Posts Tagged ‘yemeğe’

Dünya gıda günü ile ilgili şiir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

dünya gıda günü ile ilgili şiirler,dünya gıda günüyle ilgili şiir,dünya gıda günü şiirleri

Bizim Pazar

Kış gelince pazara
Bir renk gelir can gelir
Havuç yiyen çocuğun
Yanağına kan gelir

Küfeler tıka basa,
Dolu beyaz pırasa,
Önünde kırık masa,
Bay sebzeci yan gelir.

İşte turfanda kabak,
Yeşil yeşil ıspanak,
Olursa sakız kabak,
O pazara şan gelir.

Karnıbahar lahana
Elma can katar cana
Bulgur kuskus tarhana
Başka şey yavan gelir

Mandalinanın sulusu
Muşmula içim su
Sarımsağın kurusu
Arkadan soğan gelir

Sepet sepet portakal
peynirler kangar kangar
Görünce sapsarı bal
Aklıma kovan gelir

Mümtaz Zeki Taşkın

Besinler

Artık “dişiniz çıktı” der,
Süt vermez cici annemiz.
Alır kucağına sever,
Toprak, ikinci annemiz.

Besler bizi bin bir öğün
Yemişler, sebzeler her gün,
Beni yanına götürün,
Toprak ikinci annemiz.

Hepsinde bir türkü, bir ses,
Buğday, dut, kiraz, patates.
¦Hadi bana bir kavun kes,
Toprak ikinci annemiz.

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

EKMEK

Çiftçi sürer tarlayı,
Sonra eker buğdayı,
Boy verir azar azar
Saplar gittikçe uzar.

Başaklar olgunlaşır,
İçleri dolgunlaşır.
Yazın artınca başak
Sararır her bir başak.
Biçerler ekinleri
Şenlenir harman yeri
Olup bitince harman,
Ayrılır Buğday saptan.

Bitmedi işler gene
Oradan değirmene
Buğdayı götürürler
Değirmen taşı döer
Ezer Un yapar bunu
Su,maya kor yoğurur
Yapar bir güzel hamur,
Sonra fırına atar,
Pişirir bize satar.

Güzel kokulu ekmek,
Olmaz seni sevmemek
Sensin her yemeğe baş,
Her yemeğe arkadaş!

HASAN ALİ YÜCEL

SÜT

Sütte sımsıcak varız
Aktır, ak eder bizi.
Daha iyi duyarız
İçince kendimizi.

Bir ev sevinci verir
Sanki annece bir su.
Bize ondan gelmiştir
Bu yaşama duygusu.

Fazıl Hüznü Dağlarca

Vücudumuz

Mini mini bir çocuktum,
Bilmiyordum vücut nedir.
Fakat şimdi öğrendim ki
Bu en Güzel makinedir.

Uzun yıllar çalıştırmak,
Hatalıkla yıpratmamak,
İsterim bu makineyi
Bakacağım ona iyi…

Yeme içme uyku filân
Zamanın yapacağım.
Sağlığıma, temizliğe
Yaşadıkça tapacağım.

İ. Hakkı Talas

Dünya Gıda Günü İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Dünya Gıda günü şiirleri, Dünya Gıda günüyle ilgili şiir, Dünya Gıda günü konulu şiirler

EKMEK

Çiftçi sürer tarlayı,
Sonra eker buğdayı,
Boy verir azar azar
Saplar gittikçe uzar.

Başaklar olgunlaşır,
İçleri dolgunlaşır.
Yazın artınca başak
Sararır her bir başak.
Biçerler ekinleri
Şenlenir harman yeri
Olup bitince harman,
Ayrılır Buğday saptan.

Bitmedi işler gene
Oradan değirmene
Buğdayı götürürler
Değirmen taşı döer
Ezer Un yapar bunu
Su,maya kor yoğurur
Yapar bir güzel hamur,
Sonra fırına atar,
Pişirir bize satar.

Güzel kokulu ekmek,
Olmaz seni sevmemek
Sensin her yemeğe baş,
Her yemeğe arkadaş!

