Posts Tagged ‘olsa’

Kemoterapinin yan etkileri nelerdir?

Perşembe, Haziran 21st, 2012

– Kemoterapi tedavisi nasıl gerçekleştiriliyor?

Kemoterapi, kimyasal ya da biyolojik maddeleri vücuda vererek yapılan bir tedavidir. Burada amaç kanser hücrelerinin çoğalmasını engellemek. Kanser hücresinin DNA sentezi yapmasını ve mitoz bölünmesini durdurmak için bazı ajanlar kullanılıyor. Bunlar hem ağız yoluyla hem de damar yoluyla verilebiliyor. Kemoterapi basit bir şey değil. Kişinin yaşı, diyabet, tansiyon gibi kansere eşlik eden diğer hastalıkları gibi konuların çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Yani tümörün bulunduğu yer ve hastanın özelliklerine göre, kemoterapi uygulamasının nasıl olacağı şekilleniyor.

– Kemoterapi hastalık ilerlemiş dahi olsa iyileşme sağlayabiliyor mu?

İleri evrede dahi, hastalık yayılmış olsa da bazı kanser türlerinde başarı sağlanabiliyor. Özellikle germ hücreli kanser olarak tanımlanan testis kanserlerinde. Bu tümörler akciğer ve karaciğere yayılmış dahi olsa kurtarma şansımız çok yüksek. Bu çok önemli. Testis kanserleri, over kanserlerinin bazı türleri, lenf kanserleri, lösemiler de ve bazı sarkomlarda başarı sağlanıyor. Bunların dışındaki kanser türlerinde 4. evrede tam kür sağlamak mümkün değil. O zaman da amaç mümkün olduğu kadar sağ kalımı, hatta hastalıksız sağkalımı artırmak oluyor.

– Hastanın yaşı tedavinin başarısını etkiliyor mu?

Kemoterapi her yaşta yapılabilmesine karşın çok yaşlı kişiler kırılgan yapılarından dolayı daha fazla etkileniyorlar. Ancak yaşlı hastalarda da kemoterapi yapmak mümkün. Önemli olan yaşlı hastanın performansı. Bunun yanı sıra hastanın kansere eşlik eden farklı hastalıklarının bulunması da ilaç uygulamasını kısıtlayıp sonucu etkileyebiliyor.

– Kemoterapi tedavisinin planlaması neye göre belirleniyor?

Yaptığımız tedavide beklentilerimiz var. Başarı oranımızın ne olacağını yaklaşık tahmin edebiliriz. Amacımızı en başından belirleriz. ‘Hastanın yaşamını mı uzatacağız’, Yaşam kalitesini mi yükselteceğiz’ planlamasını yaparız. Hastanın yaşam süresini artırırken, kalitesini düşürmemek için çok hassas değerlendirmeler yapıyoruz. Medikal onkoloji uzmanı olarak bizler aynı zamanda iç hastalıkları uzmanıyız. Hastalığını değil, hastayı tedavi ediyoruz, onun için hastayı bir bütün olarak değerlendirmemiz gerekiyor.

– Kemoterapinin yan etkileri neler?

Kemoterapi sırasında kemik iliğinin baskılanması ile kemik iliğinde üretilen akyuvarların (lökositlerin), alyuvarların (eritrositlerin), trombositlerin sayısı düşüyor. Bu da kişinin kendini çok daha yorgun hissetmesine neden oluyor. Lökositlerin belirli bir düzeyin altına inmesi de enfeksiyonlara karşı yatkınlığın oluşmasına neden oluyor. Bu nedenle hasta takip edilirken tüm bu olasılıklar da değerlendiriliyor.

Kemoterapi alması gereken hastalarda en fazla karşılaştığımız sorunlardan birisi önyargılar. Ancak her hastanın hastalığının farklı olduğunun unutulmaması gerekiyor. Her hastaya kullanılan ilaçlar ve bunların yan etkileri birbirinden farklıdır. Hastaları en fazla etkileyen çevreden duydukları kanser ilaçlarının saç döktüğüne dair söylemler oluyor. Evet, kanser ilaçlarının büyük bir kısmı saç döker ama bu saç da sonradan çıkar. Yine bir başka önyargı bulantı ve kusmada oluyor. Halbuki bu da yanlış bir yaklaşım ve bunu yenmek gerekiyor.

