Archive for the ‘Genel’ Category

TİSK: Cari transferdeki artış bütçeyi zorluyor

Cuma, Haziran 29th, 2012

TİSK, yaptığı yazılı açıklamada Haziran ayında ekonomik krizin Avrupa’da iktidarları değiştirdiğine değinerek, piyasalarda tedirgin ortamın sürdüğünü belirtti.

Uluslararası derecelendirme kuruluşlarınca İspanya’da 28 bankanın notunun düşürülmesinin ülkeyi ikinci Yunanistan durumuna getirdiğine dikkati çeken açıklamada, özel kesim borçlarının yüksek seyretmesinin de krizi derinleştirebileceğini ifade edildi.

Alman özel kesiminin borç yükü nedeniyle, söz konusu ülkenin Avrupa Birliği’nin yükünü çekmesini zorlaştırdığı ifade edilen açıklamada, Türkiye’de dahil olmak üzere, AB ve ABD ile yakın ilişkideki ülkelerde risklerin arttığı belirtilerek, petrol fiyatlarındaki gerilemenin çıkış yolu olabileceği kaydedildi.

Sanayi üretim, ciro ve sipariş endeksleri ile kapasite kullanım oranındaki gelişmelerin, sanayi sektörünün küçülmeye başladığını gösterdiği belirtilen açıklamada, eğilimin sürmesi halinde reel sektörün sıkıntıya girebileceğini ifade edildi.

İşsizlik oranında artış ve vergi kaybının ortaya çıkabileceğine değinilen açıklamada, 2012 yılının ikinci çeyreğinde büyüme oranının negatif çıkmasının şaşırtıcı olmayacağına dikkat çekildi. Açıklamada, ilk 4 ayda cari açığın 8,1 milyar dolar azalmasında en önemli faktörün dış ticaret açığındaki 6,5 milyarlık gerileme olduğu kaydedildi.

Merkez Bankası’nın para politikasında gevşemeye gittiğini, döviz rezervini arttırırken, finansal sisteme likidite sağladığı ifade edilen açıklamada, TCMB’nin politikasının bankaların kredi planlamasını arttıracağını ancak, KOBİ’lere yönelik ek kaynak arttırımını da gerektirdiğine dikkat çekildi.

TİSK, kısa vadeli sermaye girişlerinin, döviz kuru üzerindeki baskıyı azalttığını ve böylece enflasyon üzerindeki kur baskısının da hafiflediğini belirtti.

2012 Mart ayı itibariyle dış borç stoku!

Cuma, Haziran 29th, 2012

Türkiye net dış borç stoku, 2012 Mart sonu itibarıyla 197,2 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Buna göre, Türkiye net dış borç stoku, 2012 Mart sonu itibarıyla 197,2 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye Brüt Dış Borç Stoku

Türkiye Brüt Dış Borç Stoku, 2012 yılı birinci çeyreği sonu itibarıyla 318,2 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Özel sektör borçlarının toplam dış borç stoku içerisindeki payı 207,6 milyar dolar ile yüzde 65,2 ve kamu kesimi borçlarının payı 100,9 milyar dolar ile yüzde 31,7 oldu. Merkez Bankası borçlarının toplam borç stoku içerisindeki payı ise 9,7 milyar dolar ile yüzde 3 gerçekleşti.

Kamu kesimi dış borçlarının büyük bir çoğunluğu orta-uzun vadeli dış borçlardan oluştu.

Merkezi Yönetim Borçları, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli 1, 2 ve 3 sayılı cetvellerde yer alan kamu idarelerinden oluşan Merkezi Yönetim Dış Borç Stoku, 2012 yılı birinci çeyrek sonu itibarıyla 81,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu miktarın 49,3 milyar dolar tutarındaki kısmı uluslararası finansal piyasalarda gerçekleştirilen tahvil ihraçları stokundan oluştu.

Diğer Kamu Kuruluşlarının Borçları, merkezi yönetim dışında kalan mahalli idareler, fonlar, kamu bankaları, KİT’ler ve diğer finansal olmayan kamu kuruluşlarının toplam dış borçları, 2012 birinci çeyrek sonu itibarıyla 19,2 milyar dolar tutarında gerçekleşti.

Özel Sektör Dış Borçları

Kısa Vadeli Özel Sektör Dış Borçları, 2012 yılı birinci çeyrek sonu itibarıyla kısa vadeli özel sektör dış borcu 78,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu tutar içinde bankacılık sektörünün payı 46,9 milyar dolar oldu.

Uzun Vadeli Özel Sektör Dış Borçları, özel sektörün 2012 yılı birinci çeyreği itibarıyla orta-uzun vadeli dış borçları 129,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Finansal olmayan kuruluşlar 81,7 milyar dolar ile uzun vadeli özel sektör dış borç stoku içinde en büyük paya sahip oldu.

Merkez Bankası Borçları, TCMB uzun vadeli dış borçları, 2012 yılı birinci çeyreğinde 8,4 milyar dolar, kısa vadeli dış borçları ise 1,3 milyar dolar tutarında gerçekleşti.

Kur etkisi, dış borç istatistiklerinde uluslararası standart, büyüklüklerin dolar cinsinden ifade edilmesidir. Bu durum, yayınlanan istatistiklerdeki dış borç büyüklüklerinin çapraz kurlarda gerçekleşen hareketlerden etkilenmesine yol açıyor. Bu çerçevede, 2011 Aralık-2012 Mart döneminde dış borç stoku, döviz kuru değişikliklerinden dolayı yaklaşık 4,7 milyar dolar tutarında artış gösterdi.

IMF Başkanı Lagarde, Asya turuna çıkacak

Cuma, Haziran 29th, 2012

IMF Başkanı Lagarde, Temmuz’da Asya turuna çıkacak

IMF Sözcüsü Gerry Rice, düzenlediği basın toplantısında, Lagarde’ın 6-7 Temmuz’da Japonya’nın başkenti Tokyo’da, 8-10 Temmuz’da Endonezya’nın başkenti Cakarta’da, 11-12 Temmuz’da ise Tayland’ın başkenti Bangkok’ta bulunacağını belirtti.

Rice, IMF Başkanının Asya gezisinde hükümet yetkilileri ve sivil toplum temsilcileri ile biraraya gelmesinin beklendiğini ifade etti.

Gerry Rice ayrıca IMF’nin Nisan ayında açıkladığı ”Küresel Ekonomik Görünüm Raporu”nun 16 Temmuz’da revize edilmesinin öngörüldüğünü vurguladı.

Mevduat ve katılım bankalarının karı arttı

Cuma, Haziran 29th, 2012

Mevduat bankalarının net dönem karı bu yılın nisan ayı sonu itibariyle bir önceki aya göre yüzde 27 artarak 6 milyar 948 milyon 612 bin lira olarak gerçekleşti. Aynı dönemde katılım bankalarının net dönem karı ise yüzde 27,9 artışla 314 milyon 175 bin liraya ulaştı.

Buna göre mevduat bankalarının net dönem karı bu yılın nisan ayı sonu itibariyle bir önceki aya göre yüzde 27 artarak 6 milyar 948 milyon 612 bin lira olarak gerçekleşti. Mevduat bankalarının bu yılın nisan ayı sonu itibariyle net dönem karı ise 2011 yılının aynı dönemine göre yüzde 9 arttı. Geçen yıl nisan ayında mevduat bankalarının net dönem karı 6 milyar 363 milyon 501 bin lira olarak gerçekleşmişti.

Aynı dönemde katılım bankalarının net dönem karı bir önceki aya göre yüzde 27,9 artışla 245 milyon 577 bin liradan, 314 milyon 175 bin liraya yükseldi. Katılım bankalarının nisan ayında karı geçen yılın aynı ayına göre ise yüzde 38,9 oranında yükseldi. Katılım bankaları 2011 yılı nisan ayında 226 milyon 168 bin lira net dönem karı elde etmişti.

Evlenen sayısı boşanan sayısını geçti

Cuma, Haziran 29th, 2012

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, bu yılın birinci döneminde evlenen çiftlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,9 artarak 107 bin 942’ye yükselirken, boşanan çiftlerin sayısı ise yüzde 5,8 artarak 33 bin 474 oldu.

Buna göre, birinci dönemde evlenen çiftlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,9 artarak, 107 bin 942’ye yükseldi.

TÜİK verilerine göre, ortalama ilk evlenme yaşı erkekler için 26,3, kadınlar için 22,9 oldu. Erkek ile kadın arasındaki ortalama ilk evlenme yaş farkı 3,4 olarak belirlendi.

Bölgesel düzeyde en yüksek ortalama ilk evlenme yaşı erkeklerde 27,1, kadınlarda 23,8 ile İstanbul Bölgesi’nde görüldü. En düşük ortalama ilk evlenme yaşı ise erkeklerde 25,4 ile Batı Karadeniz, kadınlarda 21,8 ile Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi oldu.

Bu yılın birinci döneminde boşanan çiftlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,8 artarak 33 bin 474’e yükseldi.

2012 yılının birinci döneminde boşanma sayısında en fazla artış yüzde 15,2 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde oldu. Bu dönemde boşanma sayısında en fazla azalma yüzde 9 ile Batı Marmara Bölgesi’nde gerçekleşti.

Boşanmaların yüzde 40,3’ü evliliğin ilk 5 yılı içinde, yüzde 23,7’si ise 16 yıl ve daha fazla süre evli olan çiftlerde gerçekleşti.

Evlilik süresine göre boşanmalar:
                                        (Birinci Dönem)
                                     2011            2012
                                ————–      ————-
Evlilik Süresi (Yıl)       Sayı    Yüzde    Sayı    Yüzde
Toplam                    31 653    100     33 474   100
1 yıldan az                 1 144     3,6       1 140   3,4
1-5                          11 757   37,2     12 334  36,9
6-10                          6 512   20,6      6 927  20,7
11-15                        4 627   14,6      5 025  15,0
16                             7 512   23,7      7 943  23,7
Bilinmeyen                    101    0,3         105   0,3

Ankara için sağlık turizmi büyük bir fırsat

Cuma, Haziran 29th, 2012

Bezci, Ankara’nın sağlık alt yapısı, ekipmanı ve tesisleşen sağlık kuruluşlarıyla dünyanın önde gelen sağlık merkezlerinden biri olabileceğini ifade etti.

