Posts Tagged ‘Kanser’

Tiroid Hastalığı Belirtileri

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Tiroid Hastalığı’nın Belirtileri Nelerdir,

Tiroid Belirtileri,

Tiroid bezi vucudumuzda boyun on tarafında bulunan bir organımızdır. Tiroid bezi T3 ve T4 hormonları salgılar. Tiroid bezinin bazı hastalıkları kişide değişik belirtiler yapar. Bu belirtile hastalığın türüne ve tiroid hormonlarının az veya çok salgılanmasına bağlı olarak değişir.

Bazı belirtileri şöyle sıralayabiliriz:

1. Tiroid bezinde büyüme: Bezin büyümesine guatr denir. Karşıdan bakıldığında boyundaki şişlik göze çarpar.

2. Boyunda tiroid bezinde şişlik olması: nodul nedeniyle olur.

3. Tiroid bezinde boyunda ağrı olması: tiroid bezi iltihabında olur.

4. Gözlerde büyüme: Graves hastalığı denen zehirli guatr tipinde olur.

5. Kilo alma: Tiroid yetmezliğinde olur.

6. Kilo verme: Zehirli guatrda olur.

1. TİROİD YETMEZLİĞİ-HİPOTİROİDİ BELİRTİLERİ:

Tiroid bezi yetmezliğine ait şikayetler hastalığın şiddetine göre değişir. Bazen hiçbir şikayet yok iken bazı hastalarda çok şiddetli belirti ve şikayetler ortaya çıkar. Bazı belirtiler özellikle yaşlı kişilerde yaşlılığa bağlanır ve hastalık akla gelmez ise atlanır. Tiroid bezi az çalışan ve tiroid hormonları kanda azalan bir kişide şu belirtiler olabilir:

Kolay yorulma, yorgunluk, bitkinlik, enerji azlığı (yaygın)
Hatırlamada zorluk, unutkanlık, yavaş düşünme, konsantre olamama
Hareketlerde yavaşlık
Sabahleyin uyanmada zorluk, daha çok uyku isteği, gün içinde uyuklama
Üşüme veya kendini soğuk hissetme
Terlemenin azalması
Kuru, soğuk, kalın ve kaşınan bir deri
Sarı veya portakal renginde bir deri
Kuru, kaba ve kolay kırılan tırnaklar
Saç dökülmesi, saçlarda azalma, kaşlarda dökülme
İştah kaybı
Kilo alma ve kiloyu verememe
Horlama başlaması
Kas krampları ve eklemlerde ağrı oluşması
Kaslarda iğne batması hissi veya karıncalanma
Kabızlık olmaya başlaması
Göz etrafının ve göz altının şişmesi
El, ayak ve eklemlerde şişlik
Karpal tünel sendromu denilen el bileğinde sinir sıkışması ve ağrı
Adet kanamalarının daha fazla miktarda olması, adetlerde kramp olması ve adet öncesi dönemin kötü geçmesi
Bazı kadınlarda adet sıklığının azalması veya adetlerin kesilmesi
Depresyon gelişmesi ve hiçbir şeyle ilgilenmeme
Sesin kalınlaşması ve ses kısıklığı
İşitmede azalma oluşması
Guatr oluşması (Hashimoto hastalarında olur)
Tiroid bezinin küçülmesi (tiroid bezi iltihaplarına veya Hashimotonun son evresine bağlı olarak)
Kalp hızının ve nabız sayısının azalması
Kan kolesterol düzeyinde artma
Gebe kalamama (kısırlık)
Libido (Cinsel istek) azlığı ve empotans
Reflekslerin yavaş olması
Kekemelik

2. ZEHİRLİ GUATR BELİRTİLERİ:

Hareketli olma, huzursuzluk
Çarpıntı (hızlı ve düzensiz kalp atımı olması
Yorgunluk
Güçsüzlük (ağır eşyaları kaldıramaz, merdiven çıkarken zorlanır)
Ellerde titreme
Saç dökülmesi
Sinirlilik, kolay heyecanlanma ve kolay öfkelenme
Canlı bakış, gözlerde büyüme, göz kapağında çekilme
Uykusuzluk, dikkat bozukluğu
Derinin sıcak, nemli ve ince olması
İshal
İştah artışı
Susama
Ağız kuruluğu
Sık idrara çıkma
Kilo kaybı (zayıflama)
Adetlerde azalma veya kesilme
Cinsel istekte azalma, sperm sayısında azalma
Erkeklerde meme büyümesi (jinekomasti)
Kemik erimesi
Kaslarda güçsüzlük
Çabuk yorulma

