Marie Louise

Haziran 29th, 2012

Marie Louise 12 Aralık 1791 yılında Avusturya’da doğdu. Annesi Napoli Teresa Maria, babası II. Franz ‘dır. 

10 Mart 1810 yılında Napolyon Bonapart ile evlendi 20 Mart 1811’de  bu evlilikten bir oğlu oldu. 1821 yılında Napolyon’un ölümünden dört ay sonra Adam Albert von Neipperg ile evlendi. Bu evlilikten üç çocuğu oldu. 17 Şubat 1834 yılında  Charles-René de Bombelles ile son evliliğini yaptı.

11 Mart 1810 – 6 Nisan 1814  yılları arasında Fransız İmparatoriçesi, 11 Nisan 1814 – 17 Aralık 1847 yılları arasında Parma Düşesi olan Marie  Louise,
17 Aralık 1847 yılında İtalya’nın Parma kentinde hayata veda etti.

George III

Haziran 29th, 2012

Kraliçe Victoria’nın büyükbabası olan Hanover ve İngiltere kralı Üçüncü George, 04 Haziran 1738 yılında Londra’da doğdu. Hükümdarlığı 60 yıl sürdürdü. Torunundan sonra en uzun süre tahtta kalan İngiltere kralıdır.

III. George’un krallığında İngiltere tarım toplumundan sanayi toplumuna geçti. Uranüs gezegenini ve buharlı gemiyi keşfetti, Napoleoun’u Trafalgar’da altetti, radikal yeni yasalar çıkarttı. İngiltere pek çok zafere, yeniliğe ve reforma imza attı.

Siyasal çalkantılarla dolu bir dönemde hüküm süren III. George okumayı seven, bugün British Museum’da korunan büyük bir kütüphanesi ve resim koleksiyonu olan bir kraldı.1765 yılında ilk delilik emareleri görüldü  ama çılgınlıkları abartılı olmadığı için dikkate alınmadı. 1810’da çok sevdiği kızı Amelia’yı kaybedince rahatsızlığı arttı.

1789’dan sonra sağlık durumu iyice bozulan III. George, ülke yönetimini 1811’de kral naibi olan oğluna bıraktı. 9 erkek 6 kız çocuğu olan III. George, dördüncü oğlunu kaybettikten sonra 29 Ocak 1820 yılında vefat etti.

Joseph II

Haziran 29th, 2012

İkinci Joseph, 1741 yılında Viyana’da doğdu. Macar asıllı bir mürebbi tarafından yetiştirildi. Bunların yaptığı aşırı dini telkinlere tepki olarak dine karşı cephe aldı. Çeşitli diller öğrendi. Profesör Martini’den tabii hukuk dersleri aldı ve Fransız filozofların düşüncelerini benimsedi. Babasının ölümünden sonra imparator olunca, ülkede her şeyi kökünden düzeltmek için mücadele etti. Birçok dış seyahatte bulundu. Ülkesinde önemli reform hareketleri yapmaya başladı. Papanın yetkilerini kısıtladı. Mahalli devletler temsilcilerinin yerine, yüksek öğrenim görmüş memurlar tayin etti.

Eyaletlerde aynı tip idare bölümleri kurdurdu. Milli bir ordu kurulmasını sağlamak amacı ile askeri reform kanunları çıkarttı. Bu sırada Rus Çariçesi İkinci Katarina, İkinci Joseph’i Osmanlılara karşı kışkırtıyordu. Eyaletlerdeki ayaklanmalardan korkan İkinci Joseph, yaptığı reformlardan vazgeçti. Türk seferlerinden bitkin dönen Joseph, 20 Şubat 1790’da öldü.

Henry III

Haziran 29th, 2012

Fransa Kralı İkinci Henry’nin oğludur. 1551 yılında doğdu. Prensliği zamanında dük d’anjou ünvanına sahipti. Başkaları tarafından kazanılmış birkaç zaferin, haksız olarak kendisine ait gösterilmesi sonucu şöhreti arttı. Lehistan tarafından Sigismond Auguste’nin ölümü üzerine, Lehistan Kralı oldu. Fakat kardeşi Dokuzuncu Charles’in ölüm haberini alan Üçüncü Henry, Fransa’ya dönerek krallık tahtına oturdu. İnce zayıf vücudu ile kadın gibi davranan kralı, halk hiçbir zaman sevmedi. Protestanlara karşı davranışlar sergiledi. Katolik ayaklanması sırasında zor anlar yaşadı. Navar Kralı, Üçüncü Henry’nin imdadına yetişti. Paris’i muhasara etmekteyken bir papaz tarafından 1589’da öldürüldü.

