meireles, Nani, Ronaldo, Almeida
TEKNİK DİREKTÖR: Paulo Bento

İSPANYA: Casillas, Arbeloa, Ramos, Pique, Alba, Busquets, Alonso, Xavi, Iniesta, Silva, Negredo
Casillas, Arbeloa, Ramos, Pique, Alba, Busquets, Alonso, Xavi, Iniesta, Silva, Negredo
TEKNİK DİREKTÖR: Vicente Del Bosque

MAÇTA İLK YARI  SONJA ERDİ

Tokatspor başkanını seçti

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Spor Toto 2. Lig Beyaz Grup takımlarından Tokatspor kulübünün başkanlığına Tokat Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Mustafa Şahin seçildi.

Tokatspor Adnan Çiçek Tesisleri’nde gerçekleşen olağanüstü kongre tek listeyle katılan Şahin, 77 delegenin oyunu aldı. Şahin, kulübün yeni başkanı oldu.

Belediye Başkanı Adnan Çiçek, kongrede yaptığı konuşmada, Tokatspor’un en huzurlu kongrelerinden birisinin yapıldığını belirterek, ”Mehmet Aktürk ve yönetimine teşekkür ediyoruz. Zor zamanda göreve gelerek Tokatspor’u ligde bıraktı. Tokatspor’a bütün Tokatlıların destek vermesi gerekiyor. Yeni seçilen yönetim kuruluna başarılar diliyorum” diye konuştu.

Kongreye, delegeler ve bazı taraftarlar katıldı.

Bu arada, eski kulüp başkanı Mehmet Aktürk kendisine verilmek istenen plaketi almadan tesislerden ayrıldı.

Erciyesspor’dan 5 transfer birden!

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Bank Asya 1. Lig ekiplerinden Kayseri Erciyesspor, dış transferde 5 futbolcuyla anlaştı.

Kayseri Erciyesspor Basın Sözcüsü Kaan Savruk, kulüp binasında düzenlediği basın toplantısında, yeni sezona güçlü bir kadroyla girmek için çeşitli bölgelere transferler yaptıklarını belirtti.

Takımın ligde ses getiren bir ekip olması için transferlere devam edeceklerini dile getiren Savruk, ”Ankaragücü’nden Veli Torun, Elazığspor’dan Veysel Aksu, Denizlispor Kenan Şahin, Orduspor Onur Bilgin  ve eski oyuncumuz Kasımpaşa’dan Hüseyin Yoğurtçu’yu bünyemize kattık. Mehmet Ozan, Serdar Eyilik ve Alaattin Tosun ile ilgili çalışmalar sürüyor. İmza törenleri, oyuncular Kayseri’ye gelince yapılacak” diye konuştu.

-Mavi-siyahlı futbolcular, antrenmana Türk bayraklarıyla çıktı-

Bu arada, Kayseri Erciyessporlu futbolcular, Siirt’in Eruh ilçesi kırsalında teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan askerler nedeniyle akşam antrenmanına Türk bayraklarıyla çıktı.

Teknik Direktör Osman Özköylü, antrenman öncesi yaptığı açıklamada, olaydan büyük üzüntü duyduklarını belirterek, şunları kaydetti:

”Şehit olan her kardeşimiz bizim canımız. Bu ülkenin kaybettiği her evlat bizim insanımız. Bunun Kayserili olması, Aydınlı olması veya Vanlı olması bir şeyi değiştirmez. Bu toprak içinde yaşayan her Türk vatandaşı bizim için apayrı bir değerdir. Onları kaybetmek hepimizi çok üzer. Hepimiz bu olaya üzüldük ve fazlasıyla kahrolduk. Bu olayların son zamanlarda artması hepimizi fazlasıyla üzüyor. Şehitlerimize ‘Allah rahmet eylesin’ diyorum. Şehitlik çok güzel bir mertebe ama bir de gelin onun anasına babasına sorun. Onların içi yanıyordur. Ben geride kalanlara sabır diliyorum. Onlar bu ülke için canını verdi. Biz de inşallah dualarımızla onlara destek olacağız.”

Langat Akdağ ve Hakan Duvar finalde!

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda, milli atletler Tarık Langat Akdağ ve Hakan Duvar, 3000 metre engellide finale yükselirken, sakatlanan Halil Akkaş yarışı tamamlayamadı.

Helsinki Olimpiyat Stadyumu’nda devam eden Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda erkekler 3000 metre engelli yarı final yarışlarında, milli atletler Halil Akkaş, Hakan Duvar ve Tarık Langat Akdağ piste çıktı. İki gruptan oluşan yarı finallerde, gruplarını ilk 4 sırada bitiren atletler ile en iyi 7 dereceyi elde edenler finale yükseldi.

İlk grupta yarışan Hakan Duvar, ikinci turdan sonra yarışta ilk sıraya yerleşti ve uzun süre geride bıraktığı gruptan ayrı koştu. Son turlarda dördüncü sıraya gerileyen Duvar, 8:37.40’lık derecesiyle grubunda 6. sırada, genel klasmanda ise 14’üncü sırada yer aldı ve finale yükseldi.

Tarık Langat Akdağ da ikinci turda ilk sıraya yerleşip yarışın sonuna kadar mücadeleyi elden bırakmadı. 8:27.31 ile sezonun en iyi derecesini yapan Akdağ, grubunda ve genel klasmanda birinci geldi ve finale çıktı.

Halil Akkaş ise yarışı tamamlayamadı. İlk grupta mücadele eden Akkaş, yarışa kontrollü başladı. Orta gruba yerleşen ve bir müddet dördüncü turda koşan Akkaş, son turlara doğru geriledi ve sakatlığı tekrarladığı için yarışı yarıda bırakmak zorunda kaldı.

3000 metre engelli finalleri, 29 Haziran Cuma günü TSİ 19.05’de koşulacak.

‘Türk takımlarına yasak’a kınama!

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Almanya’nın başkenti Berlin’de faaliyet gösteren Türk Spor Merkezi (TSM), Alman Futbol Federasyonu’nun (DFB), Alman takımlarının, Türk takımlarıyla yapacakları dostluk maçlarına izin vermemesini kınadı.

TSM Başkanı Burak Işıkdağlıoğlu, ”DFB’nin bu keyfi kararıyla, Türk taraftar kültürünün bir parçasının ortadan kaldırıldığını” ifade etti.

Bu kararla statlarda çıkan olayların yapay bir şekilde durdurulmaya çalışıldığını dile getiren Işıkdağlıoğlu, bu konuda eski DFB Başkanı Theo Zwanziger’in çalışmalarını örnek gösterek, bu dönemde Almanya’daki Türklerin Türk Milli Takımı’nın yanı sıra DFB ile de kendilerini özdeşleştirdiklerini vurguladı.

Zwanziger’in başarılı çalışmalarının sürmesini ümit ettiklerini ancak bu kabul edilemez kararla bu ümide şüpheyle yaklaştıklarını dile getiren Işıkdağlıoğlu, DFB’nin, kararını gözden geçirerek, gelecek sezon Türk takımların maçlarına yeniden izin vermesini ümit ettiklerini bildirdi.

Taraftar sorununun Alman statlarında da genel bir problem olduğunu, buna bakıldığında Bundesliga’da da olayların tekrarlanması durumunda bazı maçların iptal edilmesi gerektiğini savunan Işıkdağlıoğlu, herkese eşit davranılmasını istedi.

Işıkdağlıoğlu, DFB’nin bu tuhaf kararından dolayı gelecekte maçların boş statlarda oynanacağını kaydetti.

Muhabir: Erbil Başay / Evren Aydemir / Okan Yardımcı

Potat Kemboi’den bronz madalya

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Milli atlet Polat Kemboi Arıkan, Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda 5000 metrede bronz madalya kazandı.

