Posts Tagged ‘gıda’

Ekmekte yeni dönem başladı

Pazar, Temmuz 1st, 2012

Raflarda eski ekmekler yerini, tuz oranı ve gramajı düşük, kepek oranı yüksek ekmeklere bıraktı.

Bugün itibariyle yürürlüğe giren yönetmelik, yüzde 1.8 olan tuz oranı yüzde 1,5’a indirdi. 300 gramlık ekmekler ise 250 gramlık kepek oranı artırılmış, tokluk hissi veren ekmeklere dönüştü. Ekmekteki kepek oranı en az yüzde 0,65 ve en çok yüzde 1,1 olacak. Tam buğday ekmeğinde ise kepek miktarı en az yüzde 1,2 ve en çok da 2,9 şeklinde üretilecek.

EKMEK AMBALAJA GİRDİ

Yönetmelik, ekmeğin satış şeklini ve yerlerini de düzenledi. Buna göre, ekmek satışı yapan yerler buğday, çavdar, yulaf ve tam tahıllı ekmek çeşitlerini de bulunduracak. Kepekli ekmek, tam buğday, unlu ekmek, tam buğday ekmeği ve ekşi hamur ekmekleri hariç diğer ekmek çeşitleri ambalajlı olarak satılacak. Ambalajsız piyasaya sunulan ürünler, pazar, manav ya da kasaplarda satılamayacak.

Ekmek üretiminde kullanılan ‘tip1’ unu yerine ‘tip2’ adı verilen kepek oranı yüksek un kullanımı ile ekmek tüketiminin de düşmesi bekleniyor. Tokluk hissi veren kepeğin, kişi başı günlük ekmek tüketimini 400 gramdan 50 grama kadar düşürmesi bekleniyor. Ekmek fiyatlarında herhangi bir artış olmayacak. Ekmek üretim şartlarına uymayanları ise ağır cezalar bekliyor. Kurallara uymayan üreticilere 11 bin 850 lira ceza uygulanacak.

FIRINCILAR BİLGİLENDİRİLİYOR

Yeni yönetmelik konusunda Türkiye’nin bütün illerinde üreticiler bilgilendirildi. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Bursa’da da Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkilileri brifingler verdi. Bursa’da Sanayi ve Ticaret Odası ile Esnaf Odaları Birliği’ne bağlı Fırıncılar Odası üyesi toplam 35 fırıncıya yeni yönetmelik anlatıldı.

Hileli gıdayı teşhir devam edecek

Cumartesi, Haziran 30th, 2012

Uygulama bazı firmaların ürünlerini marketlerden çekmesini beraberinde getirirken, bakanlık da denetimlerini artırdı. Tüketiciyi yanıltan firmaların teşhir edilmesi uygulamasından geri adım atılmayacak. Denetimler marketlerin yanı sıra lokantalarda da aktif olarak yürütülecek. Döner salonları, pideciler ve hızlı yemek sektörü mercek altında. Bakan Mehdi Eker, bir grup gazeteciye gıda güvenliğine ilişkin çalışmaları anlatırken, iki yıl önce firmaları teşhir edilme konusunda uyardıklarını hatırlattı. Gıda endüstrisinde ambalajlı ürünlere yönelik kapsamlı bir denetim sistemi kurulduğunu belirten Eker, Alo 174 hattı ile vatandaşa her zaman hizmet verdiklerini kaydetti. Bu kapsamda 600 bin civarında çağrı aldıklarını ve 90 binin üzerinde denetim yaptıklarını anlattı.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, balın ardından tüketiciyi yanıltan et ürünleri ile peynir, tereyağı ve yoğurt üreticisi firmaları kısa süre önce teşhir etmişti. Bakanlığın yaptığı kontroller sonucu yüzde 100 dana etinin içinden kanatlı eti çıkarken, tereyağında ise bitkisel yağ tespit edilmişti. Bakanlık denetim birimlerinin laboratuvarlarda yaptıkları kontrollerin ardından 11 firmaya yönelik cezai yaptırım uygulandı. Her firmaya hileli üretim yaptıkları gerekçesiyle 11 bin 875 liralık para cezası kesildi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker bir grup gazeteciye Türki-ye’deki gıda güvenliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eker, yılbaşında yayınlanan 110 civarında yönetmeliğin gıda güvenliğine ciddi katkı sağladığını ifade etti. Türkiye’de gıda sektörünün geliştirilmesine yönelik strateji belirlediklerini aktaran Eker, “Bütün uygulamalar bu kapsamda yürütülüyor. Bu stratejinin gereği politikalar üretiyoruz. Ve bunları tatbik ediyoruz. Bireylerin sağlıklı yiyecek ve içecek tüketmeleri için çalışıyoruz. Denetimlerimiz devam edecek.” diye konuştu. Bundan sonra denetimler marketlerin yanı sıra lokantalarda da aktif olarak yürütülecek. Döner salonları, pideciler ve hızlı yemek sektörü incelenecek. Günlük yemek tüketimi yapılan yerlere yönelik kısa süre önce denetimlerde kıymalı pide ve kuşbaşılı pidenin içerisinden domuz eti çıkmıştı.