Ankara’daki seçkin sağlık kuruluşlarında hizmet veren hekimlerin, diğer ülkelerden gelecek hastalara da en üst düzeyde hizmet edebilecek kapasitede olduklarını vurgulayan Bezci, şunları kaydetti:

”Avrupa ülkelerindeki tedavi harcamaları ile Türkiye’deki tedavi harcamaları arasında büyük farklar var. Tedavi için yurt dışından Ankara’ya gelecek olan turistler sağlık ödemeleriyle, Ankara ekonomisine katkıda bulunacaklar ayrıca Ankara’da konaklayacakları, alışveriş yapacakları için de şehir ekonomisine  ciddi bir canlılık kazandıracaklar.”

Bezci, Ayaş, Beypazarı, Çubuk, Güdül, Haymana, Kızılcahamam ve Polatlı’daki termal kaynakların da tedavi amacıyla kente gelen turistlerin ilgisini çekebileceğini bildirdi.

Ergün: Alın terinden çok akıl terine ihtiyaç var

Cuma, Haziran 29th, 2012

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bugün alın terinden daha çok akıl terine ihtiyaç olduğunu belirterek, ”Bizi zenginleştirecek olan şey akıl teridir, o da bizde var. Bu genç ve dinamik nüfusumuzu sadece kol gücü olarak görmek son derece büyük bir eksikliktir” dedi.

Bakan Ergün, Ankara Sheraton Otel’de düzenlenen ”Teknogirişim Zirvesi 2012”de yaptığı konuşmada, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ”Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı” kapsamında bir ekosistem oluşmaya başladığını söyledi.

Her kaynağın doğru kullanıldığında bi nimet olacağını, yanlış kullanıldığında ise bir külfete dönüşeceğini dile getiren Ergün, Türkiye’nin en büyük kaynağının ise genç ve dinamik nüfusu olduğunu ifade etti.

Bu önemli kaynağın doğru kullanılması gerektiğini vurgulayan Ergün, şunları kaydetti:

”Hiç bir toplum geneli itibariyle diğer toplumlardan daha zeki, daha akıllı ve daha yenilikçi değildir. Toplumun içinde tek tek istisnalar olabilir ama şu toplum şu toplumdan daha akıllıdır diyemeyiz, ancak bazı toplumlar eğitim sistemleri, ekonomileri, demokrasi kültürü, yaptıkları yasal düzenlemelerle, gençlerin kendilerini ortaya koyabilecekleri bir atmosfer oluşturmaktadırlar. İşte fark bu atmosferdedir. Çok şükür Türkiye’de bu atmosferi oluşturmak adına çok önemli mesafeler kat ettik ve kat etmeye de devam ediyoruz.”

Anne babaların yaptıkları çok önemli bir hata olduğunu dile getiren Ergün, velilerin, çocuklarını kendi çocukluklarıyla mukayese ettiğini söyledi.

Oysa gençlerin sahip olduğu imkanları, başka ülkelerdeki gençlerin sahip olduğu imkanlarla karşılaştırmak gerektiğine dikkati çeken Ergün, ”Burada 5 yaşındaki bir çocuk bilgisayar oyunlarını çok güzel oynadığı zaman buna mucizevi şekilde bakıyoruz. Halbuki bir başka ülkede 11-12 yaşındaki çocuk bilgisayar oyunu yazılımları geliştiriyor. Niye?

Çünkü o ülkelerde öle bir ortam sağlanıyor. Biz de bu ortamı sağladığımızda bizim çocuklarımız da o oyunları geliştirebilecektir. Gelişmiş ülkele standartlarını yakalamamız için Türkiye’deki Ayşe’nin, Mehmet’in Japonya’daki Hitoshi ile Almanya’daki Hans’la, ABD’deki Marry ile aynı şartlar altında yetişmesi, o ortamlara sahip olması gerekiyor. Biz de o ortamları sağlamaya çalışıyoruz” dedi.

”Alın terinden daha çok akıl terine ihtiyacımız var”

Gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeleri ayıran temel noktanın, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler olduğunu vurgulayan Ergün, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için bu alanlarda daha büyük atılımlar yapması gerektiğini bildirdi.

Bu hedefleri yakalayabilmek için gençlerin içlerindeki cevherin ortaya çıkarılması gerektiğini dile getiren Ergün, şöyle devam etti:

”İnsanımız, bizim en büyük zenginliğimiz. İnsanımıza biz bugüne kadar ne olarak baktık? Bileği güçlü adam, çalışsın taş ocaklarında, maden ocaklarında, bununla kazanalım. Tamam alın teri, emek kutsal, çok önemli ama bugün alın terinden daha çok akıl terine ihtiyacımız var.

Bizi zenginleştirecek olan şey akıl teridir, o da bizde var. Bu genç ve dinamik nüfusumuzu sadece kol gücü olarak görmek son derece büyük bir eksikliktir. Burada büyük bir akıl gücü var, bunu ortaya çıkarmamız lazım. Onun için biz bu adımları atıyoruz.

Yeni buluşları yapanlar kim dünyada? Hep genç kuşaktan gelenler. Bir takım şeyleri yapmak için çok büyük sermaye, fabrika, tesis gerekebilir ama faceebook’u, youtube’u, twitter’ı kuranlar, bunları dev şirketler haline getirenler ne oluyor? Bir otomobil fabrikası için büyük bir yatırım lazım ama büyük bir firma bir otomobil garajında doğabiliyor.”

”Her yıl 500 projeyi destekleme imkanına sahibiz”

”Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı”nı 2009 yılında hayata geçirdiklerini ve her yıl 100 gence verilmek üzere 100’er bin liralık destek belirlediklerini anımsatan Ergün, ”O zaman biraz daha temkinli düşünmüşüz. Yoktur bizde o kadar potansiyel diye belki düşünülmüştür ama iki yıl içinde gördük ki müthiş bir potansiyel var, bunu 500’e çıkardık. 2012 yılından itibaren her yıl 500 projeyi destekleme imkanına bugün itibariyle sahibiz” dedi.

Bakan Ergün, 3 yıl içinde 452 kişinin bu destekten yararlandığını ve kendi işlerini kurduğunu belirterek, bu kişilerin bugüne kadar önemli işlere imza attığını ifade etti.

Ortaya konan projelerin, ileride daha büyük projelere de dönüşebileceğine dikkati çeken Ergün, bu süreçte başarılı olamayanların da olabileceğini söyledi.

Programı uygulamaya koyduklarında, ”Biz bu işin parasında değiliz, 100 bin lira hibe destek veriyoruz. Sizdeki potansiyele güveniyoruz, isterseniz bu hibe desteği batırın” dediklerini hatırlatan Ergün, o günlerde bazılarının kendilerine ”Kimin parasını batırın diyorsunuz” şeklinde tepki gösterdiğini, ancak bu programdan yararlananların zaten bu desteği batırmadıklarını ifade etti.

Desteklerden yararlanan projelerin yavaş yavaş önemli işlere dönüşmeye başladığını dile getiren Ergün, şunları söyledi:

”Bazen görüyorum, Ar-Ge elemanı olmakla girişimci olmak arasında gidip gelenler var. Biz onlara da destek veriyoruz. İcatçılıkla icraatçılık farklıdır. Başarısızlıklar da olabilir ama bunlar hiçbir zaman bizim moralimizi bozmayacaktır. Biz şimdi toprağa bir çok fidan diktik ve göreceksiniz ki bunların içinden çok ulu çınarlar, büyük bahçeler meydana gelecektir. Bu projelerin içinden çok önemli simalar çıkaracağımıza inanıyorum.

Bu projenin olumlu sonuçlarını gördüğümüz için projenin bütçesini 5 katına çıkardık. 2012 yılında gelen proje, 3 yıl boyunca gelen projenin toplamından daha fazla oldu. Bu başvuru sayısındaki artışın, gençlerimizdeki girişimcilik fitilinin ateşlenmesi anlamına geldiğini görmemiz lazım.

Bu yıl yapılan bin 597 başvurudan 289’unu desteklemeye değer buldu çalışma grupları ve böylece teknogirişimci sayımız 741’e ulaştı. Projelerin tamamı teknoloji yoğun sektörlere yönelik. Bu yıl kurulacak olanlarla birlikte 35 farklı ilimizde ve Kıbrıs’ta teknogirişimcilerimiz tarafından kurulmuş şirketler olacaktır. Bugüne kadar desteklenen 32 girişimci de yurt dışındaki projelerden desteklenmiştir. Aslında bu beyin göçünün de tersine döndüğünü göstermektedir. Tersine bir dönüş kanalı açılmıştır bu projeyle.”

”550 bin liralık ilave bir destek programını başlatıyoruz”

Bu proje ile desteklerden faydalanan teknogirişimcilerin, işlerini nasıl yönetecekleri konusunda da eğitim almaları gerektiğini belirten Ergün, bu eğitimin de önümüzdeki dönemde verileceğini ifade etti.

Bakan Ergün, teknogirişimcilerin ilerleyen ilerleyen aşamalarda daha fazla Ar-Ge yapabilmeleri için daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu da gördüklerini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

”Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla da TÜBİTAK aracılığıyla yeni bir destek, ikinci faz destek programı başlattık. Teknogirişimde birinci fazda belli bir aşamaya gelen arkadaşlarımız şimdi TÜBİTAK’tan ikinci faz desteğini alacak. Orada mentorluk desteği de verilecek aynı zamanda. 550 bin liralık ilave bir destek programını TÜBİTAK aracılığıyla başlatmış oluyoruz. TÜBİTAK’ta şimdiye kadar ön ödemeli destek programları yoktu, mevzuatına böyle bir şey koyulamamıştı. Şimdi bugün Mecliste geçecek bir yasayla da TÜBİTAK programlarını da ön ödemeli hale getirmiş oluyoruz.”

”Teknogirişimciler için bir çok eğitim programı düzenledik”

Türkiye Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Varol Civil de banka olarak bu başarılı girişime destek vermek istediklerini ve 2011 yılından bu yana desteklemeye çalıştıklarını bildirdi.

Girişimcilerin gelişebilmesi için finansal destek kadar danışmanlık ve eğitim desteklerine de ihtiyaçları olduğunu belirten Civil, teknogirişimcilere şirketlerini nasıl kuracakları, ürünlerini nasıl pazarlayacakları gibi konularda destek olduklarını söyledi.

