Posts Tagged ‘türkiye’

Türkiye, Suriye’ye 3 ay daha elektrik verecek

Pazar, Haziran 24th, 2012

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), bu konuda Suriye’ye elektrik satan AKSA şirketine 3 ay ek süre verdi. Kurul, Suriye’ye elektrik satışı için de yeni ihale sürecini başlattı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, daha önce yaptığı açıklamada Suriye ile yaşanan siyasi krize rağmen insani sebeplerle elektriğin kesilmediğini açıklamıştı

Kiralık diplomayla açılan eczanelere ‘dedektif’li denetim

Pazar, Haziran 24th, 2012

Sağlık Bakanlığı, yeni ‘Eczacılık Yasası’ ile cezaları artırılan muvazaalı eczanelere (diploması kiralık eczaneler) karşı mücadele başlattı. İlk aşamada Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde yapılan incelemelerde 31 eczanenin 17’sinin muvazaalı olduğu belirlendi ve ruhsatları iptal edildi. Müfettişler, eczanelerin gerçek sahiplerinin eczacı olmadığını ispat için teknolojinin her türlü imkânlarını kullandı. Bir dedektif hassasiyeti ile çalışan müfettişler, önce İl Sağlık Müdürlüğü’nün son 3 yılda eczanelere yaptığı denetleme günlerini çıkardı. Eczaneler denetlenirken ismi geçen eczacıların yerlerinde olmadığı ama 24 saat içinde gelip imza attığı görüldü.

Müfettişler bunun üzerine o tarihlerde Şanlıurfa’ya yapılan uçuşları da mercek altına aldı. İlgili eczacıların tamamına yakınının 24 saat içinde uçakla şehre gelip geri gittikleri tespit edildi. Ayrıca birçok eczacının aynı tarihlerde başka illerde kendi eczanelerinin dışında ilaç alım kayıtlarına ulaşıldı. Tüm bu delillerden sonra eczanelerin ruhsatları iptal edildi. İncelemeler il genelinde devam ederken ilerleyen dönemlerde tüm Türkiye’ye yayılacak. İncelemelerde mevcut deliller yetersiz kalırsa GSM sinyallerinden banka ve kredi kayıtlarına kadar birçok veri de değerlendirilecek.

Müfettişler topladıkları tüm belgeleri ve delilleri Sağlık İl Müdürlüğü’ne, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ve Türk EczacılarI Birliği’ne (TEB) gönderdi. Cumhuriyet savcılığına da suç duyurusunda bulundu. Türkiye’de toplam 24 bin 311 eczane bulunuyor. Geçtiğimiz ay yürürlüğe giren yeni ‘Eczacılık Yasası’yla, durumu belirsiz olan muvazaalı eczanelere ilk kez açık ceza hükmü getirildi. Bu durumda eczane açıldığının tespiti hâlinde, ruhsat iptal ediliyor ve diploması kullanılan eczacıya meslekten 5 yıl süreyle men cezası veriliyor. Diğer yandan SGK, bu işlere giren eczacılarla 5 yıl sözleşme imzalamayacak. SGK ayrıca tespit edilen muvazaalı eczanelerden geriye dönük tüm yaptığı ödemeleri tahsil ediyor.

TEB: MÜCADELE GÜZEL, BİZE DE YETKİ VERİLSİN

Türk Eczacıları Birliği (TEB) Genel Sekreteri Harun Kızılay uygulamanın önemli olduğuna, denetimlerin daha da artırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Bu konuda Türk Eczacıları Birliği Yasası’nda değişiklik yapılıp, kendilerine de ‘muvazaalı’ eczanelerle mücadele için daha çok yetki verilmesi gerektiğini belirten Kızılay, “Bakanlık müfettişleri özverili çalışıyor. Fakat sayı olarak yetersizler. Tam etkin mücadele için bize de yetki verilmeli. Biz kurumlardan bir belge istediğimizde ‘ticari sır’ diye verilmiyor. Sıkıntı yaşıyoruz. Yasal düzenleme yapılırsa daha etkili mücadele ederiz. Çünkü bu eczaneler sağlık işi yapmıyor. Esas sahipleri bunu ticaret olarak görüyor.” şeklinde konuştu.

Koordinatlar için NATO devreye girebilir

Pazar, Haziran 24th, 2012

NATO Sözleşmesi’nin 4. maddesi, “Taraflardan herhangi biri, taraflardan birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğü zaman, tüm taraflar birlikte danışmalarda bulunacaklardır” ifadesini içeriyor. Sözleşmenin 5. maddesi ise “Taraflar, Kuzey Amerika’da veya Avrupa’da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldırı olursa BM Yasası’nın 51. maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerler ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan Taraf ya da Taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır” ifadesini içeriyor.

Dakika dakika yaşanan kriz

Pazar, Haziran 24th, 2012

Saat: 14.45

Genelkurmay’dan açıklama

Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “görev uçuşu için saat 10.30’da Malatya-Erhaç meydanından kalkış yapan bir uçağımızla saat 11.58’de Hatay’ın güneybatısında, deniz üzerinde radar ve telsiz teması kesildi” ifadeleri kullanıldı.

Yaklaşık 3 saattir radar ve telsiz teması kurulamayan uçağa ulaşmak için arama ve kurtarma çalışması başlatıldığı kaydedildi

Saat 16.00

Türk Hava Kuvvetleri’ne ait bir savaş uçağı, Malatya’dan havalandıktan sonra Akdeniz üzerinde kayboldu. Pilotlarla irtibat kurulamazken, bölgede arama kurtarma çalışmaları başlatıldı.

Saat 19.30

Başbakan Erdoğan Ankara’da ayağının tozuyla bir basın açıklaması yaptı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hatay yakınlarında düşen uçakla ilgili Genelkurmay Başkanlığı’nın gerekli açıklamayı yaptığını belirterek, “Uçağımızın kaybı, düştüğü noktasında, ‘düşürüldü’ diyemiyorum çünkü kesin bilgiler elde olmadıktan sonra bunu söylemek mümkün değil” dedi.

Saat: 20.00

Uçağın düştüğü yer kesinleşti

Malatya’dan kalktıktan sonra, Hatay’ın Samandağ İlçesi güneyinde Akdeniz üzerindeyken irtibat kesilen RF- 4E ’Phantom’ keşif uçağının düştüğü yerin, Hatay’ın güneyinde, Suriye’nin Lazkiye kentinin 8 mil açağı olduğu kesinleşti.