Helsinki Olimpiyat Stadyumu’nda devam eden şampiyonada, 5000 metre finalinde milli atlet Polat Kemboi Arıkan piste çıktı. Birinci turdan sonra ilk gruba yerleşen Arıkan, bir süre bu grupta koştu ve yarışın bitimine 7 tur kala ilk sıraya yerleşti. Daha sonra Avrupa şampiyonu İngiliz Mo Farah’a geçilen Arıkan, Azeri Hayle İbrahimov’un da ikinci sıraya yükselmesiyle üçüncülüğe geriledi ve yarışın son iki turuna kadar mücadele üç atlet arasında devam etti. 

İbrahimov’un arka sıralara gerilemesiyle bozulan üçlü mücadele, Mo Farah, Alman Arne Gabius ve Arıkan arasında başladı. Yarışın bitimine doğru atak yapan Gabius, ikinci sıraya yükseldi ve yarışı bu sırada tamamladı.

Altın madalyanın sahibi, 13:29.91’lik derecesiyle İngiliz Mo Farah olurken, Alman Arne Gabius 13:31.83 ile gümüş, milli atlet Polat Kemboi Arıkan da 13:32.63’lük zamanıyla bronz madalyanın sahibi oldu.

Arıkan, Türk atletizm tarihinde, 1950’de 3 adım atlamada bronz madalya alan Ruhi Sarıalp’den sonra Avrupa şampiyonalarında madalya kazanan ikinci erkek atlet oldu.

Milli atlet, yarıştan sonra Türk bayrağıyla tur attı.

Erzik: Türkiye’nin men edilme ihtimali yoktu

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Türkiye Futbol Federasyonu’nun Ankara’daki Olağan Mali Genel Kurulu’na katılan UEFA 1. Asbaşkanı Şenes Erzik, “Türkiye’nin Avrupa’dan men edilme ihtimali yoktu.” diyerek, böyle bir durumun söz konusu bile olmadığını iddia etti.

“Şike soruşturmasında ağır yaptırımlar uygulanmazsa UEFA Türkiye’yi Avrupa’dan men edecek” şeklindeki endişelerin yersiz olduğunu belirten Erzik, NTVSpor’a yaptığı açıklamada, konuyla ilgili soruya “Türkiye’nin Avrupa’dan men edilme ihtimali yoktu.” diye cevap verdi.

Erzik, böyle bir durumun söz konusu bile olmadığını söyledi. 3 Temmuz sürecinin, ülke açısından çok sıkıntılı bir dönem olduğunu ifade eden Şenes Erzik, “3 Temmuz’dan bu yana normal hayatımı sürdürüyorum ve UEFA’daki görevim neyi gerektiriyorsa onu yapıyorum. Dolayısıyla bugün kongrede belirttiğim gibi, bu sadece futbolla ilgili insanları ilgilendiren bir olay olmaktan çıktı. Toplumsal bir olay haline geldi. TFF açısından bazı şeyler sonuçlandırılsa da yargı halen devam ediyor. Çok zor ve kötü bir süreç yaşadık hep birlikte.” dedi.

UEFA ve FIFA’da Ulusal Federasyonlar Komitesi Başkanı olduğunu ve bu nedenle taraf olduğu bir konuda konuşmadığını belirten Erzik, “Benim bulunduğum konum, işler sonuçlanmadan konuşmamı engelliyor. En önemlisi ise ben konumum itibariyle tarafım. Türküm. Ben TFF başkanlığını yaptım senelerce. Şimdi de TFF’nin onursal başkanıyım. Özellikle UEFA’daki Platini’den sonraki 2. adam olarak, birtakım görevlerim var. FIFA ve UEFA’da, ulusal federasyonların komitesinin başkanıyım. 53 ülke federasyonu, benim başkanı olduğum komiteye bağlı. FIFA’da da 209 ülkenin yine ulusal federasyonlar komitesi başkanıyım. Bütün bu görevlerin sorumluluğu içerisinde, herhalde bu konularda en son konuşacak kişi benim. Ben tarafım, çünkü Türk’üm.” diye konuştu.

Fenerbahçe ile ilgili kararını açıklayan UEFA’nın, çok güzel bir açıklama yaptığını vurgulayan Şenes Erzik, “UEFA, Fenerbahçe konusunda o kadar güzel bir açıklama yaptı ki gayet net. UEFA, yaptığı son açıklamayla, ne demek istediği gayet açık bir şekilde anlatmış. Hatta büyük bir mutlulukla gördüm, basın organları da tercümeyi çok net bir şekilde yaparak, deşifreleri yapmış. Ben de hukukçu olmadığım için ilave edeceğim bir şey yok.” ifadelerini kullandı.

Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’ne aldığı davetin ardından, kimseye bir açıklama yapmadığını söyleyen Erzik, “Ben kimseye, ‘bu iş bitti’ demedim. Nerden kaynaklandığını biliyorum. Çünkü o gün yoğun bir şekilde telefon geldi. Birçoğunu cevaplayamadım. Benim orda işlerim var. Maçlara gidip geliyoruz. Tabii ki bir görev bölümü yapmış durumdayız. Belki bu telefonların 1-2 tanesine cevap verdim ama onda da ‘bekleyin UEFA’dan ne cevap gelirse sonuç o olur’ dedim. Ama ilave yapıldıysa ben onu bilemem.” dedi.

TFF Başkanlığı için aday olmasının, 30 yıllık UEFA ve FIFA’daki görevlerini bir kenara atması anlamına geleceğini de söyleyen Şenes Erzik, “UEFA’daki görevlerim var. Bu görevleri kaldırıp kenara koymak, UEFA ve FIFA’daki geçmiş 30 seneyi inkar etmek anlamına gelirdi. Benim Şenes Erzik olarak öyle bir lüksüm yok. Sonunda bu karar benim kararımdı. Türkiye çok önemli ve zorlu bir süreçten geçiyordu. Ben onursal başkan olarak da, UEFA ve FIFA’da önemli görevler üstlenmiş bir insan olarak da ‘banane’ diyemezdim. Ben daha önce kabul etmemişken, çok olağanüstü bir durum varken kabul edebilirdim. Ama yine de bu görevi kabul etmem, Türkiye açısından iyi olmazdı. UEFA ve FIFA’daki görevlerim bu kadar artmışken, gelemezdim.” diye konuştu.

Ayrıca Türkiye’nin ceza alma ihtimalinin de hiç olmadığını açıklayan Erzik, “Bence böyle bir durum hiç yoktu ve hiç de olmadı.” şeklinde konuştu.

Olgun Peker: Kalbim çok acıyor

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Gasp suçlamasını kabul etmediğini, müştekilerin de şikayetçi olmadıklarını belirten Olgun Peker, ”Başkanım duruşmalarda bana ‘biraz sert konuşuyorsun’ dediniz.  Ben Kasımpaşa’da büyüdüm, orada büyüyenler profesör de olsa konuşmaları biraz farklıdır. Bunu bazı siyasilerimizden siz de görüyorsunuz. Siz de sinirlenince fena değilsiniz ” dedi.

Bunun üzerine, sinirlendiklerinde duruşmaya biraz ara verdiklerini belirten Mahkeme Heyeti Başkanı Ekinci, hakim Orhan Karadeniz’in, ”Size en büyük tavsiyem, eğer bir şeye sinirlenirseniz o gün asla karar vermeyin”  şeklinde tavsiyede bulunduğunu anlattı.

Peker’in, mahkemede hiç yalan söylemediğini belirtmesi üzerine Ekinci, soruşturma aşamasında yalan söyleyip söylemediğini sordu. Peker de ”Yalan söylemedim. Sadece soruları aldığım kişiyi orada söylememiştim, size anlattım. Yine size de söylemezdim. O kendince bana bir iyilik yapmış. Sonra öğrendim ki, bu işin patlamasına onlar sebep olmuş. Ben de söyleyelim dedim” diye konuştu.