Kemoterapiye bağlı bulantı ve kusmanın önemli bir kısmı da psikolojik oluyor. Önyargılar kemoterapiye verilen reaksiyonu artırıyor. Bu yüzden biz hastalara çevreden gelen duyumlara kapalı olmalarını öneriyoruz.

Anadolu Sağlık Merkezi
Onkolojik Bilimler Koordinatörü
Prof. Dr. Haluk Onat

Karaçay – Malkar Atasözleri

Pazar, Haziran 17th, 2012

Karaçay – Malkar Atasözleri

Tugbam sitesinde en güzel Karaçay – Malkar Atasözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Karaçay – Malkar Atasözleri
Karaçay Atasözleri
Malkar Atasözleri

Açha açhanı tartadı.
(Para parayı çeker)

Açnı amanı bolmaz
Toknu imanı bolmaz.
(Acın kötüsü olmaz)
(Tokun imanı olmaz)

Adamnı kılıgı işde belgili boladı.
(Adamın karakteri işte belli olur)

Agaç çirise özeginden çiriydi.
(Ağaç çürüse özünden çürür)

Akılı bolmaganga sakalı boluşmaz.
(Aklı olmayana sakalı yardım etmez)

Akıllı sagış etginçi teli işin bitdirir.
(Akıllı düşününceye kadar deli işini bitirir)

Alga çıkgan kulaknı artda çıkgan müyüz ozar.
(Önce çıkan kulağı sonra çıkan boynuz geçer)

Alma tereginden keng ketmez.
(Elma ağacından uzağa gitmez)

Anasına karab kızın al.
(Anasına bakıp kızını al)

Artık mal köz çıgarmaz.
(Fazla mal göz çıkarmaz)

At iyesin tanır.
(At sahibini tanır)

At urmaz deme, it kabmaz deme.
(At vurmaz deme, it kapmaz deme)

Ata şohu tas bolmaz.
(Ata dostu kaybolmaz)

Asıl azmaz, gemha tozmaz.
(Asil bozulmaz, ipekli kumaş eskimez)

Arba avgandan sora col körgüztüvçü köb bolur.
(Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur)

Arbanı allı kalay barsa artı da alay baradı.
(Arabanın önü nasıl giderse, arkası da öyle gider)

Ayıbsız teng izlegen tengsiz kalır.
(Ayıpsız arkadaş arayan arkadaşsız kalır)

Az bergen cürekden, köb bergen baylıkdan.
(Az veren yürekten, çok veren zenginlikten)

Aznı almagan köbden kuru kalır.
(Azı almayan çoktan mahrum kalır)

Bal-bal degen bla avuzga tatuv kelmez.
(Bal-bal demekle ağza tat gelmez)

Bal bolsa çibin tabılır.
(Bal olsa sinek bulunur)

Bal tuthan barmagın calar.
(Bal tutan parmağını yalar)

Baş carılsa börk içinde, kol sınsa ceng içinde.
(Baş yarılsa börk içinde, el kırılsa yen içinde)

Baş kalay barsa, ayak da alay baradı.
(Baş nasıl gitse, ayak da öyle gider)

Baynı malı carlını avzun avrutur.
(Zenginin malı fakirin ağzını ağrıtır)

Borçha içgenni başı eki kere avrur.
(Borca içenin başı iki kere ağrır)

Boş cürügenden ese boşuna işle.
(Boş yürümektense boşuna çalış)

Börünü azıgı boranda.
(Kurdun azığı fırtınada)

Börü da honşu koşuna çabmaydı.
(Kurt bile komşu ağıla saldırmaz)

Buday cetse orak bagalı bolur.
(Buğday yetişince orak kıymetli olur)

Bügüngü işni tamblaga kaldırma.
(Bugünkü işi yarına bırakma)

Cel keltirgenni suv eltir.
(Yelin getirdiğini su götürür)

Cılamagan caşha anası emçek salmaz.
(Ağlamayan çocuğa anası meme vermez)

Çakırılmagan cerge barma, çakırılgan cerden kalma.
(Çağırılmayan yere gitme, çağırılan yerden kalma)

Çakırılmagan konak törge atlamaz.
(Çağırılmayan misafir başköşeye geçmez)

Çıkmagan candan umut kurumaz.
(Çıkmayan candan umut kesilmez)