Askeri kaynaklar, olayın Suriye’nin hava sahasını ihlal olmadığını, Türk ve Suriye’nin Sahil Güvenlik botlarının uçağın düştüğü bölgede müşterek arama çalışması yaptığını bilgisini verdi.

Saat 21.10

Cumhurbaşkanı Gül’den uçak krizi ile ilgili ilk açıklama geldi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hatay’ın güneybatısında düşen askeri uçakla ilgili, yetkililerin konuyu takip ettiğini belirterek, “Kesinleşince açıklayacaklar” dedi.

Saat: 22.00

Başbakanlık’ta kritik zirve başladı

Başbakan Erdoğan’ın başkanlığındaki zirve 2.5 saat sürdü. Başbakanlık’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında MİT Müsteşarı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve Hava Kuvvetleri Komutanı Hava Orgeneral Mehmet Erten’in katıldığı ’Güvenlik Zirvesi’ gerçekleştirildi.

23 Haziran 2012 Cumartesi

Saat 00.19

Zirvenin ardından gece yarısı yazılı bir açıklama yapıldı

“22 Haziran 2012 tarihinde görev uçuşu için Malatya Erhaç meydanından kalkış yapan uçağımızla radar ve telsiz temasının kesilmesi akabinde yaşanan gelişmeler, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan toplantıda ele alınmıştır.

İlgili kurumlarımızın sağladığı verilerin değerlendirilmesi ve Suriye ile yürütülen ortak arama kurtarma faaliyetleri çerçevesinde elde edilen bilgiler neticesinde, uçağımızın Suriye tarafından düşürüldüğü anlaşılmıştır.

Pilotlarımız dahil, arama kurtarma çalışmaları halen devam etmektedir.

Türkiye, olayın tam olarak aydınlatılmasının ardından nihai tavrını ortaya koyacak, atılması gereken adımları kararlılıkla atacaktır.”

Saat: 00.45

Suriye’den ilk açıklama

Suriye Savunma Bakanlığı, kayıp F-4 savaş uçağı ile ilgili ilk açıklamayı yaptı. Suriye Savunma Bakanlığı, Türk jeti karasularımıza girdi açıklamasını yaptı.

Saat:  01.00

Suriye Savunma Bakanlığı açıklamalarına devam ediyor

Suriye Savunma Bakanlığı, hedefi vurduktan sonra Türk uçağı olduğunu tespit ettik’ açıklamasını yaptı. Açıklamanın devamında Türk jeti karasularımız üzerinde alçak uçuş yapıyordu denildi.

01.40

BM’den itidal çağrısı

BM Genel Sekreteri Ban ki-Moon “Bu ciddi olayı her iki tarafın da soğukkanlı şekilde almasınıve diplomatik kanallarla çözmesini umuyorum” dedi.

Saat: 02.00

Amerika’dan ilk açıklama

Amerikan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Türk jetinin Suriye tarafından düşürülmesi konusunda açıklamada bulundu.

Açıklamanın devamında,

Sözcü, “Konu henüz NATO’nun gündemine getirilmedi. Şu noktada tüm gelişmeleri izliyoruz, Türkiye’nin açıklama yapması daha doğru. Talep olursa arama çalışmalarına katılırız” dedi.

BM’den itidal çağrısı

Pazar, Haziran 24th, 2012

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un, Suriye’nin Türk askeri uçağını düşürmesi ile ilgili olarak ”durumu yakından takip ettiği ve bu ciddi olayın iki tarafça itidalle ve diplomatik kanallar yoluyla ele alınmasını umut ettiği” bildirildi.

BM Sözcüsü Martin Nesirky konuya ilişkin olarak AA muhabirine yaptığı açıklamada, ”BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, durumu yakından takip etmektedir ve bu ciddi olayın iki tarafça itidalle ve diplomatik kanallar yoluyla ele alınmasını umut etmektedir” dedi.

Avedis Hacınlıyan Kimdir Kısaca

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Avedis Hacınlıyan Kimdir

Avedis Hacınlıyan Hayatı Kısaca

Avedis Hacınlıyan, Bilim adamı. Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü öğretim üyesi. Çeşitli bilim ve teknoloji dergilerinde makaleleri yayımlandı. “15 Temmuz 1983 tarihinde Paris’in Orly Havaalanı’nda ASALA örgütü tarafından THY’ye karşı yapılan bombalı saldırının sanıklarının 19 Şubat 1985 tarihinde başlayan ve tarihe ‘Orly duruşması’ diye geçen duruşmalarda da, Ermeni asıllı Türk vatandaşı olan Doç.Dr. Avedis Haçınlıyan ‘Moral tanık olarak Türkiye lehine tanıklık yaptı ve Türkiye Ermeni cemaatinin içinde bulunduğu hayat şartlarındaki rahatlığı anlattı.

kaynak: Ermeni Portreleri Hüdavendigar Onur Burak Yayınları İstanbul 2000

Survivor Anıl Tetik Kimdir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Survivor Anıl hayatı

Anıl Tetik biyografisi

Başlangıçta Survivor Ünlüler Gönüllüler 2012 yarışmasına gönüllüler takımında bulunan ancak yapılan oylamayla ünlüler takımına geçmişti Anıl. Kısa zamanda büyük bir hayran kitlesine sahip olan Anıl 1991 yılında İstanbul Küçükçekmece’de doğdu.

Kadir Has Üniversitesi’nde Amerikan Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyor. Aynı zamanda bir motor sporcusu olan Anıl ailesinin itirazlarına rağmen 4 ayda 100 kilodan 75 kiloya kadar düşerek çocukluk hayalini gerçekleştirmek için motor sporları dersleri almaya başladı. Motor sporlarında birçok derece ve başarı elde etti. İki kez Türkiye birinciliği ve son olarak Doğu Avrupa Pist Şampiyonası’nda da birincilik elde ederek üçte üç yaptı.

Asım Köksal Kimdir

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Asım Köksal Hayatı


Asım Köksal Biyografisi

Mustafa Asım Köksal, 1913 yılında Kayseri`nin Develi ilçesinde doğdu.
Mustafa Asım Köksal İlköğrenimini Develi Numune Mektebinde gördü. Develi Müftüsü İzzet Efendi`den medrese usulüne göre eğitimi aldı. Mustafa Asım Köksal Ankara`da bulunduğu sıralarda Kerkük alimlerinden Muhammet Efendinin öğrencisi oldu. İskilipli İbrahim Etem`den tasavvuf terbiyesi aldı. 1933 senesinde Diyanet İşleri Başkanlığında memuriyete başladı ve 31 yıl boyunca üst kurullarda çeşitli vazifelerde bulundu. 1964 senesinde İslam Tarihi adlı eserini yazabilmek için emekli oldu.