Savcı Mehmet Berk’e ifade verdiği sırada odaya giren bir kişinin, kimin ifadesini aldığını sorduğunu, savcının da ”Ben ağaların ifadesini alırım” dediğini anlatan Peker,  ”En büyük pişmanlığım, bunu duyunca ifade vermeyi kesmemektir” dedi.

Silahlı örgüt yöneticisi olduğu yönündeki iddiaları reddeden Olgun Peker, ”Gerçekten o anlatılan adam ben değilim, çete kurmak gibi bir hayalim hiç olmadı. Benim hayallerim hep düzgün şeylerdi. İsmi gayri meşru olan bir şeyin içinde bulunmak istemiyorum” diye konuştu.

Rüşvetle ilgili iddianın da gerçeği yansıtmadığını, bu durumun telefon konuşmalarından da ortaya çıktığını savunan Peker, eğer rüşvet vermiş olsaydı bunu söyleyeceğini ifade etti.

Peker’in, menajerlik sınavının sorularını aldığını ancak bunun için para vermediğini söylemesi üzerine Başkan Ekinci, ”Kimsenin bana bir şey ısmarlamasına izin vermem diyordun. Soruları almışsın” dedi.

Peker de ”Başkanım, siz de öğrenci oldunuz. Şimdi ben yapmazdım dersiniz ama size öğrenciyken biri gelip sınavın soruları var dese…” diye konuştu.

Başkan Ekinci ise eğitim gördüğü okullarda bu gibi şeylerin çok sıkı tutulduğunu ifade etti.

Olgun Peker, ”Üniversite sınav soruları çıktı dışarıya, bir sürü öğrenciye ulaştı, bu kadar sorun olmadı” dedi.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını içeren CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasını kabul ettiğini belirten Olgun Peker, ”CMK’nın 231. maddesini kabul ediyorum ama kalbim çok acıyor. Benim bu dosyayla ilgili şöyle bir hayalim var. Ben bu dosyadan beraat etmek ve o beraati gazetelere ilan vermek istiyorum. İçim kanayarak kabul ediyorum. Bize gösterdiğiniz anlayıştan dolayı da teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Bunun üzerine Başkan Ekinci’nin, ”Böyle diyorsunuz, ayrılık vakti gelmiş gibi biz de hüzünleniyoruz” demesi salonda gülüşmelere neden oldu.

Söylediklerinin tutanağa geçirilmesi sırasında, CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına ilişkin ”içim kanayarak” ifadesinin de eklenmesini isteyen Peker’e Başkan Ekinci, ”Kanunda içim kanayarak diye bir hüküm yok” dedi.

Şekip Mosturoğlu da hakkındaki suçlamalardan beraatine karar verilmesini istediğini belirterek, ”CMK’nın 231. maddesinin uygulanması konusunda da, bir hukukçu olarak tavsiye etmezdim bu delil durumuna göre, ancak haktır kullanmak istiyorum. Öngörülemez bir yargılama yapılıyor, hiç içtihadı olmayan, örneği olmayan bir konuda yargılama yapılıyor” diye konuştu.

Ekşioğlu: Etik Kurulu’nu tanımıyorum

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

”Futbolda şike” iddialarına yönelik dava kapsamında tutuklu bulunan Fenerbahçe Asbaşkanı İlhan Ekşioğlu, Fenerbahçe’nin menfaatlerini her zaman ön planda tuttuğunu, örgüte üye olarak çıkar sağladığı iddialarının gerçek dışı olduğunu söyledi.

Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, sanıklara, diledikleri sürede savunma yapabileceklerini, gerektiğinde aldıkları kararları ve kendilerini eleştirebileceklerini kaydetti.

Ekinci’nin bu sözlerinin ardından savunmasına başlayan İlhan Ekşioğlu, hakkındaki örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmediğini söyledi. 

Ekşioğlu’nun, ”Fenerbahçe de bir sivil toplum örgütüdür ama örgüt denilince korkarak yaklaşıyoruz. Her örgüt suç örgütü değildir” şeklindeki sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Ekinci, ”Yargıçların da örgütü var” şeklinde karşılık verdi.

Çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmanın kendisi için kabul edilemez olduğunu dile getiren Ekşioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Ben böyle bir örgütün varlığına inanmıyorum. Böyle bir örgüte üye değilim. Çıkar amaçlı suç örgütü olduğu zaman daha da can yakıcı oluyor. Allah’a şükür hiçbir menfaate ihtiyacım yok. Duysaydım da o yola başvurmazdım. Şan, şöhrete de ihtiyacım yok. Belki 4 bin gündür Fenerbahçe’de yöneticilik yapıyorum ama 4 kere gazetede açıklamam çıkmamıştır. Fenerbahçe rozetini kullanarak trafik polisine karşı bile menfaat sağlamadım. 10 yıl önceki mal varlığım şu anki mal varlığımdan daha fazladır. Ben böyle bir Fenerbahçeliyim. Hiç kimse, ‘Fenerbahçe’yi kendi menfaatinden arkada tuttu’ diyemez. Hep Fenerbahçe’nin menfaatleri önde gelmiştir.”

Türkiye Futbol Federasyonu’nun Etik Kurulu raporunu eleştiren Ekşioğlu, ”Futbolun kirli olduğunu iddia edenler varsa, ben kirletmediğim gibi, benim üzerimden temizlenmesine de şiddetle karşı çıkıyorum. Ben Etik Kurulu raporunu da, kurulunu da tanımıyorum” dedi.

Futbol yöneticilerinin, futbolun ortamının gerilmesinde büyük payı olduğunu kaydeden Ekşioğlu, Beşiktaş Kulübü’nün eski yöneticilerinden Serdal Adalı’nın gıyabında kendisi hakkında kötü sözler sarf ettiğini ancak tanıdıktan sonra çok iyi dost olduklarını dile getirdi.

Telefonda yaptığı konuşmaların her yöne çekilebileceğini kaydeden Ekşioğlu, ”Şüpheden sanık yararlanır diye bir ilke var. Hep savcılık makamı yararlanmış. Yarısından da ben yararlanmak istiyorum” diye konuştu.

Cezaevinde uzun süre düşünme fırsatı bulduğunu dile getiren Ekşioğlu, ”Beni çok iyi tanıdınız. Ben cezamı çok fazla çektim. 17 kişi başladık. Metris’te şu anda 2 kişi kaldık ve artık sabah kalktığımızda yerde böceklerle karşılaşmaya başladık. Rezil bir hayatın içindeyiz. Beraatimi talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

-Yusuf Turanlı-

Futbolcu menajeri Yusuf Turanlı ise savunmasına, 1 yıldır tutuklu olduğunu dile getirerek başladı. Turanlı, şöyle konuştu:

”Bir futbolcuya, ‘ağrıların varsa sıkma’ demek suç mu? Ben bugün olsa yine aynı şeyi söylerim. Eğer futbol dünyasında tüm kişilerin telefonları 5 ay süreyle dinlense, bu salon değil Kazlıçeşme Meydanı yetmezdi. Bunlar olağan konuşmalardı. Şüphe sanığın lehinedir. İlhan Ekşioğlu yarısına talip oldu, ben de diğer yarısına talip olmak istiyorum. Ben hiç yararlanmadım.”

Pınar Saka, yarı finale yükseldi

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Türkiye rekortmeni milli atlet Pınar Saka, Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda bayanlar 400 metrede yarı finale yükseldi.

Helsinki Olimpiyat Stadyumu’nda devam eden Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda akşam seansı, bayanlar 400 metre elemeleriyle başladı. Bu dalda milli atletler Birsen Engin, Meliz Redif ve Pınar Saka piste çıktı. Dört seriden oluşan elemelerde, serilerini ilk 3 sırada bitiren ve en iyi 4 dereceyi elde eden atletler yarı finale yükseldi. 

