Posts Tagged ‘yerine’

Cuma Namazı Farz mı Vacip mi

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Cuma Namazı Farz mı Vacip mi

Cuma Namazı Farz Mı

Cuma Namazı
Cuma namazı, dördü ilk sünnet, ikisi farz ve dördü de son sünnet olmak üzere on rek’attır.Cuma günleri öğle vaktinde kılınır ve o günün öğle namazının yerine geçer. Cuma namazının farzı cemaatle kılınır. Tek başına kılınmaz.

Cuma Namazı Kimlere Farzdır
Cuma namazının bir kimseye farz olması için, müslüman, akıllı ve erginlik çağına gelmiş olmaktan başka altı şartın daha bulunması gerekir.

Cuma Namazının Farz Olmasının Şartları:
1) Erkek olmak (Kadınlara farz değildir.)
2) Hür ve serbest olmak.
3) Mukîm olmak. (Yani misafir olmamak)
4) Sağlıklı olmak. (Cuma namazına gidemeycek şekilde hasta olmamak)
5) Kör olmamak.
6) Ayakları sağlam olmak
Bu şartlar kendisinde olmayan kişiye cuma namazı farz değildir. Ancak bu durumda olan bir kimse câmiye gidip cumayı kılarsa o günün öğle namazının yerine geçer.

Cuma namazının sahih olması için de altı şart lâzımdır.

Cuma Namazının Sahih Olmasının Şartları :
1) Cumanın öğle vaktinde kılınması.
2) Namazdan önce hutbe okunması.
3) Cuma kılınan yerin herkese açık olması
4) İmamdan başka en az üç erkek cemaat bulunması.
5) Cuma namazını kıldıranın, devletin (yetkili makamın) görevlendirdiği veya izin verdiği bir kişi olması.
6) Cuma kılınacak yerin şehir veya şehir hükmünde olması.


alıntı

Cuma Namazı Nedir

Cumartesi, Haziran 23rd, 2012

Cuma Namazı Nedir? Diyanet,

Cuma Namazı Hakkında Kısa Bilgi,

Cuma gününün özelliklerinden biri ve en önde geleni Cuma namazıdır. Cuma namazı hicret esnasında farz kılınmıştır. Peygamberimiz ilk Cuma namazını, Ranûna vadisinde kıldırmıştır. Yüce Allah, “Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağırıldığınızda, alışverişi bırakıp Allah’ı anmaya koşun. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.” buyurmaktadır (Cum’a, 62/9).

Cuma namazı, dördü ilk sünnet, ikisi farz ve dördü de son sünnet olmak üzere on rek’attır.Cuma günleri öğle vaktinde kılınır ve o günün öğle namazının yerine geçer. Cuma namazının farzı cemaatle kılınır. Tek başına kılınmaz.

Cuma Namazı Kimlere Farzdır

Cuma namazının bir kimseye farz olması için, müslüman, akıllı ve erginlik çağına gelmiş olmaktan başka altı şartın daha bulunması gerekir.

Cuma Namazının Farz Olmasının Şartları:

1) Erkek olmak (Kadınlara farz değildir.)

2) Hür ve serbest olmak.

3) Mukîm olmak. (Yani misafir olmamak)

4) Sağlıklı olmak. (Cuma namazına gidemeycek şekilde hasta olmamak)

5) Kör olmamak.

6) Ayakları sağlam olmak

Bu şartlar kendisinde olmayan kişiye cuma namazı farz değildir. Ancak bu durumda olan bir kimse câmiye gidip cumayı kılarsa o günün öğle namazının yerine geçer.

Cuma namazının sahih olması için de altı şart lâzımdır.

Cuma Namazının Sahih Olmasının Şartları :

1) Cumanın öğle vaktinde kılınması.

2) Namazdan önce hutbe okunması.

3) Cuma kılınan yerin herkese açık olması

4) İmamdan başka en az üç erkek cemaat bulunması.

5) Cuma namazını kıldıranın, devletin (yetkili makamın) görevlendirdiği veya izin verdiği bir kişi olması.

6) Cuma kılınacak yerin şehir veya şehir hükmünde olması.

Cuma Namazı Nasıl Kılınır

Cuma günü öğle vakti ezan okunduktan sonra, önce dört rek’at olan ilk sünneti kılınır. Bunun niyeti şöyledir: “Niyet ettim Allah rızası için bugünkü cuma namazının ilk sünnetini kılmaya.”

Cumanın ilk sünnetinin kılınışı aynen öğle namazının dört rek’at sünneti gibidir. Sünnet kılındıktan sonra câminin içinde bir ezan daha okunur ve imam minbere çıkarak hutbe okur. Hutbe bitince ikamet getirilir ve cumanın iki rek’at farzı cemaatle kılınır. İmamın arkasındaki cemaat şöy le niyet eder: “Niyet ettim Allah rızası için bugünkü cuma namazının farzını kılmaya, uydum imama.”

Farzdan sonra cumanın dört rek’at son sünneti kılınır. Bunun kılınışı da cumanın ilk sünneti gibidir. Niyeti şöyledir: “Niyet ettim Allah rızası için cumanın son sünnetini kılmaya.”

Cuma namazı böylece tamamlanmış olur.

31 Mart’ta Tüm interneti çökertecek

Cuma, Haziran 22nd, 2012

31 Mart’ta tüm internet çökecek
Hacker topluluğu Anonymous’un üyesi olduğu düşünülen bir grup hacker, bu kez bütün interneti çökertmeyi planlıyor.

31 Mart’ta Operation Blackout adı altında gerçekleştirilmesi planlalan eylem, grup tarafından Pastebin tarafından yayınlandı. Grup, bu amacına DNS dizinindeki 13 siteyi indirerek ulaşmayı planlıyor. Anonymous’un açıklamasına göre saldırının amacı, SOPA’ya güçlü bir mesaj vermek. Saldırı eğer başarıya ulaşırsa herkesi etkileyebilir ancak grup, amaçlarının bu olmadığını söylüyor.

Anonymous, bu saldırıyı DNS dizinlerine bir DDoS (hizmeti engelleme) saldırısı yaparak yerine getirmeyi düşünüyor. DNS sunucuları, kısaca domain isimlerini IP adreslerine çevirmekte kullanılıyor. Dolayısıyla DNS sistemi çalışmadığında, IP adresleri birçok kullanıcı tarafından bilinmediğinden herhangi bir web sitesine ulaşılamıyor ve web siteleri çökmüş gibi görünüyor.