25 kamyon laboratuvarın arazileri dolaşarak Türkiye genelinde toprak numunesi aldığını ifade eden Eker, “Toprağın içindeki azot, nitrat ve fosfat gibi çok sayıda elementin eksik veya fazla olduğuna dair analizi yapıyor. Hemen kamyonda bulunan bilgisayara tüm veriler giriliyor.” dedi. Bakanlık olarak toprak analizi ve kimyevi gübre desteği verdiklerine dikkat çeken Eker, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 2 yıldır 300 yerde hububat alımını çiftçinin gözü önünde kalitesini ortaya koyarak aldığını bildirdi.

Bakan Eker, gıda güvenliğinin sağlanmasında önemli bir adımın da kimyevi ilaçta atıldığına dikkat çekti. Göreve geldiklerinde 32-33 milyon ton sebze meyve üretiminde 55 bin ton kimyevi ilaç kullanıldığı bilgisini veren Eker, bugün üretimin 44 milyona çıkmasına rağmen aynı rakamın 37 bin tona gerilediğini vurguladı. Eker, “Biz göreve geldiğimizde kimyevi ilaç leblebi gibi satılıyordu. Sebze meyve üretimi 11-12 milyon ton arttığı halde kullanılan ilaç miktarı 17-18 bin tona yakın azaldı.” dedi.

GDOlu Ürünler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

GDO lu ürünler nelerdir?,
GDO lu gıdalar hangileri

Tarım Bakanı, ‘ithalatına denetim getiriyoruz’ dedi ama yönetmeliğin 5. maddesi öyle demiyor. Bebek maması dışındaki ürünler DNA’sıyla oynandığı halde piyasaya sokulabilecek, ancak sağlığa zararı tespit edilirse toplanacak. Üstelik genetiği değiştirilmeyen ürün etikette yer almayacak.

‘Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar’ın (GDO) ithaline olanak veren yönetmeliğe tepki yağıyor. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, 26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin yasal düzenleme öncesindeki ilk adım olduğunu, ithalatı denetim altına almayı amaçladıklarını savundu. Ancak ziraat ve gıda örgütleri tam 800 çeşit gıda ürününde bulunan GDO’nun suç dosyasını açıkladı.
Yönetmelikte yer alan GDO’lu ürünlerin piyasaya girmeden denetlenmeyeceği, girdikten sonra sağlığı tehdit eden bir unsuru olursa toplanabileceği büyük tepki topladı. İkinci büyük tepki de GDO’suz ürünlerin bunu etiketlerinde belirtemeyecekleri, yani vatandaşın doğal ürünün hangi olacağını anlayamayacağı.

TARTIŞMALI 5. MADDE
Yönetmeliğin en tartışmalı bölümünü, 5 madde oluşturdu. Yönetmelikte, sadece GDO’lu bebek mamaları kesin bir şekilde yasaklanırken, diğerleri için esneklik sağlandı. Piyasaya sokulan GDO’lu bir ürünün, ancak insan veya hayvan sağlığı açısından olumsuzluğu tespit edildiğinde gerekli önlemlerin alınması hükme bağlandı. Buna göre, gıda ve yem işletmecisi, GDO’lu bir ürünün zararı tespit edildiğinde gerekli sağlık ve çevre önlemlerini alarak, hemen bakanlığı bilgilendirecek, söz konusu gıda veya yemi de piyasadan çekecek. Bu da ürünün piyasaya girmeden değil, girdikten sonra denetlenmesini öngördüğü için tartışma yarattı. Türk insanının kobay olarak kullanıldığını belirten meslek örgütleri, bakanlığı topa tuttu.