3. TİROİDİT-TİROİD BEZİ İLTİHABI BELİRTİLERİ:

Tiroid bezindeki iltihap boyunda ağrı ile kendini gösterir ve bezde depolanmış hormonların kan dolaşımına dökülmesine ve hormonların yükselerek çarpıntı, terleme ve zayıflama gibi şikayetlerin ortaya çıkmasına neden olur. İltihap çoğu hastada kendiliğinden düzelir ve hormonlar normale gelir. Bu durum geçici bir iltihap olayıdır.

Virüslerin yaptığı tiroid bezi iltihabının en önemli özelliği boyun ön bölgesinde şiddetli ağrı olmasıdır ve bu ağrı tek taraflı olarak kulak ve çeneye yayılır. Ağrı ortaya çıkmadan bir kaç hafta önce kas ağrısı, ateş, halsizlik, boğaz ağrısı ve yutkunmakta zorluk bulunabilir. Bazen hastalık farenjit ve boyunda ağrı ile başlar ve ağrı ve hassasiyet giderek artar. Ateş 37.5 ºC-38.3 ºC ve hatta 40 °C olur. Bazı hastalarda halsizlik, yorgunluk, ateş ve eklem ağrıları olabilir. Ağrı tiroid bezinin bir tarafından öbür tarafına kayabilir. Bazen ağrı yayılmadan olduğu yerde kalır. Bazı hastalarda ağrı çene ve kulaklara yayılır ve ağrı yutkunmakla, öksürmekle ve baş hareketiyle artar. Ağrı bazı kişilerde gece daha fazla olur. % 50 hastada çarpıntı, kilo kaybı, sinirlilik, ellerde nemlilik ve titreme olabilir. Tiroid bezinde hassasiyet, sertlik, nodül gelişimi ve büyüme olabilir. İltihabın olduğu bölge hassas ve serttir. Tiroid bezi o kadar ağrılıdır ki hasta muayene edilmesini ve elle dokunulmasını istemez. Bu hastalık 6 hafta veya bazen 2-5 ay sürebilir ve çoğunlukla kendiliğinden düzelir.

4. NODUL BELİRTİLERİ:

Nodüllerin çoğu hiçbir belirti vermez ve şikayet yapmaz. Nodüller sıklıkla hasta veya doktor tarafından rasgele fark edilir ve nadiren yemede zorluk, nefes darlığı, ses kalınlaşması veya çatallaşma veya boyunda ağrı yapar. Ancak çoğunun hiçbir belirtisi yoktur. Nadiren nodül içine kanama olursa ağrı ve hassasiyete neden olur. Bu tür kanamalar nodülün kendiliğinden yok olmasına neden olabildiği gibi sıklıkla kist oluşumuna da neden olur. Bazen akciğer ve beyin tomografileri sırasında veya boyundaki damarların ultrason ile incelemesi sırasında da tesadüfen nodül olduğu fark edilir.

5. TİROİD KANSERİ.
Tiroid kanserli hastaların çoğunda hiçbir belirti veya şikayet yoktur. Bir kısmında boyunda bir şişlik gelişir ; çoğunda ise bir nodülden yapılan biyopsi sonucu kanser saptanır. Biyopsi normal çıktığı halde ameliyat edilen bezin nodül dışındaki bir alanında bazen milimetrik boyutta küçük kanser odağı saptanabilir. Tiroid bezinin hızlı büyümesi ve sert olması kanser şüphesini artırır. Ses kısıklığı ve boyunda lenf bezlerinin şişmesi de tiroid kanser şüphesini artırır.
Bazen özellikle çocuklarda boyundaki lenf bezlerindeki büyüme ilk bulgu olabilir. Çok nadiren bir kanser ağrılı ve baskı şikayetleri dediğimiz ses kısıklığı, nefes darlığı veya yeme zorluğu ile ortaya çıkar. Bazen hastalar ilk olarak vücudun diğer tarafındaki lenf bezi büyüklüğü, kemik kırıkları veya çok nadiren tiroid bezi fazla çalışması (hipertiroidizm) ile karşımıza çıkabilir. Bununla beraber çoğu hastada hiçbir şikayet yoktur.
Boyundaki kitlenin veya nodülün nefes borusuna yapışık olması, sert olması, son zamanlarda hızlı büyümesi, yeme zorluğu, ses kısıklığı veya ses kalınlaşması ve büyümüş lenf bezleri kanser olasılığını kuvvetlendirir.