Bu mesajın gerçek Anonymous’dan mı geldiğini, yoksa bir grup hacker’ın ortaya attığı bir iddiadan mı ibaret olduğunu şimdilik kestirmek zor. Ancak Anonymous bu saldırıyı başarıyla yerine getirirse, bunu hepimizin hissedeceği kesin.

alıntı netten

Burcu Kara Dolandırıldı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Burcu Kara İtalyada Dolandırıldı


Burcu Kara İtalya gezisinde dolandırıldı

Buğra Gülsoy ile olan evliliği sona eren Burcu Kara gittiği İtalya tatilinde dolandırıldı.Burcu Kara, çok beğendiği bir yağlıboya tabloyu İtalya’da sokak atıcılarından satın aldı.Orjinal bir tablo satın aldığı için çok sevinen Kara, paketi açtığı zaman ise şok oldu. Güzel oyuncu, orjinal yağlıboya tablo yerine karşısında boş bir karton gördü.İtalyan satıcının oyununa gelen Burcu Kara herhangi bir idari işlem yaptırmadı.

Facebook Lite

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Facebook Lite
Facebook, yeni Lite sürümüyle yayında ve şimdilik sadece ABD’li ve Hindistanlı kullanıcılara sunuldu. Facebook Lite’ın en önemli optik yeniliği sol taraftaki navigasyon ve bilgi sütununun kaybolmuş olması. Böylelikle kullanıcı, genelde yararsız olan birçok detay tarafından rahatsız edilmeyecek. Ayrıca artık mesaj kutusu yerine sadece “Write” (yaz), “Post Photos” (fotoğraf yayımla) ve “Post Videos” (video yayımla) seçenekleri yer alıyor.

Üstteki arkadaşlar listesi de Lite sürümde kaldırılmış. Bunun yerine davetlerin bulunduğu bir sayfayı açan “Events” linki görünüyor. Diğer taraftan yapılan ilk testte Facebook Lite, klasik sürümüne göre bariz şekilde daha hızlı cevap verdi. Bu da optimize edilen HTML kodlarında yatıyor olsa gerek. Fakat ileriki zamanlarda sayfaya reklam alınmasıyla açılış sürelerinin uzaması mümkün.

Happy Aquarium nasıl oynanıyor

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Happy Aquarium Nasıl oynanır?

Oyunu oynayabilmeniz için her facebook oyununda olduğu gibi bir facebook hesabınızın bulunması gerekiyor. Ayrıca facebook hesabınıza Happy Aquarium uygulamasını yüklemeniz gerekmektedir. Oyunun amacı başlarda da belirttiğimiz üzere balıklarınızı büyütüp beslemek ve satarak para kazanmak. Sattığınız balıkların parası ile çeşitli akvaryum aksesuarları,bitkiler ve yeni balıklarlar akvaryumunuzu genişletebilirsiniz. Ne kadar çok fazla XP (Tecrübe Puanı) toplar iseniz seviyeniz o derece hızlı bir şekilde yükselmekte. Her yükseldiğiniz seviyede karşınıza kilitli olan yeni balıklar, bitkiler ve dekorasyon malzemeleri açılmakta. Tecrübe puanı toplarken para da topladığınız için,bu topladığınız paralar ile bu ürünleri satın alabiliyorsunuz.

Oyunun ekranında yem, cama tıklama, fırça, market ve madalyon gibi seçenekler bulunmakta. Balıkların yemlerini ve akyaryumun dekorasyon malzemelerini Store adı verilen marketten alıyoruz. Cama tıklamak için ekrandaki parmak resmini seçerek akvaryumun camının istediğiniz yerine dokunabilirsiniz. Balıkları yemlemek için yem resmine tıklamanız gerekmektedir. Akvaryumunuz belli zamanlarda yosun tutabilecektir. Fırça ile bu yosunları temizleyebiliyorsunuz. Madalyonlar ise, sizin görevleri ne kadar yerine getirdiğinize ve başarınıza bağlı olarak verilmektedir. Ek olarak oyunda “train” adı verilen küçük bir oyun bulunmakta. Balıklarınızın gelişimi için bu oyunu 7 defa oynamanız gerekmektedir. Oyunda her 12 saatte bir kişiye özel sandık açılmakta ve bu sandıktan çıkan paraları toplayarak para kazanabilirsiniz.

Aşk…

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aşk…

Yalnız olanlara;

Aşk bir kelebek gibidir,
Peşinden koştukça hep senden kaçar,
En iyisi bırak uçsun, inan ki hiç beklemediğin bir anda gelip omzuna dokunu verir…
Aşk mutlu eder bazen de üzer ama aşk özeldir,
Aşkını hak eden birine sunrsan eğer…


Sevgilisi Olanlara;

Aşkın amacı birileri için ‘mükemmel insan’ olmak değildir.
Seni mükemmelliğe en çok yakıştıracak insanı bulmaktır…

Çapkınlara;

Sevmediğin birine asla ‘Seni Seviyorum’ deme..
İçinde olmayan duygulardan varmış gibi sözetme..
Kimsenin hayatına kalbini kırmak için girme..
Sevgi dolu bakan gözlere Asla Yalan söyleme..
Çünkü birine verebileceğin en büyük acı, aşık olmadığın birine kendine aşık etmektir…

Evli Olanlara;

Seven insan ‘senin hatan yerine ‘özür dilerim’ diyendir…
‘Neredesin’ yerine ‘ben buradayım diyendir’..
‘Nasıl yaparsın’ yerine ‘niye yaptığını anlıyorum diyendir…
Ve aşk ‘keşke’ yerine daima ‘iyi ki’ diyenidir.

Kalbi kırık olanlara;

Kalp yarası siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer,
Ve ilacı bu acıya alışmak değil; ondan ders çıkarabilmektir..

Aşık olmaktan korkanlara;

Aşka düş ama tökezleme, anla ama bekleme,
Paylaş ama isteme, yaralan ama acıyı içinde büyütme…

Sevdiğini fazla sahiplenenlere;

Sevdiğini bir başkasıyla mutlu olduğunu görmekten daha acı bir şey varsa,
Oda seninle mutsuz olduğunu görmektir.

Aşkını itiraf etmeyenlere çekinenlere;

Sevdiğinden ayrılında aşk acı verir,
SEVDİĞİN seni terk edince daha çok acı verir..
Ama en acısı onu ne kadar sevdiğini bilmesine hiç fırsat vermemektir…

DÖNMEYECEK BİRİNİ HALA BEKLEYENLERE….

Hayatın en hüzünlü anı, deli gibi sevdiğin insanın buna hiç değmediğini gördüğün andır.
Ve en büyük kaybın onun için harcadığın yıllarındır…
Senin Aşkını şu gün hak etmeyen , bil ki 10 sene sonra yine hak etmeyecektir.

O YÜZDEN BIRAK GİTSİN!……

__________________

Seninle Olmanın En Güzel Yanı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

“Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?

Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.

Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?

”Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.

Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?

Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek…

Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?

Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.

Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?

Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana… Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek…

Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.

Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?

Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak… Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.

Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?

Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek.

Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.

Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?

Nereden bileceksin?

Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi… Isırmazdım dilimin ucunu… Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.

Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda… Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.

Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize… Ve her kulaçta haykırırdım seni..

Ama sen hiç benimle olmadın ki…
YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN…”

Can Yücel

Kasem..

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Çağırma beni ..
O ruhumu delen bakışlarını salma geceye
Gel deme n’olur…
Karanlığın orta yerine mührünü koyan tüm muskasız yüreklere andolsun, ve andolsun o yüreklerin sahibine ki, bu kalp itaatsizliği maharet bilmedi..

Geceydi.. Pusluydu..
Su uyur düşman uyumazdı.
Beklerdi kaotik bir kabusu korkak dişlerini sıkarak yürekler. Sen uykunun kollarında bulurdun bebeksi kokunu, ben sağır yamaçların intihar bekçisi .. Fakat kalp hep bir umuda gebeydi.

Gecenin karanlığı sindi mi zemheriye, dağ taş sen kokardı. Yolların sapasına saklanırdı aşk. Kaç çapraz ateş, kaç kumpas aşmak gerekirdi ona varmak için? Ve ulaşıldıktan sonra aşk ne kadar aşktı?
Bu acizin dualarında sabahlayan, aklına her gelişinde saklı bir tebessüme yerini bırakan, bir tel saçına dokunmaktan gayrısı değildi.
Şehre inişler bayram vakitleriydi o zamanlar. Kokunun sindiği kaldırımlara kıvrılıp, pencerenden sızan ışıkla ısınmak geceleri. Oralarda olduğunu bilmekti mutluluk. Görebilmeyi değil, görebileceğini bilmeyi umut etmekti ..

Ama benim postallarım hiç yakışmadı şehrin ışıltılı sokaklarına. Yüzümdeki taşralı ifade, alnımdaki bin yıllık yazı ve ensemde soluğunu hissettiğim o ölümcül melek peşimi hiç bırakmadı.
Beni dost dualarla uğurladığın her vakit yüzüm caddeye, kanım geceye akardı. Ne senin sevdana benim adım yazılmıştı, ne benim kaderime bir sevgili busesi. düşlemenin bile yasak olduğu senli sabahları yedeğime azık diye aldım ben can .. devriyelerin, apoletlerin, tel örgünün, yumruğun olduğu yere senin adın yakışmazdı.

Pusulası bir kez bile beni göstermeyecek gözlerini gözlerime, tercümesi bir ömür bana susmak olan iki ucu keskin hançer sözlerini yüreğime kazıdım. Yokluğuma rabtettiğim varlığına inat, sonu baştan uçurum bir sevdanın adı “yazık”a çıkmış zavallısı olduğumu kabul etmek için damarlarımdaki bütün seni boşaltmam gerekti. Haklıydın, benim yolum yâre çıkmazdı. Ve asla yüzünü güneşe dönemezdi kan çiçekleri..

Yürüdüm..
Bütün “e” hallerimi “den” haline çevirinceye dek yürüdüm..
Sana uzanan niyetlerimin külleri düştü gözbebeklerime.. her adımda biraz daha karanlık bulaştı sessizliğime. Her adımda biraz daha kan yürüdü parmak izime.

….

Ve şimdi sen bunca birikmişliğime ve kusulası kötücüllüğüme rağmen yaralarımı sarmaya çağırıyorsun.
Çağırma can.
Gel deme ..
Sana düşmek kavgadan, senden düşmek hayattan düşmektir, biliyorsun ..

Canım yanıyor sevgili ..
Aklıma düşende hasret kuşanıyorum her hazan. Gözlerim çakmaklanıyor yolların imkansızlığına .. Sana kavuşamadan kavuşuyor ruhum seni yaradana, O’ na seni sormak için sabırsızlanıyorum ..
Ve dualar yeminlere bırakıyor yerini. Kan kusuyorum vakit daraldıkça. Yine de, ben de bir kalp sahibiyim. Umutlarımı kardelenlere emanet ediyorum ..

Can..
Karanlığın orta yerine mührünü koyan tüm muskasız yüreklere andolsun ve andolsun o yüreklerin sahibine ki, bu kalp ebedi yolun herhangi bir yerinde kalbine ulaştığı günü bekleyecek, ve bende sana kavuşamayan ne varsa sonsuza dek senin olarak yüreğine gömülecek ..
Andolsun …

AYŞEGÜL MOR

Vergi Haftası İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Vergi Haftası Şiirleri
Vergi Konulu Şiirler
Vergi Haftası Şiir

Vergi Borcu

Hükümetler verir ayar
Beni yaktı vergi borcu
Kanun çıkmış ceza koyar
Beni yaktı vergi borcu

Ödüyorum yetmez para
İçimdeki derin yara
Düşünürüm kara kara
Beni yaktı vergi borcu

Memur gelir laf anlamaz
Ceza keser hiç dinlemez
Derdi olmayan inlemez
Beni yaktı vergi borcu

Borcum borçtur, ceza büyük
Sırtımda var ağır bir yük
Bağrım, başım oyuk oyuk
Beni yaktı vergi borcu

Vatandaş hâlini sorun
Kangren olmuş yara, görün
Bu işe bir çözüm verin
Beni yaktı vergi borcu

Çobanoğlu sabır deyip
Dükkân gitti, işim kayıp
Böyle vergi almak ayıp
Beni yaktı vergi borcu

Şevki Çobanoğlu

************************************************** ****

Vergi verin

Derman olmaz laf yerine
Vergi verin, kaçırmayın
Hedef bulmaz gaf yerine
Vergi verin, kaçırmayın

Dış borçları silmek için
Yarınlara gülmek için
Aşı helal bilmek için
Vergi verin, kaçırmayın

Ele muhtaç işsizleri
Eve mahkum güçsüzleri
Düşünerek öksüzleri
Vergi verin, kaçırmayın

Vicdanları durdurmadan
Oyun,düzen kurdurmadan
Mazeretler uydurmadan
Vergi verin, kaçırmayın

Gelin canlar bir olalım
Malımızdan kir alalım
Cennetlere kurulalım
Vergi verin, kaçırmayın

Kral yoksa,taç neylesin
İman yoksa,hac neylesin
Malın çoksa, aç neylesin
Vergi verin, kaçırmayın

Yükü azalt ey devletim
Rahatlasın oy! milletim
Gürsel kapansın zilletim
Vergi verin, kaçırmayın