Konstant XI Paleologos

Haziran 29th, 2012

Konstantin’in, babası İkinci Manuel, annesi Helene Dragas’dır. Ağabeyi VIII. İoanness’dir. Konstantin, 1443 yılında Isparta (Mystra) despotu oldu. Ağabeyi VIII. İoanness’in ölümü üzerine, çökmekte olan Bizans İmparatorluğu’nun başına geçti. İstanbul’u kuşatma altına alan Fatih Sultan Mehmed’e karşı şehri yiğitçe savundu. Son Bizans imparatoru olan Konstantin, İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethi sırasında, surlar üzerinde savaşırken öldü (29 Mayıs 1453).

Ferdinand I

Haziran 29th, 2012

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu veliahtı, arşidükü Birinci Ferdinand, 1863 yılında doğdu. Arşidük Karl Ludvig’in (Franz Joseph’in kardeşi) oğlu olan Birinci Ferdinand, kuzeni Rudolph (1889) ile babasının (1896) ölümlerinden sonra imparatorluk tahtının varisi olmuştur. Başlangıçta imparatorla aralarında bir soğukluk olmuş, daha sonra imparatorun sevgisini kazanmayı başarmış ve bazı devlet sorunları ile, özellikle askeri sorunlarla ilgilenmek imkânını elde etmiştir.

Milliyetçilik konusu üzerine eğilen Ferdinand, Avusturya’nın bir federasyon haline gelmesi düşüncesiyle yaklaşmış, fakat bu düşünceleri milliyetçi partiler, özellikle Sırp ve Hırvatlar tarafından tutulmamıştır. Bosna’ya resmi bir ziyaret yaptığı sırada, Saray Bosna’da karısı ile birlikte öldürülmüştür. Ölümü Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması sonucunu doğuran kıvılcım olmuştur.

Lazar Grebliyanoviç

Haziran 29th, 2012

Sırp Kralı Lazar, 1329 yılında Pirilepac’da doğdu. 1372 yılında Sırp tahtında meydana gelen karışıklıktan faydalanarak prens ünvanı ile zorla hükümdar oldu. Macar topraklarına girerek ülkesinin topraklarını genişletti. Kuruşevaç’da oturan Sırp Kralı Lazar, ilk önceleri Osmanlılara haraç vermeyi kabul etmişti. Fakat bunu ödememesi üzerine Osmanlılar harekete geçerek 1375 yılında Niş’i aldı. Barış teklifinde bulunan Lazar, Osmanlılara yılda 1000 libre gümüş vermeyi kabul etti.

Karamanoğullarını Osmanlılara karşı isyana teşvik eden Lazar, Bosna Kralı ile anlaşarak Osmanlıları Ploşnik’de bozguna uğrattı. Ancak 1389 yılında yapılan Kosova Savaşı’nda savaş meydanında savaşırken öldü.

Edward VII

Haziran 29th, 2012

İngiltere ve İrlanda Kralı ve Hindistan imparatoru olan VII. Edward, 1841 yılında doğdu. 1901 yılında tahta çıktı. Silik kişiliğine rağmen devlet yönetiminde kabiliyetli olduğunu gösterdi. Dış politikada kendinden önceki siyasal geleneği yıkarak, sonradan üçlü anlaşma olarak nitelendirilecek olan Rusya ve Fransa ile yakınlaşma politikası izledi. 1910 yılında öldü.

Rakoçi

Haziran 29th, 2012

İkinci Georges Rakoçi, Osmanlı tarihinde adı geçmiş büyük bir Macar ailenin ikinci oğludur. 1621 – 1660 yılları arasında yaşamıştır. 1648’de babasının yerine geçmiş ve Erdel beyi olmuştur. 1658’de Sultan Dördüncü Mehmed zamanında Erdel’i Osmanlıya terketmeye mecbur edilmiştir. Osmanlı Türklerine karşı muharebeye girişerek bir defa galip gelmiş, fakat Budin valisi tarafından boğularak öldürülmüştür.