Tiroit Kanseri Nedenleri

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Tiroit Kanseri Belirtileri,

Tiroit Kanseri Belirtileri Nelerdir,

Tiroid Kanseri Nedir?
Tiroid bezinde yer alan hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla oluşan kanser türüdür. Genellikle boyunda bir nodül olarak kendini gösterir. Tiroid bezi, boyunda yer alan 20-25 gram ağırlığında; iyot kullanarak yaptığı hormonla bütün vücut metabolizmasını düzenleyen bir organdır. Tiroid kanseri tek tip bir kanser değildir. Görülme sıklığına göre Papiller Kanser, Folliküler Kanser, Medüller Kanser ve Anaplastik Kanser olmak üzere 4 gruba ayrılır.

Kimler Risk Altındadır?

Kadınlar (erkeklere göre daha sık görülür
Tiroid bezinde nodül olan hastalar,
Çocukluk döneminde baş boyun bölgesine ışın tedavisi uygulananlar,

Nedeni tam olarak bilinmese de özellikle bazı radyoaktif maddelere (uranyum gibi) maruz kalan kişilerde daha fazla görüldüğü için radyoaktif maddelere maruz kalanlar risk altındadır.
Arjantin, İsviçre gibi ülkelerde ve ülkemizde tuzlarımızın iyotlanması ile birlikte guatrdan korunma anlamında bir başarı kazanılmakla birlikte, devam eden yıllarda tirodit (tiroid iltihaplanması) görülme sıklığı artmıştır.

Belirtileri Nelerdir?

Tiroid kanserlerinin çoğunda hiçbir şikayet olmayabilir. Çoğu hastada tanı anında başka organlara da yayılma olduğu saptanabilir. Hastalık çok fazla belirti göstermemekle birlikte; boyunda şişlik, boğazda sıkıntı hissi, ağrı, yutkunma güçlüğü, nefes almada güçlük, ses kısıklığı, kilo artışı, sinirlilik, saçlarda zayıflık ve cilt kuruluğu gibi belirtiler gözlemlenebilir.

Tiroid Kanserinde Erken Teşhis ve Tedavi

Erken teşhis ve tedavi ile hastalık tamamen ortadan kaldırılabilir. Teşhis koyabilmek için öncelikle kandaki tiroid hormonların düzeyini belirlemek için testler yapılır. Elle muayene sonrası yapılacak ultrasonografi ile nodülün varlığı, büyüklüğü ve yapısı hakkında değerli bilgiler edinilebilir. Yine nodüllerden alınan iğne biyopsileri ile çok hücresel özellikleri tanınabilir. Teşhis konulduğunda hasta ameliyat edilerek tiroid bezi çıkarılır ve ardından kişiye özel tedavi yöntemi uygulanmaya başlanır.

Check Up İçeriği

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Tam Kapsamlı Check Up İçeriği,

VIP Check Up İçeriği,

Check Up Nedir : Check Up, bir başka adıyla “kişisel sağlık taraması” olası hastalıkları erken dönemde tespit ederek, önlem almayı ve böylece kişinin sağlıklı kalması amaçlanır. “Kişisel sağlık taraması”; belirgin bir şikayeti olmasa da insanlarda gizliden gizliye oluşmaya başlayan rahatsızlıkların, henüz erken aşamadayken saptanması amacıyla yapılan muayene ve tetkiklerdir.