Eki harbız bir uvuçha sıyınmaz.
(İki karpuz bir avuca sığmaz)

Ertde turgan col alır, ertde üylengen töl alır.
(Erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır)

Eki kama bir kınga sıyınmaz.
(İki kama bir kına sığmaz)

Eşekge altın cükleseng da eşekley kalır.
(Eşeğe altın yüklesen de eşek olarak kalır)

Eşekge mingen birinçi ayıb, andan cıgılgan ekinçi ayıb.
(Eşeğe binmek birinci ayıp, ondan düşmek ikinci ayıp)

Har gokka hansnı iyisi başha.
(Her çiçeğin kokusu başkadır)

Kama cara bitelir, avuz cara bitelmez.
(Kama yarası kapanır, ağız yarası kapanmaz)

Karga karganı közün almaz.
(Karga karganın gözünü çıkarmaz)

Kazanda bolsa çolpuga çıgar.
(Kazanda olsa kepçeye çıkar)

Keleçige ölüm cok.
(Elçiye ölüm yok)

Kızıng honşu üyde catmasın
Caşıng bazar hant tatmasın.

(Kızın komşu evde yatmasın)
(Oğlun pazar yiyeceği tatmasın)

Kögetni igisin ayü aşar.
(Meyvenin iyisini ayı yer)

Közden ketgen kölden keter.
(Gözden giden gönülden gider)

Kuru tuluk süyelmez.
(Boş tulum dik durmaz)

Külme kartha kelir başha.
(Gülme yaşlıya gelir başa)

Kündüz çırak candırgan keçe karangıda kalır.
(Gündüz mum yakan gece karanlıkta kalır)

Mahtangan iynek çelegine boyar
(Öğünen inek kovasına pisler)

Mart ketmey dert ketmez
(Mart gitmeden dert gitmez)

Mejgit ullu bolsa da afendi bilgenin aytır.
(Cami büyük olsa da imam bildiğini söyler)

Ortak ögüzden buzov aşhı.
(Ortak öküzden buzağı iyidir)

Ot bolmagan cerden tütün çıkmaz.
(Ateş olmayan yerden duman çıkmaz)

Ölgen eşek börüden korkmaz.
(Ölmüş eşek kurttan korkmaz)

Ölgen ölse da kalgan kalır.
(Ölen ölse de kalan kalır)

Sabiyni cumuşha iy, ızından kesing bar.
(Çocuğu işe gönder, peşinden kendin git)

Sen biy, men cüyüshan,
Kayda bizni eşekge kuvuşhan.
(Sen bey, ben prens)
(Nerede bizim eşeğe kolan kayışı)

Suv çelekni tübü suvda kalır.
(Su kovasının dibi suda kalır)

Sütden avzu küygen suvnu ürüb urtlar.
(Sütten ağzı yanan suyu üfleyip içer)

Tama tama köl bolur.
(Damlaya damlaya göl olur)

Tav ne miyik bolsa da avuş tabılır.
(Dağ ne kadar yüksek olsa da geçit bulunur)

Tav tavga tübemeydi, adam adamga tübeydi.
(Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur)

Tavuk tüşü tarı bürtük.
(Tavuğun düşü darı tanesi)

Teli kolannı süyer.
(Deli alacayı sever)

Teli şohungdan akıllı cavung aşhı.
(Deli dostundan akıllı düşmanın iyidir)

Temir suvugunçu cazıladı.
(Demir soğuyuncaya kadar şekil verilir)

Tengizni malın tonguz aşar.
(Denizin malını domuz yer)

Terekni alması köb bolsa başın enişge tutar.
(Ağacın meyvesi çok olsa başını aşağı tutar)

Teşikli taş cerde kalmaz.
(Delikli taş yerde kalmaz)

Töngeregen taşha tük çıkmaz.
(Yuvarlanan taşta yosun çıkmaz)

Ullu söleşme da ullu kab.
(Büyük konuşma büyük ye)

Karadeniz’e Özgü Atasözleri

Pazar, Haziran 17th, 2012

Karadeniz’e Özgü Atasözleri

Tugbam sitesinde en güzel Karadeniz’e Özgü Atasözleri sizler için hazırlandı
. Buyurun Kısa Karadeniz’e Özgü Atasözleri
Karadeniz Atasözleri
Karadenize Özgü Atasözleri

Ananın koti (kötü) kızi olmaz, kaynananın ey (iyi) gelini: Anneler kızlarını hep överek evlendirirler ancak kaynanaların gelinlerinden memnun oldukları pek görülmez.