Pınar Saka, üçüncü seriyi 53.13’lük derecesiyle üçüncü tamamladı ve yarı finale yükselmeyi başardı. İlk seride yarışan Birsen Engin ise 55.82’lik derecesiyle yarışı son sırada tamamlayabildi ve yarı final şansını kaybetti. İkinci seride mücadele eden Meliz Redif de 53.99’luk zamanıyla yarışı son sırada bitirdi ve elemeleri geçemedi. 

Pınar Saka, yarın TSİ 17.15’te bayanlar 400 metre yarı finalinde yarışacak.

Türk atletlerin akşam seansı, bayanlarda Nimet Karakuş’un 100 metre yarı final mücadelesiyle devam edecek. Erkeklerde ise Tarık Langat Akdağ, Halil Akkaş ve Hakan Duvar 3000 metre engellide finale çıkmak için mücadele edecek. Polat Kemboi Arıkan’ın 5000 metrede direkt final koşacağı akşam seansında, Fatih Avan cirit atma elemelerinde ter dökecek.

Mandzukic Bayern Münih’te!

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Alman Birinci Ligi (Bundesliga) takımlarından Bayern Münih, VfL Wolfsburg’da forma giyen Hırvat milli oyuncu Mario Mandzukic’i renklerine bağladı.

Bayern Münih’in internet sitesinden yapılan açıklamada, Mandzukic’in gelecek günlerde sağlık muayenesinden geçmek için Münih’e geleceği, ardından da 30 Haziran’a kadar imza atacağı belirtildi.

Kulübün sportif direktörü Christian Nerlinger, 2012 Avrupa Şampiyonası’nda golcü olarak kalitesini ispatlayan Bundesliga’nın iyi forvetlerinden birini transfer ettikleri için mutlu olduğunu belirterek, Mandzukic’in kadroyu güçlendireceğini kaydetti.

Dinamo Zagreb’den VfL Wolfsburg’a 2010’da transfer olan Mandzukic, Bundesliga’da forma giydiği 56 maçta 20 gol attı.

Japonya olimpiyat umudunu sürdürdü

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Japonya: 79 – Porto Riko: 70  

Salon: Ankara

Hakemler: Srdan Dosai (Hırvatistan), Elias Koromilas (Yunanistan), Mendoza Hodelin (Küba) 

Japonya: Takada 7, Mamiya 29, Fujiwara, Yoshida 6, Oga 17, Oba, Tanaka 7, Kibayashi, Yano 13 ,Kudeken

Porto Riko: Sepulveda 24, Cortijo 17, Morales, Placido 5, Vargas 4, Stephanie Rosado 2, Pamela Rosado 6, O’Neil 4, Escalera 4, Garcia 4

1. periyot: 19-11

Devre: 30-28

3. periyot: 52-43

Basketbolda FIBA Kadınlar Olimpiyat Elemeleri (A) Grubu’nda Japonya, Porto Riko’yu 79-70 yendi.

Japonya, grubu ikinci tamamlayarak Londra Olimpiyatları’na gitme şansını devam ettirdi. Porto Riko ise ikinci mağlubiyetini alarak elendi.

Aziz Yıldırım: İftira atıyorsunuz

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

”Futbolda şike” iddialarına ilişkin davada esas hakkındaki savunmasını yapan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, ”Önemli bir dava bu. Burada yazılan her şey tarihe yazılacak. İnsanlar 40 sene sonra okuyacak burada yazılanları. Ama burada kul hakkı yiyorsunuz. Olmayan şeylerden suçluyorsunuz. İftira atıyorsunuz. Burada böyle şey olmaz” dedi.

Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanık avukatlarının mütalaaya karşı söyleyeceklerini tamamlamasının ardından, söz, esas hakkındaki savunmasını yapması için tutuklu sanık Aziz Yıldırım’a verildi.

Sözlerine başlamadan önce, ”Olgun bey, silahlı örgüt başkanlığından istifa ediyor, hepsini bana veriyor” diye espri yapan Yıldırım’a, Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Ekinci, ”Örgüte üye olmak için örgüt liderinin izni gerekmez” yanıtını verdi.

-”Telefonlar bana ait değil”-

Savunmasına başlayan Yıldırım, polis fezlekesinde 1080 telefon tapesi olduğunu, iddianamede ise 130’una yer verildiğini belirterek, bunların içinde çok zaman önce kullandığı ev telefonunun da dinlenilmiş olduğunu ve iddia edildiği gibi kendisine ait 40 telefon bulunmadığını savundu.

”Ben bunu dava dosyasından çıkardım. Söyleyeyim size” diyen Ekinci, söz konusu telefon numaralarını saydıktan sonra, ”Biz, farklı telefonlarla konuştunuz mu, konuşmadınız mı, bunu sorduk” dedi.

Yıldırım da Fenerbahçe Spor Kulübü’nde 30, şirkette ise 50 telefon hattı bulunduğunu kaydederek, kulüp ve şirketteki telefonların kendi üzerine kayıtlı olmadığını, kendi telefonlarına ulaşılamadığı durumlarda bu telefonların arandığını, oradaki telefonlarla herkesin konuşma yaptığını ve kendi üzerine kayıtlı sadece 2 telefon bulunduğunu söyledi.

-”Bizi dinleyen esasında derin devlet”-

Daha önce, telefon konuşmalarının dinlenildiğine dair Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe sunarak şikayetçi olduğunu söyleyen Yıldırım, bu şikayet dilekçesini okuyarak mahkeme heyetine sundu.

Yıldırım, ”Savcılık bana, ‘dinleme yok’ diye cevap verdi. Ben dinleme derken, devletin dinlemesinden bahsetmiyorum. Derin devletten bahsediyorum. Devlet dinlesin sorun yok, ama bizi dinleyen esasında derin devlet. Çünkü konuştuğumuz şey, hangisi olduğu bilinir, o gazetelerde ertesi gün manşet oluyordu” diye konuştu.

Soruşturma sonucunda tutuklandıktan sonra avukatlarının kendisini Metris Cezaevi’nde ziyaret ettiklerini ve ”dava konusu tapelerin suç unsuru olarak kullanılamayacağını” söylediklerini anlatan Yıldırım, ”Ben şunu düşündüm. Biz Fenerbahçe Spor Kulübü’nü temsil ediyoruz. Fenerbahçe’ye gönülden bağlı çok sayıda taraftar var. Tapelerin suçlanmamıza konu olmayacağını bildiğimiz halde, suçsuz olduğumuzu anlatmak için açıklamalar yaptık” ifadesini kullandı.

-”Spordan anlamayan kişiler bu kanunu çıkardı”-

6222 sayılı Sporda Şiddetin ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’la ilgili de konuşan Yıldırım, ”İlk olarak, bizim hazırladığımız kanunda şike ve teşvik yoktu. İki toplantıda da söz konusu edilmedi. Maalesef spordan anlamayan kişiler bu kanunu çıkarmışlardır. Bu kanun sayesinde, fikir beyanı suç olarak kabul edilir hale gelmiştir” dedi.

Kanunun çıkarılması için hukuktan anlamayan kişilerle birçok yetkilinin bir araya geldiğini ve kanunun böylece çıkarıldığını öne süren Yıldırım, ”Bu kanun çıkarılırken, sporun gerçek sahibi olan kişiler, bizler yoktuk. Emniyet ve jandarma çıkarmıştı. Cezaevinde bizzat bana haber yollayıp bu kanunun değişeceğini söylüyorlar. Buradan söylüyorum, bu kanun değişecektir. UEFA’nın son kararıyla birlikte bu kanunun hiçbir özelliği kalmamıştır” diye konuştu.