Jan Zapolya

Haziran 29th, 2012

Jan Zapolya, 1487 yılında Slovakya’da doğdu. Soylu bir Macar ailesinden geliyordu. 1505’te Macar soyundan olmayan prenslerin kral seçilmesini engelleyen bir karar alan Rakos Diyetine (Meclisine) önderlik etti. Bunun üzerine soyluların kral adaylarından biri oldu. 1511’de Transilvanya Voyvodalığına getirilen Jan Zapolya, 1514’te soylulara karşı başlatılan köylü ayaklanmasını kanlı bir şekilde bastırdı.

Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın Macaristan seferi, 1526 yılında Mohaç zaferi ile sonuçlandı. Zapolya, Kasım 1526’da bir bölüm Macar soylusu tarafından kral seçildi. Ancak muhalif Macar soylularının, Avusturya Arşidükü Ferdinand’ı kral seçmeleri, iki yıl süren bir iç savaşa neden oldu. Ferdinand’a yenilen Zapolya, Osmanlılara başvurdu. Kanuni Sultan Süleyman’ın 1529’da yeniden Macaristan’a girmesi ile Zapolya’nın konumu güçlendi. Macar toprakları 1533 yılında Zapolya ve Ferdinand arasında paylaştırıldı. 1538’de yaptığı antlaşmaya uymayan Jan Zapolya, yerine oğlu Sigismund’u bıraktı ve 1540 yılında Transilvanya’da öldü.

II. Carol

Haziran 29th, 2012

1930 – 1940 yılları arasında Romanya Kralı olan II. Carol, 15 Ekim 1893’te Sinaia’da doğdu. Tartışmalı bir biçimde iktidara geçtikten sonra kişisel bir diktatörlük kurmuştur. Kral I. Ferdinand’ın en büyük oğlu olan II. Carol, büyük amcası Kral I. Carol’un Ekim 1914’te ölümü üzerine veliaht oldu.

II. Carol, İtalyan diktatör Benito Mussolini’nin otoriter yöntemlerine olan hayranlığıyla, Romanya’da demokrasinin güçsüz olan temellerini daha da sarstı. Ülkedeki en önemli faşist grup olan Demir Muhafızlar’ın giderek daha büyük bir siyasal tehdit oluşturması üzerine, Şubat 1938’de Korporatist, diktatörlüğünü ilan etti. Aralıkta kapatılmış olan siyasal partilerin yerini doldurmak ve bir toplumsal reform programı sunmak amacıyla, kendi önderliğinde Ulusal Yeniden Doğuş Cephesi’ni (Frontul Renasterii Natioanele) kurdu. II. Dünya Savaşında, Romanya’nın Transilvanya (Erdel), Dobrogea (Dobruca), Bukovina ve Besarabia’daki (Baserabya) topraklarını Mihver Devletleri ile SSCB’ye kaptırmasından sonra, tahtı oğlu Mihai’ye bırakarak (6 Eylül 1940) ikinci kez sürgüne gitti. Temmuz 1947’de Lupescu’yla evlendi. 4 Nisan 1953’te, Portekiz’in Estoril kentinde öldü.

Franz Joseph

Haziran 29th, 2012

Avusturya İmparatoru ve Macaristan Kralı. Habsburg hakimiyetine son veren 1848 İhtilalinde, Avusturya İmparatoru Ferdinand, 18 yaşında yeğeni lehine tahttan çekildi. Böylece Franz Joseph, Avusturya İmparatoru ve Macaristan Kralı oldu (1848).

Franz Joseph imparator olduğu zaman, imparatorluk karışıklıklar içinde çalkalanıyordu. Çekler, İtalya’daki devletler ve Macarlar ayaklanmıştı. Macarlar bir cumhuriyet kurmuşlardı. Lombardiya ve Venedik’i Sardinya Kralı Şarl Albert işgal etmişti. Franz Joseph, kısa zamanda bu ayaklanmaları bastırdı.