Check Up Neden Gereklidir :
Modern tıp hastalık ortaya çıkmadan önce gerekli önlemleri alarak kişinin sağlıklı kalmasını sağlamayı amaçlar. Çünkü hastalık ortaya çıktıktan sonra hem tedavisi çok daha pahalıdır hem de sağlık artık bir kez bozulmuş olur. İşte bu nedenle, hiç şikayeti olmasa da her insanın belirli periyotlarla doktora başvurarak genel sağlık kontrolünden geçmesi gerekir. Bu periyotlar yaşa ve kişinin genel durumuna göre değişebilir.

Çağımızın hastalıları olan koroner arter hastalıkları, kanser, hipertansiyon ve pek çok diğer hastalıkta erken ve doğru tanı, hem yaşam süresi, hem de kalitesi açısından son derece büyük önem taşır.Ayrıca hiçbir belirti vermeden ve hastada hiçbir şikayete neden olmadan yıllarca sinsice seyreden, öte yandan beyin, kalp, böbrekler gibi hayati organlara da zarar veren hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve diyabet gibi hastalıklarda da yine erken teşhisin ve düzenli tedavinin önemi büyüktür. Önemsiz olduğunu düşündüğünüz bir belirti bile çok önemli bir hastalığın habercisi olabilir.

Teknoloji ve bilgi patlamasının baş döndürücü hızla geliştiği bir çağda yaşıyoruz. Bu hızlı teknolojik gelişmelerin önemli bir bölümü tıbbi teşhis alanında görülmektedir. Örneğin; basit bir kan tahlili ile kalp hastalığı açısından risk taşıdığımızı tespit edebiliyoruz. Önemli olan, teknolojinin bize sunmuş olduğu bu güzelliklerden hastalık hali oluşmadan faydalanmaktır. Check-up erken teşhis için ilk ve önemli bir adımdır. Hastalık oluştuktan sonra yapılan tahliller check-up demek değildir. Çünkü geç kalınmış ve hastalık hali oluşmuştur.

Check-Up sayesinde iç organlarda bir takım bulguların saptanması ile kişinin öneri yoluyla, bazı yaşamsal alışkanlıklarını (sigara, alkol tüketimi, hatalı beslenme tarzı, düzenli egzersiz…) değiştirmesi sağlanabilir. Böylece, ileride oluşabilecek hastalıkların önüne geçilebildiği gibi, başlangıç aşamasındaki rahatsızlıkların da ilerlemesi engellenebilir.

Bu tür hastalıkların arasında; gizli şeker, kolesterol, kroner kalp hastalıkları, alkol ve Hepatit B’ye bağlı karaciğer hastalığı, meme – rahim – kalın bağırsak gibi sık görülen bazı kanser türleri, kansızlık ve kemik erimesi sayılabilir

Yapılacak check-up’la birçok hastalık taranabilir ve şüphe edilebilecek bulgularla karşılaşılabilir. Ayrıca kişilerin şikayetlerine göre araştırma değişik alanlarda derinleştirilebilir.

Erken teşhisle bulaşıcı hastalıkların özellikle aile içi yayılması önlenir, tedavi masrafları büyük oranlarda azaltılır, kanser gibi ileri evrelerde tedavisi mümkün olmayan hastalıklar tedavi edilir .

Doktora gitmek için hastalanmayı beklemeyin.Unutmayın ki bir çok hastalığın tedavisi ancak erken tanı ile mümkündür. Sağlığınız için yılda bir kez check-up yaptırarak erken tanı ve tedavi fırsatını kaçırmayın.

Check up’la Kanser Önlenebilir mi?

Bazı kanserler, belirtileri ortaya çıkmadan doğru bir tarama ile saptanabilirler. Hiçbir şikayeti veya belirtisi olmayan insanlarda yapılan kanser taraması sayesinde, bazı kanserlerin öncüsü olan yapılar vücuttan çıkarılıp, kanser oluşumu engellenebilmektedir.

Bazı kanser türleri zamanında yakalanıp tamamen iyileştirilebildiği gibi, erken safhalarda yakalanan kanserlerin tedavisi daha başarılı olmaktadır. Check-up ile yeni gelişmekte olan kanserlerin %50’si önlenmekte veya erken safhalarda yakalanabilmektedir.