-Cruyff’un kitabını hediye etti-

Mahkeme Heyeti Başkanı Mehmet Ekinci’ye, Hollandalı eski futbolcu Johan Cruyff’un bir kitabını hediye etmek istediğini söyleyen Yıldırım, Cruyff’un bu kitabında, ”maçtan sonra hakemin odasına giderek bir kol saati hediye ettiğini” yazdığını ve kitabın, taktik de barındıran güzel bir spor kitabı olduğunu ifade etti.

Yıldırım’ın, ”Cruyff, kitapta hediyenin suç olmadığını söylüyor” diyerek kitabı sunduğu Ekinci de ”Yazın okurum” dedi.

”Suçlanmak önemli değil. Doğru suçlanmak önemli. 20 yıldır sporun içindeyiz. Spordan almak için değil, spora vermek için geldik. Spordaki durumumuza göre suçlama yapılmaması lazım” ifadesini kullanan Yıldırım, polis fezlekesinde, ”Aziz Yıldırım tarafından İlhan Ekşioğlu vasıtasıyla futbolcu İbrahim Akın’a teslim edilmek üzere İbrahim İşcan’a 100 bin dolar verildiği” iddiasının yer aldığını ve bu iddiaya çok üzüldüğünü anlattı.

-”Kul hakkı yiyor, iftira atıyorsunuz”-

Hakkında fezlekede yalan yanlış şeyler yazıldığını ve ilgisinin olmadığı suçlamalarla suçlandığını öne süren Yıldırım, şöyle konuştu:

”Suçluysam, suçumu çeker yatarım, problem değil. Önemli bir dava bu. Burada yazılan her şey tarihe yazılacak. İnsanlar, 40 sene sonra okuyacak burada yazılanları. Ama burada kul hakkı yiyorsunuz. Olmayan şeylerden suçluyorsunuz. İftira atıyorsunuz. Burada böyle şey olmaz. 60 yaşından sonra bizde adalete güvenme-güvenmeme meselesi oluşuyor. Ben Türk adaletine güvenmek istiyorum. ‘1 Mayıs 2011 günü İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile oynanan maçta Aziz Yıldırım’ın İlhan Ekşioğlu aracılığıyla İbrahim İşcan’a talimat verdiği, İşcan’ın Ahmet Çelebi’ye ulaştığı ve Çelebi’nin de İbrahim Akın’a 100 bin avro verdiği anlaşılmıştır..’ deniliyor. Bir kere, İbrahim Akın 100 bin avro almadığını söyledi. ’50 bin dolar aldım’ dedi. Bari bunları doğru yazın. Eğer biz bu suçları işlediysek, zaten telefonlarımız dinleniliyor. Suçlu olanlar bu konuşmaları tekrar yaparlar.”

-”Bizi suçlarken ciddi suçlayın”-

Mütalaayı yazan savcının vicdanının bunu kabul edip etmediğini soran Yıldırım, ”Bu iddialar doğrulanırsa kendimi Boğaz Köprüsü’nden aşağı atarım dedim. Doğrulanmazsa onlar istifa etsinler” dedi.

”Bu davanın içinde İlhan Ekşioğlu’nun ne işi var?”  diye soran Yıldırım, söz konusu tarihte Yusuf Turanlı’yı tanımadığını ve iddia edildiği gibi Turanlı ile hiçbir ilgisi olmadığını savundu.

Yıldırım, ”Bizi suçlarken ciddi suçlayın. Karar veriyorsunuz ama hiç ciddiyet yok. Ben mi bunu ispat etmeye mecburum, yoksa mahkeme mi yapmalı? Mahkeme benim lehime niye kullanmıyor? İlla beni mahkum mu edeceksiniz?” şeklinde konuştu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Ekinci de Yıldırım’a kızarak, ”Ne diyorsun Aziz Bey? Böyle savunma olmaz. Düzgün yapacaksın savunmanı. Karar vermeden hakkımızda karar vermişsin. Biz her sanığın ne düşündüğünü düşünürsek karar veremeyiz” ifadesini kullandı.

”Futbolda şike” iddialarına ilişkin davanın tutuklu sanıklarından Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, savunmasında hakimlere, ”Sizler benim örgüt kurmadığımı, bu insanların örgüt üyesi olmadıklarını çok iyi biliyorsunuz” diyerek, beraatini talep etti.

Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada verilen aranın ardından Aziz Yıldırım savunmasına devam etti.

3 Temmuz sabahı, ”silahlı örgüt kurdukları” iddiasıyla gözaltına alındıklarını hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Aziz Yıldırım ve arkadaşları, Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için silahlı suç örgütü kurmuştu. Evlerimizi aramadılar, bahçelerimizi de kazmadılar. Bu örgütün silahlarını kimse aramadı, sormadı… Sonradan anladık ki amaç ‘bir yerlerden bir örgüt bulmak ve bizleri oraya katmaktı ve öyle de oldu. Tam silahlı suç örgütü suçlamasına alışmıştık ki, sorgular başladı. Gördük ki 6222 sayılı yasa uyarınca ‘şike’ yapmışız. Herhalde ‘şike’ yapmak için ‘silahlı suç örgütü’ kurduk diye düşündük. Tutuklama müzekkerelerinde gördük ki, sadece ‘şikeden’ tutuklanmışız. Yine anladık ki, hakkımızda hüküm verenler şike suçunun cezasının daha ağır olduğunu anlayınca, sağ olsunlar bizleri silahlı suç örgütünden çıkartıp, şike maddesine sokmuşlar ve tabii ki tutuklandık. Bugün anlamaktayım ki, Aziz Yıldırım’ın aslında en özgür olduğu günlerinin başlangıç tarihiymiş 3 Temmuz.”

-”Televizyonlarda kendilerinden menkul adamlar türedi” –

Bu süreçte hakkında itibarsızlaştırma ve toplum önünde küçük düşürmeye dönük planların hayata geçirildiğini ileri süren Yıldırım, şöyle konuştu:

”Televizyonlarda, gazetelerde kendinden menkul adamlar türedi. Bizlere her gün küfreden, özel resim ve haberlerimizi yayınlayan, bizleri hedef alan, iki lafı bir araya getiremeyen bu şahısların birçok ortak noktaları vardı. Savcı ve polis onlarındı. Bizlerse karşıt güçler. Hep aynı ağızdan konuşuyorlardı, aynı yere bağlı olduklarını söylüyorlardı. Sözde bu haberciler savcıdan ve polisten, gizlilik kararı olan dosyadan bilgiler alıp basına sızdırma yarışına girmişlerdi. Aslında buna en güzel cevabı Savcı Mehmet Berk vermişti. Medyada ve basında konuşulanların yüzde 90’ının yalan olduğunu açıkça ifade eden savcımız, bu yalanlarla bir yıl boyunca kişiliklerimize tecavüz edilmesine de izin vermiştir. Gerçi aynı Mehmet Berk, ‘Sivas maçının sonucu böyle olmasaydı bu davayı açmayacaktım’ demek suretiyle davadaki ciddiyetini ve bakış açısını ortaya koymuştu; ancak biz anlamamıştık.”

Yıldırım, Futbolda Şike ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’da yapılan değişikliğin de ”Aziz Yıldırım” yasası olarak lanse edilmesine karşın bu yasadan tek bir Fenerbahçeli’nin yararlanamadığını ileri sürdü.