Gürsel Güveloğlu

************************************************** **

Dağa Taşa Vergi

Sayın Başbakan getirdi
Dağa vergi taşa vergi
Vatandaşını bitirdi
Sıra uçan kuşa vergi

Helal sana bakan ağa
Haber saldı sola sağa
Margarine zeytinyağa
Yemeklere aşa vergi

Hükümete doğdu güneş
Her şey hazır her şey beleş
İşçi kardeş memur kardeş
Öde paşa paşa vergi

Örtünme hiç yorganını
Tak boynuna urganını
Bağışlama organını
Ciğerlere başa vergi

Ne olur hiç sorma soru
Varsın olsun benzin sarı
Makyaj yapma sakın karı
Göz üstünde kaşa vergi

Bebeklerin mamasına
Gelinlerin kınasına
Şehitlerin anasına
Gözden akan yaşa vergi

Yanlış yola hiç sapmayın
Karınıza göz kırpmayın
Sakın ola seks yapmayın
Banyo ile duşa vergi

Saçlarımız kırlaşıyor
Bütçemiz çok darlaşıyor
Evlenmek de zorlaşıyor
Karı koca eşe vergi

Hayal oldu artık murat
Hiç kimsede gülmez surat
Sazını hiç çalma üstat
Piyanoda tuşa vergi

Hayat çok zor imiş meğer
İnsana hiç yokmuş değer
Nefes alacaksan eğer
Ağzındaki dişe vergi

Ülke düzelecek güya
Ne yapalım umut buya
Sakın görme gece rüya
Hayallere düşe vergi

Vergi vermek bizlere farz
Bunlar yetmez bir daha yaz
Elektik, su, doğalgaz
Yaza vergi kışa vergi

ALİ der; bu resmen çile
Bu bir kazık bu bir hile
Tuvalete gitmek bile
Ikınmaya çişe vergi.

Ali Dilki

Yangından Korunma Haftası İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

yangından korunma şiirleri, yangın konulu şiirler, yangın haftası şiirleri

YANGIN

Ateşle oynamışlar,
İki kardeş bir ara.
Odalarını sarmış,
Dumanlar kara kara.

İtfaiye gelmiş de,
Söndürmüş bu yangını.
Tutuşan yuvaları
Olmadan kül yığını.

Bütün oyuncakları,
Birer birer yanmışlar.
Yavrucaklar korkudan,
Düşünüp hastalanmışlar.

Doktor ikisine de,
Yetiştirmiş ilacı.
Yangınlar ölüm gibi.
Pek acıdır, pek acı.

Tevfik ÖZBEN

Orman Yangını

İkimizin de ateşe ihtiyacı vardı
Evlerimizden uzakta geçirdiğimiz
Kamp günlerinde.
Üşüdüğümüz anlarda ısınmak,
Karanlıktan kurtulmak,
Acıkınca yemeklerimizi ısıtmak için..
İkimizin de ateşe ihtiyacı vardı…
Sen yakmasan belki ben yakacaktım..
Sen yaktın diye ben odun atmasa mıydım?
Amaç ateş yakmaktı sadece
İhtiyaca binaen…
Amacımız Beyoğlu sokaklarındaki gibi
Tarihi evleri kundaklayıp
Yerine beton binalar dikmek değildi ki?
Sadece ateşe ihtiyacımız vardı..
Sadece rüzgarın çıkacağını kestiremedik
Rüzgarın çıkıp alevleri dağıtacağını,
Masum bir ateşi yangına çevireceğini,
Etrafa korku saçacağını kestiremedik.
Bilemedik her tarafa uzanıp, her şeyi yakacağını
Bilemedik ormana sıçrayıp önünün alınamayacağını.
Bir şeyler yapmalıyız, söndürmeliyiz bu yangını
Engellemeliyiz memleket faciasına dönüşmeden…
Yanacak olan sadece sen ve ben değiliz
Kuru ağaçlar da yanacak, yaşlar da…
Yıllanmışlar da yanacak, yeni filizlenenler de.
Geçmiş yanacak, bugün yanacak,
Daha da kötüsü yarınlarımız yanacak.

YANGIN

Korkuludur ateş aman
Sıçratmayın hiç bir zaman,
Gözler bile görmez olur
Kaplayınca kara duman

Dikkatsizlik bunun başı
Bırakmıyor dağı taşı
Önlemezsem yakar geçer
Hem kuruyu hem de yaşı.

Kurtulmanın çıkar yolu
Kovalarım suyla dolu
İtfaiye çabuk gelir
İşletirsem telefonu.

A. AYAYDIN

Yangın

Telefon yokken kentlerde,
Yangın çıkınca bir yerde,
Dumanı, ilk gören adam
Seçerek yüksek bir dam:
“Yangın vaar!” diye inlerdi
O, ne korkulu günlerdi
Çoluk, çocuk, hoca, hacı,
Bir o kadar tulumbacı,
Takır takım koşarak,
Yangın yerine giderdi
Çoğu kez onlar gelmeden,
Yangın evi kül ederdi
İtfaiye kuruldu da
Yangın derdi sona erdi

Mehmet Necati ÖNGAY

Kış Ezgileri Cenap Şahabettin

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Cenap Şahabettin Kış Ezgileri şiiri
Cenap Şahabettin Kış Ezgileri şiiri oku
cenap şahabettin elhanı şita şiiri


Kış Ezgileri (Günümüz Türkçesiyle)

Bir beyaz titreyiş, bir dumanlı uçuş,
Eşini kaybeden bir kuş gibi kar
Geçen ilkbahar günlerini arar…
Ey kalplerin çılgın ezgileri
Ey güvercinlerin marşları,
O baharın işte yarını bu:
Kapladı derin bir sessizliğe yeri karlar
Ki sessizce sürekli ağlarlar.

Ey uçarken düşüp ölen kelebek,
Bir beyaz melek kanadının saçağı gibi kar
Seni solgun bahçelerde arar;
Sen açarken çiçek üstünde
Ufacık bir çiçekli yelpaze gibi,
Naaşın üstünce şimdi ey ölü
Başladı parça parça uçmaya karlar
Ki gökten düşer düşer, ağlar!

Uçtunuz, gittiniz siz ey kuşlar!
Küçücük, beyaz başlı baykuşlar gibi kar
Sizi dallarda, yuvalarda arar.
Gittiniz, gittiniz ey kuşlar!
Şimdi boş kaldı baştan başa yuvalar;
Yuvalarda -feryatsız yetim gibi!-
Son kalan mavi tüyleri kovalar karlar
Ki havada uçar uçar, ağlar!

Ey kış günlerinin seması! Elinde yığın yığındır
Yasemin yaprağı, güvercin kanadı, sabah bulutu…
Dök ey sema -tabiatın ruhu uykudadır;-
Kara toprağın üstüne bembeyaz çiçekler!

