Posts Tagged ‘ışık’

öylesine sevmiştim

Cuma, Haziran 22nd, 2012
ÖYLESİNE SEVMİŞTİM

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da
Pencereme konan yusufçukları da
Bana karanlığı bırak
Beni bırak, beni böyle bırak
Böyle ansızın, böyle yakışıksız
Böyle anlamsız, böyle dağınık
Öyle kapıda susuşun
Öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes duruşun
Öyle sağlam, öyle bir de vuruşun
Koy beni sensizliğe
Ve otursun içime kül gibi kor yangının

Şimdi gidiyorsun, git
Hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git
Hadi kanatma
Hadi yıkma
Hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı her şeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin

İBRAHİM SADRİ
Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı herşeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin
Yıldızları da alsana yanına gökyüzünden
Sevdiğimiz şarkıları da
Pencereme konan yusufçukları da
Bana karanlığı bırak
Beni bırak, beni böyle bırak
Böyle ansızın, böyle yakışıksız
Böyle anlamsız, böyle dağınık
Öyle kapıda susuşun
Öyle sarsak, öyle serkeş, öyle çerkes duruşun
Öyle sağlam, öyle bir de vuruşun
Koy beni sensizliğe
Ve otursun içime kül gibi kor yangının

Şimdi gidiyorsun, git
Hadi git
Hepsi hepsi bir sevda benimkisi, al da git
Hadi kanatma
Hadi yıkma
Hadi dokunma
Zaten ben seni öylesine sevmiştim

Şimdi gidiyorsun, git
Bütün sabahları üşüdüğüm
Bütün gördüğüm senli günlerim,onlarda gitsin
İçimde bir şarkı
Gözümde bir ışık kalmıştı her şeye inat
Kapat gözlerimi, sevdiğim anlar da gitsin

İBRAHİM SADRİ

Ayrılıyorum…

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bazen dostlarim soruyorlar…
ne zamandır yanlızsın.
sahi ne siz ne zaman ayrilmiştiniz diye
ocak diyorum buz gibi bir kıştı..
bir pencerenin önünde duydum ayrilik haberini.
“o artik yok.” gibi bir cümle döküldü dudaklarimdan…
efkar..

Dostlarim soruyor bazen siz ne zaman ayrilmiştiniz diye
ağustos diyorum kan ter içerisinde kalmiştim.
ellerimden poşet gibi torba gibi önemsiz birşey kayip gidiverdi..

dostlarim bazen soruyorlar ne zaman ayrildiniz siz sahi.
bahar diyorum bazi çiçekler açıp açmamakta kararsizdi.
geçikmiş yağmurlar vardi..
birden bire gitti…

dostlarim soruyor bazen ne zaman ayrilmıştınız diye;
son bahar diyorum.. galiba eylül
baba olmayi bekleyen gözleri ışık ışık
avazi cıktıgı kadar bağirmayi hazırlanan neşe içerisinde bir adamdım…
anneyi ve bebeği kaybettik. dedi
sana çok benzeyen bir hemşire

dostlarim soruyorlar ne zamandır yanlızsın
ne zaman ayrildin sen diye..
biLmiyorum…
herzaman soruldugunda yalan söylüyorum..
galiba ben her sabah uyandigimda senden yine ayriliyorum..

Sen Vurdun da Ben Ölmedim Mi?

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Sen Vurdun da Ben Ölmedim Mi?