1859 ‘dan 1866 ‘ya kadar, Sardinyalılar ve Prusyalılarla savaşmak zorunda kaldı. 1866 Sadova’da Avusturya ordusu, Prusyalılara karşı yenildi. Almanya’daki, üstünlüğünü kaybetti. İtalya’daki Avusturya’ya bağlı hükümetler, İtalyan birliğine girdi. Franz Joseph, bu durum karşısında, Macaristan’la Avusturya’nın birleştiğini, birbirlerine eşit iki krallık olduğunu ilan etmek zorunda kaldı (1867). Böylece ikili devlet kurulmuş oldu. Bununla beraber Franz Joseph, imparatorluk içinde yaşayan milletlere temiz siyaseti, sempatisi ve cömertliği ile kendisini sevdirdi.

Fakat talihsiz oluşu, zaman zaman onu rahatsız etti. Oğlu canına kıydı, karısı bir suikast sonucu öldü. Almanya İmparatorluğu ile ittifak birliğini yaptı. Avusturya veliahtı Franz Ferdinand’ın, Sırplar tarafından öldürümesi üzerine Sırbistan’a savaş ilan etti (1914). Böylece I. Dünya Savaşı’nın çıkmasına sebep oldu. Fakat bu savaşın dünyaya getirdiği felaketleri göremeden, savaşın çıkmasından iki sene sonra öldü.

Nikolay II

Haziran 29th, 2012

Son Rus çarı Nikolay Aleksandroviç, 1 Kasım 1894’te babasının ölümü üzerine tahta çıktı. 26 Mayıs 1896’da Moskova’da taç giydi. 26 Kasım 1894’te evlendiği ve tutkuyla bağlı olduğu karısı, üzerinde güçlü bir etkiye sahipti. Karısının etkisiyle çevresine topladığı Rasputin gibi mistiklere ve telkinle iyileştirme gücü olan kişilere danışmadan karar vermiyor, entelektüel açıdan kendisinden üstün olduklarını düşündüğü ve ayrıcalıklarını elinden almalarından korktuğu bakanlarına güvenmiyordu.

Rusya’nın uluslararası yükümlülükleri karşısındaki umursamaz tutumu ve saflığıyla zaman zaman Rus diplomatlarını zor duruma soktu. Uzakdoğu’ya ilişkin yayılmacı planları Japonlarca engellenen Nikolay, dikkatini Balkanlar’a çevirdi. Nikolay Slavların Millliyetçi isteklerine sempati besliyor ve Boğazlar’ı denetim altına almak için sabırsızlanıyordu.

Avusturya arşidükü Franz Ferdinand’ın Sarajevo’da öldürülmesinden sonra savaşı engelleyebilmek için yoğun diplomatik çaba harcadı. Ama, ordudan gelen baskılar karşısında 30 Temmuz 1914’te genel seferberlik ilan etmek zorunda kaldı. I. Dünya Savaşı monarşiye geçici olarak güç kazandırdıysa da, Nikolay halkının kendisinden beklediği şeylerin hiçbirini yapamadı.

Yönetici kadrolarla halk arasındaki uçurum giderek büyüdü. Nikolay, Aleksandra’nın kışkırtmasıyla, 5 Eylül 1915’te babasının kuzeni Büyük Prens Nikolay’ı görevden alarak başkomutanlığı bizzat üstlendi. Bolşevik İhtilâlinden sonra Nikolay ve ailesi 16 Temmuz gecesi hapsedildikleri evin bodrumunda öldürüldü. Cesetleri yakıldı ve terk edilmiş bir maden ocağına bırakıldı.

Nicolay I

Haziran 29th, 2012

Rus Çarı Birinci Nikolay, 6 Temmuz 1796 tarihinde Leningrad yakınlarındaki Puşkin’de doğdu. Rus Çarı Pavel’in üçüncü oğlu olan Birinci Nikolay, büyük ağabeyi Birinci Alexander’in Aralık 1825’de ani ölümü üzerine tahta çıktı. 1832 yılında, 17.yy’dan beri yayınlanmış tüm yasaları içeren bir genel yasa yayınladı. Bu yasa, 1917 Ekim devrimine kadar yürürlükte kaldı.

Birinci Nikolay’ın yönetimi sırasında Rusya dış dünyaya neredeyse kapandı ve baskıcı uygulamalar arttı. İç politikadaki bu baskıcı davranışlar, Birinci Nikolay zamanında, Rusya’nın dış politikasına da yansıdı. Kutsal ittifak politikasını sürdüren Birinci Nikolay, bu politikaya milliyetçi ve müdahaleci özellikler kattı.