Tüm bilimsel çalışmalar, erken teşhisin hayat süresini uzattığını kesinlikle ortaya koymaktadır. Birçok hekim erken teşhis metodları sayesinde her yıl binlerce hayat kurtardıklarını bilmenin mutluluğunu yaşarken, daha birçok kurtarılabilecek hayat olduğunun da bilincindedirler.

Tam Kapsamlı Check Up İçeriği

TSH: Troid fonksiyonlarının değerlendirilmesinde kullanılan hormon testidir.

KANSER TARAMASI CEA : Kanser erken teşhisi ve kist taraması için kullanılan özel kan tahlilidir.

KANSER TARAMASI CEA-125 (Bayanlar için): Rahim ve yumurtalık kanseri saptanmasında kullanılır.

DEMİR: Her türlü anemi, demir eksikliği, talasemi, sideroblastik anemi ve demir zehirlenmesi değerlendirmesidir.

SODYUM POTASYUM KLORÜR: Kronik, uzun süren yorgunluk ve halsizliğin sebeplerini sorgulayan testler bütünüdür.

KAN KALSİYUMU ÖLÇÜM TESTİ: Kemik metabolizması hakkında bilgi edinilmesini sağlayan testtir.

ROMATİZMA: ASO-CRP-RF testleri sonucu romatizmal hastalıkların taranmasıdır.

EKG ( Elektrokardiografi ): Kalp atım düzensizliklerinin ve kalp krizi riskinin saptanmasında kullanılan yöntemdir.

AKCİĞER FİLMİ: Akciğer hastalıklarını tespit etmek için kullanılan ön tarama yöntemidir.

EK GRAFİ: İsteğiniz doğrultusunda boyun, bel ya da diz bölgelerinden birisi için röntgen çektirebilirsiniz.

DETAYLI İDRAR TAHLİLİ: İdrar analizinde görülen değişimler, böbrek hastalıklarının tanı ve izlenmesinde idrar yolu enfeksiyonlarının ve bazı kötü huylu hastalıkların saptanmasında yardımcı olur.

18 PARAMETRE KAN SAYIMI: Kan düşüklüğü, lösemi, çeşitli enfeksiyonlara karşı vücudun reaksiyonunun ölçülmesi, kan hastalıklarının tanısı ve kan hücrelerinin özelliklerinin değerlendirilmesidir.

SEDİMENTASYON: Enfeksiyon ve iltihabi hastalıkların göstergesidir.

TOTAL KOLESTEROL, HDL, LDL: Koroner kalp hastalıklarının risk ve değerlendirilmesi için kan değerlerinin ve birbirleri ile olan ilişkilerinin ve kandaki yağ oranının incelenmesidir.

VLDL KOLESTEROL: Çok düşük yoğunluklu yağ miktarının ölçümü.

TRİGLİSERİD: Hayat tarzı ile vücudun uyumunu gösteren testlerden biridir.

AÇLIK KAN ŞEKERİ: Şeker hastalığının tanısı ve ya tedavisinin izlenmesi için yapılır.

BÖBREK TETKİKİ ( ÜRE ): Böbrek filitrasyon izlenmesi testidir.

ÜRİK ASİT: Gut hastalığının taranmasıdır.

SARILIK TAHLİLİ ( Hbs Ag Anti Hbs, Anti Hcv ): Hepatit B ve Hepatit C olarak adlandırılan ve karaciğerde ciddi hasara neden olan virüsün tanımlanması amacıyla yapılır. Virüsün ve buna karşı oluşan antikorların taranması için kullanılır.

KARACİĞER TETKİKİ ( SGOT, SGPT, GAMA GT, LDH): Karaciğer hücre yıkımının göstergesi olan testtir. Karaciğer iltihaplarının ve ya karaciğeri ilgilendiren hastalıkların tespitinde kullanılır.

TÜM BATIN ULTRASONU: Karaciğer, dalak, pankreas, safrakesesi, safra yolları, prostat, böbrek, bayanlarda rahim ve yumurtalık hakkında ayrıntılı bilgi ve bulgular yönünde değerlendirilir.

TROİD ULTRASONU: Guatr taramasıdır.