Yokluğunda ne ateşleri hasretinle yaktım da
Bir seni yakamadım,beni yaktığın gibi
Çölde su,mahpusta gün,oruçta ekmek gibi bekledim seni.
Sense araya korkular koydun
Yasaklar koydun
Şimdi neredesin diye sorma!
Sen çağırdın da ben gelmedim mi?
Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara,
Yağmurlu havalara,kasvetli akşamlara
Sen varken,
Bakıp iç çekmezdim tren istasyonlarına,
Otobüs duraklarına
Sen varken ayrılanlara ağlamazdım.
Yıkılmazdım biten sevdaların ardından
Gidenlere küsmezdim,kalanlara acımazdım
Sen varken böyle üşümezdim,titremezdim.
Masumdum,çocuklar gibi
Böyle delirmezdim,küfretmezdim
Hele ölmeyi hiç düşünmezdim
Şimdi soruyorum sana
Adı sevmekse bu cehennemin,
Sen yaktın da ben yanmadım mı?
Biliyorsun,
Bütün acılarına “yeşil ışık” yaktım olmadı,
Bütün korkularına “arka çıktım” olmadı,
Dağlara merdiven dayadım, olmadı.
Haziran´da Kar oldum yağdım avuçlarına,olmadı.
Sevdim olmadı,yandım olmadı,taptım olmadı
Artık benden pes!
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes!
Nasılsa gidiyorsun
Biliyorum,git!
Ama ardında,
Ağlayan bir çift göz,
Paramparça bir yürek,
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan;
Çek silahını daya sırtıma!
Titrersem namerdim
SEN VURDUN DA BEN ÖLMEDİM Mİ?

Ahmet Selçuk İlkan

trafik haftası ile ilgili şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Trafik Haftası Şiirleri
Trafik Haftası Şiir
1-7 Mayıs trafik Haftası Şiirleri
Trafik Haftası Hakkında Şiirler

TRAFİK

Taşıta sağdan binelim
Ancak durunca inelim.
Bugün konumuz trafik
Kuralını öğrenelim.

Sağdan yürü kaldırımda
Dikkatli ol her adımda.
Eğer kurala uyarsan
Tehlike yok hayatında.

Sen tedbirsiz bir şoförsen
İçkili taşıt sürersen
Kaza yakın demektir
Bir de uykulu gidersen.

Öğüt benden, tutmak senden
Bir ders çıkar sözlerimden.
Polislere yardımcı ol
Alıkoyma görevinden.

İbrahim ŞÎMŞEK

TRAFİK HAFTASI

Yerde, gökte,denizde
Taşıtlar yolcu taşır;
İnsan onlara biner,
Sılasına ulaşır.

Trafik taşıtların,
Yollardaki durumu;
Trafik memurları
Düzenliyor bunu.

Yolculuk sırasında
Bazan kaza da olur;
Kimi ölür, kimi de
Yaralanır, kurtulur.

Kurallara uymakla
Önlenir bu kazalar;
Çok dikkatli olmalı
Sürücüler, yayalar.

Trafiğin yasası,
Kuralları bellidir;
Onları iyi bilmek,
Ve yapmak gerekir.

Trafik haftasına
İlgililer katılır,
Yasalar ve kurallar
İyice anlatılır.

H.Refet TANIŞIK

TRAFİK IŞIKLARI

Yeşil ışık yanar yanmaz,
Trafiğe, yol açılır.
Araçların homurtusu,
Birden, etrafa saçılır.

Biraz sonra, sarı ışık,
Güzelce yanmaya başlar.
Bunu gören şoför kardeş
Fren yapıp çok yavaşlar.

Derken hemen arkasından,
Kırmızı ışık savrulur.
Bu ışığı gören herkes,
Adım atmaz, hemen durur.

Tüm trafik kuralları,
Hepimizce bilinmeli.
Kurallara uyularak,
Tehlikeler önlenmeli.

Hasan ŞEN

Trafik Haftası

Yürümekteyken yolda
Sakın ha dalgın olma
Karşıya geçer iken
Ezilebilirsin sonra.

Dikkat ile önlenir
Kazaların pek çoğu
Yaya geçidi kullan
Kontrol et sağı solu.

Trafik kuralları
Korumak için bizi
Herkesi uyaralım
Kendimiz de uyalım.

TRAFİK

Caddelerle, sokaklar,
Nerde düzgün temizdir.
Orası vatanımız,
Orası ülkemizdir.