Boğazların denetimini ele geçirerek Akdeniz’e inebilmek için, Osmanlı devletinin zayıflamasında ve parçalanmasında büyük çıkarı olan Birinci Nikolay, Yunan bağımsızlık hareketini destekledi. 1828’de Osmanlı devletine savaş açan Rus Çarı Nikolay, 1829’da Edirne’yi ele geçirdi. Rusya, Eylül 1829’da imzalanan Edirne antlaşması ile bazı topraklar kazanmasının yanında ticaret gemilerini boğazlardan serbestçe geçirme hakkını elde etti.

Aynı antlaşma ile Osmanlı devleti, bağımsız bir Yunan devletinin kurulmasını kabul ediyordu. Birinci Nikolay, Sultan İkinci Mahmud’un, 1830-31 yıllarında doğan Mısır sorunu nedeni ile kendisinden istediği yardımı kabul ederek, 1833’te Rus donanmasını İstanbul’a gönderdi. Temmuz 1833’te Rusya ile Osmanlı devleti arasında imzalanan Hünkar İskelesi Antlaşması ile, Osmanlı Devleti, boğazları Rus gemileri dışında kalan tüm yabancı savaş gemilerine kapamayı kabul ederek, Rusya’ya İngiltere karşısında önemli bir üstünlük kazandırdı. Ancak 1841’de imzalanan Londra antlaşması ile boğazlar tüm savaş gemilerine kapatıldı.

Rusya bu üstünlüğünü kaybetti. Birinci Nikolay’ın yayılmacı siyasetinin son örneği, 1853’te Osmanlı Devletinden Kudüs ve çevresindeki kutsal toprakların koruyuculuğunu kendisine devretmesini istemesi oldu. 2 Mart 1855’te ölen Birinci Nikolay’ın yerine oğlu İkinci Alexander geçti.

Vladislas

Haziran 29th, 2012

Varna Savaşı’nda vurulduğundan dolayı Varnalı olarak da anılan Vladislas, 1423’de doğdu.

1434’de babası Ladislas Jagellon’un yerine Polonya Kralı oldu. İmparator II. Albert’in ölümü üzerine Polonya’dan ayrıldı ve Macar Krallığına seçildi. 1440 yılında tekrar Polonya’ya döndü.

II. Murad zamanında Osmanlı Türkleri’ne karşı meşhur kumandan Jean Hunyade’ın idaresinde bir Haçlı Seferi düzenlenmesine neden olmuştur. Varna’da büyük bir bozguna uğramış ve başı kesilerek bir kaç ay önce imzaladığı musalahanamenin asılı bulunduğu mızrağa takılmıştır.

Jan Sobieski III

Haziran 29th, 2012

Jan Sobieski, 1629 yılında Lwow-Olesko’da doğdu. Babası Teofila Danilowicz’dir. Eğitim ve öğretimini Krakow’da tamamladı. Tatarlar ve Kazaklara karşı Ukrayna’da giriştiği saldırılara karşılık başkumandan oldu. Askeri alanda çok üstün yeteneklere sahipti. Lehistan’daki iç karışıklıktan faydalanan Osmanlılar, Lehistan’ı istila etti. Sobieski, bütün birliklerini toplayarak Osmanlılara karşı savaştı. Ancak başarılı olamadı ve Osmanlılarla Bucaş antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. Sobieski, çok geçmeden bu antlaşmayı bozdu ve 11 Kasım 1673’te Osmanlıları Hotin’de yendi.

Osmanlılar bir süre sonra Hotin’i geri aldılar. Sobieski, 1674 Seçici Meclisi’ne 6000 kıdemli asker ile birlikte katıldı ve muhaliflerini korkutarak 21 Mayıs 1674’te “Üçüncü Jan” adı ile Lehistan Kralı seçildi. 31 Mart 1683’te kutsal Roma İmparatoru Birinci Leopold ile antlaşarak, hayatının en parlak dönemini başlatmış oldu. İkinci Viyana Kuşatması, 12 Eylül 1683’te kaldırılmış, Macaristan bağımsızlığına kavuşmuştu. Tarihte bir dönüm noktası olan bu zaferi, Jan Sobieski’nin bizzat yönettiği Lehistan süvarisi kazanmıştı. Ancak Jan Sobieski’nin bu başarısı Lehistan’a bir şey kazandırmadı. Krallığının son on iki yılı oldukça talihsiz ve hayal kırıklıkları ile geçti. 1696’da Wilanow’da öldü.