Civil, teknogirişimciler için bir çok eğitim programı düzenlediklerini belirterek, her bir teknogirişimci için rehberlik verecek TEB Kobi Danışmanlarını atamaya başladıklarını ve internet üzerinden yayın yapan TEB Kobi TV’de teknogirişimciler için özel bir alan tahsis ettiklerini ifade etti.

Konuşmaların ardından Teknogirişim Destek Programı Sertifika Töreni düzenlendi ve teknogirişimcilere sertifikaları verildi.

Daha sonra Bakan Ergün, ”Teknogirişim Zirvesi 2012”nin düzenlendiği Sheraton Otel’de kurulan stantları gezdi.

Ergün, burada teknogirişimcilerin ortaya koydukları projeleri ve üretimini tamamladıkları ürünleri inceledi.

Neredeyse tüm stantları tek tek gezen Ergün, tamamen yerli üretim olan elektrikli araçları ve kişinin, sanal ortamda oluşturulmuş görüntüleri, özel bir gözlük takması suretiyle gerçek ortammış gibi görebilmesini sağlayan Portatif Sanal Gerçeklik Sistemi’ni test etti.

Tailwind’a Gazipaşa’ya uçuş izni verildi

Cuma, Haziran 29th, 2012

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Gazipaşa Havalimanı’na sefer yapmak üzere SHGM’ye başvuruda bulunan Tailwind Havayollarının, büyük gövdeli uçakların havaalanına inmesine yönelik prosedür ve simülatör şartını yerine getirerek iniş izni almaya hak kazandığı belirtildi.

Boeing 737-400 uçakları ile Gazipaşa Havalimanı’na sefer yapmak üzere izinlendirilen Tailwind Havayolları ile toplam 3 işletme havaalanına uçuş için yetkilendirildiğinin ifade edildiği açıklamada, şunlar kaydedildi:

”Başvuruda bulunan diğer işletmelerin, simülatör testi ve eksik prosedürlerini tamamlamaya yönelik çalışmaları devam etmekte olup, tüm süreçleri eksiksiz tamamlamaları akabinde uçuş izinleri verilmektedir.”

Yaşadıklarını henüz unutmadılar

Cuma, Haziran 29th, 2012

Irak’taki işkence ve şiddet mağdurları hâlâ iyileşmeye çalışıyor. Zira acıların dindirilmesi hayli uzun bir yolculuk gerektiriyor.

Salih Ahmed, işkence mağdurlarını uzun zamandır yakından tanıyor. Aile terapisti Ahmed, işkence mağdurlarının tedavi gördüğü Almanya’nın Berlin kentindeki “Hayatta Kalanlar Merkezi’nin” 1992 yılından bu yana yöneticisi. Burada dünyanın dört bir yanından gelen mağdurlara tıbbî ve psikolojik destek sunuluyor.

Salih Ahmed üç yıl kadar önce memleketi Kuzey Irak’ta da Saddam Hüseyin mağdurlarının ücretsiz yardım alabileceği bir tesis kurmuş. Irak’ta hâlâ Saddam döneminin izleri silinmeye çalışılırken, Uluslararası Af Örgütü geçtiğimiz günlerde Suriye’de de işkence ve insan hakları ihlallerinin yaşandığına dikkat çekti. Geçmişte Irak’ta, şimdi de Suriye’de işkence, güvenlik güçlerinin sıradan bir uygulaması. Salih Ahmed, “Sorgulamalarda şüpheliler itirafa zorlanıyor. Tutuklular her yerde vahşice dövülüyor, ardından askıya alınıyorlar, bazen hayaları buruluyor. İşkence mağdurları kendilerini kurtarmak için genellikle işlemedikleri suçları kabul ediyor. Çünkü maruz bırakıldıkları acıya daha fazla katlanamıyorlar” diyor.

‘Aşağılayıcı durumlara maruz kalmışlar’

Salih Ahmed; doktor, psikolog ve sosyal danışmanlardan oluşan ekibi ile daha çok kadın ve çocukların tedavilerine yardımcı oluyor. İşkence, mağdurlarda sadece acıya ve utanca yol açmıyor, onların onurlarını da zedeliyor.

Ahmed, “Çırılçıplak soyulmak, arkadan bir cisim sokulması ya da kimyasal maddeye maruz bırakılmak aşağılayıcı bir durum. Oldukça genç olan işkence mağduru hastalarım var. Onlar artık çocuk sahibi olamayacak” ifadelerini kullanıyor.

İşkence Irak’ta Saddam’dan sonra da günlük hayatın bir parçası olarak kaldı. Af Örgütü, Irak’ta işkenceye yol açmakla itham ettiği hükümetleri bu konuda defalarca uyardı. Adam kaçırmalar da Irak’ta hâlâ günlük hayatın bir parçası. Bu da yıllar boyu silinmeyecek izler bırakıyor. Ahmed, “Bir evde 22’den fazla kişinin başının kesilmesine tanık olmak zorunda kalan bir gencin tedavisini sürdürüyorum. Genç her seferinde banyoyu temizlemek zorunda kalmış. Bu onda inanılmaz bir yıkıma yol açmış” diye konuşuyor.

Nefes darlığı ve depresyon

Halepçe… Irak’ın geçmişinde yaşadığı en korkunç deneyim. İran-Irak savaşının bittiği 1988 yılının mart ayında Halepçe kentinde yaşayan Kürtlerin üzerine zehirli gaz bombaları atıldı. Salih Ahmed, Halepçe mağdurlarını tedavi etmek için orada bir terapi merkezi açmış:  “Bedeninde kimyasal yanıklar olan ve nefes darlığı çeken hastalarımız var. Bu, sanki yakında öleceklermiş gibi paniğe kapılmalarına yol açıyor. Ayrıca çok sayıda depresif hastamız var. Geçmişi hatırlayarak travmalarını yenemeyen hastalarımıza daha uzun zaman ayırıyoruz.”

Sadece işkence mağdurları değil, eşleri ve çocukları da işkencenin etkilerini bir ömür boyu taşıyor. Çünkü mağdur, normal bir insan gibi davranamıyor, tepki veremiyor. Eşine ya da çocuklarına şiddet uygulamaları mümkün. Salih Ahmed bu nedenle terapiye bazen aileleri de davet ettiklerini belirtiyor: “Eşi bu şekilde, kocasına karşı nasıl davranması ve onun geçmişiyle nasıl başa çıkması gerektiğini öğreniyor. Zaman zaman çocukları da buraya çağırıyoruz. Bu da ailede dostane bir ortam oluşmasına yardımcı oluyor.”

Ev içi şiddet, ailelerin parçalanması ve muhtemel sorunlar bu şekilde önlenmeye çalışılıyor. Salih Ahmed’in terapileri sayesinde Saddam rejiminin kendini aşağılanmış hisseden yüzlerce mağduru kaybettikleri onurunu bu şekilde geri kazanıyor.

Obama’nın eski rakibinden Suriye formülü

Cuma, Haziran 29th, 2012

John McCain Ortadoğu Enstitüsü tarafından düzenlenen Türkiye konulu konferanstaki konuşmasının başında Suriye’nin geçen hafta düşürdüğü Türk jetinin pilotlarından söz etti. Vietnam Savaşı sırasında uçağı düşürülen ve altı yıl Vietnam’da esir kalan McCain şöyle konuştu:

“Dualarım, geçen hafta Suriye tarafından uçakları düşürüldükten sonra bulunamayan iki Türk pilotuyla birlikte. Hepimiz, iki pilotun da kurtarılması ve güvenli bir şekilde dönmeleri için dua ediyoruz. Bu tarz bir saldırganlık, hem gereksiz hem de kabul edilemez. Türkiye ve Suriye arasındaki gerginlik tırmanıyor. Türk devleti ve halkı, Amerikalı müttefiklerinin güçlü bir şekilde yanlarında durduğunu bilmeli.”

Eski Başkan adaylarından John McCain, Senato’daki Cumhuriyetçi muhalefetin şahin üyelerinden biri. Suriyeli direnişçilerin dağınık olduğunu savunan Amerikalı senatör buna çözüm olarak sınırda tampon bölge oluşturulması gerektiği görüşünde:

“Suriyeli direnişçilerin liderliği birlik içinde değil. Direnişçileri birleştirmenin yolu Türkiye-Suriye sınrıında bir güvenli bölge oluşturulmasından geçiyor. Bu güvenli bölge içinde organize olabilirler, gölge hükümetin temellerini oluşturabilirler. Elbette silahlandırılabilir, eğitim görebilirler. Yaralılarını tedavi edebilirler. Sığındıkları bu bölgenin koruma altına alınması gerekiyor. Amerika bu işi tek başına yapmamalı. Amerikan askerlerinin bölgeye bir kez daha ayak basması, yapabileceğimiz en kötü hata olur. Ancak bölgedeki müttefiklerimizle çalışarak, bunu ne kadar söylemeyi sevmesem de, “gönüllülerden oluşan bir koalisyonla” direnişçilere teçhizat sağlayabilir, onları silahlandırabilir ve eğitebiliriz.”

McCain, Suriyeli muhaliflerin açık bir şekilde silahlandırılmasına destek vermesine gerekçe olarak, “Zaten yaşananlar adil bir savaş değil”, diye konuştu.

It’s not a fair fight… “Rus silahları Suriye’ye akıyor. İranlılar zaten ülkede, işkence ve korku teknikleri öğretiyor. Bir iç savaşta taraflar neredeyse eşit güçtedir.”

Senatör McCain, son başkanlık seçiminde rakibi olan Başkan Barack Obama’nın Suriye konusundaki tavrını da eleştirdi ve kendisine, uluslararası temsilci Kofi Annan’ın diplomatik girişimlerine destek vermekten vazgeçmesi çağrısında bulundu. McCain eleştiri oklarını NATO’ya da yöneltti:

“Maalesef son birkaç yılda NATO ciddi değişimler geçirdi. NATO Genel Sekreteri Rasmussen, tüm üyelere ittifakın Suriye’ye karışmayacağı yönünde güvence vermeyi kendine görev edindi. Bu 1990’lı yıllarda etnik temizliğe uğrayan Bosna’daki Müslümanlar için düzenlenen operasyondan çok farklı. Kosova’da Miloseviç rejimi tarafından katledilen Müslümanlar’ı kurtarmak için Güvenlik Konseyi’nin onayı alınmamıştı. Rasmussen’in yanısıra, NATO müttefiklerimiz beni hayal kırıklığına uğrattı. Eminim ekonomik krizle boğuşuyorlar.  Zaman kazanmaya çalışıyorlar. Ama NATO’yla ilgili iyimserliğim çok az. Eğer Amerika öncülük etseydi bu bir nebze değişirdi. Eskiden hiç olmazsa Amerika perde arkasından liderlik ederdi, şimdi onu da yapmıyor.”