Yapraksız ve çiçeksiz olan her ağaçlık şimdi
Bir gölgeler, siahlıklar ve ümitsizlikler yığınıdır.
ey kış semasının eli, durma, durma çek
Her ağacın üzerine bir beyaz örtü.

Göklerden emeller gibi yağıyor kar,
Her tarafta hayalim gibi koşuyor kar.
Sessiz bir rüzgarın saf kanadında uyuklarmış gibi
Bir aralık durur, sonra uçarlar.

Soldan sağa, sağdan sola titreyerek ve kaçarak,
Bazen uçmada tüyler gibi, bazen dökülmedeler.
Karlar sükût ilahilerinin ezgileridir,
Karlar melekler âleminin bahçelerinin çiçekleridir.

Ey semanın eli, kara toprak üzerine dök.
Ey semanın eli, cömertliğin eli, kışın eli dök;
Bahar çiçeklerinin yerine beyaz karı,
Kuşların ezgilerinin yerine ümit sessizliğini!

Cenap Şehabettin
Elhan-ı Şita (Kış Ezgileri)

Murathan Mungan Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Murathan Mungan yazıları
Murathan Mungan sözleri
en güzel Murathan Mungan şiirleri

Bıçak

Yere düşürülen bir bıçak sesi
Kristali tuzla buz olmuş gözlerinin
biliyorum ay kanatıyor
ne zaman sussak geceyi
Kendini benim yerime koy
Oğul öksüzü babalar yerine
Susmayalım. Bıçak uyuyor kelimelerin kalbinde

Kanlı bir şerbet gibi akar dururdu
İpeği ikiye bölen kılıçların ağzı
Bir biz inmedik suya
Kaç mevsimin yağmuru buruştu elimizde
Örtülü çarşılarda ölümü tebdil ettik
uzak durduk kabzasına çağıran intikamdan
Bir biz inmedik suya
Kendini benim yerime koy
Oğul öksüzü babalar yerine
Susuyorum. Ölülerim uyuyor kalbimde

Bana Zamandan Söz Ediyorlar

Gelip size zamandan söz ederler
Yaraları nasıl sardığından ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.
Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
Dahası onlar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler,
öyle düşünürler.
Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak,
sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle
yeniden kucaklaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla
başetmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır.

Zaman
Alır sizden bunların yükünü
O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar
dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir
yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
O boşluk doldu sanırsınız.
Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir.

Gün gelir bir gün
başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
o eski ağrı
ansızın geri teper.
Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten
Bitmişsinizdir.

Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır
anlamları, önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın
şey, çok sonra değerini kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı
halini alır.
Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır.

Melankoli İle İlgili Şiirler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Melankoli İle İlgili Güzel Şiirler,

Melankoli Şiirleri,

Ben Seni Sevdim Mi?

Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini
Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Bendeydi özlemlerin en korkuncu
Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan,
Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu
Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu
Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim
Biri vardı ağlayan gecelerce
Biri vardı sana tutkun; o bendim
Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük
En solmayan güller açtı içimde
Ömrümü değerli kılan bir şeydin
Sen benim boz bulanık gençliğimde
Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya
Bir çizgiye vardım seninle beraber
Ve bir gün orada yitirdim seni
Ben seni sevdim mi? Sevdim….
Ya sen Beni sevdin mi ?

Ümit Yasar OGUZCAN

SeninLe 0Lmak..

Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
”Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş
yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek.
Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek.
Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak.
Senin yanında olan seninle konuşan herkesi cocukça kıskanmak.
Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana…
Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte.
Elimde kırçiçeğiyle seni beklemek…
Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara, aya anlatmak…
Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların, türkülerin, şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
Seninle olmanın en zor yani ne biliyor musun?
Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek…
Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak.
Yalınayak yürümek bıçağın en keskin yerinde.
Kanadıkca tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Sen benimle hiç olmadın ki.
Olsaydın avuçlarım terlemezdi…
Isırmazdım dilimin ucunu…
Özlemezdim seni yanımdayken…
Kıskanmazdım.
Korkmazdım yollarda yürümekten.
Islanmazdım yağmurlarda…
Yıldızlara, aya dert yanmaz, böyle her şarkıda sarhoş olmazdım.
Korkmazdım seni kaybetmekten, ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize…
Ve her kulaçta haykırırdım seni
Ama sen hiç benimle olmadın ki…
Ya aklın başka yerlerdeydi ya yüreğin !!!

Melankoli

gül dalında kanar kankırmızısı
küçük bir serçe ağaca konar
cılız bir yaprak düşer dalından
amansız bir sıcaklık basar ikindiyi
içimde koca bir boşluk, can sıkıntısı
atarım kendimi içimdeki uçurumdan

hüzünlü bulutlar iner sonsuz maviliğe
rüzgarlar toz kaldırır toprak yollardan
uzaklardan yağmur kokusu gelir burnuma
salınır ağaçlar, yaprakların seslerini dinlerim
hasret sarar içimi, iki gözüm yoldadır
nedensiz terki diyar eder düşüncelerim

yükselir sesleri akşamüstü kırlangıçlarının
pastel renklere boyanır yorgun gün
tutar nefesini akşamüstü, yaprak kımıldamaz
birileri biryerlere ateş atar
tutuşurum kurumuş yanlarımdan
gönlümde koca bir orman yanar

serinlik çocuklarının sesleri doluşur alacalığa
iki sevgili tutar evinin yolunu el ele
tüm kapılar örterler geceye kendilerini
bir akşam kasvetidir düşer üstüme
sanadır tüm düşüncelerim, hasretindeyim
gecenin ağırlığı çöker ezer beni

ara ara baykuş seslenir derinlerden
bir köpek korkusunu havlar karanlığa
yorulmuştur lambalar, söner ışıkları
ve gözümün önüne gelirsin, seni görürüm
sevdiceğim, özlemisin biten her gecemin
her defasında ben, sabaha çıkmaz ölürüm

Sağlıklı Kilo Vermenin Yolları

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Sağlıklı Kilo Vermenin Yolları
Sağlıklı Kilo Vermenin Yolları Nelerdir

Kilo vermenin en doğru yolu, yeme ve içme alışkanlıklarını değiştirip, fiziki aktiviteyi arttırmakla oluyor.

İHA muhabirinin, İnternetteki (becel) sitesinden derlediği bilgilere göre, herkesin yapısı farklı olduğundan, ideal kilo diye tek bir değer yok, fakat boya göre ideal kilo aralığını tayin etmek mümkün. Kilonun bu Sağlıklı değer aralığında olup olmadığını anlamak için, Vücut Kitle Endeksi’ni (BMI) hesaplamak gerekiyor. BMI değerini bulmak için kilonun, metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesi gerekiyor. Örneğin, boyu 165 cm. ağırlığı 55 kg olan kişinin Beden Kütle İndeksi: 55 / (1.65)2 = 20.2 olur.