Arli arından korhar, arsuz da sanar ki benden korhiyer: Namuslu, saygın kişi, saygınlığını yitirmemek için, haklı da olsa arsız kişiye bulaşmak istemez. Arsız kişi onun kendisinden korktuğunu sanır.

Aşuh (âşık) gezgan (gezegen) olur, dertli söylagan (söylegen): Halk ozanları, diyardan diyara gezerek, duygularını sazla dile getirirler. Dertli kişi de, derdini anlatarak, içini dökerek rahatlamaya çalışır.

Ayın on beşi karanluğisa, on beşi aydinnuhtur: İnsanın üzüntülü, sıkıntılı günleri sürüp gitmez ardından güzel günler de gelir.

Bahar güneşi gelinıma, guz (güz) guneşi kızıma: Bahar ve yaz güneşi cildi çabuk yakar, esmerleştirir. Güz güneşi ise fazla etkili olmaz. Kızların beyaz tenli olması yöremizde beğenilen bir nitelik olduğundan anneler kızlarının yaz güneşinden yanmalarını istemezler. Ayrıca baharda işler daha çok olduğundan anneler, kızlarına kıyamazlar.

Bizim gelin hali (halı) geturur, gendi serar, (kendi serer) gendi oturur: Şaşkın ev sahibi, konuklarını değil de kendini ağırlar.

Dünya kadar malın olacağın, zerre kadar ihbalın (şans, talih) olsun: Varlıklı olup şanssız olmaktansa, yoksul olup şanslı olmak iyidir.

Fukareya (fukaraya) taş yohuşta yerişur (yokuşta yetişir): Şanssız, yoksul kişinin işi hep ters gider.

Gelin, kaynana toprağından yaradılmiştur: Gelinle kaynananın huyları birbirine benzer.

Hırhız (hırsız) hırhızdan çalar, Allah’ın güleceği gelur: Haksız kazanç, aynı yoldan geri çıkar.

Kahvenın da yuzi karadur ama yuz ağardur: Önemli olan dış görünüş değil, niteliktir.

Kızım seni, gelinim seni, beşiğin dibunda sinarım seni: Genç kızların, çocuksuz kadınların temiz ve düzenli olmaları kolaydır. Ancak çocuk sahibi olduklarında onlar da düzenlerini sürdüremezler.

Muhtar muhtar olmaz, koy (köy) muhtar olacah: Köyde birlik beraberlik, katılım olmazsa muhtarın çabası bir işe yaramaz.

Olisi (ölüsü) olan bir gun, delisi olan her gun ağlar: Yakınlarınızdan biri ölse, birkaç gün ağlarsınız, sonra acınız küllenir. Ama yakınlarınızdan biri deli olsa, bu durum hep gözünüzün önünde olur derdiniz her gün tazelenir.

Gozala (güzele) goz (göz) ağrisi bila yahişur: Güzel ne giyerse giysin yakışır.

Tağda (dağda) okuz, dugunda kız saraflanmaz: Dağdaki (yayladaki) öküz besili olur, alacak olan kişiyi yanıltır. Düğündeki kız da süslü, güzel giyimli olacağından, beğenen kişi yanılabilir.

Taş taşi, laf taşima: Laf taşımak, insan ilişkilerinde en büyük ahlak zayıflığıdır.

Yetim demiş “Ben gülarım”, Allah demiş “Ben nerdayım!..”: Yoksulun işleri hep ters gider, sıkıntı çeker, yüzü gülmez.

Ağa diya diya maldan, yiğit diya diya candan edarlar: Eloğlu insanı ağa, yiğit diyerek pohpohlar. Bundan hoşlanan kimse de ya malından ya da canından olur.

Eva lazım olan camiya haramdur: Bir kimsenin kendisine ve benimsediği yere gerekli olan şeyi, başkasına vermesi doğru değildir.

İşin yohuş (yokuş) tut da eniş (iniş) gelursa ihbala (şansa): Başladığın işin güç olacağını, zorluklarını düşünerek önlemini al. Engel çıkmazsa o da senin şansına.