Asım Köksal 1983 yılında 18 ciltlik İslam Tarihi adlı eseriyle, Pakistan Siret Ödülünü kazanmıştır. 1995 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın kültür adamı seçilmiştir. Asım Köksal 1998 tarihinde vefat etmiştir.

Asım Köksal Eserleri

İslam Tarihi-Hz Muhammed Aleyhisselam ve İslamiyet 18 cilt, Hz.Hüseyin ve Kerbela Faciası, Peygamberler Tarihi, Gençlere Din Kılavuzu, Tevbe, Reddiye, Peygamberler (manzum), Peygamberimiz manzum bir siret, Sohbetler, Armağan, Ezanlar, Bir Amerikalının 23 Sorusuna Cevap, Türkçe Ezan Meselesi, Şeyh Bedrettin basılmamıştır, Şeyh Ahmet Kuddisi hayatı, mesleği, üstün kişiliği ve eserleri, İslam İlmihali.

23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı Mesajları

Cuma, Haziran 22nd, 2012

23 Nisan Mesajları

23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı Kutlama Mesajları

Bu memleket tarihte Türk’tü, bugün de Türk’tür ve sonsuza kadar Türk olarak yaşayacaktır.

Çocuklar yurdumuzun temelidir.

Bugünün küçükleri, yarının büyükleridir.

Çocukları sağlıklı ve bilgili yetiştirilmeyen uluslar, temeli çürük binalar gibi çabuk yıkılırlar.

Vatanı korumak çocukları korumakla başlar.

Çocuklar geleceğimizdir.

Milletimizin ve Cumhuriyetimizin teminatı olan çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en içten duygularımla kutlar, gözlerinden öperim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının …….. yılını coşkuyla kutladığımız bu günde, varlıklarıyla hayatımıza neşe katan çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en kalbi duygularımla kutluyor selam ve sevgilerimi iletiyorum.

Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur.

Ulusal egemenlik, ulusun namusudur, onurudur, şerefidir.

Ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar yok olur.

Özgürlüğün de, eşitliğin de adaletin de dayanağı ulusal egemenliktir.

Korku üzerine hakimiyet bina edilmez.

Yeni Türkiye Devleti’nin yapısının ruhu, milli egemenliktir. Milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir.

Bu duygu ve düşüncelerle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Birinci Meclisimizin kahraman üyelerini ve milli mücadelede emeği geçmiş olan herkesi en derin saygı ve rahmetle anıyor, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının ……… yılını ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyorum.

Mili iradenin kalbinin attığı yer olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının …….. yılını ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı canı gönülden kutlar, bizleri bu günlere getiren başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, vatanımıza hizmeti geçmiş bütün ecdadımızı saygıyla yad ederim.

Şapmiyonluk Kupası nerede verilecek 12 mayıs

Cuma, Haziran 22nd, 2012

12 Mayıs Şampiyonluk Kupası Nerede Verilecek?

Şapmiyonluk Kupası nerede verilecek

TFF Kararını verdi Şampiyonluk kupası Kadıköy’de verilecek
Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanacak Spor Toto Süper Final maçından sonra, şampiyona kupasını Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören verecek.

Şükrü Saracoğlu Stadı’nda yarın saat 19.00’da başlayacak olan ve şampiyonun belirleneceği maçı, Yıldırım Demirören başkanlığında Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyeleri, stadyumda birlikte izleyecek.

Maçın bitiminin ardından düzenlenecek törende, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Demirören, 2011-2012 Spor Toto Süper Lig Şampiyonu olacak takımın kaptanına şampiyonluk kupasını takdim edecek.

Fenerbahçe’nin 29 yıl Kupa Geyikleri

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Fenerbahçe Türkiye Kupası Geyikleri,Sosyal medyada kupa geyikleri

Fenerbahçe’nin 29 yıl aradan sonra kupayı kazanması sosyal medyada yankı buldu

29 yıllık hasreti gidermek için Bursaspor ile karşı karşıya gelen Fenerbahçe 4-0′lık bir skorla Bursaspor’u devirdi. 29 yıl sonra Türkiye Kupası’nı müzesine götüren Fenerbahçe’de büyük sevinç yaşanıyor.

İşte sosyal paylaşım sitelerinde Türkiye Kupası hakkında yapılan yorumlar şöyle.

-Rahat uyu Fred Çakmaktaş, Fenerbahçe Türkiye Kupasını aldı.

-Tarihe tanıklık ettim!

-ATV’nin yayın yönetmeni olsam, hemen alt köşeye “TV’de ilk kez” yazısı koyardım.

-Renkli televizyonda ilk kez kupa kaldıracaklar.

-Fenerbahçe Türkiye Kupası’nı alıyor, ben de dahil 37.552.835 kişi ilk kez Fenerbahçe’yi Türkiye Kupasını kaldırırken gördü.

-FB’nin 29 yıl sonra kupa alması ile dalga geçenler averajla kümede kaldıklarını ve 13-14 yıl şampiyon olamadıklarını unutmasınlar.

-Real’in Barça’yı yenmesi, Messi’nin penaltı kaçırması, Real-Barça’nın Şampiyonlar Ligi’nden elenmesi… Bunlar Fenerbahçe’nin kupayı alacağının göstergesiydi

-Maçı kaydedin hemen. Arşivlere alın. Saklayın. Print alın. Caps alın bi şey yapın. Fenerbahçe Türkiye Kupası alıyor. Mucizeeeee

-Süper Kupa’da görüşürüz Galatasaray. Orada beraberlik yetmiyor.

-Fenerbahçe’nin kupayı alması kesinleşince, kullanma kılavuzu verileceği açıklandı.

-Fenerbahçe kupayı aldı. Hala Mayalara inanmayan var mı?

Kaynak:trthaber.com

Türkiye Portekiz Maçı 2 Haziran

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Türkiye-Portekiz maçı 3-1

Türkiye Portekiz’i 3-1 Yendi

A Milli Futbol Takımımız, hazırlık maçında karşılaştığı Portekiz’i 3-1 mağlup etti.