Senatör John McCain, meslektaşı Senatör Joe Lieberman’la birlikte Nisan ayında Türkiye’de Suriyeli mültecilerin kamplarını ziyaret etmişti. McCain, şimdi bu mültecilerin sayısının iki katına çıktığını hatırlattı.
Senatör McCain, Türkiye’nin PKK’yla mücadelesine de destek verdi, önceki hafta Hakkari Dağlıca’daki pusuda hayatını kaybeden sekiz askere değindi, PKK’nın Irak’taki Kürtler’in de desteğini kaybetmesiyle daha da dışlandığını savundu:

“PKK gittikçe yalnız kalıyor. Artık Iraklı Kürtler’in bile kendi topraklarında PKK’ya karşı düzenlenen hava saldırılarına itiraz ettiğini düşünmüyorum. PKK’nın terör örgütü olduğundan hiç kuşkum yok. Türkiye’deki Kürtler’in meşru şikayetleri olduğuna inanıyorum. Ama PKK daha da dışlanıyor. Türk devleti kendi Kürt nüfusuna daha fazla el uzatıyor, PKK’ya karşı daha güçlü askeri adımlar atıyor. Senatör Lieberman’la birlikte Kongre’ye sunduğumuz tasarıda da belirttiğimiz gibi PKK terörist bir örgüttür ve Amerika bu örgütün terör faaliyetlerini durdurmak için elinden geleni yapmalıdır.”

Namık Tan: ‘Esad Kendini Aldatıyor’

Ortadoğu Enstitüsü’nün Türkiye konulu konferansında söz alan Washington’un Türkiye Büyükelçisi Namık Tan da, Suriye’yi, geçen hafta Türk uçağını düşürmesinden sonra yanlış bilgilendirme kampanyası yürüterek sorumluluktan kaçmakla suçladı:

“Suriye Devlet Başkanı Esad yarattığı cehennemden gerçekten bir kaçış olduğuna inanarak kendini aldatıyor. Ama geçen Cuma Suriye, uluslararası hava sahasında Türkiye’ye ait silahsız F-4 uçağını vurarak, bardağı taşırma noktasına getirdi. Suriye’nin uluslararası hava sahasındaki bu yasadışı ve kabul edilemez saldırısı, ulusal çıkarlarımıza yönelik düşmanca bir davranıştır. İyi niyet ve iyi komşuluk ilkelerinin, uluslararası hukukun ciddi bir ihlalidir. Bu olaydan sonra Suriye’ye yaklaşımımızı değiştirdik. Artık Suriye rejimini ulusal güvenliğimize açık bir tehdit olarak görüyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu ülkeye karşı angajman kurallarını da değiştirdik.”

Büyükelçi Tan Suriye’ye karşı şu ana kadar itidalli davranıldığını, ancak Türkiye’nin bu saatten sonra uluslararası hukuktan doğan gerekli adımları atmaktan çekinmeyeceğini, karşılık verme hakkını saklı tuttuğunu söyledi.

 

Mısır’da muhalifler ‘3. yol’da buluştu

Cuma, Haziran 29th, 2012

Liberal partilerin temsilcileri, yeni girişimi Kahire’deki Shepherd Hotel’de yapılan basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Özgür Mısırlılar, Tecemmü ve Demokratik Cephe gibi sol ve liberal eğilimli partilerin oluşturduğu koalisyonun, ”Mısırlıları dini despotizm ve eski rejime dönüş”ten korumak amacıyla hayata geçirildiği belirtildi.

Toplantıda konuşan sözcüler, Mısır halkında derin bölünmelere yol açan kutuplaşmaya karşı çıkarak, bütün siyasi aktörlerin, olumsuz etkileri olan bu ihtilafları geride bırakıp, yeni bir anayasa hazırlamasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Bu çerçevede, yönetimi elinde bulunduran Yüksek Askeri Konsey’in, yetkilerini büyük ölçüde arttıran son anayasa düzenlemelerinin de kabul edilemez olduğu vurgulandı.

”Üçüncü Yol” hareketinin kuruluş bildirgesini de kamuoyu ile paylaşan siyasetçiler, Mısır’da İslami eğilimli partileri de Askeri Konsey’i de desteklemeyen önemli bir kesimin bulunduğunu, ancak toplumun bu geniş kesiminin, bu iki cephe arasında tercih yapmak zorunda bırakıldığını öne sürdü.

Temsilciler, bununla beraber halkın iradesine saygılı olduklarını ve seçim sonucunu kabul ettiklerini belirterek, Cumhurbaşkanı Mursi’ye, demokratik ilkeler ve insan haklarına saygı göstermesi çağrısında bulundu.

Yeni koalisyonun önde gelen isimlerinden eski milletvekili Amr Hamzavi de toplantıda yaptığı konuşmada, hukuk devletinin önemine vurgu yaparken, anayasanın hazırlanması ve parlamento seçimleri gibi hayati konularda siyasi aktörlerin işbirliği yapması gerektiğini vurguladı.

Bireysel Emeklilik Sistemi silbaştan değişti

Cuma, Haziran 29th, 2012

Bireysel emeklilik sistemindeki değişiklik yürürlüğe girdi. Yeni sistemde devlet, konulan paraya yüzde 25 katkı sağlayacak. Sistemden 3 yıl içinde çıkanlar devlet katkısını alamayacak. Emekliliğe hak kazananlar katkı payı ve gelirin tamamına sahip olacak.

Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlandı.

Kanun, vergi indirimi sistemi yerine devlet katkısı getiriyor. Katılımcıların, bireysel emeklilik hesaplarına ödenecek devlet katkısı nedeniyle vergi yükümlüğü doğmamasını amaçlayan kanuna göre, bireysel emeklilik hesabına yapılan devlet katkılarının hak kazanılan kısımları, Veraset ve İntikal Vergisi’nden muaf olacak.

Tek primli yıllık gelir sigortalarından yapılan ödemelerin tamamı, Gelir Vergisi’nden ayrı tutulacak.

İşverenler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen ve ücretle ilişkilendirilmeksizin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılacak katkı paylarının toplamı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin yüzde 15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacak.

Bakanlar Kurulu, bu oranı yarısına kadar indirmeye, 2 katına kadar artırmaya ve belirtilen haddi asgari ücretin yıllık tutarının 2 katını geçmemek üzere belirlemeye yetkili olacak.

Bireysel katılım yatırımcıları, Hazine Müsteşarlığı ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen esaslar dahilinde şirketlere koydukları sermaye miktarının yüzde 75’ini, Gelir Vergisi matrahından gider olarak indirebilecek. Bunun için anonim şirketlere ait iştirak hisselerinin en az 2 tam yıl elde tutma şartı aranacak. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ile KOSGEB tarafından belirlenen araştırma, geliştirme ve yenilikçilik programları kapsamında son 5 yıl içinde projesi desteklenen kurumlara iştirak sağlayan bireysel katılım yatırımcıları için bu oran, yüzde 100 olarak uygulanacak.

Yıllık indirim tutarı, 1 milyon lirayı aşamayacak.

Sigorta Tahkim Komisyonu’nun, uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin verdiği hizmetler, KDV’den istisna olacak.

Üyelerine veya çalışanlarına emekliliğe yönelik taahhütte bulunan dernek, vakıf, sandık, tüzel kişiliği haiz meslek kuruluşu veya ticaret şirketi, bu taahhütleri kapsamında bireysel emeklilik sistemine aktarım amacıyla yapacakları taşınmaz veya iştirak hissesi satışı da KDV’den muaf tutulacak.

BİREYSEL KATILIM YATIRIMCILARI

Kanun, ”bireysel katılım sermayesine” ilişkin de düzenlemeler içeriyor; bireysel katılım yatırımlarının cazip hale getirilmesini, kurumsallaşmanın sağlanmasını amaçlıyor.

Bireysel katılım yatırımcılarının finansmana erişiminde sıkıntı yaşayan erken aşama şirketlere yatırım yapmalarının devlet tarafından desteklenmesi öngörülüyor.

Hazine Müsteşarlığı, devlet desteklerinden yararlanacak bireysel katılım yatırımcılarına lisans verecek, lisans koşullarının ihlali durumunda bunu iptal edebilecek.

Hazine Müsteşarlığı, finansmana erişimde sıkıntı yaşayan, özellikle küçük ölçekli girişimlerin desteklenmesini teşvik amacıyla girişim başına yapılan yatırım tutarını belirlemeye yetkili olacak.

Bireysel katılım yatırımcılarının yatırım yapacağı şirketlerin, anonim şirket olması gerekecek.

BİREYSEL EMEKLİLİK ARACILARI

Kanun, emeklilik sözleşmesinin tanımını yeniden yapıyor; sözleşmenin bireysel ve grup emeklilik sözleşmesi olarak yapılmasını düzenliyor.

Emeklilik sözleşmesinde belirtilen esaslar dahilinde, şirket nezdinde katılımcı adına açılan bireysel emeklilik hesabına katkı yapılacak. Katılımcı, emeklilik sözleşmesinde yer alan şartlar çerçevesinde, katkı payını birden fazla fon arasında paylaştırabilecek. Bireysel emeklilik hesabındaki birikimlerinin başka bir emeklilik şirketine aktarılmasını talep edebilecek. Şirket, aktarıma ilişkin bildirimin ulaşmasından itibaren en geç 10 iş günü içinde talebi yerine getirecek.

Yükümlülüklerini belirlenen süreler içinde yerine getirmeyen şirket, katılımcının birikiminde oluşan parasal kaybı ödeyecek.

Katılımcıya emeklilik döneminde sunulabilecek seçenekler arasında programlı geri ödeme seçeneği de yer alacak.