PSA TESTİ: 40 yaş üzeri erkeklerde prostat kanser taraması testidir.

MEME ULTRASONU: Bayanlarda meme kanseri ve kist taramasıdır.

SİSTEMATİK KONSULTASYON: Sonuçların uzman doktorlar tarafından değerlendirilmesidir.

VIP Check Up İçeriği








Hangi Vitamin Ne İşe Yarar

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Hangi Vitamin Neye Yarar

Vitamin Nedir Hangi Vitamin Ne İşe Yarar

Vitaminler sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan organik bileşiklerdir.

Vitamin Latince yaşam anlamına gelen vita sözcüğünden kaynaklanır. Vitaminler yağda ve suda eriyenler olarak iki gruba ayrılır.

YAĞDA ERİYEN VİTAMİNLER :
A, D, E ve K vitaminleridir.

SUDA ERİYEN VİTAMİNLER : B grubu vitaminler ile C vitaminidir.



A vitamini

Kaynakları
Hayvansal yiyeceklerden balık, karaciğer, süt ve süt yağı, yumurta sarısı, yeşil sebze ve meyveler.

Ne işe yarar
Gözün değişik ışık durumlarında görebilmesi, büyüme ve gelişmeye yardımcı olur. Üreme fonksiyonlarında gereklidir. Enfeksiyonlara karşı koruyucudur.

E vitamini

Kaynakları
Günlük yiyeceklerde yeterli miktarda bulunur.

Ne işe yarar
Kan hücre hemolizini önleyerek aneminin önlenmesi, organizmada oluşan oksijen içeren serbest radikalleri etkisizleştirerek kanser oluşum riskini azaltma. Katarakt oluşumunu geciktirme.

D vitamini

Kaynakları
Balık karaciğeri yağında yoğun olarak bulunur.

Ne işe yarar
Kalsiyum metabolizmasını düzenler, kemiklerin ve dişlerin sertleşmesinde etkilidir.

K vitamini

Kaynakları
Lahana, karnıbahar, ıspanak ve soya fasulyesinde bulunur.

Ne işe yarar
Kanı pıhtılaştırır.

C vitamini

Kaynakları
yeşil sebzeler, turunçgiller, çilek, domates, kuşburnu, maydanoz, kivi

Ne işe yarar
Kılcal kan damarlarının olmasını sağlar. Yara iyileştirmesini hızlandırır. Vücudu enfeksiyon ve bakteri toksinlerinden korur. Kan kolestrol düzeyinin düzenlemesinde yararlıdır. Kanser riskini azaltır.

B5 vitamini

Kaynakları
Dana eti, karaciğer, balık, tavuk, yumurta, peynir, fasulye, tüm tahıllar, hububatlar, karnabahar, bezelye, avakado, patetes, mısır, kuru yemişlerde de bolca bulunur.

Ne işe yarar
Karbonhidrat, lipid ve protein metabolizmasında rol alır. Sinir sisteminin çalışmasında önemli olan asetil kolin oluşumunda etkindir.

B2 vitamini

Kaynakları
Süt, et ve yumurta gibi hayvansal protein kaynağı yiyecekler, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagil ve maya.

Ne işe yarar
Protein ve yağ metabolizmasındaki enzimlerin çalışmasında yardımcı.
B6 vitamini

Kemoterapinin yan etkileri nelerdir?

Perşembe, Haziran 21st, 2012

– Kemoterapi tedavisi nasıl gerçekleştiriliyor?

Kemoterapi, kimyasal ya da biyolojik maddeleri vücuda vererek yapılan bir tedavidir. Burada amaç kanser hücrelerinin çoğalmasını engellemek. Kanser hücresinin DNA sentezi yapmasını ve mitoz bölünmesini durdurmak için bazı ajanlar kullanılıyor. Bunlar hem ağız yoluyla hem de damar yoluyla verilebiliyor. Kemoterapi basit bir şey değil. Kişinin yaşı, diyabet, tansiyon gibi kansere eşlik eden diğer hastalıkları gibi konuların çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Yani tümörün bulunduğu yer ve hastanın özelliklerine göre, kemoterapi uygulamasının nasıl olacağı şekilleniyor.