Abdullah Avcı’nın öğrencilerine, EURO 2012’nin favorilerinden olan Portekiz karşısında galibiyeti getiren golleri; 34, 52’de Umut Bulut ve 88’de Pepe’nin kendi kalesine attığı goller getirdi.

Lizbon’daki maçta ev sahibinin tek sayısı 57’de Nani’den geldi. Başarılı bir performans ortaya koyan Volkan Demirel, skor 2-1’ken 65’te Cristiano Ronaldo’nun penaltısını kurtardı.

Adım Küçük Yazılmış | AKŞAM

Cuma, Haziran 22nd, 2012

‘Adım küçük yazılmış!’

Sivas’ta 24. dönem milletvekili seçimleri için oy verme işlemi saat 07.00’de başladı.

Kent merkezinde ve ilçelerde sabahın erken saatlerinden itibaren vatandaşlar, oylarını kullanmak için sandık başına gitti. Oy kullanma işlemi sırasında yaşlı ve engelli vatandaşlara sandık görevlileri yardım etti. Bu arada aranan bazı kişiler de oy kullanmak için geldikleri sandık başında emniyet mensuplarınca gözaltına alındı.

Sivas Valisi Ali Kolat da eşi İlksen Kolat ile Atatürk Lisesi’nde 1014 No’lu sandıkta oyunu kullandı. Vali Kolat, dün saat 18.00’e kadar sözün siyasilerde olduğunu, bugün artık sözün milletin olduğunu ifade etti. Oy kullanmanın hem bir vatandaşlık hakkı hem de vatandaşlık görevi olduğunu belirten Vali Kolat, ”Bu görevi de yerine getirmiş oluyoruz. Bu saate kadar ilimizde olumsuz herhangi bir şey olmadı. Herkes rahat bir şekilde oylarını kullanıyor. İnşallah bir şey çıkmaz. Zaten gerekli tedbirlerini de hemen her yerde, sandık başlarında ve sandık çevresinde aldık” dedi.

-BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ ADAYI ŞENER’İN TEPKİSİ-

Sivas bağımsız milletvekili adayı Abdüllatif Şener de, Yenişehir Lisesi 1370 No’lu sandıkta oyunu kullandı.

Şener, halkın iradesiyle milletvekillerinin yenileneceğini belirterek, yeni bir parlamento döneminin başlayacağını söyledi. Sivas’ta yoğun bir seçim kampanyası sürdürdüklerini anlatan Şener, ”İrade halkımızındır, Sivaslılarındır. Ortaya hangi iradeyi çıkarırlarsa çıkarsınlar bunun doğru bir karar olduğuna inanırım. Çünkü her seçim seçilenlerin seçilmesinden öte kendi halkımızın kendisi hakkında verdiği bir kararı ifade eder” dedi.

Şener, oy pusulasında adının küçük puntolarla yazılmasına da tepki göstererek, oy pusulasıyla ilgili büyük bir sorun bulunduğunu belirtti.

Şener, şunları kaydetti:

”Bağımsız aday olarak benim ismim çok küçük yazılmış. Halbuki partilerin isimleri hangi puntolarda yazılıyorsa bağımsız aday olarak, çünkü aynı koşullarda seçimlere giriliyor, aynı puntolarda yazılması gerekiyordu. Üstelik o kadar küçük yazılmış ki biliyorsunuz 45 yaş üstü vatandaşlarda biyolojik olarak yakını görme sorunu oluşur. 45 yaş üstünün gözlük takmadan göremeyeceği kadar küçük puntolarla yazılmıştır. Türkiye’de de belli yaşın üzerinde gözlük kullanma alışkanlığı zaten yoktur. Dolayısıyla biyolojik olarak bile seçmenlerin bir kısmının göremeyeceği küçüklükte yazılmıştır. İkinci olarak bağımsız adayla ilgili bölüm diğerlerinden farklı düzenlenmiştir. Bu da şaşırtıcı seçmeni yanıltıcı bir durumu ifade eder. Hem küçük yazılması hem de farklı düzenlenmiş olması nedeniyle doğrudan doğruya bağımsız aday olarak bana oy vermek isteyen seçmenleri yanıltmaya yönelik bir oy pusulası düzenlenmiştir. Bu kabul edilebilir bir şey değildir.”

Şener, basın mensuplarının oy pusulasında isminin küçük puntolarla yazılmasına bir itirazının olup olmayacağını sorması üzerine Şener, ”Seçim sonuçlandıktan sonra arkadaşlarımızla konuyu değerlendireceğiz” cevabınıverdi.

”Ülke geneliyle ilgili nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?’ sorusu üzerine Şener, ”Türkiye geneliyle ilgili herhangi bir değerlendirme yapmak istemiyorum. Çünkü biz gerçekten Sivas’taki seçimlere odaklandık. Haber programları bile izlemeden, gazeteleri bile okumadan 24 saat Sivas’taki seçime odaklanmış olarak çalışmalarımızı sürdürdük. Partilerin 5’şer adayları vardı. 5 kişinin gittiği yere ben tek başıma ulaşmaya çalıştım. Çünkü her seçmen doğrudan doğruya adayı görmek istiyordu. Böyle bir zorluğumuz da vardı. Bu yoğunluk nedeniyle Türkiye geneliyle ilgili herhangi bir değerlendirme yapmayacağım ama seçimlerin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

KAYNAK
AKSAM

Hangi Gazete Kimin

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Hangi Gazete Kime Ait

Hangi Gazetenin sahibi kim

Akşam, Tercüman ve Güneş Çukurova Grubu’na,

Sabah, Takvim, Yeni Asır, Pas Fotomaç Çalık Grubu’na,

Yeni Şafak Albayrak Grubu’na,

Türkiye Gazetesi İhlas Grubu’na,

Bugün Koza İpek Grubu’na,

Hürriyet, Milliyet, Posta, Vatan, Radikal, Fanatik, Referans, Turkish Daily News Doğan Grubu’na aittir.