Bir kent pisse, çamursa,
Utanırım ben bundan.
Pırıl pırıl yollarla
Her bucağa, her yere,
Övünerek bakmalı…
Bir düzenli trafik
Görülmeli her yerde.
Şehir dışı hafiflik,
Olmalıdır şehirde…

Bozuk, düzensiz yollar
Bir yurdun yüz karası.
Ne turist huzur duyar,
Ne yürür arabası.

Çocuklara Kıymayın Efendiler..

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Çocuğun gördüğü düştür barış.
Ananın gördüğü düştür barış.
Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış.

Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba
elinde yemiş dolu bir sepet;
ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak bir testi gibi
ter damlalarıyla alnında…
barış budur işte.

Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman,
ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara,
yangının eritip tükettiği yüreklerde
ilk tomurcukları belirdiği zaman umudun,
ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, kaygı duymaksızın artık,
boşa akmadığını bilerek kanlarının,
barış budur işte.

Barış sıcak yemeklerden tüten kokudur akşamda
yüreği korkuyla ürpertmediğinde sokaktaki ani fren sesi
ve çalınan kapı, arkadaşlar demek olduğunda sadece.
Barış, açılan bir pencerden, ne zaman olursa olsun
gökyüzünün dolmasıdır içeriye.

Bir tas sıcak süttür barış ve uyanan bir çocuğun gözlerinin önüne tutulan kitaptır.
Başaklar uzanıp, ‘ışık! ışık! ‘ diye fısıldarken birbirlerine!
Işık taşarken ufkun yalağından.
Barış budur işte.
Kitaplık yapıldığı zaman hapishaneler
geceleyin kapı kapı dolaştığı zaman bir türkü
ve dolunay, taptaze yüzünü gösterdiği zaman bir bulutun arkasından
cumartesi akşamı berberden pırıl pırıl çıkan bir işçi gibi;
barış budur işte.

Geçen her gün yitirilmiş bir gün değil de
bir kök olduğu zaman
gecede sevincin yapraklarını canlandırmaya.
Geçen her gün kazanılmış bir gün olduğu zaman
dürüst bir insanın deliksiz uykusunun ardısıra.
Ve sonunda hissettiğimiz zaman yeniden
zamanın tüm köşe bucağındaki acıları kovmak için
ışıktan çizmelerini çektiğini güneşin.
Barış budur işte.

Barış ışın demetleridir yaz tarlalarında,
iyilik alfabesidir o, dizelerinde şafağın.
Herkesin ‘kardeşim’ demesidir birbirine, ‘yarın yeni bir dünya kuracağız’ demesidir;
ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle.
Barış budur işte.

Ölüm çok az yer tuttuğu gün yüreklerde,
mutluluğu gösterdiğinde güven dolu parmağı yolların,
şair ve proleter eşitlikle çekebildiği gün içlerine
büyük karanfilini alacakaranlığın…
barış budur işte.

Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların
sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın.
Barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir.

Ve toprakta derin izler açan sabanların
tek bir sözcüktür yazdıkları:
Barış.
Ve bir tren ilerler geleceğe doğru
kayarak benim dizelerimin rayları üzerinden
buğdayla ve güllerle yüklü bir tren.
Bu tren barıştır işte.

Kardeşler, barış içinde ancak
derin derin soluk alır evren.
Tüm evren,
taşıyarak tüm düşlerini.
Kardeşler, uzatın ellerinizi.

Barış budur işte…

Nazım Hikmet

Işık ışıktır görene, ışıktan köre ne? ; MEVLAMA

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Işık ışıktır görene, ışıktan köre ne?

Bilmeyen ne bilsin seni, Gamlanma deli gönül..
Gönülden anlamayana, Bağlanma deli gönül..
İçi tatlı özlü yemiş, Kırıldıkça ballanır
Sendeki seni koyup, Avlanma deli gönül..