Günümüzde doktorlar, sağlıklı kiloda olup olmadığınızı anlamak için bel ölçüsüne de bakıyorlar. Erkeklerde 102 cm, kadınlarda ise 88 cm’den fazla çıkan bireylere, kilo vermeleri öneriliyor. Bel çevresi ölçünüz erkeklerde 94-102 cm, kadınlarda 80-88 cm aralığında ise kiloyu muhafaza etmek sağlık açısından önem taşıyor.

Uzmanlar, kilo vermekisteyenlere şu tavsiyelerde bulunuyor:

“Öğün atlamamaya çalışın. Günde 3 mütevazı öğün yemek yiyin ve aralarda acıkırsanız taze meyve gibi sağlıklı atıştırmalar yapın.

Bol meyve ve sebze tüketin. Günde toplam en az 5 porsiyon tüketin. Bir porsiyon, 2-3 kaşık sebze, bir adet meyve (mesela bir muz) veya 2-3 adet küçük boy meyve (örneğin erik), 1 küçük kase meyve salatası, veya bir bardak taze sıkılmış meyve suyuna denktir. Bunlar size fazla kalori yükü yapmadan tok tutacak besinlerdir.

Her öğünde nişastalı besinler yiyin. Lif açısından zengin olan tam Buğday ekmeği, kabuğu soyulmamış patatesi ve tam buğday Pirinç ve makarnaları tercih edin.

Daha az hayvansal (doymuş) yağ tüketin. İnce kesilmiş et dilimlerini tercih edin. Etten görebildiğiniz yağları ve tavuğun derisini ayırın. Daha az hazır bisküvi, pastane ürünü ve kek tüketin.

Doymamış yağ oranı yüksek yağları kullanmaya özen gösterin. Yemek pişirirken, katı yağlar yerine, ayçiçek yağı, mısırözü veya zeytinyağı gibi bitkisel yağları tercih edin. Bu yağları ayrıca salatalarınıza sos olarak da kullanabilirsiniz.

Yağsız veya yarım yağlı süt, az yağlı yoğurt, ve az yağlı peynir gibi, düşük yağ içeren günlük ürünleri tercih edin.

Düzenli olarak balık yiyin. Haftada en az bir kez yağlı balık (örneğin somon, sardalya, ton – konserve şeklinde de olabilir) tüketmeye özen gösterin.

Bol bol Sıvı, özellikle de Su için. Ucuzdur, su kalorisizdir ve midenize doluluk hissi verir. Günlük hedefiniz 6-8 bardak olsun.

Hayatınızın her anını hareketlendirmeye çalışın. Mesela, arabayla gitmek yerine, yürüyerek ulaşabileceğiniz her yere yürüyün. Asansör yerine merdivenleri kullanın. Otobüsten erken inin ve güneşin altında yürüyün. Eğer fırsat bulursanız, yüzme, dans, Badminton, veya tenis gibi yeni bir aktivite deneyin”.


kaynak:iha

Acemi Ev Hanımlarının Bilmesi Gerekenler

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Acemi Ev Hanımlarının Bilmesi Gerekenler

Bazı ev Hanımları evi çekip çevirmek konusunda Allah vergisi bir yeteneğe sahip olabilirler. Gelgelelim yeni jenerasyonunun önemli bir kısmı evlenip evinin hanımı olduğunda mesleğin inceliklerine vakıf değildir. Biz de hazır düğün sezonu açılmışken acemi ev hanımlarının imdadına yetişelim ve bilmeleri gereken temel şeyleri özetleyelim dedik.

BAHAR TEMİZLİĞİ

smi bahar temizliğidir, ama ev hanımlarının çoğu bunu kaloriferlerin/sobaların tamamen söndüğü zamana bırakırlar ki bu da neredeyse yaz mevsiminin başına denk gelir. Kıyı köşe her yerin elden geçirildiği, evin boyandığı ya da duvarların silindiği geniş çaplı bir temizliktir. Mutfak dolapları, varsa hurçlar, yatak-yorgan işte bu temizlikte dökülür ortaya. Oldukça zahmetli ama bittiğinde evin kendine geldiği bir iştir.

KIŞ HAZIRLIKLARI

Kış hazırlığı, yaz sebzelerini farklı usullerle bozulmadan uzun süre dayanır hale getirmektir. Turşu, reçel, konserve yapmak ve dondurucuyu sebzeyle doldurmak gibi. Bazı yeni nesil ev hanımları her şey mevsiminde güzel diyerek bu işe yanaşmasalar da çoğu evde her yaz sonunda atlanmayan bir ritüel olarak kışa hazırlık yapılır. İşte size birkaç kış hazırlığı önerisi:
• Bezelye ve barbunyaları ayıklayıp yıkayın ve hiçbir işleme tabi tutmadan buzdolabı poşetlerine koyup derin dondurucuya kaldırın.
• Domateslerin kabuklarını soyup rondodan geçirin ve isterseniz buz kalıplarında isterseniz buzdolabı poşetlerine paylaştırarak yine derin dondurucuda saklayın. Ya da kaynatma usulü ile konserve yapıp dışarıda serin bir yerde muhafaza edin.
• Fasulye ve bamya gibi sebzeleri kaynar suda birkaç dakika bekletip alın ve soğuduktan sonra buzdolabı poşetlerine koyup derin dondurucuya yerleştirin. Yine bu tür sebzeleri domatesle hafifçe kavurduktan sonra da dolaba kaldırabilirsiniz.
• Patlıcanı karnıyarık için kızartıp dondurucuda saklayabilirsiniz.
• Karışık sebze kızartması yapıp domates sos ilave ederek konserve usulünde pratik aperatifler hazırlayabilirsiniz.