Emekli şirketlerinin kurucuları, ortakları, yönetim kurulu üyeleri, genel müdür, genel müdür yardımcıları ve imza yetkililerinin, ”terörün finansmanı” suçundan hüküm giymemiş olması gerekecek.

Bireysel emeklilik aracıları, Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenen esaslar dahilinde, emeklilik gözetim merkezince tutulan Bireysel Emeklilik Aracıları Sicili’ne kayıt olacak.

Bireysel emeklilik aracıları; katılımcının yaşı ve beklentilerine göre uygun tavsiyede bulunmakla sorumlu tutulacak. Hazine Müsteşarlığı, kanuna aykırı hareket ettiği belirlenen bireysel emeklilik aracısının, işlenen fiilin ağırlığına göre satış yetkisini geçici süreyle durdurabilecek veya lisansı iptal edecek.

Bakan, şirketin katılımcıların hak ve menfaatlerini tehlikeye sokabilecek uygulamalar yaptığının, sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getiremediğinin tespiti halinde, şirketten bazı önlemler almasını talep edebilecek.

Tasarruflarını doğrudan kıymetli madenlerde veya alternatif yatırım araçlarında değerlendirmek isteyenler, emeklilik yatırım fonları kapsamında bu tür yatırımlar yapabilecek.

YÜZDE 25’LİK DEVLET KATKISI

İşveren tarafından ödenenler hariç, katılımcı adına bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı paylarının yüzde 25’ine karşılık gelen tutar, devlet katkısı olarak hesaplanacak, Müsteşarlık bütçesine konulan ödenekten ilgili hesaba ödenecek.

Bir katılımcı için bir takvim yılında ödenen ve devlet katkısı tutarının hesaplanmasına esas oluşturan katkı paylarının toplamı, hesaplamaya ilişkin dönemin sona erdiği tarihte geçerli brüt asgari ücretin hesaplama dönemine isabet eden toplam tutarını aşamayacak.

Devlet katkısı, katkı payı ödemelerinden ayrı olarak takip edilecek ve Müsteşarlıkça belirlenen yatırım araçlarında yatırıma yönlendirilecek.

Katılımcılardan; en az 3 yıl sistemde kalanlar devlet katkısı ve getirilerinin yüzde 15’ine, en az 6 yıl kalanlar yüzde 35’ine, en az 10 yıl kalanlar yüzde 60’ına hak kazanacak.

Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat veya maluliyet nedeniyle ayrılanlar, devlet katkısı ve getirilerinin tamamına hak kazanacak.

Devlet katkısı ve getirilerinden hak kazanılan tutarlar sistemden ayrılma veya emeklilik durumunda katılımcıya ödenecek. Hak kazanılmayan tutarlar genel bütçeye gelir kaydedilecek.

Risk değerlendirmesine esas bilgileri toplamak ve bu bilgilerin emeklilik şirketleri ile Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenecek kişilerle paylaşılmasını sağlamak amacıyla Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kurulacak.

Kanuna göre, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri tarafından yap-işlet-devret modeli, sağlık ve eğitimde yap-kirala-devret modeli ile gerçekleştirilen ve tutarı asgari 1 milyar lira olan yatırım ve hizmetlere ilişkin sözleşmelerde, sözleşmelerin süresinden önce feshedilerek tesisin ilgili idareler tarafından devralınması hükmünün bulunması halinde, söz konusu yatırım ve hizmetler için sağlanan dış finansmanın Hazine Müsteşarlığı tarafından üstlenilmesine karar vermeye Bakanlar Kurulu yetkili olacak.

Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki halka açık olmayan kurum ve kuruluşlara ait taşınır ve taşınmazlar ile kullanma, yararlanma, işletme ve sair haklar gibi maddi olmayan varlıklara ilişkin alım, satım, geri alım, kiraya verme, geri kiralama, bedelli veya bedelsiz devir ve benzeri işlemleri tesis etmeye ve bu işlemleri aynı usule tabi olarak yapmak üzere kuruluş, tescil, tasfiye ve işleyişe ilişkin varlık kiralama şirketleri kurmaya veya kamu sermayeli kurumları görevlendirmeye, Hazine’den sorumlu bakan yetkilendirildi.

Bu şirketler söz konusu taşınır ve taşınmazlar ile maddi olmayan varlıklara dayalı olarak, hasılatı Müsteşarlığa aktarılmak üzere yurt içi ve yurt dışı piyasalarda kira sertifikası ihraç edebilecek.

Bu ihraçlara konu olan varlıklar üzerinde, ihracın vadesi süresince ihraç koşullarına aykırı herhangi bir hukuki işlem tesis edilemeyecek.

Bu fıkra kapsamındaki işlemlere konu olan kamu varlıklarının kullanımıyla ilgili bakım, onarım, işletme, inşaat ve benzeri iş ve işlemler ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılacak ve buna ilişkin harcamalar kendi bütçelerinden karşılanacak. Bununla ilgili iş ve işlemler ile devlet iç borcu, devlet dış borcu ve nakit yönetimi kapsamında yapılan her türlü iş ve işlemler, Devlet İhale Kanunu ile Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi olmayacak.

Kanunda, Tarım Sigortaları Havuzu’nun tüzel kişiliği haiz olduğu; tarım sigortacılığında ekspertiz faaliyetlerinin, konusuna göre hangi kişiler tarafından yapılabileceği ayrıntılı biçimde düzenleniyor.

Tarım Sigortaları Havuzu’nun sigorta şirketleri ile müştereken de teminat verebilmesine imkan tanınıyor.

BES’TEN 10 YILDAN ÖNCE AYRILANLAR

BES’ten emekli olmadan, 10 yıldan önce ayrılanlar, yüzde 15’lik stopaj kesintisini dava konusu yapılmamak şartıyla vergi dairesinden alabilecek.

29 Mayıs 2012 tarihi itibariyle bireysel emeklilik sistemine dahil olup, kanunun yürürlüğe gireceği tarihinden itibaren 2 yıl içinde bir emeklilik sözleşmesi birikimlerini alarak sonlandıran katılımcıların, 31 Aralık 2014 tarihine kadar ödeyeceği katkı payları için devlet katkısı ödenmeyecek.

Turkcell Genel Kurulu ertelendi

Cuma, Haziran 29th, 2012

Turkcell Genel Kurulu, toplantı yeter sayısı sağlanamadığı için ertelendi.

Hissedarları arasında kritik konularda uzlaşmazlıklar bulunan Turkcell genel kurulunun, toplantı yeter sayısı sağlanamadığı için ertelenmesinin ardından, hükümetin konuya müdahale etmesi beklentisi artarken, küçük yatırımcıyı temsil eden BORYAD sorunların devam etmesi durumunda dava açabileceğini açıkladı.

Turkcell’in kanuni denetçileri, şirket yönetim kurulunun Sermaye Piyasası Kurulu’nun Kurumsal Yönetim İlkeleri’ne uyum için gerekli adımları atamaması üzerine genel kurul çağrısı yapmıştı.

Turkcell’in KAP’a yaptığı açıklamada, şirketin genel kurul toplantısının, yüzde 51 hissedarı Turkcell Holding’in genel kurulda temsil edilmemesi sonucunda şirket ana sözleşmesinde öngörülen asgari toplantı nisabının sağlanmaması nedeniyle yapılamadığı belirtildi.

Turkcell’in hissedarları Çukurova Grubu ve Rus Altimo arasında temettü dağıtımı, yönetim kurulu yapısı ve bağımsız adaylara ilişkin uzlaşmazlıklar bulunuyor. Bugünkü genel kurulun gündem maddeleri arasında Sermaye Piyasası Kurulu’nun Kurumsal Yönetim İlkeleri kapsamında istediği yönetim kurulu değişiklikleri ve son iki yılın temettü oylamaları da bulunuyordu.

Turkcell’in dolaylı yüzde 13.2 hissedarı Altimo’nun Başkan Yardımcısı Mustafa Kıral, Turkcell İletişim’i dolaylı olarak kontrol eden Cukurova Telecoms Holding seviyesinde Çukurova Grubu ile anlaşma sağlayamadıkları için, Turkcell Genel Kurulu’nda şirketin ana hissedarı Turkcell Holding’in temsilcisinin yer alamayacağını ve bu nedenle genel kurulun gerçekleşemeyeceğini söylemişti.

Borsa Yatırımcıları Derneği(BORYAD)Başkanı Ali Bahçuvan Reuters’a yaptığı değerlendirmede, “Turkcell’de gelinen noktada, devletin duruma müdahale etmesi gerekiyor. Biz de iki yıldır temettü alamıyoruz. Yurtdışında yatırım fırsatları kaçıyor. Eğer sorunlar devam ederse biz de dava açabiliriz” diye konuştu.

SPK’NIN DAVA YOLUYLA BAĞIMSIZ ÜYE ATAMASI OLASI

Turkcell’de anlaşmazlıkların sürmesi durumunda hükümet müdahale edebileceği sinyalini verirken, bugün iptal edilen genel kurulun ardından, SPK’nın dava yoluyla bağımsız üye atanması seçeneğine başvurması en yüksek olasılık olarak görülüyor.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, konuyla ilgili olarak iki gün önce Reuters’a, “Konu neticede çözüme kavuşacak. Ortakların anlaşmazlıkları nedeniyle bu önemli şirket heba edilemez. Gerektiği zaman kamu menfaatini gözeterek gereken yapılır” açıklamasını yaparken, BTK Başkanı Tayfun Acarer de, “Turkcell çok önemsediğimiz büyük bir şirket, sağlıklı işlemesi sektör ve küçük yatırımcı açısından çok önemli. İmtiyaz sözleşmesine göre, Turkcell’de hisse devri söz konusu olursa BTK devreye girecek; oluşan yapının uygunluğuna hassasiyetle bakılacak” açıklamasını yapmıştı.

Konuya yakın kaynakların verdiği bilgiye göre, çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle ertelenen Turkcell genel kuruluna katılım oranı yüzde 16.71 oldu.

İMKB’de işlem gören Turkcell İletişim Hizmetleri’nin ana hissedarı olan Turkcell Holding, Çukurova Telecom Holdings (CTH) tarafından kontrol ediliyor. CTH’de Altimo’nun yüzde 49, Çukurova’nın ise yüzde 51 hissesi bulunuyor. Turkcell Holding’de ise CTH’nin yüzde 53, TeliaSonera’nın ise yüzde 47 payı bulunuyor. Turkcell İletişim Hizmetleri’nde ise dolaylı olarak ise TeliaSonera’nın yaklaşık yüzde 37, Çukurova Grubu’nun yüzde 13.81, Altimo’nun ise yüzde 13.22 hissesi var.