Katerina II

Haziran 29th, 2012

Rus Çariçesi İkinci Katarina 1729’da doğdu. Alman asıllı olan İkinci Katarina, Çar Üçüncü Petro ile evlendi ve onun ölümü üzerine 1762 yılında tahta çıktı. 1774-75 yılları arasında Pugaçev ayaklanmasını bastırmayı başaran İkinci Katarina, adliye, maliye, idare alanlarında reformlar yaptı. Osmanlılar’dan Kırım’ı, Lehistan’dan da doğu topraklarını aldı. Voltaire ve Diderot ile mektuplaşan İkinci Katarina, tarihte “Büyük Katarina” olarak anılır. 1796’da öldü.

Sigismund

Haziran 29th, 2012

Ünlü Alman İmparatoru Sigismund Lüksemburg doğumludur. İmparator IV. Charles’in oğlu olup, Brandburg Hakimi, Kral Louis’in kızı ile evlenerek, Macaristan ve Lehistan Kralı olmuştur. 1396’da Türklere karşı büyük Haçlı ordusunu kurmuş ve Yıldırım Bayezid’in ordusuyla çarpışmış ve yenilgiye uğramıştır. 1411 yılında İmparator olmuştur. 1427 ve 1435 yıllarında Osmanlı ordusuna karşı savaş açmışsa da bozguna uğramıştır.

Frederik II

Haziran 29th, 2012

Büyük Frederik adı ile de tanınan Prusya Kralı Frederick, 1712’de doğdu. Babası Birinci Wilhelm’in isteği ile askeri eğitim görmesine rağmen, edebiyat ve felsefeye karşı büyük ilgi duydu. Babasına karşı komplo hazırlamakla suçlanan Frederik, Küstrin kalesine hapsedildi. 1733 yılında Brunswick-Bayern prensesi Christine ile evlenerek Rheinsberg şatosuna çekildi.

Çevresine sanatçı ve filozofları toplayarak kendisini felsefe ve edebiyat çalışmalarına verdi. 1740 yılında babasının yerine tahta geçer geçmez, Avusturya ile savaşa girdi. Silezya’ı Avusturya’dan aldı. Yedi yıl, savaşlarında kendisine karşı güç birliği yapan Avusturya, Fransa ve Rusya’ya karşı kafa tutmayı başardı. Rus Çarı Petro ile bir barış antlaşması yaptı.

Despot bir hükümdar olmasına karşın, bir ordu düzenleyicisi ve komutan olarak askerlik sanatı tarihinde önemli yeri olan bir kişidir. Sanatsever biri olarak tanınan Frederik, sanatçı ve edebiyatçıları korurdu. Meşhur yazar Voltaire’i 1750-1753 yılları arasında sarayında misafir etmişti. Büyük Frederik hazırlattığı medeni kanunla, hukuk alanında da yararlı çalışmalar yapmıştır.

Fransuva

Haziran 29th, 2012

Fransa kralı Fransuva, 1494 yılında Cognac’de doğdu. Angouleme kontu Charles de Valois’in oğlu olan Fransuva, 1515’de amcasının oğlu On ikinci Lui’nin yerine kral oldu. Fransuva, Almanya kralı olabilmek için pek çok savaş vermiş, hemen hepsinde yenilmişti. Bu savaşlardan birisinde esir düşen Fransuva, Osmanlı padişahı Kanun Sultan Süleyman’dan da yardım istemiş, bunun üzerine Kanuni, Türk Deniz kahramanı Barbaros Hayreddin Paşayla birlikte donanmayı 1543 yılında Tulon’a göndererek onu kurtarmıştı.

Spora meraklı, çapkın, hafif fakat ilmi ve sanatkarları koruyan bir hükümdardı. Leonard de Vinci, Benvenuto Cellini gibi sanatçıları İtalya’dan Paris’e getirmiş, bir takım mimari eserler yaptırmıştır. İhtirası yüzünden Fransa’yı, gereksiz pek çok savaşa sokan ve Fransız halkına zor günler yaşatan Fransuva, bilime ve sanata verdiği önem dolayısıyla Fransızlar tarafından iyi anılır.