MUTFAK MİTLERİ

Yemek yapmak ne kadar keyif verici olursa olsun her zaman bu işe yeterince vakit ayıramayabilirsiniz. Ev hanımları pek çok zor günü önceden yaptıkları hazırlıklarla kurtarmışlardır. Birkaç tanesini sıralayalım:
• Derin dondurucuda haşlanmış nohut, fasulye, buğday gibi besinler bulundurun. Bunları pilava ya da çorbalara ilave edebilir yahut acil durumlarda bunları kullanarak yemeğin pişme süresini kısaltabilirsiniz.
• Bir miktar eti kavurup dondurucuda muhafaza edin. Ani misafir geldiğinde çıkarıp ısıtmanız ve yanına bir pilav pişirmeniz yeterli olur. Aynı zamanda bu eti ve aynı usulde sakladığınız kıymayı sebze yemeklerine de ilave edebilirsiniz.
• Bir demet maydanozu ince ince kıyın ve bir buzdolabı poşetine koyup derin dondurucuda dilediğiniz kadar saklayın. İhtiyacınız oldukça buradan kullanabilirsiniz.
• Evde hazırladığınız tavuk veya et sularını buz kalıplarına döküp dondurun ve daha sonra kalıptan çıkardığınız donmuş suları bir buzdolabı poşetine koyun. Pilavlara, yemeklere “ev yapımı bulyon” olarak bunları ilave edebilirsiniz.
• Yeşil yapraklı sebzeler çok çabuk çürür. Bunları yıkayıp iyice kuruttuktan sonra hava almayacak şekilde bir kaba koyarsanız uzun süre saklayabilirsiniz. Ya da pişirme sırasında onlara öncelik verin ve poşette değil de bir kağıt havluya sarılı olarak muhafaza edin.
• Her yemeğin sarımsağını ayrı ayrı hazırlamaktansa birkaç saatinizi bu işe ayırın: sarımsakları soyup yemeklik doğrayın ve bir cam kaba alın, üzerini geçecek kadar zeytinyağı ilave edip kapağını sıkıca kapatın. Bu şekilde uzun süre buzdolabında saklayabilirsiniz.
• Bakliyatları kapaklı cam kaplarda saklayın ve mutfağın birkaç yerine defneyaprağı koyun. Sevimli kelebeklerin evi istila etmesini engellemiş olursunuz.
• Uyumlu yemek menüleri hazırlayın. Kimse önüne gelen her yemekte biraz pirinç bulunmasından hoşlanmaz.
• Bayat ekmekleri rondodan geçirin ve hava almayan bir kaba koyup buzdolabında saklayın. Galeta unu yerine yahut köftelerde ekmek yerine kullanabilirsiniz.

ASLA YAPMAYIN!

• Mutfakta ustaca keşifler yapacak kadar iyi değilseniz ilk defa deneyeceğiniz bir yemekle misafirlerinizin önüne çıkmayın.
• Evi temizleme işini misafirlerinizin geleceği güne bırakmayın. Bu işi ve hatta yiyecek hazırlıklarınızdan mümkün olanları (zeytinyağlılar gibi) bir gün önceden halledin.
• Deterjanları birbirine karıştırmayın. Özellikle çamaşır suyunu diğer kimyasallarla beraber kullanmaktan kaçının.
• Tuz ruhu kullanmadan önce bir kez daha düşünün. Derz aralarını beyazlatayım derken tüm dolguyu kaybedebilirsiniz.
• Süpürmeden silmeyin. Bu, yerdeki kirleri bir yerden diğer yere taşımak gibi bir şeydir. Aynı zamanda işinizi zorlaştırır.
• Patates ve soğanları güneşten koruyun. Fazla aydınlık yeşillenmelerine sebep olur.
• Yumurtaları buzdolabına koymadan önce yıkamayın. Daha temiz olsunlar diye yaptığınız bu işlem yumurtanın üzerindeki gözenekleri açar ve daha çabuk bozulmalarına sebep olur. Bunun yerine yumurtaları kendi karton kutularında ve çiğ yenecek yiyeceklerden uzakta muhafaza edin.
• İyi çekmeyen elektrikli süpürgenizi hemen tamirciye götürmeyin. Emiş gücündeki azalma büyük ihtimalle toz torbasının ya da metal aksamlarının kirle dolmasından kaynaklanıyordur.

Hatice Çalış /Semerkandaile

Öğretmene Becayiş Hakkı

Perşembe, Haziran 21st, 2012

Öğretmene Becayiş Hakkı

Becayiş Hakkı

Danıştayın öğretmenlerin karşılıklı yer değiştirme isteğini onaylaması BECAYİŞ yolunu açtı.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 73. maddesindeki “Aynı Kurumun başka başka yerlerde bulunan aynı sınıftaki memurları, karşılıklı olarak yer değiştirme suretiyle atanmalarını isteyebilirler. Bu isteğin yerine getirilmesi atamaya yetkili amirlerince uygun bulunmasına bağlıdır.” Hükümleri ile Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların “Kurum içi yer değişikliği” başlıklı Ek 3. Maddesi (a) bendindeki “a) Kurumun hizmet icapları dikkate alınarak, aynı unvan ve hizmet niteliklerini haiz sözleşmeli personelin kurum içi karşılıklı yer değiştirme talepleri, pozisyonunun vizeli olduğu birimde fiilen en az bir yıl çalışmış olmaları şartıyla yerine getirilebilir.” hükümlerinde öğretmenlerin becayiş hakkı yer almaktadır.

Ayrıca; Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 04.09.2009 tarih ve 57235 sayılı yazısının (a) bendinde “Kurumun hizmet icapları dikkate alınarak aynı unvan ve hizmet niteliklerini haiz sözleşmeli personelin kurum içi karşılıklı yer değiştirme talepleri, pozisyonunun vizeli olduğu birimde fiilen an az bir yıl çalışmış olmaları şartıyla yerine getirilir” şeklinde sözleşmeli öğretmenlerin becayiş hakkından bahsedilmektedir.

İskender Pala Kitap Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

İskender Pala Kitap Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel İskender Pala Kitap Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa İskender Pala Kitap Sözleri
Iskender Pala sözleri
Iskender Pala kitap cümleleri

İskender Pala Kitap Sözleri

Bir kerre dokunsan teline saz-ı derunun,
Bin türlü nevazişle düzelmez bozulunca…
(Katre-i Matem’den)

Bir gülü koklamak gibi seni anmak…
Gel Ey !
Avucumda hep dikenler…
Kanıyor… kanıyor..
(Gel Ey Gül-İ Rana – İskender Pala)

Dudağının değdiği yerde kalbim çarpıyor Rukal..
Kafkaslar’ın şakayığı !
(Babil’de Ölüm, İstanbul’da Aşk)

Ne din yasaklamıştır aşkı ne yasalar ; yürekler Allah’a aittir çünkü.
Kitab-ı Aşk/İskender Pala

Biyolojik savaşlarda ölmez bir çocuk, asıl sevgisiz kalınca ölür. Ve “Git başımdan çocuk!”tan sonra binip giderler uçan halılarına çocuklar.
(Kırk Güzeller Çeşmesi)

Aşk gelince burukluğun şiirinde hüzün dokur heceler; ve azarlanmış kalpleri ısırır tam yarısında geceler…
(Kitab-ı Aşk)