Voleybol Hakkında…

Cuma, Haziran 22nd, 2012

VOLEYBOLUN TARİHÇESİ

Voleybol Amerikalı William Morgan tarafından 1895’te A.B.D’de bulundu.Morgan YMCA adlı bir dernek üyesi olarak gençlerin spor yapması için bu oyunu geliştirmiştir.Morgan ,bu oyunu Basketboldan daha az fiziksel temas gerektiren bir oyun oluşturmak üzere basketbol,beyzbol,tenis ve hentbolun bazı özelliklerini biraraya getirmiş ve bu oyuna MINTONETTE adını vermiştir.
Morgan fileyi tenisten ödünç almış ve onu yerden yaklaşık 183 cm. yükselterek ortalama insan boyunun biraz üzerine çıkarmıştır.1896 yılında Springfield kolejinde Y.M.C.A kongresi toplandığında Dr. Mintonette adını VOLLEYBALL olarak değiştirmiştir.
Çünkü önemli olan topu öne-geriye getirmektir ve bu ingilizce volley anlamına gelmektedir. Bir oyun olarak voleybol önceleri A.B.D. iş adamları tarafından oyun sahalarında görülmüştür.1900 yılında Kanada bu sporu benimseyen ilk ülke olmuş ve uluslararası bir kuruluş olan Y.M.C.A. voleybolun bütün dünyaya yayılmasına öncülük etmiştir ve ayrıca aynı yılda voleybol için özel top tasarlanmıştır. İlk uluslararası turnuva 1913 yılında Asya kıtasında düzenlenmiş ve turnuvaya Çin ,Japonya ve Filipinler katılmıştır.
1916’da Filipinler’de topu belli bir açıyla yükselterek başka oyuncu tarafından vurulması şeklinde hücüma yönelik bir stil geliştirilmiştir. Birinci Dünya savaşında Avrupa’ya gelen A.B.D. askerleri voleybolu tanıtmaya başlamışlar ve 1917 yılında Y.M.C.A. üyesi A.B.D. askerleri bu sporu Fransa’ya götürmüşlerdir.1917 yılında Çekoslavakya’da oynanmaya başlamıştır.Aynı yılda oyun puanı 21’den 15’e düşürülmüştür.2.13 metre olan file yüksekliği 2.43 metreye yükseltilmiştir.1918 yılında sahadaki oyuncu sayısı 6 oyuncuyla sınırlı tutulmuştur.
Voleybol 1920’de Polonya’da oynanmaya başlanmış ancak her ülke oyun kurallarını değişik olarak belirlemiştir.Örneğin Asya kıtasında voleybol 9 kişiyle ve alçak filede oynanmıştır.1922’de her takım için üç vuruştan sonra topu karşıya atma kararı alınmıştır.
1922’de ilk defa Y.M.C.A. ulusal şampiyonası Brooklyn Newyorkta 11 eyaletten 27 takımın katılımıyla gerçekleşmiştir. 1928’de turnuvalara ve kurallara ihtiyaç duyulduğu görülmüş ve USVBA(Birleşik Devletler Voleybol Federasyonu) kurulmuştur.Voleybol sahasının YMCA takımı dışındakilere açılımı ile ilk defa ABD açık hava oyunu gerçekleşmiştir.
1930’da ilk defa ikili plaj voleybolu gerçekleşmiştir. 1934’te ulusal voleybol hakemleri onaylanmış ve aynı yıl Stocholm’de IAHF (Uluslararası Hentbol Federasyonu ) kongresinde Polonya başkanı bir teknik komite kurulmasını teklif etmiş ve kurulmuştur.
1936’da Berlin’de Olimpiyatlar sırasında II. Kongre yapılmış ve uluslararası bir komitenin kurulmasına karar verilmiştir.Ancak 2. Dünya savaşının çıkması bu girişimi etkilemiştir.
1937’de Boston’daki Amatör Sporlar Birliği toplantısında A.B.D. voleybol federasyonunu ulusal,resmi ,idari örgüt olarak kabul etmiştir. 1938 yılında Amerika’da uygulanan kurallar küçük değişiklerle uluslararası kurallar olarak kabul edilmiştir.
1947’de Pariste yapılan uluslararası kongrede Uluslararası Voleybol Federasyonu belirlenmiştir. Bu federasyona ilk üye olan ülkeler ; A.B.D., Brezilya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya, Macaristan, Mısır, Portekiz, Polonya, Uruguay ve Yugoslavya’ dır.

• 1948’de ilk ikili plaj voleybolu turnuvası yapılmıştır.
• 1949’da ilk dünya şampiyonası Prag Çekoslavakya’da yapılmıştır.
• 1961 yılında Marsilya’da Olimpik branş olarak kabul edilmiştir.
• 1964 yılında Tokya’da yapılan Olimpiyatlarda erkekler ve bayanlar voleybol müsabakaları Olimpiyat programına konulmuştur.
• 1964 yılında Tokya’da bayanların bir defaya mahsus müsabakaya katılabilecekleri kararı alınmıştır.
• 1966 yılında Prag’da bayanların Olimpiyatlara katılmaması kararı kaldırılmıştır.
• 1974’de Meksika’daki Dünya şampiyonası Japonya’da Televizyondan yayınlanmıştır.
• 1987’de uluslararası voleybol federasyonu Dünya plaj voleybolu serisini programa almıştır.
• 1989’da uluslararası voleybol federasyonu voleybol sporuna yardım programı oluşturmuştur.
• 1990’da Dünya Ligi kurulmuştur.
• 1992’de Amerika’da 4 kişilik profesyonel plaj ligi başlamıştır.
• 1995’te voleybol sporu 100 yaşındaydı.
• 1996’da ikili plaj voleybolu olimpiyat programına alınmıştır.

TÜRKİYE’DE VOLEYBOL

Voleybol Türkiye’ye 1919 yılında Amerikalılar tarafından getirilmiştir.Bu sporu Türkiye’ye tanıtan kişi Dr.DEAVER isimli bir Y.M.C.A.üyesidir.Dr.Deaver 1919-1925 yılları arasında Y.M.C.A. müdürlüğünü yapmış ve adı geçen derneğin Çarşıkapı’daki spor salonunda başlayan voleybol müsabakaları İstanbul’luların ilgisini çekmiş ve rahbet görmüştür.Aynı zamanda Cağaloğlu’nda bulunan Erkek Muallim Mektebinde beden eğitimi öğretmeni Selim Sırrı Tarcan, Y.M.C.A. derneğinde oynanan voleybolla ilgilenmiş ve öğrencilerine bu sporu öğretmiştir.1920-1924 yılları arasında Selim Sırrı Tarcan’ın yetiştirdiği öğretmenler, voleybol öğretmeni olarak görev aldıkları yerlere bu sporu götürmüşler ,yayılmasına neden olmuşlardır.
İstanbul’daki bütün okullarda(Kabataş,Galatasaray,Vefa,İstanbul L.) voleybol futboldan daha öncelikli hale gelmiştir.Bu liselerden mezun olup eski mühendis mektebine geçenler voleybolu 1924-1944 yıllarında buranın sembolü haline getirmiş ,İstanbul şampiyonaları ilgi görmüştür.
1949’da Türkiye voleybol şampiyonası yapıldı.Bu şampiyonaya Beyoğlu, G.S, Altınordu, Moda, Kurtuluş, Vefa, Kadıköy kulüpleri katıldı. 1952’de Ayhan Demir üniversite takımını Mısır’a götürmüş ve modern voleybol ile karşılaşılmıştır.
1953’de ülkemizde Yugoslavya’da oynanan maçlarla oyun sistemimiz değiştirilmeye başlanmış ve 1956’da ilk defa Dünya şampiyonasına katılarak Dünya voleybolu hakkında ,kurallar konusunda bilgi sahibi olunmuştur. Bu arada ülkemize getirilen Yugoslav antrenör gençlerimize modern voleybolu öğretmeye başlamıştır.