Bu görünen ben değilim, Ben ben dediğim nedir?
Dilimle söz söyleyen, Sözü söyletenmidir?
Baştan ayağa gömleksem, İçimdeki ben midir?
Sureti ben sanıp da, Avlanma deli gönül..

Sinenin içindekini, Aldanıp gönül sanma
Varacağın o menzili, Tesbih, seccade sanma..
Attığın üç beş adımla, Yollar tükendi sanma
Yolların başındayken, Sallanma deli gönül..

Padişaha vasıl olan, Elbet olur padişah
Sırların sırrı onda; La ilahe illAllah..
Görmeyerek yol yürüyen, Bela bulur ahü vah
Sarayda vahdet vardır, Canlanma deli gönül…

Mevlâna

Atatürk’le Doğuş

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Atatürk’le Doğuş

Ülkemi aydınlatan; medeniyet, hürriyet,
Atatürk’ten armağan bize cumhuriyet,
Çağdaş bir düzen kurdu; milletin hakimiyet,
Arkasında devleler ardında nice millet.

Burçlardasın Ata’m sen; baştasın başlardasın
En ileri başlarından güneş olup doğarsın.

Türk’ü uyandırdı o, millet yaptı yeniden.
Karanlıktan kurtardı milleti ebediyen.
Dağlar taşlar yıkılsa dünya olsa yeniden,
Zerresi zarar görmez, kurduğu eserinden.

Burçlardasın Ata’m baştasın başlardasın.
En ileri başlardan ışık olur doğarsın.

Anneler Günü Şiirleri Okul Öncesi

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Okul Öncesi Anneler Günü Şiirleri

Anneler Günü için Şiir

Kolonya mı,çiçek mi,
Yoksa bir öpücük mü,
Ne armağan edeyim,
Sana ben aneciğim?

Bu anneler gününde;
Sevgi yanar gönlümde,
Hediye diye senden,
Kalbini isterim ben.

Yoo,kalbimi isteme benden,
O benimle kalsın,
Çünkü anneciğim orada,
Bir tek sen varsın

ANNEM

Annelerin en güzeli,
Sensin, benim güzel annem.
Ilık esen bahar yeli,
Sensin, benim güzel annem.

Güneş yüzlü, altın kalpli,
Ağır başlı, tatlı dilli,
Meleklerin eşi sanki
Sensin, benim güzel annem.

Açan çiçek, çağlayan su,
Gülümseyen engin duygu,
Evimizin mutluluğu
Sensin, benim güzel annem.

H. Latif SARIYÜCE

ANNEM

Bağım olsa, bahçem olsa
İpek kumaş bohçam olsa,
Sabah olsa, akşam olsa
Annem gitmese yanımdan

Her zaman baksam yüzüne,
Uyurum yatsam dizine.
Rastlamadım kem sözüne
Sesi çıkmaz kulağımdan.

Bir sözünü iki etmem.
Canımı verir incitmem
Annemsiz cennete gitmem
Onu severim canımdan

İbrahim ŞİMŞEK

ANNE

Annemi ben çok severim,
Melek annem, güzel annem,
Üzülmesin sakın derim
Melek annem, güzel annem.

İyi doğru sözler onda,
Şefkat dolu gözler onda,
Sevgi, ışık var yolunda,
Melek annem, güzel annem.

Anne yüzü ne asil yüz,
Anne gözü ne derin göz,
Anne özü, pırlanta öz,
Melek annem, güzel annem.

Rıfat Necdet EVRİMER

ANNECİĞİM

Ne sevimli bir annesin!
Ne tatlıdır senin sesin!
Benim canım mısın nesin
Sen olmazsan yapamam ben!..

Senden yakın kim var bana?
Kalbim, canım bağlı sana!..
Üzüntüm yok ondan yana
Seviyorsun beni de sen.

Gülsem güler yüzün
Ağlamamdan alır hüzün…
Senin gecen ve gündüzün
Işık alır sanki benden!

Rakım ÇALAPALA