Posts Tagged ‘onun’

Konfiçyusten aşk öğütleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012


1- Tedavi edilemez derecede romantik olun.

2- Birlikte kitap okuyun, elele tutuşun ve birlikte düzenli yürüyüşlere çıkın.

3- Gülümsemeler bulaşıcıdır. Ona da bulaştırın.

4- Güvenilir bir sırdaş olun ve onu hiç kimseye şikayet etmeyin.

5- Onun en sevdiği çiçeği, rengi, müziği, şiiri ve yazarı bilin.

6- Ona, beklemediği hoş sürprizler yapın. Hiçbir neden yokken de kart ya da küçük aşk notları yollayın.

7- Birbiriniz için özel ve gizli takma adlar bulun.

8- Aşk, birlikte saçmalamaktır. Arada bir, birlikte sonuna kadar saçmalayın.

9- Kimin haklı olduğunu tartışmayın, neyin doğru olduğuna karar verin. Her tartışma sonunda barış anlaşmasını bir öpücükle imzalayın.

10- Sevdiğinizi yalnızca onun duyabileceği biçimde eleştirin. Övgünüzü ise bütün dünyaya duyurun.

11- Bedeninize iyi bakın. Daima sağlıklı ve dinç olmayı hem kendinize hem de ona borç bilin.

12- Bir kucaklaşmadan ilk ayrılan siz olmayın.

13- Eş seçmek kitap seçmeye benzer, iyi tasarlanmış bir kapak ve cilt ilginizi çekebilir. İceriği sağlam olmadıkça sonunu getirmek zordur.

14- Aşk için evlenin. Hem eşinizin hem de kendinizin en iyi arkadaşı olun.

Sinir Sözler

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Sinir Sözler
Sık sık ameliyat olun, içiniz açılır.

Oğlumun adını mafya koydum, artık bir mafya babasıyım.

Yazilidan sıfır aldım ama önemli olan katılmaktı.

Sık sık ameliyat olun, içiniz açılır.

Ölüm korkusu sürekli değil mezarda biten geçici bir duygudur.

Yazilidan sıfır aldım ama önemli olan katılmaktı.

Siddete karşı savaş açın! Şiddet yanlılarını kurşunlayın.

Ölüm korkusu sürekli değil mezarda biten geçici bir duygudur.

Son gülen sen olacaksın, çünkü geç anlıyorsun.

Siddete karşı savaş açın! Şiddet yanlılarını kurşunlayın.

Gençliğim acı veriyordu ameliyatla aldırdım.

Son gülen sen olacaksın, çünkü geç anlıyorsun.

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Gençliğim acı veriyordu ameliyatla aldırdım

Bir soru sorabilir miyim bayan, ne kadar güzelsiniz?

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Araba benim, benim uzerime araba, ama ben onun uzerindeydim o gün.

ilahi Azrail, sen adami öldürürsün.

Bende şeytan tüyü yok. Epilasyonla aldırdım.

Selam. Ben Aydan Şener. Ben de dünyadan Neil Armstrong.

Bir soru sorabilir miyim bayan, ne kadar güzelsiniz?

Beşbinkere söyledim; abartmayı bırak.

Araba benim, benim uzerime araba, ama ben onun uzerindeydim o gün.

Bu tüp bebek hatali; hep gaz kaçiriyor

Deli Kız

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Küçük mutluluklar için yaşadığın büyük acılar kaldı şimdi elinde
taşıdığın büyük sevgiler kaldı küçük yüreğinde..

Bir kez daha tokatladı o acı gerçek yüzünü
‘boyundan büyük sevdin hep küçük kız..’
o kadar yandı ki için biten sevdalar ardından
korkar oldun aşktancesaret edemedin artık sevmeye . .

Çünkü;

büyüktü işte sevmelerin herkesin sevgisi gibi basit değildi..
Her yüreğin kaldıracağı türden de değildi..
Bu aşk da.. Ayrılığın acısı da..
Ama sen güçlüydün işte zoru seviyordun ya;
bu zor aşkıda en güzel şekilde yaşadı yüreğin
ve ayrılığın acısına da katlanıyor şimdi..

Aah deli kız..
Hep deliydin sen.. Hep çocuktun işte..
Sevmelerinde bir deliden beklenecek gibi deliceydi..
Bakmadın görmedin ondan başkasını o vardı senin dünyanda..
Hatta dünyan oydu senin..
O dönüyordu etrafında ya da sen onun etrafında..

Delilikti bu yaptığın ama farkında değildin!
Alışmıştın zaten sana ‘deli kız’ denmesine..
O yüzdende umrunda değildi onun için yaptığın delilikler..
Seviyordun çünkü..
Seviyordun deliler gibi..

Ve biliyorum hala seviyorsun deli kız..
Ama şimdi
sus !
Çekil kabuğuna bitti de !
Ağla hıçkıra hıçkıra ağla deli gibi deliler gibi !

Ya da yok hayır !

Dur!

Sakın bir damla daha gözyaşı dökme!
Unutmasen güçlüsün deli kız..
Çok güçlüsün..
Buda geçecek bu acılarda bitecek birgün. .
Sen asla yenilme..
Asla kaybettiğini düşünme..

Hadi kaldır şimdi başını sil gözyaşını..
Gülümse..
Ve dayan deli kız..
Dayan..

aşk şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

DÖNÜYOR

Yaşamadım saysam keşke unutsam
Mazim filizlenip cana dönüyor
Bumerang gibi fırlatıp da atsam
Neylesem sonunda bana dönüyor

Beni terk etmiyor gam ile tasa
Yüreğim uyumaz gözler uyusa
Susayıp elimi uzatsam tasa
Sanki içtiğim su kana dönüyor

İçimde olanı döksem devirsem
Kapansa kapılar zindana girsem
Kaçmak için senden başım çevirsem
Neylesem ,yüreğim sana dönüyor

Ölsem de unutmam o son bakışı
Senden uzakta geçirsem bu kışı
Yüreğinden etsen de sınır dışı
Yüreğim sonunda vatana dönüyor

ESKiSi-GiBi

Bir heves mi sevmek sevilmek
Değer mi bir hevese seveni üzmek
Yalan mı her şey yaşandıkça mı silinir
Çok mu gelir sevene artık gülmek…

Eskisi gibi değilsin… Eskisi gibi değilsin…
Bu yüzden korkuyorum,
Bu yüzden ağlıyorum,
Bu yüzden ölüyorum…

Aslında sevginin tadı tuzudur
Acı isteksiz onun ruhudur
Belki bitecek diye korkutur
Aşkın tam açıklaması yoktur

Eskisi gibi değilsin… Eskisi gibi değilsin…
Bu yüzden korkuyorum,
Bu yüzden ağlıyorum,
Bu yüzden ölüyorum…