– ”İddialar komikti” –

İddianame açıklanınca rahatladıklarını ifade eden Yıldırım, ”Çünkü iddialar yetersizdi. Hukuka açıkça aykırı şekilde toplanan deliller bizleri suçlamaya yetmezdi. İddialar gerekçesizdi, komikti. Tıpkı savcının huzurda verdiği iddianamenin diğer sureti olan mütalaa gibi. Ama iddianamede bir şey değişmiş, değiştirilmişti. Bizler bu sefer de ‘haksız ve ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü’ olmuştuk. Kısacası silahlı suç örgütünden soruşturulup, şikeden tutuklanıp, haksız ve ekonomik çıkar amaçlı suç örgütünden yargılanacaktık. Bu kadar telaşa, böylesine önemli makamları sırf bizleri buralarda yargılamak için bu durumlara düşürmeye ne gerek vardı. İstenilse bizler burada, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargılanmak için dilekçe dahi verebilirdik. En azından devletin ciddiyetine gölge düşürülmemiş olurdu diye düşündük” şeklinde konuştu.

Yargılama başlayınca hak ettikleri saygıyı gördüklerini ve bu konuda müteşekkir olduklarını dile getiren Yıldırım, ”Yargılama tarafınızdan hızlı bir şekilde yapılıyordu. Yine tutukluyduk ancak daha da özgürdük. Tam bir şeylerin değişmeye, bazı oyunların bozulmaya başladığını düşünmeye başladık, bu sefer de ‘hızlı bir şekilde ceza vermek için yargılama yapıldığı’ dedikoduları çıktı karşımıza. Şu anda bu dedikodular ve sizlerle baş başayım” dedi.

– ”Örgüt kurmadığımı çok iyi biliyorsunuz” –

Hakimlere hitaben, ”Sizler benim örgüt kurmadığımı, bu insanların örgüt üyesi olmadıklarını çok iyi biliyorsunuz” diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Kenan Yaralı’ya şike parası yollamadığımı, İbrahim Akın’a hiçbir Fenerbahçeli yöneticiden para gitmediğini, bu paralar tespit dahi edilmeden suçlandığımızı, kulübüyle sözleşmesi devam eden bir oyuncuya ‘transfer şikesi’ teklif edilemeyeceğini, Sivas’taki çantanın içinde şike parası değil, biletler olduğunu, Ümit Karan’a, Bülent Uygun’a, Sezer Öztürk’e, Emenike’ye şike veya teşvik teklifinde bulunmadığımızı konuşmalardan açıkça anlıyor, biliyorsunuz. Üç tarlanın şike söylemi olduğuna kendisi bile inanmayan savcı gibi sizler de eminsiniz. Bu tür söylemlerle bizlere ceza verilmemesi gerektiğini… Biz de herkes kadar temiziz derken, diğer takım ve yöneticilerin tapelerini çok iyi biliyorsunuz ve bin 300 tapeden tarafıma ait 103 tapeden bir tanesinin bile bu nitelikte olmadığını biliyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti ve Fenerbahçe’den başka aşkımız ve zayıf noktamız olmadığını, Fenerbahçe’ye ve bizlere yaşatılanları hak etmediğimizi biliyorsunuz. Bu ülkeyi, bu vatanı bölmeye çalışanlara övgü ve ayrımcılık yarışında olanların, konu biz olunca nasıl acımasız olduklarını görüyorsunuz.”

Hakimlerin bildiklerini okumaktan vazgeçmemelerini isteyen Yıldırım, ”Çünkü Aziz Yıldırım’ın bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bildiği ve inandığı yolda yürüyeceğini tüm kamuoyuna ilan ederim. Vereceğiniz karar sadece Aziz Yıldırım’ın bağımsızlık kararı olmayacaktır. Bu karar, aynı zamanda Türk yargısının bağımsızlığına dair olacaktır. Bilinmelidir ki, adaletsizliği engelleyecek gücümüzün olmadığı zamanlar olabilir ancak mücadele etmediğimiz hiçbir zaman olmamıştır ve olmayacaktır” şeklinde konuştu.

-UEFA’nın verdiği karar-

Aziz Yıldırım, savunmasında, UEFA’nın, Fenerbahçe’nin Avrupa Şampiyonlar Ligi’ne katılabileceğine dair kararına da yer verdi.

Yargılamanın özel yetkili mahkeme yerine spor mahkemesinde görülmemesine anlam veremediklerini kaydeden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Spor hukukuna ait bir ihtilafın neden spor hukuku düzenlemeleri tahtında çözümlenmediğini defalarca sorduk, söyledik. Bu sırada bunu birileri daha söyledi. UEFA… Evet, Fenerbahçe üzerinden oynanan oyunların bittiği bu günlerde UEFA, ders niteliğinde bir karar verdi bizlere, hepimize. Aslında bu kararda önemli olan kararın kendisi ya da sonuçları değildi. Karar, sadece spor hukuku yargı organlarının yaptığı yargılamayı esas alıyor, özel yetkili organize ve özel yetkili savcılığın hiçbir işlemi ve tasarrufunun adı dahi anılmıyordu kararda. Bizlerin haklıyken peşinen haksızlığı seçeceğimiz yegane durum; Türkiye Cumhuriyeti menfaatleridir. Bu kararınız Fenerbahçe’den öte Türk futbolunun geleceği ile, itibarı ile ilgilidir. UEFA kararı göstermiştir ki, yapmış olduğunuz bu yargılama, spor hukuku hükümleri itibarı ile tanınmamakta; hatta UEFA’da aleyhe durum ve delil olarak dahi değerlendirmeye tabi tutulmamaktadır.

Uluslararası kurum ve kuralların Türk ve dünya futbolu üzerindeki hakimiyeti kamuoyunun malumudur. Bu nedenle sizlerin sırf soruşturmayı yapan polis ve savcıları incitmemek, kamuoyunun bazı kesimlerini tatmin etmek ya da belki de Aziz Yıldırım’ın tasfiyesini sağlamak için sadece vicdanen vereceğiniz karar, inanın Türk futbolunun sonu olacak ve futbolda Türkiye’nin her platformda lekelenmiş, damgalanmış 3. dünya ülkesi muamelesi görmemiz sonucunu doğuracaktır. Unutulmamalı ve şu sıralar sıklıkça hissedilmektedir ki, Türkiye her geçen gün damarlarındaki asil kanın farkına biraz daha varmak zorundadır.”

Aziz Yıldırım, sözlerini, ”Sayın makamınız tahtında tüm Türk yargısına olan inancımı yineler, son sözümüzün ‘Bu sevda bitmez’ ve ‘Her koşulda Fenerbahçe’ olduğunu dosta, düşmana ilan ederim. Bununla birlikte mütalaada yer alan itham ve iddiaların asılsızlığı yapılan savunmalarımızla açıkça ortaya konulmuştur. Hiçbir maçta şike ve teşvik yoktur. Şike teşebbüsünde bulunulmamıştır; teşvik primi verilmemiştir. Tüm kamuoyunun malumu olduğu üzere, tüm hesaplarımız resen atanan bilirkişi ve Dernekler Masası tarafından incelenmiş ve hiçbir hukuka aykırı tasarrufa ya da usulsüzlüğe tesadüf edilmemiştir. Bu gerçeğin sayın mahkemece tespit edileceğine dair olan inancım tamdır. İş bu açıklamalar ve tespitler tahtında tahliye ve beraat yönünde karar vermenizi talep ederim” diyerek tamamladı.

Yıldırım, hakimin sorusu üzerine, ceza verilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünden yararlanmak istemediğini de tekrar etti.

Fenerbahçe’nin kamp programında değişiklik

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Fenerbahçe’nin yeni sezon öncesi Almanya’da yapmayı planladığı kamp çalışmaları Avusturya’ya alındı.

Fenerbahçe Kulübü’nden yapılan açıklamada, profesyonel futbol takımının yeni sezon hazırlıkları çerçevesinde gerçekleştirmeyi planladığı Avrupa hazırlık maçı kamp programına ilişkin çalışmaların devam ettiği belirtilerek, ”Bu çerçevede yapılan temaslar neticesinde; Belçika’nın Charleroi, Almanya’nın St. Pauli, İspanya’nın Real Mallorca ve Getafe takımlarıyla birer hazırlık maçı yapma konusunda karşılıklı mutabakat sağlanmıştır” ifadesine yer verildi.