TÜRKİYE VOLEYBOL FEDERASYONU
İstanbul şampiyonası 1928’den beri düzenli olarak yapılmaktayken, Türkiye voleybol şampiyonası da 1949’dan itibaren düzenlenmeye başlanmıştır.Türkiye 1948’de Uluslararası Voleybol Federasyonuna üye olmuştur.
Bu duruma rağmen ülkemiz de ayrı bir federasyon kurulmamış, Voleybol,Basketbol ve El topu spor oyunları federasyonu olarak idare edilmiştir.Kulüplerde çoğu zaman basketbol takımları biraraya gelerek voleybol takımı kurmuşlardır.
1958’de yetkililer,federasyonları ayırmış ‘Voleybol ve El Topu’ federasyonu kurmuşlardır.Bu büyük bir aşama olmuştur.
1958’de ilk defa erkeklerde Avrupa şampiyonasına katılan takımımız diğer yıllardaki tüm şampiyonalarda yer almıştır.Kız takımımız 1963’de oynanan Avrupa şampiyonasına katılmıştır.1967’de 35 takımın katılımıyla Avrupa şampiyonasını ülkemizde organize ederek modern voleybolun ülkemize yayılmasını sağlamıştır.
Türkiye ,1998 yılında ilk defa elemelerden geçerek Japonya’da yapılan Dünya voleybol şampiyonasına katılmıştır.

Madonna 7 Haziran’da Türkiye’ye Geliyor

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Madonna İstanbula Geliyor 7 Haziran 2012

7 Haziran’da İstanbul’a gelecek olan Madonna’nın 90 TIR’la geleceği öğrenildi.

Madonna’yı Türkiye’ye getirecek olan GNL’nin kurucusu Alp Çağrı Günal, Toplam 3 uçak dolusu kargo, 45 TIR gelecek. Ama dönüşün hepsi TIR’la olacağı için toplam TIR sayısını 90 gibi düşünün. Zaten Madonna, Rolling Stones, U2 konserleri dünyanın en büyük prodüksiyonlarıdır. Tüm malzemelerini kendileri getiriyorlar, riske atamazlar. Bizden alanı alıyorlar. Vinç, forklift, taşıyıcı, işgücü, kamyonlar, lokal araçlar istiyorlar, o kadar dedi.

2012 Eurovision Birincisi İsveç Loreen

Cuma, Haziran 22nd, 2012

2012 Eurovision Birincisi İsveç

Eurovision 2012 Birincisi İsveç Loreen Euphoria

2012 Eurovision Şarkı Yarışması’nı galibi Euphoria isimli şarkısıyla 372 puan toplayan İsveç’li yarışmacı Loreen oldu.

Oylama bitiminde yarışmaya katılan her ülkeye canlı bağlantı yapılarak ülkelerin puanlamaları alındı. Puanlama sonucunda 57’nci Eurovision Şarkı Yarışması’nda 372 puan alan İsveç’i temsil eden sanatçı Loreen birinci olurken ikinci Rusya, üçüncü ise Sırbistan oldu. Türkiye yarışmayı 7’nci olarak tamamladı.

İstiklal Marşının Kabulu

Cuma, Haziran 22nd, 2012

İstiklal Marşının Kabulu

İstiklal Marşının Kabulü

İstiklâl Marşı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Milli marşıdır. Marşın sözlerini Mehmet Akif ERSOY yazmış, bestesini Zeki ÜNGÖR yapmıştır.

1921 yılında, Şanlı Bayrağımız’ın ve Kahraman Türk Milleti’nin simgesi olacak milli bir marş yazılması için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir yarışma açılmış ve kazanana para ödülü verileceği açıklanmıştır. Ülkenin her tarafından pek çok şair, duygu ve heyecanlarını anlatan mısralarla bu katıldığı halde, Mehmet Âkif’in bu yarışmaya katılmadığı görüldü. Nedeni sorulduğunda: ‘’Milli marş para ile yazılmaz’’ cevabını verdi. Arkadaşlarının ısrarları üzerine ve kazanırsa ödül verilmemesi şartı ile yarışmaya katıldı ve hepimizin yüreğinde yer eden İstiklal Marşı’nı yazdı.

Yapılan seçim sonunda, Mehmet Akif’in 20 Şubat 1921’de yazdığı “Kahraman Ordumuza” sungusunu taşıyan şiiri 12 Mart 1921 günü büyük çoğunlukla TBMM’nce İstiklâl Marşı kabul edildi. Aynı yıl bir de beste yarışması açıldı, ama kesin bir sonuç alınamadı. Bunun üzerine Millî Eğitim Bakanlığı’nca Ali Rıfat ÇAĞATAY’ın (1867–1935) bestesi uygun görülerek okullara duyuruldu. 1924’ten 1930’a kadar marş bu beste ile çalındı. O yıl bunun yerini, Cumhurbaşkanlığı Orkestrası şefi Zeki ÜNGÖR’ün 1922’de hazırladığı bugünkü beste aldı.

Türk Milleti’nin zaferini, yüceliğini ve bayrağımızın kutsallığını en güzel duygularla anlatan İstiklal Marşı, yarışmaya katılan 724 şiir arasından seçilerek zamanın Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından Büyük Millet Meclisi’nde okundu. Bütün milletvekillerince büyük bir coşku ve heyecan içerisinde, iki defa ayakta dinlenen İstiklal Marşı, 21 Mart 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Milli Marş olarak kabul edildi. Ünlü bestecilerimizden Osman Zeki Üngör tarafından bestelendi.