Turkcell’in ortakları, Altimo, Çukurova Grubu ve TeliaSonera arasında şirketin sahipliğine ilişkin geçmiş yıllara dayanan farklı dava süreçleri bulunuyor.

 

BTK, baz istasyonu sertifikalarını dağıttı

Cuma, Haziran 29th, 2012

Baz istasyonu ölçümü yapacak kursiyerler sertifikalarını aldı

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından baz istasyonlarının standartlara uygun olarak kurulmasını ve işletilmesini sağlamak amacıyla başlatılan ”Elektromanyetik Alan Eğitimi Programı”nın tamamlayan kursiyerler sertifikalarını aldı.

Törende konuşan BTK Başkanı Tayfun Acarer, verilen eğitimlerle, elektromanyetik alan ölçümü konusunda görev yapan personelin teorik ve pratik bilgilerinin artırıldığını, ölçüm yöntemlerinin firmalar arasında standart bir hale getirildiğini ve elektromanyetik alan ölçümünün önemi konusundaki farkındalığın artırılmasının amaçlandığını ifade etti.

Acarer, Elektromanyetik Alan Eğitimi ile Türkiye genelinde kurulu bulunan baz istasyonlarının ölçümlerinin, hem BTK personeli hem de Kurumdan ölçüm yetki belgesi almış kuruluşların sertifikalı personellerince daha güvenilir ve standart bir şekilde gerçekleştirileceğini vurguladı. BTK olarak, ölçüm yetki belgeli firmalara yönelik denetimlerin de yoğunlaştırıldığını aktaran Acarer, bu denetimlerle mevzuat dışı uygulamaların önüne geçilmesinin hedeflendiğini kaydetti.

Toplantıda eğitim programı hakkında bilgi veren BTK Başkan Yardımcısı Muhterem Çöl, düzenlenen kurslarda genel olarak GSM/3G ve yeni nesil haberleşme sistemlerinin tanıtılarak çalışma prensiplerinin anlatıldığını, ulusal ve uluslar arası standartlar, elektromanyetik alan ölçüm yöntemleri ve elektromanyetik alanların insan sağlığına etkileri ile çeşitli ölçüm cihazlarına ilişkin teknik özellikler anlatıldığını söyledi. Çöl, kurs programında yer alan eğitimlerin, konularına göre Kurum uzmanları ve çeşitli üniversitelerde görev yapan alanlarında uzman öğretim üyeleri tarafından verildiğini belirtti.

İki grup şeklinde gerçekleştirilen eğitimin ilk bölümünün tamamlanmasının ardından 2-9 Temmuz 2012 tarihleri arasında ikinci gruba yönelik eğitim kursları düzenlenecek.

KİK’ten pasaport ihalesi açıklaması

Cuma, Haziran 29th, 2012

Kamu İhale Kurumu’ndan, Tabaka Yerleştirilmiş Pasaport Kapağı Alımı İhalesini iptal ettiğine ve ikinci sıradaki teklifin değerlendirme dışı bırakılarak ihalenin üçüncü sıradaki teklife verildiğine ilişkin haberlerin gerçeği yansıtmadığı bildirildi.

Kamu İhale Kurumu’ndan yapılan yazılı açıklamada, Tabaka Yerleştirilmiş Pasaport Kapağı İhalesi ile ilgili olarak medyada yer alan haberler üzerine açıklama yapma gereği duyulduğu belirtildi. Tabaka Yerleştirilmiş Pasaport Kapağı ihalesine beş isteklinin katıldığını ifade edilen açıklamada, ihale komisyonunca yapılan değerlendirmeler sonucunda, ihalenin en düşük teklif veren istekli üzerinde bırakılmasına idarece karar verildiği kaydedildi.

Bunun üzerine ihaleye katılan isteklilerden en avantajlı ikinci teklif sahibi tarafından, ihale üzerinde bırakılan firmanın teklif etmiş olduğu yonga ve işletim sistemlerinin idarece hazırlanan teknik şartnameye uygun olmadığı iddiasıyla Kuruma itirazen şikayet başvurusunda bulunduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

”Kurumumuz başvuruya konu iddianın yerinde olup olmadığını belirlemek üzere, alanında uzman iki resmi kurumdan teknik görüş istemiştir.

Teknik görüşlerden birinde, birinci ve üçüncü sıradaki isteklilerin teklif etikleri yonga ve işletim sistemlerinin güvenlik zafiyeti taşıdığı, diğerinde ise, bu isteklilerin teklif ettikleri yonga ve işletim sistemlerinin idarece hazırlanan teknik şartnamenin güvenlik başlığı altındaki bazı maddelerini karşılamadığı belirtilmiştir.

Kamu İhale Kurulu;nun 7 Mayıs 2012 tarihinde, gelen teknik görüşler doğrultusunda aldığı 2012/UM.III-2042 nolu kararla, birinci ve üçüncü sıradaki isteklilere ait tekliflerin değerlendirme dışı bırakılmasına ve idarece, kalan geçerli teklifler üzerinden ihale sürecine devam edilerek ihalenin sonuçlandırılmasına karar verilmiş ve bu karar taraflara tebliğ edilmiştir.

Bu itibarla; kamuoyunda ”Çipli Pasaport İhalesi” olarak bilinen ihaleye ilişkin başvurunun, alanında söz sahibi olan kurumlardan gelen teknik görüş yazıları doğrultusunda sonuçlandırıldığı, Kamu İhale Kurumunun Tabaka Yerleştirilmiş Pasaport Kapağı Alımı İhalesini iptal ettiğine ve ikinci sıradaki teklifin değerlendirme dışı bırakılarak ihalenin üçüncü sıradaki teklife verildiğine ilişkin haberlerin gerçeği yansıtmamaktadır.

İtirazen şikayet başvurusuna ilişkin olarak Kamu İhale Kurumunca yapılacak işlemlerin, 7 Mayıs 2012 tarihinde alınan Kamu İhale Kurulu kararının taraflara tebliği ile sona erdiği ve bundan sonraki sürecin Kurumumuzun görev alanıyla ilgisinin olmadığı hususları, kamuoyuna duyurulur.”

Cep, internet ve sabitte şok faturaya son!

Cuma, Haziran 29th, 2012

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, tüketicinin korunmasının çok önemli olduğuna dikkati çekti.

Yıldırım, cep telefonu, sabit telefon, internet ve uydu-kablo TV abonelerinin beklemedikleri yüksek ücretlerle karşılaşıp fatura şoku yaşamalarını engellemek amacıyla faturalara 100 lira tutarında üst sınır uygulaması getirileceğini bildirdi.

İşletmeci ile abone arasındaki sözleşme çerçevesinde daha düşük ya da daha yüksek miktarda aylık üst sınır belirlenebileceğini ifade eden Yıldırım, ”Yeni uygulama ile telefon, internet veya TV abonelik hizmetlerinin kullanımına bağlı olarak fatura miktarı aylık olarak belirlenen üst sınıra ulaştığında aboneler, ücretsiz kısa mesajla uyarılacak” dedi.

Rekabet Kurulu’nun süt ihalesi kararı

Cuma, Haziran 29th, 2012

Rekabet Kurulu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın okul sütü ihalesine Ege ve Doğu Anadolu bölgeleri bakımından birlikte katılıma ilişkin olarak Dimes Gıda Sanayii ve Ticaret A.Ş, Pınar Süt Mamülleri Sanayi A.Ş ile Balkan Süt Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan ”İş Ortaklığı Sözleşmesi”ne menfi tespit-muafiyet talebi ile ilgili olarak yapılan inceleme sonucunda muafiyet tanınmasına karar verdi.

Kurul, Ziraat Bankası A.Ş’nin bankayla ilgili ipotek işlemlerini sözleşme aracılığıyla bir gayrimenkul şirketine vererek rekabeti ihlal ettiği iddiası üzerine yapılan inceleme sonucunda, şikayetin reddi ile soruşturma açılmamasına karar verdi.

Rekabet Kurulu, Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların birlikte aldıkları kararla internet bankacılığı kapsamında sunulan SMS ile onay kodu gönderme hizmetinden ücret almaya başladıkları, farklı maliyet ve getirilere sahip olmalarına rağmen benzer düzeyde ücret belirledikleri iddiası üzerine yapılan inceleme sonucunda soruşturma açılmamasına karar verdi.

Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. ile Telsim Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri A.Ş’ye ilişkin Rekabet Kurulu kararının Danıştay 13. Dairesi tarafından iptal edilmesi üzerine yapılan değerlendirme sonucunda, ihlal tespitinin dayanağı olan Bilgi Teknolojileri Kurulu düzenlemesinin de iptal edilmiş olması nedeniyle dosyaya ilişkin olarak yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildi.

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş.’nin ”IDEF 2013 11. Uluslararası Savunma Sanayi Fuar İhalesi”nde İstanbul Dünya Ticaret Merkezi ve Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ile birlikte, İstanbul Fuarcılık A.Ş.’nin ihaleden elenmesi yönünde danışıklı hareket ederek 4054 sayılı Kanun hükümlerini ihlal ettiği iddiası üzerine yapılan inceleme sonucunda, şikayetin reddi ile soruşturma açılmamasına karar verildi.

Menfi Tespit ve Muafiyetler

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın okul sütü ihalesine Ege ve Doğu Anadolu bölgeleri bakımından birlikte katılıma ilişkin olarak Dimes Gıda Sanayii ve Ticaret A.Ş, Pınar Süt Mamülleri Sanayi A.Ş ile Balkan Süt Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan ”İş Ortaklığı Sözleşmesi”ne menfi tespit-muafiyet talebi ile ilgili olarak yapılan inceleme sonucunda muafiyet tanınmasına karar verildi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının okul sütü ihalesine Akdeniz Bölgesi bakımından birlikte katılıma ilişkin olarak  Yörükoğlu Süt ve Ürünleri Sanayi Ticaret A.Ş, Güney Süt Sanayi ve Gıda Mad. A.Ş, Oğuz Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ ile Akbel Süt Ürünleri Sanayi Ticaret AŞ arasında imzalanan ”İş Ortaklığı Beyannamesi”ne de muafiyet tanınmasına karar verildi.