Yapılan açıklamada, işbirliği içinde bulunulan UEFA lisanslı maç organizatörlerinin, bu maçların oynanacağı Almanya’nın Köln ve Krefeld şehirlerinin stat yetkilileriyle gereken planlamaları sağladığı, ancak Alman Futbol Federasyonu’nun, dün söz konusu statlara gönderdiği bir yazıyla, bu statlarda maç oynanmasına izin vermeyeceği; buna gerekçe olarak da daha önce Türk takımlarının Almanya’da yaptığı hazırlık maçlarında meydana gelen tribün olaylarını gösterdiği kaydedildi.

Fenerbahçe Kulübü, bu nedenle Almanya’da yapılması planlanan hazırlık maçlarının, Alman Futbol Federasyonu’nun bu kararıyla son dakikada iptal olduğunu ve bu çerçevede hazırlık maçı kamp programı organizasyonun 16-26 Temmuz dönemi için Avusturya bölgesine yönlendirildiğini açıkladı.

Şike davasında karar günü belli oldu

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, 4 tutuklu sanık ile 11 tutuksuz sanığın esas hakkındaki savunmalarının alınmasının ardından Başkan Ekinci, duruşmaya son verdiğini söyledi.

Duruşmayı 29 Haziran Cuma gününe bıraktığını bildiren Ekinci, ”O gün, geriye kalan sanıkların savunmalarını alacağız. Müdahillerin diyeceklerini soracağız. Sonra sanıkların son sözlerini alacağız. Bir aksilik olmazsa Cuma günü karar vermeyi planlıyoruz. O gün biraz uzun sürebilir duruşma. Olmazsa, Pazartesi gününe de duruşma tarihi verebiliriz” diye konuştu.

İlk finalist belli oluyor

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

PORTEKİZ-İSPANYA
SAAT: 21.45
STAT: Donbass Arena
HAKEM: Cüneyt Çakır

PORTEKİZ: Rui Patricio, Pereira, Pepe, Alves, Coentrao, Moutinho, Veloso, Meireles, Nani, Almeida, Ronaldo
TEKNİK DİREKTÖR: Paulo Bento

İSPANYA: Casillas, Arbeloa, Ramos, Pique, Alba, Busquets, Alonso, Silva, Xavi, Iniesta, Torres
TEKNİK DİREKTÖR: Vicente Del Bosque

Aysal’dan transfer ve Arena açıklaması

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Türk Telekom Arena’yı Beşiktaş ile paylaşmalarının mümkün olmadığını söyledi.

Aysal, LİG TV’ye verdiği röportajda, Türk Telekom Arena’da bazı eksikliklerin olduğunu, Galatasaray Kulübü’nün birçok biriminin burada hizmet verdiğini belirterek, ”Hem fiziki hem idari hem teknik hem de ekonomik olarak bizim bu statta başka bir takım ile beraber bir ortak yapı içine girmemiz mümkün değil” dedi.

Türk Telekom Arena’nın Galatasaray Kulübü’nün eski yapılanmasından farklı bir yapıya sahip olduğunu dile getiren Aysal, şunları kaydetti:

”Bizim bütün personelimiz, ofislerimiz, televizyonumuz, basın yayın sistemimiz, güvenliğimiz orada. Loca sistemimiz tamamıyla satılmış durumda. Bu localar 360 günlüğüne satılır. Bunları sadece maç için satmıyoruz. Bu localar, kiralayanların 3 sene süreyle evi gibidir. Orada istediği vakit toplantı da yapar, birisini davet de edebilir. Biz o hizmetleri veriyoruz. İç içe Beşiktaş ile beraber böyle bir hizmetin verilmesi son derece zor. Kaldı ki stadın diğer statlardan farklı bir görüntüsü var. Çatı yapımız dolayısıyla da çabuk bozulabilen çim sistemi var. Büyük masraflarla biz bu çimi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Bir çimin tekrar döşenebilmesinin 350 bin avro maliyeti var. Zaten federasyon da milli maçlar dolayısıyla bu stadı yavaş yavaş daha fazla kullanmaya başladı. 

Bunun dışında bir de Beşiktaş’ın maçları eklendiği vakit fiziki olarak bu stadın kullanımı imkansız hale gelecek. Yani hem fiziki hem idari hem teknik hem de ekonomik olarak bizim bu statta başka bir takım ile beraber bir ortak yapı içine girmemiz mümkün değil. Biz bunu anlatmaya çalıştık. Bunu Sayın Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman’a da anlatmaya çalıştık. Sayın Bakanımız da dinlediler. Bu konudaki ısrarlar camiaları karşı karşıya getirme aşamasına gelir ve bu son derece sakıncalıdır. Biz statlarımızda huzuru ve güveni sağlamaya çalışırken, bunlar bir yerde yürüyen tekerleğe çomak sokmak anlamına da gelebilir. Türkiye’de bir sürü stat var. Biz gittik Olimpiyat Stadı’nda oynadık. Beşiktaş da yüzde yüz eminim kendisine uygun en iyi stadı bulabilecektir.”

Aysal, Türk Telekom Arena’daki 180 locayı da sattıklarını, kombine kart satışlarının da 40 bine yaklaştığını ifade etti.

-”Melo’ya verdiğimiz süre yarın akşam bitiyor”-

Ünal Aysal, Galatasaray’ın geçen sezon İtalya’nın Juventus takımından kiralık olarak forma giydirdiği Brezilyalı oyuncu Felipe Melo’nun durumunun yarın netlik kazanacağını söyledi.

Aysal, geçen sezon Melo’ya ücreti konusunda fazla bonkör davrandıklarını anlatarak, ”Bugün hem Melo’dan hem de Juventus’tan biraz indirimler talep ettik. Onun müzakeresi biraz zaman aldı. Tabi Melo’nun tatilde olması haberleşmede bizi biraz zorladı. Ama geldiğimiz nokta ümit verici. Ama Juventus’un da başka şansları var. Başka takımlarla da bu konuyu görüşüyor. Tahmin ediyorum önümüzdeki 24 saat içinde Melo’nun durumu netleşir. Kendisine verdiğimiz süre yarın akşam bitiyor” diye konuştu.

Melo’ya verdikleri sürenin kısaldığını dile getiren Ünal Aysal, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Transferinin olması daha yakın gibi görünüyor, ama yüzde vermem son derece zor. Süre çok kısaldı, yarın akşam bizim süremiz doluyor. Melo olmadığı taktirde, istediğimiz şartların kabul edilmemesi halinde, diğer alternatiflerimiz elimizde hazır. Biz hepimiz, hem Fatih hoca hem de transfer komitemiz, Melo’nun kulüpte kalması için elimizden geleni yapıyoruz. Ama her şeyin alternatifi vardır ve her oyuncunun biraz daha iyisini bulabilirsiniz. Geçen sezon çok iyi bir performans verdi Melo. Önümüzdeki sezon aynı performansı alabilir miyiz? Bunlar kulüplerin riskleri, biz bu risklerle yaşıyoruz.”

”Bunu yeni bir başlangıç olarak görüyorum. Ama bunu bir programa, bir takvime bağlamak zorundayız. Benim kafamda bu takvim var. Bunun daha iyisini yapabilirsek ne mutlu, ama ben bu sene Şampiyonlar Ligi’nde içinde olduğumuz gruptan çıkmayı başarı sayacağım. İlk hedef bu, ama ondan sonra her sene bir etabı atlayarak, bu gelişimi hepimizin izlemesini istiyorum. Birden bire ‘şampiyon oluruz” gibi bir söylem içine girmek hem yanlış olur hem de takımın dengesini bozabilir. Bunu bir program dahilinde görmek lazım ve sürekliliği yakalamak lazım. Kalıcı olmak lazım.”