Mehmet Akif Ersoy, İstiklâl Marşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılacağına olan inancını, Türk askerinin yürekliliğine ve özverisine güvenini, Türk ulusunun bağımsızlığa, hakka, yurduna ve dinine bağlılığını dile getirir.

Facebook hakkında

Cuma, Haziran 22nd, 2012

Facebook denen bu sitede Politik görüs veya hissiyatlarinizi paylasmayiniz. Paylasacaksaniz muhakkak sanal (uydurma) bir hesap açiniz. Yazilarinizi postaladiktan sonra ADSL yi kapatıp bir süre bekledikden sonra ve yeniden baslatıp (Yeni bir IP aldukdan sonra) gerçek hesabınızdan giriş yapınız.(Tabii illede Facebook üyesi olucam diyorsanız!) Bu sitede veri tabanına sahip kisi sizin hemen her türlü eğilimlerinizi, arkadas akraba baglantilarinizi, resim ve videolarinizi, neye kizip neye kizmadiginizi, okulunuzu, şakalarinizi, size takılan lakapları… v.b. gibi daha bir çok şeyi elde etmis oluyor (Tabi bu zaman içerisinde sizin ve arkadaşlarınızın arasında geçen site üstünden yapılan haberleşme trafiğinizle ve neyi ne kadar paylastiginiz ile orantili).

Ülkemizin malum durumu nedeniyle bu tür konularda hassas olmanizi, Ülke ve Kisisel güvenliginiz (siz ve arkadas, akraba çevreniz) için buna azami dikkat etmenizi rica ediyorum.

Güvenlik olarak Ülkemiz sınırları içinde olmayan bir server ( internet sunucusu )’da ve yabancı bir şirket tarafından hizmet verildiği bilinciyle ; Facebook da 2 ayrı hesap açmanızı birinin sanal kişilik ve kişisel bilgi belge olmayan diğerinin ise kendi isim ve istediğiniz ölçüde bilgi ile donatılmış hesaplar olmasına dikkat ediniz.(Burda IP nizin değişmiş olması gerekliliğini unutmayınız) Kısaca facebook gerçek kişisel bilgiler ile girilecek pek güvenli bir site değildir.

Kişisel Kredi Kartı olan kişilerin zaten ABD merkezli uluslar arası veri bankası nedeniyle hesap hareketliliğiniz, bütçeniz, ev iş adresiniz v.b gibi bilgiler Veribankasında bulunmaktadır. Bu profilinizde yapmış olduğunuz detaylı bilgi girişi, (Arkadaş, Dost çevre, etnik köken, din, politik inançlarınız v.b gibi) bilgiler pekiştirildiğinde mükemel gönüllü bir “kisisel” istihbarati ABD ve bagli Hükümet yada gizli servislere vermis olursunuz. Bu komplo degil ; çünkü ABD, KANADA, INGILTERE v.b gibi ülkeler ulusal güvenlik yada bolgesel operasyonlar geregi bu bilgileri adi gecen merkez yada kuruluşlardan , ülkelerinde/etki alanlarında hizmet veren vebsitelerinden alabilmektedir. Ve bu ülkelerin Türkiye Cumhuriyetini ve Vatandaşlarını nezaman ve ne koşulda düşman ilan edeceği, yada bu bilgi ve belgeleri bölücü yada yardakçıları ile paylaşmayacakları nın garantisi yoktur. 911 den sonra ABD yönetimi 50 Milyar Dolar dan fazla bir bütçeyi Dünyayı dinleme, izleme ve yeni anti terör çalışmaları ve soğuk savaşlarda kullanmak üzere senato onayı ile elinde bulundurmaktadir. Bu hazir altyapı ve teknolojiyi yeri geldiğinde, olası bir çıkar çatışması/çatışma v.b gibi bize karşı yürütebileceği operasyonlarda da kullanacağı açıktır.

Yonja, Hi5 v.b gibi sitelerde de aynı önlemleri almanızı şiddetle tavsiye ederiz. Ayrica Yesil Kart (Green Card) uygulaması da pek farkli degildir. Yesil Kartda da Kültür sömürüsü sonucu gelisen : daha iyi bir hayat seviyesi balonu, yada Türkiye ye olan sevgisizlik, çevresel olumsuzluk, politik anlayisi v.b gibi nedenlerle bir baska Ülkenin kapisina gidip Göçmenlik basvurusu yapan vede büyük bir çogunlugu, bu hakki kazanamayan ; “zayif halka” olarak ABD göçmen bürosu veri bankasinda detayli bilgileri ile birlikte arsivlenmekte / fislenmektedirler.

2006’da kurulan sosyalleşme ağı Facebook, bugünlerde Türkiye’de de oldukça popüler. Evde, işyerinde, okulda çok sayıda insan önemli bir zamanını Facebook’ta profil güncelleyerek, sağa sola pençe atarak geçiriyor. Ancak bazı noktalara dikkat edilmezse Facebook ileride canınızı sıkabilir.
Şunu unutmayın, patron için Facebook’tan daha mükemmel bir radar olamaz. Dünyada Facebook’taki eylemleri yüzünden işinden olan insanlar var; birçok işyeri, okul ve kuruluşsa öğrencilerinin, çalışanlarının veya üyelerinin Facebook’a girmesini yasakladı.
Facebook üyesi binlerce kişi de ”privacy-gizlilik” seçeneğini topyekün göz ardı ettikleri için sıkıntılı anlar yaşadı, başlarını belaya bile soktu… İş aramak gibi profesyonel amaçlarla da kullanılan Facebook, saf anlamda sosyalleşmeyi sağlayan son yılların en önemli internet araçlarından biri. Ancak Facebook kullanmaya yeni başlayanların, yabancıların kendilerine ait bilgileri ne ölçüde görebileceklerini tayin eden gizlilik ayarlarına önemsemeden bodoslama dalması rahatsız edici sonuçlara neden oluyor.

İlişki düzeyini belirleyin:
Bir kişiyi tanıyıp tanımadığınızı tayin eden 3 pozisyon var. Facebook’a girdiğinizde size göre herkes yabancıdır; ”network” yani ağ, bir bölge, yer, okul veya şirket sakinlerinin oluşturduğu gruptur. Arkadaşlarınızsa karşılıklı olarak birbirinizi tanıdığınızı onayladığınız kişilerdir. Facebook’ta profilinize arkadaşlarınız gibi erişebilecek ”o benim ‘arkadaşımın arkadaşı ama arkadaşım değil” seçeneği yok.

Gizlilik ayarlarını değiştirin:
”Privacy” birçoğunun Facebook kariyerine başladığında umursamadığı bir seçenektir. Ancak başlangıç ayarlarına göre ağınızda (network) olan herkes, size ait olan her şeyi görebilir. Türkiye’den yola çıkalım; Türk kullanıcıların büyük çoğunluğunun ”kafadan” Türkiye ağına üye olduğunu düşünürsek, bu ağdaki herkes, size ait olanları arkadaşlarınız kadar görebilir. Bir ağın mensubu değilseniz, bilgilerinizi sadece arkadaşlarınız görebilir. Ama ben mesela Türkiye ağına üyeyim, o halde yapmam gereken Privacy başlığı altındaki Profile’e girip, çıkan ekranda ”profile: only my friends-yalnızca arkadaşlarım” şıkkını seçmektir. Bu ekrandan e-posta adresinizi yalnızca arkadaşlarınızın görebileceği şekilde düzenlemeniz hatta ”Profile” başlığı altındaki birçok maddeyi arkadaşlarınıza özel olacak şekilde ayarlamanız menfaatiniz icabınadır.

Facebook’da geçirdiğiniz zamanı kimse bilmesin:
”Privacy” başlığı altındaki ”Newsfeed and mini feed”e mutlaka uğrayın çünkü, bu seçeneğin başlangıç ayarları, sizin Facebook’ta yaptığınız her eylemi yayımlıyor. Bu kadar küresel olmaya, Facebook başında sabahladığınızı başkalarının bilmesine gerek yok. Bu sosyalleşme ortamının, yaptığınız her şeyi herkesin görebileceği seyir defteri diye tanımlanabilecek ”mini feed” adında bir özelliği var. Yani sizin mesai saatinizde Facebook’ta ne zaman, ne kadar zaman geçirdiğiniz tespit edilebilir. Şimdilik bizim buralarda tutatanak tutacak siber işyeri polisleri yok gibi, ancak yine de temkinli olmakta fayda var. Bu yüzden en azından işteyken önce ”privacy”, ardından ”news feed and mini feed”e girerek ”show times in my mini feed” seçeneğini iptal edip yaptığınız eylemlerin zamanının görünmesini engelleyin.

Arkadaşlarınız için gizlilik:
Başlangıç ayarlarında herkes arkadaşlarınızın listesini görebilir. Bu durum ”Poke, Message and Friend Request” ayarları kısmında ”Friends-arkadaşlar” seçeneğinden vazgeçerek ortadan kaldırılabilir.

Bir profesyonel, bir de kişisel profiliniz olsun:
Facebook arkadaşlarınızla şakalaşıp eğlenebileceğiniz bir ortam olduğu kadar, profesyonel/mesleki amaçlara da hizmet edebilir. Her ne kadar Facebook kurallarına aykırı olsa da iki profiliniz olsun, profesyonel profilde tam ad, mesleki durum, eğitim ve yalnızca sektörel bağlantılar olsun. Bu profil altında iş ve okul ağlarınıza takılın. Sulu değil profesyonel bir fotonuzu ekleyin ya da hiç eklemeyin. Kişisel ve özel profilinizdeyse isim, takma isim kullanabilrisiniz; soyadınaysa gerek yok ya da tek bir harfle ifade edin. Bu profille okul ve işyeri, meslek ağlarına bağlanmayın. Mesleki deneyiminizi paylaşmayın. İş e-posta adresinizi kullanmayın. Ve istediğiniz her şeyi yapın. Ancak iş ve özel arkadaşlarınızı birbirine karıştırmayın.

Herkesle arkadaş olmayın:
Şu kısacık Facebook kariyerimde en çok dikkatimi çeken şey, birçok insanın bir zombi açlığıyla arkadaş listelerini şişirme çabası oldu. Arkadaşlığa onay verdiğiniz kişilerin sizin arkadaşlarınızın bilgilerine erişebileceğini unutmayın.

Kimlik hırsızlığı:
Hakkınızdaki bilgileri kamulaştırmanın, kaba kimlik bilgilerinizin başkaları tarafından kullanılabilmesi riskini doğruyor ki bu bir başkasının ”sizin adınıza” başka bir sosyalleşme ortamında faaliyet göstermesi riskini doğuruyor.

Facebook gizlilik politikası:
Facebook ile yaptığınız anlaşma gereği, bu oluşum size ait bilgileri diğer şirketlerle paylaşabilir ya da satabilir, bunu unutmayın.

Paranoyakların dikkat etmesi gereken 5 nokta

Facebook’ta size yönelik 5 erişim seviyesi bulunuyor; arkadaş, sınırlı, ağ, yabancı veya bloke…

Gizlilik ayarları oldukça karmaşık; arkadaşlarınız dışında rahatsız edilmek istemiyorsanız hiçbir ağa üye olmayın.

Duvarlara yazmak yerine özel mesaj gönderin. En kibar ifadesiyle duvar yazıları ileride size karşı delil olarak kullanılabilir.

Geçirdiğiniz zamanı ve hatta olduğunuzu kimse bilmesin…

Görülebilir seyir defterinize (mini feed) ince ayar çekin.

Facebookda Gizlilik Ayarı

Cuma, Haziran 22nd, 2012

‘Privacy’ birçoğunun Facebook kariyerine başladığında umursamadığı bir seçenektir. Ancak başlangıç ayarlarına göre ağınızda (network) olan herkes, size ait olan her şeyi görebilir. Türkiye’den yola çıkalım; Türk kullanıcıların büyük çoğunluğunun ‘kafadan’ Türkiye ağına üye olduğunu düşünürsek, bu ağdaki herkes, size ait olanları arkadaşlarınız kadar görebilir. Bir ağın mensubu değilseniz, bilgilerinizi sadece arkadaşlarınız görebilir. Ama ben mesela Türkiye ağına üyeyim, o halde yapmam gereken Privacy başlığı altındaki Profile’e girip, çıkan ekranda ‘profile: only my friends-yalnızca arkadaşlarım’ şıkkını seçmektir. Bu ekrandan e-posta adresinizi yalnızca arkadaşlarınızın görebileceği şekilde düzenlemeniz hatta ‘Profile’ başlığı altındaki birçok maddeyi arkadaşlarınıza özel olacak şekilde ayarlamanız menfaatiniz icabınadır.