Kurul, Boya Sanayicileri Derneği (BOSAD) tarafından Türkiye boya sanayinin ciro ve miktar verileri kapsamında alt pazarlar dağılımlarıyla toplam büyüklüğünü ortaya koyacak bilgi değişimi anlaşması niteliğindeki teşebbüs birliği kararına menfi tespit belgesi verilmesi veya muafiyet tanınması talebi ile ilgili olarak yapılan inceleme sonucunda, menfi tespit belgesi verilemeyeceğini kararlaştırdı.

Rekabet Kurulu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın okul sütü ihalesine Marmara ve Karadeniz Bölgeleri bakımından birlikte katılıma ilişkin olarak Tat Konserve Sanayi A.Ş, Ak Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş, Sütaş Süt Ürünleri A.Ş, Danone Tikveşli Gıda ve İçecek Sanayi ve Ticaret A.Ş ile Yörükler Dış Ticaret A.Ş arasında imzalanan ”Okul Sütü Tedarik Sözleşmesi”ne muafiyet tanınmasına karar veridi.

Birleşme ve devralmalar

Enerji Yatırım Holding A.Ş nezdinde bulunan Global Yatırım Holding A.Ş ve Mehmet Kutman’a ait hisselerin, dolayısıyla Enerji Yatırım Holding A.Ş’nin tam kontrolünün, halihazırda ortak kontrole sahip olan STFA Yatırım Holding A.Ş tarafından devralınması işlemine izin verildi.

Altria Ventures International Holding B.V ve Okono A/S arasında bir ortak girişim kurulması işlemine izin verilirken, Ekomak Endüstriyel Kompresör ve Makina Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Ekoser Endüstriyel Kompresör Servis Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile Eko Teknik Endüstriyel Kompresör Servis ve Satış Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi’nin hisselerinin tamamının Atlas Copco International B.V. tarafından devralınması işlemine de izin verildi.

Kurul, International Business Machines Corporation’ın perakende mağazacılık çözümleri işinin ve bu işe ilişkin varlıklarının Toshiba TEC Corporation tarafından devralınması işlemine izin verdi.

Bultur Turizm ve Ticaret A.Ş. üzerindeki Barut Turizm Yatırımları A.Ş.’ye ait tam kontrolün, yine Barut Turizm Yatırımları A.Ş. ile Travel Choice Limited’in yarı yarıya ortak kontrolünde olan Bartu Turizm Yatırımları A.Ş.’ye devredilmesi işlemine izin verilmesi kararlaştırıldı.

Ihy İzmir Havayolları A.Ş.’nin yüzde 45.79 oranında hissesinin Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş.’den devralınması yoluyla  Air Berlin Grubu tarafından Ihy İzmir Havayolları A.Ş.’nin ortak kontrolüne sahip olunması işlemine izin verildi.

Opak Optik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin yüzde 51 oranında hissesinin, Opak hissedarları ile Essilor International S.A. arasında aktedilen Hisse Alım Sözleşmesi çerçevesinde Essilor International S.A. tarafından devralınması işlemine de Kurul izin verdi.

Umeco Plc’nin tek kontrolünün Cytec Industries Inc. tarafından devralınması işlemine izin verildi.

Gerekçeli Kararlar

Çimsa Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş tarafından Ciments Français’in tamamına sahip olduğu Parcib S.A.S. kontrolünde bulunan Afyon Çimento Türk A.Ş’nin hissesinin yüzde 51’inin ve tam kontrolünün devralınması işlemine izin verildi.

Rekabet Kurulu, ZAO Fankom hisselerinin, Sveza Holdings Limited tarafından devralınması işlemine izin verilmesine oybirliği ile karar verilirken, Diageo plc.’nin Mey İçki’nin cin pazarında ”Maestro Varlıkları” ve likör pazarında ”Hare Varlıkları”nın ve alıcının talep etmesi halinde Bilecik Üretim Tesisi’nin belirli bir süre içerisinde uygun alıcıya devredilerek elden çıkarılması yükümlülüğünün yerine getirilmesine ilişkin taahhütler kapsamında, Maestro Varlıkları ve Hare Varlıklarının Antalya Alkollü İçecekler Sanayi ve Ticaret A.Ş’ye devredilmesi işlemine izin verilmesini kararlaştırdı.

Kurul, Aksa Akrilik Kimya Sanayi A.Ş. tarafından yüzde 100 hisse oranı ile kontrol edilen Aksa Karbon Elyaf Sanayi A.Ş.’nin yüzde 50 oranında hissesinin DOW 20 Europe Holding B.V.’ye devredilmesi ve böylece AkKarbon Elyaf Sanayi A.Ş.’nin Aksa Akrilik Kimya Sanayi A.Ş. ve DOW Europe Holding B.V’nin ortak kontrolüne geçmesi işlemine izin verdi.

The Royal Bank of Scotland Group plc kontrolünde bulunan RBS Aviation Capital’in bütün hisselerinin ve RBS Aviation Capital Commercial Aircraft Leasing’e ait bulunan belirli sayıda uçağın, Sumitomo Mitsui Financial Grup, 20 Inc. tarafından devralınması işlemine izin verildi.

Billabong International Limited elinde bulunan bir kısım Nixon Investments LLC hisselerinin Trilantic Capital Partners NX SPV LLC tarafından devralınarak hedef şirket üzerinde ortak kontrolün sağlanması işlemine izin verildi.

Jinemed Sağlık Hizmetleri A.Ş’nin sermayesinin yüzde 65’ini temsil eden payların Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. tarafından devralınması işlemine izin verildi.

Esnaf ve Sanatkar Bilgi Sistemi yenilendi

Cuma, Haziran 29th, 2012

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, yenilenen Esnaf ve Sanatkar Bilgi Sistemi (ESBİS) sayesinde esnaf ve sanatkarların sicil ve meslek kuruluşu üyeliklerine ilişkin tüm bilgilerin Türkiye’nin her yerinde elektronik olarak sisteme işlendiğini bildirdi.

Yazıcı, TOBB Konferans Salonu’nda, Esnaf ve Sanatkar Bilgi Sistemi’nin (ESBİS) tanıtımı ile esnaf ve sanatkarlara yönelik yürütülen çalışma ve iyileştirmelerin ele alındığı toplantıya katıldı.

Bakan Yazıcı, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin son 10 yılda esnaf ve sanatkarların çalışkanlıklarıyla ve katkılarıyla makro ekonomik istikrarı sağladığını söyledi. Esnaf ve sanatkarlara hükümet olarak büyük önem verdiklerini ifade eden Yazıcı, bu kesimin en köklü kültürel miraslardan biri olan ahiliğin de gerçek sahipleri olduğunu belirtti.

Konuşmasında esnaf ve sanatkarlara, ”Sizler dürüstlüğün, kardeşliğin timsali, Türkiye’nin kalkınma gücüsünüz” diye seslenen Bakan Yazıcı, ekonomi ile ahlakı birbirinden ayıran değil, ekonominin temeline ahlakı koymuş bir medeniyetin mensupları olduklarını kaydetti.

-ESBİS-

Esnaf ve Sanatkar Veri Tabanı Sistemi’nin; 2005 yılından itibaren tüm illerde, 3 bin 107 esnaf ve sanatkar odası, 82 esnaf ve sanatkar odaları birliği, 81 esnaf ve sanatkar sicil müdürlüğü, 13 esnaf ve sanatkar federasyonu ve TESK tarafından kullanılmaya başlandığını anımsatan Yazıcı, ancak sistemle ilgili sorunlar yaşandığını ve çok fazla verim alınamadığını anlattı.

Mevcut sistemi, gelişen teknolojik imkan ve yenilikler çerçevesinde yeniden tasarladıklarını ve 11 Haziran’da esnaf ve sanatkarların hizmetine sunduklarını hatırlatan Yazıcı, bu sistemi yenilerken başta TESK olmak üzere; odalar, sicil müdürlükleri ve tüm meslek kuruluşlarıyla işbirliği halinde çalıştıklarını kaydetti.

Bu sistemle, esnaf ve sanatkarların sicil ve meslek kuruluşu üyeliklerine ilişkin tüm bilgilerin Türkiye’nin her yerinde elektronik olarak sisteme işlendiğini belirten Yazıcı, esnaf ve sanatkar meslek kuruluşlarının kuruluş, fesih, unvan değişikliği, genel kurul ve seçim işlemleri gibi işlemlerin de yine bu sistem vasıtasıyla elektronik ortamda yapıldığını söyledi.

Bakanlık olarak sundukları tüm hizmetlerde ticaret erbabına ve vatandaşlara çağın en ileri teknolojik imkanlarını seferber ettiklerini anlatan Bakan Yazıcı, yapılan tüm iş ve işlemleri elektronik ortama taşıyarak zaman ve maliyetten kazanmayı amaçladıklarını söyledi. Bakan Yazıcı, esnaf ve sanatkarların hizmetine sundukları ESBİS’in, modüler, entegrasyona açık ve geliştirilebilir yapısıyla ve zaman içinde eklenecek yeni özelliklerle, bugün kağıt ortamında yapılan birçok işlemin elektronik ortamda yapılmasına büyük katkı sağlayacağını bildirdi. Yazıcı, bu sayede ülkede daha kolay, daha hızlı ve daha güvenli ticaret hedefine bir adım daha yaklaşmış olacaklarını söyledi.

-Esnaf ve Sanatkar Bilgi Sistemi Neler Getiriyor?-

Yenilenen ESBİS sayesinde daha önce sisteme giremeyen esnaf ve sanatkarların da artık e-devlet şifresi alarak sisteme giriş yapabileceğini belirten Yazıcı, böylece esnafın, hangi odaya ne zaman kayıtlı olduğunu, odanın genel kurul tarihlerini, kendilerinden tahsil edilen ücretleri ve aidatları, aldıkları belgeleri ve gazete bilgilerini görebileceklerini kaydetti.