sUs ve DiNLe

sus birsey söyleme……

geldin artik vakti zamani,kelimeler buldu yerini.
dilimde hece hece kar taneleri gibi her biri tertemiz ve berrak…
gönlüne yagacagi gün,iste bu gün….
zordur tabi her seyin baslangici…nasil ne dersin ilk önce…
sadece dinle…ne olur..yorum bile yapma…sen sadece bil…
neler gecer gönlümde…..
firtinalar kopacak bu gece icimde….
volkanlar patlicak…deprem olacak …dilimde…
sen sadece sus ….sus ve dinle….
saklamak ne kadar zor bilirmisin…..
bilirmisin..ne zordur sebebsizce sevmenin….
cikarsizca….beklentizs sevmek..karsiliksiz …habersiz sevmek…
varligi bile mutlu eder seni…
mutlulugu huzur verir….
huzuru can katar ömrüne….
anlatabilirmiyimki sana…..anlarmisin acaba…
sevdinmi sen hic böyle elinde olmadan…
sevdasina sevinirken…kiskancligin icini kemirdimi hiccc….
gecelerce agladinmi….sonra kendini hic teselli ettinmi….
yoklu ile ölmektense…varli ile… varsin baskasinin olsun dedinmiii….
varasin mutlu olsun….sevdalarin en yücesi en güzeli…varasin onun olsun ….
ben zaten böylede mutluyum iste…
seni sevmek…karsiliksizda olsa…duygularin en güzeli ya….
belki sende sevseydin …bu kadar sevebilirmiydim…..
sus ve dile…ne olur hic bir sey söyleme….
birak kendi kurdugum tozpembe dünyamda….
gece baslar bende mutluluk….
seninle oldugum ruyalarda…
birak kalsin sevdan bende …karsiliksizda olsa..pahabicilmez degerde..
ilk gördügüm o anda..nakis gibi isledi bakislarin kalbim diyarinda…
beklenen sevdam senmi geldin …sen geldin gelmesinede…
neden bukadar gec geldin…
sus …sus ve dinle….
ben hep seni bekledim……
sen geldin ama baskasini sevdin….ben gecmistede gelecektede ….varligindada yoklugundada
hep seni sevdim …hep sevecegim….
senin dünyanda bana yer yok…..benim dünyamda senden baskasi yokkk…
ben seni hep sevdim…..cikarsizca..karsiliksiz…beklentisiz.. ..
ve seni sevmekle hep mutlu oldummm..sus birsey söyleme….birak kendi dünyamda
birak ümitlerimle…birak bendeki senle …seni hep seveyimmm….
yoklugunla yok olmaksa..varliginla mutlu olayimmm..
sus birsey söyleme…

Gerçekten Sevmek

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Gerçekten Sevmek

O durmadan kaçıyor;
Sen ardından gitmiyorsan;

O günün her saatinde saklanıyor,
Sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;

O sana acıların en büyüğünü tattırıyor,
Sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;

Boşuna aldatma kendini,
Onu sevmiyorsun demektir.

Elindeki içki kadehinde,
Dudağındaki sigarada ,
Okuduğun kitapta,
Mırıldandığın şarkıda,
Söylediğin şiirde,
Gördüğün rüyada
Ve yaşaman icin
Ciğerlerine doldurduğun havada
O yoksa;
Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Renkler onunla değerlenmiyorsa,
Örneğin; onsuz kırmızı kırmızılığının,
Mavi maviliğinin farkında değilse,
Beyaz yalnız o giydiği zaman
Güzelliğini haykırmıyorsa,
Sabahları onu görünceye kadar
Güneş doğmuyorsa
Ve onsuz gökyüzü geceleri
Aya, yıldızlara hasret değilse
Onu sevmiyorsun demektir.

Sokakta gördüğün her yüzde
Ondan birşeyler aramıyorsan,
Güzel bir manzara,
Hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa,
Uykudan uyandığın zaman
Yaşamakta olduğundan önce
Onu hatırlamıyorsan,
Omuzlarına dökülmüş saçları,
Bir sis perdesinin ardında
Her zaman gülen,
Işık sacan gözleri
Aklına gelmiyorsa,
Durup durup avuçlarının
Sıcaklığını özlemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Dünyada yaşıyan öteki insanların
Senin için hâlâ bir değeri varsa ,
Ona karşı tutumunu
Toplumun köhne ve manasız
Kurallarına göre ayarlıyorsan
Ve açık açık
Sanki var olduğunu haykırırcasına
Sevgini söylemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Yok o senin icin
Herşeyden değerliyse,
Gözünü yumduğun anda
Onu görebiliyorsan,
O bütün şarkılarda,
Bütün şiirlerde,
Bütün resimlerde ise,
Ona muhtaç olduğunu
Söylemekten utanmıyorsan,
Senin içten ve büyük sevgine
Karşılık vermiyeceğinden
Korkmuyorsan,
Bütün bencil duygularından
Sıyrılabilmişsen
Onun için herşeyi,
Ama herşeyi yapacak gücü
Kendinde buluyorsan,
Her hali sana
Ayrı ayrı güzel geliyorsa,
Karşıisında kendini
Bir çocuk gibi hissediyorsan,
İstediği anda onun için
Ölebileceksen,
Onun için yaşıyorsan
Ve yine onun için
Bildiğin bilmediğin
Bütün düşmanlıklara
Karşı koyabileceksen,
O her geçen dakika
Sende biraz daha büyüyorsa
Ve kendi kendine bile
Çok sevdiğini bütün
Samimiyetinle,
İnanmışlığınla
İtiraf edebiliyorsan,
Bir gün o seni hiç,
Ama hic sevmediğini söylese bile ,
Senin sevginde azalma olmayacaksa
Ve ölünceye kadar onu aşkların
En olumsuzu ile sevebileceksen;
İşte o zaman
Onu seviyorsun demektir.

O sana sevmeyi,
Gercek aşkı öğretti.
Sen onu hep sevecek
Ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.

O , hiç sen olmasan bile,
Seni bir parça sevmese bile….

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Kırıldım Aşka Ama Onun Haberi Yok

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Kırıldım Aşka Ama Onun Haberi Yok

Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı, paylaşacak hiç bir şeyimiz yok.
Yine de yüreğimden gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum,
seninle konuşuyorum… Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım,
sevgimi aldım avuçlarımın arasına, ona sığınıyorum… Cümlelerimi kısalttım,
kelimelerim buruk, gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda…

Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de, engel olamadım gurursuz
ama umutlu hasretine… Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum,
imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor… Bir çocuk gibi
isteklerimi bastıramıyorum… Çalmayan telefonuma elim gidiyor,
sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum… Bende olan seni,
hiç kırmadım, değiştirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin
nasıl olduğunu, gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum…

İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum!
Üşüyorum, bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı…
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok, hatırlamaktan usanmayacağım
anılarım dışında… Isınabilmek için onlara sarılıyorum…
Anlamsız ve cevapsız sorular hıhzırca sırıtıyor, ben görmemeye
çalışıyorum… Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı…

Belki de görmeyi istemek gerekiyordu… Gözlerini aç desem kapatacaksın
ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım
falıma… Gözlerimi gelişlere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş
itiraf etti sonunda… Düşüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam değil…
Gelseydin, kendimi unutup sana koşacaktım, susturacaktım içimdeki isyanı,
kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini,
sevinçten ağlayacaktım bu defa, mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi,
dokunacaktım, sarılacaktım. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de
hiç niyetin yoktu aslında… Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum…

Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken, şimdi
ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş
gibi geliyor… Sevdiğim ne çok şarkı varmış, bunu senin gidişin gösterdi bana…
Her şarkıda sen varsın, her yerde, her gördüğüm insanda, denizde,
gecede, uykumda… Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi…
Bu bir marifetse eğer, neden benim yanımda degilsin ki?
Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana…

Gittin! Belki de hiç gelmemiştin ben, geldiğini sandım… Ayak uyduramadım
yorgunluğuna… Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım…

Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran, kimi zaman bir kadın;
dokunuşlarında kendini bulan… Ama! En çok da imkânsızın oldum…

Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum… İnanamadığın, Yenemediğin,
üzerinden atlayamadığın korkuların oldum… Ağladığın, bağırdığın ya da
sustuğun isyanın oldum, sessizce boşalan gözyaşların, birikmişliğin oldum…
Yüreğindeki kadın ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan
bir anı oldum… Haketmediklerin, artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak isterken
belki de hiçbir şeyin oldum… Söylesene ben gerçekten senin neyin oldum?
Sesin hep uzakları çağırıyordu, ben üstüme alındım, sana geldim…
Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenir miydim?

Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan
ama bir ömür gibi gelen aşk… Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini,
öğrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum… Seni halen
benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum…
Gittin! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların
sonunda olması acıtıyor içimi… Suskunluğun en büyük silahındı,
suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan, canımı acıtan unutulmak…

Söylesene unutulmak kime yakışıyor?
Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor …

Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak
sende daha güzel duruyor… Görüyorsun işte, aşk’a ve sana ihanet etmiyorum
benim kırgınlığım aşk’a… Sen üstüne alındın…

Pelin Onay

Düşlerde Güldü Zaman

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Düşlerde Güldü Zaman
Zaman geçiyordu düşlerden
hiçliğine tamamlarken gerçeği
kristal küreye vuran ışıktı zaman

Kırık ve renkli

Zaman geçiyordu acıtan gülüşlerden
nakşında kuruyan kirpik rimeli
nemlenmiş vedalarda
bir ipek mendildi zaman

Yırtık ve kirli

Zaman geçiyordu telâşelerden
sıkıntılar dökülüyordu heybesinden bir bir kaygılar
tenhalıktı büyüyen karanlığında zaman

Dehşet ve kindi
Aynıların görüntüsünden geçiyordu zaman
haza haz, acıya acıydı
kimineyse
üzerinden yılları yüklenmiş nehirler geçen
bir çakıl taşıydı zaman

Yük ve mihnetti

Zaman geçiyordu sevişmelerden
ince ışıklarda kırılan aşkın
süzüldüğü camdı zaman
camdan süzülen ışığın hangi tarafı
kimdi

Sen ve öteki

Bir büyük bütünden geçiyordu zaman
silinemez sevgiden
doğumun, ölümün ötelerinde
güzeli yeşertiyordu içinde varoluşun çiçeği
zamanı çoğaltan oydu belki de

Gül ve dikeni

Zaman geçiyordu düşünüşlerden
savuruyordu saçlarını evrene
bir telinde yıldız, diğerinde güneşti
neyi kovalıyordu o koca bilge
bilinir mi nasıl yaşardı zaman

Keyif ve zevki

Acılardan geçiyordu zaman, dertlerden
kemer gibi dolamıştı beline sargı bezini
merhemi dilindeydi
derin yaralar gezginiydi zaman

Yorgun ve terli

Derilmez bahçeydi zaman, uçsuz bucaksız
bütün kipleri içeren
tüm hâlleri de
her şey onun içinde büyütüyordu kendini
aşıyordu zamanı yalnız

Yokluk ve sevgi

Tamlardan geçiyordu zaman kendini büyütenden
hangi varlık tamamlansa, heplense
tümü hiçe gönderiyordu yokluğun teğetinde
hiçi başka zamana
her anıyla kendini bütünlüyordu zaman

Uçuk ve yerli

düşürülen saatlerden geçiyordu zaman tik taksız
bukağıdan, zincirden
zihnin bilince açılan penceresinde
beşikten mezara değildi zaman, daha öteleriydi

Artı ve eksi

Geçilemiyordu yokluk
sessizlikler de

Şimdinin sarpında yaşanan
ulaşılmazlar köprüsüydü zaman
umudun sıratı selleyen uçurumuydu

Sonsuz ve ilki

Ali Rıza Kars

Gerçekten Sevmek

Cuma, Haziran 22nd, 2012

O durmadan kaçıyor;
Sen ardından gitmiyorsan;

O günün her saatinde saklanıyor,
Sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan;

O sana acıların en büyüğünü tattırıyor,
Sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan;

Boşuna aldatma kendini,
Onu sevmiyorsun demektir.

Elindeki içki kadehinde,
Dudağındaki sigarada ,
Okuduğun kitapta,
Mırıldandığın şarkıda,
Söylediğin şiirde,
Gördüğün rüyada
Ve yaşaman için
Ciğerlerine doldurduğun havada
O yoksa;
Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Renkler onunla değerlenmiyorsa,
Örneğin; onsuz kırmızı kırmızılığının,
Mavi maviliğinin farkında değilse,
Beyaz yalnız o giydiği zaman
Güzelliğini haykırmıyorsa,
Sabahları onu görünceye kadar
Güneş doğmuyorsa
Ve onsuz gökyüzü geceleri
Aya, yıldızlara hasret değilse
Onu sevmiyorsun demektir.

Sokakta gördüğün her yüzde
Ondan bir şeyler aramıyorsan,
Güzel bir manzara,
Hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa,
Uykudan uyandığın zaman
Yaşamakta olduğundan önce
Onu hatırlamıyorsan,
Omuzlarına dökülmüş saçları,
Bir sis perdesinin ardında
Her zaman gülen,
Işık saçan gözleri
Aklına gelmiyorsa,
Durup durup avuçlarının
Sıcaklığını özlemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Dünyada yaşayan öteki insanların
Senin için hâlâ bir değeri varsa ,
Ona karşı tutumunu
Toplumun köhne ve manasız
Kurallarına göre ayarlıyorsan
Ve açık açık
Sanki var olduğunu haykırırcasına
Sevgini söylemiyorsan;
Onu sevmiyorsun demektir.

Yok o senin için
Her şeyden değerliyse,
Gözünü yumduğun anda
Onu görebiliyorsan,
O bütün şarkılarda,
Bütün şiirlerde,
Bütün resimlerde ise,
Ona muhtaç olduğunu
Söylemekten utanmıyorsan,
Senin içten ve büyük sevgine
Karşılık vermeyeceğinden
Korkmuyorsan,
Bütün bencil duygularından
Sıyrılabilmişsen
Onun için her şeyi,
Ama her şeyi yapacak gücü
Kendinde buluyorsan,
Her hali sana
Ayrı ayrı güzel geliyorsa,
Karşısında kendini
Bir çocuk gibi hissediyorsan,
İstediği anda onun için
Ölebileceksen,
Onun için yaşıyorsan
Ve yine onun için
Bildiğin bilmediğin
Bütün düşmanlıklara
Karşı koyabileceksen,
O her geçen dakika
Sende biraz daha büyüyorsa
Ve kendi kendine bile
Çok sevdiğini bütün
Samimiyetinle,
İnanmışlığınla
İtiraf edebiliyorsan,
Bir gün o seni hiç,
Ama hiç sevmediğini söylese bile ,
Senin sevginde azalma olmayacaksa
Ve ölünceye kadar onu aşkların
En olumsuzu ile sevebileceksen;
İşte o zaman
Onu seviyorsun demektir.

O sana sevmeyi,
Gerçek aşkı öğretti.
Sen onu hep sevecek
Ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın.

O , hiç sen olmasan bile,
Seni bir parça sevmese bile….

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Gözyaşı Dökmek..

Cuma, Haziran 22nd, 2012

“Kentin sokaklarında sevgilim var benim.

Nereye gittiği önemli değil bölünmüş zamanın içinde.

Artık sevgilim değil, herkes onunla konuşabilir.

Artık anımsamıyor, gerçekte kim sevmişti onu ve kim aydınlatıyor uzaktan, düşmesin diye.”

René Char

Yalnız benim, değil ki:İnsanların sevgisi, hep bencilcedir.Ve her sevgi, karşılık beklentisi yaratır, ister istemez. ‘anne sevgisi’ dâhil..Belki de, asıl o!..

***

“hep kendini düşünüyorsun!..” demesi, gözümün önünde:Üzerinde siyah yağmurluğu -incecik olanı-; yüzü asık, hafif ağlamaklı sanki:Öfkeden mi, belli değil.. saçları, normalin aksine dağınık; bu görüntüsü, gerilimi arttırıyor.Sâkinliğimi koruyorum.Kulağımda çınlıyor bağırışı..

***

İki isimli kadınlarda, bu hep vardır:Kullanmayı tercih ettiği isim, daha ‘modern’dir; diğeri ise, büyükannesinin falandır: ‘eski’ bir isimdir hâliyle; kadın, onu kullanmak istemez.Ama, kişiliğine etkisi de kesin olmuştur: Genelde ‘olgundur’, iki isimli kadınlar:Hırçınlıkları ‘yoğun’ ama örtülüdür..