– Kemoterapi hastalık ilerlemiş dahi olsa iyileşme sağlayabiliyor mu?

İleri evrede dahi, hastalık yayılmış olsa da bazı kanser türlerinde başarı sağlanabiliyor. Özellikle germ hücreli kanser olarak tanımlanan testis kanserlerinde. Bu tümörler akciğer ve karaciğere yayılmış dahi olsa kurtarma şansımız çok yüksek. Bu çok önemli. Testis kanserleri, over kanserlerinin bazı türleri, lenf kanserleri, lösemiler de ve bazı sarkomlarda başarı sağlanıyor. Bunların dışındaki kanser türlerinde 4. evrede tam kür sağlamak mümkün değil. O zaman da amaç mümkün olduğu kadar sağ kalımı, hatta hastalıksız sağkalımı artırmak oluyor.

– Hastanın yaşı tedavinin başarısını etkiliyor mu?

Kemoterapi her yaşta yapılabilmesine karşın çok yaşlı kişiler kırılgan yapılarından dolayı daha fazla etkileniyorlar. Ancak yaşlı hastalarda da kemoterapi yapmak mümkün. Önemli olan yaşlı hastanın performansı. Bunun yanı sıra hastanın kansere eşlik eden farklı hastalıklarının bulunması da ilaç uygulamasını kısıtlayıp sonucu etkileyebiliyor.

– Kemoterapi tedavisinin planlaması neye göre belirleniyor?

Yaptığımız tedavide beklentilerimiz var. Başarı oranımızın ne olacağını yaklaşık tahmin edebiliriz. Amacımızı en başından belirleriz. ‘Hastanın yaşamını mı uzatacağız’, Yaşam kalitesini mi yükselteceğiz’ planlamasını yaparız. Hastanın yaşam süresini artırırken, kalitesini düşürmemek için çok hassas değerlendirmeler yapıyoruz. Medikal onkoloji uzmanı olarak bizler aynı zamanda iç hastalıkları uzmanıyız. Hastalığını değil, hastayı tedavi ediyoruz, onun için hastayı bir bütün olarak değerlendirmemiz gerekiyor.

– Kemoterapinin yan etkileri neler?

Kemoterapi sırasında kemik iliğinin baskılanması ile kemik iliğinde üretilen akyuvarların (lökositlerin), alyuvarların (eritrositlerin), trombositlerin sayısı düşüyor. Bu da kişinin kendini çok daha yorgun hissetmesine neden oluyor. Lökositlerin belirli bir düzeyin altına inmesi de enfeksiyonlara karşı yatkınlığın oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle hasta takip edilirken tüm bu olasılıklar da değerlendiriliyor.

Kemoterapi alması gereken hastalarda en fazla karşılaştığımız sorunlardan birisi önyargılar. Ancak her hastanın hastalığının farklı olduğunun unutulmaması gerekiyor. Her hastaya kullanılan ilaçlar ve bunların yan etkileri birbirinden farklıdır. Hastaları en fazla etkileyen çevreden duydukları kanser ilaçlarının saç döktüğüne dair söylemler oluyor. Evet, kanser ilaçlarının büyük bir kısmı saç döker ama bu saç da sonradan çıkar. Yine bir başka önyargı bulantı ve kusmada oluyor. Halbuki bu da yanlış bir yaklaşım ve bunu yenmek gerekiyor.

Kemoterapiye bağlı bulantı ve kusmanın önemli bir kısmı da psikolojik oluyor. Önyargılar kemoterapiye verilen reaksiyonu artırıyor. Bu yüzden biz hastalara çevreden gelen duyumlara kapalı olmalarını öneriyoruz.

Anadolu Sağlık Merkezi
Onkolojik Bilimler Koordinatörü
Prof. Dr. Haluk Onat

Kanser riskini azaltmanın yolları

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Kanser riskini azaltma yolları
Kanser riskini azaltmanın 9 etkili yolu

Son yıllarda oldukca yaygın olan bir hastalık Kanser her türlü kanser hastalığından korunabilmek için uyulması gereken bir çok kural ve öneri var biz konumuzda sizlere bu önerilerden 9 unu sizlerle paylaşıyoruz.Günlük yaşantımızda alacağımız önlemler ve yapacağımız basit şeylerle çağın hastalığı kanserden korunmak ve riski azaltmak mümkün.Kanser riskini azaltmak için

Sigara ve diğer tütün ürünlerini kullanmayın
Sigara ve diğer tütün ürünleri, tüm kanser ölümlerinin 0’undan sorumludur. Sigara kullananlarda akciğer kanseri gelişme oranı, kullanmayanlara göre 20 kat fazladır.