Kurdun adi (adı) çıhar, tilki dünyayi yıhar: Öyle sinsi, kurnaz kimseler vardır ki, adı kötüye çıkmış kimselerden daha tehlikelidir.

Ders alınacak güzel sözler

Pazar, Haziran 17th, 2012

Ders alınacak güzel sözler

Tugbam sitesinde en güzel Ders alınacak güzel sözler sizler için hazırlandı
. Buyurun Ders alınacak güzel sözler

*İlimsiz ibadette, tefekkürsüz Kuran tilavetinde hayır yoktur.
*Ne kadar okursan oku, bilgine yakışır şekilde davranmazsan cahilsin demektir.
*Mal kazanmakla, şeref kazanılmaz.
*Musibet zekayı eğitir.
*Kişinin sözü, amelinden çok olursa aklı noksandır.
*Tek dostum kitaplarım, tek düşmanım cahil dostlarım.
*Felaketler, ayak seslerini duymayanlara geliyorum demez.
*Zalime, ancak, onu zulümden alıkoymak için yardim et.
*Harekette birlik olmazsa, fikirde bilgi faydasızdır.
*Yarin, yorgun kimselerin değil, rahatlarına kıyabilenlerindir.
*Kuvvetine güvenenler, korkutma küçüklüğünde bulunmazlar.
*Tarihte her hareket hep bir kişinin ayağa kalkmasıyla baslar.
*Kesilmiş koyuna, derisini yüzülmesi elem vermez.
*Kendini hak ile meşgul etmezsen, batıl seni işgal eder.
*Herseyi bilmek çok kötüdür.
*El agzına bakan karısını tez boşar.
*Gerçek dost, arkadaşının kusurunu görünce onu uyarır. Fakat bu kusurları başkalarına açıklamaz.
*Şahsi gayret yuvayı, toplu gayret vatani ayakta tutar.
*Küçük insanların gururu büyük olur.
*Kitap aklın ilacıdır.
*Dost acı söyler.
*Kardeş kardeşi atmış, yar basında tutmuş.
*Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz.
*Dost ağlatır, düşman güldürür.
*Ecel geldi cihana, basarısı bahane.
*Gençliğine güvenme, ölen hep ihtiyar mı ?
*İnsan ne kadar yükselirse, gönlü o kadar alçalmalıdır.
*Tecrübe bilgiyi artırır. Her şeye inanmak ise insanı yanıltır.
*Küçük taş, baş yarar.
*Bir kimseyi tanımak istiyorsan, arkadaşına bak.
*Ahmaklık, hatada ısrar etmektedir.
*Nasihat tutmayanı musibet tutar.
*Herkesi kendi gibi sanan aldanır.
*Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz.
*Özü doğru olanın sözü de doğru olur.
*Küçük bir delik, büyük bir gemiyi batırır.
*Doğru sarsılır, ama yıkılmaz.
*Adaletin bulunmadığı bir ülkede herkes suçludur.
*Zeka, kafanın içindeki altın madenidir.
*İtaatsizlik şerlerin en kötüsüdür.
*İnsan idare etme sanatına siyaset denir.
*Çok dinlememiz ve az konuşmamız için, iki kulağımız ve bir dilimiz vardır.
*Dağa çıkan düz aramaz.
*Adamın aynası arkadaşıdır.
*Danışan dağı asmış, danışmayan düz yolda şaşmış.
*Korkak dostun olacağına, cesur dostun olsun.
*Özlü konuşmanın yolu, yersiz sözleri bırakmaktır.
*Destursuz bağa giren, hesapsız dayak yer.
*İnsan, düşeceği yere çıkmamalıdır.
*İyiliğe iyilik her kişinin karı, kötülüğe iyilik ER kişinin karı.
*Yanlış, iktidarı artmakla hiçbir zaman doğru hale gelmez.
*Kovandan çıkmayan Ari bal yapmaz.
*Ancak içinden aydınlanan, dışına ışık verir.
*Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil.
*Bize değer kazandıran şeyler, yaptığımız islerdir.
*Bir münafık, bir orduyu bozar.
*Acıyan çok ama ekmek veren az.
*İnsanların şahsiyetlerini, iktidarlı zamanlarında ölçmelidir.
*İnsanin sözü hikmet, bakisi ibret ve susması ders olmalıdır.
*Her deliğe elini sokma, ya yılan çıkar ya çıyan.
*Tarih tekerrürden ibarettir.
*Birlik olmayan yerde, dirlik olmaz.
*Sükut kavgayı keser, fitneyi önler.
*İffet, güzelliğin zekatıdır.
*Hiç bir zafere çiçekli yollardan gidilmez.
*Fitne aslında uykudadır, Allah (c) onu uyandıranlara lanet eder.
*Alışmış, kudurmuştan beterdir.
*Akilli insan tüm yumurtalarını ayni sepete koymaz.
*Buldum bilemedim, bildim bulamadım.
*Ölümü hatırlamak, hırs ateşini söndürür.
*Cahil, yaşlı dahi olsa küçüktür; Alim, küçük de olsa büyüktür.
*Gençlikte vaktini geçiren sefa ile, ihtiyarlıkta ömrünü geçirir cefa ile.
*Körler memleketinde şaşılar padişah olur.
*Arkanı güneşe çevirme, gölgen öne düşer.
*Acıyı tatmayan, tatlıyı anlamaz.
*Oda oda laf arayan, kapı kapı ekmek arar.
*Okumadan alim, gezmeden seyyah olunmaz.
*Doğru; her zaman yüce; yalan, her zaman cücedir.
*Paranın çoğu da, yoğu da ahlakı bozar.
*Ceza topaldır, ama er geç hedefine ulaşır.
*Başını semaya çarpmaktan cüceler korkar.
*Hastalık hissedilir de, sağlık hissedilmez.
*Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam.
*Kadın duyduğuna inanır, erkek gördüğüne.
*Yiğitlik intikam almada değil, tahammüldedir.
*İyilik, insanları birbirine bağlayan altın zincirdir.
*İyilik iyilikten, kötülük kötülükten doğar.
*Hafif acılar konuşabilir, ama derin acılar dilsizdir.
*Ayakta ölmek, diz üstü yasamaktan evladır.