***

Bir keresinde, benzer bir şekilde tartışmıştık.Birbirimize çok kızmıştık.Ben de, onun kadar sinirliydim ama sâkin durabiliyordum.O, ne yapacağını bilemiyor gibiydi.

Bir kadın, sinirinden yumruğunu sıkıyorsa, seyretmeye değerdir:Bacağını da, şiddetle yere vurmalı ardından. Erkeğin ‘zaferi’ ise, bu kadardır ancak.

Ben gidince de, arkamdan ağlar şimdi, diyordum içimden; hem git der, hem de gidince ağlar:Hâlbuki, ağlayan kadınlara inanmayalı, çok oldu.Bunu, zaten biliyor olmalı..

***

Eve döndüğümde, uyuyamadım. o gün, içkiye tövbe ettim.Yatakta dönüp, durdum; kalan ömrümden ödünç aldığım uykuyu daha verimli kullanmalıydım:Ertesi gün, erken kalkacaktım.

***

Gözlerine baktım: tam, ağzımı açacakken, susmaya karar verdim; konuşursam, mağlup olurdum: karşımda bir kadın vardı.Susmayı sürdürdüm, kendimi galip sanıyordum.Neredeyse gülecektim; zaferimi kutlamak istiyordum:Tuzağına düşmemiş, saçma feryatlarına cevap verme gereği bile duymamıştım.Kendimden emindim.Kendimden eminken, karşımdakini daha çok seviyorum: rekabet yok oluyor:Mutlak galip benim. yanıldığımı fark ettim:Karşımda bir kadın olduğunu unutmuşum; kendi kendime söylendim:Saçma teorilerini erkeklere sakla!..

***

Gidiyordu.Sokak lambası, tam tepemizdeydi: gölgesini, ayaklarımın dibine düşürmüştü; kendi gölgemin olmadığını düşünüyordum.Başımı eğmiş, dinliyordum:Yüzüne bakamadım.Gidişini, gölgesinden izledim.

Konuşamadım: söyleyecek sözüm yoktu; gidişini kabullenmek istiyordum. kabullenmiş gibi yapıyordum: Yapmak zorundaydım.

***

Bilmediğim bir sokaktayım: yürüyorum; eve gitmem gerekiyor: yanına koşmam, artık anlamsız: yabancıyız: Birkaç saat geçti sadece; ama, ben onun hiçbir şeyi değilim şimdi.

Kendime kızdım. artık yoktu: onu kaybetmiştim. yağmur aradım, yağmadı.

***

Her zaman yürüdüğüm, kalabalık yol.

Eve ulaşmak istiyorum.

Bugün ne ben, eski benim; ne de bu yol, o bildiğim yol..

***

Keşke, ağlayabilseydim..

Aşkın Acı Hali

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aşkın Acı HALİ

Tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak…
Evinin, seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin…
Sokağa fırlayacaksın…
Sokaklar da dar gelecek…
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi…
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü…
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin…
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan…
“Önemli olan sağlık.”
“Yaşamak güzel.”
“Boş ver, her şey unutulur.”
Sen hiçbirini duymayacaksın…

Gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin…
Ondan, ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek
isteyecek kadar çok seveceksin…
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin…
“ölüme çare bulundu” ya da “yarın kıyamet kopacakmış” deseler başını
kaldırıp “ne dedin?” diye sormayacaksın…

Yalnız kalmak isteyeceksin…
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…
İkisi de yetmeyecek…
Geçmişi düşüneceksin…
Neredeyse dakika dakika…
Ama kötüleri atlayarak…
Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin…
Gittiğin yerlere gitmek…
Bu sana hiç iyi gelmeyecek…
Ama bile bile yapacaksın…
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın…
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin…
Hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin…
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin…
Herkesi ona benzetip…
Kimseyi onun yerine koyamayacaksın…
Hiç bir şey oyalamayacak seni…
İlaçlara sığınacaksın…
Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan…

Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren…
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek…
Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin…
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak…
Sabahı iple çekeceksin…
Bazen de “hiç güneş doğmasa” diyeceksin…
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler…
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin…
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin…
nafile…

Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek…
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin…
Her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin… Telefonun çalmasını bekleyeceksin…
Aramayacağını bile bile…
Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek…
Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla…
Yüreğin burkulacak…
Canın yanacak…
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin…
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden…
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın…
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefretedeceksin…
Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin…
Onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…
Ama bir umut…
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu…
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak…
Gel gitler içinde yaşayacaksın…
Buna yaşamak denirse…
Razı mısın bütün bunlara…?
Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye…?
O halde aşık olabilirsin

Hayat bana borcun var…

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Gülmek güldürmekti niyetim
Aldın gözlerimde ki ışığı
Baktım gülüşler yok
Ne yaptım ben sana
Hayat ver cevabını
Hayat bana borcun var
Ver hesabını
Sevdim ben
Çok sevdim duyuyor musun
Geri istiyorum aşkımı
Senden bir tek onu istedim
Aldın yüreğimdeki Aşkımı sevdamı
Yalnız bıraktın bu bedende canımı
Ne yaptım ben sana Hayat ver cevabını
Hayat bana borcun var
Ver hesabını
Bir beklentim vardı
Oda sevdamdı mutlu olacaktık
Düşünceler hayalde kaldı
Uçurdun onu avucumdan
Gökyüzüne benim canımdı
Şimdi özlem ve hasret beni sardı
Ne yaptım ben sana
Hayat ver cevabını
Hayat bana borcun var
Ver hesabını
Şimdi ümidim var benim
Sevdiğimi yaşamak
Nerde olursa olsun
Onun yanında olmak
Bir kere olsa yeter
Onunla nefes almak
Son gün desen razıyım
Gözlerimi kollarında kapamak
Hayat bekliyorum hadi
Ver bana cevabını Hayat;
Ya cevap ver
Ya da sevdiğimi ver Artık
Yeter…

ALINTIDIR.

Aşkın Tarifi

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak….
Evinizin sizi içine sığdırmayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz…
Sokağa fırlayacaksınız..
Sokaklarda dar gelecek..
Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi…
Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü…
Kendinizi taşıyamayacak kadar büyüyecek,
Bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz…
Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan…
‘ Önemli olan sağlık.’
‘ Yaşamak güzel !’
‘Boş ver her şey unutulur.’
Siz hiçbirini duymayacaksınız..
Göz yaşlarınızdan etrafı göremeyecek hale geleceksiniz…
O’ndan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek,
az sonra
kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz…
hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz…
‘Ölüme çare bulunda’ ya da
‘ yarın kıyamet kopacakmış !’ deseler
başınızı kaldırıp
‘ne dedin?’ diye sormayacaksınız…
Yalnız kalmak isteyeceksiniz..
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…
İkisi de yetmeyecek,
Geçmişi düşüneceksiniz…
Neredeyse dakika dakika
Ama
Kötüleri atlayarak…
Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz…
Gittiğiniz yerlere gitmek…
Bu size hiç iyi gelmeyecek ama
Bile bile yapacaksınız…
Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğinizi söyleyecek olsa,
Kaçacaksınız..
Aslında kurtulmak istediğiniz halde,
O acıyı yaşamak için
Direneceksiniz…
Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek
İsteyeceksiniz..
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz…
Herkesi ona benzetip,
Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız…
Hiçbir şey oyalayamayacak sizi..
İlaçlara sığınıcaksınız…
Birkaç saat kafanızı bulandıran ama
Asla onu unutturmayan…
Sadece bir müddet buzlu camın arkasından
Seyrettiren…
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek..
Boğazınız düğümlenecek,
Dinlenemeyeceksiniz…
Uyumak zor, uyanmak kolay
Olacak…
Sabahı iple çekeceksiniz…
Bazen de ‘ hiç güneş doğmasa !’
Diyeceksiniz…
Ne geceler rahatlatacak sizi,
Ne gündüzler..
Ölmeyi isteyip ölemeyeceksiniz…
Belki çivi çiviyi söker diye
Can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz…
Nafile!
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek..
Rüyalar göreceksiniz…
Gerçek olmasını istediğiniz…
Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz..
Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz…
Aramayacağını bile bile…
Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek..
Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla…
Yüreğinizi burkulacak…
Canınız yanacak..
Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz..
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek
İçinizden..
Onun sesini bir kez daha duymak için
Yanıp tutuşacaksınız…
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için
Kendinizden nefret edeceksiniz…
Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz…
onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…
Ama bir umut..
Onunla bir gün bir yerlerde karşılaşma umudu..
Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak…
Gel gitler içinde yaşayacaksınız..
Buna yaşamak denirse…

SeVmeK İNANMAKTIR..

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Sevmek inanmaktır. Güvenmektir duygulara.. Direnmektir sevmek.. Tüm acılara
direnmek… Sevdiğini kendin gibi, kendinden de çok duyumsamaktır İki ten,
iki kalp, iki gönül yoktur sevgide, tek bir yürek olunur. Sevmek
paylaşmaktır, sevdiğinle kalbini bölüşmektir sevmek. Ve sevmek direnmektir,
tüm acılarıyla direnmek. Sevmek sevilmeyi haketmesini bilmektir. Sevmek,
sevgilinin baktığı yerde, sustuğu yerde olmaktır. Sevginin olduğu yerde dışa
vurur istekler..

Sevme özgürlüğünü istersin, sevginin kabul edilmesini istersin,bir gün gelir
bu istekler de son bulur, kendinden istersin artık,
sevgiliyi daha çok sevmek istersin,
hataları,kusurlarıyla sonsuz kılmak istersin sevgini…
Beklentilerin son bulduğu duraktır, sevda denizinin son limanıdır.
Sevmek, sevgili için yaşamaktır.
Onun eli, kolu, gözü, kalbi olmaktır.
Sevmek vermektir, sevdiğin için, almasını bilmektir..
Güvenmektir duygulara sevmek..
Sevdiğine seni seviyorum! diyebilmektir.
Okuyabilmektir gözlerdeki sözcükleri.
Haykırabilmektir sevgiyi hiç bağırmadan..
Sevmek sevgiliye bir nefes kadar, yakın olmaktır.
Sevmek özveride bulunmaktır.
Ve sevmek İNANMAKTIR !…

Sabır Sınavıdır Ömür Dediğin

Cuma, Haziran 22nd, 2012
Sabır Sınavıdır Ömür Dediğin

Ruhlar giderlerken sonsuz bir yola,
Dünyada verirler bir kaç gün mola.
Sanma ki bu geliş desadüf ola,
Sabır sınavıdır ömür dediğin

Güneş doğmak için sabahı bekler,
Kozalarda çile çeker böcekler.
Bil ki her yürüyen sonra emekler,
Sabır sınavıdır ömür dediğin

Tohum düşer toprağında barınır,
Bahar gelir yaprak ile sarılır.
İnsan olan bu dünyada arınır,
Sabır sınavıdır ömür dediğin

Ateşe düşmeyen çıra yanar’mı?
O ateşte yanan gayrı söner’mi?
Hakk’a giden yarı yoldan döner’mi?
Sabır sınavıdır ömür dediğin

Nefsin bu gün doysa yarın yine aç,
Sanma ki bedenin nefsine muhtaç.
Gel şu meyhaneden vakitlice kaç,
Sabır sınavıdır ömür dediğin

Nefsin işkencesi düşmandan beter,
Onun zulmü ancak savaşla biter.
Silah istiyorsan iraden yeter,
Sabır sınavıdır ömür dediğin

Zaman sermayesi sanmaki çok bol,
Beşikten mezara kaç adımlık yol.
Bu kanun değişmez kim olursan ol,
Sabır sınavıdır ömür dediğin

İhtiras seline baraj kar etmez,
Beşer arzuları saymakla bitmez.
Dünyayı verseler inan ki yetmez,
Sabır sınavıdır ömür dediğin

Niymet sırrı gizlidir hayır ve şerde,
Devayıda verir verdiği derde.
Akıl isyan ile aranda perde,
Sabır sınavıdır ömür dediğin

-Alıntı-

Aşk Dediğin Beklemektir Ey Sevgili!-Aşk şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Aşk Dediğin Beklemektir Ey Sevgili şiiri
AŞK Dediğin Beklemektir
Beklemek ile ilgili şiirler

Aşk dediğin beklemektir Ey Sevgili!
Kays gibi Mecnun olana kadar, Hz. Yakup gibi aydınlığa hasret kalana kadar beklemek bekleye bekleye gözden olmak, sözden olmaktır.
Ve beklemek dünyanın en asil eylemidir, eğer beklenene değecekse. Bilesin!

Aşk; yanmaktır Ey Sevgili!
Yanıp kül olmaktır, Kerem gibi Aslına ermektir. Ateşin ortasına hesapsız girmektir İbrahim misali. Ki onun gönlünün yangınıdır ateşi gülistana çeviren.
Ki yanmak insanı kurtarır hamlıktan çiğlikten. Hem ne diyordu şair; “Yanmışın halinden ne bilsin ham/ Sükut gerektir bize gayrı vesselam..
Gözlerinden ayrı geçen her an yanmaktayım. Bilesin!

Aşk; bedel ödemektir Ey Sevgili!
Bülbül, gonca gülü görebilmek için her seher uyanık olmak ve güle ulaşmak için yüreğini gülün dikenine asmak, kanını akıtmak zorundadır. Ya ben yüreğimi nereye asayım Ey Sevgili.
Çünkü Aşk bedel ister, külfetsiz nimet olmaz.
Beklemek bedel ödemekse eğer hâlâ ödüyorum o bedeli. Bilesin!

Aşk; vazgeçmektir Ey Sevgili!
Mecnun gibi aklından, Kerem gibi bedeninden vazgeçmek. Yardan gayrısından, cümle cihandan vazgeçmek.
Yemeden, içmeden, uykudan uyanıklıkdan ve vazgeçmekten bile vazgeçmektir gün gelince.
Senin için senden vazgeçmişim. Bilesin!

Aşk; bilmektir Ey Sevgili!
Bir tek yârı bilmek, onu candan daha aziz bilmektir. Ondan gayrı bildiklerinin hiçbir şey olduğunu dünyanın onunla mana bulduğunu bilmektir.
Onun selamı ile gelen bela olsa EyvALLAH (c.c.) diyebilmektir.
Kızmana, gülmene, gelmene, gitmene hepsine EyvALLAH. Bilesin!

Aşk; susmaktır Ey Sevgili!
Onun güzelliğini, iyiliğini tarif etmeye gücün yetmediği an susmaktır. Kelâmın, kalemin, sözün tükendiği yerde, manayı sessizliğe yükleyip susmaktır.
Artık sustum Ey Sevgili. Bilesin!

Aşk dediğin susup beklemektir..

Sevgi Şiirleri Uzun

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Uzun Sevgi Şiirleri,
En güzel Sevgi Şiirleri Uzun,
Sevgi Üzerine Şiirler



SEVGİLİYE

Ah o aşk deden duygu
Hepimizin yüreğini içten içe yakmıyo mu?
Evet yakıyo hemde öle bir yakıyo ki
Katlanıyosun o yangına katlanmak zorundasın onu istiyosn

Ben aşık olduğum zaman yanmıyo bu yüreğim her zman
Çünki benim yüreğim sevdiğim için yanıyor bir başkasına yanmıyor
Ama bu yüreğim ne zman yanar blior musun?
Ben seviosam ve onun sevgisni görmüyorsam

İşte o zman yüreğim yanmaz acı çeker ve bu acı giderek büyür
Kimse ama kimse dindiremez bu yürekteki acıyı
Bunu anca bir tek şey dindire blir
Ölüm…Evet ölüm

Ben o kadar çok sevmişken
Onun uğruna canımı bile ortaya koymuşken
Onun sevmediğini anlarsam aklıma tekşey gelir
Ben bunca zaman kimi sevdim?

Kimin için attı bu kalp…
Sorarım kendi kendime kimin için yandı bu yürek
Son mektubumu bıraktım sana sevgilim
Sen bunu okuduğunda ben hayatta olmicam

Seninle başladığım bu hayata
Seninle tanıştığım ilk yerde veda ediyorum
Ama şunuda bilmeni isterimki
Ben seni sevdim ve sevmeyede devam edeceğim.

Sevgi Nedir

Gecenin bir saatinde uykuya inat
Ağlayan bebesini emzirmektir sevgi.
Bülbülün güle figan edişi,
Gülün umursamaz tavrıdır sevgi.
Sevgi merhamet demek.
Sevgi çile çekmek..

İhtiyacı olana yalvartmadan vermek,
Masum bir tebessümdür sevgi.
İçi dolu sımsıcak bir bakış,
Yumuşak bir dokunuştur sevgi.
Sevgi dokunuş demek.
Sevgi almadan vermek.

Bir kuşun özgürlüğe kanat çırpışı,
Kardelenin inanılmaz çıkışıdır sevgi.
Avın avcıya yalvaran bakışı,
Tuzaktan salıverilişidir sevgi.
Sevgi bedel ödemek.
Sevgi acı çekmek.

Derviş Yunus’un kırk yıl of demeden,
Tekkeye odun taşıyışıdır sevgi.
Yusuf’un kör kuyudaki sabrı,
Mısır’a sultan oluşudur sevgi.
Sevgi sabırla beklemek,
Sevgi istemeyi bilmek.

Hallac-ı Mansur’un Ene’l Hak deyişi,
Mevlana’nın Mecusi’ye çağrısıdır sevgi.
Çölde kalmışa bir testi su,
İdam mahkumunun son arzusudur sevgi.
Sevgi ateşten gömlek,
Sevgi sehpaya gitmek.

Ferhat’ın aşılmaz denen demir dağı,
İnanarak sabırla delişidir sevgi.
Mecnun’un Leyla’da kainatı görüşü,
Çöle kendini vuruşudur sevgi.
Sevgi sırrı keşfetmek,
Sevgi emek sarfetmek.

Tomurcuğun patlayıp toprağı zorlayışı,
Rüzgarın bulutu taşımasıdır sevgi.
Derenin yatağını kendi buluşu,
Kıvrım kıvrım akışıdır sevgi.
Sevgi çekip gitmek,
Sevgi özgürlük demek.

Çaresiz kaldığı anlarda tıbbın,
Hastanın Rab’bine yönelişidir sevgi.
Çalınmadık kapı bırakmamak,
Yelkensizde denize açılmaktır sevgi.
Sevgi umut demek,
Sevgi beklemeyi bilmek.


Bebeğimsin

Sen bana küsebilir misin bebeğim
Hasta olursun göremediğin anlarda
Eririm gözlerinde yanar yüreğim
Bakışlarını kaçırsan da yakalanırsın gizli bakışlarında

Nasıl ertelersin göz yaşlarını gözümden
Kanaryalar kanatırken yaramı bestelerinde
Sen ki cansın canansın biricik özümden
Baharısın ömrümün içine düşen esintilerinde

Haydi koş kollarıma boşluğumdaki can
Yasla başını omuzum özleminle yanar
Damladın yüreğime minik bir odayken oldun han
Kalk kırdığın bu kalbi gülümseyerek onar

Haydi bebeğim biricik sevdam

BEN SENLE VARIM

Ben seni senden çok uzakta sevdim
ben bir yıldızdım evrende
sense varlıgımdan habersiz dönen dünya
yanındaydım bilki her anında
sevincinde de hüznünde de gamında da
ama sen bilemezdin bunları asla ve asla
içimde kopardıda tufanlar ardı ardına
şimşekler çakardı da
sen yine aldırmadan dönerdin yanımda
bense yalnız seni izlerdim evrenin başıboşluğunda
işte benim hayatımın masalı burda
geçmişimde sen hayalimde sen
ve bilki her anımda yine sen
SENSİZLİK ÖLÜM BANA
ÜLÜM ACIR SENLEYKEN
DESİNLERKİ ECELİNDİR GELEN
GELEN SEN OLDA GÜLEREK ÖLEYİM BEN
GÜL YÜZÜNE BAKAMAZSAM
SON KEZ SARILAMAZSAM
ÇIKAR MI Kİ BU CAN BU BEDENDEN
bilki bu kalp senin
ölesiye sevildin ÇÜNKÜ BİTANEM

Sevgi Şiirleri Facebook

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Facebook Sevgi Şiirleri,
Face sevgi şiirleri,
Facebook Şiirleri Paylaş

Sevgi Şiirleri Facebook – Facebook için en güzel sevgi şiirleri

Sevgin Kadar Güçlüsün

Sevgi hasrettir
Sevgi, güzellik,
Sevgi umuttur
Sevgi yaşamak

Sevgi, gülen yüz
Sevgi, bakan göz,
Sevgi; sıcaklık
Sevgi yaşamak

Sevgi, amaçtır,
Sevgi bir kaygı
Sevgi, içten söz.
Sevgi yaşamak.

Sevgi bir kucak,
Sevgi tutan el
Sevgi Uçuşmak
Sevgi; yaşamak

Sevgi umuttur
Sevgi kaynaşmak,
Sevgi sabırdır
Sevgi; yaşamak

Sevgi emektir,
Sevgi bereket
Sevgi hayattır
Sevgi; yaşamak

Sevgi sıcak söz
Sevgi busedir
Sevgi`yi yakan göz
Sevgi; yaşamak

Sevgi biterse
Duygu yok olur
Hayat anlamsız
Amaç kaybolur

Acıma kalmaz,
İnsanlık olmaz
Sevginin yerini
Hiçbir şey almaz.

Nerede güzellik
Orada sevgi var
Sevgisiz bu dünya,
Sanki bir mezar

Duyguların çoğalır,
Geleceğe ümitsin
Unutma sözlerimi,
Sevgin kadar güçlüsün

GÖNÜL BAHÇESİ

Gökyüzünde bir bulut olayım
Yağmur olup yeryüzüne yağayım.
Gönül bahçende bir gül olayım
Sen görmeden ben açayım.
Kırlarda lale, sümbül olayım
Etrafına kokularım saçağım.
Özgürce uçan bir kuş olayım
Gelip pencerene konayım.
Sana aşk şarkıları okuyayım
Bırak da hiç susmayayım.
Kalbimin kapısını sana açayım
Gönül bahçemden sevgi saçayım.
Ben bu aşkta hep olayım
Gönül bahçene ulaşayım.
Senden uzaklarda olmayayım
Kalbinin baş köşesinde olayım.

BENİM CANIMSIN

Sen benim tutkularımsın
Sen benim sevdalarımsın
Kuruyan toprağımda nemsin
Susuzluğumda suyumsun
Gönül bahçemde çiçeğim
Sen benim canımsın.
Sen benim umutlarımsın
Aşk odağımda aşkımsın
Kalbimin atışlarısın
Damarlarımda can suyum
Sen yaşam kaynağımsın
Sen benim canımsın.
Geceleri hayallerimsin
Gündüzleri özlemimsin
Gönül karanlığımda ışığım
Sen benim hayatımsın
Sen benim canımsın


SEVGİLİYE

Ah o aşk deden duygu
Hepimizin yüreğini içten içe yakmıyo mu?
Evet yakıyo hemde öle bir yakıyo ki
Katlanıyosun o yangına katlanmak zorundasın onu istiyosn

Ben aşık olduğum zaman yanmıyo bu yüreğim her zman
Çünki benim yüreğim sevdiğim için yanıyor bir başkasına yanmıyor
Ama bu yüreğim ne zman yanar blior musun?
Ben seviosam ve onun sevgisni görmüyorsam

İşte o zman yüreğim yanmaz acı çeker ve bu acı giderek büyür
Kimse ama kimse dindiremez bu yürekteki acıyı
Bunu anca bir tek şey dindire blir
Ölüm…Evet ölüm

Ben o kadar çok sevmişken
Onun uğruna canımı bile ortaya koymuşken
Onun sevmediğini anlarsam aklıma tekşey gelir
Ben bunca zaman kimi sevdim?

Kimin için attı bu kalp…
Sorarım kendi kendime kimin için yandı bu yürek
Son mektubumu bıraktım sana sevgilim
Sen bunu okuduğunda ben hayatta olmicam

Seninle başladığım bu hayata
Seninle tanıştığım ilk yerde veda ediyorum
Ama şunuda bilmeni isterimki
Ben seni sevdim ve sevmeyede devam edeceğim.

Sevgi Nedir

Gecenin bir saatinde uykuya inat
Ağlayan bebesini emzirmektir sevgi.
Bülbülün güle figan edişi,
Gülün umursamaz tavrıdır sevgi.
Sevgi merhamet demek.
Sevgi çile çekmek..

İhtiyacı olana yalvartmadan vermek,
Masum bir tebessümdür sevgi.
İçi dolu sımsıcak bir bakış,
Yumuşak bir dokunuştur sevgi.
Sevgi dokunuş demek.
Sevgi almadan vermek.

Bir kuşun özgürlüğe kanat çırpışı,
Kardelenin inanılmaz çıkışıdır sevgi.
Avın avcıya yalvaran bakışı,
Tuzaktan salıverilişidir sevgi.
Sevgi bedel ödemek.
Sevgi acı çekmek.

Derviş Yunus’un kırk yıl of demeden,
Tekkeye odun taşıyışıdır sevgi.
Yusuf’un kör kuyudaki sabrı,
Mısır’a sultan oluşudur sevgi.
Sevgi sabırla beklemek,
Sevgi istemeyi bilmek.

Hallac-ı Mansur’un Ene’l Hak deyişi,
Mevlana’nın Mecusi’ye çağrısıdır sevgi.
Çölde kalmışa bir testi su,
İdam mahkumunun son arzusudur sevgi.
Sevgi ateşten gömlek,
Sevgi sehpaya gitmek.

Ferhat’ın aşılmaz denen demir dağı,
İnanarak sabırla delişidir sevgi.
Mecnun’un Leyla’da kainatı görüşü,
Çöle kendini vuruşudur sevgi.
Sevgi sırrı keşfetmek,
Sevgi emek sarfetmek.

Tomurcuğun patlayıp toprağı zorlayışı,
Rüzgarın bulutu taşımasıdır sevgi.
Derenin yatağını kendi buluşu,
Kıvrım kıvrım akışıdır sevgi.
Sevgi çekip gitmek,
Sevgi özgürlük demek.

Çaresiz kaldığı anlarda tıbbın,
Hastanın Rab’bine yönelişidir sevgi.
Çalınmadık kapı bırakmamak,
Yelkensizde denize açılmaktır sevgi.
Sevgi umut demek,
Sevgi beklemeyi bilmek.

Aşık Olmadan Önce Bir Düşün

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark
edeceksin…
Sokağa fırlayacaksın…
Sokaklar da dar gelecek…
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi…
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü…
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin…
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan…
“Yasamak güzel.” “Bos ver, her şey unutulur.”
Sen hiçbirini duymayacaksın…
Gözyaşlarından etrafı göremez hale geleceksin…
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksin… Hep ondan bahsetmek isteyeceksin…
“Ölüme çare bulundu” ya da “Yarın kıyamet kopacakmış” deseler
başını kaldırıp Ne dedin?” diye sormayacaksın…
Yalnız kalmak isteyeceksin… Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak…
İkisi de yetmeyecek…
Geçmişi düşüneceksin…
Neredeyse dakika dakika…
Ama kötüleri atlayarak…
Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin…
Gittiğin yerlere gitmek…
Bu sana hiç iyi gelmeyecek…
Ama bile bile yapacaksın…
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese,
kaçacaksın… Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yasamak için
direneceksin… Hayatinin geri kalanını onu düşünerek geçirmek
isteyeceksin. Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin…
Herkesi ona benzetip…
Kimseyi onun yerine koyamayacaksın…
Hiçbir şey oyalamayacak seni…
İlaçlara sığınacaksın…
Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan.
Sadece bir müddet buzlu camin arkasından seyrettiren…
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek… Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin…
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak… Sabahı iple çekeceksin…
Bazen de “Hiç güneş doğmasa” diyeceksin…
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler…
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana
sarılmak isteyeceksin Nafile… Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek…
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin…
Her sıçrayarak uyandığında onun adini söylediğini fark
edeceksin… Telefonun çalmasını bekleyeceksin…
Aramayacağını bile bile…
Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek…
Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla… Yüreğin burkulacak…
Canin yanacak…
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin…
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden…
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın…
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için nefret
edeceksin… Yasadığın şehri terk etmek isteyeceksin…
Onunla hiçbir aninin olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek…

Ama bir umut…
Onunla bir gün bir yerde karsılaşmak umudu…
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak…

Gel gitler içinde yasayacaksın…
Buna yasamak denirse…
Razı mısın bütün bunlara…
Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye…

O Halde Aşık Olabilirsin

Can DÜNDAR …

Sevmeninde Bazen Gitmek oldugunu Bilmektir ask

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Bazen bütün haksızlıklara, yok etmelere, yok saymalara susmaktır ve ne olduğunu, ne yaşadığını sadece senin bildiğin ama asla onun bilmediği cehennemlerde yanarken, kan kusarken, seni terk ederken de tebessüm edebilmektir aşk.

Ellerin üşürken tutmasını beklemek, avuçlarının hapsinde kalmayı düşlemek, avuçlarına can çeken parmaklarının isterikliğini durdurabilmek ve her şeye rağmen, teninin yakıcılığını, teninde umut etmek ama son anda da gittiğine dayanabilmektir aşk.

Bazen uzun yolların sonunda kavuştum diye beklerken terk edilmektir aşk.

Ateşler içinde yatarken, bir bakışına kalmışken, bir nefesine can vermeye hazırken, bırakıp gidilmektir ve yine de tutkuyla beklemektir, her şeye rağmen döneceğinden ümidi kesmemektir aşk.

Bazen mutluluğu için, kalbinin seçimine razı gelmektir ve giderken başka bir kolda yeni hayatına, yinede mutluluklar dilemektir aşk. Onun mutluluğu senin ölümün dahi olsa, yaşam olmaktır ve yaşama dair ne varsa onun için düşünmeden yapabilmektir sonrada çekilip köşene sonsuza kadar dua etmektir, sana gelmeyeceğini bile bile yinede büyük bir tutkuyla sevmektir aşk.

Sevmenin de bazen kazanmak olmadığını anlamaktır aşk.

Tamda son anda kaybetmektir, oldu dediğin an “o” aşk karesinden silinmektir ve kavuşmaya susayan, titreyen bedenine, çatlamaya hazır yüreğine “dur!” Demektir aşk. Bazen durmasını bilmekten, bazen susmaktan ama her şeye rağmen bazen karşılıksız delicesine sevmekten geçer aşk.

Bütün olmak zaman ister, belki de bir ömrü feda bekler.

Aşk en az senin kadar tam, en az senin kadar eksiktir ve olgunluk asırlarla bedellendirilmiştir. Senin ömrün yetmese de, birilerininki yetecektir diye beklemek büyük hatadır. Hiçbir devirde aşkla yaşamak, aşkla sonsuz olmak ve aşkla noktalamak mümkün olmamıştır. Hiçbir aşk bir şey olamamıştır, hiçbir şeyi olamayanlarla dolu nice mevsimleri çürütmüştür aşk. Belki de böyle olmalıdır, belki de kavuşamamaktır aşk. Buluşmaların mahşere kaldığı sevmeler hep sonsuzlukla mükâfatlandırılmıştır aşkın “o” volkan bağrında…

Şimdi al eline kalemi ve yaz;

“Ey! Sonsuzluğun tükenmez ıstırap kraliçesi, (ıstırap kralı) biliyorum ki, sen gelmeyeceksin, biliyorum ki, sen hiç sevmeyeceksin aşıkları ve sen böyle mutlusun, biliyorum, çünkü kavuşmalar sende hep mahşere ertelenmiş.

Şimdi gidiyorum volkan bağrından bağıra bağıra, elbet bir gün gelirim, sukutu bulmak, acımasız ateşini söndürmek adına…”

“Sevmenin de bazen yaşamak değil, yanmak olduğunu bilmektir aşk.”

MURAT İNCE

Yeşilay Haftası Şiirleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Yeşilay Haftası İle İlgili En Güzel Şiirler
Yeşilay Haftası Şiiri
Yeşilay Haftası İle İlgili Şiir

Alkol
Çekmediğim kalmadı alkol yüzünden;
Ne bir yuva kurabildim mesut,
Ne çocuklarım etti rahat.
Evimde düzensizlik alkol yüzünden.

Belimin bükülmesi bu yaşta,
Saçımın ağarması,
Ve titrek ellerim alkol yüzünden.

Benzimde kan kalmadı,
Ağzımda tat,
Hayatım berbat,
İşlerim bozuk, alkol yüzünden.

Ne doyurucu bir iş tuttum,
Ne yükseldim mesleğimde.
Her yerden kovulmuşum,
Herkesle kırgınım, alkol yüzünden.

Cinnet geçiriyor insan,
Durup dururken.

Hayaletler uçuşuyor boşlukta,
Korkunç şeytan tırnakları boğazımda,
Cadılar kanımı emiyor.
Cadılar, hayaletler, alkol yüzünden.

A.İhsan İLHAN

İçme Sigara
Allah saklasın,birgün
Düğüm olur nefesin,
Titrer tükenir sesin,
içme dostum sigara.

Günbegün bronşlara,
Zift dolar kara kara,
Ağzın zehire döner,
içme dostum sigara.

Hem canına kastı var,
Hem de kesene zarar,
Biraz irade kullan,
içme dostum sigara.

Ne ikram al, ne de et,
Korkma kopmaz kıyamet,
içkiden bile kötü,
içme dostum sigara.

Deme derdime yoldaş,
Bana sessiz arkadaş,
Zehirden vefa olmaz,
içme dostum sigara.

Aldanma dumanına,
Kıyma tatlı canına,
Nikotin güçlü zehir,
içme dostum sigara.

Ya rengini soldurur,
Ya zamansız öldürür,
Mutlaka zarar verir,
içme dostum sigara.

De ki söylüyor doğru,
Güzide Taranoğlu,
Söz ver kendi kendine,
içme dostum sigara.

Güzide Taranoğlu

Sağlığa Zarar
Sigara, içki ve kumar,
Hepsi sağlığa zarar.
Kendini, keseni düşün,
İnsan canına mı kıyar?

Eroin, kokain, esrar
Gençliğini tüm yıkar.
Aileni, kendini düşün,
İnsan bir kez doğar.

Kazım SAYMALI

Sağlık Düşmanları
Sağlığının düşmanları:
İçki, sigara, kumar.
Bunlara alışanlar,
Görürler pek çok zarar.

İçkinin kötülüğü,
Saymakla bitmez her an.
Katil bile olur da,
Hatırlayamaz insan.

Vücuduna, kesene.
Zararı çoktur onun.
Tütün ömrü kısaltır,
Çabucak gelir sonu.

Hazineyi eritir,
Cebinde kalmaz para.
Kumar kötü bir illet,
Alışan düşer dara,

Sağlık düşmanlarından
Korun, her an uzak ol.
Yaşamak istiyorsan,
Kendine bul başka yol

İbrahim GÜNGÖR

Sigara (A. Necmettin ÇANGA)
Boyun parmak kadar,
Şöhretin dünyalar tutar,
İçsem kötü,
İçmesem kötü,
Sigara sende ne var?
Senin yüzünden,
Anam kızar, babam kızar.

Gün olur,
Paket paket içerim.
Dumanlarının karasında,
Rakseder düşüncelerim.
O dumanlar ki,
Bilirler de söylemezler,
Delik deşik ciğerimi
Bir sen varsın,
Dudaklarımda,
Bir de yar.
Senin ne günahın var,
Seni de yakarlar!

A. Necmettin ÇANGA

Sarhoş Baba
Baba deyince güven duymalı,
Baba deyince huzur bulmalı,
Baba olunca sevgi vermeli,
Bizi korkuyla besledin baba!

Akşam olunca isteriz biz de,
Arkadaşımın babası gibi,eli paketle,
Bir gün de saat altı yedi deyince,
Yanıııp da eve gelsen olmaz mı baba?

Gece duyunca o sarhoş sesini,
Zavallı annemin çektiklerini,
Büyümekten, anne olmaktan çok korkarım,
Sanki bütün babalar, kocalar senin gibi!

Hava kararmasın istiyorum,
Akşam olmasın diliyorum,
Çünkü o zaman çok mahsunum,
Yaşamıma hiç anlam veremiyorum.

Ben 11 yaşında bir kızım,
Bütün babalar size yalvarıyorum:
Biz de isteriz mutlu bir yuva,
Yok etmeyin bizi, alkol uğruna!

Ayşe Kılıç

Sigara (Nihayet AĞÇAY)
Sigaranın zararı; cüzdanına, canına…
İz bırakır, sinsice yayılırken kanına!
Genizde paslı zehir, ciğerler zift kuyusu
Aklını kullananlar asla içmez doğrusu.
Rahat nefes alamaz, hırıltılı öksürük!
Akciğer, gırtlak, kanser, genç yaşta hayat sönük!

[I]Nihayet AĞÇAY[/I

Sigara Seni Bıraktım
Olduğun yer, zehir hem de duman
Zararın insanlara çok-çok yaman
Cebime zararın oluşmuştur her zaman
Onun için artık sigara seni bıraktım
Seni bir daha hiç içmemektir benim ahtım

Rahatsız ettin hem beni, hem de eşimi
Bıraktım seni senden bıraksana peşimi
Genç yaşımdayken çürütünce dişimi
Onun için artık sigara seni bıraktım
Seni bir daha hiç içmemektir ahtım…

Benzimde ki rengi benden almışsın
İçimde hain düşman gibi kalmışsın
Ömrümden çok çok seneler çalmışsın
Onun için artık sigara seni bıraktım
Seni bir daha hiç içmemektir benim ahtım…

Senin yüzünden ciğerler almaz oldu hava
Ciğerler kararmışta olmuşlar sanki tava
Sen varsın ya hiç ama hiç gerek var lava
Onun için artık sigara seni çoktan bıraktım
Seni bir daha hiç içmemektir benim ahtım…

Sigara senin bilmem ki neyine kanmışım
Sen değil, meğer yıllarca ben yanmışım
Özdilek Kırbaş’ım senden dertler almışım
Onun için artık sigara seni bıraktım
Seni bir daha hiç içmemektir benim ahtım…

Özdilek KIRBAŞ