Güneşten ve radyasyondan korunun
Solar ultraviyole radyasyon; malign melanom, yassı hücreli kanser ve bazal hücreli kanser gibi deri kanserlerinin riskini arttırır.

Yaşadığınız çevreyi iyi seçin ve denetleyin
Yaşadığınız çevrede, toprakta ve binada asbestoz olmamasına dikkat edin. Bazı coğrafi bölgelerde topraktaki asbest nedeni ile akciğer, akciğer zarı ve karın zarında mesetelioma kanseri görülmektedir.

Hareket edin, kilo verin
Obezite ve menopoz sonrası şişmanlama meme kanseri için ciddi bir risk faktörüdür. Düzenli egzersizler ve yürüyüş, hafif spor gibi fiziksel aktiviteler meme ve kolon kanseri riskini azaltır.

Günde en az 8 saat uyuyun
Bağışıklık hormonları uykuda artar. İmmün hücreler dinlenir. Kesintisiz derin bir uyku, düzenli beslenme, stresten uzak huzurlu bir aile yaşamı, iş ortamı dışında eğlenceli hobiler edinmek ve iyi bir dost çevresi, düzenli fiziksel aktivite ile desteklenirse kanserden korunmak için optimal ortam sağlanmış olur.

Erken tanıyı ciddiye alın

Yılda en az bir kez check-up yaptırın. Doktora gitmek için mutlaka hastalanmayı ve hastalığın belirtilerini beklemeyin.

Biyolojik kanserojenlerden korunmak için aşı yaptrın

Hepatit B virüsü kronik karaciğer hastalığına ve karaciğer kanserine neden olabilir. B hepatit aşısı olarak, karaciğer kanserinden tamamıyla kurtulmak mümkün.

Alkolü ölçülü tüketin
Alkol doğrudan bir kanserojen olmamakla birlikte, aynı zamanda tütün ürünleri kullananlarda üst solunum yolları,

Kilo almayın,

Kilo almayın. İdeal kilonuzu korumaya çalışın. Yağlı ve yüksek kalorili gıdalardan uzak durun. Hayvansal proteinleri ve özellikle kırmızı eti az tüketin.

Kanser ile ilgili sloganlar

Pazar, Haziran 17th, 2012

Kanser ile ilgili sloganlar

Tugbam sitesinde en güzel Kanser ile ilgili sloganlar sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Kanser ile ilgili sloganlar
Kanser sloganları
Kanser ile ilgili sözler
Kanserle ilgili sözler, Kanser ile ilgili sloganlar,kanser haftası sözleri

Kanser İle İgili Sloganlar

•Kanserden değil, geç kalmaktan kork.

• Erken teşhis hayat kurtarır.

• Kansersiz Yaşam Elinizde

• Kanserden Korunabilirsiniz

• Kansersiz Yaşama Doğru

• Kanserde Erken Teşhis Hayat Kurtarabilir

• Meme Kanserinden Korunabilirsiniz

• Kendi Kendine Meme Muayenesi Hayatınızı Kurtarabilir

• Kendinize Bir “Şans Verin, Kendi Kendine Meme Muayenesi Yapın

• 20 Yaş Üstü Bayanlar Her Ay Kendi Kendine Meme Muayenesi Yapıyor musunuz?

• Bayanlar Sağlığınız Parmaklarınızın Ucunda, Kendi Kendine Meme Muayenesi Yapınız

• Personeli ve Halk Elele, Kanser Sana Güle Güle

• Sağlıklı Beslenmek Kanseri Önler

• Sigara kanserin en büyük tetikleyicisidir.

• Kanser, çoğalan bir orduya benzer.

• Kanser, küçük şikayetlerle başlar.