MISIR, SOYA VE PAMUK ALDIK
Yönetmelikte, GDO’suz gıda üreten firmaların, bunları sattıkları ürünlerin etiketinde belirtilmesi de yasaklandı. GDO lehine olan bu düzenleme de büyük tartışma yarattı. Yönetmelikte, ‘GDO’suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO’suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz’ denildi.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, GDO’lar kapsamında düşündürücü bir rapor hazırladı. Raporda, 1998 yılından bu yana, hiçbir sınırlamaya tabi olmadan milyarlarca dolarlık GDO’lu ürün Türkiye’ye girdiği vurgulandı. İthalatın büyük kısmının ABD ve Arjantin’den yapıldığı belirtilen raporda, Türkiye’nin mısır, pamuk ve soyalı GDO’lu ürün aldığı belirtildi.

800 ÇEŞİT GIDADA VAR
Türkiye’nin 2008 yılı itibarıyla 382 milyon dolara ulaşan mısır ithalatının yüzde 62.2’sini ABD’den yaptığına dikkat çekilen raporda, soya ithalatının da ABD, Arjantin ve Brezilya’dan gerçekleştiği vurgulandı.
Raporda, GDO’lu mısır, pamuk ve soya ürünlerinin Türkiye’de işlendiği ve 800 çeşitten fazla gıda olarak tüketici sofrasına ulaştığı, bunun da hiçbir etiketleme yapılmadan satışa sunulduğu vurgulandı.

ANTİBİYOTİĞE DİRENCİ VE ALERJİYİ ARTIRIYOR
– Bağımsız araştırmalara göre, GDO’lu tohumlar, antibiyotiklere karşı direnç, ağır alerji, uzun süreli hayvan deneylerinde organ hasarı, organlarda küçülme, kan biyokimyasında bozulma, kısırlık, ölü doğum oranında ciddi artış, gelecek nesillerde boy ve tartı eksikliği gibi olumsuzluklara yol açtığı ortaya çıkarıyor.
– Bitki hücresine yerleştirilen her gen bir protein üretmektedir. Bu proteinler bugüne kadar insanın besin zincirinde yer almayan, her biri alerji yapabilecek potansiyele sahip kimyasal maddelerdir. Nitekim soya fasulyesine karşı alerjisi olmadığı halde ‘raundupR’ isimli herbiside dirençli soya fasulyesine alerjik olan insanlar vardır. Bu tür alerjilerle ilerde çok daha fazla karşılaşılacaktır.
– Bu yabancı genlerin sindirim sisteminde tümüyle metabolize edildiği iddia edilirdi. Gerek hayvan deneylerinde gerekse de insan çalışmalarında bu yabancı genlerin bazı fragmanlarının veya tümünün bozulmadan kalın bağırsağa kadar ulaşabildiği hatta kalın bağırsaktaki bakterilerin içine girip bakterilerin genetik yapısını değiştirdiği ve genin üretmekle yükümlü olduğu proteinin (toksin ya da herbisit direnci) üretildiği saptanmıştır.

FARELER ARTIK ÜREYEMİYOR
– Her ne kadar GDO’ların insanlar üzerindeki etkileri henüz bilinmese de hayvanlar üzerindeki etkileri belirlendi. İskoçya Rowett Enstitüsü’nden Dr Arpad Pusztai’nin GDO patates ile beslediği farelerin tümünün iç organlarında küçülme, sindirim sistemlerinde bozukluk, bağışıklık sistemlerinde çökme, kan yapılarında bozulma ve mide çeperlerinde kalınlaşma görülmüştür.
– Avusturya Tarım ve Sağlık Bakanlığı’nın finansmanı ile Viyana Üniversitesinin geçen yıl yaptığı bir çalışmada ise GDO gıdalarla beslenen farelerin üç, dört nesil sonra büyük ölçüde üreme yeteneklerini kaybettikleri belirlenmiştir.

TÜRKİYE’NİN PAMUĞU DAHA VERİMLİ
– GDO, tarımda verimi artırmıyor. Türkiye’nin pamuk verimi, Arjantin’den yüzde 65, ABD’den yüzde 30, Monsanto’nun adeta pamuk üssü haline gelen Hindistan’dan ise yüzde 60 daha fazladır. GDO’suz tohumla üretim yapan ülkemizin verimi diğer tüm ülkelerin üzerindedir. Dolayısıyla GDO’nun verimi artırdığı ve dünya açlığına çare olacağı söylemleri kesinlikle doğru değildir.
– GDO ürünlerin yüzde 88′ini Kuzey ve Güney Amerika’daki yalnızca 600 bin çiftçi büyük çaplı endüstriyel çiftliklerde yetiştirmektedir. (Ebru TOKTAR ÇEKİÇ / Akşam)

Dünya gıda günü ile ilgili şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

dünya gıda günü ile ilgili şiirler,dünya gıda günüyle ilgili şiir,dünya gıda günü şiirleri

Bizim Pazar

Kış gelince pazara
Bir renk gelir can gelir
Havuç yiyen çocuğun
Yanağına kan gelir

Küfeler tıka basa,
Dolu beyaz pırasa,
Önünde kırık masa,
Bay sebzeci yan gelir.