İçimde
duygular vardı ve onun ellerinin sıcaklığıyla sonsuza kadar yanabilir,
götürdüğü yere her gün yeniden gidebilirdim. Var idim, ama ne idim;
anlayamıyordum. Gelişimini tamamlıyamamış organizmalar, küveze konulmuş
bebekler gibiydim; ama çok çabuk büyüyordum.
( Babil’de aşk İstanbul’da Ölüm / İskender PALA )

Aşk, yerine göre yol olur yürünür, yerine göre iman olur uyulur.
Bazen ateş olup yakar, bazen deniz olup boğar.
Sultan olur ülke yönetir, şarap olur sarhoş eder.
At olup koşar, kuş olup uçar.
Hazine olur viran gönüllerde saklanır, kimya olur hakir topraklan altına dönüştürür.
Sır olur saklanır, gonca olur açılır.
Gül bahçesi olur kokusuyla âşıkları mest eder, güneş olur âşıklarının ümit
meyvelerini olgunlaştırır.
Aşk olunca gönüller birleşir, aşk olunca kıyamet koparcasma hareketlilik olur.
Aşk olunca şimşekler çakar, rahmetler yağar.
Âlemler kıyama kalkarsa aşktandır.
Hastaların şifa bulması aşktandır.
Aşk ile döner gökler, aşk ile durur kâinat.
Aşk, Mecnun’dan Leyla’ya bir feryat, Mansur’dan dara bir sır, gözden kalbe bir yoldur.
Ah Mine’l Aşk / İskender Pala

Etkileyici Tanışma Sözleri

Pazartesi, Haziran 18th, 2012

Etkileyici Tanışma Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Etkileyici Tanışma Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Etkileyici Tanışma Sözleri
Tanışma Sözleri,Güzel Tanışma Sözleri,Komik Tanışma Sözleri,en etkileyici Tanışma Sözleri

Etkileyici Tanışma Sözleri

Selam, uzun zamandır profilinizi inceliyorum ve profil sayfanızda paylaştığınız yazılar, şarkılar sanki bir ortak yanımızın olduğu söylüyor gibi. Ne dersin sence bir ortak yanımız varmıdır?

Ortama göre ..” Bu barın (restoranın) en güzelkızı olmak nasıl bir duygu?”

Oturdunuz, konuştunuz ve kalktı gidiyor..Bir şey unutmadın mı? “Neyi?” “Beni.!

Telefon numaramı unutmuşum, seninkini ödünç alabilir miyim?

Baban hırsız miydi?” “Hayır ! Ne Alaka?!?” Gözlerinin yerine konulan elmasları kim,nerden çaldı o zaman?

Tanıştığımıza sevindim. Ben (Adiniz) sen:- Muhteşem

Benim dördüncü Kız arkadaşıma çok benziyorsun.” Kaç tane kız arkadaşın oldu senin? “ÜC

Siz Cosmo’nun kapağındaki o mükemmel Kız değil misiniz?

Bana yolu tarif edebilir misiniz?” Kız: Ne yolu? Nereye? Kalbine

Affedersiniz! Biz kücükkken farklı okullarda okumamış miydik?

Teklif Sözleri

Pazar, Haziran 17th, 2012

Teklif Sözleri

Tugbam sitesinde en güzel Teklif Sözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Teklif Sözleri
Teklif mesajları
Evlilik Teklifi Sözleri
Arkadaşlık Teklifi Mesajları
Çıkma Teklifi Mesajları
Aşk Teklifi Mesajları
Etkileyici Sözleri

Birisinden delicesine hoşlanıyorsunuz ve bunu bir türlü dile getirip söyleyemiyorsunuz. Ona açılmanın en kolay ve risksiz yönü hazır teklif sözleriyle yapabilirsiniz. İşte size birkaç teklif sözleri.

Güzel bir gelecek için dürüst, sadık ve doğal olmaya, herşeyi beraber paylaşmaya ömür boyu benimle olmaya varmısın gülüm.

Köprü yaptırıyorum gözlerimden gözlerine yardım edermisin,nakil yaptırıyorum kalbimden kalbine beni dinlermisin,seni gördüm beğendim benimle gezermisin,sana arkadaşlık teklif ediyorum kabul edermisin?

Ben senin yüzüne değil ben senin o güzel saf kalbine aşık oldum benimle çıkarmısın..

Ya teklifimi kabul edersin ya da peşinde koşarken yırtığım ayakkabıların paralarını ödersin…

Meleğim desem uçar gidersin, çiçeğim desem solar gidersin, sevgilim desem ne dersin ?

Bulutların maviliğini ellerine,yıldızların parlaklığını gözlerine,sevgilerin en yücesini kalbine usulca bırakıyorum KABUL EDERMİSİN?

Atesim degil kulum olurmusun denizim degil dalgam olurmusun ilk askim degilsin affet ama son askim olurmusun

Denızım degıl dalgam olurmusun? Atesım degıl kulum olurmusun? Ilk sevdıgım degılsın affet son sevdıgım olurmusun?

sana arkadaslık teklıf edecegım, senden hoslandıgımı ve hep senı dusundugumu dusunduysen aferım, dusunmedıysende dusun derım.

kocaman zeytın gozlerı, yanagında gamzesı, mınıcık sevgı dolu ellerı, bır kızımız olsaydı keske deseydım aynı annesı!

gunlerce dusundum, bır turlu acılma fırsatı bulamadım sana, demekkı kısmet buguneymıs, ılk ve son askım olmaya ne dersın

dunya olsam, gunesım olurmusun? Gokyuzu olsam, mavı rengım olurmusun? Denız olsam dalgalarım olurmusun? Bır beden olsam, canım olurmusun? Bır can olsam, hayatım olurmusun?

hasretle acan bır gul gıbı bır ınsanın ozlemlerı olmalı, ozlemle acan gul gıbı bır ınsanın bırtanesı olmalı, benım bırtanem olurmusun?

kopru yaptırıyorum gozlerınden gozlerıne yardım edermısın, nakıl yaptırıyorum kalbınden kalbıne benı dınlermısın, senı gordum cok begendım benımle gezermısın, sana arkadaslık teklıf edıyorum kabul edermısın.

cıceklerın en guzelı gul, gullerın en guzelı sen, cıceklerden gulu gullerden senı sevıyorum, senınle tanısmak ıstıyorum.

son gunum, sozum son mutluluk senınle olacak, son gozyasım, son nefesım, senınle son bulacak, ılk nıkahım gıbı sonuda senınle olacak, bu boyle bılınsın.

her sabah dogan ve her aksam batan gunesı, gece cıkan ayı, gunduz ve gece yagan yagmuru ve de hayatın tum guzellıklerını benımle bır omur boyu paylaşırmısın aşkım?