Ayrıca, esnaf ve sanatkar odalarının, birlik, federasyon ve konfederasyon bilgilerine ulaşabileceğini ifade eden Yazıcı, şu bilgileri verdi:

”Aynı şekilde; konfederasyon, federasyon ve birlikler de alt kuruluşlarının kurul üyeleri, mal varlığı, gelir, gider, genel kurul gibi bilgilerine erişebilmektedir. ESBİS, MERNİS, Halk Bankası ve Maliye Bakanlığı ile entegre olarak çalışmaktadır. Önümüzdeki dönemde de SGK, Emniyet Genel Müdürlüğü, KOSGEB, Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki Yeterlilik Kurumu ve yerel yönetimler gibi kurumlarla da bilgi paylaşımı yapılacaktır. Yenilenen raporlama mekanizması ile meslek kuruluşlarımız üyelerine ilişkin raporları kolaylıkla alabileceklerdir. Yeni sistem üzerinde yapılan işlemlerin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı vatandaşlık numarası ile takip edilebilecektir. Böylece esnaf ve sanatkarlarımızın ticari faaliyetlerine ilişkin bilgiler üzerinde yapılan işlemlerin izlenebildiği, daha güvenli bir sistem tesis edilmiştir.”

Bakan Yazıcı; eskiden ancak şikayet üzerine ortaya çıkan ve denetlenen suiistimalleri, yeni sistem ile sıfıra indirmeyi hedeflediklerini bildirdi.

-Sistem esnaf ve sanatkarlara ne sağlıyor?-

Meslek kuruluşları ile ilgili iletişim ve adres gibi bazı bilgilerin tamamen halka açık olacağını anlatan Yazıcı, ESBİS ile ücretli işlemlerde yapılan tahsilatlardan üst meslek kuruluşlarının alması gereken payların ne kadar olduğunun anlık raporlarla takip edilebildiğini belirtti.

Esnaf ve sanatkarların, aldığı her bir belge ve hizmet için kendinden ne kadar tahsilat yapıldığını yine bu sistemle görebileceğini ifade eden Yazıcı, sistemin, gelişmiş raporlama özellikleri ile hem meslek kuruluşlarına hem de Bakanlığa birçok raporun anında ulaşması imkanını sağlayacağını kaydetti.

Bakan Yazıcı, özetle ESBİS ile tüm esnaf ve sanatkarlara modüler, güncellenebilir, daha yönetilebilir bir bilgi sistemi sunduklarını söyledi.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez; konusu sadece esnaf ve sanatkarlar olan Esnaf ve Sanatkarlar Değişim, Dönüşüm, Destek (3D) Strateji Belgesi Eylem Planını (ESDEP)hazırladıklarını ve hayata geçirdiklerini anlatan Yazıcı, bu çerçevede esnaf ve sanatkarlara Halk Bankası’ndan Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri kefaletiyle kullandırılan kredilerin tutarının Mayıs 2012 itibariyle yaklaşık 6,5 milyar liraya çıkardıklarını belirtti.

İMKB’de teknik arıza ikinci seansı erteledi

Cuma, Haziran 29th, 2012

Hisse senetleri piyasasında ikinci seans teknik bir arıza nedeniyle geç başlayacak. İMKB konuyla ilgili yaptığı açıklamada, seans saatlerine ilişkin detaylı bilginin duyuralacağı belirtildi.

İKİNCİ SEANS NE ZAMAN AÇILACAK?

İMKB yardım masasından aldığımız bilgiye göre, ikinci seansın ne zaman açılacağı henüz belli değil. Sorunun marjlarla ilgili olduğunu belirten yetkili, dosya gönderemediklerini aracı kurumların da marjları göremediklerini söyledi.

Özel Yetki gidecek Ağır Ceza gelecek

Cuma, Haziran 29th, 2012

Hükümetin Özel Yetkili Mahkemeler’le ilgili yaptığı düzenlemenin ayrıntıları netleşti. Meclis tatile girmeden önce 3’üncü yargı paketine eklenerek TBMM gündemine alınması planlanan düzenlemeye göre, Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılacak, ‘katalog suçlar’ ise Ağır Ceza Mahkemeleri’ne devredilecek. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarına ise izin şartı getirilecek. Yeni düzenlemeden sonra mevcut davaların Ağır Ceza Mahkemeleri’ne devredilmesi söz konusu olmayacak. Yasaya eklenecek olan geçici bir madde ile Özel Yetkili Mahkemeler Ergenekon, terör ve darbe davaları sonuçlanana kadar görevlerine devam edecek.

ÖYM’LER TARİHE KARIŞIYOR

Özel Yetkili Mahkemeler’in varlığını yasada hükme bağlayan CMK 250. Madde’de yapılan düzenlemenin neler içerdiği büyük ölçüde netleşti. AK Parti Hükümeti, Türkiye’nin normalleşmesi açısından önemli bir adım atıyor. CMK 250. Madde kapsamında Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM) yerine kurulan Özel Yetkili Mahkemeler lağvediliyor. Darbe dönemindeki ‘sıkıyönetim’ şartlarının ürünü olan DGM’ler 2004 yılında Özel Yetkili Mahkemeler’e dönüştürülmüştü. Hükümetin CMK 250. Madde’de yaptığı değişiklikle birlikte bu mahkemeler artık tarihe karışıyor. Tasarıdaki ayrıntıların bugün (Cuma) netleşmesi bekleniyor.

ERGENEKON VE BALYOZ DAVALARI SÜRECEK

Darbe girişimlerinin soruşturulduğu Özel Yetkili Mahkemeler’in lağvedilmesinin ardından, Ergenekon, Balyoz ve terör davalarıyla ilgili sürece zarar vermemek için tasarıya geçici bir madde de eklenecek. Sözkonusu maddede yer alan “Görülmekte olan davalar bu düzenlemeden etkilenmeyecek” ibaresi ile Özel Yetkili Mahkemeler’in, baktıkları davalar sonuçlanıncaya kadar görevde kalmaları sağlanacak. Devam eden davalarda hukuki boşluk olmaması ve bir kargaşaya neden olunmaması için bu karar alınırken, ÖYM’ler, bakmakta oldukları davalar sonuçlandıktan sonra hizmetini tamamlayacak. Silivri’de görülen darbe davalarının yapılan düzenlemeden hiçbir şekilde etkilenmeyeceği belirtiliyor. Yasa değişikliğine konulacak geçici madde ile mevcut davalar ÖYM’lerde görülmeye devam edecek.

‘KATALOG SUÇLAR’A AĞIR CEZA BAKACAK

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 250. Madde’de yapılacak olan değişiklikle Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılırken, ‘katalog suçlar’a bakacak yeni mahkemelerin kurulması yoluna gidilmiyor. Yasanın Meclis’te kabul edilmesinin ardından Özel Yetkili Mahkemeler’in görev alanı içinde olan darbe, terör ve uyuştucu gibi katalog suçlara Ağır Ceza Mahkemeleri bakacak.

BÖLGE YA DA İHTİSAS MAHKEMELERİ KURULMUYOR

Öte yandan Özel Yetkili Mahkemeler’e son verilirken, İhtisas ya da Bölge Mahkemeleri’nin kurulması yoluna gidilmiyor. ÖYM’lerin kaldırılması sonrasında ‘özel yetkilere sahip’ Bölge ya da İhtisas Mahkemeleri’nin kurulmasının hukuk düzeninin normalleşmesi açısından sakıncalı olduğu ifade ediliyor. Bu nedenle özel yetkiler barındıran yeni mahkemeler ihdas edilmeyecek.

Terör birimlerine yasal koruma

MİT yöneticilerinin mahkemeye çağrılması sürecinde yapılan değişiklikle MİT’e ‘Başbakan izni’ şartı getirilmişti. Yapılacak olan yeni düzenlemede ise Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarına da izin şartı getirilmesi öngörülüyor. ‘Savcılığın ifade alabilmesi ve mahkemenin de yargılama yapabilmesi için’ izin şartının getirileceği kişi ve kurumların Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, MGK Genel Sekreterliği, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı, Kamu Güvenliği Teşkilatı Müsteşarı ve Emniyet Genel Müdürü olduğu belirtiliyor. Bu makamlarda görev alanların, tıpkı MİT’e izin şartında olduğu gibi, yargılama ve ifadelerinin alınması işlemleri için ‘üst amir onayı’ gerekecek. ‘Başbakan onayı’ şartının terörle mücadele eden birimlerin başında bulunan görevliler için getirilmesi ile terör örgütüne karşı daha etkin bir mücadele verilmesi hedefleniyor. İzin şartı düzenlemesiyle ilgili değişikliği Başbakanlık Müsteşarlığı’nın Adalet Bakanlığı ile birlikte hazırladığı öğrenildi.

Katalog suçlar neler?

Meclis gündemine gelecek yasa tasarısıyla birlikte kaldırılması öngörülen Özel Yetkili Mahkemeler’in görevlerini Ağır Ceza Mahkemeleri üstlenecek. Bu mahkemelerin bakacağı ‘katalog suçlar’ şu unsurlardan oluşuyor:

1. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar

2. Kasten öldürme

3. Silahla işlenmiş kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama

4. İşkence

5. Cinsel saldırı

6. Çocukların cinsel istismarı

7. Hırsızlık ve yağma

8. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti

9. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma

10. Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar

11. Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar.

ÖYM’LERİN BAKTIĞI DAVALAR

– Ergenekon: İstanbul 13. Ağır Ceza 8Balyoz davası: İstanbul 10.Ağır Ceza 8KCK ana davası: Diyarbakır 6.Ağır Ceza – 12 Eylül darbe davası: Ankara 12. Ağır Ceza – Şike davası: İstanbul 16. Ağır Ceza – Askeri casusluk davası: İstanbul 11. Ağır Ceza – Zirve Yayınevi cinayeti: Malatya 3. Ağır Ceza – İzmir Büyükşehir Belediyesi yolsuzluk davası: İzmir 8. Ağır Ceza –  Faili meçhuller davası: Diyarbakır 3. Ağır Ceza.

DEVAM EDEN SORUŞTURMALAR:  Özel yetkili savcılar; 28 Şubat, KCK, 12 Eylül işkence, Askeri Casusluk ile Turgut Özal, Muhsin Yazıcıoğlu, Orgeneral Eşref Bitlis, Albay Rıdvan Özden’in şüpheli ölümleriyle ilgili soruşturma yapıyor. Çok sayıda, çete ve uyuşturucu soruşturması da var.

Yeni Şafak / Star