HASAN ALİ YÜCEL

SÜT

Sütte sımsıcak varız
Aktır, ak eder bizi.
Daha iyi duyarız
İçince kendimizi.

Bir ev sevinci verir
Sanki annece bir su.
Bize ondan gelmiştir
Bu yaşama duygusu.

Fazıl Hüznü Dağlarca

Vücudumuz

Mini mini bir çocuktum,
Bilmiyordum vücut nedir.
Fakat şimdi öğrendim ki
Bu en Güzel makinedir.

Uzun yıllar çalıştırmak,
Hatalıkla yıpratmamak,
İsterim bu makineyi
Bakacağım ona iyi…

Yeme içme uyku filân
Zamanın yapacağım.
Sağlığıma, temizliğe
Yaşadıkça tapacağım.

İ. Hakkı Talas

Neden Hıçkırırız

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Akciğerlerimiz kaburgalarımızın içinde birer torba gibi dururlar. Nefes aldığımızda bu torbalar içerlerine alabildikleri kadar hava alarak şişerler. Göğsümüzü karnımızdan ayıran ve akciğerlerimizin altına bitişik büyük bir kas olan diyafram, büzüşerek ciğerlerimizin genişlemesini sağlar, nefes almamıza yardımcı olur.

Süratli yemek yenildiğinde, yutkunma neticesinde yemek ile birlikte bir miktar da hava alınır. Hıçkırık, yiyeceğin yüzeyine yapışarak sindirim sistemine giren bu havayı atmak için sistemin gösterdiği bir tepkidir. Diyafram süratle büzüşerek, çok ani ve hızlı nefes almamızı sağlar. Bu arada boğazımızın üst tarafında, ses tellerimizin bulunduğu kısımda bir kapanma olur ve buradan geçen hava bir an bloke edilir. Bu da ‘hıck’ şeklinde bir sesin çıkmasına neden olur.

Midedeki bir olayla diyaframın ilişkisi, bu iki organdaki sinirlerin birbirine çok yakın hatta iç içe geçmiş olmalarındandır. Bu nedenle en çok yemekten sonra hıçkırırız. Sindirim işlemi bittikten sonra hıçkırık olmaz. Hıçkırığı önlemek için çok çeşitli öneriler vardır.

Baş aşağı durmak, yavaş yavaş su içmek, kolları yukarıda tutmak, nefesi tutmak, ileride bir noktaya bakarak derin nefes almak, buzlu su içmek, nefesi tutarak üç kere yutkunmak, nane yutmak, parmağı kulağa bastırarak su içmek ve korkutmak gibi.

Bunlardan korkutarak insanı şok etmek, dolayısıyla sinir sistemini etkilemek, derin nefes alarak diyaframın mideyi itmesini sağlamak ve de kandaki düşük karbondioksit seviyesinin hıçkırığın oluşumunu hızlandırdığı bilindiğinden nefesi tutmak en mantıklı önlemlerdir.

Aslında ise bu önlemlerin hiçbirine gerek yoktur. Hıçkırıklar yaklaşık 5 saniyede bir olur ve genellikle bir dakikadan fazla sürmezler. Siz önlemlerle uğraşırken, o zaten kendi kendine kesilir. Hıçkırığı kesmek için kabul edilen genel görüş hiçbir önlemin hıçkırığı kesmediğidir. Ancak aylarca süren istisnai durumlarda, muhakkak tıbbi müdahale gerekir, hatta bu durumlarda sinirler üzerinde operasyon yapılması bile gündeme gelebilir.

Çok miktarda biber yemek gibi kimyasal yanmaların, enfeksiyonların ve ülser gibi hastalıkların da hıçkırığı meydana getirebilecekleri ileri sürülüyor. Hıçkırık süresince bir şey yememekte ve içmemekte fayda vardır, çünkü bu sırada tekrar fazla hava alınabilir.

Hıçkırığı önlemek için en iyisi yemeği yavaş yiyin, çok miktarda yemeyin, yemek yerken karbonatlı içki içmeyin, yemeğe konsantre olun, çok konuşmayın ve gülmeyin. Yemeğe saygınız ne kadar artarsa, hıçkırık o kadar azalır.