Aysal, transferde Şampiyonlar Ligi’ni düşünerek hareket ettiklerini anlatarak, ”Şu anda Şampiyonlar Ligi olmasa çoktan transferi kapatmıştık. Ama Şampiyonlar Ligi hazırlığı yaparken, gerek hocamızın, gerekse yöneticilerimizin önceliği uzun süre takımda kalacak genç oyuncuların monte edilebilmesi ve bunun içine Şampiyonlar Ligi tecrübesi olan deneyimli oyuncuların da çok stratejik yerlerde katılıyor olması. Bu ikisini birleştirmek için bazı dengeleri devamlı ayakta tutmak zorundasınız. Zannediyorum biz bunu kuracağız” diye konuştu.

-”Arshavin ile bir ilgimiz yok”-

Galatasaray Kulübü Başkanı Aysal, İngiltere’nin Arsenal takımında forma giyen Rus oyuncu Andrei Arshavin ile ilgilenmediklerini dile getirerek, ”Arshavin, geçen sezon ilgilendiğimiz bir oyuncuydu. Bu sene öyle bir ilgimiz yok. Oussama Assaidi ilgilendiğimiz bir oyuncu. Birincisi genç olması ilgimizi çekiyor. İkincisi çok kabiliyetli, kaliteli bir oyuncu. Şu anda müzakere halindeyiz. Alper Potuk da ilgi sahamızda olan bir oyuncu” dedi.

Aysal, yabancı bir forvet transfer etmeyi ciddi bir şekilde düşündüklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

”Biz yabancı bir santraforu ciddi bir şekilde düşünüyoruz. Kadroya dahil edeceğiz, ama 8-10 günlük süreç içinde yapılacak bir çalışma değil. Transferi yaptıktan sonra getirmek lazım. Takıma uyacak, taraftarı heyecanlandıracak, sistemi de bozmayacak iyi bir santraforu getirip takıma yerleştirmek istiyoruz. Bunun için de önümüze rahat bir süre koyduk. Transfer süresinin sonuna kadar en iyisini bulup almayı planlıyoruz.”

İyi bir takıma sahip olduklarını dile getiren Aysal, yapacakları transferlerle takımlarını hem güçlendirmek hem de kadro derinliği sağlamak istediklerini ifade etti.

-”Şu an olay bizde değil, Hamit’in elinde”-

Ünal Aysal, Real Madridli oyuncu Hamit Altıntop’u renklerine katmak istediklerini dile getirerek, tecrübeli oyuncunun bu konuda karar vermesi gerektiğini anlattı.

Hamit’e tekliflerini en üst düzeyde yaptıklarını kaydeden Aysal, ”Gelecek sezon Hamit Altıntop’u sarı-kırmızılı forma altında görebilecek miyiz?” şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:

”Hepimiz bunu çok istiyoruz. Ama Hamit’in de Galatasaray’dan biraz daha fazla istemesi lazım. Galatasaray arzu edilmesi gereken, seksi bir kulüp. Oraya dahil olmak için de Hamit’in biraz gayret etmesi gerekir. Şu an olay bizde değil, Hamit’in elinde. Biz kendi yönümüzden her türlü pozitif işareti verdik. Tekliflerimizi en yukarı düzeyde yaptık. Hamit’in bu kararı alması gerekiyor.”

Kadrodaki bazı yabancı oyuncularla yollarını ayıracaklarını söyleyen Aysal, ”Elimizdeki bazı yabancılar gidici. Yabancıların hepsini elimizde tutma durumunda değiliz. Böyle bir lüksümüz yok. Tabii oyuncuyu transfer ederken, diğer oyuncuyu da elinizden çıkartmanız lazım. Bu ikili bir işlem ve bir arada yürümesi lazım” dedi.

-”Sabri’nin karar alması gerekiyor”-

Sözleşmesi sona eren takım kaptanlarından Sabri Sarıoğlu ile ilgili soruyu da yanıtlayan Aysal, şunları ifade etti:

”Büyük takımların kaptanları artık o camiaya mal olmuş isimlerdir ve kulübe bağlılıkları parayla falan ölçülmez. Onlar kendilerini müesseseye ne kadar bağlı hissederlerse, müessese o kadar fazla içinde tutar. Orada bazen 100 bin lira 200 bin lira pazarlık için bu ilişkiler gevşememeli. Sabri’nin önümüzdeki günlerde kalıp kalmayacağı yönünde bir karar alması gerekiyor. Ama her oyuncunun da en iyi bedeli ödeyecek kulübü tercih etme hakkı var.” 

Geçen sezonun devre arasında takıma dahil ettikleri Necati Ateş’e güvendiklerini ve sözleşmesini yenileyeceklerini belirten Aysal, kalecileri Fernando Muslera’ya da övgülerde bulunarak, ”Muslera, takıma büyük katkı sağladı. Ödediğimiz bedel için de rahatsız değilim, bilakis mutluyum. Bazen az bile ödemişiz diyorum” ifadelerini kullandı.

-”Ataman iyi bir Galatasaraylı”-

Ünal Aysal, Galatasaray Medical Park Erkek Basketbol Takımı başantrenörlüğüne getirdikleri Ergin Ataman’ın iyi bir Galatasaraylı olduğunu dile getirerek, ”Ergin Ataman çok değerli bir antrenör. Beşiktaş’a olan saygımız nedeniyle kendisini son güne kadar bekledik. Beşiktaş ‘biz bu işten vazgeçtik’ dediği andan itibaren Ergin Ataman’a biz ‘buyur gel’ dedik. Ergin Ataman iyi bir Galatasaraylı. Galatasaray antrenörü olarak da oraya yakıştı” diye konuştu.

Abeylegesse Moskova’ya gidecek

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

AA muhabirinin görüştüğü milli atlet, 2012 Londra Olimpiyatları’na hazırlandığı Erzurum kampında sol ayak aşil tendonundaki sakatlığın nüksettiğini söyledi.

Tedavi için yarın Rusya’nın başkenti Moskova’ya gideceğini ve doktoruyla görüşeceğini kaydeden Abeylegesse, ”Durumum doktor kontrolünden sonra netleşecek. Henüz ‘sezonu kapattım’ ya ada ‘koşacağım’ diyemem. Doktorumun direktiflerine göre hareket edeceğim. 2012 Londra Olimpiyatları’na yönelik durumum da kontrollerden sonra belli olacak” diye konuştu.

Olimpiyatları riske etmemek ve hazırlık dönemini bölmemek için Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de bugün başlayan Avrupa Şampiyonası’na katılmayan Abeylegesse, iyileşemediği için üzgün olduğunu, ancak olimpiyatlara gidebilmek için elinden geleni yaptığını kaydetti.

Abeylegesse Moskova’ya gidecek

Çarşamba, Haziran 27th, 2012

AA muhabirinin görüştüğü milli atlet, 2012 Londra Olimpiyatları’na hazırlandığı Erzurum kampında sol ayak aşil tendonundaki sakatlığın nüksettiğini söyledi.

Tedavi için yarın Rusya’nın başkenti Moskova’ya gideceğini ve doktoruyla görüşeceğini kaydeden Abeylegesse, ”Durumum doktor kontrolünden sonra netleşecek. Henüz ‘sezonu kapattım’ ya ada ‘koşacağım’ diyemem. Doktorumun direktiflerine göre hareket edeceğim. 2012 Londra Olimpiyatları’na yönelik durumum da kontrollerden sonra belli olacak” diye konuştu.

Olimpiyatları riske etmemek ve hazırlık dönemini bölmemek için Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de bugün başlayan Avrupa Şampiyonası’na katılmayan Abeylegesse, iyileşemediği için üzgün olduğunu, ancak olimpiyatlara gidebilmek için elinden geleni yaptığını kaydetti.