Gurbet Mesajları

Pazar, Haziran 17th, 2012

Gurbet Mesajları

Tugbam sitesinde en güzel Gurbet Mesajları sizler için hazırlandı
. Buyurun Gurbet Mesajları

Gurbetin Soğukluğunda Aşkınla ısınıyorum..

Gurbetin geceleri Sensiz Çekilmiyor resmine bakıyorum artık dayanılmıyor..

Gurbet ellerin Arasında Aşkınla Avunuyorum, Aşkının Sıcaklığıyla teselli ediyorum kendimi geceleri..

belki birgun beni unutturacak biri cikacak karsina, belki ozlemeyeceksin beni, gozyasida dokmeyeceksin belki , ama bil ki bu gece yuregimdesin, her zamanki gibi.

kalk gel hangi uzak yerdeysen,erimeden karlar.gel gor daldaki beyazini sogunu havanin..duy sesini yaganin,havadaki sessizligin sensizligini..karlar erimeden gel…

ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, ve sevgiline hasret oldugun kadar ona yakinsin. unutma, yagmurun yagdigi kadar islaksin, gunesin seni isittigi kadar sicak…

yüreğim umulmayan yaralarla baş edemezken bir tatlı aşk gülüşü özledi gözlerim ve sen hangi alemde hangi düşlerde isen gel çünkü gülüşünü ‘ÇOoOk Özledim’

hasretin öldürdü beni! Şimdi geceler çaresiz, geceler sensiz, bir öpüşten daha sıcak şimdi yağmur damlası, gelip konar dudaklarıma sessiz. söylemişmiydim hasretin öldürdü beni hiç sebepsiz

Gecenin karanlığındasın, güneşin ışığında, Suyun damlasında, selin coşkusunda Kimi yanımdasın kimi rüyamda Ama hep aklımdasın sakın unutma…

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün çevrene karışırcasına.. Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır.Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana…

Yokluğunda varlığını özlemem gerekirken; varlığında yokluğuna hasret bıraktın!

Şimdi daha iyi anlıyorum ki, Nefes almak değilmiş, yaşamak. Ateşlerde yanmak gibi bir şey, Seni severken,sensiz olmak

Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan, birbirine uzanamayan yorgun yıldızlar

Işıkları Kaldırıp Attım Bir Kenara !!! Anlıyor musun?Gökyüzü Güneş Olsa ,Sensiz Karanlıktayım

Gurbet

hasretin kurşun gibi
düşer zamana
kelimeler hoyrat ikindilerde
çağırır seni
gözlerim sıcak bir nefes gibi
tutulur sevda nöbetlerine
tutulur hasretine

seni sevmek adına
ayrılığa isyan
dağlara sabır ektim
ve katran ve zift gibi
toprağın tenine ilaç
yağmura hüzün sardım

adını isyan koydum aşkın
çiçeklerden önce
ayrılığı çektim içime

gurbetindeyim ey yar
sılam çok uzak
iklimimde hazan var
yeşilim kurak
kuşatılmış her bir yanım
her yanım tuzak

hira’dan bir rüzgar esse
şimdi içime hey yar
beni alıp bu diyardan
sana götürse

medine’n olsun şimdi
beton şehirler
bir hicret kabul eyle
var da bir yol gel
göz göz olmuş yaralarımız
bir derman bekler

sana salat, sana selam
söylüyor diller hey yar
hasretinin çöl yolunda
yine garipler

şiir: talip ışık

Dostluk Mesajları

Pazar, Haziran 17th, 2012

Dostluk Mesajları

Tugbam sitesinde en güzel Dostluk Mesajları sizler için hazırlandı
. Buyurun Dostluk Mesajları


Dostluk Mesajları

Dostluk Mesajları
Kimsesiz zamanların yalnızlığında,aydınlık diyarların masalsı görüntülerinde,küçük bir çocuk yüreğinin annesine olan sevgisi değerinde bir merhaba dostum nasılsın.

Dost vurulunca değil unutulunca kahrından ölürmüş.Biz dostlarımızı kır çiçekleri gibi avucumuzda değil kurşun yarası gibi yüreğimizde saklarız.

Gönüller birdir dünyalar ayrı olsa da. Arkadaşlıklar,sevgiler,aşklar yalan olsa da umrumda değil dünya yansada biz dostu unutmayız dost uzakta olsada.

Dost deniz kenarındaki taşlara benzer.Önce tek tek toplarsın sonra birer birer denize atarsın ancak bazılarına kıyamazsın.İşte sen o kıyamadıklarımdansın.

Zaman gelir yollarına kar yağar,etrafını hüzün bulutları sararsa,ne zaman bir dosta ihtiyaç duyarsan dost olabildiğim kadar burdayım.

Hep zamana yenik düştük esiri olduk anlamsız koşuşturmaların.ama bir kez adını yüreğimize kazıdığımız dostlarımızı hiçbir zaman unutmadık.

Dost bazen minik bir kuş bazen var olmayan sevgili, kimi zaman saksıda bir çiçektir, ama asıl dost seni senden çok sevendir

Her dostluğun gökyüzünde bir meleği varmış, yeryüzünde biten her dostluk için gökyüzünde bir melek ağlarmış, sana ant olsun ki bizim meleğimiz asla ağlamayacak…

Dünyada birçok insan vardır. Kimi mutlu, kimi mutsuz, kimi ağlayıp, kimi gülüyor ama güzelliklere ve mutluluğa layık bir insan var ki,o da su an bu mesajımı okuyor.

Dost dediğin deniz kenarındaki taşlara benzer, önce birer birer toplarsın, sonra yavaş yavaş atmaya baslarsın. Fakat bazılarını atmaya kıyamazsın, sen atmaya kıyamadıklarımdansın.

Güneşe bağlandı korkuyla önce insan. Sonra ateşe, suya … Ay battı su kurudu gün bitti.. Sevgi kardeşlik dostluktu sonsuz olan..can dostuma

Dostluklara mesken ßu yürek asklara degıl sevgılının gozlerıne degıl dostun sozlerıne, selamın’a merhabasına muhtac bu yurek merhaba ey dost bu gece de yurektesın…

Hayata değer bir yaşam, sevmeye değer bir aşk, dostluğa değer bir arkadaşlıktan asla vazgeçme.Ne eksik ne fazlasını ara ve seni üzenle asla uğraşma !

Mutluluğun peşinden koşma mutluluk senin peşinden koşsun ve hayatta öyle mutlu ol ki gözlerinde akan bir damla yaş arayıp da bulamayanların sadakası olsun.

Belki diyorum; SEVGİ nin ne demek olduğunu biliyoruz ama GENÇLİĞİN ne demek olduğunu anladığımızda bu dünyadaki işimiz bitmiş olacak…