İşte turfanda kabak,
Yeşil yeşil ıspanak,
Olursa sakız kabak,
O pazara şan gelir.

Karnıbahar lahana
Elma can katar cana
Bulgur kuskus tarhana
Başka şey yavan gelir

Mandalinanın sulusu
Muşmula içim su
Sarımsağın kurusu
Arkadan soğan gelir

Sepet sepet portakal
peynirler kangar kangar
Görünce sapsarı bal
Aklıma kovan gelir

Mümtaz Zeki Taşkın

Besinler

Artık “dişiniz çıktı” der,
Süt vermez cici annemiz.
Alır kucağına sever,
Toprak, ikinci annemiz.

Besler bizi bin bir öğün
Yemişler, sebzeler her gün,
Beni yanına götürün,
Toprak ikinci annemiz.

Hepsinde bir türkü, bir ses,
Buğday, dut, kiraz, patates.
¦Hadi bana bir kavun kes,
Toprak ikinci annemiz.

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

EKMEK

Çiftçi sürer tarlayı,
Sonra eker buğdayı,
Boy verir azar azar
Saplar gittikçe uzar.

Başaklar olgunlaşır,
İçleri dolgunlaşır.
Yazın artınca başak
Sararır her bir başak.
Biçerler ekinleri
Şenlenir harman yeri
Olup bitince harman,
Ayrılır Buğday saptan.

Bitmedi işler gene
Oradan değirmene
Buğdayı götürürler
Değirmen taşı döer
Ezer Un yapar bunu
Su,maya kor yoğurur
Yapar bir güzel hamur,
Sonra fırına atar,
Pişirir bize satar.

Güzel kokulu ekmek,
Olmaz seni sevmemek
Sensin her yemeğe baş,
Her yemeğe arkadaş!

HASAN ALİ YÜCEL

SÜT

Sütte sımsıcak varız
Aktır, ak eder bizi.
Daha iyi duyarız
İçince kendimizi.

Bir ev sevinci verir
Sanki annece bir su.
Bize ondan gelmiştir
Bu yaşama duygusu.

Fazıl Hüznü Dağlarca

Vücudumuz

Mini mini bir çocuktum,
Bilmiyordum vücut nedir.
Fakat şimdi öğrendim ki
Bu en Güzel makinedir.

Uzun yıllar çalıştırmak,
Hatalıkla yıpratmamak,
İsterim bu makineyi
Bakacağım ona iyi…

Yeme içme uyku filân
Zamanın yapacağım.
Sağlığıma, temizliğe
Yaşadıkça tapacağım.

İ. Hakkı Talas

Dünya Gıda Günü İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Dünya Gıda günü şiirleri, Dünya Gıda günüyle ilgili şiir, Dünya Gıda günü konulu şiirler

EKMEK

Çiftçi sürer tarlayı,
Sonra eker buğdayı,
Boy verir azar azar
Saplar gittikçe uzar.

Başaklar olgunlaşır,
İçleri dolgunlaşır.
Yazın artınca başak
Sararır her bir başak.
Biçerler ekinleri
Şenlenir harman yeri
Olup bitince harman,
Ayrılır Buğday saptan.

Bitmedi işler gene
Oradan değirmene
Buğdayı götürürler
Değirmen taşı döer
Ezer Un yapar bunu
Su,maya kor yoğurur
Yapar bir güzel hamur,
Sonra fırına atar,
Pişirir bize satar.

Güzel kokulu ekmek,
Olmaz seni sevmemek
Sensin her yemeğe baş,
Her yemeğe arkadaş!

HASAN ALİ YÜCEL

SÜT

Sütte sımsıcak varız
Aktır, ak eder bizi.
Daha iyi duyarız
İçince kendimizi.

Bir ev sevinci verir
Sanki annece bir su.
Bize ondan gelmiştir
Bu yaşama duygusu.

Fazıl Hüznü Dağlarca

Vücudumuz

Mini mini bir çocuktum,
Bilmiyordum vücut nedir.
Fakat şimdi öğrendim ki
Bu en Güzel makinedir.

Uzun yıllar çalıştırmak,
Hatalıkla yıpratmamak,
İsterim bu makineyi
Bakacağım ona iyi…

Yeme içme uyku filân
Zamanın yapacağım.
Sağlığıma, temizliğe
Yaşadıkça tapacağım.

İ